Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB, kurda yerlinin çözülmesini bekliyor!

Yayınlanma:

|

Dolarizasyonun çözülmesinin TCMB’ye döviz alımı için alan yaratacağına işaret eden uzmanlar, yıl içinde dolar/TL’de 6,5 seviyesinin görülebileceği görüşünde.

Ekonomi yönetimi ve para politikasındaki değişiklik sonrası kurlarda gevşeme sürüyor. TL’deki değerlenmenin sürüp sürmeyeceği ya da nerede duracağı ise merak konusu. Faiz artışının yanı sıra para politikasındaki sıkı duruşun süreceği konusunda oluşan güvenle ülke risk priminin düştüğüne ve yabancı girişinin kurları baskıladığına vurgu yapan analistler, reel pozitif faizin sürmesi halinde kurlardaki gerilemenin bir süre daha devam edeceğini öngörüyor. Dolar, 6 Kasım 2020’de gördüğü 8.58 lira seviyesinden hızla gerilemesini sürdürüyor. Haftanın ilk işlem günü dolar 7.02 liraya kadar indi ve bu 6 Ağustos 2020’den beri görülen en düşük seviye olmaya devam ediyor. Türkiye’nin iflas risk primini gösteren 5 yıllık CDS’leri de pandemi öncesindeki Mart 2020’den bu yana ilk defa 300 baz puan seviyesinin altına geriledi. Yüksek gelen enflasyon verisine rağmen TL’de güç kazanımı yavaşlamadı. Küresel çapta dolar endeksi 90 seviyesinin üzerindeyken yani dünyada dolarda güç kazanma eğilimi varken Türk Lirası karşısında neden kaybediyor? Analistler bu durumu öncelikle yeni ekonomi yönetimi ile Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın kararlılığına bağlarken TL’deki değer kazanımının da sürmesini bekliyor. Analistler yıl içinde dolar/TL’nin 7 liranın altına 6.50 lira seviyelerine inebileceği görüşünde.

Vatandaşın satışıyla aşağı yönlü eğilim güçlenebilir

İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, öncelikle bir süredir gelişen ülkelere para girişi yaşandığını vurgulayarak “Bu durum gelişen ülke para birimlerinin ABD Dolarına karşı daha güçlü bir seyir izlemesini sağlıyor. Bunların arasında TL ise, kasım ayındaki TCMB Başkanlık değişimi ve hem para politikası hem maliye politikalarında atılan adımlar ve verilen mesajlarla birlikte daha fazla pozitif ayrıştı” dedi. Bu gelişmelerin yarattığı etkinin yabancı girişlerinin artmasına neden olduğunu belirten Turşucu, şunları söyledi: “Ve TL, dolar ve EURO karşısında güçlendi. Bu nedenle dolar kuru düşüyor. Dolar kurunda yıl içerisinde 6.50 lira seviyelerine kadar düşüş beklenebilir. Özellikle yabancı girişleri ile düşen kurda, yurtiçi yerleşiklerin satışları da başlaması durumunda aşağı yönlü eğim güçlenebilir. TCMB’nin ne zaman alıma geçeceğini kestirmek güç. Reel kur endeksini takip edecek ve TL’nin ihracata zarar verecek şekilde değerlenme sınırlarında alım yapmaya başlayacaktır. Ancak seviyeyi belirtmek şimdilik erken.”

Merkez Bankası doların belini kırdı

InvestAZ Araştırma Müdürü Yunus Topçu, kasım ayında 8.57’den düşüşe başlayan dolar/TL’nin 7.10 seviyesinin altına kadar gerilediğini söyleyerek “Kasım ve aralık ayında iki adımda toplam 675 baz puan faiz artışına giden TCMB, eski başkanlardan Erdem Başçı’nın zamanında kullandığı ifadeyle doların belini kırdı. Yüzde 17 seviyesine gelen politika faizi ve uzun bir süre daha korunması beklenen şahin duruşun maliyeti reel ekonomiye ülke çapında yüksek olsa da aylardır koruduğumuz görüşümüz olan Dolar/TL’de aşağı yönlü baskının devamını bekliyoruz” dedi.

Merkez Bankası’nın döviz alımlarına henüz başlamamış olmasının da dolar/TL’de 7.00 seviyesinin aşağı yönlü kırılması fikrini destekleyen unsurlardan bir diğeri olduğunu dile getiren Topçu, uluslararası yatırım bankalarının da TCMB’nin öngörüsüne paralel 6.50-6.80 aralığında hedef fiyat güncellemelerine gittiğini hatırlattı.

Merkez’in döviz ihaleleri ne zaman başlar

Topçu, şöyle konuştu: “Merkez Bankası ne zaman döviz alımlarına başlar sorusunun cevabını tahmin edebilmemizin bana kalırsa pek imkanı yok. TCMB son yıllarda kitaptaki kuralların tamamen dışında politikalar uyguluyor. Swap ile alınan Altın ve döviz rezervlerini dışarıda tuttuğunuz zaman eksi 50 milyar dolara yaklaşan miktarda negatif net döviz rezervi tarihte görülmüş bir olay değil. Durum böyle olunca 2019 Aralık’tan günümüze, 5.80’den 8.57’ye kadar aralıksız devam eden, toplamda 128 milyar dolar döviz satışı yapan Merkez Bankası’nın bu dövizleri hangi seviyeden yerine geri koymayı planladığını günümüz ekonomi ve finans teorilerinin sağladığı perspektifle açıklamamız çok mümkün değil. Ancak dikkatle izlenilmesi gereken nokta faizlerin yüksek seyri ve dövizde düşüş devam ediyorken döviz tevdiat hesaplarında henüz büyük bir düşüş eğiliminin başlamamış olması. Burada başlayacak olan bir çözülme TCMB için de başlama vuruşu görevi görebilir.”

10 maddede dolar/TL neden geriliyor

1- Yeni Merkez Bankası yönetiminin göreve geldiğinden bu yana yaptığı politika faiz artırımları, enflasyonla kararlılıkla mücadele söylemleri ve sıkı para politikası uygulaması.

2- Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın sıkı duruşun enflasyonda 2023 hedefi olan yüzde 5’e kadar korunacağı ve bu yılın faiz indirimini konuşmak için erken olduğunu vurgulaması. 3- Başkan Ağbal’ın attığı sıkılaştırma adımlarının ve iletişim politikasının Merkez Bankası’nın bağımsızlık ve şeffaflık konusunda güvenin artmasına neden olması. 4- Başkan Ağbal’ın enflasyonla mücadele vurgusuna devlet yönetiminin üst kademelerinden destek gelmesi ve maliye politikalarında para politikasıyla eşgüdüm sağlandığı izlenimi. 5- 6 Kasım sonrasında yabancı yatırımcının yeniden Türkiye’ye sıcak para girişi sağlaması, TL varlıklarına ilginin artması.

6- Yeni ekonomi yönetimiyle birlikte güven kazanımının Türkiye’nin iflas risk priminde (CDS) gözle görünür düşüşler sağlaması.

7- Yerli yatırımcıların yükselen mevduat faizleri nedeniyle çok az da olsa döviz mevduatında TL’ye dönüş sağlamaları

8- Küresel piyasalarda gelişen ülke para birimlerine olan ilgi ve genişleyici para politikalarının süreceği beklentisiyle oluşan bol para döneminin sürecek olması öngörüleri.

9- Her ne kadar gecikse ve tartışmalar sürse de ABD’den büyük miktarda yeni teşvik paketinin gelecek olması.

10- Yabancı yatırım bankalarının TL pozisyonu önermesi, üst üste raporlar açıklaması. Türkiye’nin daha yüksek reel faiz veriyor olması da pozitif ayrıştırıyor.

Pozitif reel faiz vermemiz bizi pozitif noktada tutuyor

Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan Türk Lirası’nın, gelişmekte olan piyasalardaki muadil paralardan daha iyi performans göstermeye devam ettiğini belirterek yüzde 15’e varan ocak enflasyonundan sonra da, Merkez Bankası’nın enflasyona karşı yeterince sıkı kalmaya devam etmesi beklenen politika uygulamalarının TL’nin değer kazancı açısından ana dayanak noktası durumunda olduğunu söyledi. Erkan, “Politika uygulaması aşamasında, Merkez Bankası kredibilite tesisi inşası ve iletişim anlamında yeni stratejisini uyguluyor ve yeni anlayışını piyasalara benimsetiyor. Ağbal, faizleri indirmenin yakın bir dönemde ele alınamayacağını, faizleri düşürmek için enflasyonun düşürülmesi gerektiğini, enflasyonda sapma durumunda ilave sıkılaşma yapılabileceğini belirtti. Erken dönem bir sıkılaşmanın ekonomi üzerindeki maliyetini konusunda geçmiş politika uygulamalarına referans verdi. En önemli ayrıntı; elbette para politikasının dezenflasyon sağlayacak kadar sıkı kalmaya devam edecek olması. Enflasyonla mücadele ve rezervlerin yeniden tesisi, yeni nesil Merkez Bankası politikalarının temel amacıdır” dedi. Kurun, önemli hareketli ortalama seviyelerini de aşağı kırdıktan sonra düşüş momentumunu artırdığını belirten Erkan, şunları söyledi: “Enflasyonda ilerleyen aylarda daha yukarı seviyeleri göreceğimiz beklentisi itibariyle, Merkez Bankası’nın asgari olarak mevcut düzeyde tutmaya devam edeceği faizleri, daha yüksek reel faiz vermemiz itibariyle bizi gelişmekte olan piyasalarda en pozitif noktada tutmaya devam edebilir. Dönem dönem doğal tepkiler görebiliriz, ancak risk barometrelerimiz stabil ve aşağı eğilimini sürdürüyor. Bu eğilim ve momentumla kurda daha aşağı seviyeler de görülebilir. TL’nin değer kazancı etkisini izlemeye devam edebiliriz.”

Dünya

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN SAHAYA İNDİ

Yayınlanma:

|

TCMB Başkanı Dr. Fatih KARAHAN, Ankara dışında sanayici ve İş İnsanları ile bir araya gelip sunumlar yaptı. Çok da iyi oldu. Zira, TCMB ana hedefi olan özellikle son 2 yıldır Enflasyon belası ile uğraşırken yaptıklarını topluma direkt anlatamama sıkıntısı yaşıyordu. Aylık basına yapılan sunumlar ise aşırı teknik ifadeler içerdiği için toplumca pek anlaşılamıyordu.

Bunu TCMB kurmayları ve Başkanı fark etmiş olmalılar ki bu hafta Eskişehir, Uşak ve Denizli toplantıları planlandı. 10-11 Şubat’ta Uşak ve Denizli’de sanayici ve İş İnsanlarına sunumlar yaptı. Sunumlara katılmış biri olarak basına kapalı olması nedeni ile görüş bildirmem etik olmazdı. Banka resmi sitesinde “TCMB PARA POLİTİKASI ve MAKROEKONOMİK GÖRÜNÜM” başlıklı sunumu paylaştığı için sunumun içeriği ile ilgili değerlendirme yapmamda sakınca yok.

Bir defa sunum, “2013 yılından bu yana, yurt genelinde düzenli aralıklarla, farklı sektör ve ölçeklerden firmalar ile yüz yüze görüşmeler yapılıyor. Denizli ve Uşak bölge illerinde 2024 yılı içinde 700, son 5 yıl içinde toplamda 3.700 firma görüşmesi yapılmıştır” ifadeleri ile başlıyor. Benim buna Uşak özelinde itirazım var. “Başkana yanlış bilgi veriliyor” diye düşünüyorum. Diğer illeri bilmem ama Uşak özelinde 2024 yılında firmalar ile yüz yüze görüşmeler gerçekleşmedi. Anketleri “görüşme” diye bildiriyor olabilirler ama yüz yüze görüşme olmadı! İki yıl önce TCMB İzmir Bölge ziyaretimde direkt Reel Sektörü müdürüne eleştiri olarak bu konuyu iletmiştim. Demek ki uyarılarım dikkate alınmamış! EXİMBANK’ın İzmir Bölge Müdürü ve ekibi ve Denizli Bölge Müdürü ve ekibi her yıl Uşak firmalarını ziyarette bulunur örnek almasını dilerim. Konumuza dönelim…

SUNUMDA 5 TEMEL MESAJ VARDI!

25 yıllık bankacılık deneyimi, 8 yıllık sanayi içindeki tecrübem ile benim açımdan sunumda 5 temel mesaj vardı.

  1. Kuru Baskılamıyoruz, Net Döviz Rezerv arttı : Başkan Karahan kamuoyu zihninde yer alan “kur baskılanıyor” düşüncesinin doğru olmadığını, “kur baskılamak için döviz satmamız gerekiyor oysa Swap hariç döviz net rezervlerimiz Mayıs 2023’de -60,5 milyar USD’de iken, Ocak 2025’de 126 milyar USD artış ile +65,4 milyar USD seviyesine geldiğini” belirtti. Bunun, “Cari dengede iyileşme ve Dış finansman ihtiyacının azalmasından; Sermaye girişlerinin yeniden başlamasından; Döviz Arzının artması, döviz talebinin azalmasından” kaynaklandığının altı çizildi. Rakamlar da bu söylemi destekliyordu. Zira, Mayıs 2023’de 56 milyar USD olan 12 aylık birikimli açık 48 milyar USD azalarak Kasım 2024’de 7 milyar USD’ye gerilemişti. 12 aylık birikimli Cari Açık/GSYİH oranı da 2023-II. dönemde %5’den 2024-III. Döneme %0,7’ye düşmüştü. Döviz ile ilgili diğer direkt mesajlar ise, Kur taahhütlerinin olmadığı; rezerv iyileşmenin “carry trade” kaynaklı değil yurtiçi kaynaklı iyileşmeden kaynaklı olduğunun altı çizildi. Diğer bir ifade ile yastık altı dövizden sisteme girişler olduğu ima edildi. CDS Risk Priminin Mayıs 2023’de 703 iken Şubat 2025’de 255’lere kadar düşmesi yıllık yurt dışı faiz ödemelerinin 7 milyar USD düşüş katkısı sağladığının altı çizildi. Hazine’nin Yurt Dışı Borçlanma maliyeti Mayıs 2023’de %11,3 iken, Şubat 2025’de %6,6’ya düştüğü belirtildi. Bankaların yurt dışı sendikasyon maliyeti de aynı dönemlerde %9,6’dan %7’ye gerilediği belirtildi.
  2. Dezenflasyon süreci devam etmekte: Enflasyon ile ilgili sıkı duruşlarının sonuçlarının alınmaya başlandığını; bu duruşun devam edileceği belirtildi. Enflasyon ile mücadelede, “Talep dengelenmesi; Fiyatlama davranışlarında normalleşme; Beklentileri iyileştirme” stratejisi uygulandığı belirtildi. 2022 yılındaki yıllık enflasyon %64,3 olurken, 2023 yılını %64,8’e yükselmesi karşılığında 2024 yılını % 44,4 ile kapatıldığını, 2025 hedeflerinin %24 olarak revize edildiği belirtildi. Alt kalemlerde 2023-25 döneminde Temel Mallarda %52,8’den %24’de; Gıda’da %72’den %41,8’e; Hizmetler sektöründe %90,7’den %62,9’a düzelme olmasına rağmen özellikle Hizmetler sektöründe yüksek oranın devam ettiğini burada da Kira ve Eğitim harcamalarının yüksek kaldığını bunun da 2025’e taşındığının altı çizildi. “Tüketici ve firmaların enflasyon beklentileri de gerileme eğilimine girmiştir” tespiti yapılarak Yatırımdaki büyümenin 1990’lar seviyesine gerilemesine rağmen Ekonomideki Büyümenin harcama artışından kaynaklandığı 2004-19 yıllarındaki %4,7 olan ortalama harcama değişiminin 2020-24 döneminde %11 olduğunu bu alanın kontrol altına alınması için talep daraltıcı politikalar izlendiği belirtildi. Bu tespit; TCMB’nin Kredi kartlarındaki daraltıcı uygulamalarını da bu çerçevede değerlendirmek lazım ve bu stratejisi ile uyumlu olduğu anlamına geliyor ki, Hanehalkı harcamalarını baskılanması bir süre daha devam edeceği anlamına da gelmekte. Tabi bu durumda esnafın işlerinin kötüleşeceği; toptancı ve sanayicinin bundan olumsuz etkileneceği, bu sürecin zaman aralığı bilinemediği için firmaların bu talep daralması duruma ne kadar dayanacağı yönünde bir değerlendirme ise yapılmamış. Var ise de sunumda yer almadı. Konkordato ve firma iflas sayılarının artışı aslında buradaki sıkıntının işaretlerini net veriyor.
  3. KKM’yi bitireceğiz: KKM konusunda TCMB çok net. KKM sürecinin tamamlandığını, buradaki avantajın zamana yaygın şekilde hızla bitirileceği mesajı verildi. KKM’de Vergi avantajının ortadan kaldırılması; süre olarak yapılan kısıtlamalar aslında bir süredir KKM’nin bitirileceği netti. Ağustos 2023’de KKM hacmi 143 milyar USD iken, Ocak 2025’de 114 milyar USD düşerek 26 milyar USD seviyesine gerilemiş durumda. Sunum sonunda sorduğum; “Bankalardan kredi kullanarak yapılan KKM’lere bir işlem yapılacak mı? Hazine ve TCMB üzerinden haksız, sistem boşluğundan fırsatçı kazanç elde edildiği; mevduat blokesi ile nakit karşılıklı kullanılan krediler bloke edilerek yeni krediler ile kat ve kat KKM hesaplar açıldı, bunlara yönelik bir yaptırım gelecek mi; bu ödemelerin geri alınması gerekmez mi?” şeklindeki sorum ise cevapsız kaldı. Hazine, MASAK ve TCMB’nin böyle bir çalışma var ise de en azından bilgi paylaşımı yapılmadı; bendeki izlenim bu yönde bir çalışma olmadığı ve Hazine ve TCMB tarafından ödenen bu zararın sineye çekileceği yönünde oldu.
  4. İhracat artarken, ithalat azaldı: 12 aylık birikimli İhracat Mayıs 2023’de 254 milyar USD iken Ocak 2025’de 9 milyar USD artarak 263 milyar USD’ye yükseldi. Aynı dönemde 376 milyar USD olan ithalat ise 30 milyar USD azalarak 347 milyar USD seviyesine geriledi. “Küresel ticaret kademeli olarak toparlansa da zayıf seyretmektedir” dendi. Avrupa’nın mal ithalatı yavaşlarken, Türkiye açısından olumlu verinin Avrupa’daki pazar payımız artması oldu. 2022 yılında AB ülkelerinin ithalatında Türkiye’nin payı %3,3 iken 2024 yılında %4 oldu. Sanayi üretiminde 2022 yılından bu yana yataya yakın seyir gözlenmesi ise dünyadaki bu yöndeki gelişme ile paralel olması şeklinde açıklandı.
  5. Reel Sektöre destek devam edecek: Reel sektöre TCMB Reeskont kredi desteğinin Ocak 2024-25 döneminde 635 milyar TL olduğunu; Faiz avantajı ve %2 Döviz Dönüşüm desteğinin de aynı dönemde 182 milyar TL olduğu belirtildi. Uşak ili sanayicilerinden ve TOBB Geri Dönüşüm Meclis Üyesi Arif ÖZTAN‘ın gelen “%2 kur desteği yükseltilsin” yönündeki talep ise bu yöndeki isteklerin değerlendirildiği belirtilerek cevaplandı. Reel sektör temsilcilerin TCMB kredi için EXİMBANK’a verdikleri Teminat Mektubu komisyon oranlarının bankalarca yüksek istendiği hatta Halkbank gibi bir kamu bankasının %4 gibi komisyon istediği bu yönde “banka ücret ve komisyon oranlarına müdahale edebilen TCMB’nin bu tür kredilere EXİMBANK’a verilecek mektup komisyonlarında sınırlama getirmesi gerektiği” de katılımcılar tarafından talep olarak TCBM Başkanına direkt iletildi. TCMB Reeskont kredilerindeki “döviz almama” koşulu hem döviz hem TL kredi kullanan ve döviz ödemeleri olan firmaları zorlama noktasına getirdi. Zira, TCMB Reeskont kredisi kullanan firmalar bir yıl kredi vadesi boyunca ithalat gibi bazı ödemeler hariç döviz alamıyor aksi halde kullandığı tüm kredi ana parasının %3’ü kadar ceza yiyor. Taahhüt konusunda ek süre talep eden firmalar da oldu. Banka kredi faiz oranlarındaki yükseklik ve finans maliyetlerin artması ise ortak sorunların başından geldi.  Döviz çeklerindeki yasaklar ve firmalar arasındaki döviz ödeme yasağı firmaların kur farkından zararına oluşturduğu yönündeki sorular da gündemdeydi. Bu hafta firmaların döviz bulundurma oranı ile ilgili yasağın kalkması aslında reel sektörün elini güçlendirirken; yüksek maliyetleri bulan Bağımsız Denetim Rapor zorunluluğu gibi uygulamalar halen devam ediyor. Benim görüşüm bu alanda da sınırın daraltılması bunun yerine firmalara destek ve kılavuz olması için Sanayi Ticaret Odalarında “FİNANS OFİSİ” kurulmasının daha faydalı olacağı yönünde. Reel Sektör temsilcilerinden Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selim KANDEMİR talebi de “ara eleman” bulmadaki zorluklardan dolayı Uşak’a Merkez Bankanın Teknik Meslek Liseleri yapılması için maddi destek sağlaması oldu.

Kısaca, TCMB Başkanının Reel Sektör ile buluşma girişimi başarılı geçti ve yerinde oldu. Zira, Ekonomi kurmaylar uzunca bir süre sahlardan uzaklaşmış, piyasadaki olumsuz havayı dağıtacak, Güven oluşturacak aksiyon almamıştı. Bu tür toplantılar hiç kuşkusuz çok faydalı ve ekonomi kurmaylara taleplerin birinci elden dillendirilmesi için de fırsat yaratıyor. Uşak ve kendi adıma çok verimli bir toplantı idi. Uşak Valiliğinin akşam düzenlediği yemek sonra soru cevap kısmı da katılımcı olarak benim açımdan çok verimli geçtiğini düşünüyorum. Reel Piyasada güvenin tesisi için bu tür toplantılar yaygınlaştırılması ve ekonominin diğer tarafları da TCMB’nin başlattığı ziyaret programına benzer şekilde sahada olmalı. “Reel Sektör ile yüz yüze görüşüyoruz” diye rapor yapan İzmir Bölge Reel Sektör müdürünü de kısa sürede Uşak firmalarını gezerken görmek isteriz.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

***********

Başkanımız Dr. Fatih Karahan Uşak ve Denizli’de “Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm” başlıklı sunum tamamı:

Kaynak TCMB: tcmb.tl/zWa9abc

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

BDDK kredi kullanımda YP varlık sınırı kaldırıldı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), yabancı varlık pozisyonuna dayalı TL kredi kısıtlamasını kaldırarak, şirketlerin YP varlık durumuna bakılmaksızın kredi kullanmasına olanak tanıdı. Böylece, BDDK TL kredi kullanımında yabancı para varlık sınırını kaldırmış oldu…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), finansal istikrarı güçlendirmek ve kredi sistemini daha etkin hale getirmek amacıyla belirli Kurul Kararlarını yürürlükten kaldırma kararı aldı.

BDDK, 6 Şubat 2025 tarihli ve 11145 sayılı kararıyla, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 93. maddesine dayanarak, 24 Haziran 2022 tarihli 10250 sayılı7 Temmuz 2022 tarihli 10265 sayılı28 Eylül 2022 tarihli 10348 sayılı21 Ekim 2022 tarihli 10389 sayılı ve 4 Eylül 2023 tarihli 10659 sayılı Kurul Kararlarının yürürlükten kaldırılmasına karar verdi.

Yabancı varlık pozisyonuna dayalı kredi kısıtlaması kaldırıldı

Edinilen bilgilere göre, daha önce yabancı varlık tutarı belirli oranları aşan bağımsız denetime tabi şirketlere TL kredisi kullandırılması kısıtlanıyordu. Şirket, bağımsız denetime tabi ise kredi kullanmadan önce bankaya “benim yabancı para varlık tutarım eşiklerin altında” şeklinde taahhütte bulunuyor, ardından bağımsız denetim onaylı bir raporla bankaya sunuyordu.

Eşikleri aşan şirketlerin kredi kullanımı ise kısıtlanıyor ve %500 risk ağırlığı ile borçlanmalarına izin veriliyordu. Ancak bu karar, şimdi kaldırıldı. Artık kredi kullandırılırken yabancı para varlık pozisyonuna bakılmayacak.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Şimşek: ‘Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış konusunda kararlıyız’

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon, kamuda tasarruf, rezervler ve ekonomi politikaları hakkında konuştu.

TV100 yayınına katılan Şimşek’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Yılın ilk ayında enflasyonun yüzde 5 olarak çıkması beraberinde birtakım tartışmalar getirdi. Ocak ayındaki bu enflasyon son 4 yılın ocak aylarındaki en düşük enflasyondur. Üç aşağı beş yukarı 3,5-4’lük bir enflasyon bekleniyordu. Burada tek seferlik denilebilecek rakamlar var. TÜİK burada sepet ağırlıklarını değiştirdi ve buradan bir ilave enflasyon geldi. Yine geçtiğimiz yılın son çeyreğinde üzerinde çalışılan sağlıkta birkaç yıldır muayene fiyatlarında bir değişiklik olmamıştı, buradaki değişikliklerin de 0,6’lık bir etkisi oldu.

‘Enflasyondaki düşüş sürecek’

Ocak ayında kira artışına bakıldığında yıllık yüzde 100’ün üzerinde, eğitimde de keza böyle. Bu kalemler yüksek çünkü geçmiş enflasyonu baz alıyor. Bunun için önümüzdeki dönemde kararlı bir şekilde programımızı uygulayarak bu sene enflasyonu yüzde 30’un altına çekmeyi ve gelecek sene ise tek hanelere doğru yaklaşmayı planlıyoruz. Enflasyondaki düşüş sürecek. Ocak ayı enflasyonu, enflasyonla mücadeleye ilişkin kurgumuzu etkilemedi.

‘En önemli ekonomik sorun hayat pahalılığı’

Hayat pahalılığı Türkiye’nin şuanda karşı karşıya olduğu en önemli ekonomik sorun. Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 82.7’si şehirlerde yaşıyor. Bence en önemli hayat pahalılığı bileşeni kiralar burada. Ev sahipliği oranı yüzde 56’larda.

Konut arzını artıracak ciddi bir çaba içindeyiz. Bir taraftan deprem bölgesinde bir inşa çalışması var. Bunun da dışında sosyal konutlar, yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm, tüm bu konularda bütçeden çok ciddi bir destek veriyoruz. Ben inanıyorum ki birkaç yıl içinde çok ciddi bir sosyal konut seferberliğine gireceğiz. Devletimizin desteklediği ve vatandaşımızın çok rahat erişebileceği konutlardan bahsediyoruz.

Bütçe açığı mesajı

Bizim ekonomi programımızın çalıştığını söylediğimde bazı kesimler rahatsız oluyorlar. Beraber bakalım programın çalışıp çalışmadığına. Program öncesinde özellikle depremin etkisiyle 2023’te yani… Bu yılın mayıs haziran ayına giderseniz piyasa yüzde 10 civarında bir bütçe açığı bekliyor. Bu çok yüksek bir açık olurdu. Türkiye bunu yönetemezdi. Biz bu açığı yüzde 4.9’a çektik. Yani piyasanın beklentisin altına çekti. Bu yıl da bütçe açığını yüzde 3 civarına düşüreceğiz.

Rezervdeki artışa değindi

Rezervlere bakacak olursak. Program öncesi Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervi eksi 61 milyar dolardı. Şuan Türkiye’nin net rezervi 65 milyar doların üzerine çıktı. Eksi 61’den artı 65’e… Brüt de 166 milyar doların üzerine çıkmış durumda.

‘Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış konusunda kararlıyız’

Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış konusunda kararlıyız. Merkez Bankası’yla istişarelerimizde muhtemelen en geç bu senenin ilk yarısında tüzel kişilere ilişkin KKM uygulamasına son vereceğiz. Biz piyasaları bozmadan bu çıkış sürecini yumuşak şekilde başaracağız dedik. Bunların hepsi zaman alıyor ama sonuç alıyoruz. 76 haftadır kesintisiz KKM düşüyor. 30 milyar doların altına indi. İstense bugün dahil adım atılabilir ama biz yumuşak geçişi tercih ettik peyderpey bu adımları atacağız.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.