Connect with us

Erol Taşdelen

Bankalar hangi sektörlerde battı

Erol TAŞDELEN, son günlerin ana tartışma konusu olan Bankalardaki takipteki kredilerin Sektörel detayını ele aldı. Bazı sektörler alarm veriyor. Bu süreçte bankaların şeffaf, basiretli ve gerçekçi bilanço düzenlemeleri konusunda uyarılarda bulundu.

Yayınlanma:

|

2020 yılı biterken elimizde Bankacılık sektörünün resmi olarak üçüncü çeyrek mali verileri var. BDDK ve TCMB Raporları gösteriyor ki Sektörün Hukuki Takip işlemleri başlamış, problemli kredileri 151 milyar TL, bu tutarın içinde 2019 yılında Varlık Şirketlerine % 5 değerine satılan çoğu Bireysel Kredi olan 8 milyar TL yok. Geçen süre içinde tahsil edilenler kredilerin de düşmüş hali bu, daha vahimi bazı bankalar KGF‘den tahsilat yaptıkları kredileri protokol gereği yasal zorunluluk olmasına rağmen mahkeme sürecine dahi katmadı. Bu durumda ne kadar kredi var KGF dahi bilmiyor. Banka, KGF’den parayı aldı ya nasılsa KGF’de “parayı ödedim ama bu müşteride takip ne aşamada” diye de sormuyor. Banka alacağını almış nasılsa. Bazı dava dosyalarına bakıyorum banka sadece kalan takip bakiyesine hukuki takip sürdürüyor KGF’den aldığı para Allaha emanet. Kağıt üzerinde dahi yok hükmünde. Konuyu dağıtmayayım KGF’yi bir sonraki yazılarda ele alacağız.

2021 bütçe görüşmelerinde yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan dillendirdi, sorunlu krediler 533 milyar TL düzeyine çıkmış. Takipteki 151 milyar yanında henüz bankaların takibe atmadığı sürekli yapılandırarak yüzdürdüğü, teminat açığına düşmüş, gecikmeli ödemeleri olan, Bankaların Yakın ve Ön izlemedeki kredilerini de ekleyince toplam sorunlu kredi üçüncü çeyrekte 520 milyar TL dediğimiz işte bu rakam, Bakanın Bütçe görüşmelerinde duyduk ki 533 milyar TL olmuş. Bankalardaki Toplam Kredilerin kabaca % 14,50‘si sorunlu kredi yani.   

Ya sektörlerde durum nasıl

2020 üçüncü çeyreğinde yani Eylül sonun da Bankacılık sektörünün Takipteki Alacakların / Toplam Nakdi Kredilere oranı % 4.06 olarak gerçekleşti. 2019 sonunda bu oran % 5,36 idi. Gecikmedeki kredilerin Takip başlatma sürelerinin 90 günden 180 güne çıkması, özellikle Kamu Bankalarının sorunlu kredileri defalarca yapılandırma çabaları, 2020’de başta Kamu Bankaları aracılığı ile basılan paraların piyasaya kredi olarak sunulması, Aktif Rasyo sopası ile Özel ve Yabancı Sermayeli bankaların kredi vermeye zorlayarak kredi hacminin 2020’de sektörde 1 Trilyon TL artarak 2,6 Trilyon TL‘den 3,6 Trilyon TL‘ye çıkması ile kredi takip oranları da hali ile düşmüş oldu. Takip oranını düşüremiyorsan yeni kredi verip paydayı büyütüp oranı düşürürsün oldu bitti. Buna rağmen başta İnşaat sektörü olmak üzere bazı sektörlerde kredi takip oranları sektörün 2 katından fazla olmaya devam etti. Sektörlerin takip oranlarına yakından bakalım.

İnşaat Sektöründe alarm devam ediyor

2017 yılında % 3,6 olan İnşaat Sektöründeki Takip oranları 2019 yılında % 11‘lere kadar çıktı. Başlanan AVM inşaatları; öğrenci Yurt görünümlü toplu yan yana 20-25 katlı ucube binalar umulanı vermedi. 2020 yaz aylarındaki İnşaat sektörünü kurtarmak için planlanan Konut Kredi faiz oranlarındaki anormal düşüş de işe yaramadı, zira 3 ay sonra görüldü ki Konut Kredilerin üçte ikisi ikinci el konutlara gitti, sıfır yeni konut satışlarında diğer yıllardan fazla farkı olamadı. Bu sefer “ikici el konut kredi faiz oranlarını artıralım, sıfır konut satılsın” dediler geçiş olsun bu sefer de kaynak bitti.  Yabancılara verilen, “250 bin USD’lık ev al vatandaşlığı kap” projesi de sektöre ilaç olmadı. Bu kadar desteğe rağmen 2020 üçüncü çeyreğinde Takip Oranı sektörde % 9‘a inebilmesine rağmen bu oran ile en fazla takip oranı olan sektör olmaktan kurtulamadı. Takip oranı sektör ortalamasının iki katından fazla. Yakında AVM’lerin otopark olduğunu görürseniz şaşırmayın.

Denizcilik Sektörü dalgalı halde

Denizcilik sektörü tıpkı denizler gibi inişli çıkışlı dalgalı bir seyir gösteriyor. Sektörde Karadeniz fırtınası var.  2000’lerde Üretin Doğuya kayınca, Tüketicilere yani Batı ve ABD’ye o ürünleri taşıma ihtiyacı Denizcilik Sektörünün de Altın yılları oldu. Navlum ücretler ummadıkları kadar arttı. Geliri artan sektörde bulunanların yatırım iştahı arttı, bu da sektörün kredi talebini artırdı. ABD’de başlayan Mortgage Krizi ile başlayan Kriz üzerine ABD – Çin savaşı eklenince sektör yazdan bahar aylarını yaşamaya başladı. Covid-19 süreci sektöre son darbe gibi oldu. Yavaşlayan Ticaret, Gümrüklerde çalıştırılacak işçi bulamama, uluslararası ticaretin yavaşlaması, Emtia Fiyatlarındaki düşüş Navlum ücretlerini de düşürünce kredi ödemelerinde gecikme ve sorunlar birlikte geldi. Talebe bağlı artan gemi fiyatları da durgunlukla birlikte düşünce gemiler de elde kaldı. Deniz Taşımacılığında %1 paya sahip olan Türkiye  Tersane konusunda daha iyi durumda. Sipariş alan Tersaneler arasında Dünyada 4. sırada bulunan sektör son yıllarda bıçak gibi kesilen yeni gemi siparişleri olmadığı gibi eldeki gemilerin ödemelerinde dahi gecikme ve fiyat  düşürme talepleri ila karşılaştılar. Bu durum sektörde sorunlu kredilerin artışına neden oldu. 2015 yılında % 3,9 olan Takip oranları 2019 yılında % 8,9’a kadar çıktı. 2020 üçüncü çeyreğinde takip oranı % 7,7 oldu.

Toptan Ticaret kar marjını düşük olmasının sıkıntılarını yaşadı

Toptan Ticaret % 1-2 Kar marjı ile dönen bir sektör. 2018 Ağustosunda başlayan faiz oranlarındaki yükselme trendi, finansal maliyetlerin artışı en fazla hasarı Toptan Ticaret sektörüne verdi. Esnaftan alacakları gecikmesi, POS komisyon oranları artması, Akaryakıt fiyatlarındaki artış, Üreticilerin vadeleri kısaltması gibi etkenler üst üste gelince Toptan Ticaret kendini toparlayamadı. Üzerine Pandemi sürecinde sokağa çıkma yasakları, kapanan işyerleri gelince, 2015 yılında % 3,9 olan Takip oranı sektörde 2019 yılında % 8,1’e kadar yükseldi. 2020 üçüncü çeyreğinde Takip oranı % 6,2 düzeyde.

Turizm Covid-19 kurbanı oldu

Turizmde, düşürülen uçak sendromu atlatılıp tam her şey yolunda giderken 2018’deki Faiz oranlarının artması ile başlayan olumsuz süreç sektörde maliyetleri artırdı. Kur artışı sektörün dış müşterilere yönelmesini sağlasa da üzerine gelen Covid-19 süreci sektöre öldürücü darbe vurdu. Resmi Covid-19 verilerin düşük gösterilmesi Turizmcileri rahatlasa da gerçek verilerin ortaya çıkması ile birlikte  İç – Dış Turizm durma noktasına geldi. Seyahat firmaları sattıkları turlarda elde ettikleri gelirin vergisini bile otellere yüklediler. Çoğu otel sahibinin bundan bile haberi yok.   2019 yılında % 9,5 olan Takip oranları 2020 üçüncü çeyreğinde yapılandırılan krediler ile birlikte % 5,9 seviyesine geriledi. Yakında bol bol satılık otel ilanları görmeye hazırlıklı olun.

Enerji voltajı yükseldi

Devlet desteğinden en fazla Teşvik alan sektörlerin başında son yıllarda Enerji sektörü oldu. Başta Rüzgar, Güneş ve Çöp sahalarında yapılan Elektrik Üretim tesislerine verilen 10 yıllık Kamu alım garantisi bu alanlarda yatırımların artması ile kredi talebi de artmıştı. 2018 yılında başlayan süreçten olumsuz etkilenen ana sektörlerden biri Enerji Sektörü oldu. Pandemi sürecinde daralan ekonomi ile birlikte Enerjiye olan Talep de daralınca gelirler düşmeye bu alanda yatırım yapanların nakit akışında bozulmalar baş göstermeye başladı.  Doğalgaz ile çalışan santraller maliyet nedeni ile üretimlerini durdurdu. Sektör Güneş enerjisi gibi Lokal çözümlere odaklanmış durumda.     

Tekstil gözden mi çıkarıldı

Yıllarca, “Türkiye’nin ana sektörü Tekstil” diye dillendirildi ta ki son yıllarda “İnşaat” denene kadar. İstihdam yaratan, İhracat yapan, Sanayinin bel kemiği olan Tekstil sektörü ihmal edilmenin sancılarını yaşıyor. Tekstil sektöründe ana hammadde Yün ve Pamuk olmaktan çıkıp Petrol bazlı Polyester ve Akrilik ipliğe dönünce sektör ithal bağımlısı hale gelmiş durumda. Kur artışı hammadde maliyetlerini artırsa da Petrol Fiyatlarındaki düşme sektör girdilerine ilaç oldu. 2020 yılında makine ithalatına konulan % 7 ek vergiler yeni yatırımlarda maliyetleri artırınca olumsuz etkilenen sektörlerden biri oldu, yatırımlar ertelendi. Sektörün İthal bağımlılığını azaltılması için hammadde üretimini de yapacak hale gelmesi hayati önem gösteriyor.  Bu yönde ciddi girişimler var. İşsizliği azaltmak istiyorsak bunun ana çözüm yollarından biri İstihdam yaratan Tekstil sektörüne desteğin sürdürülmesi. Pandemi öncesi yatırım ve istihdam garantili kullanılan Kamu Bankalarının İVME Kredilerinde taahhüt süresi doldu bu yönde en az bir yıl ek süre verilerek yatırım ve istihdam taahhütlerinin yerine getirilmesi için fırsat verilmeli. Konfeksiyon bölümü Pandemi sürecinde çok darbe aldı. Kapanan AVM’ler dükkanlar, sokağa çıkma yasakları, Konfeksiyon ürünlerine talebi azaltınca bir kısım markalar e-ticarete ağırlık verse de eski hacmini yakalamış değil. 2017’de % 3,7 olan Takip oranları, 2019’da % 5,9’a çıkarken kredi hacminin artışının etkisi ile 2020 üçüncü çeyreğinde kağıt üzerinde % 4,4’e düşmüş durumda.          

Ziraat Kredilerinde düşen Çiftçiye bir de bankalar vuruyor, Devlet kurumları seyrediyor

Ziraat ve Balıkçılıkta Takip oranı 2020 üçüncü çeyreğinde % 4,3 durumda olmasına rağmen, özellikle devlet destekli alınan hayvanlar ile sektör dışından “nasılsa devlet parayı veriyor” diye hayvancılık sektörüne giren girişimcilerin çoğu da battı, devlet desteğini fırsat olarak gören fırsatçılar tarafından batırılmış durumda. Borç bilmeyen köyle kooperatif sistemine de geçemeyince bireysel olarak borca batık durumda. Tarım Kredilerinde yoğunlaşan Kamu Bankaları dışındaki bankalar Kredi Kart ve KMH maksimum faiz oranlarını TCMB belirlemesine bu oranın üzerine teknik olarak çıkmamaları gerekirken Kredi Kartına bağlı kredilerde bankalar bu oranın fazlaca üzerine çıkmış durumda. Bu kredileri denetleyen BDDK Murakıpları ne yapıyor açıkçası merak ediyorum. BDDK’nın bu yönde bir uyarı cezası dahi verdiğini durmadı. TCMB ve BDDK acil bu kredi karta bağlı kredilerin faiz aşımlarına el atmalı. Özellikle Takip Kredi hesaplarına uygulanan TEMERRÜT ( GECİKME) FAİZ kargaşalığındaki belirsizliği ortadan kaldırma zamanı geldi. Takip Kredilerde her banka kafasına göre keyfi bir durumda TEMERRÜT ( GECİKME ) FAİZ uyguladığından sorunlu krediler hiç ödenemez hale geliyor.  Ziraat sektöründe 2015 yılında % 2,3 olan Takip oranları 2019 yılında % 5,1’e çıkarken 2020 üçüncü çeyreğinde kağıt üzerinde % 4,3’e düşmüş durumda. Bu kredilerin çoğunun 1-2 yıl ödemesiz olduğu düşünüldüğüne buzdağının büyük kısmı henüz görünüz değil.

Sonuç : Sektörlerdeki 2020 Kredi takip oranları düşmesine bakıp yanılmayın, hacimsel artışlar devam ediyor. Bazı sektörler için Alarm ziller çalmış durumda. Dünya Bankası ve IMF, “sağlıklı değerlendirme yapabilmeleri ve gerekli önlemleri zamanında alabilmeleri için Bankaların basiretli ve şeffaf davranmasını, sorunlu kredilerini saklamamaları, bilançolarının gerçekçi olmaları” yönünde sık sık uyarı metinleri geçiyor. Aynı uyarılar Türkiye’deki bankalar için de geçerli.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com yazarı

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Göz Ardı Edemeyeceğiniz 12 Acımasız Kariyer Gerçeği

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kariyerler zor, dağınık ve öngörülemezdir. Ama gerçek şu: Düşündüğünüzden daha fazla kontrol sizde.

TARTIŞILAMAZ ACI GERÇEKLER: 

1️⃣ Sıkı çalışma yeterli değil
Sessiz çabalar göz ardı edilir. Sonuçların görülmesi gerekir – kendiniz için savunun.

2️⃣ Sadakat faturaları ödemeyecek
Şirketler insanlara değil, kâra öncelik verir. Her zaman önce kendinize bakın.

3️⃣ İş unvanınız geçicidir
Unvanlar sizi tanımlamaz, beceriler tanımlar. Etiketlere değil, büyümeye odaklanın.

4️⃣ Patronunuz Her Zaman Haklı Değildir
Önemli olduğunda saygılı bir şekilde meydan okuyun. Liderler de hata yapar.

5️⃣ Ağ Oluşturma Pazarlık Edilemez
Becerileriniz sizi oyuna sokar, ancak bağlantılar kapıları açar.

6️⃣ Tükenmişlik bir onur rozeti değildir
Enerjinizi koruyun. Daha çok değil, daha akıllıca çalışın.

7️⃣ Konfor Bölgeleri Büyümeyi Öldürür
Rahatsız değilseniz, büyümüyorsunuz demektir. Dönem.

8️⃣ Geri bildirim bir hediyedir
Sert geri bildirimler bile potansiyelinizi ortaya çıkarabilir. Araştırın ve öğrenin.

9️⃣ Her Zaman Değiştirilebilirsiniz
Bu, yarattığınız etkiyle ilgilidir – yeri doldurulamaz olmakla değil. Bir miras bırakın.

🔟 Mükemmellik Sizi Yavaşlatır
Bitti mükemmelden daha iyidir. Mükemmelliğe değil, ilerlemeye odaklanın.

1️⃣1️⃣Kariyer ilerlemesi doğrusal değildir
Yan adımlar ve başarısızlıklar genellikle en büyük kazançlara yol açar.

1️⃣2️⃣ Kimse Size Başarı Vermeyecek
Sahiplenmek. Fırsatlar için zorlayın. Kimse senden daha fazla umursamayacak.

Gerçeklik Kontrolü: Kariyeriniz size aittir. Beklemeyi bırakın, inşa etmeye başlayın.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TurkishBank Moda Şube personeli Av. Saltoğlu’nun hesaplarını boşaltıp kaçtı

TurkishBank Moda Şubesi’nin müşterisi olan Aynur Saltoğlu’nun bankadaki 104 milyon lirasının kaybolduğu iddia edildi. Skandal, yaşlı kadının ölümüyle ortaya çıktı. Benzer durumda çok sayıda mağdur olduğu öne sürüldü. Soruşturma başlatılırken banka görevlileri kayıplara karıştı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İstanbul’da yaşayan ve TurkishBank Moda Şubesi müşterisi olan avukat Aynur Saltoğlu, 2022 yılında banka hesaplarında anlam veremediği bazı işlemler gerçekleştiğinden şüphelenerek durumu, bir dönem Dünya Bankası’nda çalışan oğlu Kerem Saltoğlu ile paylaştı. Bunun üzerine Kerem Saltoğlu, bankadan her ay düzenli hesap ekstresi talebinde bulundu. Banka da, her ay ekstreleri e-posta yoluyla Saltoğlu’na iletti.

SAHTE EKSTRE GÖNDERİLMİŞ 

Aynur Saltoğlu, geçen yıl haziran ayında hayatını kaybedince bankadaki birikimi yasal mirasçısı olan oğluna kaldı. Ancak Kerem Saltoğlu, annesinin hesabındaki paranın yalnızca 55 milyon TL olduğunu öğrenince büyük bir şok yaşadı. Çünkü kendisine iletilen hesap ekstrelerine göre bu miktar 159 milyon TL olmalıydı. Saltoğlu’nun avukatı Fatih Mehmet Tercan, kayıp 104 milyonun akıbetinin sormak için bankayla iletişime geçti. İddiaya göre, şube müdürü Şule Ç. yapılan görüşmede, hesap ekstrelerinin “sahte” olarak düzenlendiğini itiraf etti.

3 BANKACI KAYIP 

Bunun üzerine avukat Fatih Mehmet Tercan, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na banka ve ilgili kişiler hakkında dolandırıcılık suçundan şikayette bulundu. Şikayetinin ardından banka yönetimi de, şube müdürü Şule Ç., yardımcısı Dilek M. ve banka çalışanı Volkan Z. hakkında başta, ‘belgede sahtecilik’ suçundan suç duyurusunda bulundu. 3 banka çalışanı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bankaya benzer dolandırıcılık şikayetleri de olunca bu kez banka yönetimi 3 çalışan hakkında, ‘Nitelikli zimmet, resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçlamalarıyla suç duyurunda bulundu. Haklarında yakalama kararı çıkartılan çalışanların ise kayıplara karıştığı iddia edildi.

‘YAŞLILAR HEDEF ALINIYOR’ 

Avukat Tercan, dosyayla ilgili şu bilgileri verdi: “Banka, Aynur hanımın oğluna gönderilen ekstrelerin resmi kayıtlarla uyumlu olmadığını ve sahte olarak düzenlendiğini açıkça ifade etti. Bankanın bu tür bir usulsüzlüğü yalnızca şube müdürü seviyesinde gerçekleştirmesi mümkün değil. Bu, sistematik bir dolandırıcılık planına işaret ediyor. Biz de bu nedenle bankanın tüm sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduk. Benzer durumda olan 15 mağdur var. Hepsi ya çok yaşlı ya da hayatını kaybetmiş kişiler. Bu şekilde milyonlarca liralık dolandırıcılık yapılmış. Bu şahıslar, Muris Hanıma, temizlikçi, gönderiyorlarmış ve doğum günlerinde partisi yapıyorlarmış bunu da, bankanın özel müşterine hizmeti diye anlatıyormuş. Oysa ki, bankanın böyle bir hizmeti yok.”

TurkishBank ise dosya hakkında gizlilik kararı olduğu için detaylı açıklama yapmayarak, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve görevlerine son verildiğini belirtti.

Kaynak: Milliyet-Çiğdem YILMAZ haberi

****************

Av. Aynur SARTOĞLU başka bankalarda da benzer sorunlar yaşayıp konuyu yargıya ve SKP’ya yansıtmış. BankaVitrini olarak o dönem bize ulaşarak konuyu anlatmış, haberleştirmiştik. Haberimizden sonra söz konusu bankanın Şube Müdürü ve MİY görevlerinden çıkarılmıştı. Bildiğimiz kadar diğer davaları da devam ediyor!

Körfez sermayeli bankanın Moda Şubesi’nde neler oluyor

MİY’den sonra Moda Şube Müdüresi de kovuldu

 

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

REEL PİYASA VE VATANDAŞ 2025’E NASIL BAŞLADI?

Yayınlanma:

|

Cumhuriyet tarihinde belki de ilk defa bir kriz talebi baskılayarak aşılmaya çalışıyor. Üstelik bunu sadece Maliye Politikası uygulamadan ve altını doldurmadan sadece ve sadece Para Politikası ile başaracağımıza inanıyor Ekonomi Kurmayları.

Mehmet Şimşek, Borsa’dan ve Zenginlerden vergi almayı, Servet Vergisi almayı ağız ucu ile dillendirdi o aşamada kaldı. Oysa çoğu ekonomist bu krizin sadece Para Politikası ile aşılmayacağına hemfikir.

Gri listeden çıkışımıza sevindik ama Rating notlarına hızlı yansımadı, henüz “yatırım yapılabilir ülke”  not seviyesine ulaşmadık. Bu da kalıcı sıcak paranın ve Doğrudan Yatırımın gelmesini geciktiriyor. Spekülatif sıcak para kervanına son aylarda gurbetçilerden girişlerde gözüküyor. TCMB faiz indirim serisine başlasa da yoğurdu üfleyerek yemesi gerektiğini çok net biliyor. Zira, KKM’yi halletmeden ki bu yönde somut adımlar da atıldı; döviz girişinin kalıcı hale geldiğine emin olmadan; Rating notlarının yükselmesini somut olarak görmeden hızlı faiz indirmeye gideceğini düşünmüyorum. Zira, hızlı faiz düşmeden KKM’den çıkan paranın Dövize gitmeyeceğine emin olması gerekir. Yeni bir Dolarizasyon dalgayı ekonomi kaldırmayacağı gibi halkın katlandığı enflasyon ile mücadele hamlelerini de boşa çıkaracaktır. Ekonomi kurmayları Dolarizasyon yaşanmaması için sıcak paranın akacağı alternatif alanlar yaratmak zorunda ki bunun en önemli oyun alanı da BORSA veya Konut gibi Alternatif alanlar. Bu nedenle Ekonomi Kurmayların ağzından sık sık borsanın ne kadar gelecek ve fırsatlar yarattığını duymaya devam edeceğiz.

BORSADA FİRMA KALİTESİ DÜŞTÜ VEYA BİLİNÇLİ DÜŞÜRÜLDÜ!

Fakat Borsa’da önemli bir sıkıntı firma kalitesinin düştüğü net gözüküyor. Bunda son yıllarda borsaya kota firmalardaki özensizlik etkili oldu. Borsa’da faaliyet gösteren firmaların KONKORDATO aldıklarına şahit oluyoruz. Hatta hiç faaliyet göstermeden tabela halde, kağıt üzerinde kalmış ama borsada hala işlem gören firmalar biliyorum. SPK’nın önemli bir görevi de küçük yatırımcıyı korumak ama bakıyorum bu tür firmalar ile ilgili bir tedbir almıyor. Bilançosu yerlerde olup borsa değerine bakıyorsunuz çoğu firmada anormal şişkinlikler yaşanıyor. Küçük yatırımcı çok dayak yedi son yıllarda bu nedenle çoğu yatırımcı Borsa’da işlem yapmayı bıraktı. Bu iş o kadar çığırından çıktı ki tüm servetini kaybedip intihar edenler var.

KONKORDATO PATLAMASI YAŞLANIYOR

Konkordato  için 2023 yılında 519 firmaya Geçici Mühlet verilirken 2024’de 3 katını aşarak 1.723 firma  oldu. 2023 yılında Konkordato alıp iflas eden 65 firma iken 2024’de iki katını aşarak 132 oldu. Konkordato başvurusu yapan firmalar öyle esnaf tarzı firma değil sanayici.

2024’de Konkordato alan firmalara baktığımızda Tekstil Sektörü 96 firma, İnşaat Sektörü 91 firma ile ilk iki sırayı aldı, ki iki sektör de emek yoğun. Bu durum bile başlı başına yeni işsizlik dalgası yaratacağına işaret ediyor. Bankalardaki toplam krediler içinde Zombi firmalara ait kredilerin payı %15’leri aşmış durumda ki IMF’nin bu yöndeki raporları da bu oranlara yakındı.

FİRMALAR MECBUREN DÖVİZ KREDİSİNE SARILDI

Bankaların Ticari Kredi TL faiz oranları hala %50-60 seviyesinde. Üstelik bazı bankalar Ticari Kredilerde TCMB’nin koyduğu sınırları aşarak uygunsuz komisyon, sigorta gibi ücret ve komisyon almaya devam ediyor. Özellikle İhracatçı ve bu koşullara rağmen yatırım yapan firmalar doğal olarak Döviz Kredilerine yöneldi. Hiçbir firma talep bastırılırken önünü görmeden yatırım yapmaz. Yapanlar da daha çok GES yatırım gibi maliyetleri düşürücü yatırımlar yapıyor. Özel Sektörün Döviz Kredi yükümlülükleri 2024 yılında reel olarak 42 milyar USD’den fazla artarak 170 milyar USD’ye yaklaştı. Ki bu firmaların ya İhracatçı ya da Yatırım Teşvik kullanan firmalar.

Dövize ihtiyacımız varsa ki var, o zaman bu firmalara verdiğimiz desteği geri çekemeyiz. Döviz Kredi artışı 2024’de %2 ile sınırlanmıştı bu sınır önce %1,50’ye düşürüldü; 2025 ilk haftası da %1’e düşürüldü. Bu bankalara direkt Döviz Kredileri kısın demek zaten bu şartlarda büyümek isterlerse de büyüyemeyecekler. Bankalar da kredi hacmi kısılınca otomatikman Döviz kredi Faiz oranlarını %0,50-1 arasında artırdı. Bankalar Komisyon oranlarını da artırdı; ek olarak sigorta gibi ürünler firmalara dayatılmaya başlandı.  Son kararın Döviz Kredi kullanan firmalara ek maliyeti %1-2 arasında oldu ki döviz kredilerinde yüksek bir oran bu. Ekonomi kurmaylar TL/Döviz parametresini baskılarken KKM hesaplara TCMB’nin kur fark maliyeti yanında aslında firmalardaki döviz yükümlülüklerin artmasının da etkisi var.

TİCARİ FİRMALARDAKİ SIKINTI KOBİ’LERİ BATIRIR

Zira, bu baskıyı yapmaması halinde çoğu İSO ilk 500 ve ikinci 500 içinde yer alan bu firmalar ki Türkiye Sanayisinin bel kemikleri konumunda, bunlar ciddi hasar görecek demektir. Aslında TCMB döviz kredileri kısarak bu firmaları koruma altına almayı planlasa da reel piyasada karşılığı bu sonuçlar doğurmaz. Zira, bu firmalara döviz kredisi kullanma %50-60’dan TL kredi kullan anlamına gelir ki bu süreç sanayide  sudden stop-ani duruş  ile sonuçlanabilir. Bu firmalar o kadar büyük ki, sıkıntı yaşadıklarında sadece kendileri değil, kendileri ile birlikte yüzlerce firmayı olumsuz etkiler. Bu firmalara iş yapan KOBİ tarzı tüm fasoncular batar. Süreç iyi yönetilmezse Ticari segment firmaların işçi çıkarmalar yüz yüz değil artık bin bin çıkardıklarına şahit olabiliriz. Ticari segment kredilerdeki sıkıntı KOBİ firmaları esnaflar gibi olmaz aşırı yıkıcı bir hal alır.

VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA, HAREKET EDEMEZ HALDE

Başa dönelim Enflasyonu düşürmek ve krizi aşmak için uygulanan Para Politikası ne yönde tamamen TALEBİ BASKILAMA yönünde. Demek ki Enflasyonun nedeni TALEP ENFLASYONU olarak bir tespit yapılmış ki çözüm de bu yönde oluyor. Bireylerin kredilerini ciddi maliyete rağmen baskılanamadı. Zira borç denizine düşen vatandaş  istemeye istemeye banka kredilerine sarıldı.

Vatandaş Konut ve Taşıt kredilerini öderken ki bunların toplam takip içindeki payları %1 bile değil Tüketici ve Kredi Kart Borçlarında tamamen batmış durumda.

ASGARİ ÜCRET DÖVZİ BAZLI TARİHİ ZİRVEDE AMA KİMSEYİ MUTLU ETMEDİ

Diğer taraftan TL/USD kuru 4-5 TL’den 35 TL’ye çıkmış durumda son yıllarda çok net bir MALİYET ENFLASYONU yaşandı aslında. GIDA ENFLASYONU kontrol edilemiyor; çünkü tüm girdiler (fide, tohum, ilaç, gübre, akaryakıt…)  DÖVİZE ENDEKSLİ. USD bazlı Asgari ücret Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine yükseliyor ama kimse mutlu olmuyor, nedeni  Temel Tüketim Malları o kadar arttı ki döviz bazlı gelir artışını bile eritti ve alım gücünü düşürdü. Bir işçinin işverene maliyeti en az 1.000 USD seviyesine ulaştı. İşçi maliyetini sadece ücret yönünden düşünmemek gerekir; mesai, yemek, servis, kıyafet, kıdem tazminat karşılıkları düşünüldüğünde Ticari Segment Sanayici Firmalarda işçi maliyeti 1.000 USD’yi aşmış durumda. Başta konfeksiyoncular olmak üzere Mısır’a yatırımları kaydıran firmalara dikkat edin çoğu emek yoğun firmalar ana neden işçi maliyetleri. Beş ay önce Firma çöplüğüne hazır mısınız diye yazarken aslında tehlikenin boyutlarına dikkat çekmiştim ki abartı da değil. Umarım yanılırım.

Enflasyon ile mücadelede yük Vatandaşa ve çalışan emekçiler üzerine binmiş durumda. Bir sanayicimiz, “binde bir Servet Vergisi alınsın 150 milyar USD birikir” dedi ama bu ekonomi kurmaylar ve diğer sanayiciler tarafından sahiplenilmedi. 1 milyon USD paranız olsa binde biri 10 bin USD yapar, çok değil aslında ama bunu bile beceremedik. 1940’ların krizini Varlık Vergisi ile aşmıştık. Şu andaki koşullar o kadar kötü değil ama bu yönde bir vergilendirme de kendini dayatıyor. Zira iki defa alınan MTV aslında Varlık Vergisiydi. Devamı gelmedi birden fazla konutu olandan ek vergi sözleri havada kaldı. Aslında gelinen noktada bıçak sırtındayız hatanın maliyeti de yüksek olacak, ek tedbir almamanın maliyeti de!

Erol TAŞDELEN-Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.