Connect with us

Erol Taşdelen

İşletmelerde gizli tehdit: Fare Çuvalı Teorisi

Yayınlanma:

|

Fare Çuvalı Teorisi“, iş dünyasında ve kurumsal ortamlarda, aşırı rekabetin bireyler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini anlatan bir metafor olarak kullanılır. Bu teori, özellikle dar bir alanda çok sayıda bireyin bir araya geldiği, yoğun rekabetin ve sınırlı kaynakların olduğu ortamlarda gözlenen davranışları açıklamaya çalışır. Teoriye göre, sınırlı bir çuvalın içine konulan fareler, hayatta kalmak ve kaynakları elde etmek için birbirleriyle mücadele etmeye başlar. Bu durum, stres, düşmanlık ve nihayetinde tükenmişlik gibi olumsuz sonuçlara yol açar.

Fare Çuvalı Teorisi’nin Anahtar Noktaları:

  1. Yoğun Rekabet ve Sınırlı Kaynaklar: Kaynakların sınırlı olduğu bir ortamda bireyler, hayatta kalabilmek ya da başarıya ulaşmak için agresif bir rekabete girer. Bu durum, kaynakların zaten sınırlı olduğu bir ortamda daha da zorlayıcı hale gelir.
  2. Bireyler Arası Çatışmalar: Rekabetin yoğun olduğu bu tür ortamlarda bireyler arasında çatışmalar artar. Bu, bireylerin iş birliği yapmaktansa birbirlerini rakip olarak görmelerine ve birbirlerinin başarısını tehdit olarak algılamalarına yol açabilir.
  3. Stres ve Tükenmişlik: Sürekli rekabet içinde olmak bireylerde stres seviyelerini artırır ve zamanla tükenmişlik sendromuna yol açabilir. Bu durum, verimliliğin düşmesine ve bireylerin işlerinden veya görevlerinden tatmin olmamaya başlamalarına neden olabilir.
  4. Kurumsal Kültür Üzerindeki Etkiler: Fare Çuvalı Teorisi’nin etkileri, yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda kurumun genel yapısını ve kültürünü de olumsuz etkiler. Agresif rekabet, güven ve iş birliği eksikliğine yol açarak, sağlıklı bir iş kültürünün oluşmasını zorlaştırır.

Bu teori, rekabetin kontrollü ve dengeli bir şekilde yönetilmesi gerektiğine dikkat çeker. Özellikle kurumsal ortamlarda, çalışanlar arasında aşırı rekabeti teşvik etmek yerine, iş birliğini destekleyen bir ortam yaratmanın hem bireyler hem de kurumun genel başarısı için daha faydalı olacağı savunulmaktadır.

Fare Çuvali Teorisi işyeri verimliliği için nasıl kullanılır?

Fare Çuvalı Teorisi, iş yerinde aşırı rekabet ve sınırlı kaynakların yaratabileceği olumsuz etkileri anlamaya yardımcı olan bir metafordur. Bu teori, çalışanların verimliliğini ve motivasyonunu olumsuz etkileyen koşulları azaltarak iş yerinde daha sürdürülebilir ve sağlıklı bir ortam yaratmaya yönelik stratejiler geliştirmekte kullanılabilir. Teori, rekabetin ve sınırlı kaynakların yarattığı stres ve çatışma ortamını hafifletmek için önleyici adımlar atmayı teşvik eder.

İşte Fare Çuvalı Teorisi’nin işyeri verimliliğini artırmak için nasıl kullanılabileceğine dair bazı yaklaşımlar:

1. Rekabeti Yönetmek

  • Aşırı Rekabetten Kaçınma: Teori, aşırı rekabetin çalışanlar arasında güvensizlik yaratabileceğini gösterir. Bu nedenle, iş yerinde sağlıklı rekabeti teşvik etmek, ancak çalışanları birbirine rakip olarak değil, iş birliği içinde çalışan bireyler olarak konumlandırmak önemlidir.
  • Takım Bazlı Hedefler: Rekabeti bireyler arasında değil, takımlar arasında yapılandırmak, iş birliğini teşvik eder ve her bireyin katkısının önemli olduğu bir kültür yaratır. Bu, bireylerin performans hedeflerine ulaşmak için birlikte çalışmasını sağlar.

