İstifa etmeye zorlanıp işten ayrılan çalışanın kıdem tazminatı hakkı ne olacak?
Covid-19 nedeni ile İşten çıkarmanın yasaklanması ile birlikte çalışanın istifa ettirilerek çıkışının verilmesi yönünde çok şikayet gelmeye başladı. Ana şikayetlerden birisi de “izin ve Kıdem Tazminatları ne olacağı” yönünde oldu.
İş uzmanları; Kıdem Tazminatı almaması için istifaya zorlanan işçinin bu hususu ispat etmesi halinde kıdem tazminatı hakkının doğacağı yönünde görüş bildiriyor.
Burada önemli olan çalışanın istifaya zorlandığın nasıl ispatlayacağı konusu. Tabi en güzel ispat şahitler ama çalışma arkadaşları henüz o kurumda çalışmaya devam ediyor ise şahit olmaya istekli olmuyorlar. Bu durumda diğer ispatlama yöntemleri kalıyor. Bu yönde çalışana gelen telefon mesajları, telefon konuşmalarındaki ses kaydı, kamera kayıtları, gelen mailler gibi ispat araçları mahkemelerce delil olarak değerlendiriliyor. Özellikle telefon kayıtlarının kanıt sayılacağı bunu dinleme suçuna girmediği yönünde Yargıtay kararları bu tür delilleri güçlendirdi. Zira tekrarı ve ispatı mümkün olmadığı zaman bu tür kayıtlar delil olarak sayılmaya başlandı.
Bankacılıkta arttı. Son haftalarda özellikle banka bölge müdürlüklerinde kurulan “istifa et ödeme yapalım ikna odaları” gündeme gelmişti. Çalışan bankacılara gönderilen, mailler, ortam ve telefon ses kayıtları hak kaybı için ciddi delil olmaya devam ediyor. Özellikle “nasılsa beni atmazlar” diye düşünüp bu tür belgeleri arşivleme yapılmaması ileride çalışanı zor durumda bıraktığı için emsal olması açısından diğer çalışanlara gelen bu yönde mesaj ve mailler de delil olarak değerlendiriliyor.
İzinler için de 5 yıl geriye yönelik dava açılma hakkı mevcut. “Tüm hakkımı aldım” yönünde istifa edenden alınan yazılar ise baskı altında alındığı için mahkemelerce başlı başına çalışılan kurumu haklı çıkaracak delil olarak sayılmıyor. Toplam Çalışma süreniz 15 yılı doldurdu ise İstifa etseniz de Kıdem Tazminatınızı alıyorsunuz ama bu sefer, “İşsizlik Maaşı” gibi yan haklardan yararlanamıyorsunuz. İşe iade davaları kazanma şansı zayıflıyor ve olması gerekenden uzun sürüyor.
Bankacılıktan örnek verelim İSTİFAYA ZORLAMA dediğimiz olay şöyle oluyor :
Önce alttan alınıyor. İstifa et tüm hakların verilecek deniyor.
İstifa etmezsen :
1- Ücretsiz İzne çıkarırız, SGK’nın verdiği 1.170.-TL ile nasıl geçinirsen geçin. Yasaklar kalkınca da atarız.
2- Seni norm / havuz kadroya alırız, nerede kaldığın önemli değil bölgeye her gün gelip gidersin.
3– Seni il dışına tayın çıkarırız.
4- Tayınını Call Center’e çıkarırız, unvanın önemi yok müşterilere telefonda destek verirsin.
5- Evden call center elemanı gibi çalışırsın sana her gün göndereceğimiz listeyi eksiksiz arayacaksın
6- Evden çalıştığında, hiç bir yan ödemesi ( internet, telefon, elektrik paran, yemek, mesai, ulaşım vs ) ödemeyiz
7– Bundan sonra çalıştığın süre içinde primlerden yararlanamayacaksın
8- Hedeflerin öyle şişiririz ki hiç bir zaman hedef tutturamayacaksın
9– İşten çıkarma yasakları kalkınca ilk kapı önüne konulacak sen olacaksın ve şu an önerdiğimiz 7-8 maaş fazla parayı alamayacaksın. Haklarını almak için mahkemeye başvursan da 3-4 yıl sürer % 15-20’si Avukat parası olarak gider.
10- Bazı çalışanlara istifa etmesi halinde ek 1 yıl sigorta yapma garantisi verildi. İşten çıkarılması halinde sigorta da otomatik sona eriyor
11- İstifa etmezsen yeni iş bulamazsın, Referans için arayanlara kötü referans verme kararı aldık.
TABİ BAŞA GELMEYİNCE BUNLARIN OLABİLECEĞİ, KURUMSAL DENİLEN BANKALARIN BUNLARI YAPACAĞINI VE GÜVENİLEN SENDİKANIN BU DURUMDA HİÇ BİRŞEY YAPMAYARAK KAPALI DESTEK VERDİĞİNİ İNSAN DÜŞÜNEMİYOR AMA VAZİYET BU HALDEYKEN “İSTİFAYA NASIL ZORLANIYOR” DENMESİ BİLGİSİ EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist