Connect with us

BANKA HABERLERİ

Borçlu yerine kız kardeşine SMS gönderen avukata 175.000 TL ceza

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), bankanın sözleşmeli avukatı tarafından borçlu yerine borçlunun kız kardeşine borç bilgisinin iletilmesi ile ilgili olarak; bankaya 175.000 TL idari para cezası uygulanmasına, avukat hakkında ise durumu bilemediğinden yapılacak bir işlem olmadığına karar verdi.

Yayınlanma:

|

“Bankaya olan borcundan dolayı ilgili kişinin yakınına Bankanın sözleşmeli avukatı tarafından ilgili kişinin borç bilgisinin iletilmesi” hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 09/02/2021 tarihli ve 2021/115 sayılı Karar Özeti

Karar Tarihi    :    09/02/2021
Karar No    :    2021/115
Konu Özeti    :    Bankaya olan borcundan dolayı ilgili kişinin yakınına, Bankanın sözleşmeli avukatı tarafından ilgili kişinin borç bilgisinin iletilmesi

Kuruma intikal eden şikâyette ilgili kişi tarafından, Bankaya olan borcu sebebiyle kız kardeşinin cep telefonu numarasının Bankanın sözleşmeli avukatı tarafından aranması ve cep telefonu numarasına SMS gönderilmesi suretiyle kişisel verisinin avukat tarafından hukuka aykırı olarak paylaşıldığı belirtilerek, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında veri sorumlusu hakkında gereğinin yapılması talep edilmiştir.

Konuya ilişkin olarak başlatılan inceleme çerçevesinde Bankanın sözleşmeli Avukatından savunması istenilmiş olup, alınan cevabi yazıda özetle;

– Bankanın gecikmiş alacaklarının gerek yasal gerek idari takibini gerçekleştirdiği, vekâlet ilişkisi çerçevesinde tarafınca ulaşılması beklenen müşterilere ait tüm iletişim numaralarının müvekkili Banka tarafından “irtibat bilgisi” olarak iletildiği, söz konusu iletişim bilgilerinin müvekkili Banka tarafından borçlu adına olan numaraların sorgulanması neticesinde referans bilgileri olarak gönderilmesi sebebiyle iletişim numarasını kullanmakta olan kişilerin dosyayla olan ilgisinin bilinmesinin ilk aşamada mümkün olmadığı, başka bir deyişle tarafınca sadece tevdi alınan dosyalar ile birlikte iletilen iletişim numaraları üzerinden borçlulara ulaşıldığı, ne var ki ilk aşamada tespit edilebilmesi mümkün olmamasına karşın mevcut bir numaranın borçlu ile ilgisi olmadığının anlaşılması halinde ivedilikle durumun Bankaya bildirildiği ve borçluya ait olmayan numaranın sistemden çıkartıldığı,

– Banka ile arasında bir “vekâlet ilişkisi” nin söz konusu olduğu, Bankanın bankacılık faaliyetleri kapsamında müşterilerine ait birçok kişisel veriyi işlediği, Bankadan kredi kullanmış fakat ödemesinde gecikmiş müşterilerin öncelikle uhdesinde bulunan bir ekip tarafından arandığı ve ödemeye davet edildiği, kendilerine tanınan süre içerisinde ödeme gerçekleştirmeyen müşterilere ait dosyaların Bankanın kendisi gibi dışarıdan hizmet aldığı hukuk bürolarına yönlendirildiği ve Bankanın talimatlarıyla idari ve yasal takip sürecinin yürütüldüğü, Bankanın müşterilerine ait tüm kişisel verilerini yine Bankanın kendisi tarafından “Veri Sorumlusu” sıfatı ile işlediği, “Vekil” sıfatı ile takibini gerçekleştirdiği dosyalarda yer alan müşterilere ait tüm kişisel verilerin hukuk bürosuna yine Banka tarafından iletildiği, 

