GÜNDEM
Etyen Mahçupyan yazdı: Meral Akşener’e niçin teşekkür etmeliyiz?
Karamsarlığa gerek yok… Aksine Akşener’in bu hamlesiyle muhalefetin de büyük bir fırsat yakaladığını görmekte yarar var. Muhalefet nihayet bir tür ‘Truva atı’ndan, bozgunculuğu siyaset niyetine zorlayıp duran bir ‘partnerden’ kurtulacak. Beşli masa özgürleşecek, daha reformcu, demokratik ve cesur adımlar atma fırsatı elde edecek.

Yayınlanma:
2 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Akşener’in Altılı Masa’dan ayrılması birçok kişiyi şaşırttı. Ancak siyaseti analiz etme becerisi olan CHP’lilerle samimi konuşma şansınız olduysa, CHP yönetiminin bu hamleyi epeyce uzun bir süreden beri beklemekte olduğunu da bilirdiniz. O nedenle yaşanan olayları tesadüflere ve aptallığa bağlama niyetinde olanların durup düşünmesinde yarar var. Çünkü ortada çok uzun süren bir aptallık olmalı ve uzun süren aptallıkların genelde bizim fark etmediğimiz bir ‘aklı’ olur.
Dolayısıyla Akşener’in sonunda olayı eline yüzüne bulaştırması bizi kolaycılığa sevk etmemeli. Çünkü eğer aptallığın ardında başarısız bir akıl varsa, o akıl hâlâ karşımızda demektir ve gelecekte şansını bu kadar akılsızca kullanmayabilir.
Soru şu: Acaba Akşener, Kılıçdaroğlu’nun açıkça reddetmesine ve Masa’daki diğer partilerin destek vermemesine rağmen, ‘kör gözüm parmağına’ İmamoğlu ve Yavaş isimlerinde niçin ısrar etti?
Herhalde sahayı biraz takip eden hiç kimse ‘kazanacak aday peşindeydi’ demez… Çünkü son dönemde ‘bugün seçim olduğunda’ Kılıçdaroğlu’na verilen oy herkesten daha fazlaydı ve daha önemlisi Altılı Masa HDP’nin destekleyeceği her adayla seçimi 55-45 alıyordu.
Demek ki mesele Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olmaması, Akşener’in ‘yönetebileceği’, Akşener’e yaslanmayı tercih eden bir cumhurbaşkanının aday olmasıydı. Ne var ki Masa dışından ‘partiler üstü’ bir adayın kabul görmeyeceği işin başında belli olmuştu. Akşener’in iki seçeneği vardı: Kendisini aday olarak önermek veya CHP içinden kendisine yakın bir adayı öne sürmek.
Bu senaryonun Akşener’in aklına gelmediğini varsaymak fazlasıyla naif olur. Özellikle Akşener’in ve İYİ Parti içindeki malum kanatların halen devlet adına davranan ve iktidarla koalisyon içinde olan siyasi ağla ilişkisi düşünüldüğünde…
Bu ağın Akşener’e çeşitli öneriler fısıldamış, ona geleceğe matuf sözler vermiş olma ihtimali yüksek. Ancak böyle bir telkin olmamış olsa bile, İYİ Parti’nin çıkarı bu oyunu ‘ikili’ oynamaktı. Çünkü önümüzdeki seçimi kim kazanırsa kazansın bundan İYİ Parti’nin kârlı çıkacağı hesapları yapılıyordu.
Şöyle ki, muhalefet kazandığında İYİ Parti zaten iktidarın ortağı olacaktı. İktidarın kazanması halinde ise muhalefetin en önemli aktörü olacak ve siyasetin merkezine oturacaktı. Çünkü Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu’nun siyasi kariyerleri sona erecek, CHP kendi içine dönecek, DEVA ve Gelecek ise kadük kalmış projeler olarak siyaseten anlamsız hale geleceklerdi.
Öte yandan denebilir ki ‘devlet’in Akşener’in Masa’da kalmasını yeğlemesi gerekirdi. Muhalefet kazandığı takdirde ‘içerde’ bir oyuncu tutmuş olurlardı. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu seçim ‘devlet’in kaybetmeye tahammülü olmadığı bir seçim. (Bununla ilgili argümanım Yeni İttihatçılık çerçevesinde ve son bir yıl içindeki yazılarımda etraflıca ele alınmış durumda.)
