Son günlerde Bankacılık sektöründe şube içi ve bölgelerin şubeler arasında farklılık, kayırmacı davranışlar içine gire gibi şikayetler artmaya başladı. Şikayetlerin ortak noktası; “yöneticilerin herkese eşit davranmadığı” yönünde oldu.
İşverenin eşit davranma ilkesi ve bu ilkeye aykırılık halinde uygulanacak olan yaptırım 4857 sayılı İş Kanunun 5. Maddesinde düzenlenmiştir.
Eşit davranmama tazminatına hak kazanabilmek için işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranması gerekmektedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/33335 Esas, 2014/25434 sayılı Kararında “EŞİT DAVRANMA ilkesinin uygulanabilmesi için aynı işyerinin işçileri olma, işyerinde topluluk bulunması, kollektif uygulamanın varlığı, zamanda birlik ve iş sözleşmesiyle çalışmak koşulları gerekmektedir.” kararını vermiştir.
Eşit davranma koşulunun doğumu için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu genel koşullar sırasıyla;
Eşit davranma borcu, işverenin, aynı işyerinde çalışan işçilerine karşı yükümlü olduğu bir borçtur. Ayrı işverenlerin işyerindeki uygulamalar, aynı işverenin ayrı işyerindeki uygulamalar bakımından eşit davranma borcuna konu olmazlar. ( Yargıtay 9.H.D. , 12.02.2008, 33247/114)
- İşyerinde Bir İşçi Topluluğunun Varlığı
Eşit davranma borcunun uygulanabilmesi için işverenin aynı işyerinde birden fazla işçisinin bulunması zorunludur. İşveren yanında geçici iş ilişkisiyle çalışan işçilere karşı eşit davranma borcu altında değildir.
- Kollektif Bir Uygulama Olması
Eşit davranma borcunun söz konusu olabilmesi için işverenin kolektif bir kural oluşturulması veya kolektif bir davranışta bulunması gerekmektedir. Kolektif davranışlar hukuken genel ve objektif nitelikte olması gerekmektedir. Bir kısım işçi, işverenin kolektif kural ve davranışları dışında bırakılırsa işveren eşit davranma borcunu ihlal etmiş sayılır.
- Aynı Zaman Dilimi İçinde Yer Alma
İşverenin eşit davranma borcuna aykırı davranıp davranmadığı belirlenirken aynı zaman dilimi içinde işçilere karşı uygulamış olduğu uygulamalar göz önüne alınır.
Belirli Sebeplerle Ayrım Yapılması
İş Kanunun 5. Maddesinin 1. Fıkrasına göre iş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri nedenlere dayalı olarak ayrım yapılamaz.
Anayasanın 10. Maddesinde Kanun Önünde Eşitlik düzenlenmiştir. Anılan maddedeki ifade aynen şu şekildedir. “ Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/11191 Esas, 2014/6029 sayılı kararında “4857 sayılı Yasanın 5 inci maddesinin ilk fıkrasında, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirilmiştir. Belirtilen bu hususların tamamının mutlak ayrım yasağı kapsamında ele alınması gerekir. “ kararını vermiştir.
İşveren eşit davranma borcuna aykırı davrandığı takdirde işçi, 4857 sayılı Kanunun 5. Fıkrası gereğince dört aya kadar ücreti tutarında tazminatı ve yoksun bırakıldığı hakları talep edebilir. Dört aylık ücret tazminatın üst sınırı olduğundan, mahkeme işçinin kıdemi, yaptığı iş, unvanı ve ihlalin derecesine göre bu tazminatın miktarını belirleyecektir.
Eşit davranmama tazminatının hesabında esas alınacak ücret İş Kanunun 5. Maddesinin gerekçesinde açıklanmıştır. Madde gerekçesinde aynen şu ifade yer almaktadır.
“Maddenin altıncı fıkrasında hukukî yaptırım olarak öngörülen işçinin “dört aya kadar ücreti tutarındaki” tazminat için esas olacak ücret “asıl ücret” olup, ücretin ekleri olan ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardımlar buna dahil değildir.
Yani işçinin temel ücretine ek olarak para ve para ile ölçülmesi mümkün menfaatler göz önüne alınmayacaktır.” Gerekçeden de anlaşılacağı üzere eşit davranmama tazminatının hesabında esas alınacak ücret işçinin son aylık çıplak brüt ücretidir.
İş Kanunun 5. Maddesinden de anlaşılacağı üzere işçi bu tazminata hak kazanmak için ayrımcılığa tabi tutulması yeterli görülmüş ayrıca işçinin zarar görmesi aranmamıştır.
Eşit Davranmama Tazminatı Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010/38436 Esas, 2013/253 sayılı Kararında “tazminat” niteliğinde olduğuna karar vermiştir. Bu tazminat İş Kanunu çerçevesinde ücret olmadığından, faiz türü olarak Kanun’da özel bir faiz türü belirtilmediğinden temerrüt tarihinden itibaren ödenmediği takdirde uygulanacak olan faiz yasal faiz olacaktır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması nedeniyle dava edilebilme özelliğinden yoksun kalınmasını ifade eder. Eşit Davranmama Tazminatında zamanaşımının başlangıcı, iş akdinin feshedildiği tarihtir.
12.10.2017 Kabul Tarihli 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile 10 yıl olan zamanaşımı süresi 5 yıla indirilmiştir.
Buna göre Eşit Davranmama Tazminatına uygulanacak zamanaşımı süresi, 25.10.2017 Tarihinden Önce Feshedilen İş Sözleşmelerinde 10 Yıl, 25.10.2017 Tarihinden Sonra Feshedilen İş Sözleşmelerinde 5 Yıl olarak değiştirilmiştir.
Eşit Davranmama Tazminatında hak düşürücü süre yoktur.