Connect with us

BANKA HABERLERİ

KANUN AÇIK: KAMU PERSONELİ EN FAZLA 950 LİRALIK HEDİYE ALABİLİR

Yayınlanma:

|

Kamu personelinin alabileceği hediyelerle ilgili sınırlar, Türkiye’deki mevzuat ve etik kurallarla belirlenmiştir. 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve bu kanuna dayanarak çıkarılan Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından belirlenen kurallar, kamu görevlilerinin hediyelerle ilgili uyması gereken sınırları belirler.

2024 yılı için geçerli olan miktar: Kamu görevlilerinin, herhangi bir kişi, kurum ya da kuruluştan alabileceği hediye veya menfaatin üst sınırı 2024 yılı için 950 TL olarak belirlenmiştir. Bu miktarın üzerindeki hediyeler, rüşvet veya menfaat sağlama olarak değerlendirilebilir ve cezai yaptırımlarla karşılaşılabilir.

Bu nedenle, kamu personelinin 950 TL’yi aşan bir hediyeyi kabul etmesi yasaktır ve bu tür hediyelerin kabul edilmesi durumunda ilgili personel hakkında yasal işlem başlatılabilir. Ayrıca, belirlenen bu miktarın altında dahi olsa, etik kurallar çerçevesinde kamu görevlilerinin hediye kabul etmekten kaçınmaları tavsiye edilmektedir.

Kamu Personeli 950 lira üzerinde hediye alır ise ne olur?

Kamu personelinin 950 TL’lik hediye sınırını aşması durumunda aşağıdaki hukuki ve idari sonuçlarla karşılaşılabilir:

1. Disiplin Soruşturması:

  • Kamu görevlisi hakkında disiplin soruşturması açılabilir. Bu soruşturma sonucunda, kişinin görevine son verme, maaş kesintisi, kınama gibi disiplin cezaları uygulanabilir.

2. Yasal Soruşturma:

  • Hediye veya menfaat kabul eden kamu görevlisi hakkında yasal işlem başlatılabilir. Bu, rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili yargı sürecini başlatabilir. Mahkeme, suçun niteliğine göre hapis cezası veya para cezası verebilir.

3. Görevden Alınma:

  • Eğer kabul edilen hediye rüşvet olarak değerlendirilirse, kamu görevlisi görevden alınabilir ve kamu hizmetinde çalışmaktan men edilebilir.

4. Mal Bildirimi İncelemeleri:

  • Hediye kabul eden kamu görevlisi, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu kapsamında mal bildirimi yapmak zorundadır. Bu bildirimde usulsüzlük tespit edilirse, ek yasal işlemler devreye girebilir.

5. İtibar Kaybı ve Mesleki Gelecek:

  • Disiplin ve yasal sonuçların yanı sıra, bu durum kamu görevlisinin itibarını zedeler ve mesleki kariyerini olumsuz yönde etkiler. Gelecekteki terfi ve atamalarına olumsuz yansıyabilir.

Bu nedenle kamu görevlileri, 950 TL’lik hediye sınırını aşmaktan kaçınmalı ve etik kurallara uygun davranmalıdır.

950 TL hediye tutarının aşılması halinde cezası ne olur?

Kamu görevlilerinin 950 TL’yi aşan hediyeler kabul etmesi durumunda uygulanabilecek cezalar, Türk Ceza Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlar çerçevesinde belirlenir. Bu durum, özellikle rüşvet suçu kapsamında değerlendirilirse, ciddi yasal sonuçlara yol açabilir. İşte olası cezalar:

1. Rüşvet Suçu:

  • Türk Ceza Kanunu’nun 252. Maddesi uyarınca, rüşvet suçu işleyen kamu görevlileri hakkında 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası uygulanabilir.
  • Eğer suç kamu görevlisinin talebi doğrultusunda gerçekleşmişse, ceza artırılabilir.

2. Disiplin Cezaları:

  • Disiplin mevzuatı çerçevesinde, hediye kabul eden kamu görevlisine uyarı, kınama, maaş kesimi, kademe ilerlemesinin durdurulması gibi disiplin cezaları verilebilir.
  • Bu tür bir disiplin suçu, aynı zamanda memuriyetten çıkarılma gibi en ağır disiplin cezasıyla da sonuçlanabilir.

