Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

VATANDAŞ ENFLASYONDA EZİLİRKEN, BANKALAR KARLILIĞI BEŞE KATLADI

Temmuz ayı için TÜİK’nin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık  %79,6; Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %144,6 olarak; ENAG’ın yıllık %176 olarak enflasyonu açıkladığı gün; BDDK’da banka rasyolarını açıkladı. Vatandaş Enflasyon karşısında ezilirken Bankacılık sektörünün karlılıkta Altın yılını yaşadığı ortaya çıktı.

Yayınlanma:

|

Bankacılık tarihinde görülmemiş kar artışı yakalayan Bankacılık sektörü 2021 ilk yarısındaki 33,8 milyar TL’lik Net karlılığını beş kat artırarak 169,1 milyar TL’ye taşıdığı görüldü. Sektörün, Karlılık yüzde artışı ise % 400,3 oldu. 2021 yıllık 92,9 milyar TL olan karlılığını da aşan sektör kar üzerine kar rekoru sağladı. Üstelik bunu kriz ortamında gerçekleştirdi. O zaman soru şu : Bu değirmenin suyu nereden geldi?

BANKALAR NEREDEN KAR YAPTI?

Bankacılık sektörünün Kar / Zarar Tablosuna bakıldığında 2021 ilk yarısındaki 270,4 milyar TL’lik Faiz Geliri % 99,1 artarak 538,4 milyar TL’ye çıktığı görülmekte. Başka bir ifade ile bankaların faiz geliri ikiye katlamış durumda. Buna karşılık Faiz Giderleri 176,7 milyar TL’den % 43,4 artarak 253,5 milyar TL’ye yükseldi. Dolayısı ile Faiz Giderleri gelirlere göre daha az artınca Net Faiz Giderleri de hali ile anormal artış oldu. 2021 ilk yarısında 93,7 milyar TL olan Net Faiz Gelirleri % 204 artarak 284,9 milyar TL seviyesine yükselmiş durumda. Bunda hiç kuşkusuz KKM hesapların en fazla faiz oranı olarak %17 olarak sabitlenmesinin katkısı büyük oldu. Zira faiz giderlerinin ana kalemi olan vadeli Mevduatların üçte birinin KKM olduğu düşünüldüğünde bankalar için ciddi avantaj sağlanmış durumda. Temmuz sonunda KKM’lerin hacmi 1,1 trilyon seviyesine gelmiş durumda. KKM faiz oranları %17’lerde sabitlenmesi bugün mevduat faiz oranları en iyi tahminle %27’lerde hatta daha üstünde olacaktı ki bu da Bankalara bu kısım mevduat için %10 ek faiz yükü getirecek bu da aylık 9 milyar TL faiz gideri anlamına gelmektedir. Başka bir ifade ile bugünkü KKM rakamları ile Bankalara ek 9 milyar TL dolaylı kaynak aktarılmaktadır ki bu para da Hazine ve Merkez Bankasından çıkmaktadır. Ciddi transfer! Zira, Ekonomi kurmaylar KKM – Mevduat faizlerini sabitlerken Kredi faiz oranlarında herhangi bir fren sistemi kurmadı. Ağustos başında örneğin Ticari Krediler Kamu dışı bankalarda %50’lere dayanmış durumda. Bir taraftan mevduat faizlerini bastırırken diğer taraftan kredileri serbest bırakılması ister istemez banka Net Faiz Gelirlerini de üç kat ve %204 artırmış durumda. Ayrıca; Sektörde 2021 ilk yarısında 93,7 milyar TL olan Faiz Dışı Gelir ise %204 artarak 2022 ilk yarısında 294,9 milyar TL seviyesine yükseldi. Bunda geçen yıl aynı dönemde 21 milyar TL olan Kambiyo zararının 53 milyar TL karlılığa dönmesinin etkisi büyük olduğu görülüyor.

BİLANÇO BÜYÜDÜ

Diğer Taraftan bankaların 2021 sonundaki 9,2 trilyon TL olan Toplam Aktifleri yılın ilk yarısında %27 büyüyerek 11,7 trilyon TL’ye çıkmış durumda. 4,9 trilyon TL olan Nakdi Kredileri de % 28 artarak 6,2 trilyon TL seviyesine yükselirken; 160 milyar TL’lik Takipteki krediler 161 milyar TL seviyesine çıktığı görüldü. Söz konusu kredi takip tutarları hukuki sürecin başladığı krediler olup içinde öz izleme, yakın izleme, yapılandırılan ve yüzdürülen krediler dahil değil. Sektörde sorunlu kredi grubuna giren kredilerin oranı TBB’nin yayınladığı raporlardan %15’ler gibi yüksek seviyesinde olduğu biliniyor.

2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat hacmi ise %28,2 artarak 6,8 trilyon TL seviyesine yükselmiş durumda. Toplam Kredilerin %37’lik kısmını oluşturan 2,5 trilyon TL vadesiz mevduatlarda bulunuyor, ki bu  oran enflasyonist ortamda tasarruf sahiplerinin aleyhine bir durum oluşturuyor. Bazı bankalar otomatik günlük fon alım alt limitlerini yükselterek kendi lehlerine avantaj sağlamış durumda ki bu alana henüz BDDK müdahale etmiş değil. Bankaların insafına kalmış. Bazı bankalar 50 bin USD altına vadeli hesap bile açmıyor.

Sektörün özkaynakları ise 2021 sonunda 714 milyar TL iken %43 artarak 2022 ilk yarısında 1 trilyon lirayı geçmiş durumda.

YERLİ SERMAYELİ BANKALAR NE YAPTI?

Yılın ilk yarısında Yerli Sermayeli Bankalar 2021 sonunda 2,8 trilyon TL olan Aktif Büyüklüğünü %26,6 büyüterek 3,6 trilyon seviyesine yükseltti. 1,4 trilyon TL olan Nakdi Krediler %28 büyüyerek 1,8 trilyon TL seviyesine yükselirken; 59,3 milyar TL’lik Kredi Takip Alacaklar 57,4 milyar TL seviyesine geriledi. Bunda bazı bankaların alacak dosyalarının Varlık Şirketlerine satmasının etkisi oldu. 1,6 trilyon TL’lik Mevduat hacmi de %27,2 artarak 2 trilyon TL’yi aşmış durumda. Yerli Bankalarda mevduatın %41,1’i vadesiz mevduatta yer alırken bu oran sektör ortalamasının da ( %37 ) üzerinde olduğu görüldü. Yerli özel bankaların 261 milyar TL olan özkaynakları ise % 41,4 artarak 369 milyar TL seviyesine ulaştı.

2021 ilk yarısında 36,7 milyar TL Net Faiz Geliri yaratan yerli Özel bankalar 2022 ilk yarısında % 179,8’lik bir artış ile 102,7 milyar TL Net Faiz geliri sağladı. 2021 ilk yarısında 13,7 milyar TL olan Net Karlılık da %  438 artarak 73,7 milyar TL seviyesine, sektör ortalamasının üzerinde net kar yapmış durumda.

YABANCI SERMAYELİ BANKALAR NE YAPTI?

Yılın ilk yarısında Yabancı Sermayeli Bankalar 2021 sonunda 2,3 trilyon TL olan Aktif Büyüklüğünü %28,2 büyüterek 3 trilyon seviyesine yükseltti. 1,1 trilyon TL olan Nakdi Krediler %30,5 büyüyerek 1,5 trilyon TL seviyesine yükselirken; 52,1 milyar TL’lik Kredi Takip Alacaklar 52,4 milyar TL seviyesine yükseldi. 1,5 trilyon TL’lik Mevduat hacmi de %28,5 artarak 1,9 trilyon TL’yi aşmış durumda. Yabancı Bankalarda mevduatın %43’ü vadesiz mevduatta yer alırken bu oran sektör ortalamasının da (%37 )  oldukça üzerinde olduğu görüldü. Yabancı sermayeli bankaların 194 milyar TL olan özkaynakları ise %39,7 artarak 271 milyar TL seviyesine ulaştı.

2021 ilk yarısında 32,9 milyar TL Net Faiz Geliri yaratan Yabancı Sermayeli bankalar 2022 ilk yarısında % 136’lık bir artış ile 77,7 milyar TL Net Faiz geliri sağladı. 2021 ilk yarısında 12,7 milyar TL olan Net Karlılık da %321 artarak 53,5 milyar TL seviyesine net kar artışı sağladı.

KAMU BANKALARI NE YAPTI?

Yılın ilk yarısında Kamu Bankaları 2021 sonunda 4 trilyon TL olan Aktif Büyüklüğünü %26,8 büyüterek 5 trilyon seviyesine yükseltti. 2,3 trilyon TL olan Nakdi Krediler %27 büyüyerek 2,9 trilyon TL seviyesine yükselirken; 48,7 milyar TL’lik Kredi Takip Alacaklar 51,1 milyar TL seviyesine yükseldi. 2,2 trilyon TL’lik Mevduat hacmi de %28,6 artarak 2,8 trilyon TL’yi aşmış durumda. Kamu Bankaları mevduatın %30’ü vadesiz mevduatta yer alırken bu oran sektör ortalamasının da (%37 )  oldukça altında olduğu görüldü. Kamu bankaların 258 milyar TL olan özkaynakları ise %50 artarak 387 milyar TL seviyesine ulaştı.

2021 ilk yarısında 24 milyar TL Net Faiz Geliri yaratan Kamu Bankalar 2022 ilk yarısında % 335’lık bir artış ile 104,5 milyar TL Net Faiz geliri sağladı. 2021 ilk yarısında 7,4 milyar TL olan Net Karlılık da %466 artarak 41,9 milyar TL seviyesine net kar artışı sağladı.

Bu arada bankalar için USD/TL döviz seviyesinin ne olacağı; Enflasyon oranlarının artarak devam etmesi; yaklaşan seçim süreci ve uluslararası arena riskli bölge sayısının artması, devam eden Ukrayna – Rusya savaşı; Kredi Risk Primi – CDS oranının Türkiye aleyhine artış ve bankaların çevirmesi gereken sendikasyon kredilerdeki maliye baskısı; Kamu otoritesinin sektörü direkt etkileyen ani yasal düzenlemeler; COVİD-19 belirsizliği önümüzdeki dönemde bilançoları için ciddi tehditler olarak kendini gösteriyor.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.bankavitrini.com

BANKA ANALİZLERİ

ALAATTİN AKTAŞ: Bakalım bankalar bu yükü ne kadar taşıyabilecek!

✔ Bankalar giderek daha da kıskaca alınıyor. Paranın maliyeti artıyor, o parayı kullanma alanları kısıtlanıyor. Bakalım ilk çeyrek bilançoları nasıl gelecek?

✔ Enflasyonun yarısı kadar olan kredi faizi şimdi mevduat faizinin de altına indi. Çok iyi değil mi; ama önce bu krediyi bulmanız ve alabilmeniz gerekiyor!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların ortalama faiz maliyetini hesaplamak pek kolay değil. Bir kere yalnızca mevduata ödenen faize bakmak yetmez. Kaldı ki mevduatın vade dağılımı bankadan bankaya değişir, bu yüzden ortalama maliyet de değişir. Dolayısıyla her bankanın durumu farklılık gösterir.

Tüm bankacılık sistemi için tahmin yürütmek ise daha kolay. Bankalardaki mevduatın ortalama vadesi belli, hangi vadeye ne kadar faiz verildiği belli. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre mevduatın bankalara ortalama maliyeti yüzde 17 dolayında. Bu hesaplamayı yaparken vadesiz mevduata hiç faiz uygulanmadığını varsayıyoruz.

Ancak bankaların başka kaynakları da var tabii ki…

Örneğin kur korumalı mevduat. Bu mevduatın faizi çok daha düşük; mevcut durumda TL cinsinden açılan KKM için en fazla yüzde 11.50. DTH dönüşümlülerde daha yüksek.

Mevduat dışında kaynaklar da var. Merkez Bankası’ndan kullanılan kaynak gibi… Diğer borçlanma araçları gibi…

Üç ay vadeliyi gösterge alırsak…

Toplam mevduat içinde en büyük pay üç aya kadar vadeli mevduatta. Üç aya kadar vadeli diyoruz ama buradaki vade de daha çok 32 gün.

Tüm bankalar ortalamasında üç aya kadar vadeli mevduata 2021 başından 10 Mart’a kadar uygulanan faizin haftalık seyri ile yine tüm bankalar ortalamasında ihtiyaç, taşıt ve konut kredisi ortalama faizini gösteren tüketici kredisi faizini çıkardık. Nasıl bir seyir olduğu grafikte yer alıyor.
Bu yılın mart ayına kadar kredi faizi mevduat faizinin üstünde. Martta ise iki faiz yer değiştirmiş; artık mevduat faizi kredi faizinden daha fazla.

Bir kez daha vurgulamak gerek. Üç aya kadar vadeli mevduatın 10 Mart itibarıyla yüzde 27.83 olan faizi, aynı tarihte yüzde 24.82 düzeyinde bulunan tüketici kredisi faizinin üstünde ama bu yanıltmasın. Bankaların ortalama faiz maliyeti çok daha düşük; tüm vadelerin ortalamasını yazdım, yüzde 17. Bu iki faizi bir fikir vermesi için grafiğe döktük.

Bankalar zorlanırsa…

Girişte de belirttim; bankaların ortalama maliyetini hesaplamak mümkün değil. Hele hele banka bazında hiç mümkün değil. Ancak gidişatı herkes görüyor.

Bir yandan paranın maliyeti artıyor.

Bu para zorunlu olarak düşük getirili kamu kağıtlarına yatırılıyor. Yetmezmiş gibi kredi faizlerini baskılayacak adımlar atılıyor. Yani sonuçta para pahalanıyor ama o para giderek daha düşük getiri sağlayabilecek şekilde kullanılmak zorunda kalınıyor.

Bu nereye kadar sürdürülebilecek?

Paranın paçal maliyeti ile kredi faizi arasındaki farkın giderek daralması bankalar için hiç de hoş bir senaryoya işaret etmez. Hiç kimse herhangi bir ticari işletmenin zor durumda kalmasıyla bankaları aynı kefeye koymasın. Türkiye bunu yıllar önce yaşadı, çok ağır bedeller ödendi ve bunların tekrarı yaşanmasın diye çok radikal önlemler alındı.

Bankaların elindeki paraya adeta el koymanın, o parayı belli alanlara zorunlu olarak kanalize etmenin ve kredi faizini baskılamanın sisteme nasıl bir yük bindirdiği ve bunun sonuçları ilk çeyrek bilançolarında kendini gösterecek.

100 bin liraya sıfır Mercedes, ama araba yok ki!

Mevduat ve kredi faizindeki son oranlar adeta “Kredi al, mevduata yatır ve para kazan” diyor.
Ama “ufak” bir sorun var!

Krediyi bulabilirsen!

Mercedes’in en son model, en donanımlı otomobili Türkiye’de örneğin 100 bin liraya satılacak, böyle bir karar alınmış. Şahane değil mi! Şahane de, bir şartla; o otomobili bulup alırsanız! Türkiye’ye ayda yalnızca bir otomobil geliyorsa sizce kim alabilir o otomobili!

Kredi faizi düşük. Bu da şahane! Enflasyon yüzde 55’ler dolayındayken bu faiz tabii ki şahane!
Ama krediyi bulabilene…

Bankaların kredi faizini böylesine aşağı çekmesinin nedeni de malum. Kredi faizini düşürmeyen banka ekonomik yönden dayak yiyor da ondan. Öyle kısıtlayıcı önlemler getiriliyor ki banka da kredi kullandırmamak için bin dereden su getirtiyor. Suyu getirebilen parayı götürüyor, getiremeyen “Faiz ne kadar düşük” diye avunuyor.

Siyasetçi de “Bakın kredi faizini nerelere indirdik” diye övünüyor. Oysa kredi, 100 bin liraya satılan Mercedes gibi!

Kaynak transferinin dik âlâsı!

Ekonomide emir demiri kesmiyor. Ama olsun, biz keseceğini zannediyoruz. Öyle zannettiğimiz için de neredeyse her gün tuhaf bir karara imza atıyoruz. Bir tarafı bozunca diğer taraf da bozuluyor. Bu sefer onu düzeltelim derken başka bir falso!

Oysa ekonomide su akıp yolunu buluyor. Dere yatağına bina yapınca doğa nasıl bildiğini okuyor ve yıkıp geçiyorsa, ekonomide de aslında aynısı oluyor, görebilene!

Ama bu söylediklerim “Ne yapsınlar, bu kadar biliyorlar” diye geçiştirilebilecek kadar basit değil! Bazı “hatalar” var ki ne sonuç doğuracağı biline biline yapılıyor.

Örneğin enflasyonun yüzde 55’lerde gezdiği bir dönemde, ki o da düşmüş hali, kredi faizini bu oranın yarısına, hatta daha aşağıya indirme çabasının anlamı ne? Sorsanız verilecek yanıt belli; fiyatlar üstündeki baskıyı kırmak, maliyetleri aşağı çekmek. Ne kadar iyi niyetli bir yaklaşım!
İyi güzel de, enfl asyon dediğimiz ne; herhangi bir mal ya da hizmeti üretenlerin satış fiyatındaki artış. Satış fiyatını yüzde 55 dolayında artırmış olanlara yüzde 20-25 maliyetle para kullandırmak “biraz” servet transferi olmuyor mu?

Oluyor değil mi!

Peki bu transfer kimden kime?

Tasarruf eden, edebilen, “yarın ne olur ne olmaz” diye köşeye üç beş kuruş atan vatandaştan… Onların mevduatına verilen çok düşük faizden…

Başka bir kaynak daha var; kamu… Merkez Bankası bankaları sürekli düşürülen ve enflasyonun çok çok altına çekilen faizle fonlarken bu para dönüp dolaşıp kredi kullanana kaynak olmuyor mu?

Ekonomim

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ 2022 YILIDAKİ KAR PATLAMASINA KARŞILIK PANİKTE

Yayınlanma:

|

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 yılı mali verileri açıkladı. 2021’de 93 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 sonunda karlılığını %366 artırarak 433 milyar TL Net Karlılık açıkladı.

2021 Aralık aylık bazda 17,6 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Aralık ayında ise 2,5 kat artış ile 44,4 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.

Bilanço büyümeye devam etti

2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör 2022 yılında %56 büyüme ile 14,3 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %55 artış ile 7,6 trilyon TL seviyesine yükselirken;  Takipteki Krediler 3 milyar TL artışla 163 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 yılında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 370 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 25,5 milyar TL artmış durumda.

2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %67 artış ile 2022’de 8 Trilyon 862 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35,5’ine denk gelen 3,1 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile yapısı değişse de Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu sonucu kredilerden yaratılan mevduatın etkisi büyük oldu. Enflasyon ortamında bankalardaki mevduatın artması ise Türk Bankacılık sektörünün müşterilere dayatmasından ne kadarının oluşturulduğunun tespiti yönünde bir çalışma TCMB ve BDDK tarafından yapılmış değil.

Net Karlılık % 366 arttı

Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 yılında 265 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 764 milyar TL seviyesine ulaşarak %188 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek  yıl sonunu kısmı düşüş ile 1 trilyon 385 milyar TL seviyesinde kapamış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 yılında 160 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 yılında bu gelirini %95 artırarak 312 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.

Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor

Bankacılık Sektöründeki bu Kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve  sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık  dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.

Sektör Katılım Bankaları formatına sokuldu

Ticari Kredilerde Sektörün Katılım Bankası formatına sokulup sadece fatura karşılığı kredi kullandırılabilmesi “fatura kaosu” yaratırken; Ticari segment firmaların bankalara fatura sunamadıkları leasing taksiti, kredi geri ödemeleri, maaş ödemeleri için ana harcamalarda kredi kullanamaması reel piyasaları da tam anlamı ile germiş durumda. Kanun koyucu bu uygulamayı sadece Kamu bankalarında yapsaydı bu kadar tepki gelmezdi fakat tüm sektöre dayatması bankacıları da rahatsız etmiş durumda. Tüm çabalara karşı KKM dışında Dolarizasyonun önüne geçmek için yeni ürünler sunulamaması bunun yerine bankalar üzerinden Ticari Kredilere fren uygulamalar içine girmesi özellikle Sanayi firmalarında küçülme sürecini de beraberinde getirdi. Sanayide Enerji tüketimi azalırken, küçülme anlayışı ile birlikte işten çıkarmalar da başlamış durumda. Bankacılık üzerinden dolarizasyonun faturası Ticari Segment firmalara çıkarılırken, ithalatın %80’ni hammadde olan reel piyasada tam karşılığının olmaması da iş dünyasında huzursuzluk yaratmış durumda. Firmalara döviz almayın demek faaliyetinizi küçültün demekle eş anlamlı gelmekte. Ocak ayı sonunda Ticari Segment Kredi faizleri de %28-30 seviyesine yükselmiş durumda. İlk defa bu dönemde Rating Notu yüksek olan firmalar da kredi kullanmakta zorlanıyor. Bankacılık tarihinde ilk defa “Rating notu yüksek” diye kredi vermeme deneyimi yaşıyor. Zira, ekonomi kurmaylar açıklanan yeni KGF Paketinde dahi Rating notu yüksek firmaların desteklenmemesi reel piyasa şaşkınlıkla karşıladı. Bu kararlarla finansal yönetimi iyi yapan firmalar da cezalandırılmış oldu. Sorunlar kar topu gibi büyüyerek kontrol edilemez noktaya doğru giderken reel piyasalarda yıkıcı etkiler başlamış durumda!

Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist   www.bankavitrini.com

Konu ile ilgili yazılar: 

TİCARİ KREDİLERDE FATURA KAOSU – BankaVitrini

BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini

TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini

TEKSTİLDE ÇİN KABUSU – BankaVitrini

YANLIŞ KARARLAR YATIRIMCIYI VURDU – BankaVitrini

BANKALARDA ‘KREDİ BLOKELİ KREDİ’ DÖNEMİ BAŞLADI – BankaVitrini

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

BANKALARIN NET KARLILIĞI 10 AYDA % 409 ARTTI

Yayınlanma:

|

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 Ekim ayı mali verileri açıkladı. 2021 Ekim ayında 66 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 Ekim’de karlılığını %409 artırarak 336 milyar TL Net Karlılık açıkladı.

2021 Ekim aylık bazda 9,1 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Ekim ayında ise 5 kat artış ile 49,5 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.

Bilanço büyümeye devam etti

2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör yılın on ayında %46 büyüme ile 13,4 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %44 artış ile 7 trilyon TL seviyesine yükselirken;  Takipteki Krediler 1 milyar TL artışla 161 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 ilk on ayında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 333 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 10 milyar TL artmış durumda.

2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %57 artış ile 2022’de 8 Trilyon 347 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35’ine denk gelen 2,9 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile azalsa da Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu konmasının etkisi büyük oldu.

Karlılık % 409 arttı

Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 ilk on ayında 184 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 572 milyar TL seviyesine ulaşarak %211 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek  Ekim sonunda 1 trilyon 735 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 ilk on ayında 126 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 aynı dönemde bu gelirini %94 artırarak 244 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.

Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor

Bankacılık Sektöründeki bu kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve  sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık  dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün son çeyrekte çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.

Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist

Okumaya devam et

KATEGORİLER

ALTIN – DÖVİZ

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www paravitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.