Connect with us

EKONOMİ

FED tutanakları: Fren pedalı nerede?

Yayınlanma:

|

  • Dün gece geç saatlerde FED’in bir önceki toplantısına yönelik açıklanan tutanaklar, üyelerin büyük bir çoğunluğunun, faiz artırım hızının yavaşlatılmasına, çok yakın bir zamanda başlanılacağı görüşünde olduklarına işaret etti. Bültenlerimizde son dönemde değindiğimiz üzere, FED söylem itibariyle enflasyon ile savaşında dizginler gevşetmek istemese de, faiz artırımlarında sona doğru emin adımlarla ilerliyoruz.
  • Bu görüşümüzün arkasında pek çok argüman da bulunuyor. Mesela pandemi döneminde etkili olan tedarik zinciri krizinin ve bunun getirdiği enflasyonist baskılar da hafiflemeye başladı. Nereden mi biliyoruz? Meşhur Baltık Kuru Yük endeksi, kuru yük taşıma (navlun) ile ilgili bedelleri göstermekte olan bir endekstir. Endeks son 1 senede tepeden tam tamına %80 gerileyerek pandemi öncesi seviyelere geri döndü.
  • Öte yandan Şangay konteyner endeksinde de benzer gelişmeler görüyoruz. Bu bize ne mi anlatıyor? Tedarik zinciri krizinin yavaş da olsa geride kalmaya başladığını göstererek FED’in de faiz artırım hızını yavaşlatması için önemli bir veri olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, ABD’de dün açıklanan makro ekonomik veriler de güçlü bir tablo sunmadı: Büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi PMI endeksi 2 yılı aşkın bir zamanın en düşük seviyesinde sonuçlanırken, işsizlik maaşı başvuruları 3 ayın zirvesine yükseldi.
  • Art arda 4 kez 75 baz puan faiz artırımına giden FED’in Aralık toplantısında artırım hızını yavaşlatarak 50 baz puana çekmesine bu sabah (faiz vadeli işlemlerinde) %66 ihtimal tanınıyor. Piyasalar, FED’in frene basma ihtimalinin artmasını -büyük bir coşku göstermese de- olumlu karşıladı.
  • Euro bölgesi ekonomisinin durumu hakkında gösterge kabul edilen imalat ve hizmet sektörlerini birlikte değerlendiren öncü bileşik satın alma yöneticileri endeksi (PMI) Kasım ayında beklentilerin üzerinde artış kaydederken, gece FED iyimserliği ile bu sabah EURUSD paritesi 1,0450 seviyesine yükselirken, Sterlin 1,21 seviyesini test ederek son 3 ayın zirvesine yükseldi. 2023 yılına yönelik projeksiyonlar EURUSD paritesinde 1,10 ; GBPUSD paritesinde ise 1,25 seviyesine işaret ediyor.
  • Hûlasa, FED iyimserliği ile risk iştahında yaşanan kıpırdanma ile gemiler güvenli limandan çıkmaya başlayınca, ABD Doları küresel bazda değer kaybetti; kıymetli metaller ve hisse senetlerinde ise son günlerin kayıpları bir miktar da olsa telafi edildi. Dün petrol cephesinde yine hareketli bir gün yaşandı. Avrupa Parlamentosu, Rusya’yı “terörizme destek veren devlet” olarak tanımlama kararı alırken, AB’nin bunu destekleyecek yasal bir çerçevesi olmadığı için karar büyük ölçüde sembolik kaldı. AB Rus petrolünde tavan fiyat seviyesinin 65-70 dolar aralığında olmasını değerlendirmesi ardından Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 3 dolar birden düşerek 85 dolar seviyesine geriledi. Brent ile ilgili aşağıda 77 dolar seviyesine dikkat etmek gerekiyor (bakınız grafik).
  • İçeride ise Borsa İstanbul “I believe I can fly” edası ile yükselmeye devam ederken, Bankacılık endeksi dün günü %5’e yakın etkileyici bir yükselişle tamamlarken, son günlerde revaçta olan Sasa ve Hektaş gibi hisselerin dün yön bulmakta zorlanması ile ana endekste yükseliş %1,5 ile sınırlı kaldı. Momentum (ekonomik temeller ile uyumlu olmasa da) hâlen daha yukarıya işaret ediyor. USDTRY kuru ise 18,62 seviyesinin etrafında “çakılı defans” oynamaya devam ederken, TL sepet bazında zayıf seyrini koruyor.
  • Dolar endeksinin (DXY) değer kaybetmesi ile yukarıda da belirttiğim gibi yükselen paritelere paralel EURTRY Kuru 19,40  ;  GBPTRY kuru ise 22,50 seviyesini aştı. Jeopolitik cephede ise Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan “hava harekatını sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz” dedi.
  • TCMB’nin Kasım ayı olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı bugün yapılıyor. Karar KKTC saati ile 13:00’de açıklanacak. Politika faizinin 150 baz puan indirimle %9 seviyesine getirilmesine tüm piyasa aktörleri kesin gözüyle bakılıyor. Normal şartlarda bugün ‘önemli’ bir gün olması gerekirken, karar ardından piyasa yansımasının neredeyse olmayacağını düşünüyoruz. Keza, piyasa bildiği şeye tepki vermiyor. Enflasyonun KKTC’de %120 olduğu düşünülürse, faizinin %9 mu %10 mu olduğu da pek bir anlam ifade etmiyor! TCMB’nin politika faizini bugün %9 seviyesine çekmesi ardından  gevşeme döngüsünü de sona erdirmesini bekliyoruz.
  • Tutanaklar ardından kıpırdayan iyimserlikle Nasdaq geceyi 1 yükselişle tamamlarken, yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında gösterge endeks Tokyo borsası da benzer bir yükseliş kaydediyor. Resmi verilere göre Çin’de, salgının başlamasından bu yana geçen üç yıllık sürenin en yüksek günlük COVID-19 vakasını bildirilirken, Çin, COVID’den hırpalanmış ekonomisini canlandırmak için bankaların zorunlu karşılık oranlarını (RRR) indirim olasılığını değerlendirmesi (teşvik) iyimserliğe destek verdi. Bugün ABD piyasaları Şükran Günü tatili nedeniyle kapalı konumda olacak. Türkiye cephesinde ise kapasite kullanımı, reel sektör güveni, iktisadi yönelim anketi takip edilecek. Her hafta perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın haftalık para ve banka bültenlerini irdelenecek.

>Baltık Kuru Yük Endeksi

Tedarik zinciri krizinin patlak vermesi ardından bir sene önce rekor seviyelere yükselen endeks, tepeden %80 gerileyerek yeniden pandemi dönemi öncesi seviyelere ulaştı. Navlun ücretlerinin düşmesi, enflasyon cephesinde baskınını da azaldığı anlamına geliyor. Bu da ister istemez FED’in faiz artırımında frene basma ihtimalini destekliyor.

1669266997e85d418ff5910120c34353ca68d19ffc_1_1200.jpg

>Brent

Brent cinsi ham petrol son günlerde oldukça volatil bir seyir izliyor. Asya’da patlak veren covid vakaları ve artan izolasyonlar, OPEC+’nın üretim atışı haberi sonrasında Suudi Arabistan’ın haberi yalanlaması, akabinde AB’nin Rus petrolüne yönelik tavan fiyat seviyesinin 65-70 dolar aralığında olmasını değerlendirmesi ile dün varil fiyatı 3 dolar düştü. Günün gürültüsünden ayrıldığımızda ve bir adım geriye çekilip baktığımızda farklı bir formasyonun -hata payımız yüksek olabilir- oluşmaya başladığını görüyoruz. Bu minvalde, aşağıda 77 doları takip edeceğiz. Böyle bir durumda yukarı yönlü istek (formasyon) da iptal olacak. Aksi takdirde, yeniden yükseliş isteğinin başlayabileceğini düşünüyoruz.

16692669971fd371742325eeb6df916f3cd6cee8f3_2_1200.jpg

>DXY

Doların piyasa kuru olan sepet DXY’nin 105 seviyesinden kurtulması durumunda, dolarda ilave bir zayıflık bizi bekliyor olabilir. Böyle bir durumda daha da aşağıda 102 seviyesini konuşacağız. Kanaatimiz, doların zayıflamaya devam edeceği yönünde.

166926699859506268c0916db681b20ae58d8010b1_3_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.