Ekonomist Dergisi’nin üç büyük kent dışında Türkiye’deki üretimin nabzını tutan “Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi” araştırması bu yıl 21’inci yaşına girdi.
İlk kez 2004’te yayınlanan araştırma, 2000’lerin başında ‘Anadolu Kaplanları’ diye tanımlanan, sonraki yıllarda ise Türkiye’nin üretim, ihracat ve istihdamında payını giderek artıran Anadolu kentlerindeki şirketleri mercek altına alıyor.
Bu yıl Tosyalı Holding iştiraki Tosçelik, 2013’ten bu yana dokuzuncu kez liderlik koltuğuna oturmayı başardı. Şirket son sekiz yıldır listemizin zirvesinde bulunuyor. Listenin ikinci sırasında 2021’de dördüncü sıradan 2022’de beşinci sıraya gerileyen Kardemir yer aldı. Anadolu 500’ün üçüncü sırasına ise geçen yıl yedinci sırada yer alan Yıldız Entegre oturdu.
Bir önceki yıl olduğu gibi, geçen yıl da TL’deki değer kaybı ve yüksek enflasyonun etkisiyle Anadolu 500 şirketlerinin toplam cirosu artış gösterdi. 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 119 artışla 1,9 trilyon TL’yi aşan Anadolu 500’ün toplam cirosu, 2023 sonunda fren yapsa da yüzde 40 artışla 2 trilyon 718 milyar 486 milyon TL’ye çıktı. Ancak bir önceki araştırmamızda olduğu gibi, bu dönemde de Anadolu 500 şirketleri ihracatta ve istihdamda kan kaybetmeye devam etti.
Ekonomist Dergisi’nin her yıl gerçekleştirdiği “Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi” araştırmasının bu yılki sonuçları belli oldu. Merkezleri İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki kentlerde bulunan şirketlerin 2023 yılı verileriyle hazırlanan listede Tosçelik, zirvedeki yerini yine korudu ve 2013’ten bu yana dokuzuncu kez liderlik koltuğuna oturdu.
SEKİZ YIL ÜST ÜSTE BİRİNCİ
Anadolu 500’de ilk kez 2013 yılında birinci sırayı alan Tosçelik, daha sonra 2016 ve 2017, 2018 ve 2019, 2020, 2021, 2022 yıllarında da zirvede yer almıştı. Tosçelik böylece hem sekiz yıl üst üste birinci oldu hem de toplamda dokuzuncu birinciliğine ulaştı. Tosçelik, bu sayede Anadolu 500’ün 21 yıllık tarihinde en çok birincilik elde eden şirket unvanını da devam ettirdi. 2010 yılından beri Anadolu 500’de, Tosçelik dışında, Kroman’ın üç, Tiryaki Agro’nun iki ve Erbakır’ın da bir birinciliği bulunuyor. Listenin ikinci sırasında 2021’de dördüncü sıradan, 2022’de beşinci sıraya gerileyen Kardemir yer aldı. Anadolu 500’ün üçüncü sırasına ise geçen yıl yedinci sırada yer alan Yıldız Entegre oturdu.
6 ŞUBAT DEPREMİ ANADOLU’YU VURDU
2023 yılının 6 Şubat günü yaşadığı deprem felaketi ile sarsılan Türkiye, on binlerce canını kaybederken geriye yüzbinlerce yaralı vatandaşımız ve yerle bir olan kent merkezleri kaldı. Özellikle Anadolu’nun üretici kentleri olan Kahramanmaraş, Gaziantep ve Adana, bu süreçten ağır yara aldı. Mayıs 2023 sonunda yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, az farklı güven tazeledi ve ilk iş yeni bir ekonomi yönetimi ile faiz artırımı sürecine start verdi. Aradan geçen zamanda politika faizi yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye kadar çıkarıldı. Ancak 7 Ekim 2023’te patlak veren İsrail-Hamas savaşı ve Gazze’nin İsrail tarafından işgali ile oluşan insanlık krizi gerek Türkiye’nin yakın coğrafyasında gerekse tüm dünyada yeni bir belirsizlik ve güvensizlik döneminin kapısını aralamış oldu.
CİRO ARTTI, GSYH PAYI AZALDI
Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, Türkiye ekonomisi 2023’ü yüzde 5,1’lik büyüme ile tamamlamayı başardı. Bu dönemde Anadolu 500 şirketleri de cirolarını bir önceki yıla göre yüzde 40 artırarak 2 trilyon 718 milyar 486 milyon TL’ye çıkardı. Ancak yüksek enflasyon, depremin yarattığı hasar ve ihracat pazarlarındaki yavaşlama nedeni ile bu dönemde Anadolu 500 şirketlerinin toplam cirosunun GSYH’ye oranı yüzde 13,07’den yüzde 10,2’ye geriledi.
İHRACAT YÜZDE 16,5 DÜŞTÜ
Anadolu 500’den çıkan sonuçlar, 2023 yılında Anadolu merkezli şirketlerin adeta ‘kusursuz fırtına’ya yakalandığını gözler önüne sermiş oldu. GSYH’den aldığı pay oransal olarak yüzde 30’dan fazla eriyen Anadolu 500 şirketlerinin ihracat ve istihdam performansı da bir önceki yıla göre kan kaybetmeye devam etti.
Bu dönemde Anadolu 500 şirketlerinin ihracatının Türkiye’nin toplam ihracatına oranında düşüş devam etti. 2022’de Anadolu 500 ihracatı yüzde 13,9 artışla 24 milyar 775 milyon dolar olarak gerçekleşirken, aynı dönemde Anadolu 500 şirketlerinin toplam ihracattaki payı ise yüzde 14,7’den yüzde 9,7’ye gerilemişti. 2023 sonu itibarıyla ise Anadolu 500’ün toplam ihracatı yüzde 16,5 azalışla 20 milyar 688 milyon dolara geriledi. Anadolu 500’ün Türkiye’nin toplam ihracattaki payı ise düşmeye devam etti ve yüzde 9,7’den yüzde 8,1’e geriledi.
İSTİHDAM KAYBI YÜZDE 2’DE KALDI
Anadolu’nun devlerindeki iş gücü kaybı da bu dönemde deprem etkisiyle devam etti. 2021 yılında istihdamda 300 bin sınırını aşarak 303 bin 922 kişiye iş sağlayan Anadolu 500 şirketleri, 2022’de bir miktar istihdam kaybı yaşamıştı. 2022 sonu itibarıyla Anadolu 500 şirketlerinin toplam istihdamı 300 binin altına gerileyerek 291 bin 285 olarak gerçekleşmişti. Depremin vurduğu 2023 yılında ise Anadolu 500’ün toplam istihdamı yüzde 2 kayıpla 285 bin 519’a geriledi. İş gücündeki bu sınırlı kayıp, tüm olumsuzluklara rağmen Anadolu şirketlerinin çalışanına sahip çıktığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.
Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu
2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.
Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler
Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:
Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması
Servet kaynaklarının izlenmemesi
Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması
Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:
Credit Suisse: 4,5 milyon dolar
UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları
Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları
Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları
UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)
Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı
Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.
Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis
Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.
Denetim Süreci Sıkılaşıyor
Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.
Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.
Kaynak: MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi
Türkiye’de artan konkordato başvuruları ve kolay alınabilen kararlar, sadece borçlu firmaları değil, tüm ekonomik sistemi derinden olumsuz etkilemektedir. Konkordato sürecine giren bir firma, reel piyasada zincirleme etkiler yaratarak tedarik zincirini bozar, fiyat dengesini sarsar ve güven ortamını zedeler. Bu bozulmalar hem konkordato öncesi hem de sonrası süreçte farklı şekillerde ortaya çıkar.
Konkordato Öncesi: Gizli Kriz Dönemi
Konkordato başvurusundan önceki süreçte firmalar mali sıkıntılarını genellikle gizler. Ancak piyasada dikkatli gözlerden kaçmayan bazı davranışlar bu sıkıntının sinyallerini verir:
1. Ödemelerde Gecikmeler ve Yapılandırma Talepleri
Firma, tedarikçilerine olan ödemelerini geciktirmeye başlar. Çek ve senetlerini döndürür, vadeleri uzatmak ister, borçlarını yeniden yapılandırma teklifleri sunar.
➡️ Bu durum piyasada güveni sarsar ve ticaret yavaşlamaya başlar.
2. Dampingli Satışlar ve Fiyat Bozulması
Nakit ihtiyacıyla firma, elindeki malları normal piyasa değerinin çok altında satar. Bu agresif fiyatlama, sektördeki diğer oyuncuları zararına satışa zorlar ve rekabeti bozar.
➡️ Piyasa fiyat dengesi altüst olur.
3. Yoğun Mal Alımı – Ödeme Geleceğe Yayılır
Firma, riskini çevreye yaymak için piyasadan vadeli mal toplamaya çalışır. Ödemeler geleceğe yayılırken, alacaklılar bu durumu genellikle fark edemez.
➡️ Risk, domino etkisiyle başka firmalara taşınır.
Konkordato Sonrası: Yasal Koruma Dönemi
Firma konkordato ilan ettiğinde borçları dondurulur ve alacaklılar tahsilat yapamaz. Bu durum reel piyasada yeni kırılmalara neden olur.
1. Tahsilat Zinciri Kırılır
Alacaklı firmalar tahsilat yapamayınca kendi ödeme dengeleri bozulur. Bu durum tedarik zincirinde domino etkisi yaratır.
➡️ Sağlıklı firmalar bile bu zincirleme etkiyle darboğaza girer.
➡️ Sadece borçlu firma değil, alacaklılar da finansal olarak cezalandırılır.
3. Mal Temini Zorlaşır
Konkordato ilan eden firma, piyasadan artık vadeli mal alamaz. Çoğu firma peşin çalışmak ister, bu da konkordato sürecindeki firmanın toparlanmasını daha da zorlaştırır.
➡️ Üretim ve ticaret hacmi daralır, istihdam riske girer.
Reel Piyasada Bozulma Nasıl Yayılıyor?
Etki Alanı
Bozulma Şekli
Ticari Güven
Şirketler arasında temkinli ve daralan ilişkiler
Nakit Akışı
Tahsilatlar aksar, ödemeler gecikir
Fiyat Mekanizması
Damping nedeniyle maliyetin altında satışlar
Bankacılık Sistemi
Kredi riskleri yükselir, yeni kredi muslukları kapanır
Tedarik Zinciri
Zincirleme iflas ve daralma etkisi
Sadece Borçlu Değil, Tüm Sistem Zarar Görüyor
Konkordato, yalnızca batmakta olan bir firmayı kurtarma süreci değildir. Yanlış kullanıldığında, reel sektörde ciddi güven kayıplarına, fiyat bozulmalarına ve ödeme zinciri krizlerine yol açar. Konkordato sürecinin şeffaf, denetimli ve gerçekten “iyi niyetli borçlular” tarafından kullanılması, sistemin sürdürülebilirliği için hayati önemdedir.
Konkordato; sadece borçlu firmayı değil, doğrudan ve dolaylı olarak onlarca firmayı, yüzlerce çalışanı, bankacılık sistemini ve genel piyasa dengelerini sarsar. Özellikle öncesinde sessiz ilerleyen kriz, piyasada açık yara haline gelir. Her konkordato, aslında güven ekonomisinin kırılma noktasıdır.
Finansal tablolar, bir şirketin performansını değerlendirmenin temel yollarından biridir. Bu tabloların en önemlilerinden biri de bilançodur. Peki, bilanço nedir, neyi anlatır ve nasıl okunmalı?
Bilanço Nedir?
Bilanço, bir şirketin belirli bir tarihteki mali durumunu özetleyen mali tablodur. Şirketin neye sahip olduğunu (varlıklar), ne kadar borcu olduğunu (yükümlülükler) ve bu borçlar çıktıktan sonra ortaklara kalan kısmı (özkaynak) gösterir.
Bilanço denkliği şu temel formüle dayanır:
Varlıklar = Yükümlülükler + Özkaynaklar
Bu formül, bir şirketin tüm kaynaklarının nasıl finanse edildiğini gösterir: ya borç alınarak ya da özkaynaklarla.
Varlıkları Anlamak
Varlıklar, şirketin sahip olduğu her türlü ekonomik değeri ifade eder. İki ana gruba ayrılır:
Dönen Varlıklar: Nakit, alacaklar, stoklar gibi kısa sürede paraya çevrilebilen kalemler.
Duran Varlıklar: Makine, bina, taşıt gibi uzun vadeli ve işletmenin üretim kapasitesini artıran yatırımlar.
Varlıkların dağılımı, şirketin likidite durumu ve yatırım stratejileri hakkında fikir verir.
Ödenmemiş Yükümlülükler
Yükümlülükler, şirketin dış kaynaklardan sağladığı finansal yükümlülüklerdir.
Kısa Vadeli Yükümlülükler: 1 yıl içinde ödenmesi gereken borçlar (ticari borçlar, banka kredi taksitleri).
Uzun Vadeli Yükümlülükler: 1 yıldan uzun sürede ödenecek borçlar (tahviller, uzun vadeli krediler).
Şirketin borç yapısı, finansal risk düzeyi hakkında önemli ipuçları sunar.
Eşitliği Anlamak
Bilançodaki “eşitlik” ilkesi, şirketin varlıklarının tamamının bir kaynağı olduğunu ifade eder:
Varlıklar = Borçlar + Özkaynak
Bu, şirketin tüm mal varlığının ya dış borçlarla (yükümlülükler) ya da ortakların yatırımlarıyla (özkaynaklar) finanse edildiği anlamına gelir.
Anahtar Bilanço Oranları
Bilançoyu daha anlamlı kılmak için bazı finansal oranlara bakmak gerekir. İşte en çok kullanılanlar:
Cari Oran = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Borçlar 🔹 Şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme kapasitesini gösterir.
Borç / Özkaynak Oranı = Toplam Yükümlülükler / Özkaynak 🔹 Şirketin borçla mı, özkaynakla mı finanse edildiğini gösterir. Risk düzeyini anlamak için önemlidir.
Aktif Karlılık Oranı = Net Kâr / Toplam Varlıklar 🔹 Şirketin sahip olduğu varlıkları ne kadar verimli kullandığını gösterir.
Bilanço; yatırımcılar, yöneticiler ve kredi verenler için kritik bilgiler sunar. Şirketin sağlığını, borçlarını, likiditesini ve büyüme potansiyelini anlamanın en güçlü yoludur.
Bilançoyu sadece rakamlar yığını olarak değil; şirketin mali fotoğrafı olarak görmek gerekir.