Connect with us

Erol Taşdelen

Bölge Müdürlüklerinin fişini kim çekecek?

Dijital dönüşüm Bölgeleri de vurdu. Bankacılık sektöründe Bölge Müdürlükleri fonksiyonlarını yitirdi, uzatmalar oynanıyor. Bankalar Bölge Müdürlüklerini nasıl tasfiye edeceklerinin planlarını yapmaya başladı bile.

Yayınlanma:

|

Dijital dönüşüm Bölgeleri de vurdu. Bankacılık sektöründe Bölge Müdürlükleri fonksiyonlarını yitirdi, uzatmalar oynanıyor. Bankalar Bölge Müdürlüklerini nasıl tasfiye edeceklerinin planlarını yapmaya başladı bile.

Yaklaşık iki yıldır Banka Bölge Müdürlüklerinin fonksiyonunu yitirdiğini, Bankalara yük ve maliyet unsuru olduğunu ısrarla yazıyorum.
Bu düşüncem yeni değil 2010’lardan sonra yaşadıklarım beni bu sonuca ulaştırdı, kafamda netleştir. Üç buçuk yıllık tüm bankalar ile aktif çalışma piyasa deneyimim de tespitlerimin ne kadar doğruluğunu gösterdi bana. Bankalar ısrarla “Bölge Müdürlüklerdeki çarpık yapılanmaya” devam ederler ise kendi bilecekleri şey, çok da umurumda değil. Tabi bu gereksizliği “laf olsun” diye yazmıyorum. Şimdi gerekçelerimden bazılarını sıralayayım :
Görev tanımı, Fonksiyonları net değil
1991 yılında YKB’de bankacılığa başladığımda da Bölge Müdürlükleri vardı. Daha sonraki çalıştığım bankalarda da ama o dönemler tek, net ve doğru bir fonksiyonları vardı : Şubelere destek olmak. Yani Bölgenin çalışmalarını kolaylaştırmak. Genel Müdürlük ile şubeler arasında koordinasyonunu sağlamak, tıkanan noktalarda şubeye yardım etme mantığı vardı. Özellikle 2008 krizinden sonra bu yapı tamamen çöktüğü gibi kendileri dahi görevlerini tarif edemez hale keldi. Her bölge ekibi Bölge Müdürünün kendi deneyimine göre çalışır hale geldi. Şubelerde hizmet standartını belirleyen ve  yakalayan bankalar bu standartı bölgelerde başaramadı.  Aynı bankanın bölgelerin arasında bile bir tutarlılık yok.
Boş boş oturuyorlar” demesinler diye “çalışıyorMUŞ” gibi görünmek
Bölge  Müdürlükleri kendine iş çıkarmakta çok marifetliler. Sistemden alabilecekleri raporları şubelerden istemek bunun başında. Şube fiyatlama mı yapacak; “bana mail at, ben Genel Müdürlük pazarlamaya atayım, gelen cevabı da sana gönderirim”. Tam bir bürokrasi kaosu. Bölge müdürlüğüne giden fiyatlama mailleri standart “şube olumlu görüşlerimizle uygunluğunu rica ederiz” şeklindedir. Genel Müdürlük soru sorsa “niçin bu fiyatı istediğini” açıklayamaz panikle çaktırmadan şubeyi arayıp bilgi ister. Bu Dijital çağda kulaktan kulağa oyunu yani. 15 dakikada bitecek iş 3-4 saatte biter. Sık sık bankalarda aynı pozisyonda kalıyorum inanın bazı bankalar 2-3 gün sonra dönebiliyor. Abi piyasa dinamik sizin hantal yapınızı mı bekleyecek. Sonra da şube fırça yer “niye iş kaçırdık” diye. Bu bürokraside hedef tutar mı. “Kaçan işler raporu” uzadıkça uzamış ama suçlu şube!
McDonald’s  Sisteminden McKinsey Sistemine geçiş
Genel Müdürlük birimlerinde daha önce McDonald’s  Sistemi vardı. Şubeden başlayıp, Şube Müdürlüğü, Bölge Müdürlüğü, Genel Müdürlük Birimlerine doğru kariyerde bir “yetkinlik tecrübe  süzgeci” vardı sistemde. Benim “McKinsey Prens ve Prensesleri” dediğim Grup bankalara sızana kadar bu böyle idi. Sektöre Yabancı ortaklı bankaların girişi ile aynı zamana denk gelir.  Ne zaman ki banka ile alakası olmayan, bankacılık deneyim ve eğitimi olmayan grup sisteme girdi sistem de darmadağın oldu, pusulası bozulup istenmeyen kayalıklara doğru yol aldı. Bu grup o kadar üçlü ve etkili oldu ki; uyarıları kimse dinlemedi Mitolojideki “Silenler” gibi söyledikleri ana hissedarların kulaklara hoş geliyordu. Sonuç mu; sektörü getirdikleri nokta ortada. Son 15 yıldır bu grubun borusu öttü resmen. “Müşteriye Hizmetten Ürün Satışına” dönüşen bankacılık da bu dönemde dönüştü. Devleti ve Devlet kurumlarını baskı altına alan “yabancı sermaye getiriyoruz, sesinizi çıkarman”  diyen grup da bunlar oldu.