Benim tahminim Akşener’in siyasetinin de son kertede seçimi ‘devlet’in kaybetmemesini garanti etmeye yönelik olduğu. Bu fedakârlığın karşılığını nasıl alacağını (veya almaya çalışacağını) ilerde göreceğiz. Ancak bu türden bir hedef yoksa, bir siyasi partinin göz göre göre küçülmeyi kabul etmesini açıklamak kolay olmayacaktır. Çünkü yaşanan anlık bir olay değil… en azından dört aydır ‘açıkta’ sürdürülen bir strateji.
Akşener aylardır aday seçimini uzatıp Masa’yı oyaladı, İYİ Partililer Masa’nın komisyon çalışmalarına katılmadı, Masa’nın her toplantısının öncesi ve sonrasında insicamı bozmak üzere demeçler verdiler… İmamoğlu ve Yavaş’ın aday olarak seçilme ihtimali olmamasına rağmen Akşener bu isimleri kullanmaya devam etti… Böylece muhalefeti ve ittifak oluşturma sürecini sabote etti.
Peki, Masa’daki diğer liderler bu duruma niçin razı oldu? Tabii ki kazanmayı garantilemek için… Nitekim şimdi iktidar ve muhalefetin oy oranları yeniden birbirine yaklaştı. İYİ Parti tabanının en az yarısı Kılıçdaroğlu’na oy verecek gözüküyor ama diğer yarısından emin olamayız. Öte yandan iktidarın Zafer-Memleket-Yeni Refah tabanını kendi yanına çekme potansiyeli var ve bunu kullanacaktır.
Dolayısıyla İYİ Parti’nin küçülmesi karşılığında Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilme şansı doğmuş oldu. Yanlış anlaşılmasın: Burada desteklenen Erdoğan değil, ‘devlet’… Ancak Akşener iktidar cenahına önemli bir hizmette daha bulundu: İYİ Parti Masa’da kalsaydı Meclis seçiminde iktidardan daha fazla oy almanın ötesinde ek milletvekili çıkarılabilecek, belki de (HDP ile birlikte) muhalefetin çoğunluğu elde etmesi garanti edilecekti. Oysa şimdi Cumhur İttifakı’nın oyu daha fazla olacak ve ‘birinci parti’ olarak gücünün ötesinde milletvekili çıkaracak. Eğer çoğunluğu elde ederse ülkeyi erken seçime götürebilecek…
Akşener bu süreci iyi yönetemedi. Giderek psikolojisi bozuldu. Hele son konuşması zaman içinde gülünçlüğü apaçık ortaya çıkacak bir hamaset eforizmiydi. Belki de partisinin büyümesini sağlayacak bir strateji izlediğini sandı, ama yanıldı. Ne var ki bu yanılgı iktidar lehine yeni bir imkân üretti… Daha önce olmayan bir imkân Akşener sayesinde iktidara sunulmuş oldu.
Ama karamsarlığa gerek yok… Aksine Akşener’in bu hamlesiyle muhalefetin de büyük bir fırsat yakaladığını görmekte yarar var. Muhalefet nihayet bir tür ‘Truva atı’ndan, bozgunculuğu siyaset niyetine zorlayıp duran bir ‘partnerden’ kurtulacak. Beşli masa özgürleşecek, daha reformcu, demokratik ve cesur adımlar atma fırsatı elde edecek.
İYİ Parti’nin Masa’da kalması durumunda patinaj yapmaya mahkûm bir siyasi birliktelik, şimdi kendi yolunu, ufkunu çizebilir, (varsa) kendi tahayyüllerini topluma sunabilir ya da en azından bunlar üzerinde düşünmeye başlayabilir. Yeni bir devlet kurumsallaşmasının, kamusal alan ve vatandaşlık anlayışının önü açılabilir.
Seçim belki daha riskli hale geldi ama hiç olmazsa şimdi bir kandırmacanın içinde değiliz. Gerçek bir saflaşma üzerinden, güvene ve samimiyete dayalı gerçekçi bir gelecek tasavvurunu toplumun beğenisine ve onayına sunma fırsatı var.
Muhalefete ve topluma bu fırsatı veren Akşener’e teşekkür etmeliyiz. Muhtemelen ‘devlet’ için bir feragatte bulundu, bundan kendisine büyük bir kazanç çıkacağına inandı, kendini fazlasıyla abarttı ve kurduğu tuzağa düştü… Ama (‘devlet’e hizmetinin ötesinde) topluma da büyük bir hizmette bulunmuş oldu. Siyasetin üzerine oturduğu zemini henüz görmemiş olanların ‘uyanmasını’ tetikledi, (istemese de) gerçek bir siyasetin önünü açtı…
Nihayet… Şimdi siyaset zamanı…
Etyen Mahçupyan – serbestiyet.com
İlginizi Çekebilir
GÜNCEL
Faizde geri sayım: Rezervler güçleniyor, TL ilgisi artarken gözler TÜFE’de

Yayınlanma:
11 saat önce|
03/07/2025Yazan:
BankaVitrini
Türk mali piyasalarında CHP davası sonrası olumlu hava dün de korundu. TL ve TL cinsi finansal varlıkların büyük bir kısmı, Türkiye’de siyasi iklimin değiştiği 19 Mart öncesi döneme geri döndü. Borsa İstanbul haftanın ilk üç gününde %8,4 yükselirken, iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi de %39,3 seviyesine kadar geriledi. TCMB’nin yaklaşık iki hafta sonra düzenleyeceği olağan PPK toplantısında anlamlı bir faiz indirimine soyunacağı yönünde beklenti -bizler 350 baz puan indirimle politika faizinin %42,50 seviyesine geleceğini ve koridorun daha simetrik bir görünüm kazanacağını düşünüyoruz- hisse senetlerine de alım getirdi. Faizin gerilemesinin sanıldığının aksine bankacılık sektörü için iyi bir şey olmasının da yardımı ile, Borsa İstanbul bankacılık endeksi geride bıraktığımız haftayı da dikkate alırsak %20 yükseldi.
Türkiye’nin yabancı indinde risklerini yansıtan CDS primi 285 baz puan ile 20 Mart’tan bu yana en düşük seviyeye gerilerken, USDTRY kuru da dün 39,80 seviyesinin altına gerileyerek TL ilgisini teyit etti. Her ne kadar siyasi cepheden gelen kafa karıştırıcı minvalde haberler gündemde yer tutsa da, genel hatları ile yurt içi siyasi risklerin azalmaya meyil tutması ile TCMB’nin de net yabancı para pozisyonu ciddi anlamda iyileşti. Sayıların dili ile konuşursak, 1 Temmuz valörlü işlemlerde, net yabancı para pozisyonu 7,6 milyar dolar artarken, manşet rakam da 28,1 milyar dolar seviyesine yükselerek son dönemlerin zirvesini test etti. Hatırlanacağı üzere, 19 Mart’tan hemen önce 61 milyar doları aşan manşet rakam, 28 Nisan tarihinde, TL’den uzaklaşan yatırımcıların döviz talebi ile 7,6 milyar dolar seviyesine kadar gerilemişti. TCMB’nin döviz rezervlerini güçlendirmesini, tıpkı bir ordunun silah envanterini güçlendirmesi olarak yorumlayabiliriz. Pazartesi günü TCMB’nin olumlu hava ile birlikte döviz alımına aniden başlaması, piyasada TL fazlalığına da sebebiyet verdi. Bankalar bir hafta vadeli %46 faizle repoya yüklendikleri bir ortamda, döviz satışı sonrasında ellerinde fazla TL kalınca, TL REF geçici de olsa %46 seviyesinin altına indi!
Büyük resmi konuşmak gerekirse, her ne kadar siyasi cephede belirsizlikler hâkim olsa da, 8 Eylül tarihine kadar önümüzde yaz dönemi ve büyük bir zaman dilimi olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. TCMB’den yıl sonuna kadar düzenlenecek dört olağan toplantıdan beklenen 1100 baz puan faiz indirimi, enflasyonun %30 seviyesinin hemen altına inme ihtimali, TL tahvillere yönelik alım iştahını desteklerken, uzun bir süredir oldukça negatif ayrışan hisse senetlerine de alım getirdi. Türk Lirası faizin (USDTRY kuru ile karşılaştırıldığında) yatırımcısına reel getiri sunmaya yaz ayları boyunca devam edeceğini düşünüyoruz. Lâkin, dün Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı öncü verilere göre, Haziran ayında dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre %38,8 artarak 8,2 milyar dolar oldu. Bu bozulmada yaşanan jeopolitik gelişmelerin enerji fiyatları üzerinden rol oynadığını düşünüyoruz. Reel değerlenme politikası ile dezenflasyon sürecine destek verilmek istense de, son üç ayın ortalaması 9 milyar dolar açığa işaret ederek rekabet gücünde ciddi bir aşınma yaratarak dış ticaret açığını da anlamlı düzeyde artırdığını göz ardı etmemek gerekiyor!
TL ve TL cinsi varlıklara yönelik olumlu tonumuzu yine de korumaya devam ediyoruz. Hisse senetlerinde pozisyon artırılabileceğini düşünüyoruz. Bankacılık hisseleri ve inşaat sektörü ile ilintili hisselere alıcı gözle bakılması gerektiğini düşünüyoruz. CHP davası sonrası olumlu havanın yarattığı iyimserliğe dem vurarak salı günü bültenimizin manşetini “Ankara’dan abim geldi evde bir ‘bayram’ havası” diyerek hisse senetlerinde var olan coşkuya işaret etmek suretiyle piyasaların Ankara’yı yani TCMB’ye beklediğinin altını çizmiştik. Bugün TL faizlerin geleceğine yönelik önemli bir veriyi birazdan hep birlikte göreceğiz. TÜİK, saat 10.00’da Haziran ayı enflasyon oranları açıklanacak. Piyasaların medyan tahmini TÜFE’nin aylık bazda %1,6 artış kaydetmesi, yıllık rakamın da %35,4 seviyelerinde yatay kalması yönünde. Olumlu bir sürpriz ihtimalini de göz ardı etmiyoruz.
Dönelim yurt dışına… ABD Başkanı Trump, 9 Temmuz tarihinde tarifelerin devreye girmesinden önce Vietnam ile ticaret anlaşması yapıldığını duyurarak, Vietnam menşeli birçok ürüne uygulanacak gümrüğü %46 yerine %20 olarak belirledi. Çin menşeli ürünlerin Vietnam üzerinden geçişi ise %40 vergiye tabi tutulacak. Anlaşma kapsamında ABD, Vietnam’a sıfır gümrükle ihracat yapabilecek ve özellikle büyük motorlu araçlara öncelik tanınacak. Ancak detaylar belirsizliğini koruyor. Bu adımın Vietnam’ın Çin’e karşı denge arayışında ABD ile ilişkilerini sürdürme stratejisine de katkı sağladığını düşünüyoruz.
Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler, Trump’ın kapsamlı vergi indirimi ve harcama paketini 4 Temmuz’a kadar yasalaştırmak amacıyla son oylamaya yaklaşıyor. Yaklaşık 3,4 trilyon dolarlık maliyetiyle borcu büyütecek yasa tasarısı, Cumhuriyetçiler içindeki bazı muhafazakâr isimlerin itirazlarına rağmen, Trump’ın baskısıyla kritik önemdeki prosedürel oylama 220-212 ile geçti. Yasa tasarısı, Trump’ın 2017’de başlattığı vergi indirimlerini uzatıyor, göçmenlik denetimlerini sıkılaştırıyor ve yeşil enerji teşviklerini kaldırıyor. Tasarının geçmesi Trump için büyük bir iç politika zaferi anlamına gelecek.
Trump ile Elon Musk arasında kılıçların yeniden çekilmesi sonrasında, dün Tesla’nın ikinci çeyrek sonuçların farklı bir gözle takip edildi. Teslimatlarının %13,5 düşerek analist beklentilerinin altında kaldığını ve şirketin üst üste ikinci yılda da satış düşüşü yaşama ihtimalini artırdığını gördük. Yılın ikinci yarısında büyüme hedefini tutturmak için 1 milyondan fazla araç teslim etmesi gereken Tesla, Çin’de yenilenen Model Y ile toparlanma sinyalleri verse de, Trump’ın vergi reformu kapsamında elektrikli araç teşviklerinin kaldırılması riski ve Elon Musk’ın sağ eğilimli siyasi duruşu, özellikle ABD ve Avrupa’daki talebi olumsuz etkiliyor. Hisseler yılbaşından bu yana %20 düşüş kaydetti.
