Connect with us

EKONOMİ

İŞ DÜNYASI: Enflasyon, sermayeyi eritiyor

Yayınlanma:

|

Türkiye’nin önde gelen sanayi kentlerinde örgütlü sanayi odaları, ticaret odaları ve ticaret borsalarının başkanlarından, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun “Enflasyon muhasebesi zorunlu bir ihtiyaç haline geldi. Gerekli adımların atılmasını bekliyoruz” yönündeki açıklamasına destek geldi. İş insanları, enflasyonun işletmeleri tahrip ettiğini belirtiyor.

Yüksek enflasyonun işletmeler üzerindeki olumsuz etkisi, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun “enflasyon muhasebesinin zorunlu bir ihtiyaç olduğu” ve “İş dünyası olarak bu konuda gerekli adımların atılmasını beklediklerini” açıklaması ile yeniden alevlendi. Konuyla ilgili DÜNYA’ya açıklama yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı ve önde gelen illerin oda ve borsa başkanları, enflasyonun işletmeler üzerinde tahrip edici etkisi bulunduğunu, enflasyon muhasebesinin uygulanmaması halinde sermaye erimesinin kaçınılmaz olduğunu kaydediyor. Enfl asyon muhasebesi adımının atılmasının, ihracat ve istihdamda sürekliliğe ve artışların sürdürülebilirliğine katkı vereceği, enflasyon muhasebesinin finansal piyasaların da dikkatini çekeceği, TL menkul kıymetlere ilgiyi artıracağı, finansal istikrara da katkı sunacağı ifade ediliyor.

İŞ DÜNYASI TEMSİLCİLERİ DÜNYA’YA KONUŞTU

GÜRSEL BARAN / ANKARA TİCARET ODASI BAŞKANI: İşletme sermayeleri hızla eriyor

Enflasyonun şirket bilançoları üzerindeki olumsuz etkisini her platformda dile getirdik. Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye de bir rapor sunduk. İşletmeler enflasyon nedeniyle fiktif kâr elde ediyor. Buna karşılık artan fiyatın satılan ürünün yenisini almaya yetmemesi sebebiyle işletme sermayeleri hızla eriyor. Bu süreçte, işletmeler için enflasyon muhasebesi zorunluluk halini almıştır.

NURETTİN ÖZDEBİR / ANKARA SANAYİ ODASI BAŞKANI: Fiktif kâr üzerinden ödenen vergi mali yapıyı zayıflatıyor

Firmaların gerçekte olmayan kârlar üzerinden vergi ödemek durumunda kalması, mali yapılarda zayıflamaya yol açıyor. Bu aynı zamanda makroekonominin temeli olan üretim ve istihdam kapasitesini zayıflatıyor. Mevzuatta yer almasına rağmen ertelenen enflasyon muhasebesi uygulamasının bu yılı kapsayacak şekilde bir an önce yürürlüğe girmesi gerekir.

IŞINSU KESTELLİ / İZMİR TİCARET BORSA BAŞKANI: Enflasyonun tahribatını asgariye indirmek gerek

TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından dile getirilen enflasyon muhasebesi uygulamasının getirilmesi talebi son derece yerindedir. Son üç yıldır tedricen artan ve geçen yıldan bu yana etkisi daha çok hissedilen enflasyonun işletmelerimiz üzerinde yaratacağı tahribatı asgariye indirmek için önemli bir enstrümandır. En son 2004 yılında uygulanan enflasyon muhasebesinin, işletme sermayesi eriyen ve finansmana erişimi zorlaşan özel sektör için ihtiyaç haline geldi. Ekonomi yönetiminin, Türk iş dünyasının bu haklı talebini dikkate alacağına inanıyoruz.

YÜCEL BAYRAM / ADANA TİCARET ODASI BAŞKANI: Bu şartlarda enflasyon muhasebesi yapılmak zorunda

Firmalar için enflasyon muhasebesi gerekiyor. Çoğu şirket bunu yapmak zorunda, çünkü fiyat değişikliklerinde olsun, asgari ücret farklarında olsun, elektrik zammında olsun bunu nasıl yansıtacak, nasıl karşılayacak. Bu şartlarda enflasyon muhasebesini bütün şirketler, bütün tüccarlar, bütün esnaf yapmak zorunda.

ŞAHİN BİLGİÇ / ADANA TİCARET BORSASI BAŞKANI Enflasyon yüksekse her şeyiniz gider, sermayeyi bitirirsiniz

Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, ne kazanırsanız kazanın, her şeyiniz gidiyor, sermayeyi bitiriyorsunuz. Resmi enflasyon yüzde 80’lerde ve bu ortamda diyelim ki yüzde 100 para kazandınız. Vergiyi falan eklediğinizde eksiye düşersiniz, mevcudu da kaybedersiniz ki esnafın, ticaret erbabının yaşadığı budur. TOBB olarak ve hatta Bakanlar nezdinde yapılan toplantılarda bunu hep gündeme getirdik. Enflasyon bu kadar yüksek olmasa sorun değil ama yüzde 80 mi, 180 mi belli değil, bir ölçüsü de yok, inşallah 2023’te daha aşağılara çekilir.