– Vekilliği yürütülen Banka tarafından dosyaları hukuk bürosuna tevdi edilen müşterilere gerçekleştirilen ilk otomatik aramalarda hiçbir şekilde borçlu adı, borç miktarı yahut banka bilgisine yer verilmediği, otomatik aramalarda dinletilen metinlerin somut şikâyette olduğu gibi dosya ile ilgili olmayan bir kişiye ulaşılması ihtimalinde Kanunu ihlal edici bir fiilin meydana gelmemesi amacıyla tasarlandığı,

– Şikâyete konu iletişim numarasının Banka tarafından ilgili kişinin iletişim bilgisi olarak sisteme kaydedildiği, ilgili kişinin dosyasının hukuk bürosuna tevdi edilmesi ile birlikte tarafınca dosya içerisinde yer alan tüm iletişim numaralarından borçluya ulaşılmaya çalışıldığı, gerçekleştirilen ilk otomatik arama akabinde numaranın ilgili kişiye ait olmadığının anlaşıldığı ve Bankaya konu hakkında bilgi verilerek numaranın kayıtlardan çıkarıldığı, şahsı ve hukuk bürosunun mevcut olayda kişisel verilerin korunması hukuku çerçevesinde yasal mevzuatı ihlal edici nitelikte hiçbir icrai yahut ihmali fiilinin bulunmadığı, vekil sıfatı ile yürüttüğü işler kapsamında ilgili kişinin kız kardeşine ait olduğunu iddia ettiği numaranın sisteme kaydedilmiş olmasında hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı, hukuk bürosunda Bankanın borçluları ile gerçekleştirilen ilk temasta hiçbir isim, borç yahut banka bilgisine yer verilmemesi ve tarafınca takibi gerçekleştirilen dosyalar açısından herhangi bir ihlale mahal vermemesi adına azami gayretin sarf edilmekte olduğu ifade edilmiştir.

Avukatın savunma, bilgi ve belge talebine vermiş olduğu cevabi yazısının Kuruma iletilmesini müteakip bahse konu başvuru hakkında Bankadan savunması talep edilmiş olup, Banka savunmasında özetle;  

– Bankanın müşterisi olan ilgili kişinin ödenmemiş borçları sebebiyle 30.12.2016 ve 30.01.2017 tarihlerinde tasfiyeye alındığı, Bankanın alacaklarının tahsilatı için gerekli bilgilerin Banka alacaklarının tahsilatına ilişkin avukatlık hizmetlerinin gerçekleştirilmesine ilişkin olarak İcra Takibi Öncesi Tahsilat Hizmeti Sözleşmesi kapsamında Bankanın sözleşmeli hukuk bürosuna aktarıldığı,

– Yasal Takip Sisteminin Bankanın yasal takip sürecinde olan müşterilerinin bilgilerine sözleşmeli avukatların erişebildiği ve numara ekleme çıkarma yapabildikleri bir sistem olduğu, ilgili kişiye ait telefon numarasının bu sisteme ‘Diğer Telefonu’ olarak kaydedildiği, sözleşmeli avukatlar tarafından verilen hizmetlerde müşteri teyidinin yapılmadan müşteriye ait hiçbir bilginin verilmemesinin ana kuralları olduğu, Avukatın da beyan ettiği gibi teyit edilmeyen numaralar ile yapılan tüm iletişimlerde kişisel veriler ile ilgili her türlü tedbir alınarak hareket edilmesi gerektiği, 

– Bu kapsamda Banka tarafından tasfiye dosyası aktarılan tüm hukuk bürolarına 02.09.2019 ve 21.11.2019 tarihlerinde borçluya, kefiller ve diğer tüm taraflara (rehin maliki, çeki senet cirantaları, keşidecileri, aval verenleri vb., ayni ve/veya şahsi olarak takip ve/veya davalara muhatap olan tüm ilgililer) ait kişisel verilerin 3. şahıslar ile paylaşılmaması, borçlu ve kefiller başta olmak üzere yukarıda yer verilen tüm taraflar ile iletişim kurulan tüm kanallarda kişisel verilerin gizliliğinin korunması yönünde gerekli tedbirlerin alınması hususlarında hassasiyet gösterilmesi konularında gerekli bilgilendirmelerin yapıldığı,

