Connect with us

BANKA HABERLERİ

Sanayide hammadde karaborsaya düştü

Sanayi sektörlerinde kullanılan hammaddelerin fiyatlarında yüzde 100’ü aşan artışlar oldu. İthal hammaddeye bağımlı sanayi sektörleri, zor durumda. Kimi ürünlerde, lojistik sorunlar nedeniyle ürünleri temin süreleri de uzadı. Sektör temsilcileri, kurda yaşanan yükselişin negatif etkisinin de görülmeye başladığını belirtiyor.

Yayınlanma:

|

Salgın sonrası açılmalara hazırlanan dünyanın en büyük üreticilerinin hammaddelere olan aşırı talebi ve lojistikte yaşanan konteyner krizi gibi problemler dünyada emtia fiyatlarının hızla yükselmesine yol açtı. Plastikten, pamuğa, demirden çeliğe kadar sanayinin ana girdi kalemlerinde yaşanan fiyat artış oranı, kurda son günlerde yaşanan hızlı yükselişin de etkisi ile yüzde 100’ü aştı. Bu durum son ürün fiyatlarına yansımakla kalmadı, Türkiye’nin ihracat hedefini tehdit eder hale geldi. Hazır giyimden gıdaya, mobilyadan plastik sektörüne kadar birçok alanda hammadde darboğazı derinleşmeye başladı. Yaşanan sorunlara çözüm bulunamaması halinde yılsonu için 200 milyar dolar olarak belirlenen ihracat hedefinin hayal olacağını dile getiren sektör temsilcileri, ilave gümrük vergilerinin geçici bir süre de olsa kaldırılmasını ya da bazı kalemlerde ihracatın sınırlandırılması gerektiğini vurguladı.

TGSD: Hammadde ihracatı durdurulmalı

Hammadde sorunun en yoğun yaşandığı sektörlerden biri hazır giyim. Geçen yıl 17,1 milyar dolarlık ihracata imza atan sektörde bu yılın ilk iki ayında ise ihracat deyim yerindeyse yerinde saydı. Sebebi ise ana girdi kalemleri olan pamuk ve polyester gibi iplik fiyatlarının yüzde 75’e yakın artması. Söz konusu artış oranı kullanım alanı çok geniş olan likrada ise yüzde 300’ü aştı. Likra fiyatı 5 dolarlardan 15 dolara, hatta kara borsada 20 dolarlara çıktı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Hadi Karasu, konuyu bakanlığa da götürdüklerini belirterek, “Hammadde fiyatlarında Çin’in pandemiden çıkar çıkmaz dünyadaki emtiayı toplama hırsı ve konteyner fiyatlarındaki artış, hammadde fiyatlarına yansıdı. Ama Türkiye piyasasında bu artış, dünya fiyatlarını da geçti. Portekiz, Bangladeş gibi ülkeler Türkiye’den hammadde topladı. Bu durum darboğazı artırdı. Bunu değerlendiren üreticiler daha yüksek fiyatlara ürün satmaya başladı. Şimdi Inditeks gibi büyük gruplar fiyat alırken, ‘dışarda daha ucuz, bu fiyata verirseniz alırız’ diyorlar. Fırsatçılığın önüne geçilemez. Bunun kontrol altına alınması lazım. Ya hammadde ihracatı bir süre durdurulmalı ya da yine ilave gümrük vergisi geçici bir süre kaldırılmalı. İhracat hedefine katma değerli ürün ihracatı ile ulaşılabilir” dedi.

“Ülke, iplikten değil kumaş ihracatından kazanır”

Örme Sanayicileri derneği Başkanı Fikri Kurt da son bir yılda pamuk ve polyesterde fiyatların yüzde 75, likrada ise yüzde 300 arttığını belirterek, yine termin sürelerinin ise çok fazla uzadığını söyledi. Kurt, “Hammadde ihracatından kg bazında 40 cent veya 1 dolar kazanıyoruz. Bunun yerine, hammadde iç piyasada kalsa; örmeci, boyahaneci, hazır giyim üreticileri, emprime, baskı, ilikçi, düğmeci, naylon, karton, etiket gibi ambalaj üretimi yapanlar da bu üretim bandında yer alacak ve ismi geçen sektörlerde, işsizlik rakamlarının üst sevilerde olduğu bu dönemde binlerce kişi istihdam edilecek. Hazır giyim ihracatı ise kg bazında, iplik ihracatına göre daha yüksek oranda döviz girdisi sağlayacak. Yani ülke ekonomisine daha fazla katkı, iplik ihracatıyla değil, katma değerli kumaş ihracatı ve hazır giyim konfeksiyon ihracatıyla sağlanabilir. Tekstildeki dış ticaret fazlası bu şekilde oluşmaktadır” diye konuştu.

“Fiyatı artmayan hammadde yok”

Öte yandan hammadde fiyatlarındaki artış, enflasyon sepetinde yüzde 5,87 ağırlığı olan hazır giyim ürünlerine de hızla yansıyor. Yeni sezonda giyim enflasyonunun yüzde 30 artması bekleniyor. Türkiye ihracatının lokomotif sektörü olan otomotivde de en çok çelik fiyatları konusunda sıkıntı yaşanıyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, otomotiv endüstrisinde en büyük girdi olan çelik fiyatlarında dolar bazlı artış oranının yüzde 40’ı aştığını belirterek, “Aslında fiyatı artmayan hammadde yok. Navlun fiyatları deseniz orda ise 2 kat artış söz konusu” dedi.

Hammadde karaborsaya düştü

Mobilya sektörü de artan talebin etkisi ile son aylarda büyük bir hareketlilik yaşıyor. Döviz kaynaklı olarak mobilyanın hammaddeleri olan süngerde son bir yılda yüzde 130, cilada yüzde 40 ve MDF’de yüzde 25 artış yaşanırken, sektör temsilcileri hammaddede karaborsa oluştuğunu söyledi. Artışın ise kaçınılmaz olarak fiyatlara yansıyacağını kaydettiler. Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, dövizden kaynaklı olarak cila, mobilya aksesuarı, cam, metal gibi bazı ürün gruplarında artış yaşandığını belirterek, “Geçen yılın son çeyreğinden beri hammadde bulamama sorunuyla karşı karşıyayız. Öncelikle MDF bulamıyoruz. Bunun en büyük nedeni, dolar kurunun yükselmesinden dolayı Türkiye’nin MDF üreticisi olarak ucuz ülke konumuna gelmesi, üreticilerin ihracat yapma iştahıyla ürünlerinin tamamını ihraç etmeleri, biz mobilya üreticilerini zor durumda bırakıyor. Oysa hammadde ihracatında elde edilecek gelir, mobilya ihracatının üçte biri kadar” dedi. Bu nedenle iç pazarda ürün teslimleri gecikirken, ihracatta da kendilerini sıkıntıya düşürdüğünü söyleyen Gürcan, “Döviz kurundaki bu şokları düşündüğünüz vakit, hammadde temini konusunda iyice zorluk yaşamaya başladık” diye konuştu. Gürcan, “Hammadde maliyetlerindeki artış ister istemez ürün son fiyata yansıyacak” dedi.

İthalat kotaları tedariki zorlaştırıyor

Plastik de son dönemde fiyatı hızla artan ürünler arasında ilk sırada yer alıyor. İstanbul Kimyevi Maddeler İhracatçıları Birliği Başkanı Adil Pelister, kimya sektöründe özellikle plastik ürünlerinde hammaddenin en büyük sorun haline geldiğini vurguladı.

Arzın azaldığını dile getiren Pelister, “İthalat kotaları da tedariki zorlaştırıyor. Plastik sektörünün hammaddelerinde yüzde 137’e varan artışlar söz konusu. Navlun fiyatlar 3-4 katına çıktı. Konteyner bulamama sorunumuz da devam ediyor. Enerji maliyetlerinde de ciddi artış oldu. Artışları hammadde, lojistik, enerji ve işçilik şeklinde sıralayabiliriz” dedi. Pelister, şöyle devam etti: “Dünyadaki petrokimya hammaddelerinin dolar bazındaki fiyat artışları, dolar kurundaki artışlar, lojistik sorunlar, arz sorunları, faizlerdeki ciddi artışlar ve finansmana ulaşmadaki zorluklar fiyatların aşırı yükselmesiyle beraber başta KOBİ’lerimiz olmak üzere üretici firmalarımızın sermaye yetersizliği sorunlarına sebep oluyor. Yeterli olmayan hammadde arzının yanı sıra getirilen atık ithalat kotası, geri dönüşüme konu olan hammaddenin tedariğinin azalmasına neden oluyor.”

Stokçuluk başladı

Geride bıraktığımız yıl 18.4 milyar dolarlık ihracata imza atan makine sektörü de hammadde krizinden etkilenen sektörlerden biri.

Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır’ın verdiği bilgilere göre, son bir yılda 500 dolarlarda olan sıcak hadde sac fiyatı 850 dolarlara çıktı. Bunun özellikle bazı tarım makineleri ve kazanlar gibi ürünlerde fiyat artışlarına neden olduğunu dile getiren Bakır, “PLC ve kontrol sistemlerinde kullanılmaları bakımından çipler henüz sorun olmasa da temininde riskler oluşturuyor. Bununla birlikte, olası bir üçüncü dalga halinde, pandemi nedeniyle arzında zaten daralma yaşanan elektronik, hidrolik ve pnömatik makine bileşenlerinin, Çin gibi ülkelerdeki yüksek talep de dikkate alındığında, erişiminde bir tehdit söz konusu. Firmalarımız bu konuda stok gibi tedbirleri alırken, özel amaçlı makinelerdeki değişkenlikler nedeniyle bu her zaman mümkün olamıyor. Ayrıca, navlun maliyetlerinin yükselmesi ve lojistik zorluklar imalatın yanı sıra ticareti de zorlaştıran unsurlar oldu” açıklamasında bulundu.

Ham yağ fiyatı yüzde 100 arttı

Son aylarda başta ayçiçek olmak üzere yağ fiyatlarında da önemli oranda artış yaşanmıştı. Konuyu bir basın toplantısı ile ele alan Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Türkiye’nin en çok ithal ettiği ürünler arasında yağlı tohumların yer aldığını belirterek, bu ürünlerde üretimin artırılması gerektiğini söylemişti. Açıklamasında bu ürünün eksikliğinin problem olmaya devam ettiğine dikkat çeken Büyükhelvacıgil, “Geçen yıl çekirdek fiyatları ton başına 5 bin 400 TL’ye kadar geldi, ham yağın fiyatı da ton başına 10 bin TL sınırını aştı. Bu sadece bizim ülkemizdeki eksiklikten değil, Rusya ve Ukrayna gibi üreticilerde de kuraklık sebebiyle yüzde 20-25 civarında üretim düşüşü yaşandı. Ham yağın ton fiyatı 700 dolar civarındayken bugün itibarıyla 1325 dolar seviyesine geldi. Bunlar ürkütücü. Doların da karşılıksız basılmasıyla emtia fiyatlarına müthiş yönelme oldu” diye konuşmuştu.