Trump politikaları nedeniyle doların değer kaybı özellikle EUR’ya karşı devam ederken, dün İngiltere Maliye Bakanı Reeves’in parlamento oturumunda gözyaşlarını tutamaması, kraliyet aslanı Sterlin üzerinde baskı yarattı. Başbakan Starmer, Reeves’e tam destek verirken, Reeves’in duygusal tepkisi, bir gün önce hükûmetin sosyal yardım reformlarında geri adım atmasıyla bütçede oluşan açık nedeniyle yaşanan siyasi gerilimin ardından geldi. Piyasalar, Reeves’in görevden alınabileceği endişesiyle sterlini ve tahvilleri sert şekilde sattı. Bir önceki gün dolar karşısında 1,38 seviyesine dayanarak son dört yılın zirvesini test eden GBPUSD paritesi, 1,36 seviyesinin altına gerilerken, uzun vadeli tahviller sert sayılabilecek bir satış baskısı ile karşı karşıya kaldı. Mali disiplin vurgusuyla tanınan Reeves, bütçedeki açığın alternatif vergi artışı veya harcama kesintileriyle kapatılmak zorunda kalabileceği eleştirileriyle karşı karşıya kalırken, Reeves’in görevine devam edeceği vurguladı. İngiltere Maliye Bakanı Liz Truss benzeri yaşanan dünkü gelişmeleri yakından takip edeceğiz. GBPUSD paritesinde sert geri çekilme ile GBPTRY kuru da dün 54 seviyesinin hemen altını test etti.
ABD borsaları geceyi yükselişle tamamlarken, yeni günün veri takvimi oldukça yoğun görünüyor. ABD piyasalarının yarın tatil nedeniyle kapalı konumda olmasına paralel, her ayın ilk cuması açıklanan ve ABD ekonomisinin gidişatı hakkında en önemli bilgileri sunduğuna inanılan tarım dışı istihdam verisi bugün KKTC saati ile 15.30’da açıklanacak. Öncesinde dün açıklanan özel sektör istihdamı pandemiden sonra sonra ilk kez azalma kaydetti! FED’in görev tanımında fiyat istikrarının yanı sıra tam istihdam görevi de olduğunu düşünürsek, bugün açıklanacak verinin önem arz edeceğini düşünüyoruz. Vadeli kontratlara göre, yıl sonuna kadar FED’den beklenen faiz indirimi 67 baz puan. FED’in bu ay faiz indirimi yapma ihtimali piyasa fiyatlamalarında %25 seviyesinde kalırken, zayıf bir istihdam verisi ile bu oran hızla yükselebilir!
ABD istihdam raporunun yanı sıra, gözler yukarıda da değindiğim üzere Trump’ın büyük vergi indirimi ve harcama paketinin Temsilciler Meclisinden geçip geçmeyeceğinde olacak. Çin’in hizmet sektörü aktivitesi, Haziran ayında zayıflayan talep ve ihracat siparişlerindeki düşüşle birlikte son dokuz ayın en yavaş büyümesini kaydetti. ABD ile geçici ticaret ateşkesi sürse de yüksek tarifelerin Çin’in ihracat baskısını artırdığını ve iç talep yetersizliğinin büyüme üzerinde temel bir engel olmaya devam ettiğini görüyoruz. Asya borsaları da yoğun gündem nedeniyle bu sabah karışık bir seyir izliyor. Hong Kong borsası zayıf verilerin gölgesinde %1 gerilerken, YEN’in değer kazanıma paralel Tokyo borsası Nikkei önemli bir değişim kaydedemedi. Altının ons fiyatı 3,350 dolar seviyelerinde yatay bir seyir izlerken, gümüş 36,50 dolar seviyesine toparlandı. Direnişin parası bitcoin ise yeniden 109bin dolar seviyesine yaklaştığını görüyoruz. Bitcoin cephesinde ilk nazarda 109bin dolar üzerinde haftalık kapanış, akabinde de 113bin doların aşılması ile asıl hareketin başlayacağını düşünüyoruz. Fiat para sistemine yönelik güven bunalımı ile arzı sabit fiziki enstrümanlara yönelik olumlu tonumuzu koruyoruz.
Emre Değirmencioğlu
GÜNCEL
Hazır Beton Sektöründe Sarsıntı: Teknik Beton Konkordato İlan Etti

Yayınlanma:
12 saat önce|
03/07/2025Yazan:
BankaVitrini
Türkiye’nin hazır beton, çimento, alçı ve kireç üretiminde faaliyet gösteren önemli oyuncularından biri olan TEKNİK BETON TURİZM İNŞAAT MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş., yaşadığı mali darboğaz nedeniyle konkordato talebinde bulundu. Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 30 Haziran 2025 tarihli kararıyla şirkete 3 aylık geçici mühlet tanıdı.
Mahkeme Kararı ve Sürecin Özeti
-
Mahkeme: Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
-
Esas No: 2025/782
-
Karar Tarihi: 30/06/2025
-
Geçici Mühlet Süresi: 3 Ay
-
Konkordato Komiserleri:
-
Engin Dinçeli (mali konular uzmanı)
-
Deniz Çalışkan
-
Av. Şeyma Nur Kıhtır
-
Karar kapsamında, borçlu şirketin taşınır ve taşınmaz tüm mal varlıklarının üçüncü kişilere devri yasaklandı. Mahkeme izni olmaksızın rehin tesis edilemeyecek, kefil olunamayacak ve ücretsiz tasarruf işlemleri yapılamayacak.
Geçici Mühletin Hukuki Sonuçları
İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 288. maddesi gereğince, geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurur. Bu kapsamda:
-
6183 sayılı yasa kapsamında yapılan takipler dahil olmak üzere tüm takip işlemleri durduruldu.
-
Yeni icra ve iflas takipleri başlatılamayacak.
-
Bu tedbirler, yalnızca rehinli ve İİK 206/1 kapsamındaki imtiyazlı alacakları kapsamaz.
Sektörün Genel Görünümü
İnşaat sektöründeki durgunluk, artan hammadde maliyetleri, yüksek faiz oranları ve kamu ihalelerinde yaşanan yavaşlama; özellikle hazır beton ve yapı malzemeleri üreten firmalar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Enerji maliyetlerindeki artışlar ve kur dalgalanmaları da finansal yükü artırmıştır. Bu nedenlerle Teknik Beton’un konkordato süreci, sektör geneline dair önemli bir işarettir.
Alacaklılara Duyuru
Şirketten alacaklı olduğunu iddia eden kişi ve kuruluşlar, ilan tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz dilekçesiyle birlikte mahkemeye başvurabilir. Bu süre zarfında konkordato koşullarının oluşmadığı yönündeki deliller de sunulabilir.
Erol Taşdelen
İklim Değişikliği Kanunu Meclis’ten Geçti: Hayatımız Nasıl Değişecek?

Yayınlanma:
14 saat önce|
03/07/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen İklim Değişikliği Kanunu, çevre politikalarında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Kanun; sanayiden tarıma, enerji üretiminden günlük yaşama kadar çok geniş bir etki alanına sahip. Peki, bu yasa yürürlüğe girdikten sonra hayatımızda neler değişecek?
1. Karbon Yönetimi ve Emisyon Ticaret Sistemi Geliyor
Yeni kanun ile birlikte artık sanayi ve enerji gibi yüksek emisyon üreten sektörler için karbon emisyonu izni alma zorunluluğu getirildi. İzin almadan faaliyet gösteren işletmelere ağır para cezaları uygulanacak.
Ayrıca Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulacak. Bu sistem sayesinde işletmeler karbon salım haklarını alıp satabilecek, “karbon piyasası” resmen doğmuş olacak. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile uyumlu bu sistem, ihracat yapan firmaların rekabet gücünü koruması açısından da kritik.
2. Yeni Kurumsal Yapılar ve Yetkiler
Kanunla birlikte İklim Değişikliği Başkanlığı daha güçlü bir yapıya kavuştu. Başkanlık artık doğrudan veri toplayacak, denetim yapacak, raporlama zorunluluğu getirebilecek. Her yıl güncellenen Ulusal İklim Eylem Planı, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefine yönelik yol haritasını oluşturacak.
Yerel düzeyde ise valilerin başkanlığında kurulacak İl İklim Koordinasyon Kurulları, iklim değişikliğiyle mücadeleyi sahaya indirecek.
3. Yeni Bir Fon Kaynağı: Karbon Gelirleri
Emisyon izinlerinden, cezai yaptırımlardan ve karbon ticaretinden elde edilecek gelirler, doğrudan “iklim projeleri” için kullanılacak. Bu amaçla döner sermaye işletmesi kurulacak ve yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği gibi projeler desteklenecek.
Bu sayede devlet, çevresel politikalarını sadece bütçeden değil, aynı zamanda karbon piyasasından fonlayabilecek.
4. Tüm Sektörlerde Dönüşüm Zorunluluğu
İklim Kanunu yalnızca çevre politikalarını değil; enerji, tarım, sanayi, ulaştırma, ormancılık ve atık yönetimi gibi tüm sektörleri etkiliyor. Örneğin:
-
Tarımda: İklime dirençli ürün desenleri ve kuraklık riskine göre planlama yapılacak.
-
Sanayide: Temiz teknolojiye geçmeyen işletmeler hem cezai hem ticari kayıplarla karşılaşacak.
-
Ulaştırmada: Emisyonsuz araçlar, elektrikli ulaşım sistemleri teşvik edilecek.
5. İşletmelere Yeni Yükümlülükler
Tüm firmalar, emisyon verilerini kayıt altına almak, raporlamak ve belirli eylem planlarına uymak zorunda olacak. Bu yükümlülüklere uymayanlara idari para cezaları, faaliyet izni iptali gibi yaptırımlar uygulanabilecek.
Bu durum, özellikle ihracat yapan firmalar için hayati önemde. Zira Avrupa Birliği, karbon vergilendirmesi uygulayan firmaları “düşük riskli” kabul edecek.
6. Sosyal Etki ve “Adil Geçiş” Politikası
Yasa kapsamında “adil geçiş” kavramı da hukuk sistemine girdi. Fosil yakıtlardan vazgeçerken, bu sektörlerde çalışan işçilerin mağdur olmaması, istihdam kaybı yaşanmaması için sosyal destek ve eğitim politikaları uygulanacak.
Hayatımızda Neler Değişecek?
-
Enerji ve ulaşım maliyetleri artabilir, çünkü karbon fiyatlaması ürünlere yansıtılacak.
-
Yeni iş kolları doğacak: karbon denetçiliği, iklim danışmanlığı, yeşil enerji üretimi gibi alanlarda istihdam artacak.
-
Tüketiciler, daha çevreci ürünlere yönelmek zorunda kalacak.
-
Belediyeler, yerel iklim uyum projeleri yürütmekle sorumlu olacak.
-
Firmalar, çevreye duyarlı üretim modellerine geçmek zorunda kalacak.
İklim Değişikliği Kanunu, Türkiye’nin çevre ve enerji politikasında bir dönüm noktasıdır. Bu yasa ile birlikte hem kamu hem özel sektör, çevresel sorumluluklarını daha sistematik ve yasal çerçevede yerine getirmek zorunda kalacak. Bu süreç ilk etapta maliyetli ve zorlayıcı gibi görünse de, uzun vadede Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme vizyonuna katkı sunacak köklü bir değişimi beraberinde getirecektir.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (852)
- BANKA ANALİZLERİ (141)
- BANKA HABERLERİ (3.154)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (455)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.857)
- GÜNCEL (3.276)
- GÜNDEM (3.216)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (134)
- ŞİRKETLER (2.270)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (480)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.075)
- Ali Coşkun (28)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (66)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (576)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (64)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (42)
- Onur ÇELİK (37)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (17)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

AKBANK’TA ŞOK AYRILIK, ING’YE GEÇİYOR

Türkiye ile Çin Arasında Yeni Dönem: ICBC Turkey, Resmi RMB Takas Bankası Oldu

Faizde geri sayım: Rezervler güçleniyor, TL ilgisi artarken gözler TÜFE’de

Hazır Beton Sektöründe Sarsıntı: Teknik Beton Konkordato İlan Etti

Tunahan Solar Enerji Konkordato İlan Etti: Sektörde Şok Etkisi

Otomotiv Devi GB Kauçuk Konkordato İlan Etti

Çevre Devi Konkordato Talep Etti: BARKA Atık Yönetimi Finansal Sıkıntıda

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül

Bentonit Ocaklarının Görünmeyen Yüzü: Çevre ve Halk Üzerindeki Olumsuz Etkiler

Enflasyon Kaygısına Göre Gelir Gruplarının Harcama Davranışları

AKBANK 3,4 milyar TL Takipteki Alacaklarını sattı

Emre ALKİN: Program çalışıyor mu? Faiz düşecek mi?
- SON DAKİKA | Borsa günü yükselişle tamamladı 03/07/2025
- Bakanlık il il açıkladı... Sıcaklıklar önümüzdeki hafta daha da artacak! 03/07/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Temmuz'da Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 03/07/2025
- TEMMUZ AYI PROFESÖR MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Profesör Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 03/07/2025
- YENİ HEMŞİRE MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Hemşire Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 03/07/2025
- YENİ TEKNİSYEN MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Teknisyen Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 03/07/2025
- ABD’de Tarım Dışı İstihdam haziranda beklentileri aştı 03/07/2025
- Döviz mevduatları 677 milyon dolar arttı 03/07/2025
- Yabancılar geçen hafta 305 milyon dolar tahvil aldı 03/07/2025
- Yabancılar hissede yeniden alımda 03/07/2025
- TCMB’nin swap hariç net rezervi̇ 1,8 milyar dolar azaldı 03/07/2025
- En düşük memur maaşı 47 bin TL oldu 03/07/2025
- ÜFE-TÜFE makası 22 ayın en düşüğünde 03/07/2025
- KKM toplamı geçen hafta 544 milyar TL’ye geriledi̇ 03/07/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı