EKONOMİ
Almanya’da Tedarik Zinciri Yasası yolda, Türkiye’de etkilenecek

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Küresel çapta faaliyet yürüten büyük Alman şirketleri insan hakları ve çevre koruma konularında dünya çapındaki tedarikçilerinden de sorumlu olacak. Bunu düzenleyen Tedarik Zinciri Yasası yolda.
Küresel çapta faaliyet yürüten büyük Alman şirketlerini gelecekte insan hakları, çocuk işçiliği, doğal kaynaklar ve iklim koruma konusunda daha fazla sorumluluk altına alacak olan Tedarik Zinciri Yasası üzerinde Almanya’daki hükümet ortakları uzlaştı. Federal hükümeti oluşturan Başbakan Angela Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından hazırlanan yasa tasarısının önümüzdeki ay bakanlar kuruluna gelmesi, yaz tatiline girilmesinden önce de oylanarak Federal Meclis’ten geçmesi planlanıyor
Kökeni, 2011 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Ekonomi ve İnsan Hakları İçin Temel Prensipler Kararnamesi’ne dayanan Tedarik Zinciri Yasası 1 Ocak 2023’den itibaren kademeli olarak yürürlüğe girecek. Almanya tarihinde önemli bir paradigma değişimi olarak da kabul edilen kanun, küresel çapta faaliyet yürüten Alman şirketlerin tedarik zincirinin bütününde sorumluluk üstlenmesini öngörüyor.
Yasa tasarısı neleri içeriyor?
Yasa 2023’ten itibaren, önce 3 binden fazla çalışanı olan 600’den fazla Alman şirketini bağlayacak. 2024’ten itibaren ise binden fazla çalışanı olan yaklaşık 3 bin şirket küresel tedarik zincirinde olanlar konusunda sorumluluk üstlenmek zorunda kalacak. İnsan hakları kuruluşları, yasanın 500 çalışanı olan şirketleri de kapsamasını talep ettiyse de orta ölçekli şirketlerin bundan muaf tutulması için özellikle Federal Ekonomi Bakanı CDU’lu Peter Altmaier’in bastırdığı bildiriliyor. Yasa tasarısı, söz konusu Alman şirketleri doğrudan tedarikçilerinden sorumlu kılıyor. Ara tedarikçi şirketlerde ihlaller yaşandığının öğrenilmesi halindeyse bunları aydınlatmakla ve ortadan kaldırmak için harekete geçmekle yükümlü kılıyor.
Yasanın kapsadığı şirketler, tedarikçilerinde çocuk işçiliğine ve zorla çalıştırmaya izin vermeyecek. Adil ücret ödenmesi ve uluslararası sözleşmelerle tanımlanan çalışma ve çevre koruma kurallarının yerine getirilmesinden yükümlü olacak. Bunların ihlal edilmesi durumunda, mağdurun da rızasıyla olay sivil toplum kuruluşları veya sendikalar vekilliğinde Alman yargısına taşınabilecek.
Yasada, Almanya merkezli şirketlerin sömürü veya çevre kirliliği gerekçesiyle medeni hukuk çerçevesinde tazminat ödemesine ilişkin bir düzenleme yok. Yardım kuruluşları ve kiliseler yasayı tam da bu noktada eleştiriyor. Hak savunucuları, örneğin Alman şirketlerin Bangladeş’teki tedarikçisinde çalışan bir tekstil işçisinin veya Gana’dan bir çiftçinin bir hak ihlalini doğrudan Alman mahkemelerine taşımasının mümkün kılınmasını talep ediyordu. Resmi olarak bu adımın atılması önünde engel yoksa da pratikte başarılı olma şansının düşük olduğu bildiriliyor. Pakistan’ın Karaçi kentinde 2012’de yaklaşık 260 kişinin hayatını kaybettiği Ali Enterprises tekstil fabrikası yangınının dört mağduru, diğer mağdurların da desteğiyle sorumlu Alman şirkete Dortmund’da tazminat davası açmış ancak başarılı olamamıştı.
Yasada tanımlanan, Alman şirketlerin tedarikçilerinde yaşandığı bildirilen ihlalleri denetleme görevi de Federal Ekonomi ve İhracat Kontrolü Dairesi’ne veriliyor. Daire konuyu yerinde inceleyecek ve ihlal görmesi halinde maddi yaptırım uygulayacak veya sorumlulara para cezası verebilecek. İhlalden sorumlu görülen bir Alman şirketi üç yıla kadar ihalelere katılmaktan men edilebilecek.
