TBB : Temmuz-Eylül 2020 dönemi içinde toplam (bireysel ve kurumsal) aktif dijital bankacılık müşteri sayısı 62 milyon 741 bin kişidir. Bu sayının 3 milyon 370 bin kişisi “sadece internet bankacılığı” işlemi yaparken, 50 milyon 643 bin kişisi “sadece mobil bankacılık” işlemi yapmıştır.
Türk Bankacılık Sitemi 2020 Eylül verilerine göre Bankacılık sektöründe Dijitalleşme hızla artıyor. pandemi süreci bankaların yıllardır yatırım yaptığı Dijitalleşme sürecine hızlandırıcı etki yaptı.
Türkiye Bankalar Birliği – TBB;Türkiye Bankalar Birliği üyesi ve internet bankacılığı hizmeti veren 27 banka ile mobil bankacılık hizmeti veren 21 banka verileri dijitalleşmede artışın hızını da ortaya koydu.
Dijital Bankacılık İstatistikleri
Aktif dijital bankacılık müşteri sayısı yaklaşık 63 milyon kişiye ulaştı.
Temmuz-Eylül 2020 dönemi içinde toplam (bireysel ve kurumsal) aktif dijital bankacılık müşteri sayısı 62 milyon 741 bin kişidir. Bu sayının 3 milyon 370 bin kişisi “sadece internet bankacılığı” işlemi yaparken, 50 milyon 643 bin kişisi “sadece mobil bankacılık” işlemi yapmıştır. Hem internet hem mobil bankacılık işlemi yapan kullanıcı sayısı ise yaklaşık 8 milyon 727 bin kişidir.
Toplam (bireysel ve kurumsal) aktif dijital bankacılık müşteri sayısında bir önceki döneme göre 1 milyon kişi artış olmuştur.
Aktif Dijital Bankacılık Müşteri Sayıları
Nisan-Haziran 2020
Temmuz-Eylül 2020
Toplam aktif bireysel dijital müşteri sayısı (bin kişi)
59.076
60.038
Toplam aktif kurumsal dijital müşteri sayısı (bin kişi)
2.611
2.702
Toplam aktif dijital müşteri sayısı (bin kişi)
61.687
62.741
Temmuz-Eylül 2020 dönemi içinde az bir kez giriş (log-in) işlemi yapmış aktif bireysel dijital bankacılık müşteri sayısı 60 milyon 38 bin kişidir. Bu sayının 2 milyon 686 bin kişisi “sadece internet bankacılığı” işlemi yaparken 49 milyon 281 bin kişisi “sadece mobil bankacılık” işlemi yapmıştır. Hem internet hem mobil bankacılık işlemi yapan kullanıcı sayısı ise 8 milyon 72 bin kişidir.
Aktif bireysel dijital bankacılık müşterileri, 41 milyon erkek (yüzde 68), 19 milyon kadın (yüzde 32) müşterilerden oluşmaktadır.
Temmuz-Eylül 2020 dönemi içinde aktif bireysel dijital bankacılık müşterilerin yaş grupları bazında dağılımında ilk sırayı 24 milyon 110 bin kişi ile 36-55 yaş grubu almaktadır. Bunu, 17 milyon 579 bin kişi ile 26-35 yaş grubu, 11 milyon 890 bin kişi ile 18-25 yaş grubu izlemektedir. 56-65 yaş grubundaki aktif bireysel dijital bankacılık müşteri sayısı ise 4 milyon 579 bin kişidir.
Temmuz-Eylül 2020 dönemi içinde az bir kez giriş (log-in) işlemi yapmış aktif kurumsal dijital bankacılık müşteri sayısı 2 milyon 702 bin kişidir.
II. İnternet Bankacılığı İstatistikleri
İnternet bankacılığı yapmak üzere sistemde kayıtlı ve en az bir kez giriş işlemi yapmış bireysel müşteri sayısı Eylül 2020 itibariyle, 72 milyon 585 bin kişidir. Son bir yıl içerisinde en az bir kez giriş işlemi yapmış bireysel müşteri sayısı ise 23 milyon 347 bin kişidir.
Temmuz-Eylül 2020 dönemi içinde en az bir kez internet bankacılığı giriş işlemi yapmış aktif bireysel müşteri sayısı 10 milyon 758 bin kişidir. Bu miktar kayıtlı olan toplam bireysel müşteri sayısının yüzde 15’ini oluşturmaktadır.
