Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

GARANTİ BBVA KOBİ’NİN BANKASI OLURKEN, AKBANK’TA KREDİLERİN YARISI 200 MÜŞTERİDE!

Yayınlanma:

|

Bankacılık sektörü kredi yoğunlaşma sorunu yaşarken; bankaların çoğu bir önceki yıla göre kredi yoğunlaşma artarak devam ettiği ortaya çıktı. Az sayıda firmaya yüksek montanlı kredi verilmesi ile oluşan Kredi yoğunlaşması bazı bankalar için kritik seviyeye geldiği ortaya çıkmış durumda. Kredi yoğunlaşması stratejisi ile bankalar kısa sürede hedef gerçekleştirip; banka Pazar payını artırırken; orta uzun vadede bu firmalarda oluşan sorunlu krediler bankanın rasyolarını da olumsuz etkiliyor. İlk 100 ve ilk 200 firma yoğunlaşması rating derecelendirme firmalarının da önemsediği bir veri olurken bankaların başta yurtdışı kaynaklı  sendikasyon kredi faiz oranları olma üzere, borsa değerine, banka marka değerine  direkt etkisi  olan bir veri. Kredi yoğunlaşması aynı zamanda banka şubelerine en fazla mobbing uygulanan konulardan biri olurken bu nedenle şube müdürleri dahi çıkaran bankaların ise kredi yoğunlaşmasının önüne geçemediği görülüyor. Zira; yoğunlaşmayı azaltmanın yolu piyasada olmayı, çok sayıda firmaya dokunmayı, piyasada hızlı aksiyon almayı gerektiren bir durum olurken; bunu başaran bankaların yoğunlaşma konusunda daha rahat ellerinin ve hareket alanlarının daha güçlü olduğu görülüyor.

Türkiye’de faaliyet gösteren ve Pazar payı en fazla olan henüz yıl sonu verileri açıklanmayan TEB hariç Pazar payı en büyük kamu – özel 9 banka değerlendirmeye alındığında ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Dokuz bankanın nakdi Kredilerde ilk 100 müşteride ortalama kredi yoğunlaşması %32 olurken; Gayri Nakdi Kredilerin %50’si ilk 100 müşteriye verilmiş durumda. İlk 200 müşteride ortalama akdi kredilerde %39 olurken; gayri nakdi kredilerde %61 oldu.  

AKBANK Kredilerde en fazla kredi yoğunlaşma sorunu yaşayan banka oldu  

Son günlerde kredi yoğunlaşmada Kamu Bankaları üzerinden yapılan tartışmaların çok da doğru olmadığı ortaya çıktı. Zira, hem nakdi hem de Gayri Nakdi kredilerde en fazla yoğunlaşma AKBANK’ta çıktı. AKBANK Nakdi Kredilerinin %37’si ilk 100 müşteride yer alırken; %46’sı ilk 200 müşteride yoğunlaştı. Gayri Nakdi Kredilerde ise yoğunlaşma daha da vahim. Bankanın ilk 100 müşteride gayri Nakdi Kredilerin % 62’si yer alırken; %74’lük kısmı ilk 200 müşteride yoğunlaşmış durumda. Banka Nakdi ve Gayri Nakdi kredi yoğunlaşmada rakipleri ile açık ara önde olurken farkın kısa sürede kapanması ise çok zor. Zira kredi yoğunlaşması kısa sürede Pazar payı ve kredi hedef gerçekleştirmede başarı gibi gözükse de zaman içinde özellikle kriz dönemlerinde bu grupta krediler bankalar için yönetilmesi zor bir süreç yaşatabiliyor. Banka üst yönetimin yoğunlaşma konusundaki performansları kötü çıkarken ne gibi aksiyon planları hazırladıkları ise 2022 verileri ile ortaya çıkmış olacak. Nakdi kredilerde VAKIFBANK ve DENİZBANK Kredi yoğunlaşmasında AKBANK’tan sonra en fazla yoğunlaşma olan banka oldu.

GARANTİ BBVA “KOBİ’nin Bankası” olma stratejisi sonuçlara yansımış durumda

GARANTİ BBVA değerlendirmeye alınan en büyük 9 banka arasında en iyi kredileri tabana yaymayı başaran banka konumunda. Nakdi kredilerin % 28’i ilk 100 müşteride; %34’ü ilk 200 müşteride yer aldı. Değerlendirilen bankalar arasında GARANTİ BBVA tabana yaygın kredi yapısı ile “KOBİ’nin Bankası” unvanını hak ediyor. Gayri Nakdi Kredilerde de HALKBANK ile birlikte en iyi durumda olan banka yine GARANTİ BBVA oldu. Gayri Nakdi Kredilerin %42’lık kısmı ilk 100 müşteride yer alırken %52’lik kısmı ilk 200 müşteride yer aldı.

İŞBANK ve YAPI KREDİ ortalamanın altında yer aldı

Yoğunlaşma ortalamasını rakiplerine göre açık ara önde olan AKBANK’ın yoğunlaşma oratlamasını yükseltmesi sayesinde İŞBANK, QNB FİNANSBANK  ve YAPI KREDİ dokuz banka arasında ortalama düzeyde veya banka ortalamasının altında kalmayı başardı.

KAMU BANKALARINA HAKSIZLIK YAPILMIŞ

Kredi yoğunlaşma son günlerde Kamu Bankaları üzerinden tartışmaya açılırken genel duruma bakıldığında Kamu Bankalarına haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Zira, özellikle HALKBANK kredi yoğunlaşmada GARANTİ BBVA’dan sonra KOBİ’nin bankası olma sıfatını hak ederken diğer Kamu ve özel bankalara göre yoğunlaşmanın en az olan ikinci banka oldu. ZİRAAT BANKASI da nakdi kredi yoğunlaşmada ortalamanın altında kalırken nakdi ve Gayri Nakdi kredilerde ortalamanın üzerinde olan tek banka VAKIFBANK oldu. Dolayısı ile kredi yoğunlaşmada son günlerde günah keçisi ve hedef haline getirilen Kamu Bankalarına haksızlık yapıldığı ortada. Buna karşılık Kamu Bankalarındaki kuruluş amaçları olan “İhtisas kredilerdeki” sapma sorunu son yıllarda bozulmuş durumda. Başka bir ifade ile Ziraat Bankası’nda Tarım Kredilerinin; Halkbank’ta Esnaf Kredilerinin payı yıllar itibarıyla erimiş durumda.

BDDK’nın kredi yoğunlaşması ile ilgili düzenlemesi yok

Banka kredi yoğunlaşma sınırlaması sadece iştirakler, ortaklar ve yöneticiler ile sınırlı. BDDK ve Merkez Bankasının canlı kredi yoğunlaşması ile ilgili bankalara herhangi bir telkini ya da yasal düzenlemesi bulunmamakta. Fakat, önemli olan bu konuda bir düzenlemenin vaktinin geldiği kanaatindeyim. Zira özellikle küçük ölçekli öyle bankalar var ki ilk 200 müşteriyi çıkar geriye bir şey kalmıyor veya bankanın 3-5 kredili müşterisinde sorun yaşansa, banka ciddi sıkıntıya düşecek pozisyonda. O nedenle yoğunlaşma sorunu sadece grup içi iştirakler ile ilgili kalmayıp genel düzenleme yapılmanın zamanı gelmiş durumda. Listede olmayan bazı bankalar için kredi yoğunlaşması Sermaye Yeterlilik Rasyolarını ciddi tehdit verecek boyutlara geldiği bilinmeli. Bankaların milyonlarca kişiden topladıkları devlet garantisinde olan mevduatları bir avuç firmaya kredi olarak aktarılmasına düzenleme getirilmesi, standartların daha net belirlenmesinde geç bile kalındı. Yoksa bazı bankalarda %20’leri geçmiş olan sorunlu krediler bir noktadan sonra yönetilemez hale gelir.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Banka Uzmanı www.bankavitrini.com

Ali Coşkun

Türkiye Bankacılık Sektöründe KMO Gerçeği: 2018-2025 Arası Dönüşüm

Yayınlanma:

|

Yazan:

KMO Nedir?

Kredi-Mevduat Oranı (KMO), bankaların topladıkları mevduatın ne kadarını kredi olarak kullandırdığını gösteren temel bir göstergedir:

KMO = Toplam Krediler / Toplam Mevduatlar

Finansal istikrar açısından bu oran, hem bankaların risk düzeyini hem de kredi politikalarının sürdürülebilirliğini izlemek için kritik önemdedir.

2018-2020: Aşırı Kredi Genişlemesi

Bu dönemde KMO oranı %115-120 seviyelerindeydi. Yani bankalar her 100 TL mevduata karşılık 115-120 TL kredi veriyordu. Bu durum:

  • Sistemin kendi kaynağının ötesinde kredi genişlemesi yaşadığını,

  • Kredi finansmanının bir bölümünün dış kaynaklar veya özkaynaklarla karşılandığını gösteriyordu.

