Connect with us

EKONOMİ

Acısız başka bir yolu yok diyen Powell sonrası ‘yumuşak inişe’ olan inanç azaldı

Yayınlanma:

|

  • FED beklendiği üzere 12 karar alıcının tüm desteği ile politika faizi oranın 75 baz puan artırarak %3,00 – %3,25 bandına yükseltti. Enflasyonu %2 olan ana hedefe düşürmenin (atılan bunca agresif adımlara rağmen) yıllar alacağını söyleyen FED, her 4 ayda bir yayımladığı ve kamuoyu ile paylaştığı üyelerin tahmin setinde (projeksiyonlarda) Haziran ayına göre büyük çaplı değişikliklere gitti.
  • Aşağıda, ileriye dönük FED üyelerinin beklentilerini detaylı bir şekilde ele alsak da, büyük resimde, faiz, işsizlik ve enflasyon beklentilerinin sert ve yukarı yönde revize edildiği, büyüme beklentisinin ise keskin ve aşağı yönde revize edildiğini gördük. 2022 sonu için faiz artırım beklentisi 1 tam puan artışla %3,4’ten %4,4 seviyesine yükseltilmiş. Hâliyle, faiz oranlarına yönelik sert ve yukarı yönlü revizyon, büyüme ve işsizlik açısından pek de iyiye alamet değil!
  • FED’in geleceğe yönelik daha fazla sayıda faiz artırım beklentisi, daha şahin bir duruşa işaret ederken, faiz kararı ve beklentilerin yayımlanması ardından mikrofon karşısında geçen FED Başkanı Powell da olabildiğinde şahin bir duruş sergiledi. Hatta bir adım daha ileriye gidersek, piyasaların mevcut ruh hâli de düşünülürse, karşılarında bu kadar şahin bir Başkan da bulacaklarını tahmin etmediler! Powell, kısa vadede acı çekmeden enflasyonu hedef seviyesine getiremeyeceklerini, enflasyonun alım gücünü kemirdiğini ve bu sorunu ne pahasına olursa olsun çözmekte kararlı olacaklarının altını çizdi.
  • Bu minvalde, kısa vadede acı çekilecek benzetmesi ile Powell herkesi zor bir patikanın beklediğini, yüksek faizlerin ekonomik aktiviteyi ve hâliyle büyümeyi olumsuz etkileyeceğin hatta işgücü piyasasını ve dolayısıyla istihdam tarafına da zarar vereceğinin altını çizdi. Bunları söylerken de, bu acının çekilmesi gerektiğinin aksi takdirde fiyat istikrarını sağlayamazlarsa çok daha büyük bir acının yaşanacağını da defalarca yineledi.
  • Bu minvalde, 2022 yılının geriye kalan kısmında, 19 FED politika yapıcısının hepsinin medyan tahminine göre (FED nokta grafik) %3,00 – %3,25 bandında olan faizinin 100-125 baz puan daha faiz artırılarak %4,4 – %4,6 aralığına getirilmesi bekleniyor. Kararın ve açıklamalar ardında tahmin edileceği üzere piyasa yansıması da pek de olumlu olmadı. EURUSD paritesi 0,98 seviyesinin diplerine kadar gerileyerek son 20 yılın en düşük seviyesini test ederken (riski uzun bir süredir aşağı yönlü görüyoruz), doların piyasa kuru olan DXY ise 112 seviyesine dayanarak son 20 yılın yeni zirvesine yükseldi. ABD borsaları Powell’ın açıklamaları arasında savrulurken, finali %2’ye yakın düşüşle bu yılın neredeyse dibine yakın tamamladı! FED’in para politikası beklentilerindeki değişimlere karşı oldukça hassas olan ABD’nin 2 yıl vadeli devlet tahvili getirisi %4,11 seviyesine ulaşarak son 15 yılın zirvesinde yer alırken, 2 ve 10 yıl vadeli gösterge tahviller arasında makas -0,57 baz puana açılarak son 22 yılın en negatif seviyesine geldi.
  • FED’in kayda değer ölçüde daha yüksek işsizlik ve daha yavaş ekonomik büyüme pahasına faiz oranlarını enflasyon soğuyana kadar artırmadan çekinmeyeceği görüşünün dün akşam iyice oturması ardından Powell’ın uçağı yumuşak bir şekilde yere indirebileceğine yönelik inanışlar da azaldı. ABD borsalarının olumsuz bir şekilde geceyi tamamlaması ardından yeni gün başlangıcında Asya piyasalarından da hava tatsız. Gösterge endeks Tokyo borsası %1 aşağıda işlem görüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de benzer bir tablo hâkim.
  • FED sonrası bugün sahane sırası İngiltere Merkez Bankası (BoE). İngiltere’nin gelişmiş ülkeler arasında en yüksek enflasyona sahip olması, ekonomisinin stagflasyona girmesi ve kıta Avrupasını bekleyen zor kışını (enerji krizi) bir araya getirdiğimizde, Sterlinin işinin hiç de kolay olmadığını paylaşmış, riski de özellikle 37 yılın dibi olan 1,1410 seviyesi sonrasında daha da aşağı yönlü gördüğümüzü hemen hemen her gün paylaşmıştık. Bu sabah GBPUSD paritesi 1,12 seviyesinin diplerine kadar gevşeyerek psikolojik ‘parite’ seviyesine doğru yelken açtığını düşünüyoruz! İngiltere’den bugün için faiz artırım beklentileri 50-75 baz puan aralığında değişiyor.
  • Gözler içeride ise KKTC saati ile 14:00’da sonuçlanacak TCMB’nin olağan Para Politikası Kurulu toplantısını çevrildi. Hatırlanacağı üzere, TCMB, geçen ay sürpriz bir şekilde 100 baz puan faiz indirimine gitmişti. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faiz talebi yanı sıra, bu yıl enflasyon yerine büyümeyi ön plana alan TCMB’nin bugün de oyunu faiz indirim yönünde kullacağını düşünüyoruz. Elbette, peşinen altını çizmekte fayda görüyorum ki, TCMB kararı olması gereken değil ne olacağına yönelik tahmin olarak okunmalıdır. Dün hisse senedi piyasalarında yüksek volatilite korunmaya devam etti. Manipülasyon tartışmalarının devam ettiği ve büyük kayıplarının yaşandığı bankacılık endeksi dün günü %4 düşüşle tamamladı. Kamunun içeride desteğine rağmen, doların küresel anlamda süper güçlü döngüsüne paralel USDTRY kuru bu sabah 18,3450 seviyesine yükselerek artık neredeyse 20 Aralık gecesi test edilen ve tüm zamanların zirvesi olan 18,40 seviyesinin kıyısına kadar yükseldi. TCMB’nin bugün de 100bp faiz indirimine gideceğini tahmin ederken, FED’in daha da şahin bir duruşa geçtiği bir ortamda, bu karar -her ne kadar bugün için olmasa da- yer altında biriken enerjinin yakında açığa çıkmasına neden olabilir.
  • Emtia cephesinde dün de belirttiğimiz üzere Brent cinsi ham petrolde beklentimiz aşağı yönlü. Teknik anlamda büyük bir öneme sahip 92,10 dolar altında kaldığı sürece, daha da aşağıda 78 dolar seviyesine varan büyük bir boşluk bizleri bekliyor. Altın ise pandemi döneminden bu yana kritik bir destek görevi üstlenen 1,685 dolar seviyesinin altında kalmaya dün de devam etti. Teknik mânâda aşağıda 1,600 dolar seviyesini hedefliyoruz. Kripto paralar cenahında ise, artan faiz ortamında, yatırımcıların küresel olarak riskli varlıklara karşı mesafeli davranması ile amiral gemi bitcoin üç ayın dip seviyesine yakın işlem görürken, teknik mânâda kısa bakış açısıyla 23bin; daha geniş çerçevede ise 28,800 seviyesi geçilmeden anlamlı bir hareket beklemiyoruz.
  • Bugün TCMB ve BoE dışında, Japonya ve Brezilya merkez bankalarının da faiz kararları takip edilecek. Bültenimizi hâliyle FED kaplasa da, dün Rusya Başkanı Putin, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk seferberliği emretti ve Batı’yı “nükleer şantaj – nuclear blackmail” dediği şeye devam ederse Moskova’nın tüm muazzam cephaneliği ile yanıt vereceği konusunda uyardı. Putin televizyonda ulusa sesleniş konuşmasında, “Ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirse, halkımızı korumak için mevcut tüm araçları kullanacağız – bu bir blöf değil” dedi ve Rusya’nın “cevap verecek çok silahı” olduğunu da sözlerine ekledi. Putin’in açıklaması ardından nükleer silah kullanım endişesini tırmanırken, azalan risk iştahına jeopolitik risklerin de eklenmesi ile küresel çapta hava olabildiğince kasvetli görünüyor!

>ABD Verim Eğrisi 

FED’in para politikası beklentilerindeki değişimlere karşı oldukça hassas olan ABD’nin 2 yıl vadeli devlet tahvili getirisi %4,11 seviyesine ulaşarak son 15 yılın zirvesinde yer alırken, 2 ve 10 yıl vadeli gösterge tahviller arasında makas -0,57 baz puana açılarak son 22 yılın en negatif seviyesine geldi.

16638286491d154f374cb9f7e313dad59f1206df4f_1_1200.jpg

>FED üyelerinin beklentileri

*Faiz beklentileri:
Sert ve yukarı yönde revize edildi
2022: %3,4’ten 100bp artışla %4,4’e
2023: %3,8’den 80bp artışla %4,6’ya
2024 sonu tahmini ise 50bp artışla %3,9’a getirildi
Uzun vadeli faiz oranının ise %2,5 seviyesinde sabit kaldığını görüyoruz

*Büyüme beklentileri:
Keskin ve aşağı yönde revize edildi
2022: %1,7’den %0,2’ye
2023: %1,7’den %1,2’ye
Yüksek faizlerin büyümeyi olumsuz etkileyip istihdama zarar verebileceğine vurgu yapan Powell, resesyon riskini de kabul etti.

*İşsizlik beklentileri:
Yukarı yönde revize edilmiş
2022: %3,7’den %3,8’e
2023: %3,9’dan %4,4’e

*Çekirdek TÜFE beklentileri:
Yukarı yönde revize edilmiş
2022: %4,3’ten %4,5’e
2023: %2,7’den %3,1’e

1663828649933895c20bce79a459b47334da244735_2_1200.jpg
>Nokta Grafik – Dot Plot

En şahin nokta grafik! 2022 yılının geriye kalan kısmında, 19 FED politika yapıcısının hepsinin medyan tahminine göre (FED nokta grafik) %3,00 – %3,25 bandında olan faizinin 100-125 baz puan daha faiz artırılarak %4,4 – %4,6 aralığına getirilmesi bekleniyor. 2023 sonu FED faiz oranı beklentisi ise %4,75 (6 kişinin beklentisi).

16638286499486bb340b43811d3266a32973038b56_3_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.