Connect with us

GÜNCEL

Çalışanları Maaşla Elde Tutma Dönemi Bitti mi?

Yayınlanma:

|

Şirketler, potansiyel yetenekleri kazanma savaşında uğraş verirken aslında çalışanlar için “mutlu ve amacı olan” bir kurumun önemini anlayamıyor olabilir mi? Belki de bu nedenle yetenek bulmak ve tutmak konusunda başarıya ulaşmakta zorluk çekiyorlar. Şirketler için ”Yaşam Amacını Buldurma” adında özel atölyeler düzenleyen Mine Dedekoca’ya göre şirketin amacını bilmeyen ya da öğrenemeyen bir çalışanın yalnızca kendisine sunulan maaşla ilgilenmesi olağan bir durum. Oysa o çalışanı elde tutmak isteyen şirket için bu durum sürdürülebilir değil. Mine Dedekoca’nın dediğine göre “Çalışanları maaşla elde tutma dönemi bitti.”

İşyerinde mutlulukla, yetenek kazanmakla ve sürdürülebilirlikle doğrudan ilgili olan “şirketin yaşam amacı” start-up’lar da dâhil olmak üzere tüm şirketler için âdeta bir gereklilik. Hubert Joly’ın Creating a Meaningful Corporate Purpose adlı makalesinde de belirttiği gibi, dünyadaki hangi ihtiyaca yönelik çalıştığı, hangi konuda tutkulu olduğu net şekilde bilinen bir şirkette çalışmak, çalışan için oldukça çekici bir unsur.

İşyerinde Uzun Süre Mutlu Olmak

Mine Dedekoca şirketlerin yaşam amacı konusunu ayrıntılı olarak inceleyen uzmanlardan biri. Uluslararası birçok şirkette ülke sorumlusu, kurucu, proje yöneticisi, pazarlama müdürü olarak görev alan, 2021 yılında şirketlere mutlu, kendini tanıyan ve gerçekleştiren çalışanlar yardımıyla “mutlu bir işyeri” yaratmaları için rehberlik eden Happy Work Studio markasını kuran Mine Dedekoca, anlam konusu ekseninde mutlu işyeri olma yolundaki yöntemleri şu şekilde açıklıyor:

“Eğitimlerimde kavram olarak işyeri mutluluğunu anlatırken üç seviyeden söz ediyorum. İlk seviye zevkle ilgilidir. Yaygın olarak birçok işyerinde gerçekleştirilen iş dışı etkinliklerin çoğunun amacı, çalışanlarda bu seviyedeki mutluluğu sağlamak. Örneğin Happy Hour gibi etkinlikler, çalışanları bir araya getirecek oyunlar, turnuvalar düzenleniyor. Bu gibi örneklerde ilk seviye, yani anlık mutluluk amaçlanıyor. Oysa bu gibi etkinliklerde kişinin mutluluk seviyesi düşük kalıyor, mutluluğun etkisi oldukça kısa sürüyor.

İşyerlerindeki ikinci seviye mutluluk bağlılıkla ilgilidir. Günümüzde birçok işyeri bu seviyeye odaklanıyor. Örneğin, çalışanın bağlılığını sağlamak için anketler yapılıyor, stratejiler tasarlanıyor. Böylece çalışanın mutluluğu daha uzun sürüyor.

İşyerinde mutluluğun üçüncü seviyesi ise amaçla ilgilidir. Bu kez çalışanın kendini şirketle tam olarak bütünleşmiş hissetmesi söz konusu. Bu aşamada, çalışan kendini gerçekleştiriyor ve yaşam amacıyla şirketin amaçlarını örtüştürebiliyor. Mutluluk seviyesi çok yüksek oluyor. Üstelik bu seviyedeki mutluluğun etkisi de uzun sürüyor. Bu nedenle şirketler bu seviyedeki çalışan mutluluğunu yakalamak için çalışmalı.”

Odak: Anlam

Susan Peppercorn’a göre ise çalışanların işyerinde mutlu olmaya çalışmaktan vazgeçmesi gerekiyor. Why You Should Stop Trying to Be Happy at Work adlı makalesinde mutluluğun değil, anlamın ön planda olması gerektiğini belirtiyor. Çünkü anlam geçmişi, bugünü ve geleceği kapsayabilir. Oysa mutluluk şimdiyle sınırlanır. Bu önemli makalede Shawn Achor ve araştırma ekibi tarafından yapılan bir araştırmadan da söz ediliyor. Bu araştırmaya göre 10 kişiden dokuzu, kazançlarının düşmesine neden olsa da daha anlamlı bir iş yapmayı tercih edebileceklerini belirtmiş.

