Connect with us

Erol Taşdelen

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNİN BANKACILIK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

Erol TAŞDELEN, Kahramanmaraş Depremi sonrası 10 İl özelinde Depremin Bankacılık sektörüne olası olumsuz etkilerini inceledi. Depremin fiili etkisi 10 ile sınırlansa da ekonomik etkileri ülkeyi etkileyecek düzeyde. İlk hafta bölgede sanayi tam dursa da bölgedeki büyük tesislerin faaliyete geçmesini engelleyecek düzeyde olmaması teselli oldu. Buna rağmen başta İşgücü, Enerji ve Tedarik gibi ana sorunlar ile bu işletmeler de baş başa kalmış durumda. Bölgenin eski gücüne ulaşması ise yıllar alacak gibi.

Yayınlanma:

|

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ,Kahramanmaraş Depremi ile ilgili Afet Durum Raporu yayınladı. Bu rapora göre;  06 Şubat 2023 tarihinde ve 04:17 yerel saatinde Kahramanmaraş İli, Şehitkamil İlçesi Sofalaca Köyü merkez üssünde moment büyüklüğü (Mw) 7.7 olan yıkıcı bir deprem meydana geldi. Merkez Üssüne 10 ilin uzaklığı; Gaziantep 23 km, Kilis 45km, Kahramanmaraş 52 km, Osmaniye  76 km, Hatay-İskenderun 101 km, Hatay- Antakya 130 km,  Adıyaman 122 km, Malatya 169 km ve Diyarbakır 282 km.

06 Şubat 2023 tarihinde ve 13:24 yerel saatinde Kahramanmaraş İli Ekinözü İlçesi merkez üssünde moment büyüklüğü (Mw) 7.5 olan yıkıcı bir deprem daha meydana geldi. Merkez üssüne 10 ilin uzaklığı; Gaziantep 110 km, Kilis 150 km, Kahramanmaraş 70 km,  Osmaniye 147 km, Hatay-İskenderun 198 km, Hatay- Antakya 237 km, Adıyaman 114 km, Malatya 112 km ve Diyarbakır 274 km.

Afet bölgesi ilan edilen illerde toplamda 13,3 milyon insan yani Türkiye’deki toplam nüfusun yüzde 15,7’si yaşamaktadır.

Deprem bölgesindeki illerin toplam milli gelirden aldığı pay yüzde 9,3 iken tarım, sanayi ve imalat sektörlerinin payı GSYH paylarının üzerinde yer almaktadır. 10 ilin tarım sektörü ülke milli gelirdeki payı yüzde 14,3 ile önemli bir yere sahipken finans ve sigortacılık sektörünün payı sadece yüzde 4,4’tür. Afet bölgesindeki illerde ülke çapındaki toplam girişimlerin yüzde 11,7’si, gelir vergisi faal mükelleflerinin yüzde 11,1’i, kurumlar vergisi faal mükelleflerinin yüzde 9,2’si ve KDV faal mükellefler yüzde 10,5’i bulunmaktadır.

Deprem afetine maruz kalan iller ülke çapındaki bitkisel üretimin yüzde 20,9’unu, tahıllar ve diğer bitkisel üretiminin yüzde 12’sini üretirken, toplam işlenen tarım alanının yüzde 14,5’ine, büyükbaş hayvanların yüzde 12’sine ve küçükbaş hayvanların 16,3’üne sahiptir.

İlgili 10 il; toplam kredilerde yüzde 9, mevduatlarda yüzde 5,2 ve takipteki kredilerde yüzde 17,6 paya sahiptir. Tekstil ve tekstil ürünleri sektörü kredileri yüzde 40’ı, metal ve işlenmiş maden sektörü kredileri yüzde 18,3’ü, ziraat ve balıkçılık sektörü kredileri yüzde 15,5’i ve toplam tüketici kredilerinin yüzde 10,4’ü deprem  bölgesindeki illerde dağılım göstermektedir.

Afet bölgesinde yer alan iller toplam ihracatın yüzde 8,7’sini gerçekleştirmektedir. 2022 yılında 19,76 milyar dolarlık bu ihracatın, 10,52 milyar dolar ile yarısından fazlası Gaziantep’te gerçekleşirken, Hatay 3,56, Adana 3 ve Kahramanmaraş 1,46 milyar dolar ihracat yapmıştır. Hububat, bakliyat, yağlı tohum ve mamulleri, çelik, tarım ürünleri, tekstil ve hammaddeleri, hazır giyim ürünleri öncü ihracat kalemleridir.

Yine, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ,Kahramanmaraş Depremi ile ilgili Afet Durum Raporu‘nda Kahramanmaraş Depreminin Ülke Ekonomisine maliyetinin 84,1 milyar USD olacağı hesaplanmıştır.

 BANKACILIK SEKTÖRÜNE OLUMSUZ ETKİLERİ

Krediler 6 ay ertelendi ama yetmez

Bankaların Deprem Bölgesinde yer alan 10 ilde Kasım 2022 itibarıyla 572 milyar TL Nakdi Kredisi mevcut. Bu kredilerde vadesi gelen ve gelecek olanlar Türkiye Bankalar Birliği – TBB tavsiyesi ve BDDK kararı ile her ne kadar 6 ay ötelenmişse de bu süre içinde kredi faizi durmayacağı için 6 ay sonrasına birikmiş kredi faizi ile firmalar karşı karşıya kalacaktır. Bu kredilerden özellikle şehir merkezinde deprem hasarı düşünüldüğünde Esnaflara verilen KOBİ Kredilerin ödenmeme olasılığı da yüksek olacaktır. Depremde ölen Esnafın kredileri yapılan Kredi Sigortaları aracılığı ile kapatılması kalan paranın da mirasçılara verilmesi gerekirken bazı bankalar bu süreci uzun tutarak ek mağduriyetler yaratmaktadır. Bu nedenle ölen kişilerin kredi ana parası Deprem günü itibarıyla sabitlenmesi ve faiz işlememesi için TCMB başta olmak üzere; TBB ve BDDK karar almalıdır. Zira ölümlü olaylarda bankalar krediye faiz işletmeye devam etmekte mahkeme kararı istemekte bu süreç de uzayarak mirasçıların yükünü artırmaktadır. Üstelik bölgede ölenlerin çıkarılması haftalarca sürebileceği gibi Deprem tarihinden sonra yapılacak çalıntı kartlar ile harcamalarda da sorumluluk bankaya aittir. Haber alınamayan kişilerin başta Kredi Kartı gibi bankacılık ürünlerinin dondurulması mirasçıların yararına olacaktır. Hasar görmüş Esnaf ve sanayiciye KGF gibi ek Deprem Bölgesi Paketi hazırlanmalıdır. Zira, işyeri hasarı yanında hasar görmeye işletmeleri de başta işçi, hammadde tedariki, Enerji gibi sorunlar beklemektedir.

Sigorta işlemleri hızla sonuçlandırılmalı

Özellikle hayatını kaybeden müşterilerin kredi işlemleri hızla sonuçlandırılarak mirasçılara ödemeler hızla yapılmalıdır. Mahkeme kararı gibi ek oyalama yöntemleri uygulayacak bankalara mirasçılar zaman kaybetmeden Hakem Heyetine veya  Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK)’na şikayet etmeli; SEDDK’nın bu yönde bankalara yönelik düzenleme ve tavsiye kararlarını şikayetleri beklemeden yapmalıdır. SEDDK dosyaların açılmaya başladığını duyurdu.  Kredi Kart veya diğer kredilerin hemen hemen hepsinde birden çok sigortalar olduğu için Banka zaman kaybetmeden bu sigortalardan ödemeleri alıp kredileri kapadıktan sonra kalan parayı mirasçılar ödemelidir. Bir uyarı da mirasçılara bazı bankalar özellikle 444 gibi Çağrı Merkezlerin yaptığı sigortaları şubeler ürün olarak göremeyebiliyor. Bankanın çalıştığı sigorta şirketinden tüm sigortaların teyidini aldırın. Hatta dilekçe ile başvurarak Sigorta Şirketinden yazılı talep edin derim. Bazen kredi kapansa da sigorta devam ediyor o nedenle sigorta sorgulaması yapmayı ihmal etmemeniz yararınıza olacaktır.

10 ilde 28,5 milyar TL Çek ödeniyor

Deprem Bölgesinde yer alan 10 İl 2022 Aralık ayında 28,5 milyar TL çek ödemesi yaptı. Deprem nedeni ile özellikle KOBİ kapsamındaki esnafın ödemelerinde aksaklıklar olacağını öngörmek için Bankacı olmaya bile gerek yok. Üstelin bir kısmı hayatını da kaybetmiş durumda. Bu bölgede Depremden etkilenen işyeri hasar gören ile sınırlı kalmak kaydı ile çek ödemelerinde en az 6 ay esneklik sağlanmalıdır. Karşılıksız çıkan çeklerin Covit-19 sürecinde olduğu gibi yazılmaması gerekir. Yazılsa bile olumsuz kayıtlarda yer almaması gerekir. Çünkü ortada ciddi bir “mücbir sebep” söz konusu. Tabi burada diğer bir sorun vadeli çeklerin banka kredi teminatında olması. Bankalar ister istemez bu bölgenin çeklerini teminat dışı bırakabilir. Buna karşılık diğer illerdeki müşterilerden ek çek talep edecek bu da ister istemez kredi kullanım hacmini daraltacaktır. Deprem bölgesindeki 10 il ile yoğun çalışan kredili müşteriler için 1 yıl gibi esnek bir teminatlandırmaya gitmesi yerinde olacaktır. Örneğin 1/1 çek karşılığı kredilerde çek marjı 0,8’e düşürülmesi çözüm olabilir. Aksi taktirde bölge dışı kredili müşterilerde sorunlar ortaya çıkacaktır.

Bankalar mevduat fırsatçılığı yapmasın

Banka Bilirkişi dosyalarında sık rastladığım için uyarma gereği duyuyorum. Sakın ha şube personeli fırsatçılık yapıp vefat eden müşterilerin vadeli hesaplarını vadesize çevirmesin. Vadeli hesaplarda devamlılık esas olduğu için vadesi gelse bile otomatik yenilenmesi gerektiğini hatırlatırım. Sakın şubeler bu hesaplara mirasçılardan habersiz kapama yapmasın. Veya Döviz mevduatını TL’ye dönüştürmesin. O nedenle 6 Şubat’tan sonraki ekstreleri mirasçıların iyi incelemesini tavsiye ederim. Herhangi bir onay gereken işlem var ise şubeye değil Genel Müdürlüğe şikayet yerinde olacaktır.

Ülke Sosyal Travma yaşıyor, toparlanmamız uzun sürebilir

Henüz Analizler çok erken ama, Toplum olarak sadece Deprem Bölgesinde değil ülke genelinde Sosyal Travma yaşadığımız kesin. Zira Depremin olduğu özellikle ilk iki gün Ulaşım, Enerji, Haberleşme, Sağlık gibi Altyapıların çökmesi, yağmayan Kar’ın da yağması ile buluşunca Deprem Bölgesine müdahaleyi geciktirdi. Oysa Afet Planlarında her türlü koşullar dikkate alınır.  Bu geç müdahale, Toplumun diğer kesiminde de “başımız bir şey gelse yardıma koşulmayacak” duygusu yarattı ki, bu durum toplu moral  motivasyonumuzun da sert şekilde düşmesine neden oldu. Nasıl olmasın ki, bir çok yere ilk yardım ekiplerinde önce medya mensupları girdi ve ortamda herhangi bir “kurtarma çalışmasının olmadığını” da tüm toplum canlı canlı izledi. Yollar, Hastaneler, Havaalanlarındaki hasarlar, Mobil haberleşmenin kesilmesi ile birleşince Afet yanında panik de yaşattı. Toplum olarak ülkenin herhangi bir geniş kapsamlı “AFET PLANI”nın olmadığı veya yetersiz kaldığını yaşayarak öğrenmiş olduk. Kolay kabul edilecek ve atlatılacak bir travma değil açıkçası. Üzerine AFAD’ın organizasyonda yetersiz kaldığının  ve “Yağma” görüntülerinin görülmesi; daha öncesi deneyimlerde görmeye alışkın olduğumuz Madencilerin ve  Askeri Birliklerin ortada gözükmemesi; Askeri Birliklerin kurmasının beklendiği Sahra Çadırı, Sahra Mutfağı, Sahra Hastanesi gibi altyapının kurulmadığının görülmesi; üzerinde alışkın olmadığımız Marketlerden TV, Beyaz eşya yağması ve Yardım Tırlarının önünün kesilerek Yağma görüntülerin sosyal medyaya düşmesi, Topluma Afet anında “çaresizlik” duygusunun yaşatmasına neden oldu. İskenderun limanındaki başta ufak olan yangının bile söndürülemeyerek tüm limanı kapsaması başlı başına olumsuz örnek. Toplumda ülkede Kriz Yönetiminin, Afet Yönetiminin olmadığı duygusu yaşatırken, Kamudaki Liyakat sorunu da su üstüne çıkmış oldu ve yüksek sesle tartışılır oldu.

Öne sürülen AFAD yapısının organizasyon bozukluğu net görüldü. AFAD Başkanının konu ile ilgili olmayan kariyer geçmişi buna en iyi örnek gösterilebilir. “Nerde bu Devlet” cümlesini hiçbir afette bu kadar sık ve uzun süre duymamanın ızdırabını tüm toplumca yaşadık. Bunun Siyasi, Sosyal ve Ekonomik sonuçları olacağı kesin.

Toplum Sosyolojisi veya Toplum Psikolojisi alanında çalışmalar ortaya çıkınca sosyal hasar da netleşecek. Kısaca, ortada maddi hasar yanında ciddi bir “Sosyolojik hasar” söz konusu.  Tolumun 14 milyon nüfusu direkt bu çaresizliği yaşarken, kalan kısmı da “yardım edememe duygusunu” daha önceki Afetlerde bu kadar yoğun yaşamamıştı. Deprem alanının genişliği de üzerine eklenince travmanın boyutu da artmış oldu. Toplumda biriken “öfke birikmesinin” alınması için Devlete çok iş düşüyor. Örneğin yağmacılara karşı öfke patlamasına bu gözle de bakmak gerekir. Maddi manevi toparlanmak zaman alacak. Yerinden oynayan sadece ülkenin fay hattı değil, Toplumun da fay hattı oldu biline. Deprem ile ilgili Toplum içinde başı dik bir kesim var ise o da Tır Şoförleri ve Madencilerdir. Yabancı ülke Arama Kurtarma ekiplerini taktir etmemek mümkün değil. Onların çabası yanında hepimiz sınıfta kaldık! Kabul etmesi zor ama dışardan bakınca görülen tabloda Vaziyet-i Umumiye bu!

“6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde” hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet; kalanlara Sabır ve sağlıklı uzun ömür dilerim.

Acınız acımızdır!

Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist    www.bankavitrini.com  [email protected]

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ÖRGÜTSEL SUÇ TEORİSİ ve DAVRANIŞSAL EKONOMİ

Yayınlanma:

|

1. Örgütsel Suç Teorisi

Örgütsel suç teorisi, büyük organizasyonlar içinde işlenen suçları ve bu suçların arkasındaki örgütsel dinamikleri anlamayı hedefler. Suçun bireysel bir eylem değil, örgütsel yapı, kültür ve teşviklerin bir sonucu olarak ortaya çıktığını savunur. Bu teoriye göre, örgütler genellikle kâr maksimizasyonu, piyasa baskısı veya rekabet avantajı elde etmek için etik dışı ya da yasa dışı faaliyetlerde bulunabilirler.

Önemli noktalar:

  • Suçlar genellikle örgütsel hiyerarşi, kültür ve yapısal özelliklerden kaynaklanır.
  • Örgütsel suçlar bireysel suistimallerden ziyade kolektif karar alma süreçleriyle bağlantılıdır.
  • Karar alma süreçlerinde risk ve ödül hesaplamaları yapılır, bu da yasa dışı davranışları teşvik edebilir.

Örgütsel suç teorisine göre, suçlar genellikle örgüt içindeki güç dinamiklerinden, hiyerarşik yapılardan ve örgütsel kültürden etkilenir. Bu tür suçların örnekleri şunlar olabilir:

  1. Finansal Dolandırıcılık: Büyük şirketlerin muhasebe usulsüzlükleri, piyasa manipülasyonları ve yolsuzluk faaliyetleri.
  2. Çevre Suçları: Çevresel düzenlemeleri ihlal eden atık yönetimi veya kirlilik politikaları.
  3. İş Gücü Suistimalleri: Çalışanların haklarını ihlal eden, kötü çalışma koşulları sunan uygulamalar.
  4. Tüketici Dolandırıcılığı: Yanıltıcı reklamcılık, sahte ürünlerin satışı veya güvenli olmayan ürünlerin pazarlanması.