Bölgeler Mobbingin merkezi oldular
Bankacılık “Ürün Satışına” dönüşünce personelin eski başarıları dikkate alınmadı; “her üç ayda bir kurum hafızasına format atılır” gibi çalışma dönemi başladı. “Ürün Satamayan ( onlara göre Performansı düşük ) sondan % 10’luk dilimi kapını önüne koy gitsin” oldu yeni sistem ki bu tanımlama son bankanın KOBİ’den sorumlu zamane Grup Müdürüne aittir ( hoş kendisi de bölge müdürlüğüne tenzil-i rütbe gönderildi başarılı olmadığı için ama olsun zamanında rolünü doğru oynamış ki kapı önüne konmadı;  “hani şu Cuma günü milyonlarca TL vadesizde bıraktım” diye oynayan kızımızın kendisine gönderdiği videoyu banka içine yayıp dışarı sızınca “bu tip mesajalrı ben istedim” diyemeyen ve  arkasında durmayıp kızımızı ekmeğinden eden bölge müdürü ablamız).  Bölgeler şu an Mobbingin Merkezleri olmuş durumda. Her sabah akşam telekonferanslar ( akşam konuşmuşsun iki saat gece aklına ne geldi de sabah tekrar konuşulur anlamamışımdır, tam plansızlık örneği ), gün içinde defalarca personele telefon açıp, WhatsApp’dan taciz edin; “bu maili açtığınıza göre hala yerinizdesiniz” üst mailleri atan grup bölgeler maalesef. BDDK Murakıplarının, Rekabet Kurumu Müfettişlerinin, Çalışma Bakanlığı denetçileri bir gün rastgele bölgeler seçip PC – İş Telefonu Backup kayıtlarını almaları, Mail örneklerini alması yeterli olacaktır. BDDK’nın kurum içi haberleşmenin kayıtlarını tutmasını zorunlu hale getirdiği gibi kayıp yapılamayan kurum içi haberleşmeyi de acil yasaklaması lazım. WhatsApp gibi mobbing unsurları yasaklanmalı. İşin içinde Banka Güvenlik sorunu da var bu tür programlarda yazılanlar silinse bile yabancı arşivlerde paşa paşa birilerinin eline geçmesini bekliyor. Nerede kaldı müşteri sırrı, bilgi güvenliği. “Hayırlı Cumalar” diyerek müşterilerin vadeli hesaplarından tırtıklama; yaşlı veya gurbetçi müşterilerin vadeli hesapalarının bozularak vadesizde bırakılması , müşterinin haberi olmadan yüksek montanlı  BES yapılması, kur karı yapmak için müşterileri “döviz alın” diye tavsiyelerde bulunması, sahte imzalar ile müşterilere DCD işlemleri yapılarak zarar ettirilmesi  gibi Etik Olmayan bankacılık işlemleri bölgelerin baskısı sonucu oluyor ama bölge haberi yokmuş gibi davranıyor. “Suça azmettiren” ortada yok yani. Bodrum, Uşak, Edirne, Moda gibi ortaya mı çıktı şubeden 1-2 personel çıkar yoluna devam et. Eskiden şubelerde usulsüzlük olunca Savcılığı suç duyurusu da yapılırdı, son yıllarda yapılmıyor BDDK’nın hiç dikkatini çekmiyor mu? Suç duyurusu niçin mi yapılmıyor?  Suç duyurusu olunca personel mahkemede konuşacak bölge müdürlüklerinin rezillikleri ortaya saçılacak hapis cezaları alacak da ondan. Tabi bu durumda niyeti bozan ve parayı para olarak gören yetersiz bankacılar yıllarca çalışsa alamayacağı parayı müşteri hesaplarından çalıyor ve sadece bankadan atılarak kurtuluyor. Ne güzel işbirliği değil mi? Adam ne kadar para tokatladı ise Gayrimenkule gömüyor kimse de bunu nasıl aldın demiyor. Hoş salak değil kendi adına almıyor tabi ama piyasa küçük hemen duyuluyor. Herkes biliyor ama susuyor neden acaba? Şaşırmıyorum, kendisi pisliğe boğulmuş kadrolar bu tip usulsüzlükleri ortaya çıkarıp üzerine gidemez.
Bölgeler, Rol çalmada başarılılar
Başarılı işleri sahiplenmede bölgelerin üzerine yoktur. Yeter ki Genel Müdürlük birimlerinin taktirini alacak bir kredi kullandırılsın, şubelere bir mevduat girsin. Aman aman utanmasalar “müşteriyi bulup kendileri şubeye yönlendirdik” diyecekler. Hoş bunu diyen yüzsüzler de var. Ama kredinin birinde sorun yaşansın kafalar kuma gömülür, kimseyi ortada bulamazsınız. Üçkağıtçı Seyyar Satıcılar gibi iyiler kendine kötüler hokkabazlıkla şubeye. 
Bölge Müdürlerinde güç zehirlenmesi oluştu
Şube yeri seçimi, personel alımı, eğitim planı, hedef dağıtımı, performans ölçümü, terfi, işten çıkarma yetkisi tek elde olunca güç zehirlenmesi kaçınılmaz oldu. Bu gücü eline alıp sapıtan bölgede taciz etmediği kalmayan sapık bölge müdürleri bu dönemde türedi. Terfi etmek için ahlaksızlıklar bu dönemde patladı. Utanmadan personeli otele, evine davet eden Bölge Müdürlük kadrolarındaki “cahil cesareti özgüven sapıklığı” her yerden taşar oldu. Düşünün bir kez sabahtan akşama şubelere hiçbir çalışma alanı bırakmayıp “şunu şunu yapın” diyen bölgeler ama başarısız hep şubeler. Ne kadar mantıklı değil mi? Şubelerin çalışabileceği ne hareket alanı bırakılmış, ne inisiyatif bırakılmış, ne öz güven bırakılmış, ne de söz sahipliği yapılmış. Bölgelerce, acımasız “Mankurt” işkence yöntemleri uygulanan  şubelerden başarı beklemeyin.
Ciddi maliyet unsurları
Şubelerin maliyet ve karlılığını ölçen bankaların bölgelerde bu tür yöntem izlememesi beni hep şaşırtmıştır. Bölge müdürlükleri harcamaları, yüksek maaşları, gereksiz ne yaptığı belli olmayan personel yığılması ile bankalara ciddi maliyet oluşturmakta. Bölgelerin bankalara maliyetleri belli ama hiçbir bankada bölgenin bankaya katkılarını, karlılıklarını ölçen bir sistem henüz yok. Ne güzel değil mi bankaya ciddi zarar veriyorsunuz ama banka ayakta uyuyor sizin kar bastığınızı sanıyor.  Bazı bölgelerde KGF Kredileri başta olmak üzer ciddi batıklar oluştu neden acaba? %5-10’cu Bölge Müdürlerini ben UŞAK’ta duyuyorum sizler İstanbul’da uyumaya devam edin. O nedenle KGK’ye diyorum ki; “bazı bölge ve şubelere dikkat edin suistimaller var batıklar yoğunlaşan şube ve bölgelerde kefalet kısmını ödemeyin zira protokole uygun dağıtılması buralarda kefil olduğunuz krediler”. KGF kredisi verilmiş firma bir ay sonra diğer kredilerinde takipler başlamış batık kredileri KGF’ye çakmışlar resmen KGF  kredisi hiçbir taksit ödenmeden takibe giden krediler var dikkatinizi çekmiyor mu?
Bölge kaynaklı usulsüz ve yolsuzluklar arttı
“Bölgelerde yetki var sorumluluk yok” bu sistemde. Kredi verilirken ortada olan bölgeler batınca ortada yoklar. Bölge yetkisinde verilen krediler patır patır döküldü bazı bölgelerde neden acaba? Bankaların Etik Hattı var ama sıkı ise ara suçlu sen olursun! Banka içi tacizleri İK’ya, Teftişe bildirdiler de ne oldu şikayet eden personel cezalandırıldı.  Çalışma Bakanlığı, BDDK yeni kurulan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SDDK) bankalarda daha aktif olmalı. Müşteri şikayetlerini “tek şikayet” diye geçirmeyelim, şikayetlere yansımamış yüzlerce benzer işlem olarak düşünün lütfen.
Listeyi uzatmak mümkün, başka yazılara bırakalım. Kısaca, Banka Bölge Müdürlükleri komada. Bazı bankalarda “bitkisel hayata” girmiş fişi çekilmez ise bölgeye de bölge şubelerine de bankaya da ciddi üzüntü/maliyet kaynağı olacak gibi. “Ben bu maliyete katlanırım, Etik olmayan çalışma alışkanlıklarından haberim var, tacizlerine göz yumarız sahanın / şubelerin canı cehenneme” diyen CEO, GMY ve Yönetim Kurulu üyeleri var ise -ki müdahale etmediklerine göre vardır da- kendileri bilir biz yazmaya devam ederiz. Dost acı söyler: “Bölgelerin siz geri bildirim yapmadığı  sahada durum hoş değil”,  gaz biriktiren çöplük gibi patladı patlayacak bir durum var sahada biline.
Erol TAŞDELEN

