Connect with us

EKONOMİ

PROF. DR. ESFENDER KORMAZ: Yatırımlar da seçimi bekliyor

Yayınlanma:

|

Son iki yıldır, üçüncü ve dördüncü çeyrekte, Gayri Safi Sabit Sermaye yatırımları ya geriledi veya GSYH’da büyümenin çok altında kaldı.

Sabit sermaye yatırımlarında büyüme;

*Üçüncü çeyrekte; 2021 yılında; eksi 1,3 ve 2022 yılında eksi 0,8 oldu.

*Dördüncü çeyrekte; 2021 yılında 2,1 ve 2022 yılında 2,6 oldu.

Yatırımlara; finansal yatırımlar, sabit sermaye yatırımları ve insana yapılan beşeri yatırım olarak bakmak gerekir.

Sabit sermaye yatırımları, üretim hacmini artırır. İşsizliği önler. Potansiyel büyüme kapasitesini artırır. Verimlilik artışı sağlar.

Beşeri yatırım, bir ülkenin teknolojik gelişmesinde, verimlilik artışında ve ülke kalkınmasında kilit değerdedir.

Türkiye’de sabit sermaye yatırımlarında gerileme ve hızlanan beyin göçü, ülke kalkınması önünde engeldir.

Gerek sabit sermaye ve gerekse beşeri yatırımların yavaşlama veya durmasının global nedenleri de vardır; ama Türkiye ye özgü nedenleri daha da ağır basıyor.

1.Üretici ve tüketici güvenmiyor.

Bunun nedeni yanlış kararlar ve özellikle başkanlık sisteminin getirdiği belirsizliklerdir. Kimse yarın hangi kararnamenin çıkabileceğini kestiremez. Bu nedenle de yerli ve yabancı sermaye yatırım projesi ve fizibilite yapamıyor.

Ayrıca, güven sorunu nedeni ile doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmiyor, yerli sermaye çıkıyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek beyin göçünü yaşıyoruz.

Güven endekslerinde 100 üstü güveni ve 100 altı güvensizliği gösteriyor. Tüketici ve reel kesim endekslerini kapsayan Ekonomik Güven Endeksi, 2007 yılında 108,8 iken, 2022 yılında 99,1’e geriledi. 2007 yılında 94,7 olan tüketici güven endeksi de 2022 sonunda 75,6’ya geriledi.

2.Yüksek enflasyon ve belirsizlik yatırımları engelledi.

Enflasyon ekonomide kırılganlığı artırır. Üstelik yüksek enflasyonu düşürmek için hükümetin kabul edilebilir önlemleri ve politikaları yoktur. Belirsizlik ortamında kim, neden yatırım yapsın?

3.Yatırımların bürokratik maliyeti çok yüksektir.

Siyasi iktidar mahalli idarelerin onaylaması gereken her türlü plan ve projeyi, merkezden hızlı ve istenen şekilde yapıyor. Ancak yatırım yapanlardan öğrendiğim kadarıyla bu yolun maliyeti, yatırıma değmeyecek kadar yüksektir.

Dahası, 2003 yılına kadar, plan-program kapsamında verilen yatırım teşvikleri, bu yıldan sonra planlamanın da devreden çıkarılması ile çok karıştı. Dahası devlet dışlandı. Oysaki bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde devletin yatırımları yönlendirmesi ve teşvik etmesi gerekir.

Seçim sonrası yatırımların önü açılacaktır.

6’lı Masa’da gelişmeler ve sonuç, halkın siyasete el koyduğunu ve eğer demokrasi dışına çıkılmaz ve bir yanlış yapılmazsa siyasi iktidarın değişeceğini çok açık bir şekilde gösterdi.

Gelecek iktidar ekonomik anlamda kucağında ateşten top bulacak ve fakat çözmek zor olmayacaktır. Çünkü yeni iktidar bir istikrar programı yapacak, Muhtemelen IMF’den kredi alacak, tüketici ve üretici güveni artacak, doğrudan yabancı yatırım sermayesi girecek, kayyumlar kalkacağı için mülkiyet endişesi kalmayacak ve ekonomik istikrar kısa sürede sağlanacaktır.

Bu ortamda ertelenen yerli ve yabancı yatırım devreye girecek, yeni yatırımlar yapılacak ve yatırım hacmi artacaktır.

Dahası yeni iktidar; insanların, eğitim tercihlerine, yaşam ve düşünce tarzına şöyle veya böyle müdahale etmeyecek ve beyin göçü de duracaktır.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yüksek doz kemoterapi: Ekonomide tedavi mi, tahribat mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hem içeride hem de dışarıda gündemin oldukça yoğun olduğu önemli bir günü geride bıraktık. İlk önce finansın iki temel sac ayağından başlayalım. Risk  artarsa yatırımcı daha fazla getiri talep eder. 19 Mart sonrası Türkiye’de siyasi iklimin değişmesi ile TL cinsi varlıklara yönelik iştahın azalmasının TCMB rezervleri üzerinde nasıl bir erimeye neden olduğunu hep birlikte tecrübe ettik. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 21 Mart ile 4 Nisan haftası arasında 8,8 milyar dolar artması da yatırımcının ruh hâlinin ne kadar hızlı değişebileceğini çok net bir şekilde gösterdi. Bu gelişmeler paralelinde, TCMB dün sonuçlanan olağan PPK toplantısında, bir hafta vadeli politika faizini 350 baz puan artırarak %46 seviyesine getirirken, faiz koridorunun üst bandını da %49 seviyesine, alt koridoru ise (gecelik borç alma) %41’den %44,50 seviyesine yükseltti.

Hatırlanacağı üzere, yaşanan siyasi türbülans sonrası olağanüstü bir PPK toplantısı yapan TCMB, faiz koridorunun üst bandını %46 seviyesine çekerek fonlamayı bu kanaldan yapmak suretiyle üstü kapalı da olsa faiz artırımınına gitmişti. TCMB’nin kararını yerinde ve normalleşme adımı olarak okurken, piyasalar penceresinden bakıldığında da olumlu bir gelişme olarak gördüğümüzün altını çizmemiz gerekiyor. Karar sonrası TCMB tarafından yapılan açıklamaya göre ara verilen bir hafta vadeli repo ihalelerinin yeniden başlayacağı açıklandı. Bu açıklamayı piyasa faizlerinin ve TLREF’in %46’ın biraz üzerinden denge bulacağı yönünde okuyoruz. Unutmamak gerekiyor ki TCMB’nin faiz seti piyasalara yön teşkil ediyor! Eğer işler tekrar ‘çirkinleşirse’ TCMB’nin piyasalara yeniden üst bandı göstererek faizi tekrar %49’a kadar yükseltme imkânına sahip olduğunu da göz ardı etmeyelim.

Piyasa yansımasına geçmeden, ekonomist kimliğimiz ile önemli gördüğümüz bir hususun altını çizmiş olalım. Neredeyse 2023’in ikinci yarısından bu yana TCMB enflasyonu (kanseri) kurutmak için faiz silahı ile (kemoterapi) mücadele ediyor. Yüksek dozda ve uzun süreli (!) kemoterapinin yan etkileri de vücudun başka organlarına zarar vermeye başladı. Faizlerin reel sektörü oldukça yorduğu, sanayide işlerin yolunda gitmediğini bir fiil tecrübe ediyoruz.  2025 yılı tam da dezenflasyon ile savaşta zafer ilan edilecek bir yıl olup faiz indirimleri de hazır başlamışken, patlak veren siyasi risk ardından TCMB’nin on üç ay sonra yeniden faizi artırması, tabir caizse dişinizi biraz daha sıkın denilen sanayicinin sıkacak diş kalmadı demesine neden olacağını düşünüyoruz. TCMB adımını TL’nin değerini koruma, finansal istikrarı temin etme dolayısı ile de enflasyonla mücadelede kapsamında anlamlı ve yerinde bulsak da, dünyanın fabrikalarının çarklarını kuvvetli bir şekilde döndürmek için bir biri ile kavga ettiği bir ekosistemde, mütemadiyen kuru tutmak üzerine bir politika izlenmesini de tam olarak doğru bulmuyoruz. Bu noktada yeni bir ekonomi programına ihtiyaç duyulduğunun da altını kalınca çizmemiz gerekiyor.

Dönelim kararın piyasa yansımasına. Faizin arttığı yere para girer söylemi ile Türk Lirası varlıklar üzerindeki satış baskısının hafifleyeceğini düşünüyoruz. Karar öncesi 38,15 seviyesine kadar yükselen USDTRY kuru 38,05 seviyesine gerilerken, TCMB’nin faiz artırarak aslında enflasyon karşı hızlı bir önlem alarak faizleri yeniden indirme kabiliyeti kazanacağı görüşüne paralel on yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faiz yaklaşık yarım puan düştü. Yabancının Türkiye risklerinin barometresi beş yıl vadeli CDS risk primi on baz puan düşüşle 330 baz puana geriledi. Borsa İstanbul ise günü %1,4 yükselişle tamamladı. TCMB’nin Temmuz toplantısı ile yeniden faiz indirimlerine başlayacağını düşündüyoruz.

Yurt dışına geçmeden önce, her hafta Perşembe günü açıklanan haftalık TCMB ve BDDK verilerini yine enine boyuna irdeledik. Buna göre, 11 Nisan ile biten haftada, parite etkisinden arındırılmış seriye göre, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları, son haftalardaki eğilimin aksine, tamamı da kurumsal yatırımcı kaynaklı olmak üzere 2,4 milyar dolar azaldı. TCMB’nin 16 Nisan valörlü net döviz pozisyonu yaklaşık 2,4 milyar dolar iyileşme kaydederken, manşet rakam da 17,5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Her ne kadar artışta altın fiyatları ve parite etkisini göz ardı etmesek de, manşet rakamda erimenin yerini durulmaya terk ettiğini düşünüyoruz. Menkul kıymet istatistiklerine göre, söz konusu haftada yabancının Türk varlıklarında satışları ivme kaybetmeden devam etmiş. Buna göre, yabancı 0,3 milyar dolar hisse senedi, 2,8 milyar dolar tahvil satarken, eurobond cephesinden de 1,2 milyar dolar net satış gerçekleştirmiş ki toplamı 4,3 milyar dolar ile oldukça kuvvetli bir satışa işaret ediyor. Tansiyonun arttığı son dört haftalık çıkışın toplam bilançosu ise neredeyse 13 milyar doları buldu!

Dönelim yurt dışına. Dün TCMB kararı sonrası sahneye çıkan ECB, beklentilere paralel faiz oranlarının yedinci kez 25 baz puan indirerek mevduat faizini %2,25 seviyesine çekti. Karar ardından mikrofon karşısına geçen ECB Başkan Lagarde, tarife krizi nedeniyle büyüme görünümünde bozulmaya dikkat çekti. ECB faiz indirirken, tabir caizse kabak faizleri indirmeyen Powell’ın başına patladı! ABD Başkanı Trump, FED Başkanı Powell’ın geç kaldığını ve yavaş olduğunu söyleyerek “iyi bir iş çıkardığını düşünmüyorum, ondan memnun değilim” dedi. Trump, faiz oranlarının Avrupa’da olduğu gibi düşmesi gerektiğini savunarak, Powell’a yönelik eleştirilerini yeniden gündeme taşıdı. Faizleri indirmediği için Powell’ı eğer isterse çok hızlı bir şekilde görevden alabileceğini öne sürerken, Powell ise görev süresi dolmadan ayrılmayı düşünmediğini daha önce net bir şekilde ifade etmişti. Hatta, WSJ’ye göre Trump, Powell’ı kovmanın yollarını aramak adına gizli toplantılar da gerçekleştirmiş! FED ise Trump’ın gümrük tarifelerinin enflasyonu yükseltme riski taşıdığını belirterek, faiz indirimi için daha fazla netlik gerektiği görüşünde olsa da, piyasa vadeli faiz kontratları yıl bitmeden FED’den yaklaşık 85 baz puan (en az 3 kez 25 baz puan) faiz indirimi beklediğinin altını çizelim.

ABD borsaları dün geceyi karmaşık bir seyir izleyerek tamamladı. Dow Jones açıklanan bilançolara paralel %1,3 gerilerken, S&P ve Nasdaq ise önemli bir değişim kaydetmedi. Trump, Çin ile yaşanan karşılıklı gümrük tarifesi artışlarının sona erebileceğine işaret ederek, piyasaları sarsan tarife savaşında yumuşama sinyali verdi. Çin ile temasların sürdüğünü söyleyen Trump, bir anlaşmaya varılabileceği konusunda iyimser konuşsa da, müzakerelerin şu aşamada sınırlı olduğunu okuyoruz. Öte yandan ABD limanlarına demirleyen Çinli gemilere vergi konulması fikri gündeme gelirken, piyasalar yeni güne dengeli, hafif de olsa alıcılı bir seyirle başlıyor. Yeni gün başlangıcında Çin hâriç Asya cephesinde yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Hong Kong %1,6 yükselişle başı çekerken, gösterge endeks Tokyo borsası %0,8 yukarıda işlem görüyor.

Güvenli liman edası ile altının ons fiyatı tüm zamanların zirvesinin kıyısından işlem görürken, petrol fiyatlarının yukarı yönlü hareketi de dikkatimizi çekti. İran ile görüşmelerin pek de iyi gitmemesi ve Trump’ın AB ile görüşmelerin yolunda gittiği açıklamasının bu süreçte etkili olduğunu düşünüyoruz. Geride bıraktığımız hafta pandemi döneminden bu yana en düşük seviyeye gerileyen Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, neredeyse on dolar yükselerek 68 dolar seviyesine kadar yükseldi. Dün akşam Başkan Trump, İtalya Başbakanı Meloni’yi Beyaz Saray’da ağırladı. Avrupa Birliği’nin çelik, alüminyum ve otomobil ithalatında %25 oranında tarife riskiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde, Trump ilk kez bu kadar net şekilde bir anlaşma olacağından emin olduğunu belirtti. Meloni ise Avrupa ile ABD arasında arabulucu rolü üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti. Liderler ayrıca savunma harcamaları ve göç politikaları üzerine de görüş birliği sergiledi. Meloni, Haziran’daki NATO zirvesinde İtalya’nın savunma bütçesini GSYH’nin %2’sine çıkarma taahhüdü vereceğini açıkladı. Trump, İtalya ile olan güçlü ilişkisini vurgularken, Meloni’nin davetiyle İtalya’yı ziyaret edeceğini de söyledi.

TCMB Net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim

17449510151e51628dfaf3cacf09b4356e9de20760_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu 

Okumaya devam et

EKONOMİ

Hangi Nakliye yöntemi: Hava Taşımacılığı mı, Deniz Taşımacılığı mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Nakliyenin nasıl yapılacağı, teslim süresi, maliyet, ürün tipi, hacim, güzergâh ve gümrük koşulları gibi birçok faktöre bağlıdır. Aşağıda hava taşımacılığı ile deniz taşımacılığı arasındaki farkları ve hangi durumda hangisinin tercih edilmesi gerektiğini özetleyen bir tablo ve kısa açıklamalar bulabilirsin:

HAVA TAŞIMACILIĞI & DENİZ TAŞIMACILIĞI

Kriter Hava Taşımacılığı Deniz Taşımacılığı
Teslim Süresi Çok hızlı (1-5 gün) Yavaş (15-60 gün)
Maliyet Yüksek Düşük
Ürün Tipi Değerli, hassas, acil ürünler Hacimli, ağır, dayanıklı ürünler
Taşıma Kapasitesi Sınırlı (tonaj sınırlı) Çok yüksek (konteyner bazlı)
Çevre Etkisi Daha fazla karbon salımı Görece çevreci
Gümrük İşlemleri Daha hızlı Daha uzun sürebilir
Güzergâh Esnekliği Sınırlı havaalanı sayısı Daha fazla liman seçeneği
Risk Daha düşük hasar/çalıntı riski Limanda gecikme, hasar riski olabilir

Hangi Durumda Hangisini Seçmelisiniz?

✈️ Hava Taşımacılığı Uygun Eğer:

  • Ürünün acilse (örneğin medikal ekipman, yedek parça)

  • Ürün hafif ama pahalıysa (örneğin elektronik cihazlar, mücevher)

  • Zaman maliyeti lojistik maliyetinden önemliyse

🚢 Deniz Taşımacılığı Uygun Eğer:

  • Büyük hacimli ürünler taşıyorsan (mobilya, tekstil, makineler)

  • Zamanın varsa ve maliyet senin için kritikse

  • Dış ticarette konteyner bazlı ithalat-ihracat yapıyorsan

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TCMB GÖSTERGE FAİZİ %46 YAPTI

TCMB Politika faizi %46’ya (+%2,50), gecelik faiz %49’a (+%3,00) yükseltildi. Koridor genişliği 500’ten 450’ye düştü.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 350 baz puan artışla yüzde 46’ya çıkardı.

Gecelik borç verme faizi de 300 baz puan artışla yüzde 49’a yükseltildi. Gecelik borçlanma faizi de yüzde 41’den yüzde 44,5 seviyesine çıktı.

Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi politika faizinin yüzde 42,50; gecelik borç verme faizinin de yüzde 46 seviyesinde sabit tutulacağı yönündeydi.

Karar metninde enflasyonun ana eğiliminin Mart ayında gerilediği belirtilirken aylık temel mal enflasyonunun finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle Nisan ayında bir miktar yükseleceği, hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyredeceği öngörüldü.

Öncü verilerin yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima ettiğini belirten TCMB küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenflasyon sürecine olası etkilerinin de yakından takip edildiği mesajını verdi.

Karar metninde enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği vurgulandı.

Resim

“Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır”

Para politikasındaki kararlı duruşun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirdiğini ifade eden TCMB maliye politikasının artan eşgüdümünün de bu sürece önemli katkı sağlayacağını söyledi.

Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği mesajını veren TCMB bu doğrultuda, politika faizinin; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceğini ifade etti.

Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımların enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyeceğinin altını çizerken enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını söyledi.

Metinde likidite koşullarının yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edileceği de ifade edildi.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Kaynak: altinpiyasa.com

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.