Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

Sorunlu Kredileri yapılandırmak yetmez: Çözüm için 5 yapıcı öneri

Erol TAŞDELEN, Sorunlu Kredileri tespit etmek ile kalmıyor, sağlıklı ve çözüm odaklı kredi yapılandırma olması için Bankaların ve BDDK’nın neler yapılması gerektiğini de yazıyor.

Yayınlanma:

|

Türkiye’de Bankacılık sektörünün toplam Nakdi Kredi tutarı 3,6 Trilyon TL düzeyinde. Hukuki işlemlerin başlatıldığı Takipteki krediler 150 milyar TL düzeyinde. Yakın özleme, Öz izleme şeklinde takip potansiyeli yüksek kredilerin toplamı 360 milyar TL, özetle 510 milyar TL kredi Sorunlu kredi statüsüne düşmüş durumda. 360 milyar TL’lık sorunlu kredinin Takip Hesaplara düşmemesi için bankaların defalarca yapılandırdığı krediler var. TCMB Kasım Raporunda grafiksel olarak ve BDDK’nın raporlarında rakamları yayınladı, bu gizli bir bilgi değil yani. BDDK’da günlük, haftalık, aylık yayınlıyor.

Sorunlu Kredilerde Kamu Bankaları gerçekçi olmalı

Özellikle Kamu Bankaları ödemesiz dönemeler koyarak defalarca yapılandırdığı krediler var. Bunu nereden mi anlıyoruz. Takip hesapların atılma süresinin 90 günden 180 güne uzatılması ile Takip kredileri 150 milyar TL’nin altına inemedi. Toplam Kredilerin ortalamada % 4,2‘si takibe atılmış durumda. Bu oran % 6’lara yaklaşmıştı. 2020’de kredi hacimleri artınca takip oranları da hali ile hacimsel değil ama oransal düşme gösterdi.   Aslında oran daha da yüksek çıkacak ama Kamu Bankalarının müşteri kaçmadığı sürece defalarca yapılandırması sayesinde takip oranı Kamu Bankalarında  % 2,5 olurken, Özel Yeli bankalarda % 5,3 Yabancı Sermayeli Bankalarda % 6 düzeyinde. Yani  Yerli özel ve Yabancı Sermayeli bankalarda Kamuya göre 2,5 katı daha fazla oranda takip oranı var. Bu Kamu Bankalardaki Kredilerin çok sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor, ya da Kamudan Kredi kullanan müşterilerin işlerinin çok iyi olduğu anlamına gelmiyor. Bunu anlamak için banka uzmanı olmaya gerek yok.

2000 Krizi İSTANBUL YAKLAŞIMI ile atlatılmıştı

Üzerimize gelen Kriz koşulları tabi ki 2000 yılı ile özleştirmek yerinde olmaz ama o günleri hatırlayanlar İstanbul Ticaret Odasının ortaya attığı  İSTANBUL YAKLAŞIMI ile firma kredilerini yapılandırılması ve vadelerin uzatılması ile piyasanın rahatlamasında ciddi katkısı olmuştu. 2020’deki koşullar farklı tabi ki, bankalar zaten mümkün olduğu kadar kredileri yapılandırdı, yapılandırmaya da devam ediyor. Farklı bir şeyler de yapmak gerekiyor. O zaman yapısı ve çözüm odaklı önerilerimize geçelim.

Çözüm, Gerçekçi ve Piyasadaki sorunları bilmek ile olur

Çözüm önerilerimiz yapıcı, çözüm odaklı ve sorunlu kredilerin en az hasar ile atlatmaya yöneliktir.  Aşağıdaki önerilerimiz dikkate alınmaz ise Sorunlu Kredilerin düşmesini beklemek ya piyasayı bilmemek ya da günü kurtarmak için  yapılan aksiyon olarak kalır. Kağıt üzerinde bazı şeyler gizlenir ama öyle bir an gelir ki gerçek hayat kağıtlara yazılamayacak kadar gerçekliği ile Zombileşmiş halde karşımıza dikilir. Önerilerimize geçelim :

