Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

Paranızı korudunuz personelinizi koruyamadınız.

Bankalar akıllı bir operasyonla korona tedbirini aldılar. Değerli paralarını korudular ama personelleri bir bir virüse yakalanıyor.

Yayınlanma:

|

Paranızı korudunuz ama Personelinizi koruyamadınız

COVID19 Savaşında halen insanların yığıldığı ve sosyal mesafenin uygulanmadığı Hastane, PTT, Telekom bayileri, Bankalar ciddi risk merkezleri hale geldiğini daha önce belirtmiştim.
https://bankavitrini.com/2020/10/25/bankalar-kapanabilir-mi/
Üzülerek söylemem lazım ki, izlenimlerim bu tespitimin ne kadar doğru olduğunu gösterir cinsten. Hiç istemezdim ama korkulan senaryo önümüzdeki günlerde artarak gerçekleşecek gibi. İlk sinyaller geldi zira. Üç haftadır tehlikeyi görüp sahadan aldığım geri bildirimleri de ekleyerek uyarılar yaptım.  Tehlike hala devam ediyor mu. Kesinlikle evet. “İyi de tehlike nerede o kadar tedbir alındı” diyenleri duyar gibiyim o zaman neler yapıldı, neler eksik kaldı, daha neler yapılabilir yakından bir bakalım.
Tedbirler geç mi kalındı
2020 Mart’ın ilk haftası  CORONA19 vakası tespit edilmesi Türkiye için mücadelenin başlangıç miladı kabul ediliyor. Martın ikinci haftası bankalar henüz hiçbir şey yapmadı. Bazı şube müdürleri tecrübe ve sezgisi ile kronik rahatsızlığı olanları yıllık izne çıkardı. Ama bu uygulama genel değil lokal kaldı. 15 Martta bu konuda yayınlanan ilk yazımda ciddi uyarılarda bulundum. Uyarılarımın çoğu sahada karşılığını buldu ve çoğu banka uygulamaya başladı. Önerilerimin arasında personeli  Corona19’un tespit süresi olan iki hafta dönüşümlü çalışmaya başladı. Bankacılık sektöründe ilk tespitler başlayınca duymak istemezdik ama sektörde ilk ölüm haberleri; çeşitli banaklarda şube karantina uygulama haberleri gelince bankaların üst yönetimi işin ciddiyetini anlayarak tedbirler için aksiyon planları hazırladılar. Bazı bankalar personel yetersizliği nedeni ile onlarca şubeyi geçici kapatıp personeli izne çıkardı. CEO’ların tedbir olarak villalarına çekilmesi yeterli olmadı tabi ki.
Evde çalışma uygulaması
Bankalardaki operasyon servislerindeki ciddi problemler olabileceğine daha önceki yazılarda dikkati çekmiştim. Mart sonunda Başta Yapı ve Kredi Bankası olmak üzere tüm operasyon servisini evlerde çalışabilecek hale getirdi. Teknolojik altyapısının buna uygun olması etkili oldu. Dijitalin bankacılıkta öncü olduğunu kanıtladı. İş Bankası ve Garanti Bankası hızlı bir şekilde başta MİY ( Müşteri İlişikler Yetkili / Yönetici ) kadrosunu ikiye ayırarak yarısını evde çalışmaya yönlendirdiler ve doğru yaptılar. İş Bankası 2019’da MİY’lere Tablet dağıtmasının zamanlamasını da doğru yapmış oldu. QNBFinansbank’da daha sonra bu bankalara katıldı personeli ikiye böldü. Bir çok şubesini geçici kapatarak yedek personel yarattı. Bazı illerde bulunan iki şubesinden birini kapatarak hizmeti kesintisiz hale getirmek için ciddi hazırlık yaptı. TEB ve Kuveyt Türk gibi bankalar evden çalışabilecek dijital alt yapıya sahip aynı zamanda. Bunu yanında Büyük Bankalardan biri de içinde olan bazı bankalar direkt sınıfta kaldı. Sık sık Dijitalleştik şeklinde reklam yapan bazı bankanın reklamdan ibaret olduğu ortaya çıktı. Personeli izne çıkardı ama evde çalışabilecek bir altyapısının olmadığı ortay açıktı. Sadece Müdürlere ve MİY’lere cep telefonu vermek ile Dijital olunmuyormuş demek ki. Neyse biz imkanı olmayanlara değil imkanları iyi değerlendirenlere dönelim.
Personel ölürken sendikalar seyretti
CORONA19 savaşında benim gözümde Banka Sendikaları sınıfta kaldı. Ne somut bir önerileri ne de test sonuçları pozitif çıkan personel sayısının artmasına hatta ölüm haberleri gelmesine rağmen tepkileri kamu oyuna yansımadı.  Kapı arkasında tepki verdiler ise bilemeyiz tabi. Vicdani sorumluluk kendilerine aittir.
Mağdur Bankacılar
CORONA19 Savaşında ciddi bir mağdur kesim var. Çoğunun çalıştığı için sesleri çıkamıyor maalesef. Başta şubelerdeki “operasyon kadrosu”i mağdur durumda. Zira çoğu şubede operasyon kadrosu tek kişi olduğu için bu kişilerin dönüşümlü çalışma şansları yok ve çok gerilmiş durumdalar. ING, QNBFinansbank gibi bazı bankalar şube operasyonu komple kaldırdı nerede ise bu tür bankalarda MİY ve Gişe personeli Operasyon servisinin işini yapıyor aynı zamanda. Bankalarda diğer mağdur kesim ise Güvenlik Görevliler ve Hizmetli kadro. Bunların izin kullanma imkanları kadro yetersizliğinden çok sınırlı. İlk CORONA19 tespitleri Güvenlik Görevlilerinde çıkması şaşırtıcı olmadı. Zira müşteriler ile ilk temas bu grupta ayrıca bu grupta sosyal mesafe de çok sınırlı. Çoğu hala maske kullanmıyor belli ki bankaları hala işin ciddiyetini anlamamış. Hoş Güvenlik ve Hizmetli kadrosu bazı bankalarda Taşerona devredildiği için banka kendi personeli gibi görmediğinden taşeronun bu ekibe malzeme göndermesini bekliyor olmalı. Taşeron da bu ekibin maaşından ve maliyetinden kısarak kar hedeflediği için çoğu taşeron personeli sahada savunmasız kaldı. Buradaki ihmalden Bankalar “benim personelim değil” diyerek kurtulamayacak, hukuki sorumluluk vardır biline. Yok öyle taziye mesajı çekip kenara çekilmek.    

Gözümüzün önünde Bankacılar ölüyor eyy CEO’lar kör müsünüz?

Banka personelinde ölümler başladı. CORONA19 Savaşının ve Ekonomik Savaşın ŞEHİTLERİ bunlar biline. Aksini ikna edenin aklından ve vicdanından şüphe ederim. Sağlık Bakanımızın ilk ölüm haberlerinde “ölenler yaşlı” açıklaması ne kadar yanlış ise ölen bankacılar için de “kronik rahatsızlıkları vardı” açıklaması da o kadar yanlıştır kusura bakmayın. Çıkar sorarız o zaman bu bankacıların kronik rahatsızlığı vardı da bunu biliyordunuz da bu insanları bile bile niçin çalıştırmaya devam ettiniz. Bu ihmal değil cinayettir. Öyle taziye mailler çekerek sorumluluktan kurtulamazsınız. “Hukuk bir şekilde devreye girecektir” diye düşünüyorum. Kamu Davasıdır bu ölümler yanı zamanda. Ortada ciddi bir görev ihmali vardır zira. Bankalarda son yıllarda alışkanlık oldu elemanı müşterileri dolandırıyor “aman banka imajı bozulmasın” diye suç duyurma, dava açma yerine  sadece iş akdi fesih edilerek olay kapatılıyor. Abi bu kadar mı hukuk cahilisiniz, insanları ( müşterileri ) dolandırmak suçtur. DBBK işten atılan elemanların dosyalarını inceleterek bankaya niçin suç duyurusunda bulunmadığını sormalı ve sorgulamalı. CORONA19 vakalarına da aynı zihniyet ile yaklaşıyor bazı bankalar. Görev ihmali yapılıyor resmen. İhmali ve tedbirsizliği kabul etmeye yanaşmıyorlar şimdilik.
Şubelerde alınan tedbirler yeterli mi?
T24’den kıymetli dostum Barış SOYDAN’a verdiğim mülakatta;
https://t24.com.tr/yazarlar/baris-soydan/bankacilar-ve-koronavirus-kredi-erteleme-promosyon-yogunlugu-bizi-kurbanlik-koyuna-cevirdi,25999
bir cümlemin altını çizmek isterim; “Tüm CEO’lara sorum şu: Siz şubeye gidemiyorsanız personelinizi hangi vicdan ile o şubede tutuyorsunuz? Kendi giremediğiniz ortama müşterinizi niçin alıyorsunuz?” diye sormuştum. Bu soru halen geçerli. Ve çözüm de bu soruda saklı. Yani banka Genel Müdürü, Yönetim Kurulu Üyeleri, Bölge Müdürleri ne zaman gönül rahatlığı ile kendi şubelerine girip zaman geçirir işte o zaman şubeler tam güvenli demektir. Bunu yapmadan hiçbir banka üst yöneticisinin villasına çekilip “biz şu şu tedbiri aldık” demesi inandırıcı olmayacaktır. Bu arada Kamu Bankaları nerede ise tam kadro hafta sonu gece geç saatleri demeden çalışıyor. Anlıyorum iş yükü arttı ama sanki Kamu Banka personeline Corona19 dokunmayacakmış gibi bir anlayış var ve şaşkınlıkla izliyorum.
Başka ne yapılabilir?
Ortada “Sağlı Krizi” var, kabul ediyorum. İlk defa karşılaşılıyor bu krizde. İlk şoku atlatmak için personelin ikiye bölünerek izne çıkarılması doğru idi. Zira CORONA19 vakası görülen bir şubede tüm personel karantinaya alınıyor ve hastane veya evlerine gönderiliyor. İki hafta çalışamıyorlar. “Bizim işimiz çoktu, işle birikti” gibi mazeretler sizi kurtaramıyor. Üstelik personeli iyi korumanız yetmiyor CORONA19 tespit edilen bir müşteri son iki haftada “şu bankanın şubesine girmiştim” dediğinde ciddi risk altındasınız. Bir şubede CORONA19 vakası tespit edilip de hiçbir şey yokmuş gibi ertesi gün şubeyi açmak tam bir sağlık skandalıdır. Bu tip örneklerde inisiyatif bankaya bırakılamayacak kadar önemlidir. Kamu sağlığını tehlikeye atacak kişinin vereceği kararda uzman olmadığına göre “biz çalışmaya devam edelim” kararı veremez.  Bu kararı sağlıkçılar vermeli kesinlikle. En son yerli bankanın Edirne Şubesinde benzer olay oldu. On gün önce personelin izne çıkması sizi kurtarmaz ve şubeyi açma hakkı vermez. Zira bu personelde pozitif tespitler çıktığını bile bile bankanın hiçbir şey yokmuş gibi “uzman kişilerin görüşünü almayı” bile gerek görmemesi başlı başına suç. Şu an çalışan personel ve hizmet alan tüm müşteriler risk altındadır. İlerde bu tip örnekler ciddi adli vaka olarak karşımıza çıkacaktır. Banka üst yönetimine açık çağrımdır; “yol yakınken, personelin ve müşterilerin hayatını para hırsı ile tehlikeye atmayın”. İlerde bu vakaların hepsi hukuki kamu davası olarak size ve Yönetim Kurulu Üyelerinize döneceğini hatırlatırım. Bizi, kimse uyarmadı demeyin, göz göre göre insanların hayatını tehlikeye atmayın!
Erol TAŞDELEN
Ekonomist, Siyaset Bilimci
Sağlık Kurumları İşletmeciliği – Diploma No : 2000-6763
[email protected]

