Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

DENİZBANK Yönetiminden Personele : 1 sana 3 bana dönemi

Bankada personel Giderlerinin % 15,50 artarken Banka Üst Yönetim giderlerinin üç katı % 45 artması tartışma konusu oldu. Büyük bankalarda en fazla 12 GMY varken, Denizbank’ta 21 adet GMY bulunuyor.

Yayınlanma:

|

2020 dokuz aylık mali verilerini açıklayan DENİZBANK’ta ilginç sonuçlar ortaya çıktı. İlk dikkat çeken Bankada personel Giderlerinin % 15,50 artarken Banka Üst Yönetim giderlerinin üç katı % 45 artması tartışma konusu oldu. 2019 dokuz ayda banka Üst Yönetime 40,9 milyon TL öderken 2020 aynı dönemde 59,1milyon TL ödediği ortaya çıktı. Bu durum “banka üst yönetim personele kaşık ile kendilerine kepçe ile almış, personele 1 sana, 3 bana demiş” yorumlarına neden oldu. Diğer taraftan büyük bankalar bile en fazla 12 Genel Müdür Yardımcısı ( GMY ) ile yönetilirken Denizbank’ta bir zamanlar 24 adet GMY bu dönem sayı 21 adete inmesine rağmen diğer bankaların iki katı GMY bulunuyor. BDDK’nın bu kadar çok GMY’ye nasıl onay verdiği ise sorgulanır hale gelmiş durumda.

Bilanço büyüdü

2019 sonunda 156,4 milyar TL bilanço büyüklüğüne sahip olan DENİZBANK Toplam Varlıklarını % 27 büyüterek 2020 / 3. çeyrekte 199 milyar TL düzeyine çıkardı. Banka 34 milyar TL’lık Finansa Varlılarını da 2020 yılında 46 milyar TL düzeyine taşıdı.

Krediler büyüdü

 2019 sonunu 105,8 milyar TL Nakdi Kredi hacmi ile kapatan banka 2020 / 3. çeyreğinde % 27 büyüme performansı göstererek 132,8 milyar TL düzeyine ulaştı. Bankanın Net Kredileri ise 118,9 milyar TL düzeyinde bulunuyor. Beklenen  zarar karşılıkları ise 8,8 milyar TL’den % 56 artarak 13,8 milyar TL düzeyine çıkmış durumda. Dış Ticaret İşlemlerine önem veren  Bankanın Akreditif Kredileri de 4 milyar TL’den 5,3 milyar TL düzeyine çıktı.  

Takip Oranları arttı

Bankanın 2019 sonunda % 10,45 olan Kredi Takip oranı; kredilerde büyümenin etkisi ile % 9,32’ye düşmesine rağmen sektör ortalamasının 2 katından fazla düzeyinde seyrediyor. Bu hali ile Sorunlu Kredilerdeki artış bankanın yumuşak karnı düzeyine gelmiş durumda.

Mevduat ve özkaynaklar arttı

2019 sonunda 100 milyar TL olan Toplam Mevduat 2020 / 3. çeyrekte % 17 artarak 117,6 milyar TL düzeyine çıktı. 17,7 milyar TL’lık özkaynaklar da %26 artarak 22,3 milyar TL düzeyine geldi.

Net Ücret ve Komisyon geliri düştü

2019 / 3. çeyreğinde 2,5 milyar TL Ücret ve Komisyon geliri elde eden bankanın bilançoyu büyütmesine rağmen Ücret ve Komisyon gelirini artıramadığı 2020 / 3. çeyrekte % 16,6 küçülme ile 2,1 milyar TL düzeyine düştüğü görüldü. TCMB ve BDDK’nın 10.02.2020 tarihinde 31035 sayılı Resmi Gazete yayınlanan ve 1 Mart –    1 Nisan 2020’de yürürlüğe giren Ücret Ve Komisyonlar ile ilgili kısıtlamalardan sonra bankaların bazılarında ciddi Ücret ve Komisyonlarda düşüşler yaşanmıştı.

Karlılık arttı

2019 / 3. çeyreğinde 1 milyar TL Net kar açıklayan banka 2020 / 3. çeyreğinde Net karlılığını % 59 artırarak 1,6 milyar TL düzeyine çıkardı. 2020’de Net Karlılığın artmasında Ticari İşlemelerdeki artışın önemli katkısı olduğu görülüyor. Zira banka 2019 / 3 çeyreğinde Ticari İşlemlerden 364 milyon TL zarar ederken 2020 / 3. çeyrekte 1 milyar TL Kar yaptığı görüldü. Ticari İşlemlerdeki Türev İşlemler karlılığının 2019 aynı dönemde 341 milyon TL ilken 2020’de 1,5 milyar TL olmasının önemli katkısı olduğu görüldü.

