Connect with us

BANKA HABERLERİ

İş Bankası, girişimler için uzaktan müşteri olma dönemini başlattı

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle, “Teknoloji girişimlerine özel ürün ve hizmetlerle donatılmış şube modelini ülke geneline yaygınlaştırıyoruz” dedi

Yayınlanma:

|

Türkiye İş Bankası, hayata geçirdiği ‘İşCep Start-up Müşteri Olmak İstiyorum‘ hizmetiyle, girişimcilerin, girişimcilik şubesine uzaktan müşteri olabileceğini duyurdu.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Türkiye İş Bankası, uzaktan kimlik tespiti yönetmeliği kapsamında hayata geçirdiği ‘Müşteri Olmak İstiyorum’ deneyimini girişimler için özelleştirerek, farklı şehirlerde yerleşik teknoloji girişimlerine, ‘İşCep Start-up Müşteri Olmak İstiyorum’ hizmetiyle dijitalden müşteri olma olanağı sunuyor.

Girişimcilik dünyasını yakından tanıyan, girişimcilerle aynı dili konuşup ihtiyaçlarını anlayan, alanında yetkin ve tecrübeli çalışanların yer aldığı startup şube modelinin ilkini Kasım 2021’de İş Kuleleri’nde, ikincisini İzmir’in önde gelen teknoloji girişimcilik merkezlerinden İzQ’da, üçüncüsünü ise Ankara Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde (TEKMER) açan bankanın, girişimcilere yönelik ihtisas şubelerini yaygınlaştırma stratejisi doğrultusundaki dördüncü konumu İşCep oldu.

Teknoloji odaklı, inovatif, hızlı ölçeklenebilir ve sürdürülebilir iş modellerine sahip girişimciler, girişimcilik şubesine gitmeden, yeni hizmet sayesinde bankanın müşteri olabiliyor.

Girişimcilik şube müşterisi olan startuplar, ‘Teknolojik Girişimci Paketi’ne erişerek dijital kanallardan havale, EFT işlemlerini ücretsiz yapabiliyor.

‘Maximiles Business Startup Kredi Kart’ sahibi olarak ‘Amazon Web Services (AWS)’ işbirliğinde sunulan ‘AWS Activate’ kredisine erişebilen girişimciler, ayrıca ‘İşCep Startup’ temasını kullanarak özelleştirilmiş kampanya ve işbirliklerine ulaşabiliyor.

Girişimlerin, cep telefonlarına İşCep’i indirip Start-up Müşteri Olmak İstiyorum seçeneğine tıkladıktan sonra vergi kimlik, kimlik kartı ve cep telefonu numaralarıyla e-posta adresi bilgilerini girmesi gerekiyor. Bireysel müşteri numarası olan girişimciler sadece firmaları için başvuru formunu doldururken, banka müşterisi olmayanlar önce bireysel müşteri olarak işlemlere başlayabiliyor.

Tek ortaklı limited şirketler süreci uçtan uca dijital ortamda tamamlarken, birden fazla ortaklı limited şirket veya anonim şirket sahipleri süreci uzaktan portföy yöneticisi aracılığıyla tamamlayabiliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle, hızlandırma programlarının, fonları ve işbirlikleriyle girişimcilik ekosisteminin genişlemesini ve derinleşmesini desteklediğini belirterek, İstanbul, İzmir ve Ankara’daki girişimcilik şubelerine, girişimcilere ve ekosistem paydaşlarına geniş değer önerisi sunduklarını kaydetti.

Şubeleri aracılığıyla girişimcilik ekosisteminin yüzde 35’ini kapsayan müşteri portföyüne sahip olduklarını kaydeden Lüle, ‘İşCep Start-up Müşteri Olmak İstiyorum ile teknoloji girişimlerine özel ürün ve hizmetlerle donatılmış şube modelini ülke geneline yaygınlaştırıyoruz. Bu hizmetle ülkemizdeki tüm teknokentlere ulaşmayı amaçlıyoruz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Likidasyon ve panik: Ne var ne yok sat!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta, küresel mali piyasalar, tarife savaşlarının gölgesinde adeta likidasyon eğilimine sahne oldu. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq 100 endeksi, Perşembe günü %5,5 gerilemesi ardında Cuma günü de %6 gerileyerek (Mart 2020’den bu yana en sert düşüş) tepeden %20’den fazla düşmek suretiyle resmen ayı piyasasına girdi. ABD borsalarında Şubat 19’dan bu yana toplamda 11 trilyon dolar büyüklüğünde bir değer silindi. Ekonomik büyüme ve şirket kârlılık beklentileri aşağı yönlü revize edilirken, JPMorgan analistleri küresel resesyon olasılığını %40’tan %60’a yükseltti.

Bu gelişme, piyasalardaki karamsarlığın derinleştiğini ve ekonomik çalkantı riskinin artık daha ciddiye alındığını gösteriyor. Kötümserliğin çarpıcı bir göstergesi olan Cboe Volatilite Endeksi (VIX), Nisan 2020’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak piyasalarda belirsizlik ve korkunun zirveye tırmandığını ortaya koyuyor. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi sadece iki günde %10’dan fazla değer kaybederek tarih boyunca yedinci kez bu tür bir çöküş yaşadı. Bu tür sert düşüşler en son Lehman Brothers çöküşünde (2008) ve pandemide (2020) yıllarında görülmüştü. Yatırımcı duyarlılığını ölçen Korku ve Açgözlülük Endeksi aşırı korku seviyesine gerilerken, küresel belirsizlik endeksi de pandemi döneminin de üzerine çıktı.

Hisse senedi piyasalarında yaşanan sert düşüşler, kıymetli madenleri baskı altına alırken, her gün yeni rekorlar kırmasına alıştığımız altın haftanın son iş gününde %2,5 düşerek Kasım ayından bu yana en büyük kaybını yaşadı. Satış baskısı o kadar güçlü bir şekilde yaşandı ki, yatırımcılar zarardaki pozisyonlarına karşı kârdaki pozisyonlarını da satmaya başladı. Gümüş son üç ayda biriken kazanımlar yalnızca iki günde silerek %14’e yakın geriledi. Ancak buna rağmen, fiziki altın ve gümüş talebinin durmadığını görüyoruz. COMEX (New York merkezli emtia borsası) üzerindeki fiziki altın stoku rekor kırarken, fiziki gümüş biriktirme de olağanüstü seviyelere çıkmış durumda! Daha basit bir anlatımla, piyasada satış dalgası güvenli liman altına da sıçramış olsa bile, yatırımcılar fiziki altın ve gümüş toplamaya hız kesmeden devam ediyor. Bu da yatırımcıların uzun vadeli risklere karşı korunma amaçlı pozisyon aldığını gösteriyor.

Türbülans boyutuna ulaşan satış baskısı sonrası piyasalar FED’in bir noktada devreye gireceğini ciddi bir şekilde fiyatlamaya başladı. Şöyle ki, kısa bir süre önce faiz indirimi beklemeyenlerin sayısı ciddi boyutlara ulaşırken, gelinen noktada piyasalar uçtan uca savrularak yılın geriye kalan kısmında dört kez toplam 100 baz puan indirim fiyatlamaya başladı. Bu gelişmelerin müsebbibi de Trump politikaları ve beraberinde yaşanan büyük belirsizlik olduğunu not etmek gerekiyor. Trump, FED başkanı Powell’a çağrı yaparak faiz indirmesi için doğru bir zaman olduğunu söylerken, Başkan Powell ise Cuma günü yapmış olduğu açıklamada, Trump yönetiminin beklenenden daha yüksek gümrük tarifeleri nedeniyle ekonomide kalıcı enflasyon riskinin arttığını belirtti. Powell, bu durumun hem enflasyonu yükseltip hem de büyümeyi yavaşlatabileceğini ve FED’in iki temel hedefi olan fiyat istikrarı ile tam istihdamı tehdit ettiğini vurguladı. Bu arada her ayın ilk cuması açıklanan kritik ABD istihdam raporu yaşanan piyasa çöküşünün gölgesinde kalsa da, sürpriz bir şekilde beklentilere oranla daha kuvvetli geldi. Tarım dışı bordrolu çalışan sayısı 228bin artarken işsizlik oranı hafifçe artarak %4,2 oldu. Maaş göstergesi ise yıllık bazda tahminlerin altında %3,8 olarak gerçekleşti.

Yeni gün başlangıcında, Asya cephesinde, likidasyon eğilimi ve panik işlemlerinin hız kesmeden devam ettiğini görüyoruz. Beyaz Saray’ın gümrük tarifelerinde geri adım atmaması ve ABD Başkanı Trump’ın Çin ile anlaşmaya yanaşmaması yatırımcı güvenini sarstı. Küresel durgunluk ihtimalinin artmasıyla birlikte gösterge endeks Tokyo borsası %7,5 gerilerken, Hong Kong’un Hang Seng endeksinde kayıp %10’u aştı. Pasifiğin diğer ucunda, ABD cephesinde ise geçen haftaki tarife açıklamalarının ardından trilyonlarca dolarlık piyasa değerinin silinmesi ile başlayan iki günlük satış dalgasının devam ettiğini görüyoruz: vadeli işlemlerde S&P500 %3’ün üzerinde düşerken, Nasdaq’da düşüş %4’ü aştı. Gözler ‘kurtarıcı’ olarak FED’i takip etmeye başladı. Yukarıda da değindiğim üzere, her ne kadar FED Başkanı pek oralı olmasa da, olağan Mayıs ayı FOMC toplantısına yönelik faiz indirimi sürat kazanmaya (%56) başlarken, yılın geriye kalanına yönelik faiz indirim beklentileri de yaklaşık beşe yükseldi!

Güvenli limanlara yönelişle ABD tahvil faizleri yaklaşık 10 baz puan gerileyerek %3,90 seviyesine gerilerken, Dolar, İsviçre Frangı, EUR ve YEN karşısında zayıfladı. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah %2 daha düşerek 63 dolar seviyesine gerilemek suretiyle pandemi döneminden bu yana en düşük seviyesini test etti. Böylelikle son dört günlük çöküş yaklaşık %16 oldu! Okurlarımız petrole yönelik bu yıl hiç olumlu görüş vermediğimiz gibi petrolü beğenmediğimizi de hatırlayacaklardır. Güvenli liman altın sabah ilk işlemlerde 2,975 dolar seviyesine kadar gerilemesinin ardından 3,030 dolar seviyesine toparlanırken, gümüşün de ons fiyatı benzer bir şekilde 28,30 dolar seviyesine kadar gerilemesinin ardından 30,80 dolar seviyesine kadar yükseldi. Haftalardır 81bin dolar seviyesini test edip tekrar yukarıya yönelen Bitcoin, yaşanan türbülanstan payını alarak 77bin dolar seviyelerine kadar geriledi. Teknik mânâda aşağıda 72bin dolar seviyesine kadar geri çekilme bizler pek de şaşırtmayacaktır. Bir diğer büyük kripto para birimi olan Ethereum ise son iki haftada %20’den fazla geriledi.

Dönelim kısaca Türk mali piyasalarına… Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının %13 gerilemesi, net enerji ithalatçısı ülkeler için büyük fırsatlar yaratacağını düşünüyoruz. İçinden geçtiğimiz dönemi büyük bir türbülans olarak tanımlasak da, bu karmaşık küresel ortamda, bazı gelişmelerin Türkiye için önemli fırsatlar da barındırdığını göz ardı etmiyoruz. Mesela, petrol fiyatlarının geldiği seviye, Türkiye’nin enerji maliyetlerini düşürerek cari açıkta ve enflasyonla mücadelede elini güçlendirebilir.

Yakın çevremizdeki jeopolitik gelişmelere baktığımızda, KKTC’de başlayan müzakerelerden Suriye ve Ukrayna’nın yeniden inşasına kadar geniş bir yelpazede Türk müteahhitlerine ciddi görevler düşmesi bekleniyor. ABD’nin artan askeri harcamaları karşısında Avrupa’nın savunma konusunda Türkiye’ye yönelebileceği bir dönemden geçiyoruz. Bu durum, Türkiye’nin AB sürecinin yeniden canlanmasına da zemin hazırlayabilir.

Diğer yandan, ABD ile ilişkilerde pozitif bir ivme söz konusu. Trump dönemiyle başlayan ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la kurulan yakın diyalog sayesinde, Türkiye ABD’ye ihracatta görece düşük tarifelerle daha fazla pazar payı elde etme şansını yakalayabilir. Elbette, son haftalarda yaşanan siyasi gelişmeler olmasaydı, TCMB’nin yıl sonuna kadar her toplantıda faiz indirimine gitmesi ve rezervlerde yaklaşık 32 milyar dolarlık erime yaşanması da pek muhtemel olmayabilirdi. İvedi bir şekilde, iç siyasette tansiyonu düşürmek ve yeni dünya düzenine uygun, rasyonel ve kapsayıcı bir ekonomik hikâye yazmak gerektiğinin altını çizmek isteriz. Türkiye’nin potansiyeli, doğru yönetildiğinde bölgesel türbülansı avantaja çevirebilecek güçte olduğunu düşünüyoruz.

USDTRY kuru yeni güne, TCMB’nin defans hattını çektiği, Çanakkale geçilmez 38,00 seviyesinde salınarak başlarken, CDS risk primi ise 352 baz puan seviyesine yükselerek Kasım 2023’ten bu yana en yüksek düzeye geldi. Döviz piyasasında tansiyonun göreceli olarak düştüğünü kabul etsek de, 3 Nisan valörlü işlemlerde TCMB düşündüğümüz kadar rezerv biriktiremediğini görüyoruz. TCMB’nin net yabancı para pozisyonu 500 milyon dolar iyileşirken, yukarıda değindiğimiz üzere günler içerisinde ~ 32 milyar dolar eridi.

Elbette büyük bir belirsizliğin yaşandığı istisnai derecede olumsuz bir dönemden geçtiğimizi pekâlâ biliyoruz. Trump’ın ateşlediği tarife savaşları küresel ekonomi üzerine adeta çökerken, yaşanan likidasyon eğiliminin çok da uzun boylu olmayacağını düşünüyoruz. Olumsuz gelişmelere yeterince sert bir tepki verdiğine ikna olan piyasalarda rasyonel fiyatlama eğiliminin başlaması ile mevcut fiyatlamaların da ucuz olduğuna yönelik inancın pekişeceğini, yeni bir dengenin ve ‘hikâyenin’ başlayacağını düşünüyoruz. İşte o an gelince, trende yer almaya çalışmak gerektiğini düşünüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bankaların taşıt, konut, ticari kredi oranları neden birbirinden farklıdır?

Yayınlanma:

|

Yazan:

1. Kredi Türlerine Göre Risk ve Faiz Oranı İlişkisi

Bankalar kredi verirken, kredinin geri ödenmeme riskini göz önünde bulundurur. Bu risk ne kadar yüksekse, faiz oranı da o kadar yüksek olur.

Konut Kredisi :

Riski en düşük seviyededir. Çünkü banka kredi verilen konutu ipotek eder. Eğer borç ödenmezse, banka evi satarak zararını telafi edebilir. Uzun vadeli olduğu için faiz oranı genellikle düşük tutulur.

Taşıt Kredisi:

Konut kredisine kıyasla daha risklidir çünkü rehin edilen araç zamanla değer kaybeder.
Araç satılsa bile bankanın zararı olabileceği için faiz oranı daha yüksektir.
Vade süresi genellikle 2-5 yıl olduğundan bankalar kısa sürede kâr etmek için faiz oranını artırır.

Ticari Krediler:

En yüksek risk grubundadır. İşletmelerin gelirleri değişken olabilir, batma riski vardır.
Banka, krediye karşılık genellikle işletmenin gelirini veya ticari varlıklarını teminat alır.
Ancak birçok ticari kredi teminatsız olabilir, bu da faizi artıran bir etkendir.

Sonuç olarak:

Risk düşük ise faiz düşük olur.
Risk yüksek ise faiz yüksek olur.

2. Kredi Vadesi ve Faiz Oranı İlişkisi

Faiz oranları kredinin vadesine göre de değişir.

Konut Kredileri Uzun Vadeli Olduğu İçin Düşük Faizlidir.

10 yıl vadeli olduğu için faiz oranı düşük tutulur.
Bankalar uzun vadede faiz dalgalanmalarından korunmak için düşük oranlarla kredi verir.

Taşıt Kredileri Orta Vadeli ve Daha Yüksek Faizlidir.

Vade süresi 2-5 yıl olduğu için faiz oranları yükselir.
Araçlar değer kaybettiği için banka kısa sürede daha fazla kazanmaya çalışır.

Ticari Kredilerde Vade Esnektir ve Faiz Oranları Değişkendir.

İşletmelerin ihtiyacına göre kısa vadeli veya uzun vadeli (yatırım kredisi) olabilir.
Vade kısa olduğunda faiz düşük, uzun olduğunda ise daha yüksek olur.

3. Teminat ve Faiz İlişkisi

Bankalar, kredinin geri ödeneceğinden emin olmak için teminat talep eder. Teminatlı krediler daha düşük faizli olur.

Konut kredilerinde ev ipotek edildiği için faiz düşük tutulur.
Taşıt kredilerinde araç rehin alınsa da hızla değer kaybettiğinden faiz yükselir.
Ticari kredilerde çoğu zaman teminat yoktur veya firma varlıkları güvence olarak alınır.

Sonuç:

Bankanın elinde güçlü bir teminat varsa, faiz oranı düşer.

4. Ekonomik Faktörler ve Piyasa Koşulları

Faiz oranları sadece kredi türüne bağlı değildir, aynı zamanda ekonomik durumdan da etkilenir.
MB’sı, faiz oranlarını artırırsa bankalar da kredi faizlerini yükseltir.
Eğer faiz düşerse, kredi faizleri de azalır.

Bankaların Maliyetleri

Bankalar, müşterilerine kredi verebilmek için mevduat toplar veya borç alır.
Eğer bankanın topladığı mevduat için ödediği faiz yüksekse, kredi faizleri de artar.
Bankaların ihtiyaç, taşıt, konut, ticari kredi ve KMH faiz oranları farklıdır.
Çünkü her kredi türü farklı risk, vade, teminat ve maliyet yapısına sahiptir…

Ali COŞKUN

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

ÇİN’İN 4 BÜYÜK BANKASI SERMAYE ARTIRIMINA GİTTİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Çin’in en büyük bankalarından dördü, Pekin’in acil ekonomik sıkıntılara karşı geniş bankacılık sektörünü desteklemeye çalışırken, Maliye Bakanlığı da dahil olmak üzere yatırımcılara hisse satışları yoluyla toplam 520 milyar Rmb (72 milyar $) artıracak.

Çin Merkez Bankası, İletişim Bankası, Çin Posta Tasarruf Bankası ve Çin İnşaat Bankası, Pazar günü borsa başvurularında sırasıyla 165 milyar Rmb, 120 milyar Rmb, 130 milyar Rmb ve 105 milyar Rmb artıracaklarını söyledi.

Maliye Bakanlığı, hepsi devlete ait olan ve geçen Haziran ayı itibariyle toplu olarak yaklaşık 10 trilyon RMB sermayeye sahip olan dört bankanın sermaye artırımında önemli bir yatırımcı olacak.

Hükümete yönelik nadir enjeksiyonlar, bankaların temel birinci kademe sermayesini (düzenleyicilerin kaldıracı sınırlamak için kullandıkları bir öz sermaye ölçüsü) artıracak ve geçen Eylül ayından bu yana dünyanın en büyük ikinci ekonomisine olan güveni yeniden tesis etmeyi amaçlayan bir dizi resmi destek önleminin bir parçası.

Çin, deflasyon tehdidi, zayıf tüketici harcamaları ve dördüncü yılına giren emlak yavaşlaması ile boğuşuyor ve politika yapıcılar son zamanlarda güveni yeniden tesis etmeye çalışırken daha acil bir ton benimsediler.

Ülkenin en büyük bankaları marj baskısıyla karşı karşıya ve daha önce yetkililer tarafından işaretlenen sermaye artırımı, ekonomik açıdan kritik bir emlak sektöründe devam eden zayıflığın ortasında kredileri artırma çabasının bir parçası.

Bank of China’nın kârlılığın bir ölçüsü olan net faiz marjı geçen yıl yüzde 1,59’dan yüzde 1,4’e düşerken, Bank of Communications’da yüzde 1,27’ye hafifçe daraldı.

Yetkililer, bu ay üst düzey politika yapıcıların bir toplantısında 2025 için yüzde 5’lik bir GSYİH büyüme hedefi belirlediler ve burada bankacılık sektörüne sermaye enjeksiyonlarını finanse etmek için özel tahvillerde 500 milyar RMB ihraç etme sözü verdiler.

Çin’in ihracatı, ABD’deki Trump yönetiminden, başlangıçta Şubat ayında yüzde 10 olan ve bu ay iki katına çıkarılarak yüzde 20’ye çıkarılan yeni tarifelere tabidir. Geçen yıl ihracat, düşen konut fiyatlarının tüketim üzerinde baskı oluşturması nedeniyle büyümenin itici gücü oldu.

S&P Global analistleri bu ay, “Enjeksiyonlar, tarife rüzgarlarının ortasında ülkenin büyümesini desteklemek için fonların mevcudiyetini artıracak” diye yazdı. “Mega bankaların, politika destekli alanlara borç vererek hükümetin sosyal ve ekonomik girişimlerini desteklemede önemli bir rol oynadığını” da sözlerine eklediler.

Çin'de Merkez Bankası likidite sağlasa da nakit sıkışıklığını gideremedi |  Son dakika ekonomi haberleri

Politika yapıcılar ilk olarak geçen yıl Eylül ayında Pekin’in ipotek oranlarında indirimler ve borsa geri alımlarını açıkladığı Çin’in en büyük bankalarının yeniden sermayelendirilmesinin sinyalini verdiler. Hisse senedi piyasası, yıllarca süren düşüşlerin ardından toparlandı ve Şanghay ve Shenzhen’de listelenen hisse senetlerinin CSI 300 göstergesi geçen yıl yüzde 10’dan fazla arttı.

Ancak emlak sektörü, Şubat ayında yeni konut fiyatlarının düşmesi ve kalkınma yatırımlarının geçen yıla göre yüzde 10 düşmesiyle hala güven üzerinde ağır bir baskı oluşturuyor. Ulusal İstatistik Bürosu’nun 2023 tahminine göre, Çinli emlak geliştiricilerinin toplamda yaklaşık 12 trilyon dolarlık borcu var.

FT

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Kaynak: altinpiyasa.com

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.