2. Kaynakları ve İş Yükünü Adil Paylaşmak

  • Kaynak Erişimini Kolaylaştırma: Sınırlı kaynaklara erişim için yapılan yoğun mücadele, stres ve çatışmalara yol açabilir. Bu nedenle, her çalışan veya ekibin ihtiyacı olan kaynaklara adil ve kolay erişimini sağlamak, bu tür olumsuz durumları azaltacaktır.
  • İş Yükü Dağılımı: Çalışanlara adil bir iş yükü dağıtmak, onları tükenmişlikten korur. İş yükünü yönetilir kılmak, verimliliği artırırken çalışanların kendilerini değerli ve desteklenmiş hissetmesini sağlar.

3. Sağlıklı Çalışma Ortamı Oluşturmak

  • İş Birliğini Teşvik Etme: Bireysel performansın yanı sıra ekip çalışmasını teşvik eden ödül sistemleri ve iş birliği kültürleri, çalışanların stres düzeyini düşürerek iş yerine aidiyet hislerini artırır.
  • Açık İletişim: Çalışanlar arasında güven ortamı oluşturmak, olası çatışmaları azaltır. Açık ve şeffaf iletişim kanalları kurmak, çalışanların kendi aralarındaki veya yöneticileriyle olan sorunlarını kolayca çözmelerine yardımcı olur.

4. Stresi Azaltan Destek Programları Sunmak

  • Rahatlatıcı Alanlar ve Molalar: Çalışanların yoğun iş temposunda kısa molalar vermesi, verimliliklerini artırabilir. Dinlenme alanları, meditasyon veya egzersiz olanakları gibi destek programları, çalışanların streslerini azaltmalarına yardımcı olur.
  • Mentörlük ve Destek Programları: Çalışanların birbirlerinden öğrenmesini ve iş birliğini geliştiren mentörlük programları, iş yerinde verimliliği artırabilir. Bu, çalışanların yalnızca bireysel başarıya odaklanmak yerine birbirlerinin başarısını da desteklemelerini sağlar.

5. Performans Ölçütlerini Dengelemek

  • Bireysel ve Takım Başarılarını Ödüllendirme: Aşırı bireysel performans odaklı ödüller yerine, ekip başarısını da ödüllendiren bir sistem kurmak, çalışanlar arasında rekabet yerine iş birliğini destekler.
  • Geri Bildirim Kültürü: Çalışanların bireysel katkılarını ve ekip içindeki rollerini düzenli geri bildirimlerle geliştirmelerine yardımcı olmak, verimliliklerini artırır.

6. Esneklik ve Güven Sağlamak

  • Karar Süreçlerine Katılım: Çalışanların önemli karar alma süreçlerine katılımı, onları değerli hissettirir ve iş yerindeki aidiyetlerini artırır. Bu, onların iş yükünü daha bilinçli ve motivasyonlu bir şekilde üstlenmelerini sağlar.
  • Esnek Çalışma Şartları: Uzaktan çalışma veya esnek çalışma saatleri gibi uygulamalar, çalışanların stresini azaltarak verimliliklerini artırabilir.

Özetle

Fare Çuvalı Teorisi, iş yerinde aşırı rekabet, sınırlı kaynak erişimi ve yoğun stresin yol açabileceği verimlilik kayıplarını önlemeye yönelik bir uyarıdır. İş birliğini teşvik eden, adil kaynak dağılımını sağlayan ve çalışanları değerli hissettiren bir ortam yaratarak, iş yerinde hem bireysel hem de kurumsal başarı elde etmek mümkündür.

FARE ÇUVALI TEORİSİ yönetilemez ise işyerinde ne zaralar oluşur?

Fare Çuvalı Teorisi iş yerinde etkin bir şekilde yönetilemezse, iş ortamında çeşitli olumsuz etkiler ortaya çıkabilir ve bunlar uzun vadede işletmenin verimliliğini, çalışanların motivasyonunu ve genel kurumsal sağlığı ciddi şekilde etkileyebilir. İşte Fare Çuvalı Teorisi’nin yönetilememesi durumunda iş yerinde oluşabilecek zararlar:

1. Stres ve Tükenmişlik Sendromu

  • Yüksek Stres Seviyeleri: Aşırı rekabet ve sürekli baskı altında çalışmak, çalışanlarda yüksek stres seviyelerine yol açar. Bu stres, çalışanların iş yerindeki motivasyonlarını düşürür ve sağlık sorunlarına neden olabilir.
  • Tükenmişlik (Burnout) Riski: Yoğun rekabet ortamında sürekli kaynak ve başarı için mücadele eden çalışanlar, tükenmişlik sendromuna yakalanabilir. Bu durum, işten soğumalarına, daha fazla hata yapmalarına ve iş tatminsizliğine yol açar.

