Connect with us

Erol Taşdelen

KRİZ ORTAMINDA RASYONEL AKIL TUTULMASI NEDİR?

Yayınlanma:

|

Rasyonel akıl tutulması, kişinin mantıklı ve objektif düşünme yetisinin geçici olarak zayıfladığı veya devre dışı kaldığı bir durumu ifade eder. Bu kavram, genellikle kişinin kendi çıkarları doğrultusunda bile mantıksız davranışlar sergilemesine neden olan bir düşünce tarzını veya psikolojik durumu anlatır. Rasyonel akıl tutulması, bireyin önündeki açık gerçeklere, mantıklı argümanlara veya olgulara rağmen irrasyonel kararlar almasına yol açabilir.

Bu durum genellikle şu nedenlerle ortaya çıkar:

  • Yoğun duygusal tepkiler: Korku, öfke, stres ya da aşırı heyecan gibi güçlü duygular, kişinin rasyonel düşünme yetisini gölgeleyebilir.
  • Bilişsel önyargılar: İnsanların inançları, geçmiş deneyimleri veya önyargıları, objektif kararlar almalarını engelleyebilir.
  • Sosyal baskı: Grup dinamikleri ve toplumsal beklentiler, bireylerin kendi akıl yürütmelerinden ziyade çevrelerine uyum sağlama eğiliminde olmalarına yol açabilir.
  • Bilgi eksikliği veya yanlış bilgi: Yeterli ve doğru bilgiye sahip olunmaması da yanlış kararlar verilmesine neden olabilir.

Bu terim, özellikle ekonomi, psikoloji ve sosyal bilimlerde bireylerin ya da toplulukların neden bazen açık ve rasyonel çözümler yerine irrasyonel tercihler yaptıklarını açıklamak için kullanılır.

AKIL TUTULMASI HANGİ ORTAMDA ORTAYA ÇIKAR?

Rasyonel akıl tutulması, bireylerin veya toplulukların mantıklı düşünme ve karar verme yetisini zayıflatan çeşitli ortamlarda ve koşullarda ortaya çıkabilir. Bu tür durumlar genellikle güçlü duygusal, bilişsel veya sosyal baskılarla ilişkilidir. İşte rasyonel akıl tutulmasının sıkça görüldüğü bazı ortamlar:

1. Kriz Anları veya Acil Durumlar

Kriz, tehlike veya acil durumlar, insanların hızlı ve duygusal tepkiler vermesine yol açar. Örneğin, doğal afetler, finansal çöküşler veya savaş gibi yüksek stresli ortamlar, bireylerin mantıklı düşünebilme yetisini zayıflatabilir. Bu tür anlarda insanlar kısa vadeli düşünmeye eğilim gösterir ve uzun vadeli sonuçları göz ardı edebilir.

2. Yoğun Duygusal Ortamlar

Güçlü duygusal etkileşimlerin olduğu ortamlarda (örneğin, bir kayıp, büyük bir başarısızlık veya hayal kırıklığı yaşandığında) rasyonel akıl tutulması daha yaygın olarak görülür. Aşırı öfke, korku veya heyecan, bireyin objektif ve dengeli düşünme kapasitesini zayıflatabilir.

3. Grup Dinamikleri ve Sosyal Baskı

Grup içinde karar verme süreçlerinde bireyler, çoğunluğun görüşüne uyma eğiliminde olabilirler. Buna “grup düşüncesi” (groupthink) adı verilir. İnsanlar, topluluğun kabul ettiği bir fikre katılmak için kendi rasyonel analizlerinden vazgeçebilirler. Özellikle sosyal uyum baskısının yüksek olduğu topluluklarda bireyler, mantıksız olmasına rağmen, grup normlarına uymaya çalışabilirler.

4. Yoğun Rekabet Ortamları

İş dünyasında veya spor gibi rekabetin yüksek olduğu ortamlarda, bireyler kazanma hırsıyla mantıklı düşünme yetisini yitirebilirler. Rakiplere karşı üstünlük sağlama arzusu, uzun vadeli stratejik düşünceyi gölgede bırakıp anlık ve irrasyonel kararlar almalarına neden olabilir.

5. Bilişsel Önyargıların Yoğun Olduğu Ortamlar

Bireyler, önyargıların ve yanlış inançların yoğun olduğu ortamlarda rasyonel düşünmeden sapabilirler. Örneğin, önceden sahip olunan inançları doğrulayan (confirmation bias) bilgilerin ön plana çıktığı ve karşıt bilgilerin göz ardı edildiği durumlarda rasyonel kararlar almak zorlaşır. Politik veya ideolojik ortamlarda bu tür akıl tutulması daha sık görülür.

6. Belirsizlik ve Bilgi Eksikliği

Bireylerin karar verebilmek için yeterli bilgiye sahip olmadığı durumlar da rasyonel akıl tutulmasına zemin hazırlar. Bilgi eksikliği, belirsizlik ve karmaşık durumlar, bireyleri irrasyonel davranışlara sevk edebilir. Bu tür ortamlarda insanlar, doğru bilgi yerine sezgilere, geleneklere veya sosyal normlara göre hareket edebilir.

7. Teknolojik ve Kültürel Değişim Ortamları

Hızla değişen teknolojik ve kültürel koşullar da bireylerin rasyonel akıl yürütmesini zorlaştırabilir. Yeni teknolojilerin hızla gelişmesi, eski bilgilere dayanarak yapılan kararların geçerliliğini yitirmesine yol açabilir. Aynı şekilde, kültürel normların hızla değiştiği toplumsal ortamlar, bireylerin adaptasyon süreçlerinde hata yapmalarına ve irrasyonel davranışlar sergilemelerine neden olabilir.

Rasyonel akıl tutulması, bu ortamlarda insanların karar alırken mantıklı ve stratejik düşünme yetisini kaybetmesi ile belirginleşir. Bu tür durumlar, genellikle duygusal ya da bilişsel aşırı yüklenmeler sonucunda ortaya çıkar.

RASYONEL AKIL TUTULAMASI YAŞAYAN ŞİRKET YÖNETİCİ FİRMASINA NASIL ZARAR VERİR?

Rasyonel akıl tutulması yaşayan bir şirket yöneticisi, mantıklı düşünme ve karar verme yetisini geçici olarak kaybettiğinde, bu durum firmaya ciddi zararlar verebilir. Yönetici, kısa vadeli ve duygusal kararlar alarak, firmanın uzun vadeli çıkarlarını göz ardı edebilir. Bu tür hatalar, finansal performanstan itibar kaybına kadar pek çok alanda olumsuz sonuçlar doğurabilir. İşte rasyonel akıl tutulmasının bir şirkete nasıl zarar verebileceğiyle ilgili bazı kritik noktalar:

1. Stratejik Hatalar

Bir yöneticinin rasyonel düşünme yetisini kaybetmesi, firmanın stratejik kararlarında hatalar yapılmasına yol açar. Yanlış yatırımlar, mantıksız genişleme planları, gerçekçi olmayan hedefler belirlemek gibi stratejik hatalar, firmanın kaynaklarını boşa harcamakla sonuçlanabilir. Örneğin, pazar analizi yapılmadan bir sektöre girmek veya kısa vadeli kar beklentisiyle riskli yatırımlara yönelmek, firmanın uzun vadeli başarısını tehlikeye atabilir.

2. Finansal Kayıplar

Rasyonel akıl tutulması, yöneticilerin finansal kararlarını sağlıklı bir şekilde alamamalarına neden olabilir. Örneğin, bir yöneticinin piyasa verilerini yanlış yorumlaması, gereksiz borçlanmaya gitmesi veya nakit akışını yanlış yönetmesi, firmayı likidite sıkıntısına sokabilir. Yanlış finansal kararlar, firmanın karlılığını ve uzun vadede hayatta kalmasını riske atabilir.

3. Rekabet Gücünü Kaybetmek

Mantıksız kararlar alan bir yönetici, rakiplerine karşı stratejik dezavantajlara yol açabilir. Örneğin, rakiplerin inovasyonlarına veya piyasa trendlerine uyum sağlamamak, firmanın rekabet gücünü zayıflatır. Bu durum, müşterilerin başka firmalara yönelmesine ve pazar payının kaybedilmesine yol açabilir. Ayrıca, rasyonel akıl tutulması yaşayan yöneticiler, firmanın rekabetçi avantajlarını yanlış değerlendirebilir ve bu da rakiplerle yarışta geri kalmaya neden olur.

4. Çalışan Morali ve Verimlilik

Rasyonel akıl tutulması yaşayan yöneticilerin aldığı irrasyonel kararlar, çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, çalışanları ilgilendiren yanlış kararlar (haksız terfiler, gerçekçi olmayan hedefler, ani işten çıkarmalar) ekip içinde moral bozukluğuna ve düşük verimliliğe yol açabilir. Bu da firmanın üretkenliğini ve iç uyumunu bozar, çalışan bağlılığını zayıflatır.

5. İtibar Kaybı

Bir yöneticinin irrasyonel kararlar alması, firmanın itibarına ciddi zarar verebilir. Özellikle müşteri ilişkilerinde veya kamuoyuna yönelik alınan yanlış kararlar, markanın güvenilirliğini ve itibarını zedeleyebilir. Örneğin, müşteri memnuniyetini göz ardı eden politikalar uygulamak veya toplumun beklentilerine aykırı davranışlarda bulunmak, firmanın imajına ciddi darbe vurur.

6. Hızla Değişen Pazar Koşullarına Uyum Sağlayamama

Rasyonel akıl tutulması, yöneticilerin pazar koşullarındaki değişimleri yeterince hızlı ve doğru bir şekilde algılamalarını engelleyebilir. Özellikle teknolojik yenilikler, müşteri taleplerindeki değişimler veya yasal düzenlemelerdeki yenilikler gibi konularda yanlış kararlar almak, firmanın uyum sağlama kabiliyetini azaltır. Sonuç olarak, firma değişen koşullara uyum sağlayamaz ve bu da uzun vadede rekabetten çekilmesine veya pazar payını kaybetmesine yol açabilir.

7. Kaynak İsrafı

Mantıksız ve plansız kararlar, şirketin kaynaklarının israf edilmesine neden olabilir. Örneğin, gereksiz projelere yatırım yapmak, pazar araştırması yapılmadan ürün geliştirmek veya fazla personel işe almak gibi kararlar, firmanın hem finansal kaynaklarını hem de zamanını boşa harcamasına neden olur. Bu durum, özellikle sınırlı kaynaklara sahip firmalar için sürdürülebilirliği zorlaştırır.

8. Yasal ve Etik Sorunlar

Rasyonel akıl tutulması yaşayan bir yönetici, yasal ve etik kuralları göz ardı ederek riskli kararlar alabilir. Özellikle kısa vadeli kazanç hedefleriyle hareket eden yöneticiler, yasal düzenlemeleri ihlal eden veya etik olmayan iş uygulamalarına yönelebilir. Bu tür davranışlar, firmanın yasal yaptırımlarla karşılaşmasına, davalarla uğraşmasına ve itibar kaybına yol açabilir.

9. Müşteri Kayıpları

İrrasyonel kararlar müşteri ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir. Örneğin, fiyat politikalarında yapılan hatalar, müşteri hizmetlerinde aksaklıklar veya ürün kalitesinin düşmesi, müşterilerin firmadan uzaklaşmasına yol açabilir. Müşteri memnuniyetini göz ardı eden politikalar, firmanın müşteri sadakatini kaybetmesine ve pazardaki konumunun zayıflamasına neden olur.

Sonuç

Rasyonel akıl tutulması yaşayan bir şirket yöneticisi, kısa vadeli ve duygusal kararlarla firmanın geleceğini tehlikeye atabilir. Stratejik hatalar, finansal kayıplar, rekabet gücünü kaybetme, çalışan motivasyonu ve itibar kaybı gibi unsurlar, firmanın uzun vadeli sürdürülebilirliğini zayıflatır. Yönetici akıl tutulması yaşadığında, objektif kararlar alma yetisi kaybolur ve bu durum, firmanın sağlıklı bir büyüme stratejisi izleyememesine yol açar.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Konkordato Alan Firmalar Reel Piyasayı Nasıl Bozuyor?

Yayınlanma:

|

Türkiye’de artan konkordato başvuruları ve kolay alınabilen kararlar, sadece borçlu firmaları değil, tüm ekonomik sistemi derinden olumsuz etkilemektedir. Konkordato sürecine giren bir firma, reel piyasada zincirleme etkiler yaratarak tedarik zincirini bozar, fiyat dengesini sarsar ve güven ortamını zedeler. Bu bozulmalar hem konkordato öncesi hem de sonrası süreçte farklı şekillerde ortaya çıkar.

Konkordato Öncesi: Gizli Kriz Dönemi

Konkordato başvurusundan önceki süreçte firmalar mali sıkıntılarını genellikle gizler. Ancak piyasada dikkatli gözlerden kaçmayan bazı davranışlar bu sıkıntının sinyallerini verir:

1. Ödemelerde Gecikmeler ve Yapılandırma Talepleri

Firma, tedarikçilerine olan ödemelerini geciktirmeye başlar. Çek ve senetlerini döndürür, vadeleri uzatmak ister, borçlarını yeniden yapılandırma teklifleri sunar.

➡️ Bu durum piyasada güveni sarsar ve ticaret yavaşlamaya başlar.

2. Dampingli Satışlar ve Fiyat Bozulması

Nakit ihtiyacıyla firma, elindeki malları normal piyasa değerinin çok altında satar. Bu agresif fiyatlama, sektördeki diğer oyuncuları zararına satışa zorlar ve rekabeti bozar.

➡️ Piyasa fiyat dengesi altüst olur.

3. Yoğun Mal Alımı – Ödeme Geleceğe Yayılır

Firma, riskini çevreye yaymak için piyasadan vadeli mal toplamaya çalışır. Ödemeler geleceğe yayılırken, alacaklılar bu durumu genellikle fark edemez.

➡️ Risk, domino etkisiyle başka firmalara taşınır.

Konkordato Sonrası: Yasal Koruma Dönemi

Firma konkordato ilan ettiğinde borçları dondurulur ve alacaklılar tahsilat yapamaz. Bu durum reel piyasada yeni kırılmalara neden olur.

1. Tahsilat Zinciri Kırılır

Alacaklı firmalar tahsilat yapamayınca kendi ödeme dengeleri bozulur. Bu durum tedarik zincirinde domino etkisi yaratır.

➡️ Sağlıklı firmalar bile bu zincirleme etkiyle darboğaza girer.

2. Bankacılık Riski Artar

Alacaklı firmaların bilançolarında tahsili geciken alacaklar artar. Bankalar bu firmaların kredi riskini artırır, kredi derecelendirme notları düşer.

➡️ Sadece borçlu firma değil, alacaklılar da finansal olarak cezalandırılır.

3. Mal Temini Zorlaşır

Konkordato ilan eden firma, piyasadan artık vadeli mal alamaz. Çoğu firma peşin çalışmak ister, bu da konkordato sürecindeki firmanın toparlanmasını daha da zorlaştırır.

➡️ Üretim ve ticaret hacmi daralır, istihdam riske girer.

Reel Piyasada Bozulma Nasıl Yayılıyor?

Etki Alanı Bozulma Şekli
Ticari Güven Şirketler arasında temkinli ve daralan ilişkiler
Nakit Akışı Tahsilatlar aksar, ödemeler gecikir
Fiyat Mekanizması Damping nedeniyle maliyetin altında satışlar
Bankacılık Sistemi Kredi riskleri yükselir, yeni kredi muslukları kapanır
Tedarik Zinciri Zincirleme iflas ve daralma etkisi

Konkordato, yalnızca batmakta olan bir firmayı kurtarma süreci değildir. Yanlış kullanıldığında, reel sektörde ciddi güven kayıplarına, fiyat bozulmalarına ve ödeme zinciri krizlerine yol açar. Konkordato sürecinin şeffaf, denetimli ve gerçekten “iyi niyetli borçlular” tarafından kullanılması, sistemin sürdürülebilirliği için hayati önemdedir.

Konkordato; sadece borçlu firmayı değil, doğrudan ve dolaylı olarak onlarca firmayı, yüzlerce çalışanı, bankacılık sistemini ve genel piyasa dengelerini sarsar. Özellikle öncesinde sessiz ilerleyen kriz, piyasada açık yara haline gelir. Her konkordato, aslında güven ekonomisinin kırılma noktasıdır.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.