Salgın döneminde hatırlarsanız 3 kamu bankası, ilave istihdam sağlama potansiyeli olan firmalara uzun vadeli işletme kredisi kullandırılmasına yönelik dört yeni ürünü hayata geçirdi.
Hazırlanan paketlerin içeriğinden birisi İstihdam Odaklı Destek paketi yani İSTOD idi.
Ziraat Bankası A.Ş., Halkbank ve Vakıflar Bankası tarafından 31 Ekim 2019 tarihinde ilave istihdam sağlama potansiyeli olan firmalara uzun vadeli ve düşük maliyetli işletme kredisi kullandırılmasına yönelik yeni imkânlar hayata geçirildi.
Buna göre firmalara 2 yıla varan anapara ödemesiz dönemli, 5 yıla kadar vadeli, uygun koşullarda, düşük maliyetli ve uzun vadeli işletme kredisi kullandırılmasına yönelik krediler verilecekti.
Bu krediler imalat sektörü, hizmet sektörü, devam eden konut projeleri ve yurt dışı müteahhitlik sektörü kapsamı içerisinde kullandırılmıştı. Bunun alt şartları da var, en az 10 çalışanı olan ve 3 ay içinde en az 5 kişi ilave istihdam artışını ve istihdam artışının kredi vadesi boyunca korunmasını taahhüt eden müşterilere bu paralar verilmiş.
Ancak gelin görün ki amaçlanan olmamış.
Sayıştay’ın bu bankalara yönelik inceleme raporlarını okudum. İnanılmaz şeyler var. Yapılan işlemler karşısında iktidar üyelerinin bir bölümünün bile haberinin olmadığını düşünüyorum.
Anlatayım…
Birincisi bu paketin ana odak noktası ilave istihdamın sağlanması olarak öngörülmüş. Çalışan sayısı artsın işsizlik azalsın istenmiş.
Sadece Vakıfbank üzerinden düşük faiz, ödemesiz dönem vb. avantajlar sağlayan kredi paketi yürürlükte olduğu süre içerisinde 6 bin müşteriye toplam 13 milyar 222 milyon 599 bin Türk Lirası kredi kullandırılmış.
Sayıştay da denetim için ilave istihdam sözü karşılığı verilen 1 milyon TL ve üzeri kredilere ilişkin inceleme yapmış.
1 milyon TL ve üzeri kullandırılan 2 bin 433 kredi karşılığında toplam 4.8 milyar TL kredi kullandırılmış. Firmalar bu kredi karşılığında yaklaşık 40 bin çalışanlık ilave istihdam sağlayacaklarını ve kredi vadesi boyunca ulaşılan yeni istihdam seviyesini koruyacaklarını taahhüt etmişler.
Sonuç sizce ne olmuş?
Tam bir skandal…
Parayı alanlar istihdama harcamadığı gibi çalışanları işten çıkarmış.
Ayrıntısı şöyle…
Yapılan incelemede, verilen taahhüdün sadece yüzde 26,84’ü (10.715 kişi) yerine getirilmiş. Yerine getirilemeyen ilave istihdam sayısı yüzde 73,16 (29.209 kişi) olarak gerçekleşmiş.
Sözleşme gereği eksik istihdam karşılığı 33.2 milyon TL ceza ise uygulanması gerekirken o da uygulanmamış.
Yani işin özü istihdamın artırılması ve işsizliğin azaltılması amacıyla çıkarılan İstihdam Odaklı İşletme Kredisi kapsamında verilen ilave istihdam taahhütleri yüzde 73,16 sapmayla uygulanmış.
Bu sadece Vakıfbank’taki vaziyetti.
Peki, Ziraat Bankası’nda durum nedir?
Bankanın kullandırmış olduğu kredilerin incelenmesinde, istihdam odaklı işletme kredisi finansman paketi kapsamında Ekim 2019-Ekim 2020 döneminde toplam 9 bin 237 adet firmaya 9.5 milyar TL kredi kullandırılmış.
13 milyar TL Vakıfbank+9.5 milyar TL Ziraat Bankası…
Bakın tablodan daha net görelim.
Söz konusu kredilerle ilgili olarak banka yetkilileri ile yapılan görüşmelerde, ilave istihdam sağlanması ve bu ilave istihdamın kredi vadesi boyunca korunmasına ilişkin şartların takip edilmediği de anlaşılmış.
Taahhütlerini yerine getirmeyen/getiremeyen müşterilere yansıtılması öngörülen ilave komisyonların yansıtılmadığı ifade edilmiş.
Bu kapsamda 3 bin 900 müşteriden toplam 60 milyon Türk lirası cezai faiz alacağı doğmuş ancak müşterilerden herhangi bir tahsilat sağlanmamış.
Bitmedi daha…
Bir de “İşe Devam Destek” paketi var. Bu da kamu bankalarındaki İstihdam Odaklı Destek paketinden ayrı bir uygulama olarak açılmış…
Paketin amacı, bir yandan salgının ekonomik etkisinin bertaraf edilmesi diğer yandan işsizlik sayısının artışının da önüne geçmek olduğu açıklanmış. Bu amaçla da 53 bin 414 müşteriye toplam 44.5 milyar TL kredi kullandırılmış.
Toplam ne oldu: 13 milyar TL Vakıfbank+9.5 milyar TL+44.5 milyar TL Ziraat Bankası…
Fakat Sayıştay görmüş ki bu krediyi çekenler parayı istihdam için kullanmamış. Dahası kamu bankaları bu kredilerin nasıl kullanıldığını da denetlememiş. Krediyi alanlar parayı daha görmeden diğer bankalardaki kredi borcunu ödemek için kullanmış. Haliyle istihdam filan da artmamış.
Sayıştay “İşe Devam Destek Kredisine” yönelik 10 milyon TL ve üzeri kredi kullanan 419 müşteriyi rastgele seçip incelemiş. 10 Mart 2021 tarihi itibariyle de kredi vadesi boyunca Şubat 2020 dönemine ait istihdam sayılarının korunmasına yönelik 26 firmada hiçbir kontrol yapılmadığı anlaşılmış.
Daha skandalı istihdam olsun diye verilen kredilerin ardından kontrol edilen 120 firmada ise 11 bin 489 istihdam kaybı yaşandığı görülmüş.
Sayıştay incelemesinin sonucunda belirtmiş; Halihazırda vadesi devam eden kredilerle ilgili belirlenen şartların kontrolü şubelere bırakılmış ancak şubelerin bu kontrolleri yapacak altyapısının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak ne oldu… Kamu bankaları aracılığıyla 67 milyar TL istihdam yaratılsın diye dağıtılırken, bu para istihdam için kullanılmadığı gibi insanlar işten çıkarılmış, kredilerin takibi yapılmamış, kesilmesi gereken cezalar kesilmemiş.
İstihdam sağlayacağım, işçi çıkarmayacağım, yatırım yapacağım diye söz vererek kredi alanlar kredi tutarını aldığı gibi başka işlerde kullanmış ve işçilerini zor dönemde işten çıkarmış.
Vatandaşın parasını cebinden alıp bir anda pofff diye ortalıktan yok etmişler. Bakın bu yolsuzluktur…
Banka “Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler İş Birimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Burcu Civelek Yüce, bu görevinden, 04.07.2025 tarihinden geçerli olmak üzere ayrılacaktır” açıklaması yaptı.
Burcu Civelek YÜCE, bankanın Dijitalleşme sürecinde ekibi ile dizayn etmiş ana yönetici konumundaydı. Banka sistemlerinin sık sık çökmesinde eleştirilerin hedefinde olan isimlerin başında yer alıyordu.
ING BANK’a geçiyor
ING BANK Burcu Civelek Yüce’nin kendi bünyelerinde geçeceğini duyurdu. Uzun yıllar AKBANK’ta görev yapan ve mental olarak yıpranan Yüce bu şekilde kendini yeniden kanıtlama fırsatı da yakalamış olacak.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün (15.06.2025) yayınladığı veriler baz alınarak Merkezi Yönetimin 2024 Mayıs ayı sonu (önceki dönem) ile 2025 Mayıs ayı sonu (cari dönem) kıyaslanarak değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan verilerden hazırladığımız tablo aşağıda sunulmuştur.
TESPİTLERİMİZ
1- Toplam gelirler içinde en yüksek tutarlı kalemler: Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, İthalde ve Dahilde Alınan KDV’dir. Cari dönemde bu 4 vergi türünün toplamı, toplam vergi gelirlerinin %70,7’sini oluşturmaktadır.
2- Toplam vergi gelirlerinin önceki dönemde %17,’4’ü, cari dönemde ise %20,9’u faiz ödemelerine gitmiştir..
3- Sosyal Güvenlik Kurumlarına (SGK) Görevlendirme Giderleri ile Hazine Yardımları adı altında yapılan ödemelerde önemli artış olmuştur. SGK’ya bir önceki dönemde 593,8 milyar TL aktarılırken, bu tutar cari dönemde 891,4 milyar TL olmuştur.
4- Bütçe açığı diğer kalemlere kıyasen daha düşük artış göstermiştir. Ancak yaptığımız araştırmalarda yılların son ayındaki bütçe açığı önceki aylara göre inanılmaz artmaktadır. Örneğin yılların ilk 11aylık bütçe açıkları toplamı (milyar TL); 2022’de 20,4; 2023’te 532,4; 2024’te 1.226,9 iken Aralık aylarındaki (tek aylık) bütçe açığı 2022’de 122,2; 2023’te 848, 2024’te ise 829,2 olmuştur. Sebebini bilmiyoruz. Ancak bu bağlamda yılın bütçe açığı sene sonunda netleşmektedir.
SONUÇ
Cari dönemde, personel giderleri+SGK’ya aktarılan tutar+faiz giderleri, toplam harcamaların %54,3’ünü oluşturmaktadır. Bu harcama kalemleri ve diğer harcama kalemleri dikkate alınınca gider tarafında harcamaları azaltacak tedbirlerin alınması zor görünmektedir. Sıklıkla gündeme getirilen tasarruf tedbirlerinin de bu büyüklükteki bütçede önemli bir sonuç sağlamayacağı görüşündeyiz. Bu nedenle Merkezi Yönetimin gelirleri arttırıcı (vergi oranlarını arttırma, yeni vergiler koyma, muafiyetleri ve istisnaları kaldırma gibi) uygulamalara gideceği kanaatindeyiz.
İSO 500’de 304. sıradaydı, 6,8 milyar TL ciroya rağmen konkordatoya başvurdu!
1976 yılında kurulan ve Türkiye çelik sanayisinin köklü firmalarından biri olan Sıddık Kardeşler Haddecilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti., konkordato başvurusunda bulundu. 2024 yılı itibarıyla 6,8 milyar TL ciroya ulaşan şirket, İSO 500 listesinde 304. sırada yer almasına rağmen mali darboğazdan kurtulamayarak mahkemeye başvurdu.
Sektörde Şok Etkisi Yarattı
Sıddık Kardeşler’in konkordato kararı, demir-çelik sektöründe yankı uyandırdı. Yüksek cirosuna ve sektördeki güçlü konumuna rağmen böyle bir adım atılması, finansal risklerin ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Şirketin konkordato talebiyle birlikte mahkemeden süre talep ettiği ve borç yapılandırması sürecine girmeyi hedeflediği öğrenildi.
Konkordato Nedir, Ne Sağlar?
Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen firmaların, alacaklılarıyla uzlaşarak faaliyetlerine devam etmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Bu süreçte şirketin mal varlıkları koruma altına alınır ve mahkemenin onayı ile borç ödeme planı devreye girer. Amaç, iflasın önüne geçerek şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesidir.
Ekonomik Dalgalanma ve Sektörel Zorluklar
Son yıllarda artan enerji maliyetleri, kur dalgalanmaları ve iç piyasada yaşanan tahsilat problemleri; birçok sanayi şirketi gibi Sıddık Kardeşler’i de zora soktu. Özellikle çelik sektöründe rekabetin giderek arttığı ve marjların daraldığı bir dönemde, finansal yönetim becerileri daha da kritik hâle geldi.
Gözler Mahkeme Sürecinde
Şirketin konkordato başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği ve geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Sektör temsilcileri ise bu gelişmeyi sadece tekil bir iflas belirtisi değil, çelik sektörünün alarm veren yapısal sorunları olarak değerlendiriyor.