2. Çatışma ve Güvensizlik Ortamı

  • İş Yeri Çatışmaları: Fare Çuvalı Teorisi’nin temel özelliklerinden biri olan sınırlı kaynaklar üzerindeki rekabet, çalışanlar arasında çatışmalara yol açar. Çalışanlar arasındaki çatışmalar, iş birliğini engeller ve ekip çalışmasını zorlaştırır.
  • Güvensizlik ve Kötü İletişim: Çalışanlar, aşırı rekabet nedeniyle birbirine güvenmemeye başlayabilir. Bu güvensizlik, iş yerinde kötü iletişime ve bilgi paylaşımının azalmasına neden olur, bu da genel verimliliği düşürür.

3. Düşük Moral ve İş Tatminsizliği

  • Motivasyon Kaybı: Sürekli olarak diğer çalışanlarla rekabet etmek zorunda kalan bireyler, iş yerindeki motivasyonlarını yitirebilir. Kendilerini yalnız veya yetersiz hisseden çalışanlar, işlerine olan bağlılıklarını ve verimliliklerini kaybeder.
  • İş Tatminsizliği ve İşten Ayrılma: Yoğun rekabet ve stres altında olan çalışanlar iş yerinde tatmin bulmakta zorlanır. Bu da, yüksek çalışan devir oranına (turnover) yol açar; çalışanların sık sık iş değiştirmesi ise işletme için maliyetli ve zaman alıcı bir sorundur.

4. Düşük Verimlilik

  • İş Birliğinin Azalması: Aşırı rekabet, çalışanların iş birliğinden çok bireysel hedeflere odaklanmasına yol açar. Bu, bilgi paylaşımının azalmasına ve ekip içindeki sinerjinin kaybolmasına neden olur. Sonuç olarak, iş süreçleri daha yavaş ilerler ve hedeflere ulaşmak zorlaşır.
  • Daha Fazla Hata Yapma Eğilimi: Yoğun stres ve sürekli rekabet, çalışanların hata yapma riskini artırır. Hatalar, projelerin gecikmesine ve kalitesiz iş çıktılarının oluşmasına neden olabilir.

5. Kurumsal Kültürün Zedelenmesi

  • Negatif İş Yeri Kültürü: Fare Çuvalı Teorisi’nden kaynaklanan aşırı rekabet, iş yerinde olumsuz bir kültür yaratır. Çalışanlar, iş yerine aidiyet hissetmek yerine orayı bir “mücadele alanı” olarak görmeye başlar. Bu durum, kurumun değerlerine ve itibarına da zarar verebilir.
  • Çalışanların Sadakatinin Azalması: İş yerinde sürekli rekabet ve baskı ortamı, çalışanların iş yerine olan bağlılık ve sadakatini zayıflatır. Çalışanlar, bu tür bir ortamda uzun süre kalmak istemez ve başka iş fırsatlarını değerlendirmeye başlar.

6. Yaratıcılığın ve Yenilikçiliğin Azalması

  • Yaratıcılığın Baskılanması: Aşırı rekabet, çalışanların risk almaktan çekinmelerine ve yaratıcı fikirlerini ifade etmekte tereddüt etmelerine yol açar. Bu durum, özellikle yenilikçi fikirlerin ve yaratıcı çözümlerin azalmasına neden olur.
  • Problem Çözme Yeteneğinin Zayıflaması: Çalışanlar, iş birliği yapmak yerine kendi çıkarlarını ön planda tutmaya başladığında, karmaşık sorunları çözmek için gereken ekip çalışması ve çok yönlü düşünme becerileri azalır.

7. Kurumsal Hedeflere Ulaşmada Zorluk

  • Uzun Vadeli Hedeflere Odaklanamama: Çalışanların sadece kısa vadeli bireysel hedeflere odaklanmaları, işletmenin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşmasını zorlaştırır. İş yeri, sürekli çatışma ve kısa vadeli başarılar peşinde koşarken büyük resmi gözden kaçırabilir.
  • Planlama ve Stratejik Kararlarda Zorluk: Çalışanlar arasındaki rekabet, şirket içinde sağlıklı bir bilgi akışını ve iş birliğini engelleyebilir. Bu da, stratejik kararların alınmasını ve planlamanın etkinliğini azaltır.

Sonuç Olarak

Fare Çuvalı Teorisi yönetilemediğinde, iş yerinde stres, çatışma, düşük moral, düşük verimlilik ve çalışan devir oranının artması gibi birçok olumsuz etki ortaya çıkar. Kurumsal kültür zedelenir, çalışanların iş yerinde kendilerini güvende ve mutlu hissetmeleri zorlaşır. İşletmenin başarısı ve sürdürülebilir büyümesi için bu tür olumsuzlukları önlemek adına sağlıklı rekabetin teşvik edilmesi, adil kaynak dağılımının sağlanması ve iş birliğini destekleyen bir kültür oluşturulması gerekmektedir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yerli Turist Nerede? Tatil Cennetleri Neden Boş Kaldı?

Yayınlanma:

|

2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan Türk turizm sektörü, yaz aylarına yaklaşıldığında farklı bir tabloyla karşılaştı. Özellikle Haziran ayında, sahil bölgelerinin beklenenden daha düşük doluluk oranlarına sahip olması, sektör temsilcileri arasında ciddi bir sorgulama sürecini başlattı: Yerli turist nereye kayboldu?

Yerli Turist Tatil Davranışları Değişti

Pandemi sonrası toparlanma sürecini hızla tamamlayan Türkiye turizmi, yabancı turist açısından 2025’te rekor kırmaya hazırlanırken, yerli turistte belirgin bir geri çekilme gözlemlendi.

İşte bu tercihi etkileyen başlıca nedenler:

1. Yüksek Fiyatlar, Düşen Talep

Antalya, Bodrum, Çeşme gibi gözde bölgelerde şezlong kiraları 2.000–3.000 TL, tam günlük beach kullanımları 10.000 TL’ye kadar çıktı. Bu durum, asgari ücretle geçinen ya da orta gelir grubundaki vatandaş için “tatil” kavramını lüks haline getirdi.

2. Yunan Adalarına Yöneliş

Yerli turistin dikkat çeken yeni tercihi Yunan adaları oldu. Feribotla ulaşımın kolaylaşması, Schengen vizesi sürecinin hızlandırılması ve fiyatların Türkiye’ye kıyasla daha uygun olması; Kos, Midilli, Rodos gibi adaları cazip kıldı.

3. Sosyal Medya ve “Pahalı Türkiye” Algısı

Sosyal medyada yayılan “1 lahmacun 600 TL” türü paylaşımlar, tatilcilikte moral bozucu bir etki yarattı. Bu içerikler, yerli turistin Türkiye içinde tatile yönelmesini psikolojik olarak da engelledi.

4. Sınavlar ve Takvim Uyumsuzluğu

Haziran ayında üniversite sınavlarının yapılmış olması ve okulların henüz kapanmamış olması nedeniyle ailelerin büyük bölümü tatil planlarını Temmuz ayına erteledi. Bu da özellikle Haziran doluluk oranlarını düşürdü.

Rakamlarla Durumun Özeti

  • Ege ve Akdeniz kıyılarında Haziran doluluk oranı %50’nin altına geriledi.

  • Aynı dönemde Yunan adalarına yapılan seyahatlerde %40’tan fazla artış yaşandı.

  • Yerli turistin çoğu, daha uygun fiyatlı kamp, karavan ve günübirlik doğa aktivitelerini tercih etti.

Nereye Gitti Bu Tatilciler?

Yerli turistler Haziran ayında aşağıdaki destinasyonları tercih etti:

  • Kos, Midilli, Rodos

  • Kaz Dağları, Amasra, Gökçeada

  • Kamp ve karavan alanları (Bolu, Sapanca, Eğirdir gibi yerler)

  • Günübirlik doğa gezileri, yayla turizmi

Sektör Ne Yapmalı?

  • Fiyat politikaları gözden geçirilmeli. Yüksek sezon olsa da yerli turistin bütçesine hitap eden seçenekler artırılmalı.

  • Erken rezervasyon sistemleri yaygınlaştırılmalı.

