Connect with us

BANKA HABERLERİ

DENİZBANK DENİZ ERZAN AÇIKLAMASI ŞİFRELERİ VE GRİ ALANLAR

DENİZBANK’ın 15 sayfalık açıklaması iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım; yaşananların anlatıldığı ve bankanın süreci nasıl yönettiği ile ilgili, kendilerine göre mevzuat ve yasal düzenlemeler içinde kalınarak süreç yönetilmiş. İkinci kısım ise Medya ve kamuoyunda tartışılan her konuya cevap niteliğinde. Bu işin sonu ne olur bilemem ama şimdiden Netflix dizilerine aday. Ondan sonra da senaryo telif hakkı gelirlerini kim alacak davasını takip ederiz.

Yayınlanma:

|

Ünlü sporcuların ana merkezinde olduğu DENİZBANK Müdüresi Seçil ERZAN‘ın ikna yöntemi ile kaptırılan milyonlarca dolar hikayesini dizi izler gibi izlemeye başladık. Suçlamalar havada uçuşurken; bankacılardan çok spor spikerlerine kadar herkesin görüş bildirdiği olayda adı geçen DENİZBANK’tan mayıs ayındaki açıklamasından sonra başlayan suskunluk geç de olsa bozuldu.

AÇIKLAMADA NE VAR NE YOK?

Denizbank’ın 28.11.2023 tarihinde yaptığı medya ve kamuoyunun merakla beklediği açıklama nihayet geldi. Açıklama tamamen olayın banka dışında gerçekleştiği, banka ile ilgisi olmadığı; banka müdüresi Seçil ERZAN’ın kişisel hatalar zincirinden kaynaklanan adi bir olay gibi açıklamaları içerdiği gibi ;…bu paraların Seçil Erzan’dan tahsilini mümkün görmeyen şikayet sahipleri, Bankaya karşı haksız olarak alacaklarının tahsili maksadıyla dava açmışlardır. Bütün bu yaşananlardan anlaşıldığı üzere, banka ve yöneticileri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturulmaya çalışılmaktadır”  ifadeleri ile de karşı tarafın tamamen bankaya haksızlık yaptığını, olayların banka ile irtibatlandırılıp tahsilatlar yapmaya çalıştığını, işin içine banka üst yönetimi de katarak bankayı bu yönde baskı altına almaya çalıştıkları suçlamaları yönünde açıklamalar içeriyor.

Diğer taraftan da açık kapı bırakarak; “olaya konu meblağlar, bir banka için ve dolayısıyla Bankamızın öz varlık büyüklüğü içerisinde anlamlı bir büyüklüğe sahip olmamakla birlikte; BDDK denetiminde bir anonim şirket olan Bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde…”  ifadesi ile de mahkeme “zimmet” suçu yönünde karar vermesi halinde zararın banka tarafından karşılanacağı da üstü örtülü olarak kabuk edilmiş durumda. Zira açıklamada;  …Bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde, asıl o takdirde ödeme yapan banka yöneticilerinin 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunu işlemiş olacağını…” denmekte.

Zimmet suçu Bankalar Kanununun 160. Maddesinde tarif edilmiştir. Müşteriler paralarını bankada çalışanlara değil kurumsal yapısına emanet verdiği için hesapta bulunan paralara bankacıların dokunması halinde zararın banka tarafından karşılanması da zaten bilinen bir şey. Banka da böyle bir durum var ise zarar banka tarafından karşılanır zaten olaydaki tutarlar bilanço büyüklüğünü etkilemeyecek kadar küçük olduğunu böyle bir durum olması halinde yapılan ödemenin sigorta şirketinden alınacağı belirtilmiş. Dolayısı ile ödeme yapılsa da mevcut sigorta sistemi sayesinde bankanın fazla maddi zarar görmeyeceği bilgisi paylaşılmış. Bankalar son yıllarda artan Dijital Dolandırıcılık, personel kaynaklı operasyonel risk gibi durumlara karşılık yıllardır bu yönde yaptıkları sigortaların alanını da genişletti. O nedenle bu gibi durumlara karşılık bankalar tedbirlerini almış durumda salında.

15 sayfalık DENİZBANK açıklamasının girişinde, “15.000 çalışanı, 700’e yakın şubesiyle 14 milyon müşterisine 4 ülkedeki iştirak banka ve şubelerinin yanı sıra yurtiçi iştirakleriyle   hizmet veren DenizBank, 27 yıllık tarihinde ülkemize 10 milyar USD’nin üzerinde net sermaye girişi sağlamış Türkiye’nin 5. büyük özel bankasıdır” ifadeleri kullanılarak bankanın ne kadar büyük ve ekonomiye yaptığı katkılar özetlenmiş. Kısaca biz öyle kolay harcanacak, çamur atılacak bir banka değiliz denmekte.

Banka açıklaması tamamen günlerdir kamuoyunda tartışma yapan konulara madde madde cevap niteliğinde fakat ana tema yukarıdaki kurgu üzerine kurulu yani; olay tamamen banka dışında gerçekleşmiştir; banka içinde oluşan, sistemsel işlemlerde yer almayan işlemlerden oluşan bir durumdur; banka içinde para alışverişi olmamıştır; banka ile ilgisi olmayan mekanlarda olaylar gerçekleşmiştir; olaylardan şikayetlere kadar banka üst yönetimin haberinin olmadığı üzerine kurgulanmış. Belge diye öne sürülen imzalı belgeler de “banka sistemlerinde yer almayan evraklar” olarak nitelendirmekte ve bir geçerliliği olmadığı iddia edilmekte.

BANKA AÇIKLAMASINDA GRİ ALANLAR

Bunu dışındaki açıklamalar tamamen bankaya yapılan suçlamaya cevap niteliğinde örneğin “Seçil ERZAN’ın zorla banka binasına getirilmesi, serum verilerek sorgulanması” gibi iddialar çarpıtma olarak nitelendirilmekte; serumun sağlık nedeni ile verildiği, içinde de vitamin olduğunu; Seçil ERZAN’ın akrabaları ile banka Genel Müdürlüğüne geldiğini; Çorlu’ya kaldığı eve gönderilirken yanlarına verilen iki adet güvenlik görevlisinin de silahsız ( sık tekrarlanmış bu durum) ve tamamen Seçil ERZAN’ı korumaya yönelik olduğu şeklinde açıklama mantığını içermekte; fakat sağlığından ve tehditlere karşı endişe duyulan Seçil ERZAN için mahkemeye “yurt dışına çıkma kararı alınması” için başvuru yapılması ise özel güvenlik görevlilerin kaçmasını engellemek için mi, gerçekten güvenliğini sağlamak için mi verildiği konusunda soru işaretleri oluşturuyor ve bir çelişki yaratıyor.

Banka açıklamasında yer alan bir çelişki de; 18. soru ve cevabı;  “ İfadesinde belirtildiği şekilde 50 bin USD üzeri nakit çekim işlemleri teftişe tabi midir?”  soruya verilen cevap: “Değildir. Böyle bir teftiş uygulaması Bankamız ve sektörde bulunmamaktadır. 50 bin USD ve üzeri işlemlere ilişkin konu kamuoyuna yanlış şekilde aksettirilmektedir. Efektif yatan, nakit yatan işlemlerinde bankalar kendi iç uygulamalarına göre herhangi bir sınırlama olmaksızın hesaplara yatırılan paraların kaynağını kara paranın aklanmasının önlenmesi kuralları çerçevesinde araştırabilir. Nakit çekimlerinde, Bankanın müşterilerinin varlıklarına bu tip bir kontrol koyması hukuken mümkün değildir. Mevduat çekilmesine konulacak her kısıt Bankacılık Kanunun 61. maddesine göre mevduat sahiplerinin geri alma hakkının engellenmesi suçunu oluşturur.” Bu soru çarpıtılmış oysa bankacılar bilir ki buradaki 50 bin dolar üstü nakit hareketi teftişe tabi değil MASAK’a raporlanması şeklindedir ki faaliyetteki tüm bankalar 50 bin USD üzerindeki tüm hareketleri MASAK’a bir tablo halinde bildirir. Bu hareketin içinde şüpheli olabilecek bir hareket var ise ayrıca bu işlemle ilgili de MASAK’a şüpheyi gerektiren durumu açıklayan bir ihbar gönderilir ki yasal düzenlemeler ile her bankada bu işleri takip eden bir “MASAK Temsilcisi” olduğu gibi her şubede de şüpheli durumu banka MASAK yetkilisine bildirmesi için şube MASAK yetkilileri belirlenmiştir. DENİZBANK’ta yok ise bilemeyiz! Banka MASAK bildirimler yerine sanki Teftişe denetimine tabiymiş gibi “böyle bir durum yok” demiş, oysa banka kökenli işin içinde olanlarım merak ettiği konu bu hareketler içinde MASAK’a bildirilen/bildirilmeyen hesap hareketleri olup olmadığı!

Gelelim 11 Soru ve cevaba: Bir dokümanda tek imza veya çift imza olması ne anlam ifade eder? Bir belgede iki imza olması o belgeyi geçerli kılar mı?

Şikayetçilerin elinde olan kağıtların tamamı, üzerindeki imza sayısından bağımsız olarak gerçek bir işlemi göstermediği gibi banka tarafından üretilmiş belgeler de değildir. Söz konusu kağıtlar, saadet zincirindeki şikayetçilerin taleplerini bankaya yöneltebilmek maksadıyla Seçil Erzan tarafından sonradan üretilmiştir. Üretilmiş sahte evraklar üzerindeki imzanın tek veya çift olmasının hiçbir anlamı yoktur” denmekte.

Banka Mayıs ayında kamuoyuna yaptığı açıklamaya sadık kalmış ve çelişmemek için imzalı evrakları Seçil ERZAN tarafından üretilmiş, “sahte evraklar” tezini tekrarlamış. Kendi açısından kesinlikle haklı. Yoksa, suistilmallere açık hale gelir mahkeme kararı olmadan ödeme, ödeyemezler de zaten. Tabi burada mahkemenin bu görüşe katılıp kapılmayacağı çok önemli. Öncelikle tüm evrakları Seçil Erzan kendisi tarafından düzenlendiğini kabul etmemesi halinde yazı ve imza teyidi için mahkeme Bilirkişiye gidebilir. Erzan bu evrakları kendisi hazırladığını kabul etmesi ya da kendisinin düzenlendiğinden emin olunmasından sonra mahkeme Bankacı Bilirkişinden Rapor talep edilir. Gelen rapor, “bu evraklar bankayı bağlar ve yükümlülük altına sokar” şeklinde olur veya rapora gerek görmeden mahkeme heyeti bu yönde karar verirse, evraklardaki ödemenin banka tarafından karşılanmasını talep eder ki mağdur olduklarını süren taraflar ve vekil avukatlarının da talepleri bu yönde. Mahkeme bu evraklar Seçil ERZAN tarafından sahte olarak üretilmiş şeklinde karar verir ise işin rengi değişir tüm sorumluluk ve yükümlülük Seçil ERZAN ve birlikte hareket ettiği kişiler üzerine kalır ki bankanın baştan beri tezi ve isteği de bu yönde. Asıl soru ise evraksız alınan paralar ve paraların şuan nerede ve kimlerde olduğu. Dava sonucunun ne olacağını birlikte göreceğiz.

BANKAYA HACİZ GELMİŞ

Banka açıklamasından anlıyoruz ki, mağdur olduklarını iddia edenler bankaya alacakları için ihtiyati haciz kararı aldırıp uygulamış. Banka da bu karara itiraz ederek durdurmuş. Buradan ihtiyati hacir kararı veren mahkemenin delil yazıları ciddiye aldığı ve delil olarak kabul ettiğini bu yönde karar verdiğini anlıyoruz. Banka bu ihtimali düşünerek, “bu yönde kesinleşmiş karar çıkması halinde ödemeyi yaparız bu da bilanço büyüklüğümüzü etkileyecek tutarda değil” notunu da düşmüş zaten açıklamasında.

“ŞUBE GÖREV SÜRESİNDE 5 YIL SINIRI YOK” DENDİ

Banka verdiği 20 soru 20 cevap kısmında en çok takıldığım yerlerden biri 3 . Şube Müdürünün bir şubede görev süresiyle ilgili 5 yıl sınırı var mıdır? Sorusu ve cevabı oldu. Banka cevabında; “Bankacılık sektöründeki teamüllere bakıldığında, şube müdürleri 5 yıl veya daha fazla süreyle aynı şubede görev yapabilmektedir. Bunu engelleyen herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır…” ifadelerini kullanmış. Kısaca, “personeli istersem ilk başlattığım şubede 25 çalıştırıp emekli ederim, size ne” demek istemiş. 25 yıl bankacılık sektöründe çalışmış; bunun yarısından fazla süresini şube müdürü olarak geçirmiş biri olarak bu cümleyi hayretle okudum. Zira; çalıştığım yerli yabancı 5 ayrı bankada görev yaptığım süre içinde defalarca geçirdiğimiz olağan/olağanüstü teftiş raporlarında önemli maddelerden biri “şubede 5 yıldan uzun süre çalışan personeller ve bunun gerekçeleri” ile ilgili verdiğimiz cevaplar geldi aklıma. O zaman DENİZBANK’ta açıklamadan bunun sorgulanmadığını anladığımız bu durumu diğer bankalar yanlış uyguluyormuş demek ki. Bu durum kaygı verici aslında. BDDK’nın bir defa bu yönde bankaları uyarmadığı doğru değil. Operasyonel Riskler ile ilgili düzenlemeler var.  DENİZBANK’ı uyarmadı ise bunun gerekçelerini bilemeyiz, BDDK buna bir açıklama yapar diye düşünüyorum ama sektörde bilenen gerçek şu ki; bir personel uzun yıllar aynı şubede çalışma süresi ile o şubede personel kaynaklı “oprerasyonel risk” denilen zimmet, dolandırıcılık olayları paralel artığı gibi bir istatistik var ortada. En sık yapılan yaşlı ve gurbetçi hesaplarındaki zimmet suçları uzun yıllar aynı şubede çalışan personel tarafından yapılma olasılığının yüksek olduğunu DENİZBANK üst yönetimi bilmiyor olabilir ama sektördeki herkes bilir. Bunun için BDDK’nın uyarması da gerekmediği gibi; BDDK’nın 31 Mart 2016 tarihinde yayınladığı 6827 sayılı “OPERASYONEL RİSKİN YÖNETİMİNE İLİŞKİN REHBER” gibi tebliğ ve yönetmelikler oldukça fazla. Üst yönetim açıklamada “hiçbir şey kabul etmiyor haberimiz yoktur” diyor ama söz konusu rehberin 14. Maddesinde, “Yönetim kurulu, operasyonel riskin yönetiminden sorumlu personel ile kredi, piyasa ve diğer  risklerin (destek hizmetlerinden kaynaklanan riskler de dâhil) yönetiminden sorumludur”  yazar! Hatırlatmak isterim. Tıpkı batan kredilerde, “bu kredinin verildiğinden haberimiz yoktu” açıklaması banka üst yönetimi sorumluluktan kurtarmayacağı gibi personel kaynaklı hatalardan da haberimiz yoktu şeklinde sorumluluktan kaçınılmıyor maalesef. Sonuçta şube müdürlerindeki yetkinlik ve liyakat onayı Genel Müdür uygunluğu ile atamalar yapılır. Aslında her şube müdürü Genel Müdürün o lokasyondaki temsilcisidir aslında. Banka üst yönetimi kendilerine ve bankaya yapılan tüm suçlamaları reddetme anlayışı ile yapılmış bir açıklama olarak okuyorum bu açıklamayı. Bu arada Banka Yönetim Kurulu üyelerini ve Genel Müdürünü BDDK onayı ile atandığını hatırlatmak isterim. BDDK atadığı gibi basiretli bulmadığı yöneticileri görevden alma yetkisi de var.

Yazıyı uzatmamak adına özetle; banka 15 sayfalık açıklaması iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım; yaşananların anlatıldığı ve bankanın süreci nasıl yönettiği ile ilgili, kendilerine göre mevzuat ve yasal düzenlemeler içinde kalınarak süreç yönetilmiş. İkinci kısım ise Medya ve kamuoyunda tartışılan her konuya cevap niteliğinde. Bu işin sonu ne olur bilemem ama şimdiden Netflix dizilerine aday. Ondan sonra da senaryo telif hakkı gelirlerini kim alacak davasını takip ederiz.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacılık Uzmanı       www.bankavitrini.com

***************************

DENİZBANK’TAN BEKLENEN SEÇİL ERZAN AÇIKLAMASI GELDİ

BANKA HABERLERİ

Prof. Dr. YILMAZ: TCMB faiz kararını değerlendirdi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye, G20 ülkeleri arasında Arjantin’den sonra en yüksek yıllık enflasyona sahip ülke. TÜİK verilerine göre mart ayı aylık enflasyonu yüzde 3,16 ve yıllık yüzde 68,5. Enflasyon oranının önümüzdeki aylarda aylık yükselişini devam ettirerek mayıs ayında yüzde 75’e yakın bir seviyeye çıkacağını tahmin ediyorum. 

TCMB’nin nisan ayı faiz kararı oldukça kritik önem sahip. Bankanın şubat ayında politika faizini yüzde 45’te sabit tuttuktan sonra mart ayındaki toplantıda 500 baz puan arttırarak yüzde 50’ye çıkardığını hatırlayalım. Banka faiz koridoru uygulamasına devam ediyor ve şu anda piyasada gecelik faizler koridorun üstü olan yüzde 53’te.  

Son faiz artırımındaki en önemli etkenler, yerel seçim öncesinde kurda yaşanan hareketlilik ve uluslararası kuruluşların faiz artırımına ilişkin görüşleriydi. 

Ancak yerel seçimin ardından kurdaki hareketlilik yerini sakinliğe bıraktı, net döviz rezervlerinde iyileşme başladı. 

Seçimin ardından para ve maliye politikasında sıkılaşmaya yönelik açıklamalar gelmeye devam etti. TCMB tarafından para politikasının enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda sıkılaştırılacağı ve likidite arttırıcı adım atılmayacağı yönündeki açıklamalar, mevduat faizlerini yukarı çekip enflasyonla mücadeleyi daha etkin kılar. Ayrıca maliye politikasında da kamu harcamalarında tasarruf ile sıkılaşmanın devam edeceğine ilişkin açıklamalar, -geçen yılın yaz dönemindeki gibi- vergi artışlarının enflasyonist etkisinin ortaya çıkmasını engeller. O nedenle bu söylemlere bakınca da TCMB bu ay faiz arttırmayabilir.  

Tabi söylem dışında gerçekler var. Örneğin kur artışı her zaman olduğu gibi enflasyonla mücadelenin önünü kesecek bir etken. TEPAV’ın hesaplamalarına göre 2024 yıl sonu tüketici enflasyonun yüzde 40’ın altına inmesi için aylık kur artışlarının yılın kalan döneminde yaklaşık yüzde 2 ve daha az olması gerekiyor. O nedenle TCMB kontrollü kur politikasına devam edecekse politika faizini arttırma ihtiyacı hissetmeyebilir. Ancak bu politikanın sürdürülemez olduğuna daha önce de şahit olduk.  

Ayrıca kur artışını engellemek için yabancı sermayeye ihtiyaç var. Seçim öncesi hisse senedi ve DİBS piyasasından yabancı sermaye çıkışı gerçekleşirken, seçim sonrası yabancı sermaye için ortam hazırlanmaya çalışılıyor. Bunun yolu da faiz arttırımından geçiyor. Hem de Ortadoğu gerilimi ve jeopolitik risklere rağmen.

Enflasyonla mücadelenin önünde başka bazı önemli engeller var: Bunlardan biri, TL mevduat faizlerinin yükselişine rağmen dolarizasyonda arzu edilen düşüşün gelmemesi. Sıkı parasal duruş halen hem döviz dönüşümlü KKM’de hem de DTH’daki azalışı beraberinde getirmekte kısmen etkisiz. 

Çoğu banka mevduat faizlerini özellikle yüksek meblağlar söz konusu olduğunda arttırıyor. Bu da daha düşük meblağlardaki gönüllü tasarrufların artmasını engellerken iç talepteki beklenen baskıyı geciktiriyor. 

Bir diğeri ve en önemlisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanamaması. TCMB’ye göre yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36. Oysa geçen hafta açıklanan nisan ayı piyasa katılımcıları anketine göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 44,19. Bir önceki anket döneminde beklenti yüzde 44,16’ydı. Dolayısıyla TCMB mart ayı PPK toplantısında politika faizini 500 baz puan arttırmasına rağmen, katılıcıların beklentileri yüzde 36’lık yıl sonu TÜFE tahminine halen yakınlaşmamış. 

Yine aynı anket verilerine göre; 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 36,7 iken, nisan ayında yüzde 35,17’ye çok sınırlı gerilemiş durumda. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi mart ayı anket döneminde yüzde 22,67 iken nisan ayında ise yüzde 22,05. 

Enflasyon beklentilerindeki bozulma, enflasyonun gelir dağılımında ortaya çıkardığı adaletsizlikleri daha önce de yazdım. Ama hafta sonundaki restoran boykotu enflasyonla başımızın ne kadar dertte olduğunun göstergelerinden biri. TCMB’nin enflasyonla mücadelede etkinliğini ortaya koyması beklenir ancak faiz kararı hizmet enflasyonuyla ilgili nasıl bir çözüm üretecek? Politika faizindeki artışın işletmelerin kredi ve finansman maliyetlerini yükselterek yeniden fiyat artışlarını besleme olasılığı yüksek. Bu durumu bertaraf edecek “yol”, maalesef emek maliyetini minimize etmekten, yani ücretlerin baskılanması, ardından işsizlik ve yoksulluktan geçecek gibi görünüyor.

Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ-T24

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Halkbank’tan HUBrica ile girişimcilere destek

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan: “Gelişen ve değişen finansal teknolojilerin ülkemizdeki öncü bankası olarak, ‘Fikirler HUBrica’da büyür’ mottosuyla duyurduğumuz Hızlandırma Programıyla fintek ekosisteminin gelişmesine katkı sunacağız” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Halkbank, Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde girişimcilik programları düzenleyen ‘YTU Startup House’ ile birlikte HUBrica Hızlandırma Programı’nı hayata geçirdi.

Bankadan yapılan açıklamaya göre programın açılış toplantısı, bugün İstanbul Finans Merkezi’nde yer alan Halk Ofis Kuleleri’nde gerçekleştirildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, YTU Startup House ile yapılan işbirliği neticesinde girişimcilik ekosisteminde yeni bir hikaye yazmaya başlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, özellikle son yıllarda dünyada finansal teknolojilerin büyük bir gelişme gösterdiğini ve finans sektöründeki rolünün çok daha belirleyici hale geldiğini aktardı.

Finans sektöründe teknolojinin rolünün hiç olmadığı kadar belirleyici bir hale geldiğini kaydeden Arslan, ‘Girişimcilik ruhu ve teknolojiye olan bu büyük ilgi, finans sektöründe çığır açacak ortamlar ve fırsatlar oluşturuyor. Gelişen ve değişen finansal teknolojilerin ülkemizdeki öncü bankası olarak, ‘Fikirler HUBrica’da büyür’ mottosuyla duyurduğumuz Hızlandırma Programıyla fintek ekosisteminin gelişmesine katkı sunacağız. Bu program, aynı zamanda bankamızın girişimcilik ekosisteminin gelişimine katkı sağlamaya, yenilikçi fikirleri desteklemeye ve finans sektöründeki dönüşümü hızlandırmaya yönelik taahhüdünün en güçlü göstergesidir.’ ifadelerini kullandı.

Bankanın köklü birikimi ve güçlü finansal yapısıyla üretim, yatırım, ihracat ve istihdamın artışına katkıda bulunan tüm girişimcilerin başarı yolculuklarında yanlarında olduğuna dikkati çeken Arslan, özellikle kadınların ve gençlerin yenilikçi ruhundan aldıkları ilhamla çalışmalarına devam edeceklerini belirtti.

Arslan, programda yer almaya hak kazanan 11 girişimi tebrik ettiğini aktararak, ‘Programın hayallerinizi gerçekleştirmenize ve başarıya ulaşmanıza yardımcı olacağına inanıyorum. HUBrica’nın sunduğu destek ve kaynaklarla, büyüme ve başarı yolculuğunuzda sizlerin yanında olacağız.’ açıklamasını yaptı.

– Üst düzey network imkanı

Geniş kapsamlı bir değerlendirme sürecinden sonra programa kabul edilen girişimciler için online eğitim programları tasarlandı. 6 ay sürecek program boyunca uzman eğitmenler ve mentörler tarafından desteklenecek olan girişimciler, eğitim sonunda ürünlerini farklı pazarlarda ve platformlarda müşterilerle buluşturma imkanına sahip olacak.

Programa dahil olan girişimciler, banka yöneticileriyle bir araya gelerek üst düzey network kurma, kitle fonlama ve yatırımcı buluşmaları yoluyla yatırım alma imkanına kavuşacak.

Programı başarıyla tamamlayarak mezun olan girişimler için Eylül 2024’te Demo Day etkinliği düzenlenecek.

Programdan mezun olmaya hak kazanan girişimler, bu organizasyonda, girişimcilik ekosisteminin önemli temsilcileri karşısında proje sunumlarını gerçekleştirecek ve yatırım alma fırsatı elde edecek.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Akbank’a EyeBrand ödülü

Yayınlanma:

|

Yazan:

Akbank, kapsayıcı bankacılık ilkesiyle geliştirdiği hizmetleri ile BlindLook tarafından ikinci kez EyeBrand ödülüne layık görüldü.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Akbank, BlindLook tarafından ürün ve hizmetlerini görme engelliler için erişilebilir hale getiren markalara sunulan EyeBrand ödülünü ikinci kez aldı.

Kapsayıcı ve daha erişilebilir bir dünya için adım atan markaların ödüllendirildiği ‘EyeBrand Ceremony’, bu yıl ‘Beyond Darkness’ temasıyla düzenlendi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Akbank Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce, çeşitlilik ve kapsayıcılığı kurumsal kültürlerinin temel taşlarından biri olarak benimsediklerini ve bu doğrultuda birçok projeyi hayata geçirdiklerini belirtti.

Günümüzde iletişim ve bilginin yüzde 80’inin görsel odaklı olduğunu aktaran Yüce, ‘Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 285 milyon görme engelli birey var ve BlindLook ekibi, bu bireylerin sadece görmediği için hayatın yüzde 20’siyle yetinmesini kabul etmeyen, buna meydan okuyan bir ekip.’ ifadelerini kullandı.

– ‘Akbank olarak kendileriyle işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz’

BlindLook ekibinin üstlendikleri misyonu çok değerli bulduklarını vurgulayan Yüce, şunları kaydetti:

‘Akbank olarak kendileriyle işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Kapsayıcılık ilkemizle, engelli bireylerin istihdamı için katma değerli iş fırsatları yaratmaktan çalışma ortamlarımızı, ürün ve hizmetlerimizi erişilebilir hale getirmeye kadar geniş bir çerçevede çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Teknolojik yetkinliğimiz ve dijital gücümüzle hizmetlerimizi herkes için erişilebilir ve faydalı kılmaya odaklanıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı kurumsal bir görevimiz olarak görüyoruz. Bu nedenle, ikinci kez EyeBrand seçilmek bizim için çok değerli ve anlamlı. Akbank olarak, sürdürülebilirlik stratejilerimizin merkezinde yer alan ‘İnsan ve Toplum’ odaklı çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.’

Akbank, BlindLook’un özgürlük teknolojisi olarak adlandırdığı ‘Sesli Simülasyon Teknolojisi’ ile görme engelli bireylerin Akbank Mobil ve İnterneti rahatlıkla kullanmasına olanak tanıyor.

Ekran okuyucu programlarla uyumlu çalışan bu teknoloji, görme engelli kullanıcılara Akbank’ın mobil ve internet uygulamalarını kullanırken izlemesi gereken adımları sesli bir biçimde aktarıyor ve onları yönlendiriyor. Bu yönlendirmeler sayesinde Akbank’ın online platformlarına özgürce erişebilen kullanıcılar, bankacılık işlemlerini kolay, hızlı ve güvenilir şekilde gerçekleştirebiliyor.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.