Federal Çalışma Bakanı Hubertus Heil, Adalet Bakanlığı’nın bir ceza kataloğu üzerinde çalıştığını ve şirketlerin ticaret hacminin yüzde 10’una kadar maddi cezanın mümkün olduğunu söyledi, bunun da milyonlarca euro anlamına geleceğini belirtti.
Tedarik Zinciri Yasası İnisiyatifi: Bu sadece bir ilk adım
124 sivil insan hakları, kalkınma ve çevre organizasyonu ile sendika ve kilise temsilcisinden oluşan Tedarik Zinciri Yasası İnisiyatifi, üzerinde uzlaşma sağlanan yasal düzenlemenin sadece bir ilk adım olduğunu kaydediyor. İnisiyatifin koordinatörü Johanna Kusch, “Önemli ve uzun zaman önce atılmış olması gereken bir adımdı zaten” diyor. “Made in Germany, Alman şirketlerinin tedarikçilerindeki çocuk işçiliği veya fabrika felaketleriyle özdeşleşmemeli” diye de ekliyor. Kusch, daha etkin bir yasa çıkarılabilecekken fırsatın kaçırıldığını da söyleyip, “CDU için ekonomi kuruluşlarıyla iyi ilişkide kalmak, insan hakları ve iklimin korunmasından belli ki çok daha önemli” diyerek eleştiriyor. Kusch, “Aksi takdirde yasanın başta çok az sayıda firma için geçerli olması açıklanamaz” diyor. Alman şirketlerin tedarikçilerindeki ihlallerden doğacak medeni hukuk temelli tazminat ödemeleri konusu ile çevre korumaya dair yükümlülüklerini düzenleyen maddelerin de iyileştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Tedarik Zinciri Yasası üzerinde koalisyon ortakları uzlaşı sağlasa da CDU ve CSU’dan oluşan Hristiyan Birlik’in kendi sıralarından hâlâ bazı politikacıların direniş gösterdiği görülüyor. Hristiyan Birlik Federal Meclis Grubu Ekonomi Politikaları Sözcüsü Joachim Pfeiffer, yasayı “Alman şirketlerini cezalandırma enstrümanı” olarak niteliyor ve pandeminin yaşandığı bir dönemde işletmecilerin yükünün hafifletilmesi gerekirken ağırlaştırıldığını iddia ediyor.
Almanya tarihinde bir paradigma değişimi
Almanya’da koalisyon ortağı üç ayrı partinin elinde bulunan ekonomi, çalışma ve kalkınma bakanlıklarının ortak çalışmasıyla hazırlanan Tedarik Zinciri Yasası’nın çerçevesi geçen yaz çizilmiş, Ağustos 2020’de kabineye gelmesi beklenen tasarı, siyasetten ve ekonomi çevrelerinden tepkiler üzerine bir türlü tamamlanamamıştı.
Proje iki bakan için özel bir öneme sahip. İlki Almanya Kalkınma Bakanı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) üyesi Gerd Müller. Müller, yasa tasarısının nihayet tamamlandığını açıklarken o nedenle duygusal konuştu:
“Bu sabah kahvaltıyı hazırlarken Hindistan’ın çayıyla ünlü bölgesi Assam’daki kadınları düşündüm. Bir yıl önce oradaydım. Biz burada bir çay poşetine 1 cent ödüyoruz. Assam’daki çay tarlalarında 12 saat çalışan kadınlar günlük 1 euro alıyor. 1 euro. 30 gün çalışma karşılığında 30 euro aylık maaş. Ben o kadınlara, çocuklarına ve ailelerine söz verdim. Dedim ki eve gidince sizi unutmayacağım”.
Kameraların karşısına elinde bir çay poşetiyle geçen Bakan Müller gibi, yine söz konusu yasa için yıllardır mücadele eden bir diğer hükümet üyesi, Sosyal Demokrat Parti’li (SPD) Federal Çalışma Bakanı Hubertus Heil da kendilerini ve yasayı acımasızca eleştiren, çıkmasını engellemeye çalışanlara seslendi: “Anayasamızın 1’nci maddesi ‘İnsanlık onuru dokunulmazdır’ diyor, ‘Almanların onuru dokunulmazdır’ demiyor.”
Böylece Heil, Alman anayasasının onurlu yasama ve çalışma koşullarının bütün dünyadaki tedarikçiler için de geçerli olduğunun tekrar altını çizdi.
Her iki bakan için de Tedarik Zinciri Yasası Eylül ayındaki genel seçimler yapılmadan geçmesi gereken bir proje. SPD’nin kamuoyu yoklamalarındaki sempati değerleri son yıllarda rekor düşüş gösterdiğinden bir sonraki hükümette yer almayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Dolayısıyla ne kadar kendi projesini hayata geçirirse kâr gözüyle bakıyor.
65 yaşındaki Federal Kalkınma Bakanı CSU’lu Müller için ise bu proje son önemli proje. Müller Eylül ayında yapılacak seçimlerde yeniden aday olmayacak, siyasetten çekiliyor. Yıllardır insan hakları, iklim, adil dağılım, haksız rekabetle mücadele ve mülteciler politikaları konusunda partisinin muhafazakar sağ çizgisinden ayrı, liberal ve hümanist bir yol izlemesiyle dikkat çeken Müller dolayısıyla Almanya için büyük bir değişim anlamına gelen bir projeyle kariyerini noktalamayı hedefliyor.
Yasa nedeniyle Bakan Müller hedef oldu
Tedarik Zinciri Yasası konusundaki tartışmaların arttığı sonbahar aylarında Bild gazetesi, Kalkınma Bakanı Müller’in resmi gezilerde yanına muhalefet partileri temsilcileri yerine hükümet uçağına eşini aldığını ve böyle yedi seyahati bulunduğunu iddia etti. Bakanlık ise hükümet uçağı ile çıktığı beş gezide Müller’e eşinin eşlik ettiğini, dört resmi gezide ise Bakan’ın eşinin normal yolcu uçağı kullandığını, vize, uçak, konaklama, yeme, içme gibi masrafların tamamını kendi ceplerinden ödediklerini açıkladı. Bakan’ın eşinin resmi gezilere katıldığı gerekçesiyle muhalefet temsilcilerinin bu gezilere alınmadığı iddiaları da Bakanlık tarafından yalanlandı ve gezilere muhalefet temsicilerinin de katıldığı duyuruldu.
Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) eski ağır toplarından Ruprecht Polenz, Müller’in bu şekilde hedef gösterilmesini Tedarik Zinciri Yasası için bastırmasına ve kimi çevreleri rahatsız etmesine bağladı. Polenz, yasal düzenlemelere göre uçak, otel vb. masrafları ödeyerek bakanların eşlerini resmi seyahatlere götürmesinin mümkün olduğunu da hatırlattı.
Türkiye yasanın neresinde?
Yaklaşık iki milyon üyesi olan Birleşik Hizmet Sendikası ver.di, Tedarik Zinciri Yasası’nın yürürlüğe girmesi halinde bütün tedarikçi ülkeler kadar Türkiye’yi de etkileyeceğini belirtiyor. Sendikanın basın sözcüsü Daniela Milutin DW Türkçe’ye verdiği demeçte, şimdiye kadar Türkiye’de Hugo Boss, Zara, C&A gibi şirketlerin tedarikçilerinde zaman zaman çocuk işçiliği sorunuyla karşılaşıldığını aktarmıştı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, 2019 yılında Türkiye ile Almanya arasındaki ticaret hacmi önceki yıla oranla yüzde 8,6 düşüş göstererek 33 milyar 400 milyon euro oldu. Rusya ve Çin’in ardından Almanya, Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı üçüncü ülke. Almanya’nın Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerde ağırlığı motorlu taşıtlar, otomotiv yan sanayi ürünleri, makineler ve kimyasal ürünler oluştururken, Türkiye’nin Almanya’ya ihraç ettiği ürünlerde ağırlığı tekstil ve deri mamulleri, motorlu taşıtlar oluşturuyor ancak gıda ürünleri ve makineler de giderek önem kazanıyor.
1980’den bu yana yaklaşık 15 milyar 500 milyon dolar yatırım ile Almanya Türkiye’deki en büyük yabancı yatırımcılar arasında geliyor. Türkiye’de faaliyet yürüten Alman veya Türk iştiraklı Alman şirketlerin sayısı 7 bin 500’i geçti. Almanya, Türkiye’deki patent başvurularında da 2017 yılında ABD ve Japonya’nın da önünde gelerek 2 bin 44 başvuruda bulundu.
1985 yılından beri Alman ekonomisi Türkiye’de Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası tarafından da temsil ediyor ve Oda’nın yaklaşık bin civarında üyesi bulunuyor.
Elmas Topcu
© Deutsche Welle Türkçe
İlginizi Çekebilir
EKONOMİ
Yerli Turist Nerede? Tatil Cennetleri Neden Boş Kaldı?

Yayınlanma:
10 saat önce|
06/07/2025Yazan:
Erol Taşdelen
2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan Türk turizm sektörü, yaz aylarına yaklaşıldığında farklı bir tabloyla karşılaştı. Özellikle Haziran ayında, sahil bölgelerinin beklenenden daha düşük doluluk oranlarına sahip olması, sektör temsilcileri arasında ciddi bir sorgulama sürecini başlattı: Yerli turist nereye kayboldu?
Yerli Turist Tatil Davranışları Değişti
Pandemi sonrası toparlanma sürecini hızla tamamlayan Türkiye turizmi, yabancı turist açısından 2025’te rekor kırmaya hazırlanırken, yerli turistte belirgin bir geri çekilme gözlemlendi.
İşte bu tercihi etkileyen başlıca nedenler:
1. Yüksek Fiyatlar, Düşen Talep
Antalya, Bodrum, Çeşme gibi gözde bölgelerde şezlong kiraları 2.000–3.000 TL, tam günlük beach kullanımları 10.000 TL’ye kadar çıktı. Bu durum, asgari ücretle geçinen ya da orta gelir grubundaki vatandaş için “tatil” kavramını lüks haline getirdi.
2. Yunan Adalarına Yöneliş
Yerli turistin dikkat çeken yeni tercihi Yunan adaları oldu. Feribotla ulaşımın kolaylaşması, Schengen vizesi sürecinin hızlandırılması ve fiyatların Türkiye’ye kıyasla daha uygun olması; Kos, Midilli, Rodos gibi adaları cazip kıldı.
3. Sosyal Medya ve “Pahalı Türkiye” Algısı
Sosyal medyada yayılan “1 lahmacun 600 TL” türü paylaşımlar, tatilcilikte moral bozucu bir etki yarattı. Bu içerikler, yerli turistin Türkiye içinde tatile yönelmesini psikolojik olarak da engelledi.
4. Sınavlar ve Takvim Uyumsuzluğu
Haziran ayında üniversite sınavlarının yapılmış olması ve okulların henüz kapanmamış olması nedeniyle ailelerin büyük bölümü tatil planlarını Temmuz ayına erteledi. Bu da özellikle Haziran doluluk oranlarını düşürdü.
Rakamlarla Durumun Özeti
-
Ege ve Akdeniz kıyılarında Haziran doluluk oranı %50’nin altına geriledi.
-
Aynı dönemde Yunan adalarına yapılan seyahatlerde %40’tan fazla artış yaşandı.
-
Yerli turistin çoğu, daha uygun fiyatlı kamp, karavan ve günübirlik doğa aktivitelerini tercih etti.
Nereye Gitti Bu Tatilciler?
Yerli turistler Haziran ayında aşağıdaki destinasyonları tercih etti:
-
Kos, Midilli, Rodos
-
Kaz Dağları, Amasra, Gökçeada
-
Kamp ve karavan alanları (Bolu, Sapanca, Eğirdir gibi yerler)
-
Günübirlik doğa gezileri, yayla turizmi
Sektör Ne Yapmalı?
-
Fiyat politikaları gözden geçirilmeli. Yüksek sezon olsa da yerli turistin bütçesine hitap eden seçenekler artırılmalı.
-
Erken rezervasyon sistemleri yaygınlaştırılmalı.
-
Kültür ve doğa turizmine yatırım yapılmalı. Sahil dışındaki güzergâhlar tanıtılmalı.
-
Yerli turiste özel paketler (ulaşım+dahil her şey) oluşturulmalı.
-
Yeme-içme sektöründe şeffaflık ve denetim artırılmalı.
Türkiye 2025’te turizmde dünyada ilk 4’e oynarken, iç pazarda yerli turistin kaybı göz ardı edilmemeli. Yüksek fiyatlar, algı yönetimi eksikliği, planlama sorunları ve rekabet avantajı sunan komşu destinasyonlar, Haziran ayını “boş sahiller ayı” haline getirdi. Bu tablo, 2025 yaz sezonunun tamamı için bir uyarı niteliği taşıyor.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com
EKONOMİ
Gün Ortası Bolluğu, Akşam Sıkışıklığı: Türkiye “Duck Curve” ile Tanıştı!

Yayınlanma:
16 saat önce|
06/07/2025Yazan:
BankaVitrini
Türkiye’de güneş enerjisinin hızla yaygınlaşmasıyla, özellikle ilkbahar ve düşük talep dönemlerinde “duck curve” etkisi belirginleşiyor. Öğle saatlerinde güneş üretimi zirve yaparken, tüketim düşük kalıyor ve bu da EPİAŞ Gün Öncesi Piyasası’nda fiyatların ciddi düşmesine yol açıyor.
15 Haziran pazar gününde, gün ortasında birçok saatte PTF fiyatı 0 TL/MWh seviyesine kadar geriledi. Bu tarih, duck curve etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Temmuz–Ağustos’ta artan klima talebi, öğle fiyat düşüşünü sınırlandıracak. Akşam güneş üretiminin azalması ise dengeleme ihtiyacını artırarak fiyatlarda sıkışıklığa neden olacak. Eylül’de güneşli günler devam ederse, hafta sonlarında gün ortası bolluğu ve azalan fiyat etkisi yeniden yaşanabilir. Bu yüzden sadece baraj dolulukları değil, güneş ve rüzgâr tahminleri de kritik.
Türkiye’de güncel kurulu gücün azımsanamaz kısmı yenilenebilirden geliyor:
• GES: 22.500 MW
• RES: Yaklaşık 13.000 MW
Toplamda 35.000 MW’ı aşan kapasite, hidroelektrik kadar belirleyici.
Ancak tüketim aynı hızda büyümüyor.2025 itibarıyla 231.000’den fazla elektrikli araç ve 29.000’den fazla şarj noktası olmasına rağmen, elektrik talebi ekonomik durgunluk ve sanayi yavaşlaması nedeniyle yatay seyrediyor. Bu da özellikle bahar ve bayram dönemlerinde arz fazlası ile fiyatların sert düşmesine yol açtı
Arz fazlası sadece piyasa oyuncularını değil, sistemi de zorluyor. TEİAŞ gün içi kapatma talimatlarıyla sistemi yönetmeye çalışıyor, ancak ciddi zorlanmalar yaşanıyor. Bu nedenle altyapı yatırımları, blackout riskine karşı daha da kritik hale geliyor
Portekiz ve İspanya gibi GES yoğun ülkelerde gün içi fiyatların düşük kalması mevsimsel norm. Türkiye’de GES kurulu gücü 30–40 GW’a ulaşınca benzer adaptasyon kaçınılmaz. Talep artsa da yazın gün içi fiyatlar ucuz kalabilir.
Fiyat açısından, ABD dolarındaki enflasyonist baskıya rağmen, 0 girdili ama yüksek yatırım maliyetli yenilenebilirlerin devreye girmesiyle, önümüzdeki 5 yılda toptan fiyatların ~70-80 USD/MWh’nin üstüne çıkması beklenmiyor. Düşüş de olası değil. YEKDEM, nükleer ve destekler nedeniyle düşük toptan fiyatların tüketiciye yansıması sınırlı. Tüketici maliyetleri belirli tabanın altına kolay düşmez, ama ani artış da beklenmez.
Sonuç:
EPİAŞ piyasaları artık sadece arz-talep değil, mevsim, saat ve tüketim davranışlarına da tepki veriyor. Kurulu güç ile talep arasındaki mesafe er ya da geç kapanacak gibi; bu buluşma gerçekleştiğinde durumun belirleyicisi ise sistemin esnekliği olacak.
Depolama ve dijitalleşmenin devreye girmesiyle uzun vadede stabilite sağlanabilir; ancak kısa vadede volatilite ve geçici dengesizlikler sürer.
Elektrifikasyon; ısıtma, ulaşım ve sanayi dahil tüm alanlarda yaygınlaşıyor. Talep dur-kalklarla artmaya devam edecek. Elektrik, enerji dönüşümünün merkezi olacak. Üretim ve tüketimdeki büyüme arasında zaman farkı, fiyatlarda dalgalanma yaratacak.
Cengiz KILIÇ – ZENERGY Genel Müdürü
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:
1 gün önce|
06/07/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.
Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu
2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.
Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler
Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:
-
Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması
-
Servet kaynaklarının izlenmemesi
-
Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması
Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:
-
Credit Suisse: 4,5 milyon dolar
-
UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları
-
Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları
-
Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları
-
UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)
Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı
Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.
Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis
Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.
Denetim Süreci Sıkılaşıyor
Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.
Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.
Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (855)
- BANKA ANALİZLERİ (141)
- BANKA HABERLERİ (3.158)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (456)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.861)
- GÜNCEL (3.289)
- GÜNDEM (3.217)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (134)
- ŞİRKETLER (2.276)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (482)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.082)
- Ali Coşkun (28)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (27)
- Dr. Abbas Karakaya (66)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (581)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (64)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (42)
- Onur ÇELİK (37)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (9)
- Süleyman Çembertaş (17)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Squid Game Dizisinden Şirket Hayatına 13 Kritik Ders

Yerli Turist Nerede? Tatil Cennetleri Neden Boş Kaldı?

TOBB’un “Nefes Kredisi” KOBİ’ler için yeniden başlıyor

Gün Ortası Bolluğu, Akşam Sıkışıklığı: Türkiye “Duck Curve” ile Tanıştı!

Döngüsel Ekonomi: Geleceğin Sürdürülebilir Modeli

Dolara İhtiyaç Duyan İran Destekli Milisler Visa ve Mastercard’a Yöneliyor

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül

AKBANK 3,4 milyar TL Takipteki Alacaklarını sattı

İsrail-İran Savaşının Türkiye’ye Etkileri

Sermaye kediye mi yüklendi?

Kentsel dönüşüm müteahhiti yaptığı daire ve dükkanları satıp ‘İflas ettim’ dedi
- Kayıt dışı ile mücadele sürüyor 06/07/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Temmuz'da Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 06/07/2025
- TEMMUZ AYI PROFESÖR MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Profesör Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 06/07/2025
- YENİ HEMŞİRE MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Hemşire Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 06/07/2025
- YENİ TEKNİSYEN MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Teknisyen Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 06/07/2025
- SON DAKİKA: ÇILGIN SAYISAL LOTO SONUÇLARI 5 TEMMUZ 2025 | 419.765.006,39 TL büyük ikramiye devretti! Çılgın Sayısal Loto sonuçları nasıl öğrenilir? 06/07/2025
- Piyasalar canlanıyor: Savaş bitti, faiz indirimi beklentisi güçlendi 06/07/2025
- Pekin'den AB'ye misilleme 06/07/2025
- Şimşek: 18 bin mükellefimiz vergi matrahını 32 milyar lira artırdı 06/07/2025
- Rekabet Kurumu'ndan Spotify açıklaması 06/07/2025
- TOBB'un "Nefes Kredisi" KOBİ'ler için yeniden başlıyor 06/07/2025
- Borsanın gözü faiz indirimlerinde 06/07/2025
- Küresel piyasalarda FOMC toplantı tutanakları radarda 06/07/2025
- ABD’den Türkiye’ye kripto düzenlemeleri: Yeni oyun planı 05/07/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı