Connect with us

Erol Taşdelen

Korona Ekonomi Krizi kapıda mı?

Yayınlanma:

|

Peşin peşin söyleyelim Türkiye’de de Dünya’da da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Bu nerede ise genel kabul edilmiş kural oldu. Başta Neo-Liberal sağlık politikalar çöktü.
Her şeyin Piyasa Ekonomisi ile yapılamayacağını korona salgını gösterdi. Peki bu süreçte piyasalarda ve Bankacılıkta neler değişecek.
Neo – Liberal Bankacılık anlayışı çöktü
Neo-Liberal Bankacılık anlayışı bitmiştir. Türev ürünler ile şişirilen ve “ürün satın” kampanyalarına dönüşen neo-liberal bankacılığın sonuna gelindi. 2008’de ABD’deki Mortgage Krizi zaten bunu kanıtlamıştı.
Son 15 yıllık bankacılığa bakın, müşterinin ihtiyaçlarını gideren “müşteriye hizmet” anlayışı gitti yeni pazarlama teknikleri ile “istek-ihtiyaç” yaratılarak “ürün satış” teknikleri kullanılarak yeni tarz bankacılık ile geçti. Tıpkı markete girip hiç ihtiyacınız olmayan ürünler almanız gibi bankaya girdiğinizde de hiç ihtiyacınız olmayan ürünleri cebinize koyup çıkıyorsunuz.
Merkez Bankaları ve Bankalar aracılığı ile yaratılan bol para balonu teker teker patlıyor. Altın’a dayalı yeni bir para sistemi yüksek sesle dillendirilir oldu.
Bu süreçte ürün satışına odaklı bankacılık da bitti.
Corona Salgınında personeli sistemde değiştirilmesi gereken vida olarak gören anlayış da çöktü. Personeli bankalar yeniden keşfetti.
Dijitalleşiyoruz denilen sistemin insan olmadan hiçbir halt olmadığı da anlaşıldı. “Maliyet düşürüyoruz” diye binlerce insanı aynı binaya sokan anlayış korona sayesinde bu yöntemin ne kadar riskli olduğunu gördü. Buna rağmen insanlar evde çalışmaya başladı.
Bu önümüzdeki dönemde de sürecek gibi. Bankacılar için kötü haber bankalar önümüzdeki dönemde küçülecek. Geçici kapatılan çoğu şube tekrar açılamayacak. Son üç yıldır hızlanan personel azaltma yöntemi devam edecek. Bankalar ve diğer firmalar teknolojik yatırımlarını daha da hızlandıracak. İnsansız Karanlık Fabrikalar gibi denemeleri yapılan Personelsiz Banka şubeleri çoğalacak. Dijitalleştirilemeyen müşteriler de bu kriz sayesinde dijital hayata geçmek zorunda kaldı. Bu arada bir kötü haber de despot, mobbingçi Banka yöneticilerine,  devriniz bitti.
Korona Sağlık Krizi “korona Ekonomi Krizine” dönüşür mü
Korona Sağlık Krizi Türkiye için kötü döneme denk geldi. Bir defa “Dolarizasyon” devam ediyor. Dört yıl önce bankalardaki Mevduatın % 35’lik kısmı Yabancı Para – Döviz iken son iki yıldır %50’nin üzerine çıkmış durumda. Piyasalara henüz hedeflenen “güven” verilemediğinin ciddi göstergesi aynı zamanda. Yabancılar “doldur boşalt” yöntemi ile Türk Yatırımcıları borsaya çekip ellerindeki kağıtları boşaltıyorlar. Borsada yabancıların payı her geçen gün azalıyor. Nisan ortasında tekrar USD / TL kuru 6,70 seviyelerini zorluyor. Döviz bulamazsak” Kısa Vadeli” dediğimiz bir yıl içinde ödenecek olan 175 milyar USD için TL’nin değer yitirmesinin önünü kesmemiz mümkün değil. Halen TL ciddi değer kaybetmiş durumda.
Döviz girişi sağlanmaz ise kriz kaçınılmaz olur
Döviz girişi sağlamamız gerekiyor. Burada iki temel yöntem var. Biri yurt dışından Devletin / Hazinenin ve bankaların direkt borçlanması. Diğeri de 2020’de açıklanan ABD para genişlemesi politikasından para almaya çalışmak. ABD elinde ABD Tahvili bulunan ülkelere bir o kadar daha USD vereceğini açıkladı. ABD’nin elinde ”ABD Tahvili” bulunan başta Avrupa ülkeleri olmak üzere İngiltere’ye bu fonlar açtı. Bunun yanında Brezilya, Meksika. Güney Kore gibi ülkeler de bu para genişleme imkanından yararlanacak. Yani ülkenin elinde 50 milyar USD ABD Tahvili var ise bir 50 milyar USD daha alabilecek. Türkiye son yıllarda bu Tahvilleri elinden çıkararak 2,8 milyar USD’ye kadar düşürdüğü için burada ilerleyemiyoruz. Görüşmeler şimdilik sonuçsuz kalıyor.