3. Adli ve İdari Para Cezaları:

  • İdari olarak, belirlenen hediye sınırını aşan kamu görevlileri hakkında para cezaları uygulanabilir.
  • Ayrıca, alınan hediyenin değeri devlete geri ödenmek zorunda kalabilir.

4. Görevden Alınma:

  • Yasa dışı hediye kabul etme veya rüşvet alma durumu tespit edilirse, kamu görevlisi görevden alınabilir.
  • İlgili kişi, kamu görevinden süresiz olarak men edilebilir.

Bu cezalar, kabul edilen hediyenin niteliğine, suça karışan kişilerin pozisyonlarına ve suçu işleme biçimlerine göre değişebilir. Bu nedenle, kamu görevlilerinin mevzuata ve etik kurallara sıkı sıkıya uyması son derece önemlidir.

Hediye veren de suç işlemiş olur mu?

Türk Ceza Kanunu ve diğer ilgili mevzuatlar kapsamında kamu görevlisine rüşvet verme veya menfaat sağlama fiilleri, hem hediye veren hem de alan açısından suç teşkil etmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 252. Maddesi‘ne göre; görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır

Sonuç:

Düğün gibi sosyal etkinliklerde hediye verilmesi geleneksel olarak kabul edilen bir uygulama olsa da, bu tür hediyelerin değeri yasal sınırları aşmamalıdır. Kamu görevlileri, düğünlerde bile olsa hediye alırken dikkatli olmalı ve mevzuatta belirlenen sınırları aşmamaya özen göstermelidir. Herhangi bir tereddüt durumunda, alınan hediyenin kabul edilip edilemeyeceği konusunda etik kurallara başvurulması önemlidir.

Erol TAŞDELEN-Emekli Bankacı/Ekonomist

BANKA HABERLERİ

Konkordato Kader mi? Finansçı Eksikliğinin Bedeli mi?

Yayınlanma:

|

Finansı Yönetemezsen Batarsın: Konkordato Alan Firmalarda Ortak Eksiklik

2025 yılı, Türkiye reel sektörü için konkordato rekorlarının kırıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçiyor. İSO 500 listesinde dahi yer alan birçok büyük firmanın konkordato ilan etmesi, artık sorunun yalnızca küçük ve zayıf firmalara özgü olmadığını gösteriyor. Ancak bu firmaları incelediğinizde gözden kaçmayan kritik bir ortak eksiklik dikkat çekiyor:

Çoğu firmanın bünyesinde profesyonel bir finans yönetimi yok. Özellikle banka kökenli ya da kurumsal finans tecrübesi olan profesyonellerin eksikliği çarpıcı.

Nakit Akışını Yönetemeyen Batıyor

Bir şirketin kar etmesi, onun yaşayacağı anlamına gelmez. Gerçek kriz genellikle nakit akışında başlar.
Banka kökenli profesyoneller, kâr/zarar yerine nakit akış tablolarına odaklanır. Oysa konkordato ilan eden birçok şirket:

  • Nakit planlamasını yapmamış,

  • Alacak-tahsilat dengesini kuramamış,

  • Kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmiştir.

Bu durum, “mali müşavirle yürür” mantığının ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor.

Kredi Yönetimi Bilinmiyor

Konkordato ilan eden firmaların çoğu, bankalarla olan ilişkilerini stratejik değil, reaktif şekilde yürütüyor. Banka kökenli çalışanların yokluğunda:

  • Kredi limitleri doğru yapılandırılamıyor,

  • Yeni kredi olanakları değerlendiremiyor,

  • Bankaların nasıl karar verdiği bilinmiyor.

Oysa bir bankacının deneyimi, firmanın kredi profilini yükseltmede kilit rol oynar. Bankaların “takip riski” olarak gördüğü firma, aslında önlem alındığında krizden kurtulabilir.

Kriz Erken Uyarı Sinyalleri Göz Ardı Ediliyor

Profesyonel finansçılar, bilanço ve finansal oranlarda alarm zilleri çaldığında bunu okur ve müdahale eder. Ancak konkordato ilan eden firmaların çoğunda bu erken uyarı sistemleri ya hiç yok ya da kimse izlemiyor.