[email protected]
Ekonomist, Siyaset Bilimci
( 25 yıllık banka emekçisi )

Erol Taşdelen

SOSYAL İLLET: YALNIZLIK SALGINI!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yalnızlık Salgını, modern toplumlarda bireylerin giderek artan şekilde yalnızlık hissetmesini tanımlayan bir kavramdır. Bu durum, özellikle sosyal ilişkilerde azalma, bireyselleşmenin artışı ve teknolojinin insanları birbirinden uzaklaştırmasıyla ilişkilendirilir. Yalnızlık salgını, hem bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkiler hem de toplumsal yapıda çözülmelere yol açar.

Nedenleri

  1. Teknolojinin Yaygınlaşması: Sosyal medya ve dijital platformlar, yüz yüze iletişim yerine daha yüzeysel bağların kurulmasına yol açabilir.
  2. Şehirleşme ve Hızlı Yaşam Tarzı: Büyük şehirlerde bireyler kalabalık içinde bile izole hissedebilir.
  3. Aile ve Toplum Yapısındaki Değişim: Geleneksel aile yapılarının zayıflaması ve bireylerin yalnız yaşamayı tercih etmesi.
  4. Pandemiler ve Sosyal İzolasyon: COVID-19 gibi küresel olaylar, yalnızlık hissini artırmıştır.

Sonuçları

  • Ruhsal Sağlık Sorunları: Depresyon, anksiyete ve stres artışı.
  • Fiziksel Sağlık Etkileri: Yalnızlık, kalp hastalıkları ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi fiziksel sorunlarla ilişkilendirilir.
  • Toplumsal Bağların Kopması: İnsanlar arasındaki empati ve dayanışma duygusunun zayıflaması.

Nasıl Önlenir?

  • Sosyal bağları güçlendirmek için yüz yüze iletişim teşvik edilmelidir.
  • Toplumlar, yalnızlık yaşayan bireyler için destek grupları ve sosyal etkinlikler düzenlemelidir.
  • Teknolojinin sağlıklı kullanımını destekleyen farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.

Yalnızlık salgını, bireysel bir sorun gibi görünse de, toplumsal etkileri nedeniyle küresel ölçekte ele alınması gereken bir durumdur.

TOLUMSAL SONUÇLARI NE OLUR?
Yalnızlık salgınının toplumsal sonuçları oldukça geniş kapsamlıdır ve bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlıklarını etkilerken, toplumun genel yapısını da derinden etkiler. İşte yalnızlık salgınının olası toplumsal sonuçları:

1. Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkiler

  • Depresyon ve Anksiyete: Yalnızlık, bireylerin depresyona girme ve kaygı bozuklukları geliştirme riskini artırır.
  • Stres ve Düşük Özgüven: Sosyal destek eksikliği, bireylerin stresle başa çıkma kapasitelerini düşürür ve özgüvenlerini zedeler.

2. Fiziksel Sağlık Sorunları

  • Hastalık Riskinde Artış: Araştırmalar, yalnızlık çeken bireylerin kalp hastalıkları, bağışıklık sistemi zayıflığı ve uyku bozuklukları gibi sağlık sorunlarına daha yatkın olduğunu göstermektedir.
  • Ömür Süresinin Kısalması: Kronik yalnızlık, erken ölüm riskini artıran önemli bir faktör olabilir.

3. Toplumsal Bağların Zayıflaması

  • Komşuluk ve Aile İlişkilerinde Çözülme: Yalnızlık salgını, bireylerin komşuluk ve aile bağlarından uzaklaşmasına yol açabilir.
  • Toplumsal Dayanışmanın Azalması: Yalnızlık, bireylerin topluma katılımını ve dayanışma ruhunu zayıflatabilir.

4. Ekonomik Etkiler

  • Verimlilik Kaybı: Yalnızlık, çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini olumsuz etkileyebilir.
  • Sağlık Harcamalarında Artış: Yalnızlık kaynaklı fiziksel ve ruhsal sorunlar, sağlık sistemine ek maliyetler yükleyebilir.

5. Toplumsal Güven ve Empati Kaybı

  • Kutuplaşma: İnsanlar arasında güven eksikliği, toplumsal ayrışmayı ve kutuplaşmayı artırabilir.
  • Empati Eksikliği: Yalnızlık, bireylerin başkalarının duygularını anlamasını zorlaştırabilir, bu da toplumsal ilişkileri olumsuz etkiler.

6. Genç Nesiller Üzerindeki Etkiler

  • Sosyal Beceri Eksikliği: Gençler arasında yalnızlık, iletişim becerilerinin zayıflamasına ve sosyal ortamlara adapte olma konusunda zorluklara yol açabilir.
  • Eğitim Performansı: Yalnızlık hissi, öğrencilerin akademik başarılarını da olumsuz etkileyebilir.

7. Kültürel Değişimler

  • Bireyselleşmenin Artması: Yalnızlık, bireysel yaşam tarzlarının yaygınlaşmasına neden olabilir ve geleneksel topluluk yapıları zayıflayabilir.
  • Sanat ve Medyada Yalnızlık Teması: Yalnızlık, kültürel üretimlerde daha sık işlenerek toplumun ruh halini yansıtabilir.

Bu toplumsal sonuçlar, yalnızlık salgınının ciddiyetini ortaya koyar ve yalnızlıkla mücadele için bireysel ve toplumsal düzeyde çözümler geliştirilmesinin önemini vurgular.

YALNIZLIK SALGINI NASIL ENGELLENİR?
Yalnızlık salgınıyla mücadele, bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeyde çeşitli adımlar gerektirir. Bu sorun, yalnızca bireyin çabasıyla çözülemez; aynı zamanda toplumun genel yapısında ve değerlerinde değişiklikler yapılmasını da gerektirir. İşte yalnızlık salgınını engellemek için öneriler:

1. Bireysel Çözümler

  • Sosyal İlişkileri Güçlendirme: Aile üyeleri, arkadaşlar ve komşularla düzenli iletişim kurmak yalnızlık duygusunu azaltabilir.
  • Hobiler ve Topluluklara Katılma: İlgi alanlarına uygun etkinliklere katılmak, yeni insanlarla tanışmayı kolaylaştırır.
  • Dijital Detoks: Teknoloji kullanımını sınırlayarak yüz yüze etkileşimlere daha fazla zaman ayırmak önemlidir.
  • Gönüllülük: Toplum hizmetlerinde gönüllü olarak çalışmak, anlamlı ilişkiler kurmaya yardımcı olabilir.

2. Aile ve Toplum Düzeyinde Çözümler

  • Aile Bağlarını Güçlendirme: Aile içi iletişimi artırmak, yalnızlık hissinin önüne geçebilir.
  • Komşuluk İlişkilerini Destekleme: Mahalle bazlı sosyal etkinlikler, bireylerin birbirleriyle bağ kurmasını teşvik eder.
  • Yaşlılar ve Hassas Gruplar İçin Destek: Özellikle yaşlı bireylerin sosyal hayata katılımını sağlamak için özel programlar düzenlenebilir.

3. Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları

  • Sosyal Becerilerin Geliştirilmesi: Okullarda iletişim ve empati gibi sosyal becerileri geliştiren programlar düzenlenmelidir.
  • Yalnızlık Konusunda Farkındalık: Yalnızlık duygusunun normalleşmesi için açık bir şekilde konuşulması teşvik edilmelidir.

4. Kurumsal Çözümler

  • Çalışma Ortamlarının İyileştirilmesi: İş yerlerinde ekip çalışmasını destekleyen ve sosyal etkileşimi teşvik eden politikalar uygulanmalıdır.
  • Sosyal Platformların Rolü: Sosyal medya platformları, bireylerin yüz yüze iletişimi destekleyen içerikler üretmesini teşvik edebilir.

5. Toplumsal Politikalar

  • Sosyal İnovasyon Programları: Hükümetler ve sivil toplum kuruluşları, yalnızlıkla mücadele eden projeler geliştirebilir.
  • Ulaşılabilir Sosyal Alanlar: Parklar, kültür merkezleri ve topluluk alanları gibi sosyal etkileşim mekanlarının artırılması önemlidir.

6. Teknolojinin Doğru Kullanımı

  • Sanal Topluluklar: Ortak ilgi alanlarına sahip bireylerin buluşmasını sağlayan çevrim içi platformlar faydalı olabilir.
  • Erişilebilirlik Araçları: Özellikle engelli bireylerin topluma katılımını artıracak teknolojiler geliştirilebilir.

7. Ruh Sağlığı Destek Hizmetleri

  • Terapi ve Danışmanlık Hizmetleri: Yalnızlık hissiyle başa çıkmak için profesyonel destek alınması teşvik edilmelidir.
  • Destek Grupları: Benzer durumları yaşayan bireyleri bir araya getiren grup terapileri etkili bir çözüm olabilir.

Yalnızlık salgınıyla mücadele, bireylerin sosyal bağlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmayı, toplumun değerlerini güçlendirmeyi ve sosyal kapsayıcılığı artırmayı hedefleyen bütüncül bir yaklaşımı gerektirir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Göz Ardı Edemeyeceğiniz 12 Acımasız Kariyer Gerçeği

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kariyerler zor, dağınık ve öngörülemezdir. Ama gerçek şu: Düşündüğünüzden daha fazla kontrol sizde.

TARTIŞILAMAZ ACI GERÇEKLER: 

1️⃣ Sıkı çalışma yeterli değil
Sessiz çabalar göz ardı edilir. Sonuçların görülmesi gerekir – kendiniz için savunun.

2️⃣ Sadakat faturaları ödemeyecek
Şirketler insanlara değil, kâra öncelik verir. Her zaman önce kendinize bakın.

3️⃣ İş unvanınız geçicidir
Unvanlar sizi tanımlamaz, beceriler tanımlar. Etiketlere değil, büyümeye odaklanın.

4️⃣ Patronunuz Her Zaman Haklı Değildir
Önemli olduğunda saygılı bir şekilde meydan okuyun. Liderler de hata yapar.

5️⃣ Ağ Oluşturma Pazarlık Edilemez
Becerileriniz sizi oyuna sokar, ancak bağlantılar kapıları açar.

6️⃣ Tükenmişlik bir onur rozeti değildir
Enerjinizi koruyun. Daha çok değil, daha akıllıca çalışın.

7️⃣ Konfor Bölgeleri Büyümeyi Öldürür
Rahatsız değilseniz, büyümüyorsunuz demektir. Dönem.

8️⃣ Geri bildirim bir hediyedir
Sert geri bildirimler bile potansiyelinizi ortaya çıkarabilir. Araştırın ve öğrenin.

9️⃣ Her Zaman Değiştirilebilirsiniz
Bu, yarattığınız etkiyle ilgilidir – yeri doldurulamaz olmakla değil. Bir miras bırakın.

🔟 Mükemmellik Sizi Yavaşlatır
Bitti mükemmelden daha iyidir. Mükemmelliğe değil, ilerlemeye odaklanın.

1️⃣1️⃣Kariyer ilerlemesi doğrusal değildir
Yan adımlar ve başarısızlıklar genellikle en büyük kazançlara yol açar.

1️⃣2️⃣ Kimse Size Başarı Vermeyecek
Sahiplenmek. Fırsatlar için zorlayın. Kimse senden daha fazla umursamayacak.