IMF kapısını mı çalacağız
Corona19 Salgını nedeni ile IMF bir fon oluşturdu. Şu an o fondan yararlanmak için Türkiye dahil ülkeler  görüşülüyor. IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın “Türkiye dahil görüşmelerimiz devam ediyor” dediği olay bu. CHP ekonomik kurmaylarından İstanbul Milletvekili İhlan ÖZKESİCİ’de bu fonların kullanması gerektiğini belirtti. Gerekçesi de “IMF’nin bu fonları kullanımında “Stand by” koşullarının olmadığı için kullanım koşullarının ağır olmayacağı” oldu. Bilinen bir gerçek daha var IMF’nin kararlarında ağırlıklı ortağı olan ABD onay vermeden herhangi bir adım atılamıyor. Bunun için de arka planda görüşmelerin ABD ile olması gerekiyor. ABD’nin ikna edilmesi için de ilk akla gelen Rusya’dan alınan S-400 Hava savunma sistemi. 2020 Nisanında aktifleştirilecek denilen S-400 sisteminin aktifleştiğine dair bir bilgi yok ortada. Yetkililer “teknik sorunlar çıktı gecikti” açıklaması yapar ise şaşırmayalım.
USD bulamıyorsak para basalım diyenler
Corona19 Sağlık krizi devlet gelirlerini azalttığı gibi bütçede olmayan ek maliyetler ortaya çıktı. İkinci çeyrek Türkiye için olumlu geçmeyeceği kabul edildi ve yılın ikinci yarsını kurtarmak için tüm planlar. Çözüm olarak ilk akla gelen “para basalım” diyenler. Para basalım, “para politikasını” önerenler bunu söylüyor ama para basılmasından sonraki süreç konusunda çözüm önerisi sunmuyorlar. Para basıldığında ne olacağını iktisat okuyan herkes bilir. İlk sinyal para bollaşması sonucu “enflasyon” oluşur. Enflasyon faizi ve TL değeri düşeceği için Dövizin yükselmesini tahmin etmek için yeterince tecrübemiz var. Taktik gereği kısa süre nefes alırsınız ama sonunuz komalık olur.
Swap çözüm mü
Kabaca para değiş tokuşu anlamına geçen Swap işlemi Türkiye’nin de uzun yıllar ve 2019’de sık kullandığı bir ürün oldu. 2018 çöküşü biraz daha hasarsız atlatıldı ise arka planda yapılan Swap ve Forward tarzı Türev işlemler sayesinde oldu. Bunu işin içinde olan herkes biliyor. Swap’da uluslararası piyasalara TL verip USD alabiliyoruz. 2020’deki sıkıntı 2019 yılında yurt içi spekülatif dalgalanmayı önlemek için  İngiltere – Londra merkezli işlemleri TL vermeyerek ve faizleri % 1300’lere çıkararak önledik. Yani yabancı yatırımcıyı o günlerde baya bir dövdük. Bu güvensizliğe neden oldu. Aynı adamlardan şu an “swap yapalım” diyoruz. Bu arada Şubat ayında buradaki faizleri %65’lere çıkardık. Soru şu adamlar zarar edecekleri işe niçin girsinler veya girmesini nasıl bekleriz. Bu güvensizlik nedeni ile Türkiye Risk Primini yükseltti. CDS denilen gösterge, 2020 Mart ayında şeytanı da ifade eden 666’larda uzun süre durdu. IMF “görüşüyoruz” dendiğinde biraz gevşeme oldu. Böyle bir anlaşma olduğunda Risk Primi de Döviz Kurları da gevşeme göstermesi sürpriz olmayacaktır.
Öyle ya da böyle ciddi bir kırılma noktasına gedik ülke olarak. Bu aylarda ( hatta haftalarda ) alacağımız kararlar Cumhuriyet’in 100. yılına nasıl gireceğimizi de belirleyecek. Alınacak kararların siyasi ekonomik sonuçları olacağı kesin. Yaşayıp göreceğiz.
Erol TAŞDELEN
Ekonomist – Siyaset Bilimci
[email protected]