ZEKİ KIVANÇ / ADANA SANAYİ ODASI BAŞKANI: İş dünyasının en doğal ve en haklı talebidir

Enflasyon dönemlerinde, enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkilerinin giderilmesine yönelik düzeltici işlemler yapılması gerekiyor. Zira yüksek enflasyonun karları ve sermayeyi erittiği gibi işletmelerin sermayeleri eridiği halde sürekli kar ediyor gibi gösteriyor. İşletmelerin teknik iflas durumuna düşmesini engelliyor. Enflasyon değerlemesi sonucu oluşan fon, şirketlerin öz varlığını artırdığı için finansman gider kısıtlama tutarını azaltıcı etki doğuruyor. Şirketlerin aktifinde bulunan iktisadi kıymetler, az da olsa rayiç bedellere yükselmektedir. Enflasyon değerlemesi sonucu oluşan yeni değerler üzerinden amortisman ayrılacağından, şirket karlarındaki fiktif değerler az da olsa gerçek duruma getirilmiş olacaktır. Bu nedenlerden dolayı, enflasyon muhasebesi zorunlu ihtiyaç olarak ön plana çıkmaktadır.

TUNCAY YILDIRIM / GAZİANTEP TİCARET ODASI BAŞKANI: Enflasyonla mücadeleye katkı sağlar

“Yüksek enflasyon ne yazık ki mali tablolarımızda tahribata yol açmaktadır. İşletmelerimiz yükselen enflasyon nedeniyle oluşan gerçek olmayan kârların vergilendirilmesi ile karşı karşıya. Bu da işletmelerimizin sermayelerini vergi yoluyla devlete aktarmalarına sebep olmaktadır. Aynı zamanda da işletmeler yerine koyma maliyetini dikkate alarak fiyat belirleme durumunda kalıyor ki bu durum enflasyon açısından olumsuzluk demek. Dolayısıyla enflasyon muhasebesi zorunlu bir ihtiyaç haline geldi. Enflasyon düzeltmesi, finansal tabloların gerçeği yansıtması ve vergi matrahlarının doğru bir şekilde hesaplanması için parasal olmayan varlıkların enflasyon karşısında eriyen değerleri yerine gerçek değerleri ile bilançolara yansıtılmasını sağlayacaktır.

ADNAN ÜNVERDİ / GAZİANTEP SANAYİ ODASI BAŞKANI: Enflasyonun işletmelere olumsuz etkisini hafifletir

2021 yılında ülkemiz ekonomisinde enflasyon muhasebesinin şartları sağlanmış olsa da ilgili uygulama 2023 yılına ertelenmiştir. Bu ertelemenin kaldırılıp; 2022 yılında KOBİ tanımına girmeyen yüksek cirolu büyük ölçekli firmalara enflasyon muhasebesinin uygulanması izni verilmesi firmalarımıza önemli ölçüde esneklik sağlayacaktır. Günümüz zorlukları göz önünde bulundurulduğunda, sağlanacak bu imkan işletmelerimizin sürdürülebilirliğine katkıda bulunacak, enflasyonun işletmelerimize yönelik olumsuz yansımalarını biraz olsun hafifletecektir.

SELÇUK ÖZTÜRK / TOBB BAŞKAN YARDIMCISI VE KONYA TİCARET ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI: Yüksek satış rakamları aldatmasın

“Türkiye’de de dünyada olduğu gibi son bir yıldır enflasyon sürecine girildi. Şu an bununla topyekün mücadele ediyoruz. Ama burada şirketlerin sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da ifade ettiği gibi bir enflasyon muhasebesi yapması gerekiyor. Mesela bir üretici hammaddeyi pahalı alıyor, üstüne belirli bir kâr koyup satıyor. Ama ürününü sattığı para ile yeniden hammadde almakta zorluk çekiyor. Fiyatı artan ürünlerde kâr oranı artmıyor aslında. Yüksek cirolar yüksek kar gibi algılanıyor. O yüzden şirketlerimiz tedbirlerini almalı. Zarar etmeyecek şekilde rakamlar planlanmalı ve şirket sermayeleri enflasyona kurban edilmemeli.

SEDAT SİLAHTAROĞLU / MAKİNE İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI: İşletmeleri ve sermayeyi korumamız gerekiyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, enfl asyon muhasebesi uygulamasını talep ediyoruz açıklamasına yüzde yüz katılıyorum. Yükselen enflasyon karşısında ve değişken hammadde ihtiyaçları karşısında işletmelerin birinci sorunu sermayelerini korumak. O bakımdan bunları dikkate alınca varlıkların yeniden değerlenmesi, enflasyon muhasebesinin mutlaka uygulanmasının zorunlu hale geldiğini ifade edebilirim. İşletmeleri korumamız gerekiyor. Sermayeleri korumamız gerekiyor.