Gerçeklik Kontrolü: Kariyeriniz size aittir. Beklemeyi bırakın, inşa etmeye başlayın.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TurkishBank Moda Şube personeli Av. Saltoğlu’nun hesaplarını boşaltıp kaçtı

TurkishBank Moda Şubesi’nin müşterisi olan Aynur Saltoğlu’nun bankadaki 104 milyon lirasının kaybolduğu iddia edildi. Skandal, yaşlı kadının ölümüyle ortaya çıktı. Benzer durumda çok sayıda mağdur olduğu öne sürüldü. Soruşturma başlatılırken banka görevlileri kayıplara karıştı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İstanbul’da yaşayan ve TurkishBank Moda Şubesi müşterisi olan avukat Aynur Saltoğlu, 2022 yılında banka hesaplarında anlam veremediği bazı işlemler gerçekleştiğinden şüphelenerek durumu, bir dönem Dünya Bankası’nda çalışan oğlu Kerem Saltoğlu ile paylaştı. Bunun üzerine Kerem Saltoğlu, bankadan her ay düzenli hesap ekstresi talebinde bulundu. Banka da, her ay ekstreleri e-posta yoluyla Saltoğlu’na iletti.

SAHTE EKSTRE GÖNDERİLMİŞ 

Aynur Saltoğlu, geçen yıl haziran ayında hayatını kaybedince bankadaki birikimi yasal mirasçısı olan oğluna kaldı. Ancak Kerem Saltoğlu, annesinin hesabındaki paranın yalnızca 55 milyon TL olduğunu öğrenince büyük bir şok yaşadı. Çünkü kendisine iletilen hesap ekstrelerine göre bu miktar 159 milyon TL olmalıydı. Saltoğlu’nun avukatı Fatih Mehmet Tercan, kayıp 104 milyonun akıbetinin sormak için bankayla iletişime geçti. İddiaya göre, şube müdürü Şule Ç. yapılan görüşmede, hesap ekstrelerinin “sahte” olarak düzenlendiğini itiraf etti.

3 BANKACI KAYIP 

Bunun üzerine avukat Fatih Mehmet Tercan, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na banka ve ilgili kişiler hakkında dolandırıcılık suçundan şikayette bulundu. Şikayetinin ardından banka yönetimi de, şube müdürü Şule Ç., yardımcısı Dilek M. ve banka çalışanı Volkan Z. hakkında başta, ‘belgede sahtecilik’ suçundan suç duyurusunda bulundu. 3 banka çalışanı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bankaya benzer dolandırıcılık şikayetleri de olunca bu kez banka yönetimi 3 çalışan hakkında, ‘Nitelikli zimmet, resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçlamalarıyla suç duyurunda bulundu. Haklarında yakalama kararı çıkartılan çalışanların ise kayıplara karıştığı iddia edildi.

‘YAŞLILAR HEDEF ALINIYOR’ 

Avukat Tercan, dosyayla ilgili şu bilgileri verdi: “Banka, Aynur hanımın oğluna gönderilen ekstrelerin resmi kayıtlarla uyumlu olmadığını ve sahte olarak düzenlendiğini açıkça ifade etti. Bankanın bu tür bir usulsüzlüğü yalnızca şube müdürü seviyesinde gerçekleştirmesi mümkün değil. Bu, sistematik bir dolandırıcılık planına işaret ediyor. Biz de bu nedenle bankanın tüm sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduk. Benzer durumda olan 15 mağdur var. Hepsi ya çok yaşlı ya da hayatını kaybetmiş kişiler. Bu şekilde milyonlarca liralık dolandırıcılık yapılmış. Bu şahıslar, Muris Hanıma, temizlikçi, gönderiyorlarmış ve doğum günlerinde partisi yapıyorlarmış bunu da, bankanın özel müşterine hizmeti diye anlatıyormuş. Oysa ki, bankanın böyle bir hizmeti yok.”

TurkishBank ise dosya hakkında gizlilik kararı olduğu için detaylı açıklama yapmayarak, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve görevlerine son verildiğini belirtti.

Kaynak: Milliyet-Çiğdem YILMAZ haberi

****************

Av. Aynur SARTOĞLU başka bankalarda da benzer sorunlar yaşayıp konuyu yargıya ve SKP’ya yansıtmış. BankaVitrini olarak o dönem bize ulaşarak konuyu anlatmış, haberleştirmiştik. Haberimizden sonra söz konusu bankanın Şube Müdürü ve MİY görevlerinden çıkarılmıştı. Bildiğimiz kadar diğer davaları da devam ediyor!

Körfez sermayeli bankanın Moda Şubesi’nde neler oluyor

MİY’den sonra Moda Şube Müdüresi de kovuldu

 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.