BANKA ANALİZLERİ

QNB Finansbank Emekli Promosyonunu artırdı

Maaş Promosyon kampanyaları hızlanırken; QNB Finansbank Kmau Bankalarına alternatif olacak şekilde yeni bir Emekli Maaş Promosyon Kampanyası başlattı…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Emekli Müşterilerimize Sunulan Ayrıcalıklar

  • 12.000 TL ‘ye varan nakit promosyon ve CardFinans Emekli kredi kartından yıllık 1.200 TL indirim olmak üzere toplamda  13.200 TL’ye varan emeklilik ödülü !
  • Emeklilikte Yaşa Takılanlar’a özel kredi QNB Finansbank’ta! Emeklilere özel avantajlı oranlardan yararlanmak ve detaylı bilgi için tıklayınız.
  • Yurtiçi diğer tüm banka ATM’lerinden Para Çekme, Para Yatırma veya Bakiye Sorgulama işlemlerini toplamda ayda iki defa ücretsiz gerçekleştirebilirler. (günlük para çekme – yatırma limitleri dahilinde)
  • Bireysel İnternet Şube ve QNB Mobil’den yapılacak EFT saatlerinde ve TL havale işlemlerinde işlem ücreti muafiyeti ( haftasonu ve resmi tatil günleri dışında 09:00-16:00 saatleri arasında)
  • QNB Finansbank şubelerinde yapacağınız işlemlerde sıra önceliği
  • Emekli Bankacılığı müşterilerimize özel 0850 222 11 00 numaralı QNB Finansbank Emekli Bankacılığı Hattı’ndan faydalanma imkanı
  • CardFinans Emekli kredi kartına sahip olunması durumunda; ilk yıl, yıllık üyelik ücreti tahsil edilmemektedir. Bu bir yılın sonunda, CardFinans Emekli kredi kartına bağlı ve düzenli ödenen en az bir otomatik fatura ödeme talimatı olduğu ve bu talimatların düzenli ödendiği sürece, bu kredi kartı için yıllık üyelik ücreti alınmamaya devam edecektir.
  • Emekli maaşını Bankamızdan alan CardFinans Emekli kredi kartı sahipleri, market ve eczane harcamalarında yılda 1200 TL’ye varan indirimlerden faydalanabilir. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Google Consent Mode V2: Dijital Pazarlamada Gizlilik Odaklı Bir Çağın Başlangıcı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dijital pazarlama dünyası, Google Consent Mode V2‘nin getirdiği yeniliklerle birlikte yeni bir döneme adım atıyor. Bu gelişme, reklamverenlerin kullanıcı gizliliği ve veri koruması konularında yeni bir sayfa açmalarını sağlıyor ve dijital reklamcılıkta bir devrim yaratıyor.

Avrupa’da Kişiselleştirilmiş Reklamlar İçin Yeni Kurallar

Google’ın Mart ayında Avrupa’da uygulamaya koyduğu yeni gereksinimler, reklamverenlerin hedefleme yeteneklerini sürdürmeleri için Consent Mode’u güncellemelerini şart koşuyor. Bu yeni düzenlemeler, kullanıcıların gizlilik haklarına duyulan saygının arttığını ve dijital pazarlamanın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösteriyor.

Türkiye’de KVKK Kapsamında Çerezler Kişisel Veri Sayılıyor

Bu sürecin, dijital reklamcılıkta dönüm noktası olduğunu belirten Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, konuya ilişkin önemli görüşlerini paylaştı. Başöz, “Google İzin Modu V2, reklamverenlere kullanıcı verilerini daha bilinçli ve gizliliğe saygı duyan bir şekilde kullanma fırsatı sunuyor. Bu değişim, tüketicilerin gizlilik endişelerine cevap verirken reklamverenlere daha güvenilir bir pazarlama ortamı sunacak. Ülkemizde de KVKK ile çerezler kişisel veri sayıldı; bu sebeple Google İzin Modu sayesinde hem KVKK uyumlu veri toplama süreci daha kolay yönetilecek hem de reklam ve analiz için toplanan veriler şeffaf bir hale gelecek.’’ ifadelerini kullandı.

Google İzin Modu’nun sunduğu yeniliklere uyum sağlamak ve değişiklikleri anlamak için işletmelerin halen güncelleme yapmadı ise hızlıca adım atması gerekiyor. Bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması, reklamverenler ve tüketiciler arasındaki ilişkileri güçlendirecek.

AB ve Türkiye’deki Firmalar İçin Uyumun Önemi

“Avrupa Birliği veya Avrupa Ekonomik Bölgesi üyesi ülkelerde dijital reklam yayınlayan ve ülkemizde yerleşik olan tüm firmaların bu geçişi yapması gerekiyor. Aksi halde GDPR sebebi ile büyük cezalar ile karşılaşabilirler.” şeklinde sürecin ciddiyetine dikkat çeken Efecan Başöz sözlerini şöyle sürdürdü; “Google Ads, Instagram, TikTok gibi reklam yayıncıları veya Google Analytics gibi analitik araçları kullanan firmaların hem iç pazarda hem de AB bölgesinde faaliyet gösterirken bu değişikliklere hızla uyum sağlamalarını öneriyoruz”.

Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, Google İzin Modu V2’nin dijital pazarlama alanında önemli bir adım olduğunu vurgulayarak “Kullanıcıların veri gizliliğine daha fazla önem vermesiyle birlikte, reklamverenlerin de bu konuda daha şeffaf ve kullanıcı odaklı bir yaklaşım benimsemeleri gerekiyor. Bu gelişme hem kullanıcıların gizliliğini korumayı hem de reklam etkinliğini artırmayı amaçlıyor ve bu yönde önemli bir adım.” şeklinde konuştu.

Bu gelişmelerle birlikte, dijital pazarlama dünyasının geleceği daha şeffaf, kullanıcı odaklı ve güvenilir bir zemin üzerinde şekilleniyor. Google İzin Modu V2, bu yönde atılmış önemli bir adım olarak sektörde büyük yankı uyandırıyor.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

KREDİ KART KISITLAMALARINA VATANDAŞ DA FİRMALAR DA TEPKİLİ

Bankalar kredi kartlarında bir dizi yeni düzenlemeyi hayata geçirdi. Seçim sonrasında ise yeni kısıtlamalar gelmesi bekleniyor. Ay sonunu kartla getiren vatandaş da ticarette kredi kartı kullanan şirketler de rahatsız. kredi kartları Tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylüyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de bir süredir konuşulan kredi kartlarına kısıtlama getirilmesine ilişkin ilk adım geçen hafta bankalardan geldi. 31 Mart seçimlerinden sonra ekonomi yönetiminin de enflasyonla mücadele kapsamında yeni kısıtlamaları yürürlüğe koyması bekleniyor. Ancak kart kullanımı konusundaki kısıtlamalara hem tüketiciler hem de şirket sahipleri tepkili.

DW Türkçe’ye konuşan tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylerken, şirket sahipleri ise kredi kartlarının yalnızca alışverişlerde değil mal ticaretinde de kullanıldığına işaret ederek, iş hayatının ciddi zarar göreceğine dikkat çekiyor.

İlk adım bankalardan geldi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Resmî Gazete’de dün yayımlanan kararına göre kredi kartlarından yapılan nakit avans işlemleri ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseldi.

Bankalar da 12 Mart’ta kredi kartı kullanımına ilişkin bir dizi kısıtlamayı yürürlüğe soktu. Bu kapsamda kredi kartına nakit avansta taksit sınırı 12’den 3’e indirilirken, nakit avansta limit oranları düşürüldü. İlk müşterilere verilen faizsiz kredilerin vadesi 6 aydan 3 aya indirilirken, ihtiyaç ve kredi faizlerinde yıllık faiz oranı da artırıldı. Bankaların düzenlemesi şimdilik kredi kartı ile taksitli alışverişleri kapsamıyor.

DW Türkçe’ye konuşan Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) Fuat Engin, bankaların hükümetten herhangi resmi bir talimat olmaksızın kendilerini korumak için tüketici haklarını ihlal ettiğini savunuyor.

Fuat Engin: Tek çaremizi elimizden alıyorlar

Türkiye’deki tüketicilerin zaten dünyanın en yüksek dolaylı vergilerini ödediğine dikkat çeken Engin, “Çok kazanandan çok, az kazanandan az alınması gereken vergiler tamamen tüketicinin sırtına yüklenmiş durumda. Akaryakıta her gün zam geliyor ve bu da dolaylı olarak bütün ürünlere zam olarak yansıyor. Bu konuda vatandaşın tek çaresi kredi kartıyla geleceğe borçlanarak ihtiyaçlarını karşılaması. Şimdi bunu da elimizden alıyorlar” diye konuşuyor.

Seçimden sonra getirilmesi beklenen yeni düzenlemelerle hem kredi kartı kullanımının daha da zorlaşacağını hem de yeni bir zam dalgası yaşanacağını dile getiren TÖK Başkanı, “Bunca yükü tüketicilerin nasıl kaldıracağını açıkçası bilemiyorum. Bu bizim için artık bir zulme dönüştü” diyor.

Kart borcundan takibe düşen kişi sayısı 1,4 milyonu aştı

Ülke çapında 11 dernek ve 3 federasyonun çatı örgütü olan Tüketici Örgütleri Konfederasyonunun (TÖK) hazırladığı “Tüketicinin Korunması Alanında Finansal Tüketici İşlemleri Raporu”na göre, 2023 yılında krediler ve kredi kartlarından kaynaklı icra takipleri önceki yıllara göre ciddi bir artış gösterdi.

Raporda, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi tarafından açıklanan verilere göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe alınmış kişi sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 45 artışla 1,4 milyonu bulduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’de kredi kartsız yaşam mümkün mü?

Takibe düşme oranının 2006 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığına işaret eden TÖK Başkanı Fuat Engin, “Bu nedenle sosyal patlamaların artan oranda yaşandığı gerçeği yanında, konut satış ve kiralardaki orantısız artışların yarattığı sorunlardan dolayı tüketicinin yaşamı alt üst oldu” diye konuşuyor.

Şirketler de kaygılı

Kredi kartı düzenlemeleri yalnızca tüketicilerin değil, şirket sahiplerinin de tepkisine neden oluyor.

Türkiye’nin en büyük yaklaşık 200 markasını temsil eden Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, enflasyonu düşürmek için yalnızca tüketimi kısmanın yeterli olmadığını, fiyatların düşmesi için üretimin teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.

Sinan Öncel: Üretime radikal teşvikler verilmeli

Üretici şirketlerin ham madde maliyetlerinde çok büyük artışlar yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini dile getiren Sinan Öncel, “Biz dünyanın belki en yüksek ham madde koruma duvarlarıyla çevrilmiş vaziyetteyiz. Referans fiyat ve gümrük vergileriyle beraber ara mal ve ham maddede çok yüksek vergiler ödüyoruz. Bu yüzden hükümetten ham madde fabrika yatırımlarını daha fazla teşvik etmesini bekliyoruz” şeklinde konuşuyor.

Öncel, üreticilere radikal teşvikler verilmeden hammadde maliyetlerinin düşürülemeyeceğini, dolayısıyla ürün fiyatlarının da yüksek kalmaya devam edeceğini kaydediyor.

“Şirketler de artık çek yerine kredi kartı kullanıyor”

Kredi kartı kısıtlamalarının özellikle perakende sektörünü çok olumsuz etkileyeceğini, ancak sorunun daha derin olduğunu ifade eden Sinan Öncel, şöyle konuşuyor:

“Kredi kartını sadece mağazadan ceket alırken kullanmıyorsunuz. Ticari işletmeler, özellikle KOBİ düzeyindeki ticari işletmeler artık çek yerine kredi kartı kullanıyorlar. Yani sadece 3-5 bin liralık alışverişler değil, milyon liralık mal ticaretleri kredi kartıyla yapılıyor. Çünkü kredi kartı ödeme garantisi getiriyor. İşletmeler artık toptan satışlarını kredi kartıyla yapıyor. Bu yüzden kredi kartlarındaki kısıtlamalar sadece alışverişi değil, ticari hayatı da olumsuz etkileyecek.”

Tüketici kredileri ve kart harcamaları artıyor

Öte yandan hükümetin ve bankaların kredi kullanımını azaltma amacı taşıyan adımlarına rağmen, tüketici kredilerine talep her geçen gün artmaya devam ediyor.

Merkez Bankası verilerine göre, kur etkisinden arındırılmış 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyümesi 16 Şubat haftası itibarıyla yüzde 28’e ulaştı. Tüketici kredilerindeki büyüme ise yüzde 24,74 ile Ağustos ayından bu yana en hızlı büyüme oldu.

Ticari kredi büyümesi de aynı dönemde yüzde 16,43 olarak kaydedildi. Sektörün kredi hacmi 16 Şubat itibarıyla 43 milyar 179 milyon lira artış gösterdi. Aynı dönemde, toplam kredi hacmi 12 trilyon 8 milyar 987 milyon TL’den 12 trilyon 52 milyar 166 milyon TL’ye çıktı.

Aynı şekilde, bireysel kredi kartı harcamalarında da artış devam ediyor. Merkez Bankası verilerine göre, banka kartı ve kredi kartı işlemleri tutarı 1 Mart ile biten haftada önceki haftaya göre yüzde 15 artışla 262,6 milyar TL seviyesine yükselerek rekor kırdı. Bu işlemlerden ayrı olarak açıklanan internet üzerinden kredi kartı ile yapılan alışverişler de haftalık 15,6 milyar TL artış ile 83,4 milyar TL’ye yükselerek rekor kaydetti.

Peki seçim sonrası dönemde, kredi kartı kullanımına ilişkin yeni kısıtlamalar gelecek mi?

Evren Bolgün: Mutlaka yeni kısıtlamalar gelecek

DW Türkçe’ye konuşan Prof. Dr. Evren Bolgün, bu soruya “Bu kısıtlamalar burada bitmeyecek, mutlaka devam edecek” yanıtını veriyor.

Merkez Bankası’nın son birkaç aydır faiz artışlarını kredi kart faizlerine yansıtmadığına işaret eden Prof. Bolgün, “Böyle olunca bankalar da Şubat ve Mart döneminde kredi kartı limitlerinde bonkörce artışlar yaptılar. Aslında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) resmi yönetmeliğine göre, bir kişi kartını aldığı ilk yıl aylık gelirinin iki katından, sonraki yıllarda ise dört katından fazla kredi kartı limitine sahip olamaz. Ancak uzun süredir bunun çok üstünde limitler var. Çünkü hükümet büyümek için tüketime göz yumdu” diye konuşuyor.

“Taksit sayısı düşürülür, temel gıdada KDV artırılır”

Seçim sonrasında başta elektronik ürünler olmak üzere ithal ürünlerde kredi kartı kullanımının tamamen kaldırılabileceğini ya da taksit imkanına son verilebileceğini ifade eden Evren Bolgün, şu görüşleri dile getiriyor:

“Mobilya ve beyaz eşyada da taksit sınırını üçe çekebilirler. En kritik düzenleme ise bahsettiğim kart limitlerinin aşağıya çekilmesi olur. Kredi kartlarına bu tür yeni sınırlar getirilirse, şirketlerin cirosu da vatandaşların harcaması da yarı yarıya düşer. Ayrıca KDV oranlarında, örneğin temel gıda maddelerinde Şubat 2022’de Cumhurbaşkanlığı kararıyla yüzde 1’e indirilen KDV oranı tekrar yüzde 8’e çıkarılabilir.”

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.