Dolarizasyonun çözülmesinin TCMB’ye döviz alımı için alan yaratacağına işaret eden uzmanlar, yıl içinde dolar/TL’de 6,5 seviyesinin görülebileceği görüşünde.
Ekonomi yönetimi ve para politikasındaki değişiklik sonrası kurlarda gevşeme sürüyor. TL’deki değerlenmenin sürüp sürmeyeceği ya da nerede duracağı ise merak konusu. Faiz artışının yanı sıra para politikasındaki sıkı duruşun süreceği konusunda oluşan güvenle ülke risk priminin düştüğüne ve yabancı girişinin kurları baskıladığına vurgu yapan analistler, reel pozitif faizin sürmesi halinde kurlardaki gerilemenin bir süre daha devam edeceğini öngörüyor. Dolar, 6 Kasım 2020’de gördüğü 8.58 lira seviyesinden hızla gerilemesini sürdürüyor. Haftanın ilk işlem günü dolar 7.02 liraya kadar indi ve bu 6 Ağustos 2020’den beri görülen en düşük seviye olmaya devam ediyor. Türkiye’nin iflas risk primini gösteren 5 yıllık CDS’leri de pandemi öncesindeki Mart 2020’den bu yana ilk defa 300 baz puan seviyesinin altına geriledi. Yüksek gelen enflasyon verisine rağmen TL’de güç kazanımı yavaşlamadı. Küresel çapta dolar endeksi 90 seviyesinin üzerindeyken yani dünyada dolarda güç kazanma eğilimi varken Türk Lirası karşısında neden kaybediyor? Analistler bu durumu öncelikle yeni ekonomi yönetimi ile Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın kararlılığına bağlarken TL’deki değer kazanımının da sürmesini bekliyor. Analistler yıl içinde dolar/TL’nin 7 liranın altına 6.50 lira seviyelerine inebileceği görüşünde.
Vatandaşın satışıyla aşağı yönlü eğilim güçlenebilir
İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, öncelikle bir süredir gelişen ülkelere para girişi yaşandığını vurgulayarak “Bu durum gelişen ülke para birimlerinin ABD Dolarına karşı daha güçlü bir seyir izlemesini sağlıyor. Bunların arasında TL ise, kasım ayındaki TCMB Başkanlık değişimi ve hem para politikası hem maliye politikalarında atılan adımlar ve verilen mesajlarla birlikte daha fazla pozitif ayrıştı” dedi. Bu gelişmelerin yarattığı etkinin yabancı girişlerinin artmasına neden olduğunu belirten Turşucu, şunları söyledi: “Ve TL, dolar ve EURO karşısında güçlendi. Bu nedenle dolar kuru düşüyor. Dolar kurunda yıl içerisinde 6.50 lira seviyelerine kadar düşüş beklenebilir. Özellikle yabancı girişleri ile düşen kurda, yurtiçi yerleşiklerin satışları da başlaması durumunda aşağı yönlü eğim güçlenebilir. TCMB’nin ne zaman alıma geçeceğini kestirmek güç. Reel kur endeksini takip edecek ve TL’nin ihracata zarar verecek şekilde değerlenme sınırlarında alım yapmaya başlayacaktır. Ancak seviyeyi belirtmek şimdilik erken.”
Merkez Bankası doların belini kırdı
InvestAZ Araştırma Müdürü Yunus Topçu, kasım ayında 8.57’den düşüşe başlayan dolar/TL’nin 7.10 seviyesinin altına kadar gerilediğini söyleyerek “Kasım ve aralık ayında iki adımda toplam 675 baz puan faiz artışına giden TCMB, eski başkanlardan Erdem Başçı’nın zamanında kullandığı ifadeyle doların belini kırdı. Yüzde 17 seviyesine gelen politika faizi ve uzun bir süre daha korunması beklenen şahin duruşun maliyeti reel ekonomiye ülke çapında yüksek olsa da aylardır koruduğumuz görüşümüz olan Dolar/TL’de aşağı yönlü baskının devamını bekliyoruz” dedi.
Merkez Bankası’nın döviz alımlarına henüz başlamamış olmasının da dolar/TL’de 7.00 seviyesinin aşağı yönlü kırılması fikrini destekleyen unsurlardan bir diğeri olduğunu dile getiren Topçu, uluslararası yatırım bankalarının da TCMB’nin öngörüsüne paralel 6.50-6.80 aralığında hedef fiyat güncellemelerine gittiğini hatırlattı.
Merkez’in döviz ihaleleri ne zaman başlar
Topçu, şöyle konuştu: “Merkez Bankası ne zaman döviz alımlarına başlar sorusunun cevabını tahmin edebilmemizin bana kalırsa pek imkanı yok. TCMB son yıllarda kitaptaki kuralların tamamen dışında politikalar uyguluyor. Swap ile alınan Altın ve döviz rezervlerini dışarıda tuttuğunuz zaman eksi 50 milyar dolara yaklaşan miktarda negatif net döviz rezervi tarihte görülmüş bir olay değil. Durum böyle olunca 2019 Aralık’tan günümüze, 5.80’den 8.57’ye kadar aralıksız devam eden, toplamda 128 milyar dolar döviz satışı yapan Merkez Bankası’nın bu dövizleri hangi seviyeden yerine geri koymayı planladığını günümüz ekonomi ve finans teorilerinin sağladığı perspektifle açıklamamız çok mümkün değil. Ancak dikkatle izlenilmesi gereken nokta faizlerin yüksek seyri ve dövizde düşüş devam ediyorken döviz tevdiat hesaplarında henüz büyük bir düşüş eğiliminin başlamamış olması. Burada başlayacak olan bir çözülme TCMB için de başlama vuruşu görevi görebilir.”
10 maddede dolar/TL neden geriliyor
1- Yeni Merkez Bankası yönetiminin göreve geldiğinden bu yana yaptığı politika faiz artırımları, enflasyonla kararlılıkla mücadele söylemleri ve sıkı para politikası uygulaması.
2- Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın sıkı duruşun enflasyonda 2023 hedefi olan yüzde 5’e kadar korunacağı ve bu yılın faiz indirimini konuşmak için erken olduğunu vurgulaması. 3- Başkan Ağbal’ın attığı sıkılaştırma adımlarının ve iletişim politikasının Merkez Bankası’nın bağımsızlık ve şeffaflık konusunda güvenin artmasına neden olması. 4- Başkan Ağbal’ın enflasyonla mücadele vurgusuna devlet yönetiminin üst kademelerinden destek gelmesi ve maliye politikalarında para politikasıyla eşgüdüm sağlandığı izlenimi. 5- 6 Kasım sonrasında yabancı yatırımcının yeniden Türkiye’ye sıcak para girişi sağlaması, TL varlıklarına ilginin artması.
6- Yeni ekonomi yönetimiyle birlikte güven kazanımının Türkiye’nin iflas risk priminde (CDS) gözle görünür düşüşler sağlaması.
7- Yerli yatırımcıların yükselen mevduat faizleri nedeniyle çok az da olsa döviz mevduatında TL’ye dönüş sağlamaları
8- Küresel piyasalarda gelişen ülke para birimlerine olan ilgi ve genişleyici para politikalarının süreceği beklentisiyle oluşan bol para döneminin sürecek olması öngörüleri.
9- Her ne kadar gecikse ve tartışmalar sürse de ABD’den büyük miktarda yeni teşvik paketinin gelecek olması.
10- Yabancı yatırım bankalarının TL pozisyonu önermesi, üst üste raporlar açıklaması. Türkiye’nin daha yüksek reel faiz veriyor olması da pozitif ayrıştırıyor.