– İlgili kişinin Bankaya yapmış olduğu başvuru kapsamında Avukata ait hukuk bürosu ile irtibata geçilerek, ilgili kişinin hangi numaralardan arandığı, hangi telefonlara SMS gönderildiği hususlarında detaylı bilgi talep edilmesi sonrası, hukuk bürosundan ilgili kişinin daha önceden kendilerini arayarak kız kardeşinin cep telefonuna SMS ve arama gitmesinden dolayı şikayetini ilettiği, telefonu kardeşinin kullandığı ve kardeşi ile bilgilerinin paylaşıldığını iddia ettiği, söz konusu numaranın iletişim bilgilerinde yer aldığı ancak bu numara ile görüşme yapılmadığı, 3. şahsın sadece gönderilen SMS’lerden bilgi sahibi olmuş olabileceği iletilse de ilgili kişinin şikayetinin devam ettiği, numaranın Yasal Takip Sisteminden silindiği bilgisinin alındığı, söz konusu numaranın avukatlık bürosu tarafından Yasal Takip Sisteminden 22.11.2019 tarihinde kaldırıldığı ifade edilmiştir. 

Konuya ilişkin yapılan incelemede, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 09/02/2021 tarihli ve 2021/115 sayılı Kararı ile,

– Somut olayda, Avukatın Banka ile arasındaki vekâlet ilişkisine istinaden tarafınca Bankanın gecikmiş alacaklarının gerek yasal gerekse de idari takibini gerçekleştirdiği, vekalet ilişkisi çerçevesinde tarafınca ulaşılması beklenen müşterilere ait tüm iletişim numaralarının müvekkili Banka tarafından “irtibat bilgisi” olarak iletildiği, dilekçesi ekinde yer alan belgelerden de incelemeye konu iletişim numarasının bizzat Banka tarafından işlerin takibinde kullanılan Yasal Takip Sistemine kaydedilmiş olduğunun anlaşıldığı, müşterilerin Bankayı sistemlerinde kayıtlı olan iletişim numarasından farklı bir numara ile aramaları durumunda, ilgili numaranın sistemlerine alternatif numara olarak kaydedildiği, müşterilerin ödemelerinin gecikmesi durumunda, müşterilerine sistemde kayıtlı numaralarından ulaşılamadığında alternatif numaraların arandığının anlaşıldığı; bu çerçevede, Bankanın kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olduğu ve veri sorumlusu sıfatını haiz olduğu;  

– İlgili kişinin kız kardeşine ait olan numarayı asla iletişim numarası olarak kullanmadığı şeklindeki iddiasına ilişkin olarak Bankanın müşterilerinin sistemlerinde kayıtlı olan iletişim numarasından farklı bir numara ile aramaları durumunda ilgili numaranın sistemlerine alternatif numara olarak kaydedildiği, müşterilerin ödemelerinin gecikmesi durumunda, müşterilerine sistemde kayıtlı numaralarından ulaşılamadığında, alternatif numaralar aranarak, hiçbir kişisel bilgi paylaşılmaksızın müşterilerinin Bankayı araması hususunda not bırakıldığı savunması ve Kanunun 3 üncü maddesinde unsurları belirtilen açık rızanın kişinin sahip olduğu verinin işlenmesine, kendi isteği ile hukuka uygun şekilde onay vermesi anlamını taşıdığı dikkate alındığında ilgili kişinin kız kardeşine ait olan telefon numarasının Bankanın sistemlerine kayıt edilmesi işleminin ilgili kişinin açık rızasına dayanılarak yapıldığı sonucuna varılamayacağı, diğer taraftan Kanunun 5 inci maddesinde yer alan diğer işleme şartlarından birine dayanılarak da yapılmadığı, bu kapsamda, ilgili kişinin kız kardeşine ait telefon numarasının Banka tarafından hukuka aykırı olarak işlendiğinin değerlendirildiği,

– Bankanın alacaklarının borçlu müşteriler aleyhinde icra takibine geçilmeden müşterilerle uzlaşarak tahsil edilebilmesi amacıyla icra takibi öncesinde tahsilat hizmeti aldığı ve kişisel verileri aralarında sözleşme imzaladıkları hukuk bürolarına aktardığını ifade ettiği; bu çerçevede, Bankanın müşterilerine ilişkin kişisel verileri hukuk bürolarına aktarmasının Kanunun 5 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan “Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması” veya (e) bendinde yer alan “Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması” çerçevesinde olduğu; dolayısıyla Bankanın alacaklarının borçlu müşterilerden tahsilini sağlamak üzere Avukata hukuka uygun şekilde erişim yetkisi verildiğinin değerlendirildiği; ancak Kanun hükümleri gereğince açık rıza aranmaksızın işlenecek kişisel verilerin borçluya ait olması gerektiği, bu kapsamda somut olayda Banka ile bağı olmayan ve bahse konu icra işlemine konu kişisel verisi bulunmayan ilgili kişinin kız kardeşinin cep telefonu numarasına erişim yetkisi verildiğinin anlaşıldığı, ancak Bankanın kendi bünyesinde oluşturduğu Yasal Takip Sisteminde yer alan ilgili kişinin kişisel verileri haricinde kız kardeşinin telefon numarasını Avukat ile paylaşmasının Kanun kapsamında gerçekleştirilebilecek bir kişisel veri işleme faaliyeti olmadığı ve hukuka aykırı olduğunun değerlendirildiği, bu durumun Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendine aykırılık teşkil ettiği kanaatine varıldığı,

– Avukatın ise Avukatlık Kanunundan kaynaklanan yükümlülükleri ve yürütmekte olduğu icra işlemleri bakımından İcra İflas Kanunu ve ikincil mevzuat düzenlemelerinden kaynaklanan hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla Bankanın verdiği talimatlar çerçevesinde onun adına kişisel verileri işlediği ve somut olayda veri işleyen sıfatını haiz olduğu,

– Avukatın söz konusu Yasal Takip Sisteminde “diğer telefonu” olarak kayıtlı olan telefon numarasının ilgili kişinin kız kardeşinin telefon numarası olup olmadığını ilk anda bilecek durumda olmadığı, zira sistemde bu telefon numarasının ilgili kişi haricinde kime ait olduğunun belirtilmediği, ilgili kişinin kız kardeşine sırasıyla 01.07.2019, 18.09.2019, 19.09.2020 ve 13.11.2019 tarihinde SMS’ler gönderildiği, 21.11.2019 tarihinde otomatik aramanın gittiği ve ilk otomatik arama sonrasında numaranın ilgili kişiye ait olmadığının anlaşıldığı ve veri sorumlusuna konu hakkında bilgi verilerek numaranın kayıtlardan çıkarıldığı değerlendirmelerinden hareketle;

– Banka tarafından ilgili kişinin kız kardeşinin cep telefonu numarasının Yasal Takip Sistemine kaydedilmesi işleminin ilgili kişinin açık rızasının alınması şartına dayanılarak yapılmadığı anlaşıldığından söz konusu kişisel verinin elde edilmesinin Kanunun 5 inci maddesine aykırı olduğu; diğer taraftan Bankanın söz konusu kişisel veriyi elde etmesinin akabinde kendi bünyesinde oluşturduğu Yasal Takip Sisteminde yer alan ilgili kişinin kişisel verileri haricinde kız kardeşinin telefon numarasını Avukat ile paylaşmasının hukuka aykırı olduğu değerlendirilmekte olup, bu durumun Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendine aykırılık teşkil ettiği kanaatine varıldığından Banka hakkında Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca 175.000 TL idari para cezası uygulanmasına,

– Avukatın söz konusu Yasal Takip Sisteminde “diğer telefonu” olarak kayıtlı olan telefon numarasının ilgili kişinin kız kardeşinin telefon numarası olup olmadığını ilk anda bilecek durumda olmadığı, zira sistemde bu telefon numarasının ilgili kişi haricinde kime ait olduğunun belirtilmediği, ilgili kişinin kız kardeşine sırasıyla 01.07.2019, 18.09.2019, 19.09.2020 ve 13.11.2019 tarihinde SMS’ler gönderildiği, 21.11.2019 tarihinde otomatik aramanın gittiği ve ilk otomatik arama sonrasında numaranın ilgili kişiye ait olmadığının anlaşıldığı ve veri sorumlusuna konu hakkında bilgi verilerek numaranın kayıtlardan çıkarıldığı dikkate alındığında avukat hakkında yapılacak bir işlem olmadığına karar verilmiştir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

PROGRAMLAR İŞE YARAMADI, YENİ REÇETE ŞART!

Yayınlanma:

|

Enflasyonla mücadele adı altında iç piyasa katliamına dönen uygulamalar, sahadan gelen sesi duymaksızın devam ederken, elinde rakamla bomboş bir ülkede yaşamaya niyetli gibi ortaya çıkan ekonomi yönetimi tarzı, uyarıları da duymazlıktan geliyor.

Halen 2025 yılında dünyada ihracat pazarlarının açılmasından medet umarak, umut dağıtma kampanyası devam ediyor. Oysa hatırlayacaksınız, 2024’te de strateji bunun üzerine kurgulanmıştı ve geldiğimiz nokta ortada.

Ayrıca dünya piyasası açılsa bile, ki beklendiği gibi coşmayacak, bu TL maliyetlerle ve kur dezavantajıyla hiçbir ihracatçının netice alabilmesi, alsa da sürdürebilmesi mümkün değil. Fakat bu mesele de görmezlikten geliniyor.

İç piyasa ise gerek kalmayan ve eksiye geçen satın alma gücü, gerekse firmaların maliyetlerini burada da yansıtabilmesine olanak tanımayan fotoğraf, üzerine kredi mekanizmasının da kesilmesiyle birlikte tam bir açmaz noktaya geldi.

Bazen öyle bir gelişme ortaya çıkar ki, sayfalarca anlattığınızı, tek bir tanımlamaya sığdırarak daha çok anlam taşır. İşte şimdi bunun için bir unsur var elimizde. Pandemi dönemini hatırlayın.

Mart ayında ilk vakanın görülmesinin ardından tüm ekonomi kapatılmış, perakende noktaları ve bağlantılı olarak ticaret tamamen durma noktasına gelmiş, sadece e-ticaretle iş yapmaya çalışanların, yetersiz cirolarla ‘hiç olmazsa’ diyerek günü kurtarmaya çalıştığı o sıfır noktasını anımsayın.

O dönemde bilhassa ticaretle uğraşanlar ne yaşadıklarını çok iyi biliyorlar. Fakat o dönemin koşullarında bile, en azından kredi alan vatandaş zorunlu harcamalarını yapmaya çalıştı. İş hacmini kurtarmaya yetti mi, hayır. Ama atlatılması gereken bir dönemdi.

Son gelinen nokta, büyük bir alarmın habercisi gibi. Noktasına virgülüne dokunmadan önce bilgiyi aktarayım: “…ticari satışlarda pandemi dönemi olan Mayıs 2020’den sonraki en sert düşüş gerçekleşti. Ticaret satış hacmi temmuz ayında bir önceki aya göre ise yüzde 0.6 azaldı…”

Ticarette satışların 2020 yılının Mayıs ayı seviyesine düşmüş olması, ekonomi yönetiminin işi gücü bırakıp, konsantre olması gereken bir başlık olarak ortada duruyor. Ama görüyoruz ki, halen rakam tutkusuyla, sahadan gelen sese kulak tıkamaya devam edecekler.

Türkiye’nin gerçekçi bulunmayan bir enflasyonu 10’ar puan düşürerek oluşturmaya çalıştığı bir ortamda, tamamen duran bir piyasada, nakit akışının açmaza doğru sürüklendiği bir nokta, insanların gelirlerinin açlık seviyesinin altında, kredi puanlarının sorunlu olduğu ve satın alma için vadelerin de yok seviyesine getirildiği şartlarda nasıl bir ekonomik sonuç bekliyorlar?

Mesele artık bir ekonomi tercihi olmaktan çıktı, kumarhanenin müşterisini değil, ekonominin gerçek aktörlerini korumak gereken bir fotoğrafla ortada duruyor. Buna karşılık viraneye bakıp, yalı methiyesi düzen bir yönetim anlayışıyla binanın yıkılmasını izleyen yöneticilere sahibiz. Durun, okuyun, yeni bir strateji belirleyin. Yoksa topluca yıkıntının altında kalacağız.

Mustafa AKPINAR

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED’den 50 bsp indirim fiyatlanıyor: Nerdesin âşkım, burdayım âşkım #altın

Yayınlanma:

|

Yazan:

Avrupa Merkez Bankası (ECB), Euro bölgesindeki enflasyonun yavaşlaması ve ekonomik büyümenin zayıflaması nedeniyle faiz oranlarını bir kez daha düşürdü ve önümüzdeki aylarda daha fazla faiz indirimi sinyali verdi. Ancak ECB Başkanı Lagarde, kararların veri odaklı olacağını ve önceden belirlenmiş bir yol izlenmediğini vurguladı. ECB’nin yeni ekonomik tahminleri enflasyonun 2025’te %2 olan hedefe ulaşacağını ön görürken, büyüme tahminleri ise aşağı yönde güncellendi.

ECB’nin Haziran’dan bu yana ikinci çeyrek puanlık faiz indirimine soyunduğu günün devamında yılın geri kalanına yönelik sürecin nasıl devam edeceğini tam olarak bilmiyoruz. Bu sabah itibariyle vadeli faiz kontratları, ECB’nin 17 Ekim tarihinde düzenlenecek olağan faiz toplantısında 25 baz puan indirimine gitme olasılığına sadece %30 ihtimal tanıdığını not edelim. ECB ardından yatırımcıların dikkati FED’in önümüzdeki Çarşamba günü iki günlük toplantısının sonunda faiz indirimi kararı alması beklendiği toplantısına çevrilmiş durumda. Çeyrek puanlık indirime kesin gözüyle bakılırken, 2020’den bu yana ilk faiz indirimi olacağını da not edelim. Vadeli kontratların 50 baz puanlık faiz indirimine %50 ihtimal tanımaya başlaması ile, doların değer kaybının yeniden hızlandığını görüyoruz.

ECB kararı sonrası, küresel mali piyasalarda -günün son işlem saatlerinde- büyük çaplı bir volatilitenin hâkim olduğunu gördük. Önde gelen merkez bankalarının faiz indirimlerine başlayıp devam edeceğini beklentisinin yarattığı rüzgâr ve hâliyle FED’den 50 baz puan indirim ihtimalinin potaya girmesi,  kıymetli metal fiyatlarını yukarıya itti. Altının ons fiyatı, 2,530 dolar direncinden defalarca ‘kırmızı kart’ görmesi ardından dün yeni ufuklara yelken açarak 2,565 dolar seviyesini test etmek suretiyle tüm zamanların zirvesine yükseldi. Ons altın ile ilgili çok uzun bir süredir olumlu bir tonumuz olduğunu okurlarımız pekâlâ biliyorlar. Bir kez daha hatırlatmak gerekirse: Doların adeta ‘silah’ olarak kullanılması nedeniyle Merkez Bankalarının dolar rezervlerini azalttığını; doların rezerv kompozisyonundaki payının %70’ten %58’e gerilediğini, ABD Hazinesinin her 100 günde ~ $1 trilyon artan borcu ve bunun da yarattığı kaygılar, artan jeopolitik riskler ve faiz indirimleri öncesinde altını daha cazip bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanması… Bu görüşler ışığında altın ile ilgili uzun pozisyonlarımızı korumaya devam edeceğiz. Büyük resimde, her ne kadar kısa vadede bir miktar volatiliteye imkân versek de, zayıf dolar temasının korunmaya devam edeceğini, altının 2,550 dolar seviyesindeki hedefimize ulaşması ardından artık 3bin dolar seviyesinin radar menzilinde olacağını düşünüyoruz.

Türkiye cephesinde de, tıpkı yurt dışında olduğu üzere, günün son işlem saatlerinde volatilitenin etkili olduğunu gördük. Borsa cephesinde son yedi gündür kesintisiz bir şekilde korunan satış baskısı, sekizinci güne de taşınmaya hazırlanırken, 9,400 teknik seviyesinin altına sarkan endeks, kapanışa doğru bankalar öncülüğünde gelen güçlü alımları ile kayıplarını telafi ederek günü %1,1 artıda tamamlamayı başardı. Bankacılık endeksi ise günü %2,3 yükselişle tamamladığını not edelim. TCMB’nin kaybettiği döviz rezervlerini son bir haftadır hızla yerine koyması ardından kur cephesinde düşen tansiyonun da yardımı ile USDTRY kuru 34 seviyesinin kıyısında gün boyu salınmaya devam ederken, akşamüzeri 33,90 seviyesine kadar gerilediğini gördük. Altının rekor kırdığı, USDTRY kurunda da yönün yavaş bir yükseliş şeklinde olsa da yukarı olduğu bir ekosistemde, gram altın 2,800 TL seviyesinin de üzerine yükseldi. Bültenimizi takip eden değerli okurlarımızın, gram altında cephesinde, iki yükselen nedeniyle rekorların peş peşe gelmeye devam edeceği görüşümüzü pekâlâ hatırlayacaklardır.

Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yine dikkatle irdeledik. Bu minvalde, 6 Eylül ile biten haftada menkul kıymet istatistiklerinin ön plana çıktığın görüyoruz keza yabancı yatırımcı söz konusu haftada satış düğmesine basmış: yabancının hisse senedi portföyü 50 milyon dolar, devlet tahvili portföyü ise 863 milyon dolar azalmış. Yabancının hisse senetlerinden sene başından bu yana yaklaşık 2 milyar dolar satış yaptığını bilmemize rağmen, tahvil cephesindeki satışı pek de anlamlandıramadık. Öte yandan, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 2,6 milyar dolar düşüşle 146,7 milyar dolar seviyesine gerilerken; 11 Eylül gününe ait TCMB’nin analitik bilançosuna göre, swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon 0,9 milyar dolar artışla 15,1 milyar seviyesine yükseldi. BDDK verilerine göre ise KKM bakiyesi 0,5 milyar dolar düşüşle 46,5 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM’den çıkış kesintisiz bir şekilde Eylül 2023’den beri devam ediyor. Yabancı para mevduatlar 10 milyar dolar artışla 199,2 milyar dolar seviyesine gelirken, yurtiçi yerleşik tüzel kişilerin 1,2 milyar dolar mevduat artışına karşılık bireyseller 0,2 milyar dolar döviz çıkışı gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu veriler neticesinde, KKM’nin toplam mevduat havuzundaki payı %9, dövizin %39, TL’nin oranı ise %52 seviyelerinde göreceli olarak yatay seyretti.

Yurt dışına geçmeden önce, dün TCMB tarafından açıklanan Temmuz ayı cari işlemler dengesinin 0,6 milyar dolar fazla verdi. Geçen yılın aynı ayında cari dengenin 5,3 milyar dolar açık verdiğini hatırlatalım. Bu sonuçla birlikte 12 aylık birikimli açık 19,1 milyar dolar ile son yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu iyileşmenin arkasında altın ithalatındaki sert düşüşün ve ihracatta yaşanan artışın büyük payı olduğunu görüyoruz. Veriyi olumlu olarak ‘okuyoruz’.

Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, talep ve büyüme endişelerinin gölgesinde son üç yılın en düşük seviyesini test etmesi ardından, Meksika Körfezi’ni vuran Francine Kasırgası’nın ABD üretimini ne kadar etkileyeceği konusundaki belirsizliklerle birlikte dün günü %2’nin üzerinde yükselişle 72 dolar seviyesinden tamamladı. Doların değer kaybettiği, EUR ve Sterlin paritelerinin hafif de olsa yükseldiği dünkü günün gecesini ABD borsaları yükselişle tamamladı. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %1 yükselirken, bu sabah pasifiği diğer ucuna iyimser havanın topyekûn taşınmadığını görüyoruz. Japon Yen’i 140 psikolojik seviyesine doğru gerileyerek dolar karşısında yılın en değerli seviyesine gelmesi, ihracat odaklı Japonya şirketlerini olumsuz etkileyeceği beklentisi ile gösterge endeks Tokyo borsası %1 düşerken, teknoloji ağırlıklı Hong Kong borsası %1 yükseldi.

Reuters/Ipsos anketine göre, ABD Başkan Yardımcısı Harris, 5 Kasım’daki başkanlık seçimleri yarışında Trump karşısında %47’ye %42’lik bir üstünlük sağladı. Harris, seçmenlerin çoğunlukla kazandığını düşündüğü münazara ardından son dönemlerde kapanan farkı yeni açtı. Bu sonuç, Harris’in seçim yaklaşırken seçmenler üzerinde artan bir avantaj elde ettiğini gösterirken, piyasa dostu politikalar izlemesi beklenen Trump’ın geriye düşmesi ile bitcoin hâlen daha 58bin dolar seviyesinin etrafında salındığını ve ralliye ayak uyduramadığını görüyoruz. Yükselişin başlaması için 68-69bin dolar seviyelerinin üzerinde haftalık bir kapanışa ihtiyaç olduğunu altını peşinen çizelim. Herkese iyi bir hafta sonu dileriz.

Altın

17262004541cc5ca17144bc565b42b9c3e1cb64606_1_1200.jpg

Menkul Kıymet İstatistikleri

17262004557fdf4ced52b48d47ab45ed6b2d64f966_2_1200.jpg

TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim

1726200456e863a1d8864d1e8b26a509bd00fe6306_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

BofA, ABD Asgari Saatlik Ücretini 24 Dolara, Başlangıç Maaşını Yaklaşık 50 Bin Dolara Çıkardı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bank of America, şirketin 2025 yılına kadar 25 dolar taahhüdünün en son adımı olan ABD asgari saatlik ücretini saatte 24 dolara çıkardığını duyurdu. Artışla birlikte, ABD’deki tam zamanlı çalışanlar için asgari yıllık maaş yaklaşık 50.000 dolara yükselecek. Artış, ABD’deki tüm tam zamanlı ve yarı zamanlı saatlik pozisyonlar için geçerlidir.

Bankalar arasında fark yarattı, personeli öncelikli hale getirdi

Bu hamle, bankanın ABD’li saatlik çalışanlar için asgari ücret oranı belirlemede ulusal bir lider olma geçmişine dayanıyor.

  • Son yedi yılda Bank of America, asgari saatlik ücreti 2024’te 15 dolardan 24 dolara yükseltti.
  • 24 dolara yükselmesiyle, bankadaki tam zamanlı ABD çalışanlarının başlangıç maaşı 2017’den bu yana yaklaşık 20.000 dolar artmış olacak.
Bank of America asgari ücret artışı çubuk grafiği Bank of America asgari ücret zaman içinde arttı

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.