Şube ve Personel sayısı düştü

2019 sonunu 708 şube ile kapatan bankanın şube sayısı 2020’de 707’ye düşerken 12.279 olan personel sayısı da 12.193’e geriledi.

BANKA ANALİZLERİ

BDDK bankalarca kamuya açıklanacak finansal tablolara ilişkin tebliğde değişikliğe gitti

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yapılan yeni düzenleme ile “Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar ile Bunlara İlişkin Açıklama ve Dipnotlar Hakkında Tebliğ”de değişikliğe gidildi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

BDDK‘nın Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımladığı değişikliğe göre, Bankalarca Kamuya Açıklanacak Finansal Tablolar ile Bunlara İlişkin Açıklama ve Dipnotlar Hakkında Tebliğ’in 13’üncü maddesinin başlığı “Likidite riski yönetimi, likidite karşılama oranı ve net istikrarlı fonlama oranı” şeklinde değiştirildi ve aynı maddeye bazı fıkralar eklendi.

Tebliğde, Bankaların Net İstikrarlı Fonlama Oranı Hesaplamasına İlişkin Yönetmelik uyarınca hesaplanan net istikrarlı fonlama oranı ve bu orana ilişkin kalemler cari ve önceki dönem sonu için kamuya açıklanan formatına dair bilgi verilerek, “Raporlama dönemi dahil son üç aya ilişkin net istikrarlı fonlama oranlarının üç aylık basit aritmetik ortalaması, bir önceki dönem üç aylık basit aritmetik ortalamasıyla birlikte ayrıca açıklanır.” ifadeleri kullanıldı.

1 Ocak 2024’te yürürlüğe girecek olan tebliğde bankaların, sonuçların ve verinin anlaşılmasını teminen net istikrarlı fonlama oranına ilişkin sayısal açıklamalarda bulunacağı aktarılarak, bankalarca önemlilik durumu göz önünde bulundurularak, asgari olarak net istikrarlı fonlama oranının ana kalemlerini etkileyen önemli unsurlar ile dönemler arasında ve zaman içerisinde oluşan verilerdeki değişiklikler (strateji değişiklikleri, fonlama yapısı, değişen durumlar) ve bu değişikliklerin nedenlerinin açıklanacağı kaydedildi. ​​​​​​​

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Reuters: Bankalar kredi kartına nakit avansta vade ve limitleri daraltıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bazı bankalar haftasonu gerçekleşecek seçimler öncesinde, diğer kredilere uygulanan sınırlamalar nedeniyle bireyseller için en ucuz ve en yaygın TL borçlanma kanalı haline gelen “kredi kartı nakit avans”ta kullanılabilecek tutar ve vadeyi belirgin şekilde düşürmeye başladı.

Kredi kartına nakit avans ya da taksitli nakit avans maliyetleri aylık bazda %1.36 faiz ile TL cinsi en düşük borçlanmayı sağladığı için son dönemde bireysel talebin en yüksek olduğu borçlanma kanalı haline geldi.

Bir ara %85’e kadar ulaşan enflasyona kıyasla yıllık bazda %20 ile oldukça düşük bir faizle borçlanma imkanı tanıyan bu alan seçim yaklaştıkça daha çok talep görmeye başladı.

Yüzde 1.36 faiz ile aylık borçlanma yapılabilen nakit avansa karşılık, bazı bankalarda bireysel kredilerde aylık faiz oranları %4’u aşıyor.

Kredi kartı limitine göre artan borçlanma tutarı şu anda kart limitlerinden bağımsız aşağı çekilirken, 12 ay olan vadeler ise bazı bankalarda 6 aya kadar düşürüldü.

Bir bankacılık kaynağı seçim öncesi artan belirsizlik ve faizlerde yükseliş beklentisi ile bankaların çok talep gören bu borçlanma kanalından kullandırımı azalttığını belirterek şöyle konuştu:

“Taksitli nakit avansa talep çok fazla. İnsanlar seçim öncesi belirsilikten dolayı ellerinde nakit olmasını istiyor, dolara ve altına talep var. Çünkü bu kanalda maliyetler çok düşük. Bazı bankalar da, faiz artışı beklentisi olduğu için bu kadar fazla talepteki düşük faizli krediyi kullandırmayı sınırlamak istiyorlar.”

Bankacılar, ilgili TL cinsi kredinin artan kullanımının Merkez Bankası tarafından belirlenen kredi kullandırım karşılığı ayrılması gereken tahvil miktarını da yükselttiğine dikkat çektiler.

Bir başka bankacı, “Yasal düzenleme gereği kredi kartı faizi üst limiti TCMB tarafından belirleniyor ve üst sınır şu anda %1.36 seviyesinde. Bireysel kredilere bakıldığında %4’e kadar ulaşan faizler arasında açık ara en ucuz faiz bu kanalda. Ancak talep çok ciddi arttı ve sektörün faizleri belirleme hakkı olmadığından vadeleri ve miktarları azaltarak aşırı talebe karşı bir çözüm bulmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

TCMB depremden sonra tüketiciye kullandırılan ihtiyaç kredilerini uygulanan faiz oranına göre menkul kıymet tesisi kapsamına almıştı. TCMB ilgili kredilerde referans orandan farkına göre %20 ila %90 oranında kademeli tahvil tutma yükümlülüğü getirmişti.

Merkez Bankası takip eden haftalarda 70,000 TL tutarın altını ve deprem bölgesini yeni uygulamaya aldığı faiz oranına göre menkul kıymet tesisi uygulamasından muaf tuttu. Bankacılar bireyseller için kredi kartı üzerinden kredi kullanımının bu adım sonrası artmaya başladığına dikkat çekiyorlar.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

ALAATTİN AKTAŞ: Bakalım bankalar bu yükü ne kadar taşıyabilecek!

✔ Bankalar giderek daha da kıskaca alınıyor. Paranın maliyeti artıyor, o parayı kullanma alanları kısıtlanıyor. Bakalım ilk çeyrek bilançoları nasıl gelecek?

✔ Enflasyonun yarısı kadar olan kredi faizi şimdi mevduat faizinin de altına indi. Çok iyi değil mi; ama önce bu krediyi bulmanız ve alabilmeniz gerekiyor!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların ortalama faiz maliyetini hesaplamak pek kolay değil. Bir kere yalnızca mevduata ödenen faize bakmak yetmez. Kaldı ki mevduatın vade dağılımı bankadan bankaya değişir, bu yüzden ortalama maliyet de değişir. Dolayısıyla her bankanın durumu farklılık gösterir.

Tüm bankacılık sistemi için tahmin yürütmek ise daha kolay. Bankalardaki mevduatın ortalama vadesi belli, hangi vadeye ne kadar faiz verildiği belli. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre mevduatın bankalara ortalama maliyeti yüzde 17 dolayında. Bu hesaplamayı yaparken vadesiz mevduata hiç faiz uygulanmadığını varsayıyoruz.

Ancak bankaların başka kaynakları da var tabii ki…

Örneğin kur korumalı mevduat. Bu mevduatın faizi çok daha düşük; mevcut durumda TL cinsinden açılan KKM için en fazla yüzde 11.50. DTH dönüşümlülerde daha yüksek.

Mevduat dışında kaynaklar da var. Merkez Bankası’ndan kullanılan kaynak gibi… Diğer borçlanma araçları gibi…

Üç ay vadeliyi gösterge alırsak…

Toplam mevduat içinde en büyük pay üç aya kadar vadeli mevduatta. Üç aya kadar vadeli diyoruz ama buradaki vade de daha çok 32 gün.

Tüm bankalar ortalamasında üç aya kadar vadeli mevduata 2021 başından 10 Mart’a kadar uygulanan faizin haftalık seyri ile yine tüm bankalar ortalamasında ihtiyaç, taşıt ve konut kredisi ortalama faizini gösteren tüketici kredisi faizini çıkardık. Nasıl bir seyir olduğu grafikte yer alıyor.
Bu yılın mart ayına kadar kredi faizi mevduat faizinin üstünde. Martta ise iki faiz yer değiştirmiş; artık mevduat faizi kredi faizinden daha fazla.

Bir kez daha vurgulamak gerek. Üç aya kadar vadeli mevduatın 10 Mart itibarıyla yüzde 27.83 olan faizi, aynı tarihte yüzde 24.82 düzeyinde bulunan tüketici kredisi faizinin üstünde ama bu yanıltmasın. Bankaların ortalama faiz maliyeti çok daha düşük; tüm vadelerin ortalamasını yazdım, yüzde 17. Bu iki faizi bir fikir vermesi için grafiğe döktük.

Bankalar zorlanırsa…

Girişte de belirttim; bankaların ortalama maliyetini hesaplamak mümkün değil. Hele hele banka bazında hiç mümkün değil. Ancak gidişatı herkes görüyor.

Bir yandan paranın maliyeti artıyor.

Bu para zorunlu olarak düşük getirili kamu kağıtlarına yatırılıyor. Yetmezmiş gibi kredi faizlerini baskılayacak adımlar atılıyor. Yani sonuçta para pahalanıyor ama o para giderek daha düşük getiri sağlayabilecek şekilde kullanılmak zorunda kalınıyor.

Bu nereye kadar sürdürülebilecek?

Paranın paçal maliyeti ile kredi faizi arasındaki farkın giderek daralması bankalar için hiç de hoş bir senaryoya işaret etmez. Hiç kimse herhangi bir ticari işletmenin zor durumda kalmasıyla bankaları aynı kefeye koymasın. Türkiye bunu yıllar önce yaşadı, çok ağır bedeller ödendi ve bunların tekrarı yaşanmasın diye çok radikal önlemler alındı.

Bankaların elindeki paraya adeta el koymanın, o parayı belli alanlara zorunlu olarak kanalize etmenin ve kredi faizini baskılamanın sisteme nasıl bir yük bindirdiği ve bunun sonuçları ilk çeyrek bilançolarında kendini gösterecek.

100 bin liraya sıfır Mercedes, ama araba yok ki!

Mevduat ve kredi faizindeki son oranlar adeta “Kredi al, mevduata yatır ve para kazan” diyor.
Ama “ufak” bir sorun var!

Krediyi bulabilirsen!

Mercedes’in en son model, en donanımlı otomobili Türkiye’de örneğin 100 bin liraya satılacak, böyle bir karar alınmış. Şahane değil mi! Şahane de, bir şartla; o otomobili bulup alırsanız! Türkiye’ye ayda yalnızca bir otomobil geliyorsa sizce kim alabilir o otomobili!

Kredi faizi düşük. Bu da şahane! Enflasyon yüzde 55’ler dolayındayken bu faiz tabii ki şahane!
Ama krediyi bulabilene…

Bankaların kredi faizini böylesine aşağı çekmesinin nedeni de malum. Kredi faizini düşürmeyen banka ekonomik yönden dayak yiyor da ondan. Öyle kısıtlayıcı önlemler getiriliyor ki banka da kredi kullandırmamak için bin dereden su getirtiyor. Suyu getirebilen parayı götürüyor, getiremeyen “Faiz ne kadar düşük” diye avunuyor.

Siyasetçi de “Bakın kredi faizini nerelere indirdik” diye övünüyor. Oysa kredi, 100 bin liraya satılan Mercedes gibi!

Kaynak transferinin dik âlâsı!

Ekonomide emir demiri kesmiyor. Ama olsun, biz keseceğini zannediyoruz. Öyle zannettiğimiz için de neredeyse her gün tuhaf bir karara imza atıyoruz. Bir tarafı bozunca diğer taraf da bozuluyor. Bu sefer onu düzeltelim derken başka bir falso!

Oysa ekonomide su akıp yolunu buluyor. Dere yatağına bina yapınca doğa nasıl bildiğini okuyor ve yıkıp geçiyorsa, ekonomide de aslında aynısı oluyor, görebilene!

Ama bu söylediklerim “Ne yapsınlar, bu kadar biliyorlar” diye geçiştirilebilecek kadar basit değil! Bazı “hatalar” var ki ne sonuç doğuracağı biline biline yapılıyor.

Örneğin enflasyonun yüzde 55’lerde gezdiği bir dönemde, ki o da düşmüş hali, kredi faizini bu oranın yarısına, hatta daha aşağıya indirme çabasının anlamı ne? Sorsanız verilecek yanıt belli; fiyatlar üstündeki baskıyı kırmak, maliyetleri aşağı çekmek. Ne kadar iyi niyetli bir yaklaşım!
İyi güzel de, enfl asyon dediğimiz ne; herhangi bir mal ya da hizmeti üretenlerin satış fiyatındaki artış. Satış fiyatını yüzde 55 dolayında artırmış olanlara yüzde 20-25 maliyetle para kullandırmak “biraz” servet transferi olmuyor mu?

Oluyor değil mi!

Peki bu transfer kimden kime?

Tasarruf eden, edebilen, “yarın ne olur ne olmaz” diye köşeye üç beş kuruş atan vatandaştan… Onların mevduatına verilen çok düşük faizden…

Başka bir kaynak daha var; kamu… Merkez Bankası bankaları sürekli düşürülen ve enflasyonun çok çok altına çekilen faizle fonlarken bu para dönüp dolaşıp kredi kullanana kaynak olmuyor mu?

Ekonomim

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

ABONELIK

Popüler

www paravitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.


Notice: date_default_timezone_set(): Timezone ID 'UTC+3' is invalid in /home/maviatlas/public_html/wp-content/plugins/notice-bar-old/inc/frontend/front-notice-bar.php on line 27