Pozitif reel faiz vermemiz bizi pozitif noktada tutuyor
Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan Türk Lirası’nın, gelişmekte olan piyasalardaki muadil paralardan daha iyi performans göstermeye devam ettiğini belirterek yüzde 15’e varan ocak enflasyonundan sonra da, Merkez Bankası’nın enflasyona karşı yeterince sıkı kalmaya devam etmesi beklenen politika uygulamalarının TL’nin değer kazancı açısından ana dayanak noktası durumunda olduğunu söyledi. Erkan, “Politika uygulaması aşamasında, Merkez Bankası kredibilite tesisi inşası ve iletişim anlamında yeni stratejisini uyguluyor ve yeni anlayışını piyasalara benimsetiyor. Ağbal, faizleri indirmenin yakın bir dönemde ele alınamayacağını, faizleri düşürmek için enflasyonun düşürülmesi gerektiğini, enflasyonda sapma durumunda ilave sıkılaşma yapılabileceğini belirtti. Erken dönem bir sıkılaşmanın ekonomi üzerindeki maliyetini konusunda geçmiş politika uygulamalarına referans verdi. En önemli ayrıntı; elbette para politikasının dezenflasyon sağlayacak kadar sıkı kalmaya devam edecek olması. Enflasyonla mücadele ve rezervlerin yeniden tesisi, yeni nesil Merkez Bankası politikalarının temel amacıdır” dedi. Kurun, önemli hareketli ortalama seviyelerini de aşağı kırdıktan sonra düşüş momentumunu artırdığını belirten Erkan, şunları söyledi: “Enflasyonda ilerleyen aylarda daha yukarı seviyeleri göreceğimiz beklentisi itibariyle, Merkez Bankası’nın asgari olarak mevcut düzeyde tutmaya devam edeceği faizleri, daha yüksek reel faiz vermemiz itibariyle bizi gelişmekte olan piyasalarda en pozitif noktada tutmaya devam edebilir. Dönem dönem doğal tepkiler görebiliriz, ancak risk barometrelerimiz stabil ve aşağı eğilimini sürdürüyor. Bu eğilim ve momentumla kurda daha aşağı seviyeler de görülebilir. TL’nin değer kazancı etkisini izlemeye devam edebiliriz.”
USDTRY kuru, salı gecesini çarşambaya bağlayan sessiz vakitlerde sert bir yükseliş kaydetti. Seçimden sonra kur üzerinde kamu otoritesinin var olan ‘görünmez elinin’ bir miktar da olsa gevşediğine şahit olup, kurun her gün %1 civarında kontrollü yükselişine hep birlikte tanıklık etmiştik. Akabinde, çarşamba sabahına USDTRY kurunun yaklaşık olarak %8 civarında yükselişle başlaması ve 23,30 seviyelerine yaklaşması ile piyasada bir miktar panik havası oluşurken, hareketi anlatma hatta açıklama isteğinin de arttığını görüyoruz.
Öncelikle, USDTRY kurunda yaşanan sert yükselişi “Japon ev hanımı” olarak adlandırılan Uridashi (yüksek faize yatırım yapan Japon yatırımcılar) tarafından zarar kes çalıştırarak tetiklediği konusunda irrasyonel yorumlara katılmadığımı belirtmek isteriz. Sayıların dili ile konuşursak, yurtdışı yerleşiklerin Türkiye varlıklarında pozisyonlanması çok cılız: Türk hisse senetlerinde son veriler ile 21,5 milyar ; tahvilde ise 22,6 milyar TL pozisyonları var. Yani her ikisini toplasan 2 milyar dolar bile etmiyor!
Bu minvalde, yaşanan sert harekete anlam katmaktansa, bunun bir ‘gereklilik’ olduğunu biz bültenlerimizde her gün usanmadan siz değeri okurlarımıza izah etmeye çalıştık. Bir kez daha ifade etmemiz gerekirse, sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide, hem kur hem de faiz birlikte kontrol edilmez! Eğer Türkiye kararını faizden yana kullandıysa, kurun da artık ait olduğu yere hareketlenme zamanı çoktan gelmiştir. Neden şimdi diye sorarsanız, seçim kazanılmış, maksat hasıl olmuştur şeklinde kıssadan hisse olarak yorumlayabiliriz.
Özelinde ise, kamunun kuru baskılayacak gücünün artık kalmadığını her geçen hafta açıklanan analitik bilanço verileri ile siz değerli okurlarımız dikkatine getiriyoruz. Dönelim düne. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama yaşanan sert hareket Kabine’nin ilk toplantısından sonra gerçekleşti! Uzun bir süredir baskılanan kur ve faizin ekonomide yarattığı dengesizlikleri düzeltmek adında, ekonomide dengelenme sürecinin filizlerinin atıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ekonominin bir an önce soğuması gerekiyor ki, dış ticaret açığı kapansın, dövize olan talep de hızlı bir şekilde azalasın. Keza, TL’nin oldukça güçlü bir seyir izlemesi, beraberinde hem Türk sanayiciyi hem de turizmciyi çok zorlamaya başladı. Öyle ki içerde üretmek, ithal etmekten daha pahalı hâle geldiğini işitiyoruz. Bu şekilde, yılın ilk 5 ayında da dış ticaret açığının 56,1 milyar dolar ile rekor kırmasına da şaşırmamak gerekiyor!
Dengelenme sürecinde kurun çok da süratli bir rol üstleneceğini daha önce sizlerle paylaşmıştık. Mart 2024 yerel seçimlere gitmeden ekonomide var olan dengesizliklerin bir an önce giderilmesi gerekiyor. Elbette sürecin yumuşak bir iniş tarzında olmayacağını da peşinen not düşelim. En basit yorum ile anomali (kural dışı) dönemde hastaya verilen bir avuç ilacın bir çırpıda kesilmesi kolay bir süreç olmasa da, uzaması da iyileşme sürecini sekteye uğratacaktır.
USDTRY kuru için “Bu âşk fazla sana” başlıklı analizimizde de dile getirdiğimiz üzere, enflasyonun doğru ölçülemedi görüşünden hareketle, kurun tam olarak denge noktasına nerede ulaşacağını bilemediğimiz gibi, 24-25 aralığını makul bir seviye olarak öngörüyoruz. Bu seviyelere yaklaşıldığı zaman, TCMB’nin de 22 Haziran’da düzenleyeceği olağan PPK toplantısını ile devreye gireceğini, faiz silahını çekerek dengelenme sürecine dâhil olacağını düşünüyoruz. Politika faizinde bir artış ihtimalini tamamen devre dışı bırakmasam da, eksi tecrübelerimden hareketle, geç likidite penceresi (ceza faizi) veya faiz koridorunun üst bandı (borç verme) faiz oranlarını piyasada iş gören faiz oranlarının seviyesine çekileceğini düşünüyorum. Böylelikle, ekonomiye yol göstermekte geride kalan TCMB, kaybettiği kredibilitesini de yavaş da olsa geri kazanacaktır.
Kurun ve faizin beraber yükselmesi, dış ticaret açığında her ay manşetleri süsleyen rekor söylemlerini otomatikman ortadan kaldıracağı gibi, TCMB’nin faizleri yükseltmesi de tıkalı kredi kanallarının açılmasına (belki biraz daha yüksek bir faiz ile) olanak sağlayacaktır. Bu denkleme yurtiçi yerleşikler ne zaman döviz satarak dâhil olur ya da Londra piyasasının için ne zaman döviz sat TL varlıklara gir yönünde ‘gıdıklanır’ bunu biraz da izlenecek yol haritası ve tesis edilecek güven ortamı sağlayacaktır. Bu noktada Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimine büyük bir rol düştüğünü düşünüyoruz. Şimşek dün yaptığı açıklamada, “kurallara dayalı politika oluşturma sözümüzü teyit ediyoruz” diyerek kurun piyasa şartları altında belirleneceğinin altını çizerken, ekibini güçlendirilip güvenilir bir program yazılacağı vurgulandı.
Dün yaşanan sert kur hareketi ardından TCMB’nin duruş değişikliği analitik bilançosuna da hemen yansıdı. Aşağıdaki grafikte görülebileceği üzere, 2, 5 ve 6 Haziran tarihini kapsayan rakamlara göre, TCMB’nin swap hariç net pozisyonu toplamda 3,1 milyar dolar artış kaydetti. Bunu elbette TCMB döviz alıyor şeklinde okumamak gerekiyor: ihracattan gelen dövizler rezervleri yukarı itti.
Türk insanının barometresi mâlum döviz kuru. Döviz kurunun sağlıklı bir zeminde ilerleyerek olması gereken yere doğru gitmesine paralel, alternatif piyasalar da dün hareketli bir seyir izledi. Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS risk primi 477 baz puan seviyesine gelirken, Türkiye’nin dolar cinsi eurobondlarının getirileri dün günü dinlenerek geçirdi. Öte yandan, normalleşmeyi kutlayan hisse senedi piyasalarında ise ana endeks %3,2 ; bankacılık endeksi ise %2,4 yükseldi. Her ne kadar yükselecek olan faizler hisse senetleri için iyi bir haber olmasa da, kur artışı döviz bazında gelirleri olan ve ucuzlayan hisse senetlerine alım getirdiğini düşünüyoruz. Momentum şimdilik güçlü, biz de arıza çıkarmayarak takip edelim.
Yurtdışı cephede ise hava bir gün iyi bir gün tatsız. Önemli bir veri yokluğunda yaz sakinliğinin yaşanmasını beklerken, Rus-Ukrayna savaşında, Rusya güçlerinin Kherson yakınlarında bulunan ve Zaporijya nükleer santralini besleyen Kakhovka Hidroelektrik Santrali’ni vurduğunu ve barajın çöktüğü haberi gözlerin yeniden bölgeye çevrilmesine neden oldu. Tarımsal arazilerin su altında kalabileceği korkusu ile buğday fiyatının bu hafta oldukça dalgalı bir seyir izlediğini de not edelim.
ABD’nin sermaye piyasaları düzenleme kurumu SEC, Binance ve CEO’su Changpeng Zhao’ya “yalanlar ağı” işlettiği iddiasıyla dava açması ardından, bir diğer önemli kripto para borsası olan Coinbase’e de dava açtı. Uzun süredir düzenleme kapsamında olmayan kripto piyasasının çarpıcı şekilde değişebileceğini okuyoruz. Direnişin parası bitcoin uzun bir süre 28bin dolar teknik seviyesinde bulunan direnci aşamaması ardından son gelişmeler sonrasında 26bin dolar seviyesine kadar geriledi. 28bin dolar üzerinde güçlü bir aylık kapanış görmeden, bitcoini bir müddet unutacağız.
FED’in 13-14 Haziran tarihindeki olağan toplantısında, bir yılı aşkın bir süredir ilk kez faiz oranlarını artırmayacağı ihtimaline vadeli işlemler %71 olasılık tanırken, ekonominin dirençli kalmaya devam etmesine paralel sene bitmeden bir kez daha faiz artırımı görebileceğimiz yönünde beklenti de keyifleri kaçırıyor. Hatta, Kanada Merkez Bankası’nın dün sürpriz nitelikteki 25 baz puanlık faiz artırımı da küresel risk iştahını olumsuz etkiledi!
Bu minvalde, dolar endeksi (DXY) önemli bir değişim göstermeyerek 104 seviyelerinde yatay bir seyir izlese de, doların piyasa faizi olan 10 yıllık tahvillerde son günlerde yaşanan 25 baz puan yükseliş, faiz getirisi olmayan altın üzerinde baskı kurdu. Dün gün içerisinde altının önemli bir teknik seviye olan 1,965 doları test etmesi ardından adeta kırmızı kart görerek 1,940 dolar seviyesine kadar sert gerilediğine şahit olduk. Teknik mânâda haftalık kapanışı görmek istesek de, 1,965 dolar seviyesinin altında olası bir kapanış durumunda daha da aşağıda 1,900 dolar seviyesine varan bir geri çekilme bizleri şaşırmayacaktır (bakınız grafik). Gram altın ise USDTRY kurunun amansız yükselişi ile 1,460 TL seviyelerine yükselerek rekorunu bir adım daha kuzeye taşıdı. Gram altın ile ilgili olumlu yorumumuzu bir müddet daha korumaya devam edeceğiz.
ABD borsaları teknoloji hisseleri önderliğinde geceyi düşüşle tamamlarken, yeni gün başlangıcında Asya borsalarında da hava tatsız görünüyor. Mali piyasaların gündeminde bugün her hafta Perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK verilerini irdeleyeceğiz. Dışarıda ise ABD’de açıklanacak haftalık işsizlik maaşı başvurularına bakacağız.
>TCMB Swap Hariç Net Rezervler
Sert kur hareketi ardından TCMB’nin duruş değişikliği analitik bilançosuna da hemen yansıdı. 2, 5 ve 6 Haziran tarihini kapsayan rakamlara göre, TCMB’nin swap hariç net pozisyonu toplamda 3,1 milyar dolar artış kaydetti. Bunu TCMB döviz alıyor şeklinde okumamak gerekiyor (ihracattan gelen dövizler rezervi yukarı itti).
>XAUUSD
Dün gün içinde 1,965 doları bir kez daha test etmesi ardından adeta kırmızı kart görerek soluğu 1,940 dolar seviyesinde aldı. Teknik mânâda haftalık kapanışı görmek istesek de, 1,965 dolar seviyesinin altında olası bir kapanış durumunda daha da aşağıda 1,900 dolar seviyesi gündeme gelecektir.
>Gram Altın
Slogan yıllardır hiç değişmedi: her çeyrek daha da yukarı…
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kripto para borsası Coinbase’e kural ihlalleri gerekçesiyle dava açtı. SEC’ten yapılan açıklamada, platformunu kayıtsız bir menkul kıymetler borsası, broker ve takas ajansı olarak işletmesi sebebiyle Coinbase’e dava açıldığı belirtildi.
Yapılan şikayete göre, Coinbase’in en az 2009’dan bu yana kripto varlık menkul kıymetlerinin alım satımını yasa dışı bir şekilde kolaylaştırarak milyarlarca dolar kazandığına işaret edilen açıklamada, SEC’in, Coinbase’in yasaların gerektirdiği şekilde Komisyona bu işlevlerin hiçbirini kaydetmeden bir borsa, broker ve takas ajansının geleneksel hizmetlerini iç içe geçirdiğini iddia ettiği aktarıldı.
Açıklamada, SEC’in belirli kripto para birimlerini elinde tutarken ödül kazanmanın bir yolu olan “SaaS” programıyla bağlantılı olarak menkul kıymetlerin arzı ve satışını kaydetmediği için de Coinbase’i suçladığı kaydedildi.
BİNANCE’E DE DAVA AÇILMIŞTI
SEC, dün de diğer bir kripto para borsası Binance’in kuruluşları ile şirketin kurucusu Changpeng Zhao’ya 13 suçlamayla dava açtığını açıklamıştı.
Suçlamalar arasında kayıt dışı borsaların ve takas acentelerinin işletilmesi, Binance.US platformunda alım satım kontrolleri ve gözetiminin yanlış beyan edilmesi ile menkul kıymetlerin kayıt dışı arzı ve satışı gibi menkul kıymetler yasaları ihlallerinin yer aldığı kaydedilmişti.
85 milyon TL ve 1 milyon Euro’luk ‘Forex’ vurgununda ikinci dalga operasyonu: 11 gözaltı
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce ‘Forex’ yatırımı adı altında müşterilerini toplam 85 milyon TL ve 1 milyon Euro dolandıran şüphelilere yönelik ikinci dalga operasyonu gerçekleştirildi. 5 ilde eş zamanlı yürütülen operasyonda 11 şüpheli gözaltına alındı. Ocak ayındaki ilk dalga operasyonunda ise yakalanan 6 kişiden 5’i tutuklandı.
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce Ankara, Aydın, İzmir, Antalya ve Muğla illerinde ‘Forex‘ yatırımı adı altında Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izinli faaliyet gösterdiklerini öne sürerek aylık yüzde 25-50 kar vaadiyle yatırımcılardan para topladıkları ve geri ödemedikleri belirlenen şüphelilere yönelik operasyon düzenledi. Bu şekilde yatırımcılardan toplam 85 milyon TL ve 1 milyon Euro’luk vurgun yaptığı belirlenen şüphelilere yönelik teknik ve fiziki takibin ardından ilk operasyon 25 Ocak’ta düzenlendi. Gözaltına alınan 6 şüpheliden 5’i tutuklandı.
İKİNCİ DALGA OPERASYONDA 11 GÖZALTI
Soruşturmada ikinci dalga operasyon ise bugün gerçekleştirildi. Adresleri belirlenen 11 şüpheli, eş zamanlı operasyonlarla yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürdürülüyor. Şüphelilere ait konut ve işyerlerinde yapılan aramalarda 1 yarı otomatik makinalı tabanca, 1 ruhsatsız tabanca, 2 pompalı tüfek ele geçirildi.
Şüphelilere ait şirketler hakkında yapılan incelemede; Sermaye Piyasası Kurulu’ndan yatırım izinlerinin olmadığı, yatırımcılar tarafından şirket hesaplarına gönderilen paraların büyük kısmının şüphelilerin şahıs hesaplarına gönderildiği, elde ettikleri haksız kazanç ile Antalya’da deniz manzaralı lüks bina inşa ettirerek daireleri paylaştıkları, lüks araçlar edinerek haksız zenginleştikleri, sisteme katılan kişi sayısı doygunluğa ulaştıktan sonra kar payı vermeyi bırakarak açmış oldukları ofisleri kapattıkları, ikamet adreslerini ve telefon numaralı değiştirerek mağdurların kendilerine ulaşmasını önledikleri tespit edildi.
Notice: date_default_timezone_set(): Timezone ID 'UTC+3' is invalid in /home/maviatlas/public_html/wp-content/plugins/notice-bar-old/inc/frontend/front-notice-bar.php on line 27