Ancak yüksek KMO:

  • Likidite riskini artırıyor,

  • Dış şoklara karşı kırılganlığı büyütüyordu.

2021 Sonrası: Politikada Sıkılaşma ve Yeni Dönem

2021’den itibaren TCMB’nin uygulamaya koyduğu politikalar sektörü dönüştürmeye başladı:

  • Aktif rasyosu düzenlemesi

  • Makroihtiyati tedbirler

  • Kur korumalı mevduat uygulaması

  • TL’yi destekleyici adımlar

Bu düzenlemeler sonucunda:

  • Bankaların kredi verme iştahı azaldı,

  • Mevduat toplama motivasyonu arttı.

2023-2025: KMO Geriliyor

Bu politikalar sonucunda:

  • 2023 itibarıyla KMO %90’ın altına geriledi.

  • 2024 ve 2025’in ilk yarısında oran %80-90 aralığında seyrediyor.

Artık bankalar her 100 TL mevduata karşılık yalnızca 80-90 TL kredi kullandırıyor.

Bu durum, sistemin:

  • Daha temkinli ve kontrollü çalıştığını,

  • Likidite açısından daha güçlü konuma geldiğini göstermektedir.

Ancak Sorunlar da Var: Krediye Erişim Zorlaştı

Düşen KMO’nun bazı olumsuz yansımaları da oldu:

  • KOBİ’ler başta olmak üzere reel sektör krediye ulaşmakta zorlandı.

  • Bu durum, konkordato ve iflaslarda artışa neden oldu.

Ne Yapılmalı?

Bu süreçte atılması gereken adımlar:

  1. Uzun vadeli, TL bazlı, istikrarlı mevduat yapısı oluşturulmalı.

  2. Bankaların kaynak yapısı çeşitlendirilerek dışa bağımlılık azaltılmalı.

  3. Tasarruflar artırılmalı, sermaye piyasaları derinleştirilmeli.

  4. Krediye erişimi kolaylaştıracak, yenilikçi finansman araçları geliştirilmeli.

Devletin Rolü: KMO ve Dolaylı Borçlanma

KMO’nun düşürülmesiyle birlikte:

  • Bankalar daha az kredi verirken,

  • Krediye verilmeyen kaynaklar devlet tahvillerine yönlendirildi.

Bu sayede:

  • Hazine, risksiz ve ucuz borçlanma imkânı buldu.

  • Ancak bankalar faiz riski taşıyan menkul kıymetleri bilançolarında tutmak zorunda kaldı.

KMO’daki düşüş, finansal istikrar için olumlu olsa da, reel sektöre verilen desteğin azalması, ekonomik büyümeyi sınırlandırmaktadır. Bu ikilem, Türkiye’nin kredi sistemi ile tasarruf yapısı arasındaki dengesizliğin yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Dezenflasyon sürecinde piyasadaki talebi azaltmak, kamu finansmanını sağlamak ve TL’ye geçişi desteklemek amacıyla uygulandı.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

DenizBank, Dünya Çiftçiler Günü’nü Tarıma Özel Kampanyalarla Kutluyor

Tarımın finansmanı ve çiftçinin üretiminin devamlılığı için çalışan DenizBank, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü, Üretici Kart ile yapılan alışverişlerde nakit avans fırsatı ve toplamda altı aya varan vade avantajı gibi çiftçinin hayatını kolaylaştıran kampanyalarla kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

DenizBank, tarımın finansmanı için geliştirilmiş yenilikçi ürünü Üretici Kart ile MobilDeniz üzerinden 1 ay faizsiz 25.000 TL nakit avans imkânının yanı sıra, anlaşmalı iş yerlerinden yapılan alışverişlerde Mayıs sonuna kadar geçerli 5 aya varan vade avantajı sunuyor. Ayrıca çiftçiler, MobilDeniz uygulaması aracılığıyla banka şubesine gitmeden, doğrudan bayiden 4 milyon TL’ye kadar traktör kredisi başvurusunda bulunabiliyor.

