Connect with us

BORSA

e-YATIRIMCI kullanıma açıldı

MERKEZİ KAYIT KURULUŞU ( MKK ) tarafından e-YATIRIMCI uygulaması devreye girdi. E-Devlet üzerinden de ulaşılabilecek uygulama sayesinde Yatırımcılar tüm yatırım hesapları ile ilgili bilgileri tek modül üzerinden ulaşma ve izleme şansını da yakalamış oldu

Yayınlanma:

|

MERKEZİ KAYIT KURULUŞU ( MKK ) tarafından e-YATIRIMCI uygulaması devreye girdi. E-Devlet üzerinden de ulaşılabilecek uygulama sayesinde Yatırımcılar tüm yatırım hesapları ile ilgili bilgileri tek modül üzerinden ulaşma ve izleme şansını da yakalamış oldu

Merkezi saklama sisteminin hak sahibi bazında bir yapıda olması ve MKK sicil numaraları kullanılarak tüm hesaplara erişebiliyor olması, yatırımcıların tek noktadan doğrudan  yatırımları ve hesapları hakkında bilgi alabilmesine imkan tanımaktadır. e-YATIRIMCI, yatırımcıların portföylerine ilişkin pek çok bilgiye ulaşabilecekleri yeni bir kanal olarak tasarlanırken aynı zamanda bilgi seti büyütülmüş ve çeşitlendirilmiştir. e-YATIRIMCI üzerinden yatırımcılar gerek portföylerinde bulunan gerekse de henüz yatırım yapmadıkları ancak ilgilendikleri menkul kıymetlere ilişkin pek çok bilgiye standart ve bütüncül bir yaklaşımla tek noktadan erişebilmektedirler. Ayrıca bu bilgilerin e-posta veya SMS olarak kendilerine iletilmesini talep edebilmektedirler.​
MKK nezdinde tanımlı mevcut yatırımcılar (Daha önce bir aracı kurum, banka veya ihraçcı şirket ile çalışan ve bu kurumlar tarafından Merkezi Kaydi Sistem’de adlarına hesap açılmış olan yatırımcılar), e-DEVLET şifreleri, MKK sicil numaraları ve şifreleri ya da TC. kimlik numaraları ve şifreleri ile e-YATIRIMCI üyesi olabilmektedirler. Şifre bilgisinin kaybedilmesi/edinilememiş olması durumunda; 444 0 655 numaralı çağrı merkezinden güvenli bir şekilde MKK şifrelerini yeniden kendileri oluşturabilmektedirler.

Özetle, yatırımcılar MKK’nın internet üzerinden hizmet verdiği e-YATIRIMCI web sitesi aracığı ile;

  • Tüm yatırım kuruluşlarında bulunan portföylerinin hesap durumlarını takip edebilir,
  • Tüm yatırım kuruluşlarında bulunan hesapların hareketlerini izleyebilir ,
  • Rehin/Teminat işlemlerinin takibini yapabilir,
  • Ödünç pay senedi piyasası işlemlerinin takibini gerçekleştirebilir,
  • Yatırımcı blokajı işlemlerini uygulayabilir,
  • Kitle fonlama sistemi limit bilgilerini kontrol edebilir,
  • Hak kullanım bilgilerini takip edebilir,
  • EGKS temsilcilik işlemlerini yürütebilir,
  • Yatırımcı bilgilendirme servisinden (YBS) faydalanabilir,​
  • Rapor gönderim servisinden faydalanabilir,

e-YATIRIMCI: Yatırımcı Bilgi Merkezi’ne eyatirimci.mkk.com.tr​ adresinden erişebilirsiniz.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Küresel enflasyon için kötü haber: Petrol son bir haftada %15 yükseldi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bugün bültenimizin manşetini, artan jeopolitik risklerin gölgesinde petrol cephesinde yaşanan sert yükseliş süslüyor. Neredeyse beş iş günü önce 70 dolar seviyesinden işlem gören kuzey denizi petrolü Brent, İsrail’in İran’ın petrol üretim tesislerine saldıracağı haberi sonrasında %15 yükselerek 81 dolar seviyesine kadar yükselerek dikkatleri üzerine çekti. Artan enerji fiyatları, enflasyona karşı cılız da olsa galibiyet ilan eden merkez bankalarının işini zorlayacağını düşünürken, Türkiye ve KKTC gibi net enerji ithalatçısı ülkelerin ise enerji faturalarını kabartarak cari işlemler kanalından da ilave bir zarar verebileceğini göz ardı etmeyelim. Her ne kadar Türkiye’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, elektrik ve doğalgaza sene sonuna kadar zam yapılmayacağını açıklasa da, KKTC’de daha geçen hafta elektriğe %15 zam yapıldığını unutmamak gerekiyor.

Bir tarafta jeopolitik riskler tüm çıplaklığı ile masa üzerinde dururken, Cuma günü ABD’de açıklanan güçlü istihdam raporu sonrasında piyasaların kılavuz kargası konumunda ABD 10 yıl tahvil faizi de iki ay aradan sonra yeniden psikolojik %4 seviyesinin hemen üzerine yükseldi. İstihdam raporu ABD ekonomisinde resesyon korkularının yersiz olduğuna ve ekonominin de güçlü olduğuna işaret ederken, petrol fiyatlarının da son bir haftada şirazesinden çıkmasının da yardımı ile yönünü aniden yukarıya çeviren faiz, piyasaların iyice keyfini kaçırdı. Bozulan küresel risk iştahına paralel, ABD’de önde gelen borsa endeksleri geceyi %1 düşüşle tamamlarken, faiz getirisi olmayan kıymetli madenler, güçlü bir görünüm sergileyen ABD dolarına karşı boyun eğerek geceyi düşüşle tamamladı. Jeopolitik riskleri ‘şimdilik’ bir kenara bırakırsak, doların sahalara bir anda geri dönmesi ile altının ons fiyatı 2,640 dolara, gümüşün ons fiyatı ise 31,40 dolara kadar geriledi. Kıymetli madenlerde -eğer jeopolitik riskler tırmanmazsa- bir miktar kâr satışına hazırlıklı olmak gerektiğini göz ardı etmesek de, bizim baz senaryomuzun henüz bu noktada olmadığının altını çizelim.

Son dönemlerde mütemadiyen aşağıya doğru bir seyiz izleyerek dünyanın belki de en kötü performans sergileyen borsası konumunda olan BIST100 endeksi, dünkü günü de %0,9 oranında düşüşle tamamladı. Türk borsasının hikâyesi tamamen şirketlerin kârsızlığı. Yüksek faizlerin de tetiklediği soğuma etkisi ile sanayide çarklar durma noktasına gelirken, havuz problemi misali, eksilen su kadar yeni suyun da havuza girmemesi, hisse senetlerinin her fırsatta satış baskısı ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor. USDTRY kuru 34,25 seviyesinde salınırken, CDS tarafında ise kayda değer bir değişim olmadı (275 baz puan). Enflasyonun gerilemekte zorluk çekmesi ardından TCMB’nin de faiz oranlarını gevşetmeye yeni yılda başlayacağı beklentisinin artması ile tahvil faizleri bir miktar yükseliş kaydetmişti. Dün düzenlenen Hazine ihaleleri sorunsuz atlatıldı. Hazine nakit dengesi Eylül ayında 201 milyar TL açık verirken, ilk dokuz ayda açık 1,53 trilyon TL oldu. Dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, enflasyon ile mücadelede tüm yükü Merkez Bankası’nın sırtına yüklemeyerek kamunun da tasarruf etmesi gerektiğini gösteren bir veril ile daha karşı karşıyayız.

Yeni gün başlangıcında Asya cephesinde çok büyük bir volatilitenin yaşandığını görüyoruz. Çin ekonomik planlama başkanının yaptığı açıklamanın etkili olurken, Golden Week tatilinden dönen Şangay borsası, Aralık 2021’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak %5 yükselirken, CSI300 (blue chip) endeksi ise %6 yukarıda işlem görüyor. Çin’in tüm yıl boyunca ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerine ulaşacağından tamamen emin olduğunu belirterek başkan, 2025 bütçesinin bir kısmının projeleri desteklemek için bu yıl verileceğini de sözlerine ekledi. Lâkin, geriye kalan borsalarda ise kırmızı rengin hâkim olduğunu söylemek gerekiyor. Şöyle ki, Hong Kong borsası Hang Seng kâr satışlarının gölgesinde %6 gerilerken, YEN’in de değer kazanmasına paralel gösterge endeks Tokyo borsası %1 düştü.

İsrail henüz İran’a misilleme yapmasa da, piyasaların diken üzerinde oturduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Makro cephede ise bugünün menüsünde önemli bir veri göremedik. Perşembe günü ABD’de açıklanacak TÜFE enflasyonunun kritik önem sahip olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Yıllık manşet artışın %2,3’e gerilemesi, çekirdek artışın ise %3,2’de sabit kalması öngörülüyor.

ABD10 yıllık faiz ve Brent

172836194038acc65243c158c63009a8de6a77ecca_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TSKB Başekonomisti Ünüvar: Tek ekonomi politikası para politikası; tek iktisadi dert de enflasyon değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

EKONOMİ Gazetesi ev sahipliğinde PwC Türkiye’nin içerik işbirliğinde ve Sabancı Holding Ana Sponsorluğu’nda 3.’sü gerçekleştirilen Dönüşen Liderler Zirvesi, Elite World Grand Sapanca’da, “Makronun Baskısında Mikroyu Yönetmek” temasıyla yapıldı.

“Size bir sunum değil, bir çağrı yapmak istiyorum ve ‘Kalkın’ diyorum” ifadeleri ile söze başlayan Ünüvar, “Bizim kalkınma bankacıları olarak bir iddiamız var, biz ‘Geride kimseyi bırakmayacağız’ diyen iktisatçılarız. Biz mutfakta bir şangırtı koptuğunda ‘Ne kırıldı’ diye değil, ‘İyi misin’ diye soran iktisatçılarız. Bu sunumda da hem dünya hem de Türkiye ekonomisine ‘İyi misiniz’ diye sormak istedik” ifadelerini kullandı.

“Kişilerin yaşamını iyileştirmenin tek yolu zam değil”

Türkiye’deki ekonomik görünüme ilişkin değerlendirmelerine enflasyon ile başlayan Ünüvar,  “2024, 2025 ve 2026’da da yüksek enflasyonu yüksek olarak dert etmemiz gerekecek. Enflasyonla mücadele bir toplumsal mutabakat gerektirir. Enflasyonla mücadelede akla ilk gelen ücretleri baskılamaksa bu şekilde toplumsal mutabakata zarar verirsiniz. Onların yükseltmediği bir enflasyonu onların düşürmesini beklediğiniz insanlar bu mutabakata katılmazlar. Bütçenin enflasyona verdiği destek konusunda da ‘Aman harcamayalım’ yaklaşımına katılmıyorum; okullarımıza, hastanelerimize harcayalım. Çünkü çocuğumu özel okula değil de devlet okuluna gönderebilseydim maaş katkısından daha büyük katkısı olurdu bana. Kişilerin yaşamını iyileştirmenin tek yolu zam yapmak değildir. Kamudan aldığımız hizmetin iyileşmesi de önemli katkı olacaktır. Ancak bütün bunların düşünülmediğini, bütün konunun enflasyon ve faize indirgendiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de sanayinin yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli ürünlere daha fazla yoğunlaşması gerektiğine dikkat çeken Ünüvar, şöyle devam etti: “Bu konuda Türkiye doğru yolda ama yeterli seviyede değil. Türkiye, Venezuela olmaz; üretim anlamında olmaz. Orada biraz petrol ve biraz rom var. Önce kendi hakkımızı teslim edelim. Ama Almanya da değiliz. Bizim artık daha yüksek katma değerli alanlara geçmemiz lazım. Biz bunu yapabiliriz. Türkiye’de yüksek teknolojili tesis sayısı maalesef çok az. Bir tesisin bu işi çok iyi yapması yetmiyor. Büyük küçük daha fazla tesis bu işe girmeli. Teknolojiyi yönetmemiz gerekiyor. Tarımın fakirlik olmadığını anlatmamız gerekiyor.”

‘Heba edilen ekonomi’ sorunu…

Türkiye’de kayıt dışı ekonomi sorunu kadar ‘heba edilen ekonomi’ sorunu olduğunu dile getiren Ünüvar, bu konuya odaklanılması gerektiğine işaret etti.  Yabancı yatırımcı konusunda da oldukça dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Ünüvar, dünyada korumacılığın arttığını, Çin’in korumacıklıkta nerede duvara çarparsa oraya en yakın ülkeye yerleşmeye çalıştığını kaydeden Ünüvar, “Şimdi Avrupa’da duvara çarptı, oraya en yakın ülkeye yerleşmeye çalışıyor. Türkiye’de ihracat miktar olarak artsa da karlılık olarak iyi durumda değil. Bir de böyle rekabetle karşı karşıya kaldığımızda son derece dikkatli adımlar atmamız gereken bir dönemdeyiz. Bizim bir önerimiz var. Çevresel ürünler diye bir alan var. Çevresel ürünler, yeşil ürün değildir. Yeşil dönüşüme girdi olan ürünlerdir. Bütün dünyada yeşil dönüşüm var, eğer yeşil dönüşümün devam edeceğini düşünüyorsanız oraya girdi üretebilirsiniz. Üstelik de ihracat karlılığımız düşerken bu ürünlerde hem miktar hem fiyat artıyor. Bunun Türkiye için önemli olduğunu düşünüyorum. Enflasyonu çok konuşuyoruz, ama bir 3 yıl sonraya gidelim, enflasyonu düşürmüş olalım, biz o zaman diyeceğiz ki ‘Ama biz sanayiyi konuşmayı unuttuk, para politikasını konuşmak dışında başka bir şey konuşmayı unuttuk’. Dolayısıyla kadınlarımızı daha fazla iş gücüne katacağız, gençlerimize iş bulacağız. Yurtdışına gitsinler gitmesinler çok önemli değil. Yurtdışında okumuş biri olarak söylüyorum, eğer ülkeniz iyi durumda değilse orada başınız eğik oluyorsunuz. Gidiyorlarsa gitsinler, ama başları dik olsun diye bizim ülkemizde bütün bu çalışmaları yapmamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Ekonomim

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Enflasyonun direnci bir türlü kırılmıyor: Yüksek faiz tek başına çözüm değil!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta dışarda jeopolitik riskler gündemin ilk sırasında takip edilirken, Türkiye cephesinde ise gerilemekte büyük bir katılık gösteren enflasyon gündemi sıcak tuttu. Tüm bunlar olup biterken, her ayın ilk cuması açıklanan Amerikan istihdam verisinin ise oldukça kuvvetli sonuçlandığını not etmemiz gerekiyor. Şöyle ki, Eylül ayında tarım dışı istihdam 147bin artması beklenirken, gerçekleşme ise 254bin kişi, işsizlik oranı ise %4,2 beklenirken gerçekleşme %4,1 oldu. Enflasyon göstergesi olarak takip edilen ortalama saatlik gelirlerde yıllık artış oranı ise beklentinin üzerinde %4,0 olarak gerçekleşti. İstihdam raporu, ABD ekonomisinin beklenmedik bir şekilde Eylül ayında altı ay içinde en fazla istihdam sağladığını göstermesinin ardından jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların haftayı iyimser bir şekilde tamamladıklarını gördük.

Fiyat istikrarı kadar kanunen görevi büyümeyi (tam istihdamı) da sağlamak olan ABD merkez bankası konumunda FED’in, açıklanan güçlü istihdam raporu ardından artık 7 Kasım olağan toplantısında 50 baz puan faiz indirimine gitmesi çok zor olarak değerlendiriyoruz. Zaten piyasa fiyatlaması da bu yönde. Faiz vadeli kontratları 25 baz puan indirime %98 ihtimal tanırken, güçlü istihdam verisi sonrası ABD Doları değer kazandı, kısa vadeli ABD Hazine tahvil getirileri yükseldi. 10 yıllık gösterge devlet tahvili getirisi 30 baz puan yükselerek haftayı psikolojik %4 seviyesine dayanarak son iki haftanın zirvesinden tamamladı. Güçlenen dolara paralel EURUSD paritesi 1,10 seviyesinin altına gerilerken (iki hafta önce 1,12 seviyesini aşmıştı), kıymetli metaller jeopolitik riskler nedeniyle güçlü seyrini korudu. Gümüşün ons fiyatı Cuma gün içerisinde 32,95 seviyesini test ederken, kapanış itibariyle 32,17 seviyesine gerilese de, son 12 yılın en yüksek haftalık kapanışına imza attı. Altının ons fiyatı geçen haftalarda test ettiği tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,685 dolar hemen altında 2,652 dolardan haftayı tamamlarken, gözler hafta sonu İsrail cephesinden gelecek İran haberlerini takip etti. Olası arz kesintisi riskine paralel oldukça sert bir yükseliş kaydeden Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bir haftada neredeyse %9 yükselerek 78 dolar seviyesinden haftayı tamamladı.

ABD ekonomisinin güçlü olmaya devam ettiğine işaret eden istihdam raporu ardından Amerikan hisse senetleri yönünü yukarı çevirerek haftayı güçlü bir şekilde tamamlarken, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Yeni haftada gözler ABD şirketlerinin bilanço verilerinde olacak. ABD borsasının yüksek seviyelerini koruyabilmeleri için, şirketlerin güçlü kâr büyümesi ve gelecek yıl için olumlu tahminler sunmasını gerekiyor. Özellikle bankaların kazanç raporları, ekonominin genel durumu hakkında önemli ipuçları vereceğini göz ardı etmemek gerekiyor.

ABD verisinin güçlü gelmesi, tırmanan jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların fikrini değiştirmiş olacak ki son günlerin neredeyse en kötü performans gösteren borsası konumunda BİST100 endeksi tepki alımlarına sahne olarak haftanın son iş gününü %2,4 yükselişle tamamlarken, bankacılık hisselerinde yükseliş ise %4,25 oldu. USDTRY kuru pazartesi günü valörlü işlemlerde 34,25 seviyesine yükselirken, CDS tarafında ise kayda değer bir değişim olmadı. Enflasyonun gerilemekte zorluk çekmesi ardından TCMB’nin de faiz oranlarını gevşetmeye yeni yılda başlayacağı beklentisinin artması ile tahvil faizleri bir miktar yükseliş kaydetti.

Cuma günü TÜİK-TCMB işbirliği ile ilk kez açıklanan mevsim etkisinden arındırılmış enflasyon rakamlarına göre, aylık TÜFE artışı %2,80 olarak hesaplanırken, mal grubu enflasyonu aylık %2,27, hizmet grubu enflasyonu ise aylık %3,96 olarak hesaplandı. Hizmet grubu altında yer alan kira aylık %6,55 ile yıllık bazda en yüksek artışı kaydeden kalem olurken, mallar grubu altında yer alan işlenmemiş gıda fiyatlarında gerçekleşen %5,33 artış dikkat çekti. TCMB ve TÜİK işbirliğinde açıklanan yeni veri seti sonrasında yıllık enflasyonun ‘eğilimini’ inceledik. Bunu hesaplarken de, son ay gerçekleşen enflasyonu üç ay önce gerçekleşen enflasyona bölüp yıllklandırdık. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu söylemek pek de kolay görünmüyor. Yaşanan katılığı sadece para politikası ekseninde çözmek de çok kolay görünmüyor. Faiz oranı son altı aydır %50 seviyesinde olmasına rağmen, kira ve eğitim kalemlerinde enflasyonun yükselmeye devam etmesinin çözümünü sadece faiz artışında aramamak gerektiğini düşünüyoruz. Özel okullar yerine kaliteli eğitim, kira kalemini yukarı iten ana neden ola arz açığını (kiralayacak kadar yeterli ev stoğu yok) yapısal reform ile çözmek; hükûment harcamalarını ise azaltmak gerekiyor. Elbette yapısal reform kısmını zaman gerektirdiğini de göz ardı etmiyoruz.

Bu minvalde, aylar önce hastalığın tedavisinde kullanılan ilacın (faiz) talebi soğuttuğunu, kurlara istikrar kazandırdığını, tasarruf etme isteğini arttırdığını, KKM gibi büyük bir sorunun çözüme kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini, TL’nin toplam mevduat havuzunda payının %54 seviyelerine kadar yükselerek dolarizasyon eğiliminin büyük ölçüde belini kırdığını, yapılan doğru ‘işlerin’ uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından takdir aldığını, notun peşi sıra arttığını görerek büyük bir alkış tutsak da, yüksek faizin sadece enflasyon hastalığını tek başına yenmekte ya da tedavi etmekte eskisi kadar muktedir olmadığının da altını kalınca çizmek gerekiyor. Bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz. Her ne kadar Eylül ayı enflasyonunun %3’e yakın gelmesi ardından faiz indirim beklentileri (pek çok yabancı kuruluşa göre) 2025 yılına ertelense de, TCMB’nin Aralık ayında faiz indirim seçeneğini değerlendirmesi gerektiği yönünde görüşümüzü hâlen daha koruduğumuz bir kenara not düşelim. Mevcut şartlarda, otoritenin bu iletişimi yapmasının da çok kolay bir meziyet olmayacağının altını çizmek isteriz.

Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya borsalarının iyimser bir seyir izlediğini görüyoruz. ABD’de açıklanan güçlü istihdam verilerinin resesyon korkularını ortadan kaldırması sonrası dolar yen karşısında neredeyse son iki ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Zayıf YEN’den destek alan ihracat odaklı Japonya borsası %2 yükselirken, bölgesel hisse senedi kazançlarına da öncülük etti. Ham petrol fiyatları, savaşı tetikleyen Hamas saldırısının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, İsrail’in Lübnan ve Gazze Şeridindeki hedefleri bombalaması ama endişe edildiği üzere İran’a henüz bir misilleme yapmaması ile bir ayın zirvesinden geriledi. Bu hafta Perşembe günü ABD’de açıklanacak TÜFE enflasyonunun kritik önem sahip olduğunun altının çizmek istiyoruz. Yıllık manşet artışın %2,3’e gerilemesi, çekirdek artışın ise %3,2’de sabit kalması öngörülüyor.

3 aylık mevsim arındırılmış yıllık enflasyon eğilimi

Mart ayından bugüne geçen altı aylık zaman diliminde politika faizi %50 seviyesinde sabit tutulması ve öte yandan izlenen katı likidite önlemlerine rağmen, mevsimsellikten arındırılmış endeksin yıllık eğiliminde neredeyse yatay bir seyrin egemen olduğunu ve enflasyonun %40 seviyesinin altına gerilemekte zorlandığını görüyoruz. Bu nedenle de enflasyonla mücadelede kullanılan sıkı para politikasının (ilacın) formatının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Keza, bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık büyük bir direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz.

17282833236613d2371201b6614d0e03944849b960_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.