Connect with us

GÜNCEL

TCMB’nin agresif döviz alımları ile piyasa faizleri geriledi. Gözler enflasyon raporunda!

Yayınlanma:

|

  • TCMB’nin kararlı duruşu ve esen TL olumlu rüzgâra paralel TCMB’nin swap ve kamu dövizleri dışında net döviz rezervleri 7 Mayıs itibariyle eksi 41,8 milyar dolar seviyesine iyileşerek son üç yılının en iyi seviyesine geldi. Son 21 günde TCMB yaklaşık 32,6 milyar dolar döviz rezervi biriktirirken (bakınız grafik) son günlerde 3 milyar doları bulan TCMB’nin süratli döviz alımları, hâliyle piyasada TL likidite fazlası oluşmasına da neden oldu (bakınız grafik). Yüklü miktarda alınan döviz karşılığı piyasaya hâliyle yüklü miktarda TL verilmesi sonucu son iki gündür Türk Lirası referans faiz oranı (TLREF) TCMB’nin politika faizi olan %50 seviyesini de altına gerilerken, fazla malın fiyatı düşer mantığından hareketle piyasada mevduat faizlerinin de gevşediğini gördük.
  • TCMB, son sürat rezerv biriktirirken, TL likidite koşullarındaki sıkılığı bozmamak adına, lokal bankalarla yaptığı swap işlemlerini azaltmanın yanı sıra, enflasyonla mücadele kapsamında ‘piyasa’ faizlerinin de gerilemesini arzulamıyor. Bu bağlamda, TCMB dün likidite fazlasını sterilize etmek adına 200 milyar TL tutarında depo ihalesi açtığını da gördük.
  • Dün içeride günün büyük bir kısmında piyasa faiz oranlarında yaşanan gevşeme gündemi meşgul ederken, küresel cephede de genel hatları ile olumlu lâkin yatay bir günün geride kaldığını gördük. BİST100 ana endeksi, zirve sevilerden gelen kâr satışlarının gölgesinde günü %0,9 oranında düşüşle tamamlarken, USDTRY kuru sabah saatlerinde biraz hareketlense de, TCMB’nin 32,25 seviyesine koymuş olduğu ‘baraj’ misali günü yine yatay bir şekilde tamamladı. CDS risk primi 277 baz puan seviyesine gerileyerek son dört yılın en düşük düzeyinde işlem görürken, 10 yıllık tahvil faizinin ise ılıman havaya paralel son 2 gündür gevşediğini not edelim.
  • Dün gece Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğe göre TCMB, menkul kıymet tesis yükümlülüğünü tamamıyla sona erdirirken, ayrıca kredi büyümesini sınırlayıcı zorunlu karşılıklar uygulamasında da sıkılığı daraltıcı yönde adım attı. Hatırlanacağı üzere, menkul kıymet düzenlemeleri, bankaları uzun vadeli Hazine tahvilini enflasyonun çok altında bir getiri ile almaya zorladığı için genel seçim öncesinde eleştirilerin odağında yer alıyordu. Son değişiklikle, tahvil piyasasındaki kamu kontrollü yapı ve TCMB’nin Hazine tahvili üzerindeki regülasyon ile sağlanan kontrolü de son bulmuş oldu. TCMB’den gelen sadeleştirme adımını olumlu olarak okuyoruz. Karar, bankalar üzerinde menkul kıymet tesis etme yönünde var olan yükleri azaltacağından ve bankaların kredi verme imkânlarını rahatlatacağından bugün Borsa İstanbul bankacılık endeksine alım getirmesini bekliyoruz.
  • Bugün gözler TCMB’nin yayımlayacağı yılın ikinci Enflasyon Raporu’nda olacaktır. Başkan Karahan’ın sunumu büyük bir dikkatle takip edilecektir. Özellikle, yüklü döviz alımlarının yarattığı TL fazlası ve piyasa faizlerinin gerilemesi veya hafta başı bültenimizde belirttiğimiz üzere TL’de reel anlamda değerlenmeye ne ölçüde müsade edileceği gibi önemli başlıklarının biraz daha netlik kazanmasını bekliyoruz. TCMB’nin 2024 yıl sonu tahminini ne ölçüde güncelleyeceğini de hep birlikte göreceğiz. Özellikle sunum ardından soru ve cevap kısmını merakla takip edeceğiz.
  • Yurtdışı piyasalarda ise yukarıda da belirttiğimiz üzere sakin bir seyrin egemen olduğunu görüyoruz. Cuma günü açıklanan ABD istihdam raporu ardından iyimser bir seyre bürünen piyasalar, faiz indirim beklentilerini perçinleyecek yeni bir gelişme beklerken, haftaya açıklanacak ABD tüketici fiyatları verisi büyük bir önem arz ediyor. ABD dolarının piyasa faizi olan 10 yıllık tahvil faizi %4,50 seviyesinde yatay bir görünüm arz ederken, faiz getirisi olmayan altının ons fiyatı 2,315 dolar seviyesinde günlerdir yatay bir şekilde beklemeye devam ediyor. Gümüş, 26 dolar seviyesindeki direncini aşması ve 30 dolar seviyesindeki direncini test etmesi sonrası tekrar 26 dolar seviyesini bir kez daha test ederek (re-test) teknik mânâda güçlü bir sinyal üreterek 27,40 dolar seviyelerinde istekli bir görünüm sergilemeye devam ediyor. Gümüş uzun pozisyonlarımızı korumaya devam ediyoruz.
  • Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında iyimser bir görünümün hâkim olduğunu görüyoruz. Çin’in ihracat ve ithalatı bir önceki ay yaşanan daralmanın ardından Nisan ayında büyümeye geri dönerken, ekonomik toparlanmayı destekleyen veri sonrası Şangay borsası sabah saatlerinde %1 yukarıda işlem görüyor. Japonya Merkez Bankası’nın Nisan ayı politika toplantısında şahin bir tutum sergilediğini gösteren tutanaklara rağmen, YEN dolar karşısında 155,60 seviyesine zayıfladığını görüyoruz. İsveç Merkez Bankası politika faizinde 25 baz puan indirerek 2016’dan bu yana ilk kez indirime gitti. Karar metninde ekonomik yavaşlamaya işaret edilirken, gelişen ekonomilerde faiz indirimlerinin de sayısının artmaya başladığını görüyoruz. İsveç Merkez Bankası ardından bugün gözler İngiltere Merkez Bankası (BoE) olağan faiz toplantısında olacaktır. Piyasalar, BoE’nin ilk çeyrek puanlık faiz indirimine Ağustos ayında soyunacağını düşünürken, dört yıl aradan sonra, ilk faiz indirimin sinyalinin gelip gelmeyeceğini de yakından takip edeceğiz.

>TCMB net döviz pozisyonun ve günlük değişim

TCMB’nin swap ve kamu dövizleri dışında net döviz rezervleri eksi 41,8 milyar dolar seviyesine iyileşerek son üç yılının en iyi seviyesine geldi. Son 21 günde TCMB yaklaşık 32,6 milyar dolar döviz rezervi biriktirdi.

1715230332932d53547f67982b0d314179c8124026_1_1200.jpg

>TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti ve TLREF

TCMB’nin faiz setinde politika faizi %50; borç alma ve borç verme faiz oranları ise (faiz koridorunun alt ve üst bandı) -/+300 baz puandan oluşmaktadır. Bu minvalde, sıkılaştırma yapmak istediği günlerde, 1 hafta vadeli politika faizi olan %50 seviyesinden bankalara borç vermek istemeyen TCMB, faiz koridorunun üst bandına işaret ederek efektif olarak piyasada faiz oranlarının sıkılaşmasına izin vermektedir. Bu iki faiz oranının da ağırlıklı olarak ortalaması mavi çizgiden görülebilmektedir. TL Referans faiz oranı ise (kırmızı çizgi), Borsa İstanbul tarafından yayımlanan Türk Lirası gecelik referans faiz oranını göstermektedir. Grafikten de görüleceği üzere, piyasada oluşan TL likidite fazlası nedeniyle fiili gecelik faizler TCMB politika faizinin altına geriledi.

17152303338f5aca361523fc60cdeeb68f44a049fd_2_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Mahfi Eğilmez cevapladı: Vatandaş niçin döviz satışına başladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yerel seçimlerden sonra döviz kurlarında sabitleşme eğilimi oluşunca döviz bozdurma eğilimi hızlandı. Son haftalarda yabancı para mevduatındaki (soldaki grafik) ve Türk Lirası mevduatındaki (sağdaki grafik) eğilim şöyle (grafikler BDDK günlük bültenden alındı):

Görüleceği gibi yabancı para mevduat gerilerken TL mevduat yükseliyor. İnsanlar ellerindeki, banka mevduat hesaplarındaki dövizlerini bozdurup TL mevduat hesabı açıyorlar. Bunun iki nedeni var: (1) Bankalar döviz mevduatına faiz vermiyor. (2)  USD/TL kuru son zamanlarda sabitleşme eğilimi gösteriyor ve yakın gelecekte kurun gerileyeceği tahmin ediliyor.

 Bu durumu bir tablo eşliğinde anlatalım. Burada dolardan TL’ye çevrilen paranın üç ay süreyle (yıllık yüzde 50 üzerinden) üç ay süreyle yüzde 12,5 net faizle hesapta kalmasını örnek aldım.

Bankada sıfır ya da sıfıra yakın faizle 100.000 dolar mevduatı bulunan bir kişi bu parasını bugünkü 32,20 USD/TL kurundan TL’ye çevirdiğinde 3.220.000 TL’si olur. Bunu bankaya üç aylık TL mevduat olarak yatırdığında (yıllık yüzde 50, üç aylık yüzde 12,5 vergi sonrası net faiz hesabıyla) üç aylık vade sonunda eline anapara + faiz olarak 3.622.500 TL geçer.

Eğer bu dönem sonunda USD/TL kuru değişmeden kalmışsa bu parayı tekrar dolara çevirdiğinde (3.622.500 / 32,20 =) 112.500 doları olur. Aynı miktarı dövize dayalı bir yatırım fonuna yatırmış olsaydı üç ay sonunda (üç aylık ortalama yüzde 1,25 net getiri hesabıyla) 101.250 doları olacaktı. Bu durumda bu kişi parasını TL’ye çevirip mevduat yaparak fonda tutmaya göre (112.500 – 101.250 =) 11.250 dolar daha fazla kazanç sağlamış olur.

Buna karşılık bu dönem sonunda USD/TL kuru 35,80’e yükselmişse anapara + faiz toplamı 101.187 dolara gerilemiş olursa parayı dolar fonunda tutmaya göre oluşan avantaj ortadan kalkmış olur ve parasını mevduata yatırmakla fonda tutmaya göre 63 dolar zararlı çıkar.

Benzer işlemleri yurt dışından dolarla borçlanıp yapanlar da var. Buna carry trade deniyor. Carry trade; bir yerden düşük faizle kredi alıp başka yerde yüksek faizle borç vererek aradaki faiz farkından yararlanma işlemidir. Bunu da bir örnekle açıklayalım.

Bir Amerikan fon şirketinin ABD’deki bankasından yüzde 5 yıllık faizle 1.000.000 dolar çekip Türkiye’ye getirdiğini, 32,20 kuru ile bozdurup 32.220.000 TL aldığını varsayalım. Bu fon şirketinin bu parayı aynı gün (üç aylık yüzde 12,5 net faiz hesabıyla) üç ay vadeli olarak bankaya yatırdığını varsayalım. Tablo şöyle olacaktır:

Bu şirket üç aylık vade sonunda bankadan anapara + faiz olarak (32.200.000 x 1,125 =) 36.225.000 TL alacaktır.

Eğer bu üç ay sonunda kur değişmeden 32,20 olarak kalmışsa bu şirketin anapara + faiz toplamı (36.225.000 / 32,20 =)  1.125.000 USD, buna göre kazancı (ABD bankasından aldığı anapara + faiz olan 1.015.000 dolar düşüldüğünde) 110.000 dolara denk gelecektir.

Buna karşılık bu üç ay sonunda kur 35,69’a yükselmişse bu fon şirketi aynı hesapla gidersek 10 dolar zarar etmiş olacaktır.

Doları, TL’ye çevirerek TL mevduata yatırıp yüksek faizden yararlanarak dolar kazancı elde etmenin iki koşulu var: (1) TL mevduat faizinin yüksek olması. (2) Kurun üç aylık süre sonunda 35,70’i aşmaması.

Son dönemde dövizdeki çözülme ve TL mevduattaki artış burada anlattığım şekilde yapılan işlemler nedeniyle oluyor. Böylece kur sabit kalıyor hatta geriliyor. Bu gelişimin ilk olumlu görüntüsü dolarizasyon oranındaki gerileme olarak karşımıza çıkıyor. Bu dövizler bankalara oradan da Merkez Bankası’na geldiği için rezervleri arttırma gibi olumlu bir görünüm de yaratıyor. Kurun düşük kalması dolar cinsinden hesaplanan GSYH’nin ve kişi başına gelirin yüksek görünmesini sağladığı için sanal bir iyileşme sergiliyor. Öte yandan kurun düşük kalması üretiminin önemli bölümü ithalata bağlı olan ekonominin ithal girdi maliyetlerinin düşmesine ve dolayısıyla maliyet enflasyonunun frenlenmesine yol açıyor. Buna karşılık bu işlemlerin ciddi riskleri var: (1) Kurun sabit kalması ya da gerilemesi Türk Lirasının aşırı değerli hale gelmesine yol açarak ihracatı sıkıntıya sokarken ithalatı teşvik edici etki yaratıyor. Bunun etkilerini önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Merkez Bankası bu durumu önlemek için bu kez döviz satın almaya yöneliyor. (2) Şirketler, dövizle borçlanıp bu işlemi yapmak için döviz pozisyonu açma (açık pozisyon) yolunu seçiyorlar. Ki bunun yarattığı sorunlar Türkiye’yi 2001 krizine getirmişti. (3) Ülke, yeniden sıcak para cenneti haline geliyor. Kurda biraz hızlı yukarı yönlü hareket olması halinde bu akım hızla tersine dönebilir ve bu kez kur hızla yükselir ve döviz sıkıntısı yaşanabilir.

2021 yılında, enflasyon yükselme eğilimindeyken faizleri düşürmeye başlamanın sıkıntılarını çözmek için önce kur korumalı mevduat denendi. Bu deneme bir faciaya yol açtı: Faiz vermeyelim derken çok daha fazla paralar ödendi Merkez Bankası tarihi bir zarar yazdı. Henüz o mesele çözülemeden bu kez de yakın geçmişte yaşadığımız carry trade olayı tekrar canlandı ülke yeniden sıcak para cenneti haline geldi.

Hep söyledik: Eğer rezerv paraya sahip değilseniz ve enflasyonunuz yüksekse tek başına faizi düşürerek ekonomiyi bozabilirsiniz ama tek başına faizi yükselterek ekonomiyi düzeltmezsiniz.

Ya da yüzlerce yıl önce Çinli bilgelerin dediği gibi “bin doğru adım bir yanlış adımı düzeltmeye yetmez.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA CEO Baştuğ: “Kredi kartlarına sınırlama getirilmeli”

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğunu dile getiren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, tüketimin sakinleşmesi için kredi kartlarına ilişkin adım atılması gerektiğini söyledi. Yıl sonunda enflasyonun baz etkisiyle yüzde 45’e gerileyeceğini belirten Baştuğ, asıl mücadelenin bundan sonra başlayacağını ifade etti.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ülkedeki en büyük sorunun enflasyon olduğunu söyleyen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, enflasyonun dizginlenmesi ve tüketimin yavaşlaması için kredi kartlarına sınırlama getirilmesi gerektiğini savundu.

Geçen yıl krediler yüzde 50 artarken, kredi kartlarında bunun üç katına varan artışlar olduğuna da değinen Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, kredi kartı faizlerinin çok düşük kaldığını ve herkesin bu kanala yüklendiğini söyledi. Bu yıl ise 2023’e göre büyüme hızının yavaşladığını ancak yine de kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiğini belirten Baştuğ, “Geçen yılın büyümesi tüketimden geldi. Çılgınca bir tüketim yapıldı. Bunun baskılanması, düşmesi lazım. Ülke olarak tüketimle ilgili olarak sakinleşmemiz lazım, daha az tüketmemiz ve büyümeyi başka kaynaklardan elde etmemiz lazım” dedi.

Parasal sıkılaşma politikaları gereği bireysel kredilerde bankaların yüzde 2 büyüme sınırı olduğunu hatırlatan Baştuğ, “Bankalar bireysel kredilerde bu sınırı aşmaları halinde ciddi cezalar ödüyorlar, bu nedenle de aşmamaya özen gösteriyorlar. Bu yıl kredi talebi artsa bile yükselmiş faizle bu baskılanacaktır bireysel taraf için. Tüzel taraf için de benzer bir dünya var, orada da belli sınırlar var. Ortalama enflasyonun yüzde 54-55 seviyesinde biteceğini düşünürsek onun çok altında bir kredi büyümesiyle yılı tamamlarız diye düşünüyorum. Buradan herkes nasibini alacak. Ama hâlâ kredi kartlarıyla alakalı büyümenin önüne geçecek bir şeylerin yapılması gerektiği düşünüyor ve bekliyoruz” dedi.

“Kredi talebi Döviz cinsine kaydı”

Kurda öngörülebilirlik artınca kredi talebinin döviz cinsinden kredilere doğru kaydığını belirten Recep Baştuğ, “Bu talebin kayma nedenlerinden birisi de TL kredilerdeki yüksek faiz oranları. Türk bankaları döviz cinsinden kredi vermeyi, Türk şirketleri de döviz cinsinden kredi kullanmayı öğrendiler. Şu an verilen kredilerin doğru yerlere gittiğini düşünüyorum. Eskisi gibi kurun artışıyla herhangi bir sıkıntı yaratacak bir durum yok. Banka sermayeleri çok güçlü. Topladığımız para sattığımız paradan daha az. Bu trend devam ederse TL miktarı artacaktır. Bankalar kazandıkları parayla eleştirirler. Bankanın amacı kârı ile sermayesini enflasyona ezdirmemektir. Bankaların üzerindeki yük şu anda kârlılıkta kendini gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

20 milyar dolarlık döviz girişi oldu

Seçimden sonra dışarıdan 20 milyar doları bulan bir döviz girişi olduğunu, bireylerin yatırım tercihlerinde de artan oranda TL’leşme gözlemlediklerini söyleyen Recep Baştuğ, “Şu anda gelen paralar yatırım için gelen paralar değil. Onun biraz daha vakti var. En büyük miktar swapla gelen para, ikinci büyük para Türk eurobondlarına geldi. Sonrasında TL Hazine bonolarına ve Borsaya geldi. Rakam her geçen gün artıyor” dedi.

bloomberght

Okumaya devam et

GÜNCEL

TurkNet’ten 19 Mayıs’a Özel Film: ‘Işığım Atatürk’

Türkiye’nin yeni nesil internet servis sağlayıcısı TurkNet, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı, başarı öyküsü yaratmış gençlere yer verdiği ve ‘Atatürk bugün hayatta olsaydı bize ne söylerdi’ sorusuna yapay zeka teknolojisi ile yanıt aradığı ‘Işığım Atatürk’ filmiyle kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya standartlarında hızlı interneti herkes için erişilebilir kılmayı hedefleyen TurkNet, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel, gerçek hikayeler ve onların gerçek sahiplerinin rol aldığı bir film hazırladı.

Kaju İstanbul tarafından çekilen ‘Işığım Atatürk’ filminin senaryosu ve fikrinin tamamı TurkNet çalışanlarına ait. 19 Mayıs’a adanmış olan filmin en önemli özelliği ise Atatürk’ün gençliğe miras bıraktığı eserler ile son yıllarda gençler üzerinde yapılan araştırmalar ışığında ‘Atatürk bugün hayatta olsaydı gençlere ne söylerdi?’ sorusuna yapay zeka araçları eğitilerek yanıt aramış olması.

Gül Sağır Aydın; ‘Gençler harekete geçmek için sabırsızlanırken TurkNet de onlara ihtiyacı olan hızı sunuyor

TurkNet’in Büyümeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CGO) Gül Sağır Aydın projenin çıkış noktasını şu sözleri ile anlattı: ‘Gençlerin özgürlük, fırsat eşitliği ve istihdam gibi konulardaki endişeleri, yapılan tüm araştırmalarda sıkça ortaya konuluyor. Ancak aynı araştırmalar, gençlerin dünyanın daha iyi bir yer haline geleceğine olan inançlarının yetişkin bireylere kıyasla %50 daha fazla olduğunu ve artan krizlere karşı harekete geçmek için sabırsızlandıklarını gösteriyor. Filmde TurkNet’in, gençlere keşfetme, öğrenme ve kendilerini ifade etme gücü veren güvenli ve hızlı internet bağlantısı sağlama konusundaki kararlılığını vurgulamak istedik ve destekleyici-geliştirici bir topluluğun rolünü sembolize eden bir senaryo üzerinde çalıştık’.

Gençleri #IşığımAtatürk hashtag’i ile hikayelerini paylaşmaya davet ediyoruz’

‘Gençlere imkan verildiğinde tutku ve motivasyonla neler başarabileceklerini gösteren bu projede, Atatürk’ün ilkelerine ve inkılaplarına rehber olarak bakmanın önemini hatırlatıyoruz’ diyen Aydın film hakkında ise şu bilgileri verdi: ‘Filmde TurkNet’in her daim gençlerin yanında olma misyonu çerçevesinde destek verdiği gençler rol aldı ve hikayeleriyle hayallerini gerçekleştirmek isteyen herkese ilham oldu. Projedeki amacımız, başarının uzak ve çok zor kazanılan bir hedef olmadığını, her birimizin küçük ya da büyük hayalinin kıymetli ve ulaşılabilir olduğunu vurgulamak. Bu sebeple tüm gençleri #IşığımAtatürk hashtag’i ile onlara adanmış bu özel günde başarı ve hayallerini paylaşmaya davet ediyoruz.’

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.