“Çiftçilerimiz ülkemizin geleceğidir”

DenizBank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Engin Eskiduman, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “DenizBank olarak çiftçilerimizin ülkemiz ve geleceğimiz için taşıdığı değeri biliyor; üretim güçlerini desteklemeyi öncelikli görevimiz kabul ediyoruz. Bu özel günde de, tüm şubelerimizde onlarla bir araya geliyor, ziraat odalarımızla etkinlikler düzenleyerek Dünya Çiftçiler Günü’nü coşkuyla kutluyoruz. Bugün itibarıyla 300 tarım şubemizde, çoğunluğu ziraat mühendisi ve çiftçi ailelerinin çocuklarından oluşan 1500 kişilik ekibimizle sahadayız; tüm ihtiyaçlarında üreticilerimizin yanında olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de, ülkemizin her köşesinde, özellikle kırsal bölgelerde üretimin sürekliliğini sağlamak amacıyla gerekli finansal desteği sağlamak üzere kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Emekleriyle tarımı ayakta tutan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü içtenlikle kutluyor, verdikleri emek için teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Patrona Uyarı: Banka Kredileri, Özkaynak Değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir çok şirkette hâkim olan bir anlayış var. Sipariş varsa satış vardır, satış varsa büyüme vardır, büyüme varsa işler yolundadır. Bu durum umut verici görünse de arka plandaki finansal gerçekler çoğu zaman ihmal ediliyor. Özellikle büyümenin tamamen banka kredileriyle finanse edildiği şirketlerde bu durum ilerleyen dönemlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Bilançoların %70’i banka borçlarından oluşmaktadır. Şirketlerin çoğu kısa vadeli banka kredileriyle günlük operasyonlarını döndürmeye, uzun vadeli yatırımları ise işletme sermayesiyle karşılamaya çalışıyor. Bu yapısal sorun, finansmana erişimin iyice kısıtlandığı, bugünkü gibi yüksek faizli bir ortamda daha da riskli hale geliyor.

Bugün TL faiz oranları basitte %55 – 60’lara dayanmış durumdadır. Bileşiği ise tefeci faizlerine gelmektedir. Bu faiz oranlarıyla mevcut kredi borçlarının çevrilmesi, ödenmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Peki, neden şirketler bu kadar fazla banka kredisi kullanıyor?

Çünkü çoğu patron için kredi bir tür “ öz sermaye ” gibi görülüyor. Oysa bu en büyük ve en tehlikeli yanılgılardan biridir.

Kredi, bir finansman aracıdır. Örneğin tedarikçiden alınan vadeli mal gibi bir gün ödenmesi gereken bir borçtur. Sermaye değildir. Ortakların koyduğu, özkaynak hiç değildir.

Kredi riski, şirkete değil bankaya aittir sanılıyor ama durum tam tersidir.

Üstelik bu kredi bağımlılığı, iş dünyasında “büyüme tutkusu” ile birleşince daha da tehlikeli hale geliyor. Patron sipariş almanın heyecanıyla yeni yatırımlara koşuyor, üretim kapasitesini artırıyor, yeni makineler alıyor ama bu harcamaların tamamı krediyle finanse ediliyor.

Satışlar artsa da kârlılık aynı oranda artmıyor. Çünkü artan faiz yükü, nakit çıkışlarını eritiyor. Firma büyüdükçe özkaynağı zayıflıyor, borç/özsermaye oranı bozuluyor ve finansal yapı kırılgan hale geliyor.

Bugün konkordato ilan eden firmaların çoğu “büyüme dönemlerinde” kontrolsüz borçlanan firmalardır. İşler iyi giderken alınan kredilerin geri ödemesi, ekonomi yavaşladığında ya da faizler bugünkü gibi yükseldiğinde imkânsız hale gelir. Aslında ortada bir krizden çok kötü yönetilen bir finansman yapısı vardır.

Büyüme ciro ile ölçülmemelidir. Karlılık, nakit akışı, özkaynak karlılığı, borç çevirme oranı gibi göstergelerde önemlidir. Aksi halde bilançosu hormonlu şişmiş, borç yükü altında ezilen firmalarla dolu bir ekonomik yapı oluşur.

Ve bunun en temel sebebi şudur:

Kredinin, özkaynak olmadığı gerçeğinin farkında olunmamasıdır.

Patronlar artık şunu net bir şekilde anlamalı ;

Kredi bir borçtur. Bir gün geri ödenmek zorundadır. Kâr etmeyen, nakit sağlamayan bir yapının borçla büyümesi sürdürülebilir değildir.

Bu yolun sonu konkordatodur, iflastır.

Finansal disiplini olmayan bir büyüme çöküşün habercisidir.

İş dünyasının yaşaması için “krediye değil, kârlılığa” odaklanan bir zihniyet değişimi şarttır.

Özkaynak olmadan büyümek temelsiz bina yapmaya benzer. İlk sarsıntıda yıkılır.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.