Connect with us

BANKA HABERLERİ

Erol Taşdelen yazdı: POS maliyetleri esnafı isyan ettiriyor

Esnaf POS’dan geçen kart ödemeleri kesintisiz almak istediğinde 45 gün bekliyor; ertesi gün almak istediğinde aylık %4’lere varan komisyon ödemek zorunda. POS cihazlarına bakım ücreti, yazılım güncelleme ücreti, ekstre gönderim ücreti, bloke çözüm ücreti gibi kesintiler esnafı dert sahibi yaptı. POS iptalleri artarken, satışlar peşin ya da IBAN’a para gönderme şeklinde yayınlaşıyor ama bunun da ciddi sakıncaları var. Bazı esnaf toptancıdan mal alırken eski “senetli alış/satış” yöntemine döndü. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele eden Devlet Kurumlarının bir taraftan POS işlemlerini teşvik ederken, bu alanda gelen şikayetler ile ilgili denetimde geç ve etkisiz kalmasının ise açıklaması yok!

Yayınlanma:

|

POS cihazlarının maliyeti anormal arttı

Bankalar  Üye İşyeri Hizmeti verdiği esnaftan çeşitli isimler adında “POS ücret ve komisyon” kesintisi yapması dayanılır noktayı aşmaya başladı. Her geçen gün gelen yeni kesintiler Esnafı POS kullanma konusunda canından bezdirir noktasına getirken;  POS Yazılım ücreti, POS Donanım Ücreti, POS Bakım Ücreti, POS İletişim ücreti, POS aksesuar bedeli, POS Tamir bedeli, POS Entegrasyon bedeli, POS Yıllık Operasyon maliyeti; Sanal POS bedeli gibi ücret ve komisyonlar rutin ve kalıcı hale geldi. Daha önce yıllık yansıyan bazı ücret ve komisyonlar da aylık ve kalıcı olarak yansıtılmaya başlandı. Çoğu bankanın Pandemi sürecinde başladığı “POS rulosu vermeme” uygulaması da kalıcı hale geldi. Esnaf POS rulosunun maliyetini karşılayarak piyasadan tanesi 5-10 TL’ye temin ediyor.

POS çalışma koşulları ağırlaştı

Esnaf ödenen ücret ve komisyon kesintilerinden şikayet ederken; blokeli gün sayısının vadelere göre 45 ile 150 güna kadar çıktığını, bu nedenle POS işlemlerinde vadeli satışların durma noktasına geldiği; peşin satışlarda bile %4’lere kadar çıkan komisyon kesintisi ya da 45 günü bulan blokede tutma uygulaması esnafın nakit dengesini bozduğu gibi karlılığını da olumsuz etkileme noktasına getirmiş durumda. POS işlemleri sayesinde Bankalar esnaf ile Ticari Kar ortaklığı kurdu resmen. Tekstil Giyim, Diş Poliklinikleri, Otel gibi yerlerde çoğu esnaf nakit ve POS satışlarda maliyeti yansıtarak çift fiyat uygulamasına geçmeye başlarken; lokanta, restaurant, cafe, fırın, eczane gibi işletmeler çift fiyat uygulamasının zorluklarından maliyeti genel satış içine yansıtmayı tercih ediyor. Bu durumda da nakit ödeyen vatandaş bu maliyeti de haksız yere ödemiş oluyor. İnternet üzerinden satışlarda aracılarn aldığı komisyonlar da esnafa ek maliyet olarak, ekonomiye de enflasyon nedenlerinden biri olarak yansımakta. Nereden baksanız bir tutarsızlık söz konusu.