Teorinin altında yatan bazı önemli noktalar:

  • Kurum Kültürü: Bir örgütün içindeki normlar, değerler ve alışkanlıklar, bireylerin örgütsel suçlara karışma eğilimini artırabilir.
  • Yapısal Faktörler: Örgüt içindeki hiyerarşik yapı, yetki dağılımı ve sorumlulukların belirsizliği, suçların daha kolay işlenmesine olanak sağlayabilir.
  • Baskılar ve Teşvikler: Örgütler üzerindeki kâr baskıları ve rekabetçi ortam, yasa dışı veya etik olmayan yollara başvurmayı teşvik edebilir.

2. Davranışsal Ekonomi

Davranışsal ekonomi, insanların ekonomik kararlar alırken nasıl irrasyonel davranışlar sergileyebileceğini ve psikolojik faktörlerin kararlarını nasıl etkilediğini inceler. Geleneksel ekonomi teorilerinin varsayımlarının aksine, insanların her zaman rasyonel kararlar almadığı, duygusal, sosyal ve bilişsel önyargılarla yönlendirildiklerini savunur.

Önemli noktalar:

  • Bireyler, karar alırken sınırlı rasyonalite gösterirler ve psikolojik faktörler (örneğin, belirsizlik, kaygı, aşırı özgüven) kararlarını etkiler.
  • Risk algısı ve karar verme süreçleri, bireylerin ekonomik seçimlerinde irrasyonel davranışlara yol açabilir.
  • Teşvikler ve baskılar, insanların riskli ya da etik dışı davranışlar sergilemesine neden olabilir.

İki Alanın Kesişim Noktaları

  1. Karar Verme Süreçleri: Örgütsel suç teorisi, örgütlerin yasa dışı faaliyetlere yönelmesinin arkasında bireysel karar vericilerin bulunduğunu öne sürer. Davranışsal ekonomi ise bu bireylerin karar alma süreçlerinde rasyonel olmayabileceğini, psikolojik ve duygusal faktörlerin etkili olduğunu vurgular. Örneğin, bir şirket yöneticisi, belirsizlik ve aşırı güven nedeniyle yasa dışı bir faaliyete girişebilir.
  2. Risk ve Ödül Dengesi: Her iki teori de bireylerin ve örgütlerin risk-ödül hesaplamalarına odaklanır. Davranışsal ekonomi, bireylerin genellikle riskleri yanlış değerlendirdiğini ve “kayıptan kaçınma” gibi psikolojik önyargılarla hareket ettiğini öne sürer. Örgütsel suç teorisinde de, örgütlerin yasal riskleri yanlış hesaplayarak suçlara karışabileceği belirtilir.
  3. Teşvikler ve Baskılar: Davranışsal ekonomi, bireylerin teşviklerle (finansal ödüller, terfi beklentisi vb.) nasıl motive olduğunu ve bu teşviklerin irrasyonel kararlar almalarına neden olabileceğini inceler. Örgütsel suç teorisinde de, örgütsel baskılar (kâr baskısı, rekabet avantajı) suç teşkil eden davranışları teşvik edebilir.

Özetle:

  • Örgütsel Suç Teorisi suçun örgütsel yapı ve kültürden kaynaklandığını incelerken,
  • Davranışsal Ekonomi bireylerin irrasyonel kararlar alma eğilimlerini ve bu kararların arkasındaki psikolojik mekanizmaları inceler.

Bu iki alan, özellikle bir örgütteki bireylerin suç teşkil eden kararlar alırken rasyonellikten sapmaları, riskleri yanlış değerlendirmeleri ve psikolojik faktörlerin etkisinde kalmaları bakımından birbirini tamamlar.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ŞİRKETİNİZE EN UYGUN STOK TAKİP SİSTEMİ HANGİSİ?

Yayınlanma:

|

Firma STOK Takip sisteminde ve mal çıkışında uygulanan muhasebesinde sistemi direkt firmanın karlılığını da etkilemektedir. Firmanıza en uygun muhasebeleştirme sistemi için özet bilgi aşağıdaki sunulmuştur…
STOK takip yönteminde FIFO mu LIFO mu uygulayalım…
FIFO
En eski envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan envanter, en eski birimlerden oluşurken, elde kalan envanter, en son satın alınanlardan oluşur.
Ne zaman FIFO kullanılmalı?
Bozulabilir Mallar: En eski birimleri satarak, FIFO bozulma veya eskime riskini en aza indirmeye yardımcı olur.
Enflasyonist Ortamlar: Satılan malların maliyeti daha eski, daha düşük fiyatlı envanterlere dayalı olduğundan, elde kalan envanter daha yeni, daha yüksek fiyatlı birimlerle değerlendirilir.
LIFO
En yeni envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan malların maliyeti en son envanter maliyetlerinden oluşurken, elde kalan envanter, en eski maliyetlerle değerlenir.
Ne zaman LIFO kullanılmalı?
Bozulmaz Mallar: LIFO, raf ömrü veya son kullanma tarihi olmayan mallar için uygun olabilir.
Vergi Avantajları: Fiyat artışlarının olduğu durumlarda, en son ve daha yüksek maliyetlerin gelirle eşleşmesi nedeniyle, LIFO vergi gelirlerini azaltabilir ve potansiyel olarak vergi ödemelerini erteleyebilir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TÜRKİYE’yi GRİ LİSTE’ye alan FATF’dan Kara Para mücadelesi için 40 tavsiye

Yayınlanma:

|

FATF (Financial Action Task Force) yani Mali Eylem Görev Gücü, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla mücadele etmek amacıyla 1989 yılında G7 ülkeleri tarafından kurulan hükümetler arası bir organizasyondur. FATF’nin temel amacı, uluslararası finansal sistemi bu tür yasa dışı faaliyetlerden korumak ve ülkeler arasında uyumlu bir yaklaşım geliştirmektir.

FATF’nin görevleri şunlardır:

  1. Standartlar Geliştirmek: FATF, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadele için uluslararası standartlar belirler. Bu standartlar, FATF’nin 40 Tavsiyesi olarak bilinir.
  2. Politikalar Geliştirmek: FATF, ülkelerin mali suçlarla mücadele etmesine yardımcı olacak politikalar geliştirir ve bu politikaların uygulanmasını teşvik eder.
  3. Ülkeleri Değerlendirmek: FATF, üye ülkelerin bu standartları ne kadar iyi uyguladığını değerlendiren karşılıklı değerlendirme raporları (mutual evaluation reports) hazırlar. Bu raporlar, ülkelerin mali suçlarla mücadelede ne kadar etkili olduğunu ortaya koyar.
  4. Uluslararası İşbirliği: FATF, ülkeler arasında bilgi paylaşımı ve işbirliğini teşvik eder, bu sayede mali suçlar ve terörizmin finansmanı ile daha etkili bir şekilde mücadele edilmesini sağlar.

FATF’nin uluslararası finansal sistem üzerinde büyük bir etkisi vardır. Eğer bir ülke FATF standartlarına uymakta başarısız olursa, bu durum o ülkenin finansal sistemine ve uluslararası itibarına ciddi zararlar verebilir. Örneğin, bir ülkenin FATF tarafından “kara listeye” alınması, o ülkenin uluslararası bankacılık ve finansal işlemlerinde önemli kısıtlamalara yol açabilir.

Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla mücadele etmek amacıyla oluşturulmuş uluslararası standartlar setidir. İşte bilmeniz gerekenler:

Amaç:

  1. Finansal Sisteminin Bütünlüğünü Korumak: Suçluların yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelirleri gizlemek veya taşımak için finansal sistemi kullanmalarını önlemek.
  2. Terörizmin Finansmanını Engellemek: Terörizmi desteklemek için kullanılan para akışını kesmek.
  3. Kitle İmha Silahlarının Finansmanını Önlemek: Ülkelerin veya grupların kitle imha silahları edinme veya geliştirme çabalarını engellemek.

Anahtar Alanlar:

FATF 40 Tavsiyeleri, aşağıdakiler gibi geniş bir yelpazeyi kapsar:

  1. Risk Değerlendirmesi ve Koordinasyon: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini anlamalı ve bunları ele almak için çabalarını koordine etmelidir.
  2. Suç Sayma ve Müsadere: Kara para aklama, terörizmin finansmanı ve ilgili suçlar suç sayılmalı ve ülkeler suç gelirlerini el koyma ve dondurma mekanizmalarına sahip olmalıdır.
  3. Önleyici Tedbirler: Finansal kurumlar ve diğer işletmeler, müşteri kimlik doğrulama, kayıt tutma ve şüpheli işlemlerin bildirilmesi gibi önlemleri uygulamalıdır.
  4. Gerçek Sahipliğin Şeffaflığı: Ülkeler, şirketler ve tröstlerin arkasındaki gerçek sahiplerin kimliklerinin belirlenmesini sağlamak ve bu yapıların yasadışı amaçlar için kötüye kullanılmasını önlemek zorundadır.
  5. Yetkili Makamların Yetkileri: Kolluk kuvvetleri, mali istihbarat birimleri ve düzenleyiciler, mali suçları araştırmak ve bunlarla mücadele etmek için gerekli yetkilere ve kaynaklara sahip olmalıdır.
  6. Uluslararası İşbirliği: Ülkeler, bilgi paylaşımı, soruşturmaların yürütülmesi ve suçluların sınır ötesinde adalete teslim edilmesi konusunda etkili bir şekilde işbirliği yapmalıdır.

Önemi:

  1. Küresel Standart: FATF Tavsiyeleri, finansal suçlarla mücadelede ülkelerin sahip olması gereken temel tedbirler olarak küresel çapta tanınmaktadır.
  2. Değerlendirmeler ve Sonuçlar: FATF, ülkelerin bu Tavsiyeleri ne kadar iyi uyguladığını değerlendirir. Uyum sağlanmaması, FATF tarafından kara listeye alınma ve bunun sonucunda bir ülkenin finansal sistemi ve itibarının zarar görmesiyle sonuçlanabilir.

“Sağladığınız görüntü, FATF’nin 40 Tavsiyesi ile birlikte her birinin kısa bir açıklamasını içermektedir. Bu tavsiyeler, ülkelerin kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla etkili bir şekilde mücadele etmesi için takip etmesi gereken temel kılavuzlardır.

Belirli bir tavsiye hakkında daha ayrıntılı bir açıklama ister misiniz ya da bu kılavuzlarla ilgili başka bir konuda yardıma mı ihtiyacınız var?”

FATF’nin 40 Tavsiyesi aşağıdaki gibidir: 

Tavsiye 1: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini belirlemeli, değerlendirmeli ve bu riskleri azaltmak için harekete geçmelidir.

Tavsiye 2: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele için eylemleri koordine etmek üzere yetkili bir merci veya mekanizma atamalıdır.

Tavsiye 3: Ülkeler, Viyana ve Palermo Sözleşmeleri temelinde kara para aklamayı suç haline getirmelidir.

Tavsiye 4: Ülkeler, suçun araçları, gelirleri ve mülklerine el koyma ve bunlara ilişkin yaptırımları uygulama konusunda gerekli önlemleri almalıdır.

Tavsiye 5: Ülkeler, terörizmin finansmanı, terörist eylemler ve terör örgütlerinin finansmanını suç haline getirmelidir.

Tavsiye 6: Ülkeler, BM Güvenlik Konseyi Kararları ile uyumlu olarak terörizmin ve terörizmin finansmanına yönelik hedefli mali yaptırımları uygulamalıdır.

Tavsiye 7: Ülkeler, BM Güvenlik Konseyi Kararları ile uyumlu olarak yayılmanın finansmanına yönelik hedefli mali yaptırımları uygulamalıdır.

Tavsiye 8: Ülkeler, kar amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin yasa ve düzenlemelerin, bu kuruluşların kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini azaltmaya uygun olmasını sağlamalıdır.

Tavsiye 9: Ülkeler, mali gizlilik yasalarının FATF Tavsiyelerinin uygulanmasını engellemediğinden emin olmalıdır.

Tavsiye 10: Mali kurumlar, müşteri kimlik doğrulama (CDD) önlemlerini yerine getirmekle yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 11: Mali kurumlar, müşteri bilgilerini ve işlemleri en az 5 yıl süreyle saklamakla yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 12: Ülkeler, Politically Exposed Persons (PEPs) ile ilgili olarak özel politikalar, prosedürler ve düzenlemeler uygulamalıdır.

Tavsiye 13: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanına ilişkin şüpheli işlem raporları (STR) oluşturmalı ve bu raporları analiz etmelidir.

Tavsiye 14: Ülkeler, yeni ödeme yöntemleri ve yeni teknolojilere yönelik uygun due diligence önlemleri geliştirmelidir.

Tavsiye 15: Ülkeler, yeni ürün ve iş uygulamalarında kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini değerlendirmelidir.

Tavsiye 16: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerine karşı uygun önlemler almalıdır.

Tavsiye 17: Ülkeler, finansal kurumlara ve DNFBP’lere (Designated Non-Financial Businesses and Professions) yaptırım uygulamalıdır.

Tavsiye 18: Ülkeler, mali istihbarat birimlerini (FIU) kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili mali bilgileri toplamak, analiz etmek ve yaymak için merkezi bir birim olarak kullanmalıdır.

Tavsiye 19: Ülkeler, şüpheli işlemleri belirleme ve raporlama sistemlerinin etkili olmasını sağlamalıdır.

Tavsiye 20: Raporlama kurumları, kara para aklama veya terörizmin finansmanı şüphesi olduğunda şüpheli işlemleri raporlamalıdır.

Tavsiye 21: Raporlama kuruluşları, şüpheli işlem raporu (STR) veya ilgili soruşturmalar hakkında bilgi veremez ve bu tür bilgi verme cezalandırılmalıdır.

Tavsiye 22: Designated Non-Financial Businesses and Professions (DNFBP’ler) kara para aklama ve terörizmin finansmanı yükümlülüklerine tabi olmalıdır.

Tavsiye 23: DNFBP’lerin FATF Tavsiyelerine uygunluğu denetim ve izleme sistemlerine tabi olmalıdır.

Tavsiye 24: Ülkeler, şirketler ve yasal düzenlemelerle ilgili gerçek sahiplik bilgilerini toplamak, güncel tutmak ve bunları denetlemekle yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 25: Ülkeler, tröstler ve diğer benzer düzenlemelere ilişkin gerçek sahiplik bilgilerini toplamak, güncel tutmak ve denetlemekle yükümlüdür.

Tavsiye 26: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede gerekli araç ve mekanizmalara sahip olmalıdır.

Tavsiye 27: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yürütmek için hızlı ve verimli bilgi toplama ve paylaşma yetkisine sahip olmalıdır.

Tavsiye 28: Ülkeler, DNFBP’ler için kara para aklama ve terörizmin finansmanı yükümlülüklerine uyum sağlamak üzere düzenleyici çerçeveler oluşturmalıdır.

Tavsiye 29: FIU’lar, mali suçlara ilişkin geniş bir mali, idari ve hukuki bilgiye erişim sağlamalıdır.

Tavsiye 30: Yetkililer, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla ilgili soruşturmalar için yeterli bilgi ve özerkliğe sahip olmalıdır.

Tavsiye 31: Ülkeler, AML/CFT görevlerini yerine getirirken diğer ülkelerle etkili işbirliği sistemlerine sahip olmalıdır.

Tavsiye 32: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili olarak sınır ötesi işbirliği için gerekli yetkilere sahip olmalıdır.

Tavsiye 33: FIU’lar, diğer FIU’larla geniş çaplı bilgi paylaşımını teşvik etmelidir.

Tavsiye 34: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili sınır ötesi işbirliği için gerekli bilgi ve mekanizmalara sahip olmalıdır.

Tavsiye 35: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili suçlarla ilgili en geniş yelpazede karşılıklı yasal yardımı sağlamalıdır.

Tavsiye 36: Ülkeler, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve diğer ilgili suçlarla ilgili karşılıklı adli yardımlaşma taleplerini hızlı, yapıcı ve etkili bir şekilde ele almalıdır.

Tavsiye 37: Ülkeler, yabancı yargı makamlarının sınır ötesi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili taleplerine karşı geniş bir yardım yelpazesi sağlamalıdır.

Tavsiye 38: Ülkeler, suçun araçları ve gelirlerine el koyma ve dondurma için geniş bir yasal çerçeve sağlamalıdır.

Tavsiye 39: Ülkeler, AML/CFT soruşturmalarına yönelik sınır ötesi işbirliğini teşvik etmeli ve desteklemelidir.

Tavsiye 40: Ülkeler, AML/CFT amaçları doğrultusunda suçlularla ilgili sınır ötesi bilgi alışverişinde bulunabilmelidir.

Bu tavsiyeler, ülkelerin kara para aklama ve terörizmin finansmanına karşı küresel mücadeleye katılımını sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Her bir tavsiye, ülkelerin bu risklerle mücadelede uygulaması gereken önlemleri ve sistemleri içermektedir.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.