EKONOMİ
Rantçıların yeni hedefi : ÇANAKKALE
1915 Çanakkale Köprüsü, 88 km otoyol ve 13 km bağlantı yolu olmak üzere toplam 101 km uzunluğu ile Çanakkale Boğazı’nda inşa ediliyor. Dünyanın en uzun köprülerinden biri olarak projelendirilen köprü, 2023 metre ana I açıklığı ile dünyanın en uzun açıklığa sahip asma köprüsü ve 333 metrelik kuleleri ile dünyanın en yüksek asma köprüsü unvanlarına da sahip olacak.

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
18 Mart 2022’de açılması planlanan köprü, daha şimdiden çevresindeki arazi ve gayrimenkulleri değerlendirmiş durumda. TSKB Gayrimenkul Değerleme’nin Ekonomist Dergisi’ne özel çalışması ile Çanakkale Köprüsü’nün değer kattığı 20 bölgedeki arazi fiyatlarını mercek altına aldık.

Çalışmaya göre, en yüksek değer artışı Gelibolu, Lapseki, Kocaveli ve Gazi Süleymanpaşa gibi konut imarlı arazilerin bulunduğu bölgelerde gerçekleşti.

Bölgesi’nin otoyollarla ring halinde dolaşılabilmesini sağlayacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün temelleri 18 Mart 2017 tarihinde atılmıştı. Daha temelleri atılmadan konumlandığı Çanakkale’deki arazi ve gayrimenkullere değer katan köprünün, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107’inci yıl dönümü olan 18 Mart 2022’de açılması planlanıyor.
1915 Çanakkale Köprüsü’nün Çanakkale Boğazı’ndaki ulaşım yükünü azaltması bekleniyor. 1915 Çanakkale Köprüsü, 88 km otoyol ve 13 km bağlantı yolu olmak üzere toplam 101 km uzunluğu ile Çanakkale Boğazı’nda inşaatı devam eden ilk asma köprü projesi konumunda.
Dünyanın en uzun köprülerinden biri olarak projelendirilen 1915 Çanakkale Köprüsü’nün aynı zamanda 2023 metre ana açıklığı ile dünyanın en uzun açıklığa sahip asma köprüsü ve 333 metrelik kuleleri ile dünyanın en yüksek asma köprüsü unvanlarını da alması bekleniyor.
Marmara Bölgesi’nin otoyollar ve köprü bağlantıları ile kesintisiz olarak dolaşılmasının hedeflendiği projenin Batı Marmara’daki ayağı olan köprü, adının duyulduğu yıllardan temellerinin atıldığı 2017 yılına kadar bölgedeki arazi değerlerini 10 katına varan oranlarda artırdı. Köprünün inşaatının yükselmesi ile birlikte bu değer artışının hızı yavaşlasa da değerlenme sürüyor.
1915 Çanakkale Köprüsü’nün çevresindeki arazilere kattığı değer artışını TSKB Gayrimenkul Değerleme’nin Ekonomist Dergisi’ne özel yaptığı araştırma ile ele aldık.
TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. Özel Projeler Departmanı Değerleme Uzmanları Güneş Özçelik ve Buket Altınel tarafından gerçekleştirilen özel çalışmada Gelibolu’dan Lapseki’ye, Gökköy’den Derenti’ye kadar 20 bölgedeki tarlalardan konut imarlı arsalara kadar çeşitli arazilerin 2011, 2014, 2017, 2021 yılı metrekare satış fiyatları karşılaştırıldı.
TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. Özel Projeler Departmanı Değerleme Uzmanı Güneş Özçelik, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün güzergahı belirlenip inşa çalışmalarına başlanmasıyla birlikte öncelikli etki alanlarından Gelibolu ve Lapseki ilçe merkezleri başta olmak üzere çevre semtlerde ve köylerde de değer artışı yaratmaya başladığını söylüyor.
Özçelik, “Özellikle köprünün ayaklarının geçtiği Avrupa yakasında Gelibolu ilçesinin yaklaşık 7,5 kilometre güneyindeki Sütlüce Köyü ile Anadolu yakasındaki Lapseki ilçesinin yaklaşık 2,5 kilometre güneyindeki Şekerkaya mevkiinde, tarla fiyatlarının son yıllarda büyük ölçüde arttığı gözlemlendi” yorumunu yapıyor.
ARTIŞ SÜRÜYOR
Köprünün temellerinin atılması ile projenin etkileşim bölgelerinde metrekare birim fiyatlarında hareketlilik yaşandığına işaret eden Özçelik, üç yıl önce temelleri atılan ve 2022’de açılması planlanan köprü projesinin bölgedeki fiyatları artırmaya devam ettiğini de vurguluyor.
1915 Çanakkale Köprüsü, başta Gelibolu ve Lapseki ilçe merkezlerindeki konutlar olmak üzere tüm bölgedeki gayrimenkul fiyatlarını önemli ölçüde etkiledi.
Öncelikli etki alanında yer alan Gelibolu ve Lapseki ilçe merkezlerindeki konut fiyatlarına bakıldığında, Lapseki ilçe merkezinde 2017 yılında metrekaresi 1.850-2.100 TL/m2 seviyelerinde olan konut fiyatlarının, bu yıl 2.0002.650 TL/m2 seviyelerine geldiği görülüyor.
Köprünün Gelibolu tarafında ise ilçe merkezinde yer alan konut fiyatlarının 2017 yılında 1.900-2.150 TL/m2 seviyesinde iken bu yıl 2.250-3.000 TL/m2 seviyelerine çıkmış olması dikkat çekiyor.
Bölgede en çok etkilenmesi beklenen Gelibolu ve Lapseki ilçe merkezlerindeki konut imarlı arsalar incelendiğinde, 2017 yılında Gelibolu ilçe merkezinde birim metrekare fiyatları 450-650 TL/m2 seviyelerinde iken, bu yıl fiyatların 1.000-1.500 TL/m2 seviyelerine ulaştığı görülüyor.
Lapseki ilçe merkezinde yer alan konut imarlı arsalarda ise benzer bir durum söz konusu. 2017 yılında 400-600 TL/m2 aralığında olan fiyatlar, bu yıl 1.000-1.700 TL/m2 seviyelerine ulaştı.
Lapseki ilçe merkezine yakın konumdaki Gazi Süleymanpaşa Mahallesi’nde ise konut imarlı arsa fiyatları, köprünün temellerinin atıldığı 2017 yılında 1.250-1.400 TL/m2 seviyelerindeyken, bu yıl 1.300-2.000 TL/m2 seviyelerine yükselmiş durumda.
Kemikli Alan mevkiinde ise 2017 yılında ortalama 500 TL/m2 olan konut imarlı arsaların fiyatlarının bu yıl 800-1.150 TL/m2 seviyelerine ulaştığı görülüyor.
YATIRIMLAR HIZLANACAK
1915 Çanakkale Köprüsü’nün birinci kısmını oluşturan otoyol bağlantısı İstanbul- Silivri, Tekirdağ – Marmara Ereğlisi, Çorlu- Süleymanpaşa, Malkara ilçeleri, Çanakkale – Gelibolu, Lapseki, Çan, Yenice ilçeleri, Balıkesir – Balya ve merkez ilçelerinden geçecek. İkinci kısmını oluşturan köprü bağlantısının ise Çanakkale Gelibolu ve Lapseki ilçelerinden geçmesi planlanıyor.
1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile belirlenen, İstanbul – Tekirdağ – Çanakkale – Balıkesir hattı boyunca uzanacak olan otoyol güzergahı ile inşa edilen 1915 Çanakkale Köprüsü, bölge genelinde gayrimenkul piyasasını etkileyen en önemli unsur haline geldi.
TSKB Gayrimenkul Değerleme AŞ Özel Projeler Departmanı Değerleme Uzmanı Buket Altınel, yol ve köprü gibi ulaşım projelerinin, geçtikleri bölgelerde ve etki alanlarında yer alan gayrimenkuller üzerinde genellikle değer artışı etkisi bulunduğuna dikkat çekiyor.
Altınel, köprünün faaliyete geçmesiyle kentsel yatırımların hız kazanması ve bölgenin ekonomik profilinin, tarımsal faaliyetlerin yanında çevre illerdeki lojistik sektörüne de eğilim göstermesinin beklendiğini söylüyor.
Altınel’in verdiği bilgiye göre köprünün Gelibolu tarafında yer alan Kangırlı Mahallesi’nde 2017 yılında konut imarlı arsaların 200-350 TL/m2 satış fiyatları bu yıl 300-500 TL/m2 düzeylerine ulaştı.
Yine Gelibolu tarafında yer alan Terzialan Mahallesi’nde 2017 yılında 100-125 TL/m2 olan konut imarlı arsaların satış fiyatları
bu yıl 145-165 TL/m2 seviyelerine geldi.
Altınel, “1915 Çanakkale Köprüsü’nün etkileşim alanında kalan ve henüz imara açılmamış bölgeler incelendiğinde ise tarla nitelikli taşınmazların birim metrekare fiyatlarının, köprünün temellerinin atıldığı 2017 yılında, 2011 ve 2014 yıllarındaki birim fiyatlarına göre hızla yükseldiği görülüyor” diye konuşuyor.
Potansiyel arz eden yerler olması sebebiyle 2017 yılında birim fiyatlarında ani yükselişler yaşayan Gazi Süleymanpaşa, Suluca, Elçialan, Karaömerler, Hacıge-len, Balcılar, Akçaalan ve Gökköy’deki tarlaların birim metrekare fiyatlarında bu yıl bir miktar düşüş yaşandığı görülüyor.
Köprünün açılması ile birlikte henüz imara açılmamış bölgelerde imar türü ve yapılaşma koşulları belli olacak ve plan doğrultusunda hangi bölgelerin öne çıkacağı da netlik kazanmış olacak. Tarihi dokunun bozulmaması adına köprü civarında yer alan pek çok bölgede, düşük yoğunluklu konut ve villa imarlı arsaların yoğunluk göstermesi de bekleniyor.
GEÇİŞ ALTI DAKİKA
1915 Çanakkale Köprüsü ve otoyolu projesi, Malkara ile Çanakkale arasında 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de içeren 88 kilometre otoyol ve 13 kilometre bağlantı yolundan oluşuyor. Proje, Kınalı – Tekirdağ – Çanakkale – Balıkesir Otoyolu’nun uzunluğu yaklaşık 324 km olan, İstanbul ile Çanakkale ve Kuzey Ege’yi birbirine bağlayan son yılların dikkat çeken ulaşım projelerinden biri.
Gebze-Orhangazi-Bursa-Balıkesir-İzmir Otoyolu’nun tamamlanması ile birlikte, Edirne-Kınalı-İstanbul- Ankara Otoyolu, İzmir-Aydın Otoyolu ile entegre olarak Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi’ne otoyol ağıyla bağlanacak. Diğer taraftan, yapım çalışmaları devam eden Kuzey Marmara Otoyolu ve Malkara-Çanakkale Otoyolu kesimi ile birlikte Marmara Bölgesi’nin otoyol ringi tamamlanmış olacak.
Ulaşım alternatiflerine göre Çanakkale Boğazı geçiş süreleri değerlendirildiğinde, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Lapseki-Gelibolu arasındaki boğaz kesimini feribotla geçmek; özellikle yaz aylarındaki yoğun trafik nedeniyle uzun kuyruklar ve bekleme süreleri dikkate alındığında, 1,5 ile 5 saat arasında değişiyor.
Bu mesafeyi Çanakkale Köprüsü ile geçmek altı dakikada mümkün olacak. Türkiye sanayisinin büyük bir kısmını bünyesinde barındıran Marmara Bölgesi için ulaşım çok büyük önem taşıyor.
Kınalı- Tekirdağ – Çanakkale – Balıkesir Otoyolu da Marmara Bölgesi’ni karayolu aracılığıyla bir daire çizebilecek şekilde dolaşmayı mümkün kılacak bir mega projenin önemli bir parçası niteliğinde.
İZMİR YOLUNA BAĞLANACAK
Otoyolun sanayi, lojistik ve turizm konularında da önümüzdeki dönemde değişim yaratması beklenirken, ulaşımın kolaylaşmasıyla birlikte bölgede nüfus artışı da öngörülüyor. Artan nüfusun yaratacağı taleple gayrimenkul ve arsa değerlerinin de artması bir diğer beklenti oluyor.
Köprü hayata geçince bölgenin daha fazla yatırım çekeceği de öngörülüyor. Çanakkale Köprüsü ile bölgenin İstanbul, Tekirdağ, Balıkesir, İzmir gibi büyük kentlere ulaşımının kolaylaşmasıyla bölge, turizmde de cazip hale gelecek. Köprünün İzmir otoyoluna bağlantısı tamamlandığında esas gelişimin yaşanacağına vurgu yapılıyor.
Çünkü aslında köprüden geçenlerin bağlanacağı bir otoyol henüz inşa edilmedi. Bu kapsamda geçiş yolunun da bir an önce ihale edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Bu yolların gelişimi ile beraber sanayi bölgelerinin bu tarafa kaydığını görülmesi de bir diğer beklenti. Önümüzdeki 10 yılda Ege Bölgesi’nde boşalan köylere geri dönüşlerin de olacağına vurgu yapılıyor.
Köprünün ortasından geçecek olan raylı sistem ise ticari anlamda önemli bir rol üstlenecek. Sakarya’dan başlayacak olan raylı sistem, Çanakkale Köprüsü’nden geçerek Biga, Bandırma ve Karacabey üzerinden tekrar Sakarya’da son bulacak.
Köprü ile bir bütün olması beklenen liman projesi ile birlikte nüfus yoğunluğu da bölgedeki konut yeterliliğine göre artacak.
KÖPRÜNÜN SAĞLAYACAĞI 8 FAYDA
1- Proje ile İstanbul-Çanakkale ulaşımının yanı sıra Balıkesir, İzmir, Tekirdağ gibi illerle ulaşım kolaylaşırken, bölgedeki taşınmaz değerleri olumlu etkilenecek.
2- Termal tesisleriyle öne çıkan Kaz Dağları etekleri, Bozcaada, Gökçeada, Küçükkuyu, Güre son yıllarda yabancı turistlerin ilgisini çekti ve turizme önemli katkı sağlıyor.
3- Köprünün tamamlanması ile Lapseki Merkez ve Çardak Beldesi’nin yanı sıra çevre bölgelerin de yabancı kurumsal yatırımcı ve gayrimenkul yatırım fonlarının yatırım merceğine gireceği öngörülüyor.
4- Bursa ve Balıkesir bireysel gayrimenkul yatırımcı potansiyeli konusunda ön plana çıktı.
5- 1915 Çanakkale Köprüsü Bursa’yı önemli otoyolların kesiştiği bir kavşak konumuna getirip yabancıya konut satışlarında çekim gücünü daha da artıracak.
6- Marmara Denizi ve Ege Denizi’ne kıyısı bulunan yazlık bölgeleri ile Balıkesir’deki gayrimenkullere de değer katacak.
7- Balıkesir’de Bayla, Edremit, Ayvalık, Akçay ve Altıno-luk’un önümüzdeki yıllarda daha da cazip hale gelmesi bekleniyor.
8- Köprünün 2022’de açılmasıyla başta Lapseki olmak üzere bölgede orta ve uzun vadede yeni fiyat artışları bekleniyor.
MAKBULE YÖNEL MAYA TSKB GAYRİMENKUL DEĞERLEME GENEL MÜDÜRÜ “KENTLER YAKINLAŞACAK”
“Çanakkale Köprüsü ve otoyol bağlantıları tamamlandığında tüm Marmara Bölgesi karayolu ile bir ring halinde erişilebilir hale gelecektir. Diğer taraftan da Gebze-İzmir otoyolu ile de bağlantısı düşünüldüğünde tüm Marmara ve Ege kesintisiz şekilde karayolu ile bağlanacak.
Bu durum başta lojistik ve karayolu taşımacılığını etkileyecektir. Köprü ve otoyol projesinin çevresinde zaman içinde sanayi sektörü de gelişecek. Diğer taraftan karayolu ile kesintisiz ulaşım, kentleri birbirine daha yakınlaştıracaktır.
Dolayısıyla otoyolun geçtiği akstaki kentler arasında göç yaşanabilecek. Otoyol ile kısalan mesafeler insanların devamlı ikamet ettikleri evleri, kentleri değiştirmelerine neden olabiliyor. Yine bu nedenle Çanakkale tarafında nüfusun artışı gündeme gelebilir. Son olarak da aksın önemli bir kısmı turizm güzergahında. Bu nedenle turizm sektörü için de etkileri söz konusu olacaktır.”
DÜNYANIN EN BÜYÜKLERİNDEN
1915 Çanakkale Köprüsü, 88 km otoyol ve 13 km bağlantı yolu olmak üzere toplam 101 km uzunluğu ile Çanakkale Boğazı’nda inşa ediliyor. Dünyanın en uzun köprülerinden biri olarak projelendirilen köprü, 2023 metre ana açıklığı ile dünyanın en uzun açıklığa sahip asma köprüsü ve 333 metrelik kuleleri ile dünyanın en yüksek asma köprüsü unvanlarına da sahip olacak.
ÖNEMLİ CAZİBE MERKEZİ
Çanakkale Boğazı’nda, Gelibolu’ya bağlı Sütlüce ile Lâpseki’nin Şekerkaya mevkileri arasında yapımı süren ve 18 Mart 2022 tarihinde hizmete açılması planlanan 1915 Çanakkale Köprüsü, İstanbul, İzmir ve Bursa üçgeninde kalması ve büyük kentlere ulaşılabilirliği kolaylaştırmasıyla önemli bir cazibe merkezi. Köprünün Türkiye’nin tarım, sanayi ve turizminin odak noktasındaki bölgeleri dünyayla bağlayarak, yeni ticari kanalların oluşmasını sağlaması; hem turizm hem gayrimenkul sektörlerinin gelişimi için önem taşıyor.
ZEYNEP TANDOĞAN HÜRRİYET EMLAK EŞ GENEL MD. “ARTIŞ BEKLİYORUZ”
“1915 Çanakkale Köprüsü’nün şu anda öngörülen açılış tarihi 18 Mart 2022. Mevcut durumdaki değerleri göz önüne aldığımızda 2021’in ortalarına kadar çevre bölgelerde yüzde 100’lere varan artış öngörüyoruz.
Köprü inşaatının hızlanması ve 2022’de açılacak olması, 2018’deki durgunluğun ve artışın tekrar canlanarak 2021’in ortalarına kadar ciddi oranda yükselişe geçeceği beklentisini doğuruyor. Köprünün açılmasıyla ortalama bir yıl daha, eskiye kıyasla daha küçük bir oranda artış, sonraki 2-3 yıl ise duraklama bekliyoruz.”
HAKAN ÖZELMACIKLI ALTIN EMLAK GENEL MÜDÜRÜ “ŞEHİRDEN KAÇIŞ ETKİLEDİ”
“Gerek tarım arazilerindeki düzenlemeler gerekse şehirden kaçış sonrasında, köy yerleşik alanlarına talep arttı. Temsilcilerimizin bulunduğu Tekirdağ, Kırklareli ve Çanakkale’nin köy yerleşik alanlarına çok yoğun talepler alıyoruz.
Yatırım dışında barınma amaçlı arazi almayı düşünenler için en doğru tercih bu tür alanlar. Bu bölgelere ulaşımın kolaylaşması, talebi de artırmaya devam edecektir.”
CANSEL TURGUT YAZICI EVA GAYRİMENKUL DEĞERLEME GENEL MÜDÜRÜ “EGE’YE DÖNÜŞ OLACAK”
“Köprünün İzmir otoyoluna bağlantısı tamamlandığında esas gelişim yaşanacak. Köprüden geçenlerin bağlanacağı bir otoyol henüz inşaa edilmedi. Geçiş yolunun bir an önce ihale edilmesi gerekiyor. Yolların gelişimiyle sanayi bölgeleri de buralara kayacak.
Marmara ve Gebze’de fabrika arazileri geliştirmek fizibil olmaktan uzaklaştı. Ucuz işgücü kaynağının da aktarılabileceği Ege Bölgesi’nde boşalan köylere önümüzdeki 10 yılda geri dönüş olacaktır.”
GÖRKEM ÖĞÜT ENDEKSA KURUCU ORTAĞI “YATIRIM ÇEKECEK”
“Endeksa.com verilerine göre, Çanakkale’de son bir yılda konut fiyatları yüzde 32, konut imarlı arsalar yüzde 29, tarla, bağ ve bahçelerin fiyatları yüzde 35 arttı. Bölgedeki gayrimenkul fiyatları artmaya devam edecektir.
Köprü açılınca daha fazla yatırım çekecek. Turizmde daha fazla öne çıkacak ve dolayısıyla özellikle konut fiyatlarında daha fazla artış bekliyoruz. Arsa ve arazi tarafında bir süredir çok yüksek artış olduğu için daha düşük seviyede artış bekliyoruz.”
EMEL AKBAŞ İDİKUT PROJEKSPERT GAYRİMENKUL “FİYATLAR YÜKSELECEK”
“Çanakkale merkez, Ayvacık, Bayramiç, Ezine, Lapseki, Biga köylerindeki arsa ve arazilere çok talep var. Kıyıdan 40 km içeriye kadar tepe, gölet manzaralı, biraz tarım yapabilmek çok popüler oldu.
Pandemi ve depremler, bu sistemi daha fazla tetikliyor ve devam edecek görünüyor. İnsanlar işlerini online yönetebildiklerini fark ettiler. Köprü açılınca İstanbul-Çanakkale ulaşımı kolaylaşacağı için arsa ve konuta talep artacak ve fiyatlar da yükselecektir.”
FARUK AKBAL GAYRİMENKUL YURTDIŞI TANITIM DERNEĞİ (GİGDER) BAŞKANI “YABANCI İLGİSİ DE OLACAK”
“Proje ile İstanbul-Çanakkale ulaşımının yanı sıra Balıkesir, İzmir, Tekirdağ gibi illerle ulaşım kolaylaşırken bölgedeki taşınmaz değerleri yükselecek. Köprünün tamamlanmasıyla Lapseki Merkez ve Çardak yabancı kurumsal yatırımcıların ve gayrimenkul yatırım fonlarının hedefine girecek.
Bireysel yatırımlarda ise Bursa ve Balıkesir öne çıkıyor. Balıkesir’de Bayla, Edremit, Ayvalık, Akçay ve Altınoluk önümüzdeki yıllarda daha da cazip olacak. Köprü 2022’de açıldığında orta ve uzun vadede yeni fiyat artışlarına zemin hazırlayacaktır.”
LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER – Ekonomist
İlginizi Çekebilir
-
TİCARİ KREDİLERDE FATURA KAOSU
-
ÜRETİCİLERİN KAMBİYO GELİRİ VE BANKALAR İLE İMTİHANI
-
Çanakkale feribot ücretleri ne kadar? Araba, otobüs, kamyon, tır ve yolcu ücretleri…
-
Kur Korumalı Vadeli hesaplarda hesaplar şaşabilir!
-
GERÇEK KİŞİLERDE DOLARİZASYON %60’LARI GEÇTİ!
-
AKBANK, GARANTİ BBVA, iŞBANK, YAPI KREDİ YILI NASIL KAPATACAK?
-
BANKALARIN KREDİ TAKİP ALACAKLARI SON BİR AYDA 5 MİLYAR LİRA ARTTI

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.
HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ
Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.
-
Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.
-
Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.
-
Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.
ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI
1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.
-
Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.
-
Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.
-
Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.
2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması
-
Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.
-
Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.
-
Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.
JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI
1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar
İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.
2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur
İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.
3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski
Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.
ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?
-
Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır. -
Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?
-
Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.
-
Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.
-
Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.
BANKA HABERLERİ
Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:
3 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Serhat Can
Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.
Asimetrik Bilgi Sorunu:
Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:
- Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
- Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
- Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.
Sonuç Ne Olur?
- Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
- Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
- Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
- Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
- “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”
Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?
George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.
Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye
Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.
Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.
Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.
Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?
Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.
Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür
Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.
Serhat CAN
EKONOMİ
Prof. Dr. YILMAZ: Bütçe açıkları dizginlenebilir mi?
Bütçe açığı ve mali disiplinsizlik önemli bir risk göstergesi olduğundan finanse edilmesi aşaması da sorun yaratacak. Bir yandan iç ya da dış borçlanmayla açık finansmanının kendine has riskleri artarken, bir yandan da bütçe açığının doğrudan ya da dolaylı maliyeti topluma yansıyacak

Yayınlanma:
4 gün önce|
19/06/2025Yazan:
Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz
Mayıs ayına ait merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine göre bütçe fazlası 235,2 milyar TL, kümülatif (Ocak-Mayıs) bütçe açığı da 650,3 milyar TL oldu. Mayıs ayı bütçe fazlası, giderlerdeki önemli bir azalış kaynaklı değil, tersine kurumlar vergisi hasılatının beklendiği gibi mayıs ayında vergi gelirlerini beslemesiyle gerçekleşti.
Rakamla ifade etmek gerekirse; nisan ayına göre mayıs ayında bütçe giderlerinde 43 milyar TL’lik azalışa karşılık bütçe gelirleri 368 milyar TL arttı. Bu artışın hemen hemen tamamı kurumlar vergisi hasılatı kaynaklı.
Önce vergi hasılatındaki değişime bakalım, ardından bütçe giderlerinde azalış olmuş mu, ona bakarız:
Kurumlar vergisi yıllık beyana tabi bir vergi. Aynı zamanda cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere, GVK’da belirtilen esaslara göre ve cari dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödenir. Ocak – Şubat – Mart geçici vergi dönemi beyanname verilme ve ödeme günü 17 mayıs’tı. Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı, 30 Nisan’a kadar verilecek kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerini 5 Mayıs’a kadar uzattı.
Böylelikle nisan ayında 29,7 milyar olan kurumlar vergisi tahsilatı da mayıs ayında 470,1 milyar TL’ye yükseldi. Hatta mayıs ayında kurumlar vergisi hasılatı vergi gelirleri içindeki payı yüzde 39,4’e ulaştı ki bu oran KDV gibi dolaylı bir verginin payından da yüksekti. Sonuçta bu hasılat bütçede bir rahatlama yarattı.
Mayıs ayında kurumlar vergisi tahsilatı bütçenin imdadına yetişmiş oldu ama yukarıda anlattığım gibi “geçici vergi dönemiydi, geldi ve geçti”.
Bütçenin gelir tarafını temmuz ayında gelir vergisi ikinci taksiti ile ağustos ve kasım aylarında geçici vergi taksitleri bir miktar rahatlatabilir. Ancak aylık olarak artmaya devam eden enflasyon, sıkı para politikasıyla kredi imkanları kısıtlanan firmalar ve artan konkordatolar, hedeflenen vergi gelirlerinden uzaklaşılmasına neden olacak ana faktörler. Ayrıca bütçenin gelir tarafının, borç faizleriyle büyüyen bütçenin gider tarafını telafi etmesi zor görünüyor. O nedenle bütçe açığını dizginlemek hiç de kolay olmayacak.
Bütçe giderlerine şimdi kamuda tasarruf üzerinden bakalım:
Tüm kamu kurumlarının kendi bütçelerindeki kaynaklardan yapacakları harcamalar için tasarruf tedbirlerine uymaları uzun zamandır merakla bekleniyor.
Aşağıdaki hazırladığım tablo, geçen yıl ve bu yılın mayıs aylarında tasarruf tedbirleri kapsamında yapılan harcamaları karşılaştırıyor:
Tabloda görüldüğü gibi bir yıl içinde taşıt alım giderleri yaklaşık 2 katına çıkmış. Haberleşme ve enerji giderleri de enflasyon oranına yakın bir artış göstermiş. Kırtasiye-baskı giderleri ile temsil-tanıtma giderlerinde ise bir yılda kısmen frene basılmış gibi.
Ancak temsil-tanıtma giderleri bu yılın ilk dört ayında ortalama 65 milyon TL civarındayken, mayıs ayında birden yaklaşık beş katına (316 milyon TL) çıkmış. Yine de bu haliyle geçen yılın mayıs ayındaki 418 milyon TL’nin oldukça altında kalıyor. Umarım ülkemiz en iyi şekilde temsil ediliyordur. 2024’te bu alanda daha fazla gider yapılıyordu, yoksa geçen yıl daha mı iyi temsil ediliyordu?
Bütçe giderlerinde sorunlu kalem: borç faiz giderleri:
Borç faiz giderleri bütçede büyümeye devam ediyor. Özellikle iç borçlanmanın maliyeti bütçeye yansıyor.
Mayıs ayında borç faiz giderleri 111,2 milyar TL, kümülatif olarak 835,8 milyar TL’ye ulaştı. Dahası Haziran ayında yaklaşık 240 milyar TL’lik borç faiz gideri gerçekleştirilecek.
2025 yılı bütçesi için borç faiz giderlerinin bütçe giderlerine oranının yüzde 13,2 ve vergi gelirlerine oranının da yüzde 17,5 olması hedeflenmişti. Bugünkü görünümde borç faiz giderleri/bütçe giderleri oranı yüzde 15,7 ve borç faiz giderleri/vergi gelirleri oranı da yüzde 20,9’a yükselmiş durumda. Bu göstergeler ile bütçe hedeflerinden uzaklaşıldığı anlaşılıyor.
Bütçe açıklarını kontrol altında tutmak, pek çok alanda katkı sağlayacak. Öncelikle devletten beklenen görevlerin ve kamu hizmetlerinin hem kalitesinin artmasına hem de zamanında sunulmasına katkı sağlayacak.
Aksine bütçe açığı ve mali disiplinsizlik önemli bir risk göstergesi olduğundan finanse edilmesi aşaması da sorun yaratacak. Bir yandan iç ya da dış borçlanmayla açık finansmanının kendine has riskleri artarken, bir yandan da bütçe açığının doğrudan ya da dolaylı maliyeti topluma yansıyacak.
Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ – T24
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (844)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.142)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (450)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.221)
- GÜNDEM (3.197)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.246)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.056)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

ABD İran’ı vursa da, piyasalarda panik havası yok!

Aşırı Düşünmenin Zararları: Zihni Tutsak Eden Sessiz Tehlike

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?

Tennis Istanbul Open 2025 Şirketler Arası Tenis Turnuvası başladı

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

Kriz mi Dediniz? Yeni Başlangıçlar İçin En Doğru Zaman!
- SON DAKİKA HABERİ: Borsa günü düşüşle tamamladı 23/06/2025
- 23 HAZİRAN BRENT PETROL FİYATI! Brent Petrol fiyatları ne kadar, kaç TL oldu? 23/06/2025
- EK DERS ÜCRETİ 2025: Öğretmenlerin bir saat ek ders ücreti ne kadar oldu? 23/06/2025
- Piyasalar savaş senaryosunu fiyatlıyor: PANİK SATIŞLARA DİKKAT! 23/06/2025
- Türkiye ekonomisine 1,1 milyar dolarlık sendikasyon kredisi desteği 23/06/2025
- DOĞUM YARDIMI BAŞVURU EKRANI e-DEVLET: 5 bin lira doğum yardımı başvurusu nereden, nasıl yapılır? 23/06/2025
- 23 HAZİRAN 2025 PAZARTESİ ALTIN FİYATLARI: Bugün gram altın, çeyrek altın ne kadar? 23/06/2025
- Trump: Herkes petrol fiyatlarını düşürsün 23/06/2025
- ABD'de 2. el konut satışlarında zayıf seyir 23/06/2025
- Almanya savunma harcamalarını artırmayı planlıyor 23/06/2025
- IFO: Trump'ın vergileri Almanya'nın ABD'ye ihracatını %38,5 düşürebilir 23/06/2025
- Turist girişleri Mayıs'ta yıllık olarak geriledi 23/06/2025
- Erdoğan: Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmemek asli vazifemiz 23/06/2025
- Akkök, 2025'te 500 milyon dolar yatırım yapacak 23/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı