Connect with us

EKONOMİ

ABD TÜFE beklentilere paralel. Hava ılımlı. Gözler ECB faiz toplantısında

Yayınlanma:

|

Küresel mali piyasaların dikkatinde dün ABD’de açıklanan ve FED’in 18 Aralık tarihinde sonuçlanacak olağan faiz kararına ışık tutması beklenen enflasyon verisi bulunuyordu. Kasım ayında manşet TÜFE yıllık bazda %2,7 artış kaydederken, çekirdek TÜFE artışı ise %3,3 olarak beklentilere paralel sonuçlandı. Kira kaleminde yavaşlama ise dikkat çekti. Bu tablo karşısında FED’in haftaya Çarşamba günü 25 baz puan faiz indirimi ile gevşeme döngüsüne peşpeşe üçüncü ayda da devam edeceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Bu minvalde, bu sabah vadeli faiz kontratlarının da 25 baz puan indirime %97 ihtimal verildiğini not edelim.

Faiz indirim ihtimalinin canlılığını korumaya devam etmesinin piyasa yansıması da hâliyle olumlu oldu. Faiz getirisi olmayan kıymetli madenler, elbette artan jeopolitik risklerin de yardımı ile dün de yükselmeye devam etti. Altının ons fiyatı bu sabah 2,725 dolar seviyesine kadar yükselerek son beş haftanın zirvesine gelirken, mahallenin sert çocuğu gümüş de 32 dolar seviyesinin üzerine yeniden yerleşti. Dijital altın (bitcoin) ise son günlerde 95bin dolar seviyelerine kadar gerileyerek kâr satışlarına sahne olsa da, olumlu havaya paralel yeniden ‘süslü’ bir seviye olarak telaffuz edilen 100bin doların üzerine yükselei. Amiral gemi dışında kalan alt coinlerde ise dün sert yükselişler gözden kaçmadı. Bitcoin için artık geride bıraktığımız sene olan 2024 yılında teknik mânâda tüm önemli seviyeleri bir bir yakalamamız ardından yakın vadede de 125-130bin dolar aralığını hedeflemeye devam ettiğimizi de bir kez daha not edelim.

ABD enflasyon verisinin piyasaları üzmemesi ve seneyi iyi bitirme isteğinin de bir parçası olarak görülen Noel Baba rallisinin de yavaş yavaş başlaması, hatta kademeli olarak piyasaların da tatil moduna girmesine paralel dün akşam teknoloji şirketlerini şemsiyesi altında barındıran Nasdaq endeksi %1,8 yükselişle ilk defa 20bin endeks seviyesinin üzerinde kapanış yaparak rekor kırdı. Kanada Merkez Bankası dün 50 baz puan faiz indirimine soyunurken, gözler bugün Avrupa’da siyasi krizin gölgesinde ECB’nin olağan faiz toplantısına çevrildi. Avrupa’nın iki itici gücü olan Almanya ve Fransa’da yaşanan siyasi gelişmeler, Trump faktörü, yaşlanan nüfus ve beraberinde sanayisizleşme riski ile karşı karşıya kalan Avrupa’nın sıkıntılı sürecine paralel EURUSD paritesinde yönün net bir şekilde aşağıya olduğunu düşünmeye devam ediyoruz. Dün bu bağlamda EURUSD paritesi bir kez daha 1,05 seviyesinin altına indi. ECB’nin bugün en az 25 baz puan faiz indirimine gitmesini bekliyoruz. ABD ile Avrupa arasında faiz makasının da EUR üzerinde baskı kurmaya devam etmesini ve paritenin 1’in altını hedefleyeceğini düşündüğümüzü bir kez daha belirtelim.

Dün Türk piyasalarında kur, faiz ve CDS üçlüsü sakin bir seyir izleyerek dar bir bant içerisinde hareket ederken, hisse senetlerinde adını koymakta zorlandığımız bir satış isteği zihnimizi kurcalıyor. Evvelki gün %2,7 düşüş ardından dün banka endeksindeki kaydedilen %1,6’lık düşüş de dikkat çekti. Türkiye cephesinde TCMB’nin olağan faiz toplantısı ufukta görünürken (26 Aralık) faiz beklentileri ve jeopolitikanın ön planda olduğunu düşünüyoruz. USDTRY kuru bebek adımları ile 34,8650 seviyesine yükselirken, CDS risk primi 244 seviyesinde kalarak pandemi döneminden bu yana en düşük seviyelerde kalmaya dün de devam ederken, son günlerde yükseliş eğiliminde olan piyasa faizleri dün önemli bir değişim kaydetmedi. Altın ve döviz kurunun aynı yönde hareket etmesine paralel gram altın 3,040 TL seviyesine yükselerek zirve seviyesine yaklaştı.

Makro cephede ise dün TÜİK tarafından açıklanan perakende satış hacmi verileri ile bir önceki gün açıklanan sanayi üretim rakamlarını birlikte ele aldık.  Perakende satış hacmindeki yükseliş hızı ivme yitirmekle birlikte Ekim ayında da korunduğunu görüyoruz. Perakende satış endeksi geçen yılın aynı ayına göre %15 artış kaydetti. Daha basit bir yaklaşımla anlatmak gerekirse, aşağıda grafikten de net bir şekilde görüleceği üzere, yarışı 2022 Ocak ayından aynı çizgiden başlatırsak, son üç yılda sanayi üretimi yerinde sayarken, tüketimin ise canlılığını korumaya devam ettiğini görüyoruz. Üretmeyen bir ekonomide tüketimin canlılığı sürdürülebilir bir süreç elbette değildir. Bu nedenle de TCMB’nin iki hafta sonra faiz indirimine gitmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Mesela geçen haftalarda kaleme aldığımız raporumuzda, Arjantin örneğini vererek, Nisan ayında %300’e yaklaşan enflasyonun, sıkı maliye politikasının da desteği ile (fazla veren bütçe ve küçülen hükûmet) enflasyonun Kasım ayında %166 seviyesine gerilediğini ve Arjantin Merkez Bankası’nın da politika faizini %32 seviyesine indirdiğini görüyoruz. Tüm yük para politikasına kalırsa, enflasyon sorununu çözülemez. Enflasyon bütüncül bir yaklaşımla, tüm paydaşların elini taşın altına sokması ile çözülür. Türkiye’de üstüne düşeni fazlasıyla yapan TCMB’nin bebek adımları ile faizleri indirip, kuru öngörülebilir bir patikada tutmaya çalışarak reel anlamda güçlü bir TL politikası benimsemek suretiyle bayrağı maliye politikasın teslim etmesini, 2025 yılının hikâyesi olarak gördüğümüzü bir kez daha yeri gelişmekten hatırlatalım.

Türkiye cephesinde jeopolitika Suriye ekseninde korunurken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Esad sonrası ilk Ortadoğu ziyaretine çıkarak Türkiye’ye de uğrayacak. Her ne kadar hafta başı Suriye’nin yeniden inşası beton, taş, toprak özelinde hisse senetleri üzerinden konuşsak da, Suriye’nin kuzeyinde oluşacak yeni denge açısından kritik bir dönemden geçtiğimizi de göz ardı etmiyoruz.

ABD borsaları dün teknoloji hisseleri önderliğinde rekorlara koşarken, bu sabah pasifiğin diğer ucunda da iyimser bir seyir görüyoruz. Asya borsaları topyekûn yeşil bir renge bürünürken, gösterge endeks Tokyo borsası %1,3 yükselişle başı çekiyor. Olumlu havanın bugün Türk hisse senetlerine de yansımasını bekliyoruz. Çin Yuanı ise dolar karşısında yeniden baskı altına girdiğini görüyoruz. Çin’in ABD ticaret tarifeleri riskini atlatmak için Yuan’ı zayıflatabileceği yönündeki raporların belirleyici olduğunu okuyoruz.

Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye’de cari denge, her hafta perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın haftalık raporları, dışarıda ise ECB’nin faiz kararının yanı sıra, ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve üretici enflasyonu takip edilecek.

Sanayi Üretimi ve Perakende Satış Hacmi

1733981662151b7a4e93a13c606629a710cd0f2681_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.