Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ticaret hamleleri ve volatilite devam ederken gözler ABD PCE verisine çevrildi

Yayınlanma:

|

ABD’nin Çin, Kanada ve Meksika’ya ilave gümrük vergisi getirme niyetini dün ortaya koyması ardından küresel mali piyasalar günü temkinli hatta yön bulmakta zorlanarak tamamladı. Trump yeni döneminde de kendine özgü ve rakiplerini yıldırma politikası barındıran ticaret savaşlarını uygulayarak tam saha pres oynama noktasında kararlı görünmesi, tahmin edildiği üzere, piyasa cephesinde volatiliteye sebep veriyor.

Dün bu bağlamda para birimleri cephesinde Kanada Doları ve Meksika Pezosu sert satışlara sahne olurken, The Economist Dergisi’nin 2025 kapağında da yer aldığı üzere Çin Yuanını da zor günler beklediğini düşünüyoruz. Avrupa cephesinde ise, geride bıraktığımız hafta açıklanan ve büyümenin öncü göstergesi olan zayıf PMI verilerinin yanı sıra, devasa sanayi şirketlerden gelen fabrika kapatma ve işçi çıkarma haberleri (Volkswagen ve Thyssenkrupp) sonrasında son iki yılın en zayıf seviyesini 1,0330 ile test eden EUR yeniden 1,05 seviyelerine yaklaşmak istese de, bunda pek de başarılı olamadı.

Trump’ın deneyimli fon yöneticisi Bessenet’i Hazine Bakanlığı’na önermesi, akabinde de İsrail-Hizbullah ateşkes anlaşması haberleri doların ateşini bir miktar da olsa almayı başardı. Doların bir dizi para birimine göre değerini gösteren sepet kur DXY geride bıraktığımız hafta son bir yılın en yüksek seviyesine ulaşması ardından bir miktar da olsun gerilerken, Bessent ismi ile Amerikan 10 yıllık tahvil getirisini de %4,30 seviyesinin hemen altına geri çekildi. Hatırlanacağı üzere, Trump’ın uygulayacağı politikaların enflasyonist olacağı beklentisi ile 10 yıllık tahvil getirisi FED’in faiz indirdiği bir ortamda %4,50 seviyesine kadar yükselerek son altı ayın en yüksek seviyesini test etmişti.

Piyasaların sesi olacağı beklentisi ile makûl bir isim olarak görülen Bessent’in yanı sıra, İsrail-Hizbullah ateşkes anlaşmasının da yardımı ile dün altının ons fiyatı 2,605 dolar seviyesine kadar gerilerken, benzer bir şekilde gümüşün de ons fiyatı 30 dolar seviyesini test etti. Jeopolitik risklerin azalması ile Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 71,5 dolar seviyesine gerilerken, psikolojik bir seviye olmasının dışında hiç bir anlam taşımayan ve teknik bir seviye de olmayan 100bin doların hemen kıyısından satışlara boyun eğen bitcoin 90,600 dolar seviyesine kadar geri çekildi. Bu sabah altının ons fiyatının 2,640 gümüşün 30,50 bitcoinin ise 93bin dolar seviyesine toparlandığını görüyoruz.

Değer saklama araçları arasında yaşanan bilek güreşinde, bitcoin altın (BTCXAU) rasyosu uzun bi süredir dile getirdiğimiz 37 seviyesini test etmesi arından 34 seviyelerine kadar geri çekildiğini de hazır yeri gelmişken not edelim. Bundan sonraki süreçte ne olacağı yönünde merak edilen soruya da dilimizin döndüğü kadar cevap vermek gerekirse: Trump döneminde piyasalarda artacak volatiliteye hazır olmakta fayda görsek de, altın ve bitcoin cephesinde ara ara kâr satışları ile kesilecek yukarı yönlü hareketleri görmezden gelerek yönün hâlen daha yukarı olduğunu düşündüğümüzü peşinen belirtmemiz gerekiyor. Sanayide kullanımı artan (güneş paneller ve elektrikli araçlar) ve ciddi bir üretim eksikliği olan gümüşün ise mevcut piyasa şartlarında oldukça ucuz kaldığını ve büyük bir potansiyel taşıdığını unutmamak gerektiğinin de altını kalınca çizmek isteriz. Dolar sisteminin sorgulandığı bir ekosistemde, fiziksel varlıklara yönelik talebin daha da artacağını, kısa vadede fiyat dalgalanmalarına rağmen kripto paralar ve kıymetli madenlerin portföylerde yer alması gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz.

Türk mali piyasalarında ise, TCMB’den gelen faiz indirim sinyali ardından son günlerde iyimser bir tablo sergileyen hisse senetleri, dün bir miktar da olsa duraksadı. Ana endeks neredeyse son üç günde %7 yükselmesi ardından dün belki de kâr realizasyonu ihtiyacı ile %0,25 düşerken, bankacılık hisselerinde ise ön plana çıkardığımız 14bin seviyesi etrafında büyük bir mücadelenin yaşandığını ve endeksin dün günü önemli bir değişim kaydetmeden 13,974 seviyesinden tamamladığını not edelim. SPK Başkanı Gönül hisse senedi piyasasındaki açığa satış yasağının yıl sonundan önce kaldırılabileceğini belirtti. Bu adım, piyasaların sağlıklı işleyişini destekleyerek katılımcı sayısını artırabileceğini düşünüyoruz. USDTRY kuru hafifçe yükselerek 34,65 seviyesine gelirken, tahvil ve CDS cephelerinin sakin ve yatay bir seyir izlediğini görüyoruz.

Her ne kadar dün günün büyük bir kısmında Trump’ın tarife haberleri konuşulsa da, gece geç saatlerde ABD’de açıklanacak FED toplantı tutanakları yakından takip edildi. Buna göre, üyeler bir sonraki toplantı için net bir sinyal vermekten imtina etse de mevcut konjonktürün sürmesi hâlinde kademeli faiz indirimlerine devam edileceği ifade edildi. Bu sabah vadeli faiz kontratlarında 18 Aralık toplantısına yönelik 25 baz puan faiz indirimine %64 ihtimal tanındığını görüyoruz.

TCMB’nin de olağan Aralık ayı PPK toplantısının 26 Aralık tarihinde sonuçlanacağını ve otoriteden 250 baz puan faiz indirimi beklediğimizi hazır yeri gelmişken not edelim. Dün bankacılarla bir araya gelen TCMB Başkanı Karahan bugün de İSO üyeleriyle buluşacak. Sanayi kesiminin uzun süredir devam ettirdiği serzenişleri karşısında Başkan Karahan’ın vereceği cevaplar özellikle de faiz noktasıda önem arz edebilir.

ABD piyasaları Şükran Günü tatiline ve Black Friday (Siyah Cuma) gününe hazırlanırken, gözler bugün FED’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim ve harcamalar verisi (PCE) Ekim ayı sonuçlarını takip edecek. Anketlere göre yıllık manşet artışın %2,3 çekirdek artışın ise %2,8 olması bekleniyor. Enflasyonun beklentilerin altında kalması, faiz indirim beklentilerini de yeniden canlandıracaktır. Bugün ayrıca ABD’de büyüme verisi de açıklanacak. ABD borsalarının geceyi %0,5 civarında artıda tamamlamayı başarması ardından bu sabah pasifiğin diğer ucunda karmaşık bir seyir görülüyor. Gösterge endeks Tokyo borsası, daha geniş tanımlı endeks Topix ve Tayvan borsası %1 gerilerken, Çin endekslerinin ise artıda olduğunu görüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yangını TCMB bastırdı. Şimdi gözler güvenin yeniden tesisinde…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta, Türkiye’nin siyasi ikliminde yaşanan değişiklik Türk mali piyasalarında adeta erimeye neden oldu. Önünü göremeyen yatırımcıların artan güven erozyonu ile zedelenen hukuk ve demokrasi kavramlarına paralel önüne arkasına bakmadan sat düğmesine basması ve pozisyon azaltmaya gitmesi ardından Borsa İstanbul %17’ye yakın gerilerken, borsadaki şirketlerin piyasa değeri trilyonlarca TL geriledi. Belki teknik bir ibare olacak ama, bir anda USDTRY kurunun 36,60’lı seviyeden 42,00 seviyesine yükselmesi ile Value at Risk (VAR) (bir yatırımın belirli bir sürede, belirli bir olasılıkla ne kadar zarar edebileceğini tahmin eden bir ölçüdür) metriğin pek çok portföy modellemesinde tetiklenmesi ile başlayan TL varlıklardan çık yönünde emirlere paralel iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %38 seviyesinden %50 seviyesine kadar yükseldi. Uzun bir süredir TCMB’nin kuru savunarak büyük dalgalanmalar izin vermeyeceği yönünde artan güvenin de sarsılması sonrası yurt içi yatırımcıları da ruh hâlinin bozulduğunu itiraf etmek gerekiyor.

Bu minvalde, Hazinenin borçlanma maliyetinin ciddi bir şekilde artması, Türkiye’nin yabancı indinden risklerini gösteren beş yıl vadeli CDS risk priminin de 75 baz puan artışla 323 baz puan seviyesine yükselerek son bir yılın en yüksek seviyesine ya da yerel seçimler öncesi Mart 2024 seviyesine geri döndü. Yurt dışı yatırımcıların bir anda TL varlıklardan çıkıp USD taleplerine yurt içi yerleşiklerin de eklenmesi ile döviz piyasası Çarşamba sabahı kontrolden çıkarken, devamında TCMB’nin kamu bankaları ile piyasa müdâhil olması ardından ilk nazarda 11,2 milyar dolar satan TCMB, akabinde Perşembe ve Cuma günü (bugün açıklanacak veriler ile teyit edeceğiz) piyasa kulislerine göre yaklaşık 5 milyar dolar daha satarak toplam 20 milyar dolara yakın rezerv kaybı yaşadı.

Her ne kadar konu ekonomik olmasa da, uzun bir süredir uyguladığı dezenflasyon programının sekteye uğramaması adına TCMB artan riske karşı Türk Lirası’nın getirisini artırmak ve rezervlerdeki erimeyi ve CDS primindeki yükselişi frenleyebilmek üzere program dışı ya da ani bir Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı kararı alarak gecelik borç verme faizini %44’den %46’ya yükselterek faiz koridorunu genişletmek zorunda kaldı. Bir hafta vadeli repo ihale faizi olan politika faizi olan %42,50’den piyasaya para vermeyi de durduran TCMB’nin piyasada iş gören faiz oranını %45,72 seviyesine itmesi ardından  defacto olarak faizin neredeyse dört baz puan birden artmış olduğunun altını çizelim! Uzun bir süredir dövizin tek alıcısının sadece TCMB olduğu ve aldığı döviz karşılığında piyasa TL vermesi nedeniyle piyasada likidite fazlası olduğunu ve iş gören faizin TCMB’nin borç alma yani faiz koridorunun alt bandına (%41) yakın bir yerden geçtiğini hatırlatalım. Lâkin, son günlerde rollerin hızla değişmesi sonrası piyasaya TCMB’nin sattığı devasa büyüklükte döviz sonrası TL’nin de piyasadan geri çekilecek olması (sterilizasyon) ile likidite şartlarının her geçen gün biraz daha sıkılaşacağını göz ardı etmemek gerekiyor!

Buraya kadar özetlemeye çalıştığım finansal tahribatı iyi kötü finansal yazarlığı olan okurlarımız gözlemlediklerini pekâlâ biliyoruz. Asıl konu, bundan sonra süreç nasıl cereyan edecek? Siyasi iklimde yaşanan bozulma nereye kadar devam edecek, kaybolan yatırımcı güveni, hak hukuk gibi zedelenen kavramlar nasıl yeniden tesis edilecek? En son tahlilde ise TL ve TL cinsi varlıklardan uzaklaşma eğilimi ne kadar daha devam edecek? Elbette biz görevimiz gereği siyasi yorum yapmamız mümkün olmadığı gibi hukukî bilgimizin de oldukça sığ olduğunu peşinen belirtelim.

Dün, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” iddiası ile tutuklanmasına karar verildi. Karar kamuoyunda ve muhalefet cephesinde büyük tepkiyle karşılandı. Toplumsal ve siyasi tansiyon yükselirken, en çok gerçekleşmesinden endişe edilen senaryo yani sokakların ‘karışması’ ise çok şükür gerçekleşmedi. Tutuklamanın “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla olmaması, İBB’ye kayyum atanmasının da önüne geçti. İBB Meclisi vekil belediye başkanını seçeceğini de not edelim. Bu arada, CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan ön seçimde İmamoğlu’na 15 milyon oy çıkarken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş erken seçim talebinde bulundu.

Eğer yeni haftada yeni bir şok ile karşı karşıya kalmazsak, piyasa penceresinden bakılırsa, Cuma günü, hafta sonu riski almak istemeyen ya da hafta sonu korkusu ile yapılan abartılı fiyatlamanın bir nebze de olsun törpülenmeye meyil tutacağını -hatalı olabiliriz- düşünüyoruz. Gözler siyasi cepheye çevrilse de, bir taraftan da AB ve ABD ile Türkiye ilişkilerinde olacaktır ki bu cenahtan yeni haberler gelme ihtimâlini yüksek görüyoruz. Hatta, pazartesi günü kaleme aldığımız raporumuzda belirttiğimiz Türkiye pozitif ekosistem geçerliliğini korusa da, yatırımcıların takdir edeceğiniz üzere konsantrasyonu şu anda başka bir noktaya çevrildi. Hafta sonu, Trump’ın Türkiye’ye F-16 ve hatta F-35 satışına yeniden olumlu yaklaştığı, CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasının da gündeme geldiğini hatırlatmak isteriz.

Hafta sonu yaşanan gelişmeler sonrasında Türk mali piyasalarının haftaya olumsuz bir seyirle başlayabilme ihtimâlini göz ardı etmesek de, TCMB’nin devrede kalmaya devam edeceğini ve gerekli görmesi durumunda risk / getiri ilişkisine paralel TL kullanmayı daha da pahalı hâle getirmekten imtina etmeyeceğini düşünüyoruz. Bu da kur üzerinde baskının azalmaya yüz tutacağı mânâsına geliyor. Yabancı yatırımcının gelişmeleri nasıl fiyatlamaya devam edeceğini tam olarak kestiremesek de, ucuzlayan hisse senetlerine yurt içi yerleşiklerin ilgisinin yeniden artacağını düşünüyoruz. Teknik mânâda ana endekste önemli bir seviyeye olan 8,700 seviyelerine bakacağız. Faizin artış eğiliminde olması, bankacılık hisseleri ve gayrimenkul ilintili hisseler için iyi bir haber olmadığının altını peşinen çizmemiz gerekiyor. XBANK geride bıraktığımız hafta %26,50 düştü! SPK dün gece borsaya destek için birçok yeni karar açıklarken, açığa satışı bir ay süre ile yasakladı. Her zaman söylediğimiz üzere, risk yönetimine dikkat ederek mutlak surette panik eylemlerinden uzak durmamız gerekiyor. USDTRY kuru ilk işlemlerde 38,00 seviyesinde eşleşiyor.

Her ne kadar, TCMB’nin yapılacak olanları süratle yaptığının altını çizmek istesem de, hafta sonu Bankalar Birliği ile düzenlediği teknik toplantıda, ilgili tüm kurumların yakın işbirliğiyle, istikrarın sürdürülmesi için piyasa kuralları içinde her türlü aracın etkin bir şekilde ve kararlılıkla kullanılmaya devam edileceği belirtildi. Bu minvalde, toplantı sonrası Reuters haberlerinden de takip ettiğimiz kadarıyla TCMB’nin ‘kararlı’ duruşunu korumaya devam ettiğini, gerekenin de proaktif olarak yapılmaya devam edileceği yönünde mesajlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Daha basit bir anlatımla, TCMB’nin artan riske karşı getiriyi artırıp likiditeyi de kısarak zor günlerde büyük bir faiz vererek özveri ile biriktirdiği döviz rezervlerini de kullanarak yangını kontrol altına alabilecek araç, gereç ve gücü olduğunu unutmamak gerekiyor! Bundan sonraki sürecin yatırımcı güveninde yaşanacak güven tesisine paralel ilerleyeceğini düşünüyoruz. Yaşanan tahribatın enflasyondan büyümeye, hatta artan faiz daralan likidite ile şirket kârlarına etkisi kuşkusuz olumsuz olacaktır. Bu nedenle, ortamın süratle normalleşmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yeni gün başlangıcında, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını yaşarken, hizmet sektörü de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçti. Artan maliyetler, işgücü sıkıntısı ve küresel ticaret belirsizliği nedeniyle genel iş görünümü Ağustos 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Japonya’nın Nikkei endeksi haftaya yatay başlarken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde görülen hafif yükseliş, Asya cephesinde sınırlı yansıdığını görüyoruz. Yaklaşan ABD tarifeleri yatırımcıların temkinli kalmasına neden olurken, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını, hizmet sektörünün de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçmesi ön plana çıktı.

Asya piyasalarında hâkim renk kırmızı olsa da, satış baskısının kuvvetli olmadığını görüyoruz. Altının ons fiyatı zirve seviyelerden bir adım da olsun uzaklaşarak 3,020 dolar seviyesinden işlem görürken, gümüş ise 33-34 dolar bandında kalmaya devam etti. Gümüşte asıl hareketin eğer gücünü toplarsa 35 dolar sonrasında başlayacağını unutmamak gerekiyor. Öncesinde heyecana kapılmamak gerektiğini düşünüyoruz. Direnişin parası bitcoin yeniden 87bin dolar seviyesine toparlanırken, Avrupa cephesinde Almanya süper harcama paketi ile şaha kalkan tahvil faizlerinin, Kıta Avrupasından borçlu ve kırılgan olan diğer ülkelerin de borçlanma maliyetlerini artırarak risk unsuru yarattı. Süratli bir depara kalkan EURUSD paritesi yorulma emareleri göstermesi sonrası 1,08 seviyesinin diplerine kadar çekilirken, teknik mânâda daha da aşağıda 1,0680 seviyesini takip edeceğiz. Mali piyasaların gündeminde bugün Almanya, Euro Bölgesi ve ABD’de açıklanacak PMI verileri takip edilebilir.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB’nin Likidite Senet İhracı ne anlama geliyor?

Yayınlanma:

|

Yazan:

1. Bankacılık Sektörü Üzerindeki Etkiler

• Bankaların likiditesi azalır: Bankalar bu senetlere yatırım yaptığında, ellerindeki fazla nakdi TCMB’ye park etmiş olur. Bu da piyasadaki toplam likiditenin azalmasına neden olur.
• Mevduat faizleri yükselebilir: Bankalar, TCMB’nin çektiği likiditeyi yerine koymak için mevduat faizlerini artırabilir.

2. Faiz ve Kredi Piyasaları

• Kredi faizleri yükselebilir: Piyasadaki para azaldığı için bankalar kredi vermekte daha temkinli davranabilir ve kredi faizlerini artırabilir.
• Ters repo alternatifi olarak görülebilir: Bankalar için TCMB’nin sunduğu faiz oranı, ters repo piyasasında oluşan faizlerle rekabet edebilir ve piyasada faizlerin yönü üzerinde etkili olabilir.

3. Döviz Kuru Üzerindeki Etkiler

• TL güçlenebilir: Piyasadaki TL miktarı azaldığı için döviz talebi düşebilir ve TL’nin değer kazanmasına yol açabilir. Ancak bu etki, yabancı yatırımcı girişleri ve diğer makroekonomik faktörlere bağlı olarak değişebilir.

4. Borsa Üzerindeki Etkiler

• BIST’te satış baskısı olabilir: Eğer likidite azalır ve faizler yükselirse, yatırımcılar borsadan çıkarak daha güvenli ve getirisi yüksek enstrümanlara (örneğin TCMB’nin ihraç ettiği likidite senetlerine) yönelebilir.

5. Enflasyon Üzerindeki Etkiler

• Enflasyonist baskılar azalabilir: Parasal sıkılaştırma devam ettiği için talep tarafında bir daralma olabilir. Bu da enflasyonu düşürmeye yardımcı olabilir.

Genel Değerlendirecek olursak;

Bu adım, TCMB’nin sıkı para politikasına devam ettiğinin bir işareti. Eğer likidite etkili bir şekilde çekilirse:
✔ TL’nin değeri korunabilir veya güçlenebilir.
✔ Enflasyon baskısı azalabilir.
✔ Kredi faizleri yükselerek ekonomik aktivite bir miktar yavaşlayabilir.

Ancak, piyasaların tepkisi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Özellikle yabancı yatırımcı ilgisi, küresel piyasalardaki gelişmeler ve TCMB’nin faiz politikası belirleyici olacaktır.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Cüneyt TEMİZER – Linkedin

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FİRMALAR İÇİN KUR RİSKİ NE ANLAMA GELİYOR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

KUR RİSKİ ortadan kalktı mı yoksa kısa bir ara mı verdik ?

Bilindiği üzere döviz açığı, şirketlerin döviz cinsinden ve dövize endeksli borçları ile döviz cinsinden veya dövize endeksli alacakları arasındaki farkı ifade eder. Haliyle döviz açığı taşımak demek de kur riski taşımak anlamına gelir.

Şirketlerin kullanmış olduğu toplam kredileri içindeki döviz cinsinden kredilerinin payına bakıldığında, Büyük şirketlerin toplam kredilerinin % 64’ünün, KOBİ’lerin ise % 18’inin döviz cinsinden olduğu görülüyor.

İhracatın yapabilmenin giderek zorlaştığı da göz önüne alındığında, gerek küresel siyasi ve ekonomik belirsizliklerin (ticaret savaşları, kotalar, ek vergiler, kur savaşları) ulusal ekonomilerde yaratacağı finansal risklerden, gerekse ülkemizin kendi dinamikleri çerçevesinde oluşabilecek finansal risklerden korunmak amacıyla, şirketlerin vadeli işlem yapma felsefesine dayanan türev ürün (forward, opsiyon, swap vb.) kullanımına daha da önem vermeleri faydalı olacaktır.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.