1- Faaliyetine devam eden firma kredileri yapılandırılsın : Firma faaliyetine devam etmiyor ama özellikle Kamu Bankaları hala yapılandırıp duruyor. Bu tür krediler vakit kaybetmeden takibe atılmalı ki gerçekçi hasar tespit edilebilsin. Ödenmeyen ve ödenmeyecek kredileri özel bankalar takibe atıp tahsilat için uğraşırken Kamu Bankalarında canlı kredi olarak devam etmesinin mantığı ve anlamı yok. Sürekli 1 yıl ödemesiz dönem koyup defalarca yapılandırmanın sektöre yararı da yok. Bu sadece ZOMBİ ŞİRKET sayısını artırır.

2- Yapılandırılacak kredilerde faiz oranları yüksek olacak : Yapılandırma için gündeme gelen kredilerin çoğu 2018 sonraki kullandırılan krediler. 2019 yılında kullandırılan krediler piyasa faiz oranlarının bastırılması ile  düşük faizli % 7,50-12,00 arasında kullandırılan krediler. 2020 Aralık ayında bankalar 1 yıllık kredilere %20’nin altında faiz uygulamıyor. %16,00-16,50 faiz ile mevduat toplayan bankaların, yapılandırmayı % 20-25’den aşağıya yapılandıracağını kimse beklemesin. 2021’de 2018 Ağustos sonrası gibi faiz oranlarının % 25-30’lara gitme olasılığı yüksek. Bu durumda soru da kendiliğinden ortaya çıkıyor. % 7,50-12,00 faiz oranı ile kredi kullanıp ödeyemeyen firma % 20-25 arasındaki yapılandırma kredisini nasıl ödeyecek. Bankalar üstelik yapılandırma faiz oranının üzerine ücret – komisyon – sigorta gibi ek maliyetler yükleyeceğinden yapılandırmanın maliyetinin % 25-30’larda olacağından kimsenin kuşkusu olmasın.

3- Yapılandırma Kredi koşullarını BDDK belirlemeli : Yapılandırılacak krediler için koşulların yumuşatılması ve cazip hale getirilmesi gerekir. Bir feda bankaların alacağı ücret ve komisyonlara yapılandırma esneme sağlanmalı. Faizler %5 BSMV’den muaf olmalı. En az 1 yıl ödemesiz dönem olmalı. Yapılandırılacak krediler için bankalar TCMB karşılık yatırmamalı ve bankaların maliyetini düşürülerek bu tür kredilerin daha uygun faiz oranları ile yapılandırma sağlamalı.  

4- Temerrüt Faiz kargaşalığına BDDK son vermeli : Krediler gecikmeye düştüğünde her banka kafasına göre gecikme / temerrüt faiz uyguluyor. Buna BDDK ve TCMB’nin Kredi Kartları ve KMH hesaplar gibi bir düzenleme gelmesi acil ve  şart. Kredi dosyalarını Takibe atmak ile iyi niyetli fakat piyasa koşullarına göre zor durumda kalmış firmaların mağduriyeti bitmiyor. Kredi ödenmediğinde veya takip hesaplara atıldığında gecikme / temerrüt faiz oranı uygulanmaya başlıyor. Çoğu banka “ortada bankanın uyguladığı kredi faiz oranı akdi faiz oranı yokmuş” gibi direkt GKS’deki maddelerden yola çıkarak o yıl TCMB’ye bildirdikleri en yüksek faiz oranı üzerinden Temerrüt Faiz uyguluyorlar. Oysa GKS’ye ortada bir akdi faiz oranı yok ise örneğin Teminat Mektubu, Akreditif Kredi gibi Gayri Nakdi olup da Takibe gidip Nakdi Krediye dönen kredilerde GKS’deki Temerrüt Faiz oran kuralları uygulanması gerekirken bu tüm krediler için uygulanmalı.  Şu an Mahkemelerin de, Avukatların da, Bilirkişilerin de bu konuda bir mutabakatı yok. O nedenle TCMB ve BDDK Temerrüt faiz oranlarındaki kargaşalığı ortadan kaldırıp zor duruma düşmüş firmaları daha da mağdur olmasını engellemeli. Benim görüşüm uygulanan AKDİ faiz oranının üzerine enflasyon oranı kadar belli bir oran artış yapılması veya her yıl BDDK % 15-20 gibi ek bir sabit oran belirlenip takibe düşmüş kredilere bu oran artışını ekleyip temerrüt faiz uygulanmalı. Mevcut durumda Mahkeme aşamasında bankaların % 50-60 temerrüt faiz talepleri firmaların daha da zor duruma düşmesi, sorunlu kredilerin işin içinde çıkılamaz ve ödenemez hale gelmesi dışında bir sonuç çıkarmıyor. Sürdürülebilir hiç değil. Mahkemelerdeki bu kargaşalığı gidermeden de süreçleri kısaltmak mümkün değil.  Hazır Hukuk Reformu  yapacaksan Ticari davalarda buradan başlayalım. Süreçler yarı yarıya kısalır.

5- Yatırım ve İstihdam koşulu ile verilen kredilerde ek süre verilmeli : 2020 Mart – Eylül döneminde Kamu Bankaları 1 yıl ödemesiz ek veya mevcut çalışanı koruyucu İstihdam veya Yatırım koşulu ile İVME Krediler ismi ile krediler verdi ve yatırımcıya 6 ay süre verdi. Bu altı aylık süreler dolmaya başladı. Pandemi nedeni ile bir çok yatırım ertelendi. O nedenle bu tür kredi kullanan firmalara kredi koşullarını yerine getirebilmeleri için 6 ay, 1 yıl gibi ek süre verilmesi gerekiyor. İhracat taahhüt kapama için aynı şekilde ek süreler verilmeli.

Piyasada yapılması gerekenler bunlar. Bunları yapmadan yapılacak her yapılandırmanın sonu yeni yapılandırmaya gebe, yapılandırılan krediler sadece kağıt üzerinde kalmaya mahkum olur.

Erol TAŞDELEN Ekonomist – İzmir Bölge Bankacı Bilirkişi www.bankavitrini.com yazarı

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Barış SOYDAN: Ekonomi durma noktasında

Yayınlanma:

|

Yazan:

Önce yazının ana fikrini özetleyeyim: Enflasyonu düşürmek için uygulanan sıkı para politikası Türkiye ekonomisini durgunluğa soktu, buradan tek parça halinde çıkmak mümkün olmayacak.
Aslında yaşadığımız şeyin bir durgunluk olup olmadığı da tartışmaya açık. Mahfi Eğilmez Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu stagflasyon, yani durgunluk içinde yüksek enflasyon olarak tanımlıyor, bu aslında daha doğru.
“Yüksek enflasyonu biliyoruz, durgunluk nerede” diye soranlar olabilir, zira en son açıklanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) durgunluğa değil büyümeye, hem de güçlü büyümeye işaret ediyordu. Türkiye ilk üç ayda yıllık bazda yüzde 5.7, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 2.4 büyümüştü. Ama işte ondan sonra, yani ikinci çeyrekte Türkiye ekonomisi durdu ve içinde bulunduğumuz üçüncü çeyrekte durgunluk muhtemelen daha da derinleşti. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM), öncü verilerden hareketle ekonominin ikinci çeyrekte küçüldüğünü tahmin ediyor. Veriler gerçekten de ikinci çeyrekte ekonominin fren yaptığını söylüyor. Mesela sanayi üretimi haziranda yıllık bazda yüzde 4.7 daraldı. Aynı ay işsizlik 0.7 puan artarak yüzde 9.2’ye çıktı. Konut ve otomobil satışlarında da ikinci çeyrekte ciddi düşüşler yaşandı.
Borsa İstanbul’a gelen büyük şirketlerin ikinci çeyrek bilançoları da kâr ve cirolarda sert daralma yaşandığını gösteriyor. Özellikle Koç Holding şirketleri Arçelik, Tofaş, Ford Otosan, Tüpraş ve Türk Traktör’ün kârlarında sert düşüşler görüldü, buna bağlı olarak Koç’un cirosu ilk altı ayda yüzde 103 azaldı. (Bununla birlikte borsa şirketlerindeki daralmada enflasyon muhasebesinin etkisinin bulunduğunu da göz ardı etmemek gerek.)
Manzara açık: Ekonomi yönetimi geçen yıl değişmiş ve Merkez Bankası 2023 Haziran’ında faiz artırımlarına başlamış olsa da bu yılın mart ayındaki yerel seçimler öncesinde sert frenden kaçınıldı. Mart seçimlerinden sonra ise kredi büyümesine getirilen sınır gibi önlemlerle ekonomide vidalar iyice sıkıldı ve Türkiye durgunluğa girdi.
Ekonominin durgunluğa girmesinde sıkı para politikasının yanı sıra ihracatta işlerin yolunda gitmemesinin de payı var. İhracat artışı geçmiş dönemlerle karşılaşıldığında durma noktasında. Bunda Türkiye’nin ana ihracat pazarı Avrupa’da işlerin kötü gitmesinin yanı sıra (Mesela Almanya ikinci çeyrekte yine daraldı) uygulanan para politikası nedeniyle TL’nin reel olarak değerlenmesinin de payı büyük.
Merkez Bankası TL’nin reel olarak değerlenmesini istediğini faiz kararlarında zaten söylüyor. Enflasyonla mücadelenin bir ayağı yüksek faiz ve sıkı para politikası ise diğerinin TL’nin reel olarak değerlenmesi olduğu bir sır değil. Güzel ama bu politika ihracatçı şirketlerin rekabet yeteneklerini yitirmesine yol açtı. Maliyetleriniz artarken döviz aynı oranda artmıyorsa ne yaparsınız? Mecburen fiyatlarınıza döviz bazında zam yaparsınız. Peki başka ülkelerdeki rakipleriniz fiyatlarını artırmıyorsa ne olur? Müşterilerinizi onlara kaybedersiniz. İhracatçıların yaşadığı sorun işte bu.
Liranın reel değerlenmesi ihracatta özellikle emek yoğun sektörleri derinden etkiliyor. Zaten en sert fren yapan sektörler de bunlar. En başta da tekstil ve hazır giyimi. Bu iki sektörden gelen haberler kötü. Hatta çok kötü. Küçük şirketlerde devrilmeler ve konkordatolar zaten başlamıştı, son dönemde büyük şirketlerin de zora girdiği konuşulur oldu. Örneğin, önceki gün İç Anadolu ve Trakya’da üretim yapan büyük bir giyim şirketinin toplam 1.7 milyar TL civarındaki borcunu ödeyemeyerek konkordato ilan ettiğini duydum.
Sıkı para politikası ve değerli TL politikası daha epey bir süre devam edeceği için önümüzdeki dönemde bu tip haberlerin daha da yoğunlaşacağını ve Türkiye’nin büyük bir konkordato/iflas ve işten çıkarma dalgasıyla karşı karşıya kalacağını tahmin ediyorum. Bankavitrini.com yazarı Erol Taşdelen’in hazırladığı tablo daha şimdiden konkordato sayısında büyük artış yaşandığını gösteriyor.

Gamlı baykuş olmak istemem ama görünen köy kılavuz istemiyor, sonbahar ve kış ayları çok zor geçecek, çok firma batacak, yüz binlerce insan işsiz kalacak.
Öyleyse toplumdan (çiftçiler hariç) neden hiç ses yok, diye sorulabilir. Muhtemelen bu fırtına öncesi sessizlik.

HABER10

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Erol TAŞDELEN yazdı: BANKACILIK SEKTÖRÜ 2024 İLK YARI PERFORMANSI

Yayınlanma:

|

Reel olmasa da Bilanço büyümeye devam etti

BDDK Bankacılık sektörü  2024 ilk yarı mali verileri açıkladı. Bankacılık sektörü 2023 sonundaki 23,4 trilyon TL olan Aktif büyüklüğünü %19 artırarak 28 trilyon TL seviyesini aştı. %19’luk büyüme Enflasyon etkisi düşünüldüğünde aslında reel olarak küçülme anlamına gelmekte.

Kredilerde büyüme devam etti

Uygulanan Ekonomi Program Bankacılık sektöründe de etkilsini gösterdi; Talebin azalması yönünde Bireysel Kredilerde daralma stratejisi; faiz oranlarındaki yükselme ile Ticari Kredilere ulaşmadaki zorluklara rağmen Sektör 2023 sonundaki 11,7 trilyon TL’lik kredi hacmini %19 artırarak 13,8 trilyon TL’ye çıkardığı görüldü. Buna karşılık 2023 sonunda 192 milyar TL olan Takipteki Kredi alacaklar da %13 artarak 217 milyar TL düzeyine ulaştığı görüldü. Bu takip alacakların içinde bankaların Varlık Yönetim Şirketlerine sattığı takip dosyaları yok. Gerçek takip oranı bunu üzerinde %15’lerde olduğunu söylemek yanıltıcı olmayacaktır. Beklenen zarar karşılıklarına karşılık bankaların ayırdığı tutar ise 477 milyar TL’ye ulaşmış durumda.

Mevduat artışı sınırlı kaldı

2023 sonunu 14,8 trilyon TL mevduat ile kapatan sektör 2024 ilk yarısını %11 artış ile 16,5 trilyon hacme yaklaşmış durumda. Toplam mevduatın %34’lük kısmı ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Bankalar yılın ilk yarısında vadesiz yaratmak için kredileri mevduatta bıraktırma, POS blokelerin çözümünde ek 10-15 gün vadesizde bıraktırma gibi etik olmayan yollara başvurmaktan geri kalmadığı kamuayu şikayetlerien de sık sık yansıdı.

BDDK’nın kar dağıtılmamasını istemesi özkaynakları güçlendirdi

Pandemi döneminde başlayarak BDDK bankalardan kar payı dağıtmamaları yönünde görüş bildirmesine bankalar uyunca özkaynaklar da güçlenmiş oldu. 2023 sonunda 2,1 trilyon TL olan özkaynaklar %16 artışla 2,5 trilyon TL seviyesine yaklaşmış durumda.

Bankalar Faiz dışı gelirde patlama yaptı

2023 ilk yarısında 257 milyar TL Net Faiz Gelirisi yaratan sektör, 2024 ilk yarısında %73 artışla Net Faiz Gelirisini 444 milyar TL seviyesine çıkardı. 2024 yılında krediler tarafında kısıtlayıcı tedbirler gelince sektör gelir kaybını Faiz Dışı Gelirler ile kapamaya çalıştı. Bu alanda POS gelirler dikkat çekerken son günlerde kamuoyuna yansıyan POS dolandırıcılığı, Kapalıçarşı gibi Kuyumların içinde olduğu finans merkezlerinde POS işlemleri ile Kara Para aklama gibi POS komisyonlarına el konmaması ve bu komisyonların bankada kalması; bu tür işlemlerin merkezinde olan bankaların haksız komisyon gelirleri de sağlarken faiz dışı gelirlerini de artırdı. Bu durum bankalar arasında ciddi fark oluşmasına da neden oldu. Bunun dışında bazı bankaların kredilerde TCMB’nin koyduğu sınırlar dışında ek komisyonlar alması, müşterilerine kredi yanında sigortaları zorunlu hale getirmesi gibi sık şikayetlere de yansıyan gelirlerin faiz dışı gelirlerin artmasında etkili olduğu görüldü. Yabancı Turistlerin ve gurbetçilerin ATM nakit çekimlerinden %10 gibi anormal komisyon uygulaması; Kiralık kasa aidatlarındaki anormal artışlar; Sigorta primlerindeki ek gelirler; kredi kartlarındaki aidat artışı bankaların ana ücret ve komisyon gelirleri haline geldi.

Sektör yılın ilk yarısında 314 milyar TL Net Karlılık açıkladı         

2023 ilk yarısında 253 milyar TL Net Karlılık açıklayan Bankacılık sektörü 2024 ilk yarısında bu karlılığı %24 artırarak 314 milyar TL Net Karlılık açıkladı. Net Karlılık artışında Bankalar arasında ciddi farklar oluşurken; Hazine işlemlerinden oluşan Ticari İşlemleri ( Kambiyo, Türev, Sermaye Piyasası  İşlemleri) iyi yöneten bankaların Net Karlılığını artırdığı görüldü. Bankalar arasında karlılık farkının fazlalığında bu alan direkt etkili oldu.

YERLİ SERMAYELİ ÖZEL BANKALARI NE YAPTI?

Yerli Sermayeli Özel Bankaları Aktif Büyümeden sektör ortalaması %19 üzerinde %22 büyüme; Krediler ortalama %19 büyümenin üzerinde %27 büyüme sağladığı görüldü. Mevduatta sektör %11 büyürken Yerli Sermayeli Özel Bankalarının %15 büyüdüğü görüldü. Bankacılık sektörü Faiz Dışı Gelirini %113 artırırken yerli Özel Sermayeli Özel Bankaları bu alanda %138 büyüyerek 245 milyar TL Faiz Dışı Gelir sağladığı görüldü.  Sektörün üzerinde büyüme trendi yakalayan Yerli Sermayeli Özel Bankalarının çoğunun Ticari İşlemlerde  ( Kambiyo, Türev, Sermaye Piyasası  İşlemlerde) 2023’deki performansı gösteremediği bu nedenle de bilançolarını büyütmelerine rağmen bu durum karlılığı olumsuz etkilendi. 2024 ilk yarısında Bankacılık sektörünün  Net Karlılığı %24 arttı. Buna karşılık  2023 ilk yarısında Yerli Sermayeli Özel Bankalar 107 milyar TL Net Karlılık; 2024 yılı ilk yarısında %11 düşüşle 95 milyar TL’de kaldı.

YABANCI SERMAYELİ BANKALARI NE YAPTI?

Yabancı Sermayeli Bankaları Aktif Büyümeden sektör ortalaması %19 ile aynı ortalamayı yakalayarak %19 büyüdü. Krediler ortalama %19 büyümenin biraz üzerinde %20 büyüme sağladığı görüldü. Mevduatta sektör %11 büyürken Yabancı Sermayeli Bankalarının da aynı büyüme ortalamasında %11 büyüdüğü görüldü. Bankacılık sektörü Faiz Dışı Gelirini %113 artırırken Yabancı Sermayeli Bankaları bu alanda %133 büyüyerek 217 milyar TL Faiz Dışı Gelir sağladığı görüldü.  2024 ilk yarısında Net Karlılığını %24 sektör ortalamasının üzerinde artış yakaladı. 2023 ilk yarısında 92 milyar TL Net Karlılık; açıklayan Yabancı Sermayeli Bankaların 2024 yılı ilk yarısında %35 büyüme il e 124 milyar TL Net Karlılık yaptığı görüldü.

KAMU BANKALARI NE YAPTI?

Kamu Bankaları bilançolarının bir çok kalemini ortalamanın altında büyütebildiler. Kamu Bankaları Aktif Büyümeden sektör ortalamasının %19 biraz altında kaldı ve %18 büyüdü. Krediler ortalama %19 büyümenin altında %13 büyüme sağladığı görüldü. Mevduatta sektör %11 büyürken Kamu Bankaları %9 büyüdüğü görüldü. Bankacılık sektörü Faiz Dışı Gelirini %113 artırırken Kamu Bankaları bu alanda %72 büyüme ile sektörün altında kaldı.

Bilançosunu ortalamanın üzerinde büyütemeyen Kamu Bankaları buna karşılık Net Karlılıkta ciddi bir artış yaparak sektör artış ortalaması olan %24’ün üzerinde %79’luk bir artış ile karlılığını 95 milyar TL seviyesine yükselmeyi başardı.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

GARANTİ YILIK İLK YARISINDA 44,8 MİLYAR TL NET KARLILIK AÇIKLADI

Yayınlanma:

|

GARANTİ BBVA 2024 yılı ilk yıl malı verileri açıkladı. Bilançoyu büyüklüğünde 2,3 trilyon TL hacme ulaşam banka bilançosunu yılın ilk yarısında büyütmeye devam etti. 2023 ilk yarısında 34,2 milyar TL Net karlılık yakalayan bankanın 2024 ilk yarısında %31 artışla 44,8 milyar TL Net Karlılık artışı sağladı.
Bilanço büyüdü
2023 yıl sonunu 1,9 milyar TL Aktif büyüklükte kapatan banka 2024 ilk yarısında %20 büyüme ile 2,3 milyar TL bilanço büyüklüğünü yakaladı görüldü. Banka Kredilerde %23 büyüme ile 1 trilyon 309 milyar TL hacmi ulaştı. Canlı Krediler ise 1 trilyon 284 milyar TL oldu. Bankanın Gayri Nakdi Kredilerde de %25 büyüme ile 501 milyar TL seviyeye ulaştığı görüldü. Mevduatta %16 büyüme sağlayan banka Toplam Mevduatını da 1,6 trilyon TL hacmine ulaştırdı.
Resim
Gelirleri arttı
2023 ilk yarısında 31,7 milyar TL Net Faiz Geliri yakalayan banka, 2024 ilk yarısında %44 artış ile 45,8 milyar TL Net Faiz gelirine ulaştı. Banka asıl gelir artışını ise ücret ve komisyon gelirlerinde sağladı. 2023 ilk yarısında 113,3 milyar TL olan Net Ücret Komisyon Geliri %201 artış ile 40,2 milyar TL seviyesine taşımayı başardı. Ücret ve Komisyon Gelirlerinde; Kredi komisyonları, POS ücret komisyon gelirleri; sigorta gelirlerinin; Kredi limit tahsis ücreti, Hazine destekli kredi (DCL Krediler) işlemlerindeki ücret ve komisyon gelirlerinin etkili olduğu görüldü.
Ticari İşlemler Karlılık eridi
2023 ilk yarısında Ticari İşlemelrden 17,3 milyar TL karlılık yakalayan banka; 2024 yılı ilk yarısında bu karlılığı yakalayamadı ve 1,5 milyar TL karlılıkta kaldı. Ticari işlemlerdeki erimede Tüzev İşlemlerdeki 14,5 milyar TL’lik zararın etkisi büyük oldu. 2023 aynı dönemde Sermaye Piyasası İşlemlerinden 3,7 milyar TL kar sağlayan banka 2024 ilk yarısında ise 783 milyon TL zarar yaptığı görüldü.
Net Karlılıkta artış sağladı
2023 yılı ilk yarısında 34,2 milyar TL Net karlılık yapan banka; 2024 ilk yarısında bu karlılığı %31 artırarak 44,8 milyar TL Net Karlılık yakaladı. Bankanın %5,6 olan Aktif Karlılık oranı da 2024 ilk yarısında %4,2’ye düşmüş durumda. Özsermaye Karlılığı da %44,9’dan %34,3’e gerilemiş durumda. Sermaye Yeterlilik oranı da %18,3’den %16,8’e düşmesine rağmen bu oran BDDK’nın belirlediği alt sınırın oldukça üzerinde yer aldı. Banka üst yönetime yılın ilk yarısında 203 milyon TL ödedi.
Şube sayıısnı korudu personel sayısı arttı
2023 sonunu 805 şube ile kapatan banka 2024 ilk yarısında şube sayısını koruken; 18.965 olan personel sayısını 285 artırarak 19.250’ye yükselttiği görüldü. Bankanın 5649 ATM’si ve ortak POS’larla birlikte 847.776 adet POS ağı bulunmakta. Dijital Müşteri sayısını da 18,9 milyona yüksettiği görüldü.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.