IBAN’a para gönderme arttı ama  bunun da ciddi riskleri var

Çaresizlikten çoğu esnaf ‘ödemeleri IBAN’a gönderilmesini’ talep etmeye başlarken; bu uygulamanın da ciddi sakıncaları var. Bir defa; iletişim bilgileri; TC, IBAN gibi kişiye özel bilgileri karşı taraf ile paylaşmış oluyorsunuz. Gönderilen EFT ve Havale detaylarında bu bilgiler de yer alıyor. Bu işlemlerdeki ödenen masraf da vatandaşa ait. Sakıncalı diğer bir durumda ödemelerde itilaf olması halinde ödeme açıklamasına “niçin ödendiği” bilgisi yazılmadı ise ıspatı çok zor. Vatandaş, itilaflarda mükerrer ödeme durumu ile karşı karşıya kalınabiliyor. IBAN’a ödemelerde, “ödemenin hangi ürün ve hizmet için yapıldığı” bilgisi net olarak yazılması gerekiyor. Hayatın olağan akışında çoğu müşteri bu bilgiyi yazma gereği duymuyor. IBAN’a para göndermenin diğer olumsuz bir durumu da ürün ya da hizmet aldığınız yer ile gönderdiğiniz hesabın farklı olması hali. Bu durumda da itilaf olmasında sakınca yaratıyor ve aldığını ürün ve hizmetin bedelini ödediğinizi kanıtlamakta zorlanıyorsunuz, hatta imkansız hale geliyor. Mahkemeler de ödemenin niçin yapıldığı ve kime yapıldığı bilgisinin net olması gerektiği aksi taktirde ödemenin yapılmadığı yönünde kararlar veriyor. Her çözüm sorunları ile birlikte geliyor; çık işin içinden çıkabilirsen!

Garantili cihazdan bakım onarım ücreti niçin alınır; her ay “yazılım güncelleme ücreti” de ne?

Esnaflar POS cihazlarının bakım ve onarım ücretlerinden yakındı. Bankalar her ay düzenli olarak POS cihazlarının bakım ve onarımı için ortalama 250-750 TL ücret talep ediliyor. Esnaf konuyla ilgili bu makinelerin zaten “garantili” olduğunu, bozulduğunda ise servisin gelip ekstra bir ücret talep ettiğini dile getirdi. Hiçbir arıza olmadığı halde alınan bu ücretlerin de haksız yere alınıyor. Eskiden bu ücretlerin geri iade olarak alınabiliyordu fakat şimdi bankalar bu kesintileri de iade etmemeye başladı. Her ay “yazılım güncelleme maliyetinin” ise hiç mantığı yok, ciddi haksızlık. Sektörün içinde olanlar iyi bilir; 20 yıldır POS altyapısını değiştirmeyen bankalar var ama esnaftan sürekli “Yazılım Ücret Komisyonu” alıyor!

Hangi bankanın ne aldığı belli değil: Şeffaf olmalı!

Türkiye’de 2.2 milyondan fazla POS cihazı var. Her cihaz için ayda ortalama olarak 250-300 TL’lik bir bakım onarım ücreti, 100-200 TL yazılım güncelleme ücreti alındığı taktirde bu para çok büyük. Zaten, bankacılık sektöründe son yıllarda net ücret ve komisyon geliri; Net Faiz gelirini aşmasında bu tür haksız alınan ücret ve komisyonların katkısı büyük oldu. Bankalar bu tür haksız alınan ücret ve komisyonları genelde “Diğer Gelirler” bölümünde gösterdikleri için BDDK murakıpları detay incelemesi ile ortaya çıkabilir. Bizim de haksız alınan ödemelerin ne kadar olduğunu anlamamız çok zor oluyor. Denetim ve sorumluluk BDDK’da yani! Rekabet Kurumu’na da ciddi iş düşüyor aslında. Kötü iyiyi bozuyor; bankanın biri haksız bir uygulamaya başlayıp ses çıkaran/denetleyen/sorgulayan olmayınca virüs gibi sektöre yayılıyor ve kalıcı hale geliyor!

Bazı bankalar TCMB POS kurallarını açıkça ihlal ediyor: Esnaf soyuluyor!

Bazı bankalar POS işlemlerinde TCMB’nin koyduğu kuralları açıkça ihlal ediyor. Örneğin: POS satışlarından biriken tutarını çözmek isteyen firmaya banka TCMB’nin belirlediği en yüksek komisyon kesintisini uygularak çözüyor. POS ve Kredi Kartı en fazla olan bankalardan biri bu komisyon dışında POS’dan çözülen tutarın vade ortalamasına göre 10-25 gün vadesizde blokede tutulması koşulu getirilyor ki bu tamamen TCMB’nin koyduğu kurallara açıkça meydan okumak ve “sen de kimsin” anlamına geliyor! Buradan ihbar ediyorum! BDDK ve TCMB’nin bu uygulamalar karşısında ne yapacağını takip edelim. Bu tür kurul dışı uygulamalar ceza ile geçirilmemeli tespitinde faizi ile birlikte zararın bankanın benzer tüm müşterilere iade edilmediği sürece bu uygulamaların önünün alınamayacağı ve caydırıcı olmayacağını yaşayarak öğrendik. O neden yıllardır BDDK ve TCMB’ye bunu yapmasını öneriyorum. Tıpkı Kredi ücret ve Komisyonlarında olduğu gibi POS işlemlerinde de bankalar fiili “gri alanlar” yarattı ve konforlu şekilde haksız ve yasal dayanağı olmayan ücret ve komisyonlarını alıyorlar! Resmen Dijital soygun!

POS harcama itirazında da esnaf mağdur oluyor, Chargeback kuralı istismar ediliyor

Kredi Kart harcama itirazlarına çoğu banka haklı olup olmamasına bakmaksızın işleme bloke koyuyor. Oysa Ters ibraz (Chargeback) kuralında esnaf faturayı göndermesi halinde hızlıca blokeye alınan tutarı ödeme yapması gerekirken, çoğu banka; “işlemi araştırıyoruz” diyerek direkt 120 gün çoğu zaman 540 güne kadar itiraz edilen tutarı blokede tutuyor. Chargeback kuralı yanlış ve istismar edilir şekilde uygulanıyor bankalar tarafından. İtiraz yargıya yansıması halinde, dava sonuna kadar bloke süresi yıllarca sürebiliyor; üstelik bu tutar vadesizde bekletildiği için esnaf esflasyon ortamında değer kaybından ikinci bir mağduriyet yaşıyor. Yargıya yansımış Döviz şeklinde POS ödemelerde diğer bir mağduriyet döviz karşılığı tutar da güncel kurdan TL’ye çevrilerek vadesiz bırakılıp yıllarca blokede tutulabiliyor. Özellikle turizm bölgelerinde bu şekilde süren yüzlerce dava var ve Lokanta, Otel ve Emlakçı gibi esnafın ciddi maddi kayıpları oluşuyor.

Ticari Kartlara taksit kısıtlaması, 1990’lara kada yaygın olan Senetli satışlar patladı

Kredi Kartlarındaki maliyet artışı yanında 2023 sonunda uygulamaya konan Ticari Kartlara taksitli satış kısıtlaması esnaf arasında Senetli satışları da artırmış durumda. Zira, çoğu esnaf toptancılardan Kredi Kartı ile mal alırken bu alandaki kısıtlama esnafın mal alımda hareket alanının da daratmış oldu. Çözüm olarak 1990’lara kadar çok yaygın olan eski “Senetli Satış dönemi” tekrar yaşanmaya başladı. Bankaların POS işlemlerinde olduğu gibi Çek Karnesi hizmetinde de ekstre “ücret ve komisyon” talebi esnafın senetli işlemlere sarılmasında etkili oldu.

TCMB ve BDDK göreveni yapıp hakısz uygulamalara dur demeli: Esnafın soyulması seyredilemez! 

Bankalar bu tür haksız alınan ücret ve komisyonları genelde “Diğer Gelirler” bölümünde gösterdikleri için BDDK murakıpları detay inceleme dışında bizim de haksız alınan ödemelerin ne kadar olduğunu anlamamız çok zor oluyor. BDDK’nın müdahale etmekte ve düzenleme yapmakta çok geç kaldı; bankaların çeşitli isimler altında aldığı fahiş maliyetlere acil müdahale etmeli. Satışların POS dışına kayması gayri resmi satışları da patlatarak devlete vergi kaybına neden olmakta. Zira; firmalar POS satışları banka hesap hareketlerine otomatik yansıdığı için resmi satışlarında mizan ve bilançolarında göstermek zorunda. POS dışı satışların kontrolü ise zor olduğu gibi vergi kaybına da neden olmakta. Piyasanın daraldığı; taksitli satışların durma noktasına geldiği; kredi kart işlemlerine getirilen kısıtlamanın etkisini gösterdiği bir dönemde POS maliyeti esnafın isyan etmesi noktasına getirdi. Maliyetleri düşürmek için, POS makinası iade işlemleri de son aylarda artmakla birlikte çözüm de olmamalı. 2023 yılında kapanan 111 bin’den fazla esnafın kepenk kapamasından Bankaların ve POS uygulamalarının çorbada tuzunun olduğunu söylemek abartı sayılmamalı!

Kayıt dışı ekonomi ile mücadele eden Devletin bir taraftan POS işlemlerini teşvik ederken bu alanda kontrolde geç ve etkisiz kalmasının ise açıklaması yok!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.bankavitrini.com

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geleneksel çağrı merkezleri; uzun bekleme süreleri, karmaşık IVR menüleri ve tükenmiş müşteri temsilcileriyle karakterizedir. Müşteri temsilcileri genellikle katı senaryolara ve konuşma metinlerine bağlı kalarak iletişim kurar. Müşterilerin iletişim geçmişini yeterince değerlendirerek konuşmayı farklılaştırma imkânı yok denecek kadar azdır. Aynı problemi defalarca anlatmak zorunda kalan müşteriler ise bu durumdan oldukça yorulur. Bu gerginlik hem temsilcilere hem de müşterilere yansır.

Ancak son yıllarda gelişen yapay zekâ teknolojileriyle birlikte, çağrı merkezi deneyimi köklü biçimde değişiyor. Artık müşteriler aradıkları anda, IVR ile boğuşmadan, tüm iletişim geçmişlerini bilen, onları tanıyan bir yapay zeka müşteri temsilcisine bağlanabilecek. Kişisel bir dille karşılanıp, daha hızlı çözümler elde edebilecek.

Anında Yanıt: “Aradığınızda Karşınızda Bir Temsilci Var”

Klasik bir çağrı merkezinde kapasite kısıtları ve vardiyalar sebebiyle çağrıların cevapsız kalması sık rastlanan bir durumdur. Profit.co tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, müşteri temsilcisine bağlanmak için iki dakikadan fazla bekleyen müşterilerin yüzde 60’ı çağrıyı sonlandırıyor. Bir müşterinin iletişim merkezini aradığında çağrısının yanıtsız kalması sadece anlık operasyonel gecikme değildir, “önemsizim” algısı yaratır ve bu his, gelecekteki tüm temas noktalarını olumsuz etkileyerek müşteride uzun vadeli bir sadakat riski yaratıyor. Bu da sosyal medyada olumsuz yorumlar, şikâyet artışı ve marka algısında kalıcı zedelenme anlamına geliyor.

Zendesk’in 2023 tarihli Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, müşterilerin yüzde 76’sı yalnızca bir kötü deneyim sonrasında bile markadan tamamen vazgeçebileceğini belirtiyor.

Yapay zekâ destekli temsilciler, bulut işlemcilerle desteklendikleri için arama geldiği anda devreye girebiliyorlar. İşlemci gücü dışında bir kapasite kısıtları yok. Böylece müşteri hatta hiç beklemeden, IVR’dan geçmeden, doğrudan yapay zeka müşteri temsilciyle görüşmeye başlayabiliyor. Bu iletişim merkezinin ulaşılabilirliğini maksimuma çıkarıyor ve çok önemli bir sadakat problemini çözüyor.

Ayrıca klasik çağrı merkezlerinde müşteriler her aradıklarında farklı temsilciye bağlanıp konuyu baştan anlatmak zorunda kalıyor. Invoca tarafından yayınlanan bir anket sonucuna göre, müşterilerin yüzde 53’ü bu durumu oldukça sinir bozucu buluyor. Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri ise CRM ile entegre çalışarak müşterinin geçmişini hatırlıyor, sorunların tekrar anlatılmasına gerek kalmadan bağlama uygun şekilde yanıt verebiliyor. Konuşmanın her anında, daha önce yaşananları dikkate alabiliyor.

Gerçek Kişiselleştirme: “Şivesini, Tonunu, Kelimesini Seçiyor” McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, müşterilerin yüzde 71’i markalardan kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. HubSpot verilerine göre, yapay zekâ kullanan temsilciler yüzde 64 oranında daha fazla kişiselleştirme sağlayabiliyor.

Yakın bir gelecekte, yapay zekâ temsilciler, müşterinin geçmiş verilerini analiz ederek onun tercih ettiği kelimeler, tonlama ve hatta bölgesel şiveyle konuşabilecek. NLP (Doğal Dil İşleme) teknolojisi sayesinde konuşma tarzını anlık değiştirebilen bu sistemler, her müşteriye farklı bir deneyim yaşatacaklar.

Yapay zeka müşteri temsilcileri gerektiğinde sohbeti yumuşatıp, tonu ayarlayacak, konuşma devam ettikçe müşteriyi daha da tanıyarak süreç boyunca kişiselleştirilmeyi artırabilecekler. Yapay zeka müşteri temsilcileri konuşma devam ettikçe müşteriyi ses biyometrilerinden ve konuşmasından, cümle yapısından tanıyarak bazı güvenlik seviyelerini otomatik geçecek. Şüpheli durumlarda veya gerginliklerde insanı ne zaman devreye alması gerektiğinin ayrımını yapabilecek.

Bu gelişme için tüm teknolojiler hazır. Müşteri temsilcisinin şivesini düzenleyen programlar hayatımıza girdi bile. Sesten ve kullanılan kelimelerden duygu analizi yapıp konuşma kalitesini değerlendiren yapay zeka sistemleri var. Konuşma devam ettikçe müşteriyi sesinden ve konuşmasından tanıyan dolandırıcılık önleme programları birçok finans kuruluşunda kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yapay zeka asistan platformlarında birleştiren bir çok şirket göreceğiz.

Global örnekler giderek artıyor. Reuters’in haberine göre NatWest, OpenAI destekli Cora ve AskArchie sistemleriyle müşteri memnuniyetini yüzde 150 oranında artırdı. Commonwealth Bank, Microsoft ile birlikte geliştirdiği sistemle günde 50 binden fazla canlı sohbet isteğine yanıt veriyor. JPMorgan ise 2024 yıllık raporunda, yapay zekâ sayesinde işlem maliyetlerini yüzde 30 düşürdüğünü, müşteri bağlılığını ise yüzde 25 artırdığını belirtiyor.

Türkiye’de örnekler var. Fintechtime Haziran 2025 sayısında Aktifbank’ın yapay zeka ve veri analitiğini odağa taşıdığı aktarılıyor. Yapay zekâ müşteri temsilcileri üzerine araştırma geliştirme yapıldığını belirtiyor. Bu sayede müşterilere daha hızlı ve güvenli hizmet sunulacağı, dolandırıcılık analizlerinin güçleneceği vurgulanıyor. Vodafone Türkiye web sitesinde, müşteri hizmetlerinde yapay zekâ müşteri temsilcileri ve sesli chatbot’lar kullandığını ilan ediyor. Müşterilerle yüzde 80 oranında “botlarla” iyileştirilmiş deneyim sunulduğunu, yapay zekâ sistemlerinin iletişimleri takip ettiğini ve duygu analiziyle öfke ya da sorunlu geri dönüşleri tespit ederek gerçek personele yönlendirdiği anlatılıyor.

Sonuç :

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, yalnızca çağrı merkezlerinde bir verimlilik aracı değil, aynı zamanda markaların müşterileriyle kurduğu ilişki biçimini temelden dönüştüren bir paradigma değişimini temsil ediyor. Bu yeni nesil temsilciler, anında yanıt verebilen, kişisel bağ kurabilen ve güvenli iletişimi otomatikleştiren özellikleriyle müşteri deneyimini hem hız hem de kalite açısından yeniden tanımlıyor.

Bu dönüşüm; yalnızca çağrı merkezi operasyonlarını değil, aynı zamanda marka sadakatini, itibar yönetimini ve rekabet avantajını da doğrudan etkiliyor. Artık müşteriler, bir kurumla kurdukları ilişkinin sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda duygusal ve kişisel olmasını bekliyor. Yapay zekâ, bu beklentilere ölçeklenebilir, sürekli ve tutarlı bir şekilde yanıt verme imkânı sağlıyor.

Finans, telekomünikasyon, e-ticaret ve kamu hizmetleri gibi pek çok sektörde, yapay zekâ temelli müşteri hizmetleri sistemleri yaygınlaşıyor. Bu modeller, yapay zekânın işlem gücünü ve tutarlılığını insan temasının empatik doğasıyla birleştirerek, her müşteri temasını değerli bir deneyime dönüştürüyor.

Yakın gelecekte, bu teknolojilerin daha da entegre olduğu, müşteriyle anlık olarak duygusal bağ kurabilen ve sürekli öğrenerek gelişen yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaştığını göreceğiz. Bu sadece müşteri hizmetleri değil, tüm müşteri yolculuğu için bir dönüşüm anlamına geliyor.

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, kurumların geleceğe hazır olmasında kritik bir rol üstleniyor. Geçmişi bilen, anı anlayan ve geleceği öngörebilen temsilcilerle müşteri deneyimi artık bir maliyet kalemi değil, stratejik bir rekabet avantajı haline geliyor.

HBR-Dr. Erkut BALOĞLU

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, “Emeklilerimizi kaliteli hizmet anlayışımız ile buluşturmak için promosyon kampanyamızı 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdik” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi, emekli maaşlarının yatırılması için Yapı Kredi’yi tercih eden emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon imkanı tanıyor.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, 14 Haziran 2025’den sonra emekli aylığını, Yapı Kredi’den alma taahhüdü veren emekliler 15 bin liraya varan nakit promosyon kazanıyor.

Emekliler, 2 fatura ödeme talimatı vermeleri durumunda 5 bin lira, ilk kez kredi kartı alan veya mevcut kartları ile yapacakları bin lira ve üzeri harcamaya 5 bin lira ve ilk kez Yapı Kredi Mobil uygulamasına giriş yapmaları durumunda ise 2 bin liraya varan ödül kazanma fırsatı elde ediyor.

Böylece emekliler Yapı Kredi’den toplamda 27 bin liraya varan nakit promosyon avantajı yakalıyor.

Yapı Kredi müşterisi emekliler şubeyi ziyaret etmeden, diledikleri yerden Yapı Kredi Mobil, Bireysel İnternet Şubesi veya Müşteri İletişim Merkezi aracılığıyla emekli maaşlarını kolayca Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor ve promosyon taahhüdü verebiliyor.

Yapı Kredi müşterisi olmayan emekliler ise e-Devlet üzerinden maaşlarını Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor.

– ‘En iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, Yapı Kredi olarak attıkları her adımda emeklilerin yanında olmaya devam ettiklerini belirtti.

Ülgen, müşterilerine pürüzsüz bir deneyim sunduklarını ve ayrıcalıklı hizmetleri ile emeklilerin bir adım önde olmasını sağladıklarını aktardı.

Emeklileri kaliteli hizmet anlayışları ile buluşturmak için promosyon kampanyalarını 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdiklerine değinen Ülgen, ‘Müşteri odaklı yaklaşımımızla, emeklilerimizi ayrıcalıklı hizmetlerimizle desteklemeye ve onların finansal ihtiyaçlarına yönelik en iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.