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Pasif Gelir Nedir, Nasıl Yaratılır, Faydası Nedir?

Yayınlanma:

|

Geleneksel gelir modeli olan “aktif gelir”, çalıştığınız süre boyunca elde ettiğiniz kazancı ifade eder. Ancak modern finansal özgürlük arayışında en çok öne çıkan kavramlardan biri “pasif gelir”dir. Zaman karşılığı çalışmadan da gelir elde etmeyi mümkün kılan bu model, bireylere ekonomik güvenlik, esneklik ve uzun vadede bağımsızlık sağlar. Peki pasif gelir nedir, nasıl oluşturulur ve faydaları nelerdir?

Pasif Gelir Nedir?

Pasif gelir, bir kişinin aktif olarak çalışmadan, daha önce yaptığı yatırımlar, varlıklar ya da sistemler aracılığıyla düzenli olarak kazanç elde etmesidir. Bu gelir türü, genellikle ilk aşamada zaman, sermaye ya da bilgi yatırımı gerektirir; ancak bir kez kurulduğunda sistem kendini tekrar eder ve az çaba ile gelir üretmeye devam eder.

Pasif Gelir Nasıl Yaratılır?

Pasif gelir yaratmanın çeşitli yolları vardır. İşte en yaygın ve sürdürülebilir yöntemler:

1. Gayrimenkul Yatırımları

  • Kira geliri elde etmek pasif gelirin en klasik yollarındandır.

  • Konut, dükkan ya da arsa yatırımları düzenli nakit akışı sağlayabilir.

2. Finansal Yatırımlar

  • Temettü Hisseleri: Halka açık şirketlerin düzenli olarak dağıttığı kâr payları.

  • Tahviller ve Fonlar: Düşük riskli ama sabit getirili finansal araçlar.

  • Mevduat Faizi: Özellikle yüksek faiz dönemlerinde cazip hale gelir.

3. Dijital İçerik ve Telif Hakları

  • YouTube videoları, e-kitaplar, online eğitimler, bir kez üretildikten sonra sürekli kazanç sağlayabilir.

  • Fotoğraf veya müzik lisansları üzerinden gelir elde edilebilir.

4. Blog / Web Sitesi Gelirleri

  • Reklam gelirleri (Google AdSense vb.)

  • Affiliate (satış ortaklığı) ile komisyon geliri

5. Franchise ve Otomatik İş Modelleri

  • İyi yapılandırılmış bir franchise veya dijital ürün satışı, işin başında olmadan da kazanç sağlayabilir.

6. Kripto ve Web3 Gelirleri (Riskli olabilir)

  • Staking, yield farming, NFT telif gelirleri gibi modern yöntemler de pasif gelir alanına girmektedir.

Pasif Gelirin Faydaları

1. Zaman Özgürlüğü

Aktif çalışma zorunluluğu ortadan kalktıkça zamanınızı sevdiklerinize, seyahate veya başka projelere ayırabilirsiniz.

2. Finansal Güvenlik

Tek bir gelir kaynağına bağlı kalmadan riskleri dağıtmış olursunuz. Ekonomik kriz, işten çıkarılma gibi durumlarda destek sağlar.

3. Erken Emeklilik İmkanı

Düzenli ve güçlü bir pasif gelir akışı, geleneksel emeklilik yaşını beklemeden çalışmayı bırakmanızı mümkün kılar.

4. Yatırım Kapasitesini Artırma

Pasif gelir, birikimlerinizi artırarak yeni yatırımlar yapmanızı kolaylaştırır. Böylece gelir-üretim döngüsü büyür.

5. Psikolojik Rahatlık

Sürekli çalışmak zorunda olmadan gelir elde etmek, bireyin zihinsel sağlığını ve yaşam kalitesini olumlu etkiler.

Finansal Özgürlük İçin Pasif Gelir Şart

Günümüz ekonomik koşullarında sadece aktif gelire güvenmek, uzun vadede sürdürülebilir değildir. Pasif gelir, finansal istikrarı güçlendirmenin ve geleceğe güvenle bakmanın temel yollarından biridir. Elbette hiçbir sistem tamamen zahmetsiz değildir; ancak doğru strateji, sabır ve disiplinle oluşturulmuş bir pasif gelir modeli, hayatınız boyunca size çalışır.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Emekli Bankacı Ne Yapar? Sandığınızdan Çok Daha Fazlası…

Yayınlanma:

|

Bankacılığı bırakan ya da bankadan emekli olan eski bankacılar, sahip oldukları bilgi, deneyim ve geniş iş ağı sayesinde farklı sektörlerde birçok alanda faaliyet gösterebilmektedir. Aşağıda bankayı bırakan ya da emekli olan bankacıların en çok yöneldiği işler başlıklar hâlinde sıraladık:

1. Finansal Danışmanlık ve Eğitim

  • Bireysel ve kurumsal danışmanlık: KOBİ’lere finans yönetimi, nakit akışı, kredi yönetimi gibi konularda danışmanlık verirler.