MUSTAFA GÜLTEPE / TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) BAŞKANI Enflasyon muhasebesi, reel sermaye kaybını önleyecek

● Bugün gelinen noktada, enflasyon muhasebesinin yapılması için gerekli şartların oluştuğunu söyledi. Gültepe, “Son 3 yıllık kümülatif enflasyon oranı ÜFE yüzde 300’e TÜFE’de yüzde 150’ye yaklaştı. Stoklar, duran varlıklar ve benzeri temliklerin vergilendirilmesi, bu şartlar altında reel sermaye kaybına yol açarak iktisadi faaliyet üzerinde negatif bir etki oluşturacak” dedi. Enfl asyon muhasebesinin, reel sermaye kaybını önleyeceğini kaydeden Gültepe şöyle konuştu: “Enflasyon muhasebesi, yatırımlar başta olmak üzere iktisadi faaliyete pozitif bir etki yapacaktır. Dolayısıyla bu adımın atılması, ihracat ve istihdamda sürekliliğe ve artışların sürdürülebilirliğine katkı verecektir. Enflasyon muhasebesi finansal piyasalarda da dikkat çekecektir. Dolayısıyla TL menkul kıymetlere ilgiyi de artıracağı için finansal istikrara da katkı sunacak bir adım olarak görüyoruz. Her şeyden önemlisi, enflasyon muhasebesi sayesinde firmalarımızın reel gelirleri üzerinden vergilendirilecek ve öngörülebilir projeksiyonlar yapabilecektir. Firmalarımızın, mevcut durumu yönetme ve gelecek projeksiyonlarını oluşturma kabiliyetlerini güçlendirmek adına enflasyon muhasebesi yapılmasının faydalı olacağına inanıyoruz.”

İBRAHİM BURKAY / BURSA TİCARET VE SANAYİ ODASI (BTSO) YÖNETİM KURULU BAŞKANI: “Enflasyon muhasebesi uygulaması zorunlu hale geldi”

● Türkiye bu zorlu sürecin üstesinden gelecek güce sahiptir. Ancak bu zorlu dönemi hızla geride bırakmak için gerekli tedbir ve politikaların uygulanması çok önemli. İşletmelerimizin enflasyon karşısında sermayelerini koruyabilmeleri için enflasyon muhasebesine geçilmesi zorunlu hale geldi. Küresel enerji fiyatlarındaki artış ve tedarik zincirlerindeki bozulma nedeniyle üretici fiyat endeksinde önemli bir artışla karşı karşıyayız. Yüksek enflasyonun yol açtığı risklerin nasıl yönetileceği konusunda bazı belirsizlikler var. Şu anda işletmelerin bilançoları gerçek değerleri yansıtmıyor. Öz sermayesi ve makine teçhizatı güçlü olan firmalar, sermayeleri eridiği halde yüksek enflasyon nedeniyle kar etmiş gibi görünüyor. Bu durum mali yapılarda bozulmaya ve kaynak kullanımında verimsizliğe yol açıyor. Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacına dönük taleplerini Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye aktardık. Daha önce BTSO olarak gündeme taşıdığımız enflasyon muhasebesinin yanı sıra KGF destekli yeni kredi paketlerinin oluşturulması gibi bir dizi destek talebimizi Sayın Bakanımıza bildirdik. En kısa zamanda bu desteklerin birer birer hayata geçeceğini temenni ediyoruz.

CELALETTİN KESİKBAŞ / ESKİŞEHİR SANAYİ ODASI BAŞKANI: Sanayicilerin yüzde 87’si enflasyon muhasebesi istiyor

● “Eskişehir Sanayi Odası olarak, 453 işletme ile gerçekleştirdiğimiz ‘Güncel Ekonomik Beklenti’ konulu anketimizin sonuçlarını aldık. ‘2022 yılı için enflasyon muhasebesinin uygulanmasını istiyor musunuz?’ sorusuna yüzde 87 oranında ‘evet’ denildi. “Reel sektör enflasyon muhasebesi talep ediyor. İşletme sermayelerinin hızla eridiği enflasyonist ortamda reel sektör enflasyon muhasebesi düzenlemesi talep ediyor. Şu anda enflasyon düzeltmesi ile ilgili bir belirsizlik ortamı doğmuştur. Bu belirsizliğin çok uzatılmadan netleştirilmesi beklenmektedir. Yüksek enflasyon ortamında enflasyonun etkilerinden arındırılmaksızın hesaplanacak kar/zarar sonucu üzerinden vergilendirme yapmak, vergi adaleti açısından önemlidir.

DÜNYA

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.