Connect with us

ŞİRKETLER

TÜRKONFED anketi: 10 işletmeden 8’i krediye erişemedi

TÜRKONFED’in nisan-haziran dönemini kapsayan “Finansmana Erişim Anketi”nin ikinci çeyrek sonuçları açıklandı. Anket sonuçlarına göre; finansmana erişim kapandı, EYT maliyetleri zorlamaya başladı. TÜRKONFED Başkanı Sönmez, krediler üzerindeki baskının hafifletilmesi ve merkezde alınan kararların sahaya tam yansıması için çağrı yaptı.

Yayınlanma:

|

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) yılın her çeyreğinde üyesi olan iş insanlarıyla yaptığı “Finansmana Erişim Anketi”nin ikinci çeyrek sonuçları açıklandı. Anket sonuçları iş dünyasının finans bulmakta zorluk çektiğini, ekonominin temel sorunlarını ise başta enflasyon olmak üzere ‘finansmana erişim’, ‘güven ve istikrar eksikliği’, ‘üretim eksikliği’, ‘kamu harcamaları ve mali disiplin’, ‘hukukun üstünlüğü ve adalet sistemi’, ‘rekabet gücü ve dış ticaret’ ile ‘liyakatsizlik ve yönetim sorunları’ olarak gördüğünü gösterdi.

Yeni kredi alamayanların oranı arttı, vadeler kısaldı

TÜRKONFED Finansmana Erişim Anketi’nin ikinci çeyrek sonuçları işletmelerin ve iş insanlarının krediye erişiminin zorlaştığını hatta imkânsız hale geldiğini ortaya koydu. Buna göre yılın ikinci çeyreğinde krediye erişemediğini söyleyen iş insanlarının oranı yüzde 82 olurken, değişmedi diyenlerin oranı bir önceki çeyreğe göre yüzde 22’den yüzde 18’e geriledi.

Her 10 işletmeden 8’i ikinci çeyrekte krediye erişemediğini belirtirken, vade yapısının da kısaldığı ifade edildi. İlk çeyrekte 1-12 ay vade yapısına sahip firmaların oranı yüzde 55 iken bu oran ikinci çeyrekte yüzde 70,6 oldu. Kredilere erişimin zorlaşması ile birlikte vadelerin de kısalması işletmelerin finansal risklerinin daha da artması ihtimalini ortaya çıkardı.

Öte yandan kendi kaynakları ve geliri ile işletme sermayesini finanse edenlerin sayısı artarken, tedarikçilerden vadeli satın alma ve müşteri avansları gibi organize olmayan kurum ve kişilerden alınan finansmanda azalma yaşandı.

Finans kurumları ile kredi süreçlerinde sorun yaşadığını belirtenlerin oranı yılın ilk çeyreğinde yüzde 85 iken ikinci çeyrekte yüzde 95’e yükseldi. Yeni kredi limiti alamadığını söyleyen iş insanlarının oranı yüzde 86’lık artışla yüzde 15’ten yüzde 28’e çıkarken, kredi limiti artış yetersizliğini ifade edenlerin oranı yüzde 21, şartların zorlaştırıldığını belirtenlerin oranı da yüzde 46 oldu. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 15 olan bankalardan kredi alma süreçlerinde sorun yaşamayanların oranı, ikinci çeyrekte yüzde 5’e kadar düştü.

EYT maliyetlerini yönetmek giderek zorlaştı 

İş dünyasının öncelikli gündemlerinden biri olan EYT konusu da TÜRKONFED’in anketinde öne çıkan gündemlerden biri oldu. Neredeyse her iki katılımcıdan biri (yüzde 48,9) EYT maliyetlerini yönetmekte zorlandığını söyledi. Bu oran ilk çeyrekte yüzde 39 olarak ölçülmüştü. Her 10 iş insanından 6’sı EYT için açıklanan KGF paketinin banka kredilerine erişimlerini kolaylaştırmadığını ifade etti.

İş insanları EYT’ye ilişkin KGF’nin yanı sıra genel olarak açıklanan KGF kredilerini de yetersiz bulduğunu söyledi. İlk çeyrekte KGF’yi yetersiz bulanların oranı yüzde 85 iken bu oran ikinci çeyrekte yüzde 92,2 oldu. İlk çeyrekte yüzde 74 olan KGF paketlerinin krediye erişimi kolaylaştırmadığını düşünenlerin oranı da ikinci çeyrekte yüzde 83’e yükseldi.

Ekonomi yönetimine karşı temkinli bir iyimserlik var

Katılımcılara Merkez Bankası, BDDK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2022 yılından itibaren aldığı kararların işletmelerine etkileri hakkında düşünceleri de soruldu. İş insanlarının yüzde 90’ı makroihtiyati tedbirlerin ve finansal regülasyonların işletmelerini olumsuz etkilediğini belirtti. Bu oran ilk çeyrekte yüzde 81’di. Öte yandan ankette iş insanlarının tüm bu zorluklara rağmen iyimserliklerini koruduğu da görüldü. Katılımcıların yüzde 55,1’i yılın üçüncü çeyreğinde finansmana erişimin zorlaşacağını söylese de bu oran ilk çeyreğe göre azaldı. 2023’ün ilk çeyreğinde bir sonraki çeyrekte finansmana erişimin zorlaşacağını söyleyenler yüzde 69 iken ikinci çeyrekte bir sonraki dönemde zorlaşma bekleyenlerin oranı yüzde 55 oldu. Aynı zamanda finansmana erişimdeki zorlukların bir sonraki çeyrekte değişmeyeceğini söyleyenlerin oranı birinci çeyrekte yüzde 23 iken ikinci çeyrekte yüzde 33’e yükseldi. Öte yandan anket verileri yeni kabine ve ekonomi yönetimine karşı da ılımlı iyimser ama temkinli olarak yaklaşımın hakim olduğunu gösterdi.

Sönmez: KGF dahil kredi kanalları bir an önce açılmalı

KGF dahil kredi kanallarının bir an önce açılmasının, Türkiye’nin üretim, yatırım, istihdam ve ihracat gücünde bir kesinti yaratmaması gerektiğini vurgulayan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, ekonominin ana yakıtının finansman olduğunu söyledi. Sönmez, “İşletmelerin krediye erişiminin zorlaştığı ve bankaların kredi verme şartlarının ağırlaştığı bir finansman krizi ile karşı karşıyayız. Ortaya çıkan tablo, işletmelerimizin yetersiz finansman sorununun ötesinde artık finansman bulamadıklarını gösteriyor.

Enerjiden ham maddeye, insan kaynağından üretim ve yatırıma işletmelerimizin üzerindeki maliyet yükü artarken, finansmana erişimin imkânsız hale geldiği bir ekonomik ortamda belirsizlikler de artıyor. İyileştirici adımlar ile finansmana erişimde istikrar bekliyoruz. Krediler üzerindeki baskı hafifletilmeli, finansmana erişimde zorlaştırıcı unsurlar ortadan kaldırıldığı gibi kolaylaştırıcı uygulamalar hızla hayata geçirilmeli, kamu teşvik ve desteklerinde etki analizi doğru yapılmalı, merkezde alınan kararların KGF örneğinde olduğu gibi sahaya yansıması sağlanmalı; kısacası ekonominin finansman yakıtının üretim ve ihracatın tüm kılcallarına dağılması sağlanmalıdır” dedi.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Maddi Duran Varlıkların Değerlemesi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Maddi Duran Varlıkların Muhasebeleştirilmesinde Maliyet ve Yeniden Değerleme Modelleri

Maddi duran varlıklar, işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için sahip oldukları fiziksel varlıklar arasında yer alır. Bu varlıkların finansal tablolara doğru şekilde yansıtılması, hem yatırımcıların hem de finansal analiz yapanların sağlıklı kararlar alabilmesi açısından büyük önem taşır. Uluslararası Muhasebe Standartları çerçevesinde, maddi duran varlıkların finansal tablolarda gösterimi için iki temel model mevcuttur: maliyet modeli ve yeniden değerleme modeli.

1. Maliyet Modeli

Maliyet modeli, bir varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonra, finansal tablolarda maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa değer düşüklüğü zararları düşülerek gösterilmesini esas alır. Bu yaklaşımda varlık, edinildiği tarihteki maliyet değerine sadık kalınarak bilançoda yer alır. Bu yöntem; basit, anlaşılır ve uygulaması görece kolaydır. Ancak ekonomik ortamda meydana gelen değişimlerin, özellikle enflasyonist etkilerin, varlığın gerçek değerini yansıtmasını engelleyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

2. Yeniden Değerleme Modeli

Yeniden değerleme modeli ise, maddi duran varlıkların gerçeğe uygun değeri üzerinden muhasebeleştirilmesine olanak tanır. Bu modelde, varlıkların güncel piyasa değerleri düzenli olarak ölçülür ve finansal tablolarda bu güncel değerler üzerinden yer alır. Ancak bu yöntemin uygulanabilmesi için gerçeğe uygun değerin güvenilir bir biçimde ölçülebilir olması gerekir.

Yeniden değerleme sonucu oluşan tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerden, sonraki dönemlerdeki birikmiş amortisman ve değer düşüklüğü zararlarının çıkarılmasıyla belirlenir. Varlıkların değerleri önemli ölçüde değiştiğinde yeniden değerleme yılda bir kez yapılmalıdır. Eğer değer değişimi önemsiz düzeydeyse, bu işlem 3 ila 5 yılda bir gerçekleştirilebilir.

Bu yöntemle finansal tablolar daha gerçekçi bir varlık değerlemesi sunar; ancak değerleme işlemlerinin karmaşıklığı, maliyetleri ve değerleme sıklığının doğru belirlenmesi gibi uygulama zorlukları içerir.

3. Uygulamada Önemli Hususlar

  • Bir varlık sınıfındaki tüm kalemler eş zamanlı olarak yeniden değerlemeye tabi tutulmalıdır. Bu, aynı varlık grubunda farklı tarihlerde yapılan değerlemelerin finansal tabloları yanıltıcı olmasının önüne geçmek içindir.

  • Alternatif olarak, kısa sürede tamamlanacak ve güncelliğini koruyacak şekilde dönüşümlü yeniden değerleme de yapılabilir.

  • İlk kayıt ve ölçüm aşamasında tüm duran varlıklar maliyet bedeliyle kayda alınır. Ancak sonraki ölçümlerde işletme tercihini maliyet modeli veya yeniden değerleme modelinden yana kullanabilir.

4. Değer Düşüklüğü Testi

Maddi duran varlığın finansal tablolarda gösterilen defter değeri ile geri kazanılabilir tutarı karşılaştırılır. Geri kazanılabilir tutar, kullanım değeri ile net gerçeğe uygun değer kıyaslanarak büyük olanı esas alınır. Eğer defter değeri, geri kazanılabilir tutardan yüksekse, bu fark kadar değer düşüklüğü zararı kaydedilir.

Okumaya devam et

Ali Coşkun

30 HAZİRAN: AY SONU UYARILARI

Yayınlanma:

|

Yazan:


Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.

Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;

1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi

Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.

Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.

Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.

2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)

Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.

Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.

İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.

3. Takas Çek Ödemeleri

Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.

Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.

Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.

4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler

KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.

Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.

Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.

Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.

3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.

Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.

Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.

5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları

Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.

Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.

Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.

Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.

Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.

Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.

Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.