  • Eğitmenlik ve seminerler: Bankacılık tecrübelerini aktararak üniversitelerde ders verir veya özel eğitim kurumlarında eğitmenlik yaparlar.

2. Kendi İşini Kurma (Girişimcilik)

  • Finans ve sigorta acenteliği: Emeklilik, hayat sigortası, BES danışmanlığı gibi alanlarda sigorta acentesi açarlar.

  • Danışmanlık ofisi / mali müşavirlik işbirliği: Mevzuata hâkim kişiler muhasebe firmalarıyla ortak projeler yürütür.

  • Kafe, butik, e-ticaret gibi daha sosyal veya ilgi alanlarına dayalı girişimlerde bulunurlar.

3. Gayrimenkul Sektörü

  • Emlak danışmanı / yatırım uzmanı: Özellikle ticari gayrimenkulde banka kredisiyle alım-satım yapanlara danışmanlık verirler.

  • Gayrimenkul değerleme uzmanlığı: SPK lisansı alarak profesyonel değerleme işleri yaparlar.

4. Fintek / Dijital Finans Sektörü

  • Start-up danışmanlığı: Fintek girişimlerine tecrübe aktarımı sağlarlar.

  • Proje yönetimi, uyum (compliance) gibi alanlarda görev alırlar.

5. Kurumsal Şirketlerde Üst Düzey Yöneticilik

  • Finans veya risk yönetimi birimlerinde CFO, CRO veya danışman rollerinde çalışırlar.

  • Holdingler, leasing, faktoring, sigorta şirketleri gibi finansal yapıların yönetim kadrolarında görev alabilirler.

6. Aracı Kurumlar ve Portföy Yönetim Şirketleri

  • Yatırım danışmanlığı: Bireysel yatırımcılara portföy planlama ve piyasa analizi yaparlar.

  • Menkul kıymetler alım-satımı ve fon danışmanlığı alanında çalışırlar.

7. Denetim ve Uyum (Compliance)

  • Bağımsız denetim firmaları, özellikle bankacılık kökenli deneyimli kişileri iç kontrol, denetim ve risk yönetimi pozisyonlarında değerlendirir.

  • MASAK, BDDK, SPK gibi düzenleyici kurumlara danışmanlık hizmeti verirler.

8. Yazarlık, Köşe Yazarlığı, YouTube / Sosyal Medya

  • Tecrübelerini aktararak finansal okuryazarlık alanında içerik üretirler.

  • LinkedIn, YouTube, blog sayfaları gibi mecralarda ekonomi yorumculuğu yaparlar.

 9. Siyasi / Sivil Toplum Görevleri

  • Yerel yönetimlerde veya sivil toplum kuruluşlarında görev alabilirler.

  • Bazıları siyasi danışmanlık, yerel meclis üyeliği gibi pozisyonlara da yönelir.

Örnekler:

Eski Pozisyonu Yeni Yöneldiği İş
Şube Müdürü Kredi danışmanlığı / Eğitimci
Portföy Yöneticisi Gayrimenkul danışmanı / Bireysel emeklilik uzmanı
Teftiş Kurulu Üyesi İç denetim danışmanı / Risk yönetimi uzmanı
Krediler Müdürü KOBİ danışmanlığı / Müşavirlik işbirliği

Bankacı Emekliliğinin Avantajları

  • Tecrübe: Finansal piyasalar, mevzuat, kredi analizi gibi konularda yıllara dayalı deneyim.

  • İletişim Ağı: Kurumsal ve bireysel müşteri çevresi sayesinde kolay iş bağlantısı kurma avantajı.

  • Analitik Düşünme Yetisi: Riskleri değerlendirme ve çözüm geliştirme becerisi.

Yeni Nesil Bankacı Emeklileri Ne Yapıyor?

Günümüzde birçok eski bankacı YouTube kanalı açarak finansal okuryazarlık içerikleri üretiyor, sosyal medya üzerinden bireysel danışmanlık hizmeti veriyor. Bazıları ekonomi yazarına dönüşürken, bazıları da yerel siyasete veya sivil toplum kuruluşlarına yöneliyor.

Bankacılık kariyerini sonlandıranlar için hayat yeni başlıyor. Geniş bir bilgi birikimine sahip bu profesyoneller, ikinci kariyerlerinde sadece gelir üretmekle kalmıyor, aynı zamanda topluma fayda sağlayacak hizmetler de sunuyorlar. Özellikle girişimcilik ve danışmanlık alanında öne çıkan bu dönüşüm, bankacıların emeklilik sonrası üretken kalabileceğinin güçlü bir kanıtı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.