Bu açıdan şirketle çalışanın anlam konusunda bütünleşmesinin ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz. Demek ki şirketler çalışanları ellerinde tutmak ve verimli bir çalışma ortamı yaratmak için anlam konusu üzerinde gerçekten düşünmeli. Peki ama amaç konusunun biraz daha derinine inmek gerekmiyor mu?

Amacınızın Amacı Ne? adlı makalede belirtildiği gibi, amaç belirlerken şirketlerin “Biz olmasak dünya hangi bakımdan daha kötü durumda olurdu?” sorusuyla başlayan bir süreç başlatması gerekiyor. Peki, var olma amacı açık olan ve çalışanlarını mutlu etmeyi başarmış bir işyeri olmak yeterli mi?

Esneklik

Anlam odaklı bir şirket kültürü yaratmak gibi esnek bir yönetim ve liderlik modeli kurgulamak da çağımızda çalışanları memnun etmek için önemli. Mine Dedekoca, geleceğin iş yaşamıyla ilgili oldukça iddialı bir tez ortaya koyuyor:

“Taylorizm, endüstri dönemiyle birlikte hayatımıza giren bir kavram. O dönemde çalışanların ve iş hayatının şartlarını iyileştirmek, daha çok üretmek için bir sistem geliştirilmişti. Çalışanlar 60 hatta 80 saat çalışıyordu. Onların hayatını daha iyi hâle getirmek için 40 saat uygulamasına geçilmişti, aslında dönemin şartlarına göre bir iyileştirme yapılmıştı. Oysa bugün 40 saat gerekli mi gerçekten, bunu konuşuyoruz. O dönemlerde çalışanların başlarında gözlemciler vardı. Zaman geçti. Şimdi özellikle açık ofislerde aynı sistemin devam ettiğini görüyoruz. Cam odasında oturan direktörler aslında gözlemcilerle benzer bir iş yapıyor. Taylor dönemindeki yapılaşmayı sürdürüyoruz, bundan kurtulamıyoruz. Çünkü bu konudaki bakış açısı değişmemiş. Yani yaşadığımız bu sancı, 200 senelik çalışma şekillerinin değişme sancısı aslında. Majör bir değişiklik yaşanıyor. Artık Taylorizm’in sonuna geldik. Üstünde oturduğumuz o büyük kaya yıkılmak üzere. İşte bu yüzden de herkes yerini bulmaya çalışıyor, bu yüzden ortada çok fazla tartışma var.”

Liderlerin esneklik konusunda neden bu kadar zorlandıklarını anlamak güç değil. Mine Dedekoca’ya göre liderler bildikleri modeli unutarak yeni bir şey öğrenmeye başlamaları gerekiyor:

“Liderlerin üzerinde çok büyük bir yük var. Bu yüzden tüm dünyada tükenmişlik sendromu hakkında konuşuyoruz. Herkes tükenmiş durumda! Çünkü bir liderin bir yandan öğrenmesi gerekenler var, bir yandan gün geçtikçe artan iş yükü var, bir yandan da çalışanları dinlemesi gerek. Lider hangi birini yapacağını şaşırıyor, büyük bir karmaşa içinde. Şunu kabullenmek lazım: Bu bir değişim ve kolay bir şey değil. Ancak esnek olursak kırılmayız. Zihnen esnek olmamız gerekiyor.”

Dönüşüm Başlıyor

Hem bugün hem de gelecekte inatla eski çalışma sistemlerine tutunmanın, çalışanları yalnızca zincirin birer halkası gibi görmenin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini görmek mümkün. Yazar Steve Gaveski, uzaktan çalışmayla ilgili olarak Uzaktan Çalışma (Çoğunlukla) Eşzamansız Olmalı adlı makalesinde şirketler içindeki uyum ve dönüşüm konusunu şöyle ele alıyor:

“Yöneticiler ile çalışanlar arasındaki uyum, herhangi bir dijital dönüşüm girişiminin başarısı için kritik öneme sahiptir. Liderler örnek olup liderlik etmeli ve her şeye gerçek zamanlı olarak yanıt vermemenin, toplantı isteklerini reddetmenin, bildirimleri kapatmanın ve tüm gün çevrimiçi olmamanın sorun olmadığını iletmelidir. Bunu yapmak, insanlara yalnızca dünya çapındaki kronik işyeri stresi ve odaklanamama durumuyla mücadele etme şansı vermekle kalmayacak, işyerlerinin yetenek savaşını kazanmalarına da yardımcı olacak.”