“Kamuya iş yapanlarda iflas furyası bekliyoruz”

Pandemiden dolayı inşaat sektörüne yönelik bazı malzemelerin üretiminin sekteye uğraması ve yeterli derecede üretilememesinden dolayı bir tedarik sorunu oluştuğunu belirten İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Tahir Tellioğlu, “Bu nedenle üretim dengesinin bozulmasına bağlı olarak bir fiyat artışı oldu. İkinci artış ise dövizin yükselmesinden geldi. 2019’un sonunda malzeme kaynaklı hammadde girdilerimizde yüzde 30 artış olurken, geçen yıldan mart ayında kadar yaşanan artış ise yüzde 70’i buldu” dedi. Özellikle demir fiyatlarında hızlı artış yaşandığını aktaran Tellioğlu, bunun yanı sıra elektrik malzemeleri, sıhhi tesisat, çimento ve beton fiyatlarında da ciddi artış olduğunu söyledi. “Hükümetin kendine göre belirlediği enflasyonun yüzde 20-25 olarak düşünüldüğünde müteahhidin bunu ancak yüzde 30’luk bölümünü tolere edebildiğini” aktaran Tellioğlu, “Şimdi yüzde 50’yi geçince bütçeyi ciddi oranda bozuyor” dedi. Bu durumunda inşaat sektöründe üretimin zamanında yapılması ve maliyetlerin karşılanması noktasında sıkıntı yarattığını belirten Tellioğlu, sorunun özellikle kamu müteahhitlerini fazlasıyla etkilediğini belirtti. Kamuya iş yapan müteahhitlerin öz kaynaklarını kullanarak işi çözmeye çalıştığını özkaynağı kalmayanların ise iflas noktasına geldiğini ifade eden Tellioğlu, “Kamuya iş yapanlarda bir iflas furyası bekliyoruz” dedi.

Elektronikçiler üretimi kıstı

Elektrik elektronik sektörü ise son aylarda daha çok otomotiv sektöründe konuşulan çip krizinden olumsuz etkileniyor. Türk Elektronik Sanayicileri Derneği Başkanı Yaman Tunaoğlu, salgın ile birlikte elektronik ürünlere olan talebin artması ile birlikte çip talebinin katlandığını, arzın ise yetersiz kaldığını söyledi. Bu nedenle fiyattan ziyade tedarik konusunda büyük sıkıntılar yaşandığını dile getiren Tunaoğlu, “Otomotiv sektöründe daha konuşuluyor ama büyük beyaz eşya markaları da bu sıkıntıyı yaşıyor. Büyük birçok üretici üretimlerini kısmak zorunda kaldı. bu sıkıntının yıl sonuna kadar süreceğini tahmin ediyoruz. Ülkelerin bu alana yatırım yapmasıyla ancak aşılabilir” diye konuştu.

“Maliyet artışları konut fiyatlarına yansıyacak”

nşaat sektörünün temel hammaddesini demir ve çimento oluştuğunu belirten İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım da, söz konusu iki üründe geçen yıldan bu yana yüzde 50’den fazla artış olduğunu söyledi. Kurlardaki her artışın maliyet yükünü daha da artırdığını aktaran Durbakayım, “İnşaat hammadde fiyatlarına özellikle demir ve çimentoya bir anda ve yüksek oranda zam yapılması, kaynak sıkıntısı çeken sektörümüzün elini kolunu bağladı. Bu artışlar direkt konut fiyatlarına yansıyacak” dedi. Durbakayım, “Sektör olarak devlet büyüklerinden sektördeki çarkların daha iyi dönmesi için teşvik talep ederken gelecek her zam haberi, bizi daha da köşeye sıkıştıracak” diye konuştu.

Mobilya sektörü büyük darbe alabilir

MDF, sünger, cila gibi girdilerin neredeyse hepsinde yüzde 80-130 bandında bir artış meydana geldiğini belirten MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, “Hammadde sıkıntısı uzun zamandır devam ediyor. Hammadde bulamadığımız için döviz kurundaki farklılığı dahi hissedemedik. Şu an ciddi bir karaborsa oluşmuş durumda. Hem üreticiler hem de satıcılar kısmında sorun var. Karaborsa ve ürün bulma sorunları kısa vadede çözülmezse sektör büyük darbe alacak. Hammaddecilerin ihracatı sektöre büyük zarar veriyor. Kurdaki yükseklik bu ihracatı artıracak. Mutlaka hammadde ihracatına kota konması gerektiğini düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.

Dünya- Yener KARADENİZ / Hasan KUŞ / Leyla İLHAN / Osman KILIÇ

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

IBAN’ını kullandırana hapis cezası

Bankaya gidip bildirimde bulunmamış ve IBAN’ını kullandırdığı anlaşılan kişi için ya bir yıla kadar hapis cezası ya da beş bin güne kadar adli para cezası kesilecek

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kayıt dışılıkla mücadele kapsamında tüm tuşlara aynı anda basmaya başladı. Bastığı bu tuşlardan bir tanesi de kendi banka hesabını başkalarına kullandıranlarla alakalıdır.

Bakan Şimşek, kişisel hesaplara (IBAN) gelen paraların nereden ve niçin geldiğinin sorgulanma süreci için vergi idaresine talimat verdi. Ve böylece bir tür kazıma yöntemiyle vergi idaresi kayıp ve kaçakla mücadele etmek adına binlerce hesabı takibe aldı.

Ne oluyor?

Vergi idaresi, şu aralar mal ve/veya hizmet satışı yapan kişilerin/şirketlerin, bu satış dolayısıyla alması gereken parayı kredi kartı ya da nakit olarak al(a)madığı durumlarda ilgisiz kişilerin banka hesaplarına transfer yoluyla gönderilmesi sonucu ortaya çıkan kaybı sorgulamakta. Örneğin bir tüccar, bir malı ya da hizmeti birine satarken ürünün parasını ya nakit ya da kredi kartıyla alabilmektedir. Bunun karşılığında da tüccar, yasaların izin verdiği hadler ve koşullar doğrultusunda ya fiş ya da fatura düzenlemek zorundadır.

Buraya kadar bir sorun yok ancak satıcı bazen sattığı ürünü kredi kartı komisyonundan ve dolayısıyla da gelir/kurumlar vergisi ile KDV’den kaçmak için alıcıdan, verdiği bir IBAN numarasına parayı göndermesini istemektedir. Böylece mal/hizmet satışı görüntüde olmamış sayılacak ve vergi de ödenmemiş olacaktır.

Paranın geldiği IBAN ise ya o işletmede çalışan birine ya işletme sahibinin çocuğu, eşi gibi yakınlarından birine ya da güvendiği başka birine ait olabilmektedir. Hatta işletme sahibiyle hiçbir akrabalık bağı olmayan başka birine de ait olabilmektedir.

Tam da bu noktada Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu şekilde para gelen IBAN sahiplerini incelemeye başladı. Bu IBAN denetim işlemi, Vergi Dairesi Başkanlıklarının olduğu yerde vergi dairesi başkanlığı ­-29 ilde vergi dairesi başkanlığı bulunmaktadır- olmayan yerlerde ise defterdarlıklar vasıtasıyla yapılacak.

Malı/hizmeti satan için idari para cezası var

Malı ve/veya hizmeti satan kişilerden öncelikle alınmayan ­kurumlar, gelir, KDV gibi vergiler alınacak. Akabinde alınmayan bu vergilerin bir (1) katı kadar da vergi ziyaı cezası ile düzenlenmeyen faturalar için düzenlenmesi gereken fatura tutarının yüzde 10’u kadar da özel usulsüzlük cezası kesilecek. Ancak kesilecek bu yüzde 10’luk tutar 2024 yılı için 3 bin 400 TL’yi geçmiyorsa 3 bin 400 TL, şayet üstünde ise o tutar kesilecek. Örneğin, bu şekilde satılan ancak faturası kesilmeyen ürünün fiyat 25 bin TL ise bunun yüzde 10’u 2 bin 500 TL olacak ama 2024 yılı için asgari 3 bin 400 TL’yi geçmediği için 3 bin 400 TL kesilecek. Ya da satılan ürünün fiyatı 60 bin TL ise 60 bin TL’nin yüzde 10’u 6 bin TL’dir ve bu tutar da asgari ceza tutarı olan 3 bin 400 TL’nin üstünde olacağından bu işlem için 6 bin TL özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Bu şekilde kesilecek özel usulsüzlük cezası da 2024 yılı için en fazla 1 milyon 700 bin TL olacaktır. Ayrıca alınmayan vergiler üzerinden her ay için aylık yüzde 3,5 gecikme faizi de alınacak

IBAN’ını kullandıran için idari para cezası var

IBAN’ını kullandıran için ise daha vahim bir durum var; hem vergi ve idari para cezası hem de hapis cezası. Daha vahim olan ise basında dolaşan haberlere göre IBAN’ını kiralayan binlerce kişinin olmasıdır.

Zaten hiç kimse de IBAN’ını bir karşılık olmadan “tanımadığı” birine kiralamayacağına göre IBAN sahiplerinin komisyon aldığı varsayılacak ve aldığı varsayılan ya da gerçekte aldığı komisyon dolayısıyla gelir ve katma değer vergisi ile idari para cezaların yanı sıra gecikme faizi de istenecek.

Aldığı komisyon tutarının ne kadar olduğu belli olmadığı için Danıştay ve vergi idaresi nezdinde genel olarak en az yüzde 2 olarak uygulanmaktadır. Yani IBAN’ını kiraladığı varsayılan kişinin hesabında -normalin dışında- 20 milyon TL’lik bir işlem hacmi varsa bunun en az yüzde 2’si kadar (en az 400 bin TL) komisyon aldığı varsayılıp bu tutar üzerinden ödemesi gereken vergiler ile cezalar kesilecektir.

IBAN’ını kullandıran için hapis cezası da var

IBAN’ını kullandıranların akıbetini öğrenmek için önce 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’sonra da Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’e bakmak lazım.

Buna göre 5549 sayılı Kanun’un 15’inci maddesine göre IBAN’ını başkasına kullandıracak kişinin bunu gidip yükümlüye bildirmesi gerekiyor. Kanun’da geçen yükümlü kavramından bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri ve Cumhurbaşkanınca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösterenler anlaşılmalıdır.

Süreç şöyle işleyecek

Bu inceleme/kazıma işlemi genel olarak vergi dairesi nezdinde işleyecek. Ancak konuya vergi müfettişleri de dahil edilip incelemenin boyutu genişletilecek. Bu arada vergi dairesi müdürlerinin de inceleme yetkisi olduğundan inceleme açısından hukuken bir sorun bulunmamaktadır.

İncelemeye yetkili kişi yani vergi dairesi müdürü ya da vergi müfettişi, IBAN’ını başkasına kullandırtan kişiyi tespit edip incelemeye alacak ardından düzenlediği vergi suçu raporuyla önce savcılığa sonra da MASAK’a bilgi verecek.

Savcılık ise gelen bu raporu baz alarak iddianameyi oluşturacak. Bu kişilerin suçlanacağı madde ise 5549 sayılı Kanun’un 15’inci maddesidir. Bu maddeye göre yükümlüler nezdinde veya aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis veya beş bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.

Bu maddenin gerekçesinde ise işlemin esas sahibinin kimliğinin gizli tutulmasının önlenmesi amaçlanmıştır cümlesi bulunmaktadır. Ve böylece IBAN’ını kullandıran kişi, bankaya (yükümlüye) gidip kim için kullandırdığını yazıyla bildirirse bu bildirim sonucunda bu madde uyarınca ceza işlemi uygulanmayacaktır. Ama hesaptaki para hareketinden sonra bildirmenin pek bir önemi maalesef bulunmamaktadır.

Özetle bankaya gidip bildirimde bulunmamış ve IBAN’ını kullandırdığı anlaşılan kişi için ya bir yıla kadar hapis cezası ya da beş bin güne kadar adli para cezası kesilecek.

Ayrıca IBAN’ı kullanan iş yeri sahibi de (tüccar vs) TCK madde 38 uyarınca bu suçu azmettiren olarak işlenen suçun cezası ile cezalandırılacaktır.

Verilecek adlî para cezasının miktarı, bir (1) gün karşılığı olarak en az 20 ve en fazla 100 Türk Lirasıdır.

Nihayet; hapis cezasının süresi 1 yılın altında olduğu için burada CMK madde 171 uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilecektir. Yine söz konusu ceza TCK madde 50 kapsamında seçenek yaptırımlara çevrilebilecek, TCK madde 51 kapsamında ertelenebilecek ve yine sanık hakkında CMK madde 231/5 uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir.

Murat BATI-T24

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

DENİZBANK’TA İKİNCİ ERZAN VAKASI: YER ANTALYA!

Antalya’nın Manavgat İlçesi’ndeki Denizbank Manavgat Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E. bir otelin hesabını boşaltarak bahis sitelerinde oynamışlar. Sorgulanan banka personelinden ikisi tutuklanırken, rakamın da en az 3 milyon Euro ( 205 milyon TL) olduğu ileri sürülüyor. Şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E., 2 banka personeli ve U.E.’nin tanıdığı 4 kişi olmak üzere 8 şüpheli tutuklandı.

Yayınlanma:

|

2023’de Türkiye’de gündem S. Erzan olmuştu. Denizbank Levent  Büyükdere Caddesi Şube Müdürü olan Erzan, hayali fon bir fon yaratarak futbolcu ve iş insanlarını dolandırmasının ortaya çıkması ile tutuklanmış, zimmet suçundan yargılanmaya başlamıştı. Mahkemenin Banka üst yöneticilerini de duruşmaya çağırırken duruşma devam etmekte. Erzan’ın bu yönetemle 55 milyon 633 bin 222 Dolar topladığı iddia edilmişti.

Genel müdürlük uzmanları tarafından yapılan incelemeler sırasında Side Şube Müdür Yardımcısı U.E.’nin bankadaki hesabında olağan dışı hareketlilik tespit edilmesi üzerine müfettiş görevlendirildi. Banka müfettişleri Nisan ayı başında şubeye gelerek soruşturma gerçekleştirdi. Müfettişlerin yaptığı inceleme ve soruşturma sonucunda U.E.’nin 2021 yılından Nisan 2024’e kadar müşterilerin hesaplarından parça parça toplam 205 milyon lirayı çok tanıdığı kişilere aktardığı tespit edildi. Bu kişilerin daha sonra bu paraları U.E.’nin hesabına gönderdiği belirlendi.

 

DENİZBANK SİDE TİCARİ ŞUBE MÜDÜRÜ TUTUKLANDI

Türkiye’de aylarca konuşulan bu olay daha unutulmadan bir skandal da Denizbank’ın Antalya‘nın Manavgat İlçesi’ne bağlı Side Ticari Şube‘de yaşandı. Ramazan Bayramı öncesi ortaya çıkan olayda Denizbank Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E.’nin mudileri olan ünlü oteller grubunun hesabını boşalttığı belirlendi. Yapılan inceleme sonrası konu adli makamlara taşındı.

KRİPTO PARA BORSASINDA KAYBETMİŞ

Bankanın, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir savcı görevlendirilerek soruşturma başlatıldı. İlçe Jandarma Komutanlığı JASAT Timi ekibi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bankanın şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E. ile 2 banka personeli ile U.E.’nin yakın arkadaşı 4 şüpheli 6 Nisan cumartesi günü gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerden müdür yardımcısı U.E., verdiği ifadede, 2021 yılından bu tarafa müşterilerin hesabından fark edilmeyecek şekilde paraları alıp arkadaşlarına gönderdiğini, daha sonra bu paraların kendi hesabına geri geldiğini, toplanan paraları yurtdışında sanal bahis sitelerinde ve kripto para borsalarında kaybettiğini söylediği belirtildi.

Jandarmada işlemleri tamamlanan şüpheliler 8 Nisan pazartesi günü adliyeye sevk edildi. Savcı tarafından ifadesi alınan R.E.B. ve U.E. ile diğer 6 kişi çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimi tarafından tutuklandı.

MÜŞTERİ HESAPLARINI BOŞALTMIŞLAR

İddiaya göre ikilinin fon yoluyla değil, hesabın içerisini boşalttığı öğrenildi. Buradan alınan para ile yurt dışı bahis sitelerinde yüksek miktarda kumar oynandığı, zaman içersinde hesaptaki açığın büyüdüğü ve otel sahipleri tarafından durumun tespit edildiği iddia edildi.

 

İDDİALAR KARŞISINDA BANKA SESSİZ

Seçil ERZAN olayında olduğu gibi bankanın bu olayda da sessiz kaldığı görüldü. Bankanın haberin yayılması üzerine önümüzdeki günlerde kapsamlı bir açıklama yapması beklenirken; banka şube yönetici seçiminde gerekli özeni gösterip göstermediği de sorgulanır hale gelirken BDDK’nın bankayı bu yönde uyarması da gündeme geldi.

Kaynak: DHA/akdenizpazarı/antalyaningündemi

**********************************

DENİZBANK DENİZ ERZAN AÇIKLAMASI ŞİFRELERİ VE GRİ ALANLAR

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

VakıfBank’tan uluslararası piyasalarda 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracı

VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

VakıfBank, 550 milyon dolarlık ilave ana sermaye tahvil ihracını başarıyla tamamladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, VakıfBank, 550 milyon dolar tutarında, vadesiz ve 5. yıldan sonra erken itfa opsiyonuna sahip, tamamı yurt dışı yerleşik kurumsal yatırımcılar tarafından satın alınan Basel III uyumlu ilave ana sermaye ihracı gerçekleştirdi.

Açıklamada, bankanın başarıyla tamamladığı ilave ana sermaye ihracıyla, yılbaşından itibaren uluslararası piyasalardan Türkiye’ye toplam 2,5 milyar dolar kaynak getirdiği belirtildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, son ana sermaye ihracıyla bu alandaki öncü konumlarını koruduklarını belirterek, ‘Söz konusu işlem, VakıfBank tarihindeki uluslararası piyasalarda gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye’deki kamu bankaları arasında da piyasa işlemi olarak gerçekleştirilen ilk ilave ana sermaye tahvil ihracı olduğunun altını çizmek isterim.’ ifadelerini kullandı.

İşleme, İngiltere, Kıta Avrupası, Orta Doğu, Asya ve Amerika olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden yoğun yatırımcı talebi gelmesinin oldukça memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Üstünsalih, şunları kaydetti:

‘İşlem büyüklüğünün 3 katına ulaşan güçlü talep sayesinde, işlemin getirisi ilk fiyat beklentisinden 37,5 baz puan iyileşerek yüzde 10,125 seviyesinde gerçekleşti. Bu durum, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ve özellikle VakıfBank’a duyduğu güvenin açık bir göstergesidir.’

Üstünsalih, başarıyla tamamladıkları işlemin, yurt dışı kaynak olma özelliğinin yanı sıra ana sermayeyle toplam sermaye rasyolarına 100 baz puanlık pozitif katkı sağlamasını beklediklerini kaydederek, ‘Bu anlamda güçlenen sermaye rasyolarımızla, Türkiye’nin en büyük 2. bankası olarak her alanda verimlilik odaklı stratejilerimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bundan sonraki dönemde de uluslararası sermaye piyasalarını yakından takip ederek farklı yapılar altında yeni fonlama işlemlerine imza atmaya devam edeceğiz.’ değerlendirmesini yaptı.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.