Kur riski, faiz riski, stok-finansman uyumsuzluğu gibi temel konular ya tamamen göz ardı ediliyor ya da “geç kalınarak” müdahale ediliyor.

Ders: Şirketin Kalbinde Finans Olmalı

Konkordato sadece hukuki bir çözüm değildir; aslında gecikmiş bir çöküşün ilanıdır. Finansı yönetemeyen firmaların er ya da geç bu noktaya gelmesi kaçınılmazdır.

Her şirketin – büyüklüğü ne olursa olsun –

  • Finans kökenli bir yöneticiye,

  • Banka ilişkilerini yönetecek deneyimli bir uzmana,

  • Nakit akışına hâkim bir planlamacıya
    ihtiyacı vardır.

Son Söz

“İyi muhasebeci” değil, iyi finansçı batışı engeller.
Konkordatoya sürüklenen her şirketin ardında, bir şekilde ihmal edilmiş bir finans bölümü yatar.
Unutmayın:

Finansı yönetemezsen, batarsın.

Erol Taşdelen – Ekonomist | bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

2025: REEL SEKTÖRÜN TARİHİ ÇÖKÜŞÜ

Zincirleme Konkordatolar, Fabrika Kapanışları, İflaslar… 2025’in kalan aylarında Reel Sektör küllerinden doğabilcek mi, Ekonomide “Deprem Yılı” mı olacak…

Yayınlanma:

|

Ekonomi ayakta ama reel sektör yıkım yaşıyor!

2025 yılı, Türkiye’de reel sektörün “tarihi çöküş” yılı olarak kayıtlara geçmeye aday. Makro göstergeler büyümeye işaret etse de, mikro düzeyde reel sektör firmaları iflasın eşiğinde. Kredi takip tutarları rekor seviyelere ulaşırken, icra daireleri dosya yığını altında eziliyor. Ekonomik sistem içinde birer “yaşayan ölü” haline gelen zombi şirketler çoğalıyor. Konkordato ilan eden büyük firmaların listesi her geçen gün uzuyor. İşte çöküşün ayak sesleri:

1. Kredi Takip Tutarları Rekor Kırıyor

BDDK verilerine göre, 2025 Haziran ayı itibarıyla bankacılık sektöründe takibe düşen kredilerin toplamı 425 milyar TL’ye ulaştı. Çok değil 2024 sonu altı at önce bu tutar 287 milyar TL idi. Bu rakam son 5 yılın en yüksek seviyesi. Özellikle KOBİ ve ticari kredilerde tahsil edilemeyen borç 243  milyar TL’ye ulaştı. Bu rakamların içinde Varlık yönetim şirketlerine devredilen 15 milyar TL’ye yakın takip dosyaları yok üstelik. Bu durum, şirketlerin nakit döngüsünde ciddi tıkanıklık yaşandığını ortaya koyuyor. Zombi krediler ( ön ve yakın izlemede olan, yapılandırılan ) toplan kredi hazminin %15’i seviyesine ulaşmış durumda. Bankalardaki kredi kanallarının kamu eli ile kapatılmasını da üzerine ekleyince Nakit Döngüsü sürecinde yıkım yaşanıyor.

2. İcra Daireleri Dosya Patlaması Yaşıyor

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılının ilk 6 ayında icra dairelerdeki toplam icra dosyası 26 milyon adete yaklaştı. Bu rakam, pandemi yılı olan 2020’nin bile üzerinde. En çok icra takibi yapılan alanlar: Banka borçları, çek-senet ödemeleri ve kira alacakları. Özellikle ticari işletmelerin birbirine açtığı icra takipleri dikkat çekiyor.

3. Zombi Şirketler Çoğaldı

Zombi şirket; faaliyetlerinden elde ettiği gelirle yalnızca borcunun faizini ödeyebilen, ana parayı ise çeviremeyen firmalar için kullanılan bir kavram. TCMB ve sektörel raporlara göre, Türkiye’deki büyük ölçekli firmaların %18’i zombi şirket kategorisine girmiş durumda. Bu oran, üretim gücü olan ancak finansal olarak tükenmiş şirketlerin sistemde adeta “yaşayan ölü” gibi varlık gösterdiğini anlatıyor.

4. Konkordato Başvuruları Artışta

2025’in ilk yarısında mahkemelere yapılan konkordato başvurularında büyük bir sıçrama yaşandı. 2023’te yıllık 1.500 civarında olan başvuru sayısı, 2025 ilk yarısında şimdiden 2.776 adet oldu. Özellikle tekstil, inşaat, gıda ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren büyük şirketler, peş peşe konkordato ilan etti. İSO500 listesinde yer alan bazı dev firmalar da, BİST’de yer alan veya halka arz için onay alıp sırada bekleyen firmalar da geçici mühlet almaya başladı.

5. Reel Sektörün Altı Boşalıyor, Ekonomi Üstte Duruyor

Makro veriler TÜİK büyümeyi işaret ederken, reel sektörün dipten dibe sürüklendiği açıkça görülüyor. Bu çelişki, ölçüm yöntemlerinin ve açıklanan verilerin güvenirliğini de tartışmaya açıyor. Üretim yapan, istihdam sağlayan reel sektörün çökmesi, sosyal ve ekonomik dengeleri tehdit eden ciddi bir krizi tetikleyebilir. Kriz İSO500’de yer alan firmalara sıçradı. Büyümenin üretim artışından değil Tüketimden kaynaklandığını TCMB de tespit etmiş raporlarına yansımış durumda. Enerji, Akaryakıt gibi ana girdilere 100 milyar USD’den fazla kaynak harcarken; İthalatın içinde %10’u bile bulmayan tüketim mallara, yurtdışı internet alışverişe konulan ek vergiler ile övünüyoruz. Hatalar zincirine örnek mi: Sanayici “Enerji Maliyetlerimi nasıl düşürürüm” diye çırpınırken; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı GES’lerdeki Teşvikleri sınırladı iyi mi? Yetmedi, Teşvikleri kaldırırken Güneş Panellerinde “yerli üretim hücre olacak” dedikleri hücreler etiketi değiştirilmiş çakma Çin mali çıktı iyi mi! Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı soruşturma açmasa onu bile öğrenemeyecektik. Sanayicinin Enerji Maliyetini düşürmeye çalışmasının ne zararı var. Enflasyon ile mücadeleye katkı mı sağlıyor maliyetin düşürme çabaları, engeller niye o zaman?

Sessiz Yıkım Sürüyor

Reel Sektördeki çöküşü görmek için yeterince Erken Uyarı Sinyalleri var! Finans dengeyi sağlayamayan, nakit akışını ayarlayamayan firmanın ayakta durması mümkün değildir. 2025, bankaların kârlı; devletin güçlü; ama reel sektörün sessiz sedasız çöktüğü bir yıl olarak tarihe geçebilir. Her gün kapanan dükkanlar, konkordato ilan eden holdingler, ödenemeyen çekler, batık krediler bu “sessiz yıkımın” göstergeleri. Türkiye, yapısal reformlar yapılmadığı sürece bu krizden çıkması zor.

Yanan sadece ormanlarımız değil büyük emek ile oluşturuğumuz Sanayide de ciddi yangın var, bu yangını öyle üç kuruşluk KGF Kredisi ile söndürüp NEFES olsun diye geçiştirip söndüremeyiz, biline!

Çözüm: Talebi bastırarak enflasyonu düşürme hayalini bırakıp,  Üretim Ekonomisini desteklemekte! Tüketimden gelen sanal büyüme ile avunursak elimizde kala kala firma çöplüğü kalır!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABD’den Kara Para trafiğindeki ülkelere sert mesaj: Türkiye’de var!

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, “ABD Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli yasa dışı bir İran finansal ağına yaptırım uyguluyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, ABD’nin Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli bir yaşa dışı İran finansal ağına yaptırım uyguladığını açıkladı. Bruce, X hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

“ABD Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli yasa dışı bir İran finansal ağına yaptırım uyguluyor. İran petrol ticaretinden elde edilen bu fonlar, on yıllardır İran’ın terörist vekillerini destekleyen İslam Devrim Muhafızları’na fayda sağlamakta.”

ANKA

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.