İnternet bankacılığı yapmak üzere sistemde kayıtlı olan ve en az bir kez giriş işlemi yapmış kurumsal müşteri sayısı, Eylül 2020 itibariyle 4 milyon 462 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. Bunların 1 milyon 804 bini (yüzde 30’u) Temmuz-Eylül 2020 dönemi içerisinde en az bir kez giriş işlemi yapmıştır. Son bir yıl içerisinde en az bir kez giriş işlemi yapmış kurumsal müşteri sayısı ise 1 milyon 804 bin kişidir.
İnternet bankacılığı için kayıt yaptıran ve en az bir kez giriş işlemi yapmış toplam (bireysel ve kurumsal) müşterilerin yüzde 16’sı Temmuz-Eylül 2020 döneminde en az bir kez internet bankacılığı işlemi yapmıştır. Toplam (bireysel ve kurumsal) aktif müşteri sayısı bir önceki döneme göre 1 milyon kişi kişi azalmıştır.
Finansal İşlemler
Temmuz-Eylül 2020 dönemi itibariyle, internet bankacılığı hizmeti kullanılarak yapılan finansal işlemlerin toplam adedi 112 milyon, tutarı ise 1 trilyon 748 milyar TL’dir.
EFT, havale ve döviz transferi işlemlerini kapsayan para transferleri işlemleri, 1 trilyon 205 milyar TL işlem hacmi ve 56 milyon işlem adedi ile finansal işlemler arasında en büyük paya sahip olmuştur (finansal işlem hacminin yüzde 69’u). İkinci sırada 380 milyar TL’lik işlem hacmi ve 17 milyon işlem adedi ile yatırım işlemleri bulunmaktadır.
İnternet bankacılığı hizmeti kullanılarak yapılan toplam finansal işlem adedi bir önceki döneme göre yaklaşık 8 milyon adet, toplam işlem hacmi 222 milyar TL artmıştır.
Yatırım İşlemleri
Temmuz-Eylül 2020 dönemi itibariyle gerçekleştirilen yatırım işlemleri hacminde birinci sırayı, 147 milyar TL ve 11,5 milyon işlem adedi ile hisse senedi işlemleri almıştır. Bunu, 70 milyar TL ve 1,5 milyon adet ile yatırım fonları izlemektedir.
En yüksek ortalama işlem hacmi 85 bin TL ile repo işlemlerinde gerçekleşmiştir. Bunu 68 bin TL’lik ortalama işlem hacmi ile vadeli hesaplar takip etmiştir.
Temmuz-Eylül 2020 döneminde internet bankacılığı kanalıyla kullandırılan anlık kredi adedi 119 bin, hacmi 3 milyar TL’dir. Aynı dönem içinde gerçekleştirilen sigorta satışı adedi 37 bindir.
III. Mobil Bankacılık İstatistikleri
Mobil bankacılık yapmak üzere sistemde kayıtlı olan ve en az bir kez giriş işlemi yapmış toplam müşteri sayısı Eylül 2020 itibariyle 92 milyon 653 bin kişidir. Bunların 59 milyon 370 bin kişisi (yüzde 64’ü) Temmuz-Eylül 2020 dönemi içerisinde en az bir kez giriş işlemi yapmıştır. Son bir yıl içerisinde en az bir kez giriş işlemi yapmış mobil bankacılık müşteri sayısı ise 70 milyon 501 bin kişidir.
Toplam (bireysel ve kurumsal) aktif müşteri sayısında bir önceki döneme göre 1 milyon 264 bin kişi artış olmuştur.
Temmuz-Eylül 2020 dönemi itibariyle, mobil bankacılık hizmeti kullanılarak yapılan finansal işlemlerin toplam adedi 738 milyon, tutarı ise 2 trilyon 655 milyar TL olmuştur. EFT, havale ve döviz transferi işlemlerini kapsayan para transferleri, finansal işlem hacminin yüzde 56’sını, ikinci sıradaki yatırım işlemleri ise yüzde 33’ünü oluşturmuştur.
Temmuz-Eylül 2020 döneminde mobil bankacılık kanalıyla kullandırılan anlık kredi adedi 1 milyon 892 bin, hacmi 32 milyar TL’dir. Aynı dönem içinde gerçekleştirilen sigorta satışı 1 milyon 299 bin adettir.
Enflasyonla mücadele adı altında iç piyasa katliamına dönen uygulamalar, sahadan gelen sesi duymaksızın devam ederken, elinde rakamla bomboş bir ülkede yaşamaya niyetli gibi ortaya çıkan ekonomi yönetimi tarzı, uyarıları da duymazlıktan geliyor.
Halen 2025 yılında dünyada ihracat pazarlarının açılmasından medet umarak, umut dağıtma kampanyası devam ediyor. Oysa hatırlayacaksınız, 2024’te de strateji bunun üzerine kurgulanmıştı ve geldiğimiz nokta ortada.
Ayrıca dünya piyasası açılsa bile, ki beklendiği gibi coşmayacak, bu TL maliyetlerle ve kur dezavantajıyla hiçbir ihracatçının netice alabilmesi, alsa da sürdürebilmesi mümkün değil. Fakat bu mesele de görmezlikten geliniyor.
İç piyasa ise gerek kalmayan ve eksiye geçen satın alma gücü, gerekse firmaların maliyetlerini burada da yansıtabilmesine olanak tanımayan fotoğraf, üzerine kredi mekanizmasının da kesilmesiyle birlikte tam bir açmaz noktaya geldi.
Bazen öyle bir gelişme ortaya çıkar ki, sayfalarca anlattığınızı, tek bir tanımlamaya sığdırarak daha çok anlam taşır. İşte şimdi bunun için bir unsur var elimizde. Pandemi dönemini hatırlayın.
Mart ayında ilk vakanın görülmesinin ardından tüm ekonomi kapatılmış, perakende noktaları ve bağlantılı olarak ticaret tamamen durma noktasına gelmiş, sadece e-ticaretle iş yapmaya çalışanların, yetersiz cirolarla ‘hiç olmazsa’ diyerek günü kurtarmaya çalıştığı o sıfır noktasını anımsayın.
O dönemde bilhassa ticaretle uğraşanlar ne yaşadıklarını çok iyi biliyorlar. Fakat o dönemin koşullarında bile, en azından kredi alan vatandaş zorunlu harcamalarını yapmaya çalıştı. İş hacmini kurtarmaya yetti mi, hayır. Ama atlatılması gereken bir dönemdi.
Son gelinen nokta, büyük bir alarmın habercisi gibi. Noktasına virgülüne dokunmadan önce bilgiyi aktarayım: “…ticari satışlarda pandemi dönemi olan Mayıs 2020’den sonraki en sert düşüş gerçekleşti. Ticaret satış hacmi temmuz ayında bir önceki aya göre ise yüzde 0.6 azaldı…”
Ticarette satışların 2020 yılının Mayıs ayı seviyesine düşmüş olması, ekonomi yönetiminin işi gücü bırakıp, konsantre olması gereken bir başlık olarak ortada duruyor. Ama görüyoruz ki, halen rakam tutkusuyla, sahadan gelen sese kulak tıkamaya devam edecekler.
Türkiye’nin gerçekçi bulunmayan bir enflasyonu 10’ar puan düşürerek oluşturmaya çalıştığı bir ortamda, tamamen duran bir piyasada, nakit akışının açmaza doğru sürüklendiği bir nokta, insanların gelirlerinin açlık seviyesinin altında, kredi puanlarının sorunlu olduğu ve satın alma için vadelerin de yok seviyesine getirildiği şartlarda nasıl bir ekonomik sonuç bekliyorlar?
Mesele artık bir ekonomi tercihi olmaktan çıktı, kumarhanenin müşterisini değil, ekonominin gerçek aktörlerini korumak gereken bir fotoğrafla ortada duruyor. Buna karşılık viraneye bakıp, yalı methiyesi düzen bir yönetim anlayışıyla binanın yıkılmasını izleyen yöneticilere sahibiz. Durun, okuyun, yeni bir strateji belirleyin. Yoksa topluca yıkıntının altında kalacağız.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), Euro bölgesindeki enflasyonun yavaşlaması ve ekonomik büyümenin zayıflaması nedeniyle faiz oranlarını bir kez daha düşürdü ve önümüzdeki aylarda daha fazla faiz indirimi sinyali verdi. Ancak ECB Başkanı Lagarde, kararların veri odaklı olacağını ve önceden belirlenmiş bir yol izlenmediğini vurguladı. ECB’nin yeni ekonomik tahminleri enflasyonun 2025’te %2 olan hedefe ulaşacağını ön görürken, büyüme tahminleri ise aşağı yönde güncellendi.
ECB’nin Haziran’dan bu yana ikinci çeyrek puanlık faiz indirimine soyunduğu günün devamında yılın geri kalanına yönelik sürecin nasıl devam edeceğini tam olarak bilmiyoruz. Bu sabah itibariyle vadeli faiz kontratları, ECB’nin 17 Ekim tarihinde düzenlenecek olağan faiz toplantısında 25 baz puan indirimine gitme olasılığına sadece %30 ihtimal tanıdığını not edelim. ECB ardından yatırımcıların dikkati FED’in önümüzdeki Çarşamba günü iki günlük toplantısının sonunda faiz indirimi kararı alması beklendiği toplantısına çevrilmiş durumda. Çeyrek puanlık indirime kesin gözüyle bakılırken, 2020’den bu yana ilk faiz indirimi olacağını da not edelim. Vadeli kontratların 50 baz puanlık faiz indirimine %50 ihtimal tanımaya başlaması ile, doların değer kaybının yeniden hızlandığını görüyoruz.
ECB kararı sonrası, küresel mali piyasalarda -günün son işlem saatlerinde- büyük çaplı bir volatilitenin hâkim olduğunu gördük. Önde gelen merkez bankalarının faiz indirimlerine başlayıp devam edeceğini beklentisinin yarattığı rüzgâr ve hâliyle FED’den 50 baz puan indirim ihtimalinin potaya girmesi, kıymetli metal fiyatlarını yukarıya itti. Altının ons fiyatı, 2,530 dolar direncinden defalarca ‘kırmızı kart’ görmesi ardından dün yeni ufuklara yelken açarak 2,565 dolar seviyesini test etmek suretiyle tüm zamanların zirvesine yükseldi. Ons altın ile ilgili çok uzun bir süredir olumlu bir tonumuz olduğunu okurlarımız pekâlâ biliyorlar. Bir kez daha hatırlatmak gerekirse: Doların adeta ‘silah’ olarak kullanılması nedeniyle Merkez Bankalarının dolar rezervlerini azalttığını; doların rezerv kompozisyonundaki payının %70’ten %58’e gerilediğini, ABD Hazinesinin her 100 günde ~ $1 trilyon artan borcu ve bunun da yarattığı kaygılar, artan jeopolitik riskler ve faiz indirimleri öncesinde altını daha cazip bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanması… Bu görüşler ışığında altın ile ilgili uzun pozisyonlarımızı korumaya devam edeceğiz. Büyük resimde, her ne kadar kısa vadede bir miktar volatiliteye imkân versek de, zayıf dolar temasının korunmaya devam edeceğini, altının 2,550 dolar seviyesindeki hedefimize ulaşması ardından artık 3bin dolar seviyesinin radar menzilinde olacağını düşünüyoruz.
Türkiye cephesinde de, tıpkı yurt dışında olduğu üzere, günün son işlem saatlerinde volatilitenin etkili olduğunu gördük. Borsa cephesinde son yedi gündür kesintisiz bir şekilde korunan satış baskısı, sekizinci güne de taşınmaya hazırlanırken, 9,400 teknik seviyesinin altına sarkan endeks, kapanışa doğru bankalar öncülüğünde gelen güçlü alımları ile kayıplarını telafi ederek günü %1,1 artıda tamamlamayı başardı. Bankacılık endeksi ise günü %2,3 yükselişle tamamladığını not edelim. TCMB’nin kaybettiği döviz rezervlerini son bir haftadır hızla yerine koyması ardından kur cephesinde düşen tansiyonun da yardımı ile USDTRY kuru 34 seviyesinin kıyısında gün boyu salınmaya devam ederken, akşamüzeri 33,90 seviyesine kadar gerilediğini gördük. Altının rekor kırdığı, USDTRY kurunda da yönün yavaş bir yükseliş şeklinde olsa da yukarı olduğu bir ekosistemde, gram altın 2,800 TL seviyesinin de üzerine yükseldi. Bültenimizi takip eden değerli okurlarımızın, gram altında cephesinde, iki yükselen nedeniyle rekorların peş peşe gelmeye devam edeceği görüşümüzü pekâlâ hatırlayacaklardır.
Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yine dikkatle irdeledik. Bu minvalde, 6 Eylül ile biten haftada menkul kıymet istatistiklerinin ön plana çıktığın görüyoruz keza yabancı yatırımcı söz konusu haftada satış düğmesine basmış: yabancının hisse senedi portföyü 50 milyon dolar, devlet tahvili portföyü ise 863 milyon dolar azalmış. Yabancının hisse senetlerinden sene başından bu yana yaklaşık 2 milyar dolar satış yaptığını bilmemize rağmen, tahvil cephesindeki satışı pek de anlamlandıramadık. Öte yandan, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 2,6 milyar dolar düşüşle 146,7 milyar dolar seviyesine gerilerken; 11 Eylül gününe ait TCMB’nin analitik bilançosuna göre, swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon 0,9 milyar dolar artışla 15,1 milyar seviyesine yükseldi. BDDK verilerine göre ise KKM bakiyesi 0,5 milyar dolar düşüşle 46,5 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM’den çıkış kesintisiz bir şekilde Eylül 2023’den beri devam ediyor. Yabancı para mevduatlar 10 milyar dolar artışla 199,2 milyar dolar seviyesine gelirken, yurtiçi yerleşik tüzel kişilerin 1,2 milyar dolar mevduat artışına karşılık bireyseller 0,2 milyar dolar döviz çıkışı gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu veriler neticesinde, KKM’nin toplam mevduat havuzundaki payı %9, dövizin %39, TL’nin oranı ise %52 seviyelerinde göreceli olarak yatay seyretti.
Yurt dışına geçmeden önce, dün TCMB tarafından açıklanan Temmuz ayı cari işlemler dengesinin 0,6 milyar dolar fazla verdi. Geçen yılın aynı ayında cari dengenin 5,3 milyar dolar açık verdiğini hatırlatalım. Bu sonuçla birlikte 12 aylık birikimli açık 19,1 milyar dolar ile son yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu iyileşmenin arkasında altın ithalatındaki sert düşüşün ve ihracatta yaşanan artışın büyük payı olduğunu görüyoruz. Veriyi olumlu olarak ‘okuyoruz’.
Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, talep ve büyüme endişelerinin gölgesinde son üç yılın en düşük seviyesini test etmesi ardından, Meksika Körfezi’ni vuran Francine Kasırgası’nın ABD üretimini ne kadar etkileyeceği konusundaki belirsizliklerle birlikte dün günü %2’nin üzerinde yükselişle 72 dolar seviyesinden tamamladı. Doların değer kaybettiği, EUR ve Sterlin paritelerinin hafif de olsa yükseldiği dünkü günün gecesini ABD borsaları yükselişle tamamladı. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %1 yükselirken, bu sabah pasifiği diğer ucuna iyimser havanın topyekûn taşınmadığını görüyoruz. Japon Yen’i 140 psikolojik seviyesine doğru gerileyerek dolar karşısında yılın en değerli seviyesine gelmesi, ihracat odaklı Japonya şirketlerini olumsuz etkileyeceği beklentisi ile gösterge endeks Tokyo borsası %1 düşerken, teknoloji ağırlıklı Hong Kong borsası %1 yükseldi.
Reuters/Ipsos anketine göre, ABD Başkan Yardımcısı Harris, 5 Kasım’daki başkanlık seçimleri yarışında Trump karşısında %47’ye %42’lik bir üstünlük sağladı. Harris, seçmenlerin çoğunlukla kazandığını düşündüğü münazara ardından son dönemlerde kapanan farkı yeni açtı. Bu sonuç, Harris’in seçim yaklaşırken seçmenler üzerinde artan bir avantaj elde ettiğini gösterirken, piyasa dostu politikalar izlemesi beklenen Trump’ın geriye düşmesi ile bitcoin hâlen daha 58bin dolar seviyesinin etrafında salındığını ve ralliye ayak uyduramadığını görüyoruz. Yükselişin başlaması için 68-69bin dolar seviyelerinin üzerinde haftalık bir kapanışa ihtiyaç olduğunu altını peşinen çizelim. Herkese iyi bir hafta sonu dileriz.
Altın
Menkul Kıymet İstatistikleri
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim
Bank of America, şirketin 2025 yılına kadar 25 dolar taahhüdünün en son adımı olan ABD asgari saatlik ücretini saatte 24 dolara çıkardığını duyurdu. Artışla birlikte, ABD’deki tam zamanlı çalışanlar için asgari yıllık maaş yaklaşık 50.000 dolara yükselecek. Artış, ABD’deki tüm tam zamanlı ve yarı zamanlı saatlik pozisyonlar için geçerlidir.
Bankalar arasında fark yarattı, personeli öncelikli hale getirdi
Bu hamle, bankanın ABD’li saatlik çalışanlar için asgari ücret oranı belirlemede ulusal bir lider olma geçmişine dayanıyor.
Son yedi yılda Bank of America, asgari saatlik ücreti 2024’te 15 dolardan 24 dolara yükseltti.
24 dolara yükselmesiyle, bankadaki tam zamanlı ABD çalışanlarının başlangıç maaşı 2017’den bu yana yaklaşık 20.000 dolar artmış olacak.