  • Kültür ve doğa turizmine yatırım yapılmalı. Sahil dışındaki güzergâhlar tanıtılmalı.

  • Yerli turiste özel paketler (ulaşım+dahil her şey) oluşturulmalı.

  • Yeme-içme sektöründe şeffaflık ve denetim artırılmalı.

Türkiye 2025’te turizmde dünyada ilk 4’e oynarken, iç pazarda yerli turistin kaybı göz ardı edilmemeli. Yüksek fiyatlar, algı yönetimi eksikliği, planlama sorunları ve rekabet avantajı sunan komşu destinasyonlar, Haziran ayını “boş sahiller ayı” haline getirdi. Bu tablo, 2025 yaz sezonunun tamamı için bir uyarı niteliği taşıyor.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist   www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Döngüsel Ekonomi: Geleceğin Sürdürülebilir Modeli

Yayınlanma:

|

İklim krizinin derinleştiği, doğal kaynakların hızla tükendiği bir çağda, geleneksel “kullan-at” yaklaşımı artık sürdürülebilirliğini kaybetti. Bu noktada, işletmelerin ve toplumların geleceğini şekillendirecek model: Döngüsel Ekonomi.

Nedir Bu Döngüsel Ekonomi?

Döngüsel ekonomi, kaynakların verimli kullanıldığı, atığın minimuma indirildiği ve ürünlerin ömrünün uzatıldığı bir sistemdir. Sadece geri dönüşümle sınırlı değildir; tasarımdan tüketime, kullanımdan yeniden üretime kadar bütünsel bir dönüşüm vizyonu sunar.

Döngüsel Ekonominin 10 Temel Aşaması

1. REDDET (Refuse):

Gereksiz veya işlevsiz ürünleri üretmeyi veya satın almayı reddet.

2. YENİDEN DÜŞÜN (Rethink):

Çok işlevli ürünler geliştir, paylaşım ve ortak kullanım modellerini benimse.

3. AZALT (Reduce):

Tasarımda ve kullanımda verimlilik sağla. Az ambalaj, az tüketimle kaynakları koru.

4. YENİDEN KULLAN (Reuse):

Başkaları tarafından hâlâ işlevsel olan ürünleri yeniden değerlendir.

5. ONAR (Repair):

Bozulan ürünleri çöpe atmadan önce onararak kullanım ömrünü uzat.

6. YENİLE (Refurbish):

Eski ürünleri yenileyerek günümüz standartlarına uygun hale getir.

7. YENİDEN ÜRET (Remanufacture):

Kullanılmış ürünlerin parçalarını al, yeni bir ürün oluştur.

8. YENİDEN AMAÇLANDIR (Repurpose):

Atık ürünleri farklı işlevlerde tekrar kullan.
Örnek: Cam kavanozdan masa lambası yapmak.

9. GERİ DÖNÜŞTÜR (Recycle):

Malzemeleri işleyip yeniden üretime kazandır.

10. ENERJİ GERİ KAZANIMI (Recover):

Artık kullanılamayacak atıkları enerjiye dönüştür.

Doğrusal Ekonomiden Farkı Nedir?

Doğrusal Model:
Kaynak çıkar ➝ Üret ➝ Kullan ➝ At
(Sadece geri dönüşüm ve enerji kazanımıyla sınırlıdır)

Döngüsel Model:
Atığı en baştan önlemeyi hedefler. Tüm süreçlerde tekrar kullanımı, onarımı ve dönüşümü merkeze alır. Böylece hem çevre korunur hem de ekonomik verim artar.

İşletmeler İçin Ne Anlama Geliyor?

  • Maliyet Avantajı: Atık azaltma ve kaynak verimliliğiyle operasyonel tasarruf

  • Risk Azaltma: Tedarik zincirinde esneklik

  • Rekabet Üstünlüğü: Yatırımcı ve tüketicinin sürdürülebilirlik odaklı tercihleri

  • Uyum: AB Yeşil Mutabakatı ve diğer küresel düzenlemelere entegrasyon

Gelecek Döngüde

Döngüsel ekonomi, sadece çevreci bir model değil; aynı zamanda ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma için stratejik bir tercihtir. Bu modele geçiş karmaşık olabilir; ancak uzun vadeli değer ve istikrar için kaçınılmazdır.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.