Connect with us

GÜNCEL

Öz Saygınızı Başkalarının Görüşlerine Dayandırmayın

Yayınlanma:

|

“Diğer İnsanların Hakkınızda Ne Düşündüğü Konusunda Endişelenmeyi Nasıl Bırakırsın” adlı popüler HBR makalesinin yazarı, psikolog Micheal Gervais, insan potansiyelinin en büyük sınırlayıcısı olan soruna dikkat çekiyor. Gervais, bu sorunun FOPO adını verdiği, “başkaları ne düşünür korkusu” olduğunu iddia ediyor. Gervais; dünyaca ünlü atletlerin, sanatçıların ve müzisyenlerin yanı sıra Fortune 100 liderleri ve ekipleriyle birlikte çalışarak yeni kitabı Yetkinliğin İlk Kuralı’nda (Harvard Business Review Press) FOPO’nun üstesinden gelmek için yararlı zihinsel becerileri ve egzersizleri bizimle paylaşıyor. Kısmen düzenlenmiş olan bu alıntı, öz saygımızı dış kaynaklara dayandırmak-veya onay almak için başkalarına yönelme- eğilimimizi inceliyor.

Hillary Allen, sinirbilim alanındaki doktorasını tamamlamak üzereydi. Aynı zamanda skyrunning sporunda da birinci sıradaydı. Bu, kısaca, katılımcıların dağda yokuş yukarı uzun mesafe maraton koştuğu bir spor.

Finding Mastery podcast’imde bana şöyle bir anısından bahsetti. Öğretmenlik yapan Hillary, yaz tatilinde yarışmak için üç aylığına Avrupa’ya gitti. Kuzey kutup dairesinde olan Norveç, Tromsø’da o yaz gerçekleştirilen final yarışında yolu yarılamıştı bile. Tepeyi geçerken bir fotoğrafçı gözüne çarptı. Adam, onu yarışın teknik bir bölümünden dönerken fotoğrafını çekmek için bekliyordu. Hillary her zaman, hatta acı içinde olduğu zamanlarda bile, güldüğü için adam ona “Güler Yüz” adını takmıştı. “Marhaba Ian,” diye Hillary adamı selamladı. Adamın cevabıysa “Bu köşede benim için kocaman gülümse şimdi,” oldu.

Hillary’nin yarışa dair son hatırladıklarıydı bu. Bunun ardından, gevşek bir taşa basmasıyla uçurumun kenarından 46 metre aşağıya düşmüştü. Dik ve pek dost canlısı gözükmeyen bir kayanın tepesinde durana kadar vücudu dağlık alanda birkaç defa sekmişti. Bu olayın üstüne toplamda 14 kemiği kırılmıştı. Bunlar arasında her iki ayağı, her iki bileği, sırtındaki L-4 ile L-5 omurları ve beş kaburgası bulunuyordu.

Hillary’nin düştüğünü gören yarışçılardan biri, kendi hayatını tehlikeye atarak onu kurtarmak için aşağıya inme cesareti gösterdi. Hillary’nin açık yaraları vardı ve her tarafı kan içindeydi. Yaşamsal belirtilerini kontrol etmek yarışçının aklına bile gelmedi, o an bir cesetle karşı karşıya olduğunu düşünüyordu. Fakat Hillary’nin göğsü yükseldi ve bilincini geri kazandı.

Onu kurtaran adama ilk sözleri şunlar oldu: “İyi olacak mıyım?”

. . .

Belirsizliğin olduğu her alanda iyi veya güvende olduğumuzu bilmek isteriz. Doğumhane. Toplantı odası. Yatak odası. Sınıf. Ne zaman korkarsak, tedirgin olursak ve kafamız karışsa ya cevabı kendimizde ararız ya da söz konusu otoriteyi, yani başkalarının görüşlerini, baz alırız. Hillary soruyu sorduğunda, tam bir ölüm kalım meselesiydi. Fakat bu durum, aynı zamanda; korku, şüphe veya belirsizlik anlarında durumumuzu değerlendirmek için içgüdüsel olarak nasıl başkalarına başvurduğumuzu da çok güzel ortaya koyuyor.

Öz saygı, insan olarak değerimiz hakkında geliştirdiğimiz temel inançlarımızdır. Kendimizi nasıl gördüğümüz ve algıladığımızdır. İnsanların, bir değere ya da öneme sahip olmak için nasıl olmaları veya ne yapmaları gerektiği konusunda farklı görüşleri vardır.

Bir kişinin öz saygısı akademik yeteneklerine bağlıyken bir diğerininki başkalarının onu çekici görmesine ya da Tanrı’nın sevgi ve onayına bağlı olabilir. Öz saygı, genel olarak öz saygıyla ilgili alanlardaki başarı veya başarısızlıkla ilişkilendirilir. Başarı, sadece bir işi yapabildiğinizi göstermez. Aynı zamanda değerli ve önemli olduğunuzu vurgular. Sadece öz saygı bayrağımızı diktiğimiz alanlar söz konusu olduğunda kendimiz hakkında yargıda bulunuruz.

Öz saygımızı dış etmenlere bağlamak, işe yaradığı durumlarda kısa vadeli faydalar sağlayabilir. Başarı elde ettiğimizde duygusal ve kimyasal olarak ödüllendiriliriz. Hipotalamusumuz, yaygın olarak mutluluk hormonu olarak da adlandırılan dopamin hormonunu üretir. Bu sayede öz saygımız artar ve böylece güvende, emin ve üstün hissederiz.

Fakat başkalarından onay almaya ve toplum tarafından kabul görmeye olan bağımlılığın bir tarafı da karanlık bir alter ego’dur. Bu alternatif benlik, kendini zaman içerisinde ortaya çıkarır çünkü öz saygıyı dışa vurmak temel insan ihtiyaçlarını -yetkinlik, özerklik ve bağlılık- zayıflatır.

Öz saygınızı, belirli bir alandaki başarınız veya başarısızlığınızla ilişkilendirdiğinizde ilk dürtünüz kendinize ve başkalarına değer koşullarını karşıladığınızı kanıtlamak olur.

Öz saygımızı dış etmenlere bağlayarak kendimizi öz saygı elde etmeye çalıştığımız bitmez bir döngünün içinde buluruz. Öz saygımız, kişisel başarılarımızın bir nedeninden ziyade bir sonucu olduğunda kapana kısılırız. Bu durumda, öz saygımız başarılarla beslenirken; engeller, başarısızlıklar ve başkalarının görüşleri tarafından durmadan yıpratılır.

Öz saygıyı koşullara bağlama sorununu çözmek, düşündüğünüz kadar karmaşık değildir. Regresyon terapisine ve küçükken bakıcılarınızın alttan alta size verdiği şarta bağlı değer mesajlarını anlamaya ihtiyacınız yok. Ayrıca, büyürken katlandığınız duygusal veya fiziksel eziyeti tekrar çekmeniz gerekmiyor.

Tek yapmanız gereken, olduğunuz gibi değerli olduğunuzu anlamak. Aldığınız not (ister A ister F olsun), işiniz, yaşınız, maratonda ne kadar koştuğunuz, şirketteki pozisyonunuz, ilişki durumunuz, ne kadar paranız olduğu veya hapis cezası çekmeniz sizi tanımlamaz. Doğuştan gelen bir değeriniz var ve bu değer, yaptığınız ya da yapmış olduğunuz hiçbir şeye bağlı değil. Ne kadar erdemli olduğunuz veya kaç defa hata yaptığınız bunu belirlemez. Erdemli olup olmamanız veya yaptığınız hatalar, insan olarak değerinizi hesaplamada bir role sahip değildir. Yaptığınız eylemlerden dolayı değil, var olduğunuz için değerlisinizdir.

Öz saygıyla ilgili yanlış yerleşmiş bir görüşü daha fazla çözümleyip yıkmak için öz saygınızın temellerine inmeli ve bir farkındalık geliştirmelisiniz. Ne söz konusu olduğunda değer duygunuzu dış etmenlere bağlıyorsunuz? Hangi alanlarda değerli hissetmeniz için belli standartları karşılamanız gerekiyor? Öz saygınızın bağlı olduğu tek bir alan olmak zorunda değildir, birkaç alan bu görevi görebilir. Öz saygımızla ilgili fikrimizi en sık temellendirdiğimiz konular şunlardır:

  • Toplumsal onay: Öz saygım; kabul görmek, takdir edilmek ve onaylanmaya bağlıdır.
  • İş Ortamı: Öz saygım, iş yerindeki performans standartlarına bağlıdır.
  • Para: Öz saygım, finansal durumuma bağlıdır.
  • Akademik Başarı: Öz saygım, akademik başarıma bağlıdır.
  • Dış Görünüş: Öz saygım, çekicilikle ilgili kültürel standartları karşılayıp karşılayamama bağlıdır.
  • Sosyal Karşılaştırma: Öz saygım, belli bir alanda başkalarından “daha iyi” olmama bağlıdır.
  • Erdem: Öz saygım, erdemli biri olmama bağlıdır.
  • Ebeveynlik: Öz saygım, çocuğumun başarılarına ve refahına bağlıdır.
  • Güç: Öz saygım, güç algıma bağlıdır.
  • Tanrı Sevgisi: Öz saygım, Tanrı’nın sevgisine bağlıdır.
  • Aile Onayı: Öz saygım, ailemin isteklerini yerine uyup uymamama bağlıdır.

Öz saygınızın nerede olduğunu bilmek, size davranışlarınızı ve tepkilerinizi nelerin yönlendirdiğini anlamınıza yardımcı olur. Aynı zamanda, psikolojik olarak kırılgan olduğunuz noktalar bakımından farkındalığınızı geliştirmenizi sağlar.

HBR

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump’ın koltuğa oturmasına beş kala çanlar piyasalar için çalıyor!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride kalan ve belki de yılın fiili olarak başladığı ilk haftaya küresel mali piyasalar pek de iyimser bir başlangıç yapamadı. Sizin de takdir edeceğiniz üzere, Trump’ın yaklaşan ayak sesleri piyasalar üzerinde var olan baskıyı daha da artırdı. Şöyle ki, İngiltere’de 30 yıl vadeli tahvil faizi son 27 yılın zirvesine yükselirken, kraliyet aslanı Sterlin 1,21 seviyesini test ederek bir yılı aşkın bir sürenin en düşük seviyesine geriledi. FED’den 2025 yılına yönelik seri faiz indirim beklentisi topyekûn rafa kalarken, senenin ikinci yarısına yönelik sınırlı da olsa faiz indirim beklentisinin ise korunduğunu görüyoruz. Trump’ın ikinci döneminde uygulayacağı politikaların enflasyonist olacağı beklentisinin yanı sıra, Kanada’nın eyalet olarak ABD’ye katılması, Meksika Körfezinin isminin Amerika Körfezi olarak değiştirilmesi yönünde çıkış, Panama kanalı ve Grönland için askeri güç kullanımının tartışılması derken, piyasaların da kafasının iyice karıştığını söylemeliyiz.

Trump’ın yanında devamlı yer alan Elon Musk’ın, yaklaşan Almanya seçimleri için de yön gösterici olduğunu görüyoruz. X ortamında, Make Europe Great Again (MEGA) başlığı ile aşırı sağcı AFD Başkanına destek beyan ettiğini de görüyoruz. Fransa’nın Avrupa’nın güvenliğini tartışmaya açması, Rusya riski yanı sıra ABD riskini de gündeme getirirken, tahvil piyasalarının kafasının karışık olmasını pekâlâ anlayabiliyoruz. Öte yandan, geçen seneyi oldukça iyimser bir şekilde kapatan ABD borsalarının (S&P %23 , Nasdaq %29) Trump politikaları netleşen kadar satış baskısı ile karşı karşıya kalabileceğini de göz ardı etmemek gerekiyor.

İngiltere devlet tahvillerinde yükseliş manşet olarak ön plana çıksa da, ABD’de neredeyse üç ay gibi kısa bir dönmede, hatta FED’in de yılın son dönemine 100 baz puan faiz indirimi sıkıştırdığı bir zaman aralığında, 10 yıllık tahvil faizlerinde yaşanan 100 baz puan yükseliş piyasaların önünü görememesine neden olurken, pek çok fonu da zora soktuğunu okuyoruz. Mevcut karamsar tablo yetmezmiş gibi, her ayın ilk Cuması ABD’de açıklanan resmî enflasyon verisinin de kuvvetli gelmesi, piyasalar ahengini daha da bozdu: ABD Doları 110 seviyesine dayanarak son iki yılın zirvesine yükselirken, 10 yıllık tahvil faizi ise %4,80 seviyesine dayanarak son bir yılın en en yüksek seviyesini test etti.

Elbette, doğum oranlarının düştüğü, kalifiye eleman sıkıntısını yaşandığı hatta demografik faktörlerin ön plana çıktığı bir ekosistemde, Trump’ın göçmenleri sınır dışı edeceğini, öte yandan da gümrük vergilerini artıracağı yönünde beyan ettiği politikalara ilaveten ABD’de açıklanan güçlü istihdam verisi, yılın ikinci yarısına ait cılız olan faiz indirim beklentilerini de iyice törpüledi. Bank of America, istihdam verisi ardından 2025 yılında öngördüğü iki adet faiz indirim beklentisinden geri adım atarken, bir sonraki adımın faiz artırımı yönünde olabileceğini açıkladı. Piyasaların FED’i okumakta (tahmin etmekte) uzun bir süredir pek de başarılı olmadığını düşünürsek, revizyonlara pek de aldırış etmek istemiyoruz. Keza, beklentinin devamlı değiştiğini ve tahmincilerin de önünü göremediğini kabul etmemiz gerekiyor. Bizim görüşümüz aslında çok net. Trump 1.0 döneminden de pekâlâ bildiğimiz üzere, Trump bir işadamı ve masanın altın kuralını çok iyi uyguluyor. Kısa ve öz konuşurken, rakiplerine de korku dalgası salarak istediğini bir yere kadar kopararak sonra da uzlaşmaya çalışıyor.

Bu minvalde, Trump politikalarını yaratacağı endişelerin egemen olacağı yılın ilk çeyreğinde doların güçlü kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Sonrasında ise, Trump kendisinin de büyük bir sarsıntıya sebep olmak istemeyeceğini hatta doların da çok da kuvvetli olmasını arzu etmeyeceğini düşünüyoruz. Daha da basit bir anlatımla, belirsizliğin yüksek seyredeceği bir döneme girerken, piyasalarda yaşanacak türbülansa karşı da hazırlıklı olmak gerekiyor. Şöyle ki, bültenimizi okuyana yatırımcıları şu cümlelere çok aşina olduklarını biliyoruz “faiz getirisi olmaya altın, 10 yıllık tahvil faizinde yaşanan yükselişe boyun eğdi”… Gelin hep beraber altının haftayı nasıl kapattığına bakalım. ABD’de 10 yıllık tahvil getirisinin son onbeş ayın zirvesine geldiği bir haftada, altını ons fiyatı %2,5 yükselerek ons bazında 2,700 dolar seviyesine neredeyse yükseldi! ABD’nin çığ gibi büyüyen borcu, Kıta Avrupası’nın yapısal sorunları, İngiltere kamu maliyesine yönelik riskler derken, fiat (itibarlı) paralara olan güvenin sarsıldığı bir ekosistemde, altın ve bitcoin gibi arzı sınırlı alternatif enstrümanlara olan talebi güçlendireceğini düşünüyoruz.

Türkiye cephesine yönelik son sekiz aydır bültenimizin dilinden de anlaşılacağı üzere olumlu duruşumuzu koruyoruz. TCMB’nin net döviz pozisyonunun 2017 yılından bu yana en güçlü düzeye gelmesi de bu görüşümüzü destekliyor. TCMB’nin swap hâriç net döviz pozisyonunun -77 milyar dolar ile korkutucu bir tablo sergilediği yakın geçmişte yurt içi yerleşiklerin tasarruf tercihi dövize lehine dönerken ve dolarizasyon eğilimi de %70 seviyesinin üzerine yükselirken, bugünlerde ise TCMB’nin net döviz pozisyonunun +40 milyar doları aşması ile TL mevduatın toplam mevduat havuzu içindeki payı da %60 seviyesine iyice yaklaştı.

TCMB’nin enflasyon ile savaşta 2025 yılında da güçlü TL’den yana oyunu kullanacağı ve döviz kurunda büyük bir volatiliteye fırsat vermek istemeyen regulator konumu ile gerekli gördüğü yerde alım, gerekli gördüğü yerde ise satım yaparak döviz piyasasını dengede tutmaya devam ettiğini hemen hemen her gün bültenimizde işliyoruz. TCMB’nin piyasayı ‘denge’ tutan duruşuna paralel TL talebi güçlenirken, enflasyonun gerilemeye devam edeceği ve faizlerin de düşeceği görüşünden hareketle, Türkiye cephesinde var olan olumlu ‘hikâyenin’ de devam edeceğini düşünüyoruz. Eğer bir dış şok yaşanmazsa, geçen senenin Mayıs ayından bu yana sahip olduğumuz TL uzun pozisyonları korumaya devam etme gayreti içinde olacağız. Bunu yaparken, TL’nin reel anlamda getirisinin 2024’teki kadar cazip olmayabileceğini de göz ardı etmeyeceğiz. Hisse senetlerinin Cuma günün kırmızıda kapattığı günde, USDTRY kuru 35,40 seviyesine hafifçe de olsa yükseldi. Beş yıl vadeli CDS risk primi 270 baz puana yükselerek son iki ayın en yüksek seviyesine gelirken, iki yıl vadeli gösterge tahvil, TCMB’yi fiyatlamaya devam ederek son bir yılın en düşük seviyesi olan %39,88’e geriledi.

Piyasalar açısından Trump’ın koltuğa oturmasına artık beş iş günü kala, önemli makro ekonomik verilerin açıklanacağı kritik bir haftaya giriyoruz. Çarşamba günü ABD ve İngiltere’de açıklanacak enflasyon verilerinin piyasalar cephesinde dalgalanma yaratabileceğini göz ardı edilmemelidir. Avrupa’nın ortak para birimi EUR değer kaybetmeye devam ederek bu sabah 1,02 seviyesine kadar gerilediğini görüyoruz. Kıta Avrupasında yaşanan belirsizlik ve hâliyle talep yetersizliği, ana ihracat pazarı Avrupa olan Türk ihracatçısını zorlarken, EUR cephesinde 0,95 seviyesinin de ufukta göründüğü bir ortamda, ihracat bedellerinin türev piyasalarında hedge edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan, Sterlin bu sabah 1,21 seviyelerinin diplerine kadar gerileyerek iki yılı aşkın bir sürenin en düşük seviyesini test etti. GBPTRY kuru 43 seviyesinin altını test ederken, EURTRY kuru 36 seviyesinin diplerine kadar geriledi. TL’nin sepet bazında değer kazandığını görüyoruz.

Haftanın son iş gününde güçlü gelen ABD istihdam verisinin Trump stresine eklenmesi, ABD’de devam eden yangının maliyetinin ise sigorta maliyeti ile birlikte 150 milyar doları bulabileceği beklentisinin sigorta şirketleri üzerinde satış baskısı kurması ile ABD borsaları haftanın son iş gününü %1,5 civarında düşüşle tamamladı. Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında topyekûn kırmızı bir rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası %1, Tayvan borsası %2, Hong Kong borsası ise %1,4 aşağıda işlem görürken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de satıcı bir havanın egemen olduğunu not edelim. Kobi endeksi Russell 2000 %1 düşüşle başı çekiyor. Öte yandan, ABD’nin Rus petrolüne ve taşıyıcı gemilerine yönelik yeni yaptırımları, Rusya’nın Çin ve Hindistan’a petrol ihracatını kısıtlayacağını okuyoruz. Bu durum, elbette Çin ve Hindistan’ın Orta Doğu, Afrika ve Amerika’dan petrol tedarikine yönelmesine, petrol fiyatlarının ve nakliye maliyetlerinin artmasına neden olacağı görüşünden hareketle, petrolün varil fiyatı bu sabah 81 dolara gelerek son altı ayın zirvesine yükseldi.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Göz Ardı Edemeyeceğiniz 12 Acımasız Kariyer Gerçeği

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kariyerler zor, dağınık ve öngörülemezdir. Ama gerçek şu: Düşündüğünüzden daha fazla kontrol sizde.

TARTIŞILAMAZ ACI GERÇEKLER: 

1️⃣ Sıkı çalışma yeterli değil
Sessiz çabalar göz ardı edilir. Sonuçların görülmesi gerekir – kendiniz için savunun.

2️⃣ Sadakat faturaları ödemeyecek
Şirketler insanlara değil, kâra öncelik verir. Her zaman önce kendinize bakın.

3️⃣ İş unvanınız geçicidir
Unvanlar sizi tanımlamaz, beceriler tanımlar. Etiketlere değil, büyümeye odaklanın.

4️⃣ Patronunuz Her Zaman Haklı Değildir
Önemli olduğunda saygılı bir şekilde meydan okuyun. Liderler de hata yapar.

5️⃣ Ağ Oluşturma Pazarlık Edilemez
Becerileriniz sizi oyuna sokar, ancak bağlantılar kapıları açar.

6️⃣ Tükenmişlik bir onur rozeti değildir
Enerjinizi koruyun. Daha çok değil, daha akıllıca çalışın.

7️⃣ Konfor Bölgeleri Büyümeyi Öldürür
Rahatsız değilseniz, büyümüyorsunuz demektir. Dönem.

8️⃣ Geri bildirim bir hediyedir
Sert geri bildirimler bile potansiyelinizi ortaya çıkarabilir. Araştırın ve öğrenin.

9️⃣ Her Zaman Değiştirilebilirsiniz
Bu, yarattığınız etkiyle ilgilidir – yeri doldurulamaz olmakla değil. Bir miras bırakın.

🔟 Mükemmellik Sizi Yavaşlatır
Bitti mükemmelden daha iyidir. Mükemmelliğe değil, ilerlemeye odaklanın.

1️⃣1️⃣Kariyer ilerlemesi doğrusal değildir
Yan adımlar ve başarısızlıklar genellikle en büyük kazançlara yol açar.

1️⃣2️⃣ Kimse Size Başarı Vermeyecek
Sahiplenmek. Fırsatlar için zorlayın. Kimse senden daha fazla umursamayacak.

Gerçeklik Kontrolü: Kariyeriniz size aittir. Beklemeyi bırakın, inşa etmeye başlayın.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TurkishBank Moda Şube personeli Av. Saltoğlu’nun hesaplarını boşaltıp kaçtı

TurkishBank Moda Şubesi’nin müşterisi olan Aynur Saltoğlu’nun bankadaki 104 milyon lirasının kaybolduğu iddia edildi. Skandal, yaşlı kadının ölümüyle ortaya çıktı. Benzer durumda çok sayıda mağdur olduğu öne sürüldü. Soruşturma başlatılırken banka görevlileri kayıplara karıştı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İstanbul’da yaşayan ve TurkishBank Moda Şubesi müşterisi olan avukat Aynur Saltoğlu, 2022 yılında banka hesaplarında anlam veremediği bazı işlemler gerçekleştiğinden şüphelenerek durumu, bir dönem Dünya Bankası’nda çalışan oğlu Kerem Saltoğlu ile paylaştı. Bunun üzerine Kerem Saltoğlu, bankadan her ay düzenli hesap ekstresi talebinde bulundu. Banka da, her ay ekstreleri e-posta yoluyla Saltoğlu’na iletti.

SAHTE EKSTRE GÖNDERİLMİŞ 

Aynur Saltoğlu, geçen yıl haziran ayında hayatını kaybedince bankadaki birikimi yasal mirasçısı olan oğluna kaldı. Ancak Kerem Saltoğlu, annesinin hesabındaki paranın yalnızca 55 milyon TL olduğunu öğrenince büyük bir şok yaşadı. Çünkü kendisine iletilen hesap ekstrelerine göre bu miktar 159 milyon TL olmalıydı. Saltoğlu’nun avukatı Fatih Mehmet Tercan, kayıp 104 milyonun akıbetinin sormak için bankayla iletişime geçti. İddiaya göre, şube müdürü Şule Ç. yapılan görüşmede, hesap ekstrelerinin “sahte” olarak düzenlendiğini itiraf etti.

3 BANKACI KAYIP 

Bunun üzerine avukat Fatih Mehmet Tercan, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na banka ve ilgili kişiler hakkında dolandırıcılık suçundan şikayette bulundu. Şikayetinin ardından banka yönetimi de, şube müdürü Şule Ç., yardımcısı Dilek M. ve banka çalışanı Volkan Z. hakkında başta, ‘belgede sahtecilik’ suçundan suç duyurusunda bulundu. 3 banka çalışanı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bankaya benzer dolandırıcılık şikayetleri de olunca bu kez banka yönetimi 3 çalışan hakkında, ‘Nitelikli zimmet, resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçlamalarıyla suç duyurunda bulundu. Haklarında yakalama kararı çıkartılan çalışanların ise kayıplara karıştığı iddia edildi.

‘YAŞLILAR HEDEF ALINIYOR’ 

Avukat Tercan, dosyayla ilgili şu bilgileri verdi: “Banka, Aynur hanımın oğluna gönderilen ekstrelerin resmi kayıtlarla uyumlu olmadığını ve sahte olarak düzenlendiğini açıkça ifade etti. Bankanın bu tür bir usulsüzlüğü yalnızca şube müdürü seviyesinde gerçekleştirmesi mümkün değil. Bu, sistematik bir dolandırıcılık planına işaret ediyor. Biz de bu nedenle bankanın tüm sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduk. Benzer durumda olan 15 mağdur var. Hepsi ya çok yaşlı ya da hayatını kaybetmiş kişiler. Bu şekilde milyonlarca liralık dolandırıcılık yapılmış. Bu şahıslar, Muris Hanıma, temizlikçi, gönderiyorlarmış ve doğum günlerinde partisi yapıyorlarmış bunu da, bankanın özel müşterine hizmeti diye anlatıyormuş. Oysa ki, bankanın böyle bir hizmeti yok.”

TurkishBank ise dosya hakkında gizlilik kararı olduğu için detaylı açıklama yapmayarak, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve görevlerine son verildiğini belirtti.

Kaynak: Milliyet-Çiğdem YILMAZ haberi

****************

Av. Aynur SARTOĞLU başka bankalarda da benzer sorunlar yaşayıp konuyu yargıya ve SKP’ya yansıtmış. BankaVitrini olarak o dönem bize ulaşarak konuyu anlatmış, haberleştirmiştik. Haberimizden sonra söz konusu bankanın Şube Müdürü ve MİY görevlerinden çıkarılmıştı. Bildiğimiz kadar diğer davaları da devam ediyor!

Körfez sermayeli bankanın Moda Şubesi’nde neler oluyor

MİY’den sonra Moda Şube Müdüresi de kovuldu

 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.