Mine Dedekoca ise dönüşümü çalışanlar açısından yorumluyor ve insanların, yetkinliklerini gelişen dünyaya adapte etmedikleri takdirde işsiz kalmaktan korkmalarının olağan olduğunu ifade ediyor:

“Dijitalleşme bizim için yeni alanlar açıyor. Önemli olan da oluşacak yeni mesleklere hazır hâle gelmek. Upskilling ve reskilling kavramları işte bu yüzden hem çalışanlar hem de şirketler için çok önemli. Upskilling, mevcut işi farklı yöntemlerle geliştirmek demek. Reskilling ise mevcut yeteneği farklı bir alanda kullanmak anlamına geliyor. Birçok meslek ve iş form değiştiriyor. Örneğin Web 3.0 alanında var olmak ve orada kurumsal iletişim yapmak bambaşka bir şey. Bugün yetenek savaşları hangi alanlarda var biliyor musunuz? Bazı işler için donanımı olan çok az insan var. Çünkü o konuyla ilgili eğitim veren üniversite yok. Yani yetenek kıt olduğu için yetenek savaşı var.”

Özetle, çağımızda şirketler kendini geliştirebilen yetenekler arıyor. İnsanlar içinse esnek liderlere ve anlamlı bir kültüre sahip bir şirkette çalışmak önemli. Empati, eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi kavramların da esneklikle ilgili olduğu söylenebilir. Bu nedenle şirketler ürettikleri değerlere uyumlu bir şekilde amaç oluştururken esneklik kavramını gözden kaçırmamalı. Güçlü köklere sahip, inandırıcı ve sürekli bir amacın start-up’lar da dahil olmak üzere her şirketin sahip olması gereken bir unsur olduğunu unutmamak gerekiyor. Belki de işyerindeki o büyük amaç, çalışanları elde tutmak için yeterli olacak.

HBR

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İş Bankası’ndan dijital tahvil ihracı

İş Bankası Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk dijital Eurotahvil ihracını gerçekleştirdi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Euroclear tarafından işletilen Dijital Finansal Piyasa Platformu (D-FMI) kullanılarak ihraç edilen Eurotahvil, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde meydana gelen deprem felaketlerinden etkilenen illerdeki kişilerin, çiftçilerin, mikro ve küçük işletmelerin finansmanı için kullanılacak. İşlemde Citigroup Global Piyasalar ile Citibank Londra Şubesi dealer ve ajan banka rolleriyle görev aldı.

“Dijitalde doğmuş tahvil” (Digitally Native Note) olarak adlandırılan tahvil, Dağıtık Defter Teknolojisi (DLT) kullanılarak ihraç edildi. Söz konusu teknoloji; güvenli ve merkezi olmayan kayıt tutmayı sağlıyor; tahvillerin ihraç edilmesini ve takasını da kolaylaştırıyor. Bu sayede ihraç edilen Eurotahvilin takası da işlemin fiyatlandırıldığı gün içerisinde sonuçlandırıldı.

Türkiye’de ve gelişmekte olan bir piyasada özel bir banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk Eurotahvil ihracı

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, konuya ilişkin değerlendirmesinde, ikinci yüzyılına adım attıkları 2025 yılında, Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel bir banka tarafından ilk dijitalde doğmuş Eurotahvil ihracını gerçekleştirmekten duydukları memnuniyeti vurgulayarak şunları söyledi:

“Türk bankacılık sektörünün uluslararası finansal piyasalarına erişim gücü, gelişmişlik düzeyi ve yeni teknolojilere hızlı adaptasyonunun teyidi niteliğindeki bu işlem, İş Bankası’nın dünyadaki yeni teknolojileri hayata geçirmedeki öncü rolünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu ihracımızı, blokzincir teknolojisinin sermaye piyasaları işlemlerinde kullanımına örnek oluşturması açısından kıymetli buluyorum. Finansal piyasa enstrümanlarının sürekli gelişen teknolojilerle çeşitlenmesinde öncü rol oynamaktan da ayrıca gurur duyuyoruz. İşlemin dayandığı teknolojinin yanı sıra elde edilecek kaynakların deprem bölgesindeki üretici kesimlerce kullanılması ise işlemin önemini artıran bir diğer temel unsur.”

IFC Genel Müdürü Makhtar Diop da şöyle konuştu:

“Bu yatırım, finansal inovasyon alanında önemli bir dönüm noktası olup, Türkiye’nin ilk dijital tahvili olma niteliğini taşıyor. Bir blokzinciri platformunda ihraç edilen söz konusu tahvil, Türkiye’de depremden etkilenen işletmelerin finansmana erişmesine yardımcı olacak. Bu işlemle tahvil piyasasında yeni dijital teknolojileri kullanarak finansmanı daha erişilebilir hale getiriyor ve en çok ihtiyaç duyan taraflara kritik önemi haiz sermayeyi yönlendirerek depremden etkilenen bölgenin yeniden inşa ve toparlanma süreçlerini destekliyoruz.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

ING üst düzey yöneticileri işten çıkarıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bloomberg’in haberine göre ING yöneticilerini işten çıkaracak.

ING, Bloomberg’e gönderdiği e-posta ile piyasa koşulları ve gelecekteki şirket büyümesini değerlediğini, işgücünü tekrar dengelemek amacıyla işten yöneticiler çıkaracağını duyurdu.

Banka, küresel olarak bankada yaklaşık 230 yöneticinin işten çıkarılacağını belirtirken, yöneticilerin arasında lokasyonların orantılı olarak ayrılacağını ekledi. Bu üst düzey yöneticilerin müdür, genel müdür, ortak, analist, gibi rollerde olacağı bilgisini de verdi.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TEB, Dünya KOBİ Günü’nde çek karnesini ücretsiz sunacak

Türk Ekonomi Bankası (TEB), mobil bankacılık uygulaması üzerinden çek karnesi talebinde bulunan KOBİ müşterilerine, 27 Haziran Dünya KOBİ Günü dolayısıyla bu hizmeti ücretsiz sunacağını duyurdu

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türk Ekonomi Bankası (TEB), mobil bankacılık uygulaması üzerinden çek karnesi talebinde bulunan KOBİ müşterilerine, 27 Haziran Dünya KOBİ Günü dolayısıyla bu hizmeti ücretsiz sunacağını duyurdu.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, TEB, KOBİ’lerin dijital bankacılık uygulamalarıyla daha kolay ve hızlı finansal çözümlere ulaşmasını hedefleyen kampanyası kapsamında, limiti açık olan müşterilerin mobil uygulama aracılığıyla yapacakları çek karnesi başvurularını ücretlendirmeyecek.

KOBİ’lerin finansal süreçlerini dijitalleşme ile kolaylaştırmayı amaçlayan banka, bu adımıyla müşterilerine hem maliyet hem de zaman tasarrufu sağlamayı amaçlıyor.

KOBİ’lerin işlerini büyütmelerine ve değişen ihtiyaçlarına çözüm sunmaya odaklanan TEB, finansmandan dijitalleşmeye, dış ticaretten sektörel çözümlere kadar uzanan geniş kapsamlı bir hizmet yelpazesi sunuyor.

Şirket, günlük nakit akışını destekleyen işletme kredilerinin yanı sıra, ticari ve yatırım kredileriyle uzun vadeli büyüme hedeflerini destekliyor.

Dış ticaret finansmanı, leasing çözümleri, POS sistemleri ve dijital bankacılık uygulamalarıyla işletmelerin operasyonel verimliliğini artırmayı hedefleyen banka, CEPTETEB İŞTE mobil uygulaması üzerinden sunulan hizmetlerle bankacılık işlemlerini hızlandırarak, kullanıcı deneyimini de kolaylaştırıyor.

TEB, sürdürülebilir büyümeyi merkeze alan yaklaşımıyla çevre dostu yatırımlara da özel çözümler sunuyor. ‘Sürdürülebilirlik Finansmanı Ürün Paketi’ kapsamında yeşil kredi, çevresel sertifikasyon desteği, danışmanlık ve eğitim gibi alanlarda işletmelere katkı sağlıyor.

Ayrıca, KOSGEB ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliğiyle hayata geçirilen KOBİ Dijital Dönüşüm Finansman Programı ile dijitalleşme yatırımları için uygun finansman imkanı sunuluyor.

Girişim Bankacılığı, Yerel Yönetimler Bankacılığı ve Altın Bankacılığı gibi alanlardaki uzmanlığıyla TEB, her ölçekteki işletmenin gelişimine yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmeye devam ediyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.