BANKA HABERLERİ
Yapay Zeka cevapladı: Liyakatsız Etkin Yönetici Bankayı nasıl etkiler?
Bankacılık sektörü Likayatsız fakat etkin yöneticilerden çok çekti… 1990’lardaki batan bankalarda, bu tarz yöneticilerin etkisi fazlası ile oldu. Bu yöneticiler banka dışına çıksa da gittikleri her kurumda benzer süreçleri yaşattıkları görüldü. Kurum Kültürü yerine kişisel egoların ortaya çıktığı, likayatsızlığı bastırmak için aşırı despot ve mobing içeren davranış şekilleri bu yöneticilerin ortak özelliği olurken, çevresinde oluşturdukları ateş çemberi zamanla içinden çıkılmaz hal alıp, kontrol edilemez sürecin içine girince; sonları kendi kendini sokan akrep gibi oldukları görüldü. Bu kişiler gidince Kurumlar da aldıkları hasarları ile baş başa kaldı.

Yayınlanma:
9 ay önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
ChatGPT 4o’a sorduk: Liyakatsız Etkin bir yönetici Bankayı nasıl etkiler?
Bir bankanın yönetiminde liyakatsız bir kişinin etkin olması, bankanın genel işleyişini ve geleceğini ciddi şekilde riske atabilir. Bankalar, güvene ve sağlam yönetime dayalı kuruluşlar olduğundan, liyakatsız bir liderlik veya karar alma süreci çok daha büyük ve derin sonuçlara yol açabilir. İşte böyle bir durumda bankanın karşı karşıya kalabileceği tehlikeler:
1. Finansal Risklerin Artması:
Bankalar, müşterilerinin yatırımlarını, mevduatlarını ve kredi portföylerini yöneten kuruluşlardır. Liyakatsız bir kişi, bu süreçleri yanlış yöneterek bankayı büyük finansal risklerle karşı karşıya bırakabilir. Yanlış yatırım kararları, kredilendirme politikalarındaki hatalar ve risk yönetimindeki eksiklikler, bankanın likiditesini ve kârlılığını tehdit eder.
2. Düzenleyici Kurumlarla Problemler:
Bankalar sıkı düzenlemelere tabi kuruluşlardır. Liyakatsız bir lider, bu düzenlemeleri ihmal edebilir veya yanlış uygulayabilir. Sonuç olarak, bankanın düzenleyici kurumlar (BDDK, SPK vb.) tarafından cezalara maruz kalması ya da denetim süreçlerinde sıkıntı yaşaması kaçınılmaz hale gelir. Hatta bu durum, bankanın lisansının askıya alınmasına veya kaybedilmesine bile neden olabilir.
3. Müşteri Güveninin Kaybedilmesi:
Bankalar, müşterilerinin güveniyle ayakta kalır. Liyakatsız bir kişinin banka yönetiminde olması, hatalı kararlar ve müşteri odaklı olmayan uygulamalara yol açar. Müşteriler, banka hizmetlerinde kalite düşüşü yaşandığında ya da bankanın finansal istikrarına dair endişeler duyduğunda, hesaplarını başka bankalara taşır. Müşteri güveninin kaybı, bankanın müşteri portföyünün daralmasına ve pazar payının düşmesine yol açar.
4. Kötü Kredi Yönetimi:
Liyakatsız bir yönetici, riskli projelere ve yeterli teminatı olmayan müşterilere kredi vermek gibi hatalı kararlar alabilir. Bu durum, bankanın kredi portföyünü zayıflatır ve batık kredi oranlarını artırır. Yüksek batık kredi oranları ise bankanın sermaye yapısını zedeler ve mali yapısının bozulmasına neden olur.
5. İç Denetim ve Kontrol Zafiyetleri:
Bankaların etkin bir şekilde çalışabilmesi için güçlü iç denetim ve kontrol mekanizmaları gerekir. Liyakatsız bir kişi, bu mekanizmaları ya göz ardı eder ya da zayıflatır. İç denetim eksiklikleri, dolandırıcılık, yolsuzluk ve diğer mali suistimallere kapı aralar. Bu durum, bankanın mali güvenilirliğini tehlikeye atar ve itibarını zedeler.
6. İtibar Kaybı:
Bankaların itibarı, müşteri ve yatırımcı güveni açısından kritik öneme sahiptir. Liyakatsız bir yönetici, etik olmayan davranışlar sergileyebilir veya bankanın adını skandallarla ilişkilendirebilir. Bu tür olaylar, medyada geniş yankı bulur ve bankanın itibarını ciddi şekilde zedeler. İtibar kaybı, yatırımcıların ve büyük kurumsal müşterilerin bankadan uzaklaşmasına neden olur.
7. Çalışan Bağlılığının Zayıflaması:
Liyakatsız bir kişi, bankanın iç işleyişinde adaletsiz uygulamalara, adaletsiz terfilere ve kötü yönetim süreçlerine neden olabilir. Bu da banka çalışanlarının motivasyonunu düşürür, moral bozukluğuna yol açar ve yüksek çalışan devir oranına sebep olur. Banka içerisindeki yetenekli çalışanlar, bu tür bir ortamda kalmak istemeyerek bankadan ayrılırlar. Bu da bankanın nitelikli iş gücünü kaybetmesine yol açar.
8. Stratejik Hatalar:
Bankanın büyüme stratejileri, yeni ürün geliştirme ya da dijital dönüşüm gibi süreçlerde liyakatsız bir kişinin liderliği, ciddi stratejik hatalara yol açabilir. Gelecek vaat eden projeler göz ardı edilebilirken, yüksek riskli projelere gereğinden fazla yatırım yapılabilir. Stratejik hatalar bankayı rekabetin gerisinde bırakır ve uzun vadede başarısızlığa sürükleyebilir.
9. Kurum Kültürünün Çürümesi:
Bankanın organizasyon yapısında liyakatsiz bir kişinin varlığı, genel kurum kültürünü zayıflatır. Adaletin olmadığı bir ortam, çalışanlar arasında hayal kırıklığı ve güvensizlik yaratır. Bu tür bir ortam, verimliliği düşürür ve bankanın iç iletişim kanallarını tıkar. Banka içinde oluşan bu kültürel çürüme, uzun vadede müşteri memnuniyetini ve operasyonel başarıyı olumsuz etkiler.
10. Hukuki Problemler:
Liyakatsız bir kişi, hukuki süreçleri yönetirken dikkatsiz davranabilir ve bankanın çeşitli davalarla karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Müşterilerle yaşanan anlaşmazlıklar, çalışan haklarının ihlali ya da düzenleyici kurumlarla yaşanan uyumsuzluklar, bankanın hukuki süreçlere gömülmesine neden olabilir. Bu da hem maliyetli hem de itibar zedeleyici sonuçlar doğurur.
Sonuç:
Bir bankada liyakatsız bir kişinin etkin rol oynaması, bankanın finansal yapısını, müşterileriyle olan ilişkisini ve iç işleyişini tehlikeye atarak bankayı hızla çöküşe götürebilir. Banka, güven temelli bir kurum olduğu için, bu güvenin kaybedilmesi ve finansal zafiyetlerin ortaya çıkması bankanın sürdürülebilirliğini riske sokar ve iflasa kadar gidebilecek bir süreç başlatabilir.
LİYAKATSIZ YÖNETİCİ KURUM KÜLTÜRÜNÜ NASIL YOK EDER?
Liyakatsız bir kişi, kurum kültürünü çeşitli şekillerde yok edebilir. Kurum kültürü, bir organizasyonun değerlerini, normlarını ve çalışma ortamını belirler. Liyakatsız bir kişinin etkisi, bu kültürü sarsıp, organizasyonu kimliksiz bir hale getirebilir. İşte bu sürecin başlıca yolları:
1. Değerlerin ve İlkelerin Zedelenmesi:
Kurum kültürü, genellikle adalet, şeffaflık, liyakat gibi değerler üzerine kurulur. Liyakatsız bir kişi, bu değerleri hiçe sayarak kurum içinde etik dışı davranışları normalleştirir. Adil olmayan kararlar ve liyakatsız terfiler, kurum kültürünün temelini oluşturan değerleri yıkar.
2. İletişim Kanallarının Tıkanması:
Sağlıklı bir kurum kültürü, açık ve dürüst iletişim üzerine inşa edilir. Liyakatsız bir kişi, kendine yönelik eleştirilere kapalı olabilir ve geri bildirim mekanizmalarını kapatarak, çalışanların kendilerini ifade etmelerini zorlaştırabilir. Bu, iletişim kanallarının kapanmasına ve şeffaflığın yok olmasına yol açar.
3. Korku Kültürü Oluşturma:
Liyakatsız bir kişi, pozisyonunu korumak için korku ve baskı taktiklerine başvurabilir. İnsanları sindirerek, hatalarını örtbas ederek ve yetkiyi kötüye kullanarak, bir “korku kültürü” yaratabilir. Bu ortamda, çalışanlar kendilerini güvende hissetmez ve risk almaktan kaçınırlar, bu da yenilikçiliğin ve verimliliğin düşmesine yol açar.
4. Çalışanların Motivasyonunun Düşmesi:
Liyakatsız bir kişinin etkin pozisyonda olması, çalışanlar arasında moral bozukluğuna yol açar. İşe gösterilen özen ve performansın takdir edilmediğini gören çalışanlar, motivasyonlarını kaybederler. Bu da kurum kültürünün temel yapı taşlarından olan çalışan bağlılığını ve aidiyet duygusunu zedeler.
5. Adam Kayırma ve Kutuplaşma:
Liyakatsız bir kişi, kurum içinde kendi etrafında bir çevre oluşturarak adam kayırma yoluna gidebilir. Bu durum, kurum içinde gruplar ve kutuplaşmalar yaratır. Liyakatli çalışanlar dışlanırken, yetersiz ama kayrılan kişiler terfi alır. Sonuç olarak, ekipler arasındaki işbirliği ve dayanışma kaybolur.
6. Etik Standartların Düşmesi:
Liyakatsız bir kişi, etik dışı kararlar vererek ve sorumluluklardan kaçınarak kurum içinde etik standartları zayıflatabilir. Bu davranışlar, zamanla diğer çalışanların da bu tür etik dışı davranışları normalleştirmesine neden olabilir. Böylece, kurumun etik çerçevesi tamamen çözülmeye başlar.
7. Uzun Vadeli Vizyonun Sabote Edilmesi:
Kurum kültürü, genellikle bir vizyon ve uzun vadeli hedefler üzerine inşa edilir. Liyakatsız bir kişi, kısa vadeli kişisel çıkarlar peşinde koşarak bu vizyonu sabote edebilir. Bu da kurumsal hedeflerin bulanıklaşmasına ve çalışanların motivasyonunu yitirmesine neden olur.
8. Kurumsal Aidiyetin Kaybolması:
Liyakatsız bir kişinin varlığı, çalışanların kuruma olan aidiyet duygusunu zayıflatır. Liyakatin ödüllendirilmediği, adaletin olmadığı bir ortamda, çalışanlar kendilerini değerli hissetmezler. Bu durum, özellikle uzun vadede sadakatin ve kurum içi bağlılığın azalmasına yol açar.
9. Liderlik Eksikliği:
Liyakatsız bir kişi, liderlik vasfından yoksun olduğu için ilham verici bir rol model olamaz. Çalışanlar liderlerine güvenmediği sürece, kurumsal kültür zarar görür ve herkes kendi çıkarlarına göre hareket etmeye başlar. Bu, organizasyon içinde kaos yaratabilir ve kurumsal hedeflerin unutulmasına yol açabilir.
10. Olumsuz Örnek Olma:
Liyakatsız kişi, çalıştığı ortamda diğer çalışanlara olumsuz bir örnek teşkil eder. Kendi çıkarlarını ön planda tutan, verimsiz çalışan veya etik kuralları çiğneyen bir lider, diğer çalışanları da benzer şekilde davranmaya teşvik edebilir. Bu, kurumun genel işleyişini bozar ve kültürü yozlaştırır.
Liyakatsız bir kişinin kurum içinde bu tür davranışlarla etkin olması, kurumu hem içeriden hem de dışarıdan yıpratır. Böylece, zamanla kurumun kimliği, güvenilirliği ve sağlam temeller üzerine inşa edilen kültürü yıkılır.
LİYAKATSIZ YÖNETİCİ UZUN VADEDE BANKAYI NE HALE GETİRİR?
Liyakatsız bir kişinin uzun vadede bir bankanın yönetiminde etkin olması, bankayı ciddi finansal, kurumsal ve itibar kayıplarına sürükleyebilir. Bu tür bir kişinin yönettiği bir banka, aşağıdaki olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalabilir:
1. Finansal Dengesizlik ve Çöküş:
Liyakatsız bir kişi, banka için doğru finansal stratejileri geliştiremez. Yanlış kredi politikaları, kötü yatırımlar ve risk yönetimi eksiklikleri, bankanın likidite ve kârlılık sorunlarına yol açar. Batık kredi oranları artar, riskli yatırım kararları alınır ve sonunda bankanın mali yapısı çökebilir. Bu durum, bankanın iflasına ya da birleştirme/satış yoluyla başka bir kurum tarafından devralınmasına neden olabilir.
2. Yüksek Batık Kredi Oranları:
Kötü kredi yönetimi, yeterli teminatı olmayan veya geri ödemesi yüksek risk taşıyan müşterilere kredi verilmesi, bankanın finansal sağlığını zayıflatır. Liyakatsız yönetim, riskli kredilendirme politikalarına yol açarak geri dönmeyen kredi oranlarını artırır. Bankanın zarar etmesi, sermaye yetersizliği ile sonuçlanır ve müdahale edilmediği takdirde bankanın çökmesine neden olabilir.
3. İtibar Kaybı:
Bankaların güvene dayalı çalıştığı göz önüne alındığında, liyakatsız bir kişi skandallara, etik dışı uygulamalara ve müşteri memnuniyetsizliğine yol açabilir. Bu tür durumlar, bankanın itibarını ciddi şekilde zedeler. İtibar kaybı, müşterilerin ve yatırımcıların bankadan uzaklaşmasına ve diğer finansal kurumların bankayla işbirliği yapmaktan kaçınmasına neden olur. Sonuçta, bankanın piyasadaki güvenilirliği hızla düşer.
4. Müşteri Kayıpları ve Pazar Payının Düşmesi:
Liyakatsız bir kişi müşteri odaklı bir yaklaşım sergileyemez ve bankanın ürün ve hizmet kalitesini sürdüremez. Müşteri memnuniyetsizliği, bankanın müşteri tabanında kayıplara yol açar. Bankadan memnun olmayan müşteriler, alternatif bankalara yönelir. Bu durum, bankanın müşteri portföyünü daraltır ve bankanın sektördeki pazar payının küçülmesine neden olur.
5. Çalışan Moralinin ve Yetkin İş Gücünün Kaybı:
Liyakatsız bir yönetim, çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını azaltır. Adaletsiz terfiler, kötü liderlik ve iş yerindeki olumsuz ortam, yetenekli ve deneyimli çalışanların bankayı terk etmesine neden olur. Bu durum, bankanın insan kaynağı kalitesini düşürür, inovasyon ve verimlilik zayıflar. Sonuçta, bankanın genel performansı geriler ve uzun vadede rekabet avantajını kaybeder.
6. Düzenleyici Kurumlarla Yaşanan Sorunlar:
Bankalar, sıkı denetim ve düzenlemelere tabi kuruluşlardır. Liyakatsız bir yönetici, düzenleyici kurumlarla uyumlu çalışmayı başaramayabilir ve yasal sorunlara yol açabilir. Yetersiz uyum politikaları, bankanın büyük para cezalarına çarptırılmasına, denetimlerin sıklaşmasına veya faaliyet lisansının kısıtlanmasına neden olabilir. Bu, bankanın faaliyetlerini ciddi şekilde sekteye uğratır.
7. Stratejik Hatalar ve Rekabetin Gerisinde Kalma:
Liyakatsız bir kişi, bankanın dijital dönüşüm, inovasyon, yeni ürün geliştirme gibi kritik alanlarda yanlış kararlar alabilir. Bankanın stratejik büyüme hedefleri göz ardı edilir veya yanlış yönlendirilir. Bu da bankayı, rakip bankaların gerisinde bırakarak uzun vadede rekabet avantajını kaybetmesine neden olur. Dijitalleşme süreçlerinin ve teknoloji yatırımlarının ihmal edilmesi, bankayı piyasada geri plana iter.
8. Kurumsal Kültürün Bozulması:
Liyakatsız bir kişi, adaletsizlik, güvensizlik ve kötü liderlik nedeniyle bankanın kurum kültürünü aşındırır. Kurum kültürünün çürümesi, iç çatışmalara ve verimsizliğe yol açar. Bankanın misyonu, vizyonu ve değerleri belirsizleşir, çalışanlar arasındaki dayanışma ve iş birliği yok olur. Bu, bankanın içten içe zayıflamasına ve stratejik hedeflerinden sapmasına neden olur.
9. Dolandırıcılık ve Yolsuzluk Riskleri:
Liyakatsız bir kişi, bankanın iç denetim ve kontrol mekanizmalarını zayıflatabilir. Bu durum, bankada yolsuzluk, suistimal ve dolandırıcılık gibi risklerin artmasına yol açar. İç kontrol mekanizmalarının zayıf olduğu bir ortamda, çalışanlar veya dış aktörler tarafından banka kaynaklarının kötüye kullanılması mümkündür. Bu da bankanın mali kayıplarına ve itibarının zedelenmesine neden olur.
10. İflas Riski ve Yatırımcı Kaybı:
Liyakatsız bir yönetim, bankanın hisse değerlerini olumsuz etkiler. Yatırımcılar, bankanın kötü yönetildiğini fark ettiklerinde hisselerini satar ve bankanın sermaye piyasalarındaki güveni düşer. Bu durum, bankanın sermaye artırmakta zorlanmasına ve likidite sorunları yaşamasına neden olabilir. Uzun vadede bu süreç, bankayı iflasın eşiğine getirir.
11. Devralınma veya Satış:
Liyakatsız yönetim, bankanın iç sorunlarını çözemedikçe ve dışarıdan destek bulamadıkça, banka başka bir kurum tarafından devralınabilir ya da varlıkları satılmak zorunda kalabilir. Bankanın büyüklüğüne bağlı olarak bu süreç, piyasa değerinin düşmesine ve mevcut hissedarların zarar etmesine neden olur.
Sonuç:
Liyakatsız bir kişi uzun vadede bankayı finansal açıdan zayıflatır, itibarını zedeler ve müşteri tabanını kaybetmesine yol açar. Banka içindeki motivasyon kaybı, stratejik hatalar ve kötü yönetim kararları bankanın performansını sürekli aşağı çeker. Eğer zamanında müdahale edilmezse, banka iflas veya devralınma gibi ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabilir.
LİYAKATSIZ VE ETKİN YÖNETİCİNİN PSİKOLOJİK DURUMU NASILDIR?
Liyakatsız ancak etkin bir pozisyonda bulunan bir kişinin psikolojik durumu, genellikle kendini aşırı önemseme, yetersizlik duygusunu bastırma, güvensizlik ve manipülatif davranışlar gibi karmaşık özellikler barındırabilir. Bu kişinin psikolojik hali şu özelliklerle açıklanabilir:
1. Aşırı Özgüven ve Narsisizm:
Liyakatsız kişiler, genellikle sahip oldukları yetkiyi hak etmediklerinin farkında olmalarına rağmen, bu durumu örtbas etmek için aşırı özgüven sergileyebilirler. Kendilerini her konuda yetkin ve başarılı olarak görme eğilimindedirler. Bu kişilerin narsistik eğilimleri olabilir; yani sürekli takdir edilmek, övülmek ve merkeze alınmak isterler. Yaptıkları hataları kabul etmez ve sorumluluktan kaçınırlar.
2. Yetersizlik Kompleksi:
Liyakatsız bir kişi, içten içe yeterince bilgili ve yetenekli olmadığını bilir, ancak bunu kabul etmek yerine bu yetersizlik duygusunu gizlemeye çalışır. Bu durum, başkalarının eleştirilerine veya başarısına karşı aşırı hassas olmalarına ve defansif davranmalarına yol açabilir. Yetersizliklerini gizlemek için başkalarını küçümseme veya başarısızlıklarını başkalarına yükleme eğilimindedirler.
3. Güç ve Kontrol Arzusu:
Liyakatsız kişiler, genellikle içinde bulundukları pozisyonu kaybetmemek için gücü ve kontrolü elinde tutma konusunda saplantılı hale gelirler. Bu kişiler, yetkilerini artırmak ve pozisyonlarını korumak için güç mücadelelerine girebilirler. Kontrolü kaybetmekten büyük korku duyarlar ve bu yüzden başkalarını manipüle etmeye çalışırlar.
4. Manipülatif Davranışlar:
Yetersizliklerini örtbas etmek ve güçlerini korumak için manipülasyon tekniklerine başvururlar. Başkalarını etkileyerek veya onların zaaflarını kullanarak pozisyonlarını sağlamlaştırmaya çalışırlar. Yöneticilere veya astlarına farklı şekillerde davranabilir; kendi çıkarlarını maksimize etmek için olayları çarpıtabilirler.
5. Korku ve Güvensizlik:
Liyakatsız kişiler, aslında sürekli bir korku ve güvensizlik içinde yaşarlar. Bu kişiler, başkalarının yetkin olduğunu bildiklerinden, her an pozisyonlarını kaybetme endişesiyle hareket ederler. Kendilerini güvensiz hissettiklerinde, baskıcı ya da otoriter davranışlar sergileyerek bu duyguyu gizlemeye çalışırlar. Bu korku onları savunmacı ve paranoid hale getirebilir.
6. Eleştiriye Kapalı Olma:
Bu kişiler, başkalarından gelen eleştirileri genellikle kişisel bir tehdit olarak algılarlar. Eleştirileri kabul etmek yerine, kendilerini savunmaya geçerler ve eleştiriyi yapan kişiyi itibarsızlaştırmaya çalışırlar. Eleştirilmek, onların yetersizlik hissini daha da derinleştirir ve savunma mekanizmalarını tetikler.
7. Başkalarına Güvensizlik:
Liyakatsız bir kişi, diğer çalışanlara ve yöneticilere güvenmez. Kendi pozisyonunu tehlikede görür ve sürekli olarak başkalarının kendisini alt etmeye çalıştığını düşünebilir. Bu paranoya hali, iş ortamında işbirliği ve dayanışmayı zayıflatır ve kişiyi izole hale getirir.
8. İkili Yüzlülük ve Yalakalık:
Üstlerine karşı aşırı saygı ve itaate dayalı bir tavır sergilerken, astlarına karşı baskıcı ve küçümseyici olabilirler. Bu durum, onların stratejik olarak konumlarını güçlendirme girişimidir. Üstleriyle iyi ilişkiler kurarak pozisyonlarını güvence altına alırken, astları üzerinde baskı kurarak kontrolü elde tutmaya çalışırlar.
9. Bağımlılık Hissi ve Sınırsız Destek Arayışı:
Liyakatsız kişiler, kendilerini güçlü ve yetkin gösterebilmek için sürekli olarak başkalarının onayına ve desteğine ihtiyaç duyarlar. Kendilerinden daha yetkin kişilerle çalışmak yerine, kendilerini destekleyen veya yetersizliklerini sorgulamayan kişilerle işbirliği yaparlar. Bu bağımlılık hissi, onlara sürekli olarak güvenilir bir destek ağı aramalarına neden olur.
10. Sürekli Rekabet ve Kıskançlık:
Liyakatsız kişiler, diğer çalışanların başarısını veya yetkinliğini tehdit olarak görürler. Daha yetkin birinin varlığı, onların pozisyonunu tehlikeye atar gibi hissetmelerine neden olur. Bu yüzden, başarılı veya yetenekli kişilere karşı kıskançlık besleyebilir ve onların başarısını engellemek için çeşitli yollar arayabilirler.
11. Başarıyı Sahiplenme, Hataları Yönlendirme:
Liyakatsız bir kişi, başarıları kendi çabası gibi gösterirken, başarısızlıkların sorumluluğunu başkalarına yükleme eğilimindedir. Başkalarının emeğini küçümseyebilir veya göz ardı edebilir. Başarısızlık anlarında ise, hatayı ya altlarına ya da dış etkenlere bağlayarak sorumluluktan kaçınır.
Sonuç:
Bu tür bir kişinin psikolojik hali, kendi yetersizliklerini bastırmak için sürekli olarak savunmacı, manipülatif ve kontrolcü davranışlar sergileyen bir kişilik yapısına dayanır. Kendi korkularını ve güvensizliklerini gizlemek adına, başkalarını manipüle ederek, korku ve baskı yoluyla güç elde etmeye çalışırlar. Uzun vadede, bu tür psikolojik yapılar hem kendilerine hem de bulundukları kuruma büyük zarar verir.
Erol TAŞDELEN-Ekonomist, Bankacılık Uzmanı
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Dolara İhtiyaç Duyan İran Destekli Milisler Visa ve Mastercard’a Yöneliyor
Silahlı gruplar, bir bankacılık boşluğu kapatıldığında dolara erişimini kaybetti. Zirvede ayda 1,5 milyar dolar içeren kartları kullanarak bir döviz bozdurma planından yararlanmak için hızla döndüler. Merkez Resmi kur ile piyasa kur farkını fırsata çevirip milyonlarca dolar akladılar…

Yayınlanma:
22 saat önce|
06/07/2025Yazan:
BankaVitrini
Irak, birkaç yıl önce Visa ve Mastercard için küçük bir pazardı ve 2023’ün başında sınır ötesi işlemlerde ayda yalnızca 50 milyon dolar veya daha az gelir elde ediyordu. Ardından, o yılın Nisan ayında neredeyse bir gecede %2900’lük bir artışla yaklaşık 1,5 milyar dolara patladı.
Ne değişti? ABD’li ve Iraklı yetkililere ve The Wall Street Journal tarafından incelenen belgelere göre, Iraklı milis grupları, Visa ve Mastercard’ın ödeme ağlarından kendileri ve İran’daki müttefikleri için endüstriyel ölçekte nasıl dolar çekeceklerini buldular.
Kartlara geçiş, ABD Hazinesi ve New York Federal Rezerv Bankası‘nın 2022’nin sonlarında dolandırıcılık için kullanılan büyük bir boşluğu (kara para aklama güvencelerinden yoksun Irak bankalarının uluslararası banka havalesi işlemleri) kapatmasının ardından geldi. Irak’ın işgali sırasında ABD tarafından yaratılan bu sistemdeki kusurlar, İran’ın ve desteklediği milis gruplarının on yıldan fazla bir süre içinde milyarlarca dolara erişmesine izin verdi.
ABD nihayet bu musluğu kapattıktan sonra, milisler hızla kart şemasından kar elde etmenin yollarını buldular.
ABD’li ödeme devleri, Mastercard ve Visa markalı nakit ve banka kartları çıkarmak için Iraklı ortaklarla anlaşarak patlamayı körüklemeye yardımcı oldu ve onlara işlem seviyelerini artırmak için finansal teşvikler sundu. Belgelere göre, bazı durumlarda, Iraklı ihraççıların milis bağları vardı ve yaygın yolsuzlukla bilinen bir ülkede yetersiz dolandırıcılık kontrolleri vardı.
Yine de, Hazine tarafından silahlı grupların katılımı hakkında bilgilendirildikten sonra, kart şirketlerinin işlemleri önemli ölçüde dizginlemesi aylar aldı – bu zirveden düştü, ancak yine de bu yılın başlarına kadar ayda yaklaşık 400 milyon dolar ile 1,1 milyar dolar arasında değişiyordu. Konuya aşina olan kişilere göre, kart ödemelerinin kontrolünü ele geçirmek amacıyla, Irak Merkez Bankası kısa süre önce ayda 300 milyon dolarlık bir üst sınır belirledi.
Irak’ın hem resmi bir dolar kuru hem de daha yüksek, gayri resmi bir kuru var. Bu, bir kişinin Irak’ta ön ödemeli nakit ve banka kartları satın alabileceği, parayı diğer Orta Doğu ülkelerinde Irak’ın resmi kuru üzerinden dolar olarak çekebileceği ve daha sonra resmi olmayan kur üzerinden dinara dönüştürmek için Irak’a iade edebileceği anlamına geliyor. Bu, %21’e kadar ulaşan kazançlar sağlar. Resmi Ku ri lepiyasa kuru arasındaki farkı fırsata çevirip milyonlarca dolar kazandılar.
Sonuç, yirmi yıl veya daha uzun bir süre önce İran’ın desteğiyle ortaya çıkan ve Irak ve Suriye’deki Amerikan güçlerine yönelik saldırılar nedeniyle ABD yaptırımları altında kalan Irak’ın güçlü milisleri için gelişen bir iş oldu. Mastercard ve Visa, bazı yüksek riskli pazarlarda sınır ötesi işlemlerde %1 ila %1,4 veya daha fazla ücret alarak da kâr elde etti.
WSJ-Davit S. Cloud
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:
1 gün önce|
06/07/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.
Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu
2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.
Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler
Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:
-
Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması
-
Servet kaynaklarının izlenmemesi
-
Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması
Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:
-
Credit Suisse: 4,5 milyon dolar
-
UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları
-
Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları
-
Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları
-
UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)
Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı
Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.
Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis
Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.
Denetim Süreci Sıkılaşıyor
Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.
Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.
Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi
BANKA HABERLERİ
Konkordato Alan Firmalar Reel Piyasayı Nasıl Bozuyor?

Yayınlanma:
2 gün önce|
05/07/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Türkiye’de artan konkordato başvuruları ve kolay alınabilen kararlar, sadece borçlu firmaları değil, tüm ekonomik sistemi derinden olumsuz etkilemektedir. Konkordato sürecine giren bir firma, reel piyasada zincirleme etkiler yaratarak tedarik zincirini bozar, fiyat dengesini sarsar ve güven ortamını zedeler. Bu bozulmalar hem konkordato öncesi hem de sonrası süreçte farklı şekillerde ortaya çıkar.
Konkordato Öncesi: Gizli Kriz Dönemi
Konkordato başvurusundan önceki süreçte firmalar mali sıkıntılarını genellikle gizler. Ancak piyasada dikkatli gözlerden kaçmayan bazı davranışlar bu sıkıntının sinyallerini verir:
1. Ödemelerde Gecikmeler ve Yapılandırma Talepleri
Firma, tedarikçilerine olan ödemelerini geciktirmeye başlar. Çek ve senetlerini döndürür, vadeleri uzatmak ister, borçlarını yeniden yapılandırma teklifleri sunar.
➡️ Bu durum piyasada güveni sarsar ve ticaret yavaşlamaya başlar.
2. Dampingli Satışlar ve Fiyat Bozulması
Nakit ihtiyacıyla firma, elindeki malları normal piyasa değerinin çok altında satar. Bu agresif fiyatlama, sektördeki diğer oyuncuları zararına satışa zorlar ve rekabeti bozar.
➡️ Piyasa fiyat dengesi altüst olur.
3. Yoğun Mal Alımı – Ödeme Geleceğe Yayılır
Firma, riskini çevreye yaymak için piyasadan vadeli mal toplamaya çalışır. Ödemeler geleceğe yayılırken, alacaklılar bu durumu genellikle fark edemez.
➡️ Risk, domino etkisiyle başka firmalara taşınır.
Konkordato Sonrası: Yasal Koruma Dönemi
Firma konkordato ilan ettiğinde borçları dondurulur ve alacaklılar tahsilat yapamaz. Bu durum reel piyasada yeni kırılmalara neden olur.
1. Tahsilat Zinciri Kırılır
Alacaklı firmalar tahsilat yapamayınca kendi ödeme dengeleri bozulur. Bu durum tedarik zincirinde domino etkisi yaratır.
➡️ Sağlıklı firmalar bile bu zincirleme etkiyle darboğaza girer.
2. Bankacılık Riski Artar
Alacaklı firmaların bilançolarında tahsili geciken alacaklar artar. Bankalar bu firmaların kredi riskini artırır, kredi derecelendirme notları düşer.
➡️ Sadece borçlu firma değil, alacaklılar da finansal olarak cezalandırılır.
3. Mal Temini Zorlaşır
Konkordato ilan eden firma, piyasadan artık vadeli mal alamaz. Çoğu firma peşin çalışmak ister, bu da konkordato sürecindeki firmanın toparlanmasını daha da zorlaştırır.
➡️ Üretim ve ticaret hacmi daralır, istihdam riske girer.
Reel Piyasada Bozulma Nasıl Yayılıyor?
Etki Alanı | Bozulma Şekli |
---|---|
Ticari Güven | Şirketler arasında temkinli ve daralan ilişkiler |
Nakit Akışı | Tahsilatlar aksar, ödemeler gecikir |
Fiyat Mekanizması | Damping nedeniyle maliyetin altında satışlar |
Bankacılık Sistemi | Kredi riskleri yükselir, yeni kredi muslukları kapanır |
Tedarik Zinciri | Zincirleme iflas ve daralma etkisi |
Sadece Borçlu Değil, Tüm Sistem Zarar Görüyor
Konkordato, yalnızca batmakta olan bir firmayı kurtarma süreci değildir. Yanlış kullanıldığında, reel sektörde ciddi güven kayıplarına, fiyat bozulmalarına ve ödeme zinciri krizlerine yol açar. Konkordato sürecinin şeffaf, denetimli ve gerçekten “iyi niyetli borçlular” tarafından kullanılması, sistemin sürdürülebilirliği için hayati önemdedir.
Konkordato; sadece borçlu firmayı değil, doğrudan ve dolaylı olarak onlarca firmayı, yüzlerce çalışanı, bankacılık sistemini ve genel piyasa dengelerini sarsar. Özellikle öncesinde sessiz ilerleyen kriz, piyasada açık yara haline gelir. Her konkordato, aslında güven ekonomisinin kırılma noktasıdır.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (855)
- BANKA ANALİZLERİ (141)
- BANKA HABERLERİ (3.158)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (456)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.861)
- GÜNCEL (3.289)
- GÜNDEM (3.217)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (134)
- ŞİRKETLER (2.276)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (482)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.082)
- Ali Coşkun (28)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (27)
- Dr. Abbas Karakaya (66)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (581)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (64)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (42)
- Onur ÇELİK (37)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (9)
- Süleyman Çembertaş (17)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Squid Game Dizisinden Şirket Hayatına 13 Kritik Ders

Yerli Turist Nerede? Tatil Cennetleri Neden Boş Kaldı?

TOBB’un “Nefes Kredisi” KOBİ’ler için yeniden başlıyor

Gün Ortası Bolluğu, Akşam Sıkışıklığı: Türkiye “Duck Curve” ile Tanıştı!

Döngüsel Ekonomi: Geleceğin Sürdürülebilir Modeli

Dolara İhtiyaç Duyan İran Destekli Milisler Visa ve Mastercard’a Yöneliyor

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül

AKBANK 3,4 milyar TL Takipteki Alacaklarını sattı

İsrail-İran Savaşının Türkiye’ye Etkileri

Sermaye kediye mi yüklendi?

Kentsel dönüşüm müteahhiti yaptığı daire ve dükkanları satıp ‘İflas ettim’ dedi
- Trump'tan BRICS üyelerine yeni vergi hamlesi 07/07/2025
- Son dakika: Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 6 Temmuz 2025 Pazar akşamı Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 06/07/2025
- Son dakika: Bu akşam Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 6 Temmuz 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı 06/07/2025
- Bakan Yumaklı duyurdu: Tarımsal hasılada rekor 06/07/2025
- Kayıt dışı ile mücadele sürüyor 06/07/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Temmuz'da Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 06/07/2025
- TEMMUZ AYI PROFESÖR MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Profesör Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 06/07/2025
- Trump'tan BRICS ülkelerine yüzde 10 gümrük vergisi uyarısı 07/07/2025
- Trump'tan "Gazze'de anlaşmaya yakınız" açıklaması 07/07/2025
- Trump, Musk'ın üçüncü bir parti kurma fikrini "can sıkıcı" bulduğunu belirtti 07/07/2025
- Ekonomi ve siyaset gündemi - 7 Temmuz 2025 07/07/2025
- Pekin'den AB'ye misilleme 06/07/2025
- Şimşek: 18 bin mükellefimiz vergi matrahını 32 milyar lira artırdı 06/07/2025
- Rekabet Kurumu'ndan Spotify açıklaması 06/07/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı