Connect with us

BANKA HABERLERİ

BANKA HESAPLARINIZ BOŞALTILIR İSE NE YAPMALIYIZ?

Yayınlanma:

|

Bankalar kabul etmese de son yıllarda banka dolandırıcılığı inanılmaz hızla arttı ve “organize dijital dolandırıcılık işlere” dönüşmüş durumda! Çoğunda bankaların güvenlik açığı söz konusu iken, ısrarla bunu kabul etmemeleri, gerekli tedbirleri zamanında almamaları, sorumluluk kabul etmeyip mağduriyetleri gidermemeler, yasal boşluklar işi “soyan soyduğu ile soyulan soyulduğu ile kalıyor” noktasına getirdi maalesef! Olan olayla hiç alakası olmayan vatandaşa oluyor! Bankacılık sektörü Dijitalleşti ama Dijital Soygunu da engelleyemiyor! Dijital soygunun altyapısını hazırlayan fakat güvenlik zafiyeti gösteren bankalar sorumluluk kabul etmedikleri gibi buna DUR(!) diyecek bir merci de yok! Vatandaş çok ÇARESİZ halde, başına böyle birşey gelmemesi için dua etmek dışında eli kolu bağlı bekliyor!

DİJİTAL SOYGUN NASIL OLUYOR!

Bir defa Dijital Hırsızlığın büyük çoğunluğu MOBİL (Cep Telefonu) üzerinden yapılıyor. Aklımıza gelmeyen yöntemler Dijital Hırsızların aklına geliyor. En basiti sık rastlanan sim kartınızı ele geçirilmesi. SİM KART güvenliği hayati önemli zira, tüm işlemler bunun aracılığı ile yapılıyor. SİM KART bilgilerini ele geçiren (sim kartı kopyalayan, ikiz kart çıkartan) biri sizin adınıza mobil işlem yapıp hesaplarınıza girebiliyor. Tabi bunu başta operatörler engellemeli ama bazı operatörlerde ikiz kart üretmenin engellenemediği, yazılımlarının buna uygun olmadığı iddiaları var. Öncelikte İletişim Başkanlığı mı olup MASAK mı olur, BDDK mı olur operatörlerden ikiz kart, kopya kart üretilmesinin engellenmesi için kesin çözüm üretmesini istemesi gerekir. Bunu engellediği an olayların yarısı engellenmiş olur en azından bu işi profesyonelce yapıp organize olan grupların işi biter. İkincisi, bankaların Dijital altyapısında güvenlik açığı giderilmeli. Çoğu banka sim kart değiştiğinde veya bankaya tanımlı cep telefonu değiştiğinde mobil bankacılığı bloke ediyor. Ama hala bunu yapamayan bankalar var. BDDK bu tür bankaların yazılım altyapısına bu güvenliğin sağlanmasını kesin istemeli. Diğer taraftan bence en önemlisi telefonda IMEI (International Mobile Equipment Identity) olarak geçen Türkçesi ile “Uluslararası Mobil Cihaz Kodu” tanımlı sim kart ile banka kaydının olması gerekir Bunu yapan bankalar var ve sim kart ele geçse bile cihaz uyumlu olmadığı, başka bir cihazdan (tablet, telefon ve kablosuz internet hattı olan dizüstü bilgisayarlar…) giriş yapıldığında banka bunu engellemeli. Bunu yapan bankalar var! Bu durumda sadece sim kart bilgilerinizin ele geçirilmesi yetmiyor. Günümüz teknolojisinde IMEI de kopyalanabiliyor! Cep Telefon hat güvenliği sağlandığında dijital mobil dolandırıcılığı önemli ölçüde engelliyorsunuz. Ama işin kötü tarafı bu bilgiler “oltalama yöntemi” CASUS YAZILIMLAR aracılığı ile ele geçiriliyor, bu da genelde telefonunuza yüklediğiniz bir program, en fazla da oyun programları aracılığı ile oluyor. Daha fazlası da gelen mesajlar ekindeki linki merak edip tıklamanız halinde oluyor. Genelde merak edilen mesajlar (çekiliş kazandınız, icra takibiniz var, hesabınıza para geldi gibi yazı ekinde geldiği için vatandaş merak edip linki tıklıyor, geçmiş olsun telefonunuzdaki tüm bilgiler karşı tarafa gidiyor…). O nedenle fazla merak kolay para kazanma oyunları gibi uygulamalardan uzak durmanız sizi ciddi koruyacaktır. Özellikler tamir için telefonunuzu verdiğinizde sim kartı mutlaka çıkaralın.

DBBK NE YAPMALI?

Başına gelenler bilir. Bu tür olumsuzluklarla karşılaşan önce bankasını sonra BDDK’yı arar. BDDK genelde gelen şikayetleri Tüketici Hakem Heyetine ya da Mahkemelere başvuru yapılması gerektiğini bildiriyor. BDDK’nın bankaya “bu şikayette vatandaş/firma haklı ödemesini yapın” deme yetkisi yok. Ama BDDK bankalara gerekli güvenliği alması için zorlamaya yetkisi var. Bu yetkinin yeterince kullanmadığını düşünüyorum.  Adı üzerinde “BANKA DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU”. Denetleyecek ve düzenleyecek. O zaman BDDK bankalara gerekli güvenlik açığının kapatılması için yaptırım yapabilir. Bazı bankalarda dolandırıcılık işlemlerin yoğunlaşması tesadüf olamaz. Bu tür bankalara gerekirse güvenlik açığını kapatana kadar o hizmetin verilmemesi için yaptırım uygulayabilir. Tüm bankalardaki BDDK Murakıpların görevi de budur zaten. Sistemdeki suistimal ve açıkları bulup raporlamak. O nedenle BDDK’ya büyük iş düşüyor. Mobil cep hattı ile IMEI kontrolü yapamayan bankaların bunu sağlayana kadar mobil uygulamasını sonlandırmalı. BDDK bazı konularda çok yetersiz kalıyor. Uzman bir ekibin bulunduğunu düşünmüyorum. Bankacı bir Bilirkişi olarak somut, tartışmaya yer vermeyecek hatta banka iştirakinin kendisinin bile kabul ettiği güvenlik açığı bulunduğunu tespit ettiği AKBANK iştiraki olan AKÖDE’nin ürünü TOSLA’yı bizzat BDDK’ya bildirmeme rağmen BDDK işi mahkemeye attı. Sosyal sorumluluk gereği peşini bırakmadım mahkemeye de benzer görüş bildirdim hatta kamuoyu ile paylaşmak için sosyal sorumluluk gereği yazılar yazarak finans tarihine not düştüm. Böyle şeyler Türkiye’de nasıl yaşanır inanılır gibi değil. Süreç mahkemede sonuç aldıkça paylaşacağım. Yazıda bu konuda detaylı bilgi var. 

Başka bir yazıda da nasıl herkesin dolandırıcı olarak suçlanabileceğinidetaylı yazdım.

MESAJ GELMEYEN DOLANDIRICILIK İŞLEMLERDE SORUMLULUK BANKAYA AİT OLMALI

Mahkemeye gelen dosyalarda banka “mesaj ilettiğini” belirterek sözde mobil hatta giden mesajlar datalarını bildiriyor. Ama banka bu mesajları müşterinin tanımlı IMEI cihaza gönderdiğini söyleyemiyor. Bu durumda hat kopyalandığında mesaj gidiyor ama vatandaşın kullandığı telefona gitmiyor. Bu durumda sorumluluk bankanın olmalı. Bu ayrıntıyı Banka da mahkemeler de BDDK da atlıyor. Çoğu şikayete dikkat edin “bize mesaj gelmedi, bilgimiz dışında” deniyor bu nedenle. Tek kullanımlı şifre ile işlem yapıldığı için evet sim kart ele geçirilmeli ama banka IMEI kontrol etmiyor ise paşa paşa o şifreleri de işlem bilgileri de kopyalanan hatta gönderiyor. Vatandaşın yapabileceği pek bir şey yok bu durumda. Sorumluluk aslında gerekli Dijital Güvenliğe önem vermeyen bankanın olmalı.

HAZIR KREDİ LİMİTİ REZİLLİĞİNE SON VERİLMELİ

Son yıllarda hazır kredi limiti, hazır kredi kart limiti hemen hemen tüm bankalarda var. Bu durumda hesabınızda para olmasa bile hesabınıza giren biri (ki en sık yapılan)  hazır kredileri anında kullanıp kartsız QR kodu ile ATM’lerden de çekebiliyor; 7/24 olarak EFT/Havale yöntemi ile başka hesaplara veya başka kişiler adına aktarabiliyor. Hazır kredi olmasa bu mağduriyeti yaşamayacaksınız. Siz sabah uyandığınızda kendi paranız bir yana üstüne bir de elinize geçmeyen kredi borcu ile güne başlıyorsunuz. Geçmiş olsun. Öyle az krediler değil milyona varan krediler var. Üstüne o borcu ödemediğiniz için banka siciliniz bozuluyor, banka tarafından hukuki işlemlere tabi tutulup mahkeme sürecinde haciz, icra ile uğraşıyorsunuz. Bu nedenle dağılan aileler var. Bunalıma girip İntihar edenler var! Yazık! Yıllardır yemeyip içmeyip biriktirdiğiniz paralar bir yana bu koşullarda bir de kredi borçlusu oluyorsunuz! Bütün bunlar olurken bu altyapıyı hazır şekilde hırsızın hizmetine sunan bankaların sorumluluğu ortada yok! Bankalar kendini dokunulmaz sandığı için mahkemelere dalga geçer gibi cevaplar veriliyor. Gelen cevapalrı bir bilseniz! Konumuza dönelim.

Çözüm olarak müşteri onaylamadığı, “kenarda hazır bulunsun” demediği sürece bankalar kendi kafalarına göre hazır limit oluşturmamalı, kesin teyit almadan bunları kullanıma açmamalı. Otomatik limit artış rezilliği sonlandırılmalı! Tabi bu limitleri de her ay müşteriye hatırlatmalı ki, müşterinin bilgisi olsun. Yoksa “otomatik kredi kart limiti” seçilen birinin kredi kart limiti milyon liraya dayanabiliyor. Bu limitlere kesin bir sınır konmalı ucu açık otomatik limit artış uygulaması acil sonlandırılmalıdır! Veya bu limitlere her ay müşteriden onay alınmalıdır. Çözüm basit aslında! Yoksa hiç çalışmadığınız bir bankada pimi çekilmemiş bomba gibi kredi limitleri hazır bekliyor. Dolandırıcılar bu hesaba ulaştığında pimi çekip hesabı boşaltıyor, elinizde patlayan bir hesap ile hasarlı bir şekilde kalıyorsunuz.  Tam çaresizlik hali!

BANKALAR MAHKEME SÜRECİ BEKLEMEDEN ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMALI    

Öyle şeyler oluyor ki insanın çıldırmaması elinde değil. Örneğin hesabınızdan başkasının hesabına para aktarıldığınızı anlıyorsunuz ve o para hala o hesapta. Bankaya bildiriyorsunuz, “bu işlemi ben yapmadım, hesabımdan para çekildi” diyorsunuz, çoğunda aldığınız cevap ne: “Karakola ya da mahkemeye şikayette bulunun!” İyi de şikayet edene kadar saatler geçiyor, üstüne şikayet edince emniyet hemen gelip şu hesabı bloke edin diyemez ki! Şikayet mahkeme kararı derken zaten parayı alan Üsküdar’ı geçiyor. İşte tam da burada BDDK’ya önemli görev düşüyor. Bu tip şikayetlerde (müşteri işlemi ben yapmadım, bu parayı hesabımdan ben göndermedim dediğinde) banka işlemi “ŞÜPHELİ İŞLEM” statüsüne alıp karşı tarafın o işlemine bloke koymalı. Hesap kendi bankasında ise kendi bankasındaki hesaba, başka bankaya gitmiş ile işlem bazında o işleme bloke koyabilecek altyapı yazılım olmalı. BDDK‘nın bankalara bunu zorunlu hale getirmeli. Bunu yapan bankalar var ama çoğu KVKK’yı yanlış yorumlayıp “müşteri bilgisi dışında hesabına dokunamayız” diyor. Adam parayı çalmış o parayı bloke etmek için izin mi alacaksın. Tabi bunu istismar etmek isteyenler çıkacaktır. Örneğin, para gönderip ürünü alıp “bu parayı ben göndermedim” dediğinde satıcı mağdur olabilir. O durumda da faturayı göstermesi işi çözer, hatta yanlış beyandan bunu yapan ceza bile alabilir. Kredi kartlarındaki “chargeback” sistemi hesaba gelen paralar için de uygulanabilir. İSTENİRSE ÇÖZÜM BULUNUR, SORUN BÜYÜK ÇÜNKÜ VE ÇÖZÜLMELİ! Her Adliyede artık dolandırıcılık şikayetlerine bakan alt mahkemeler kuruldu. Dosyala milyonları buldu!

KREDİ KARTLARINDA 3 RAKAMLI “DOĞRULAMA KODU“ NAMUSUNUZ UNUTMAYIN   

Kredi kartlarında en önemli konu kartın arkasında yer alan KART DOĞRULAMA KODU-CVC üç haneli numara. Bu numara mahreminiz iyi saklayın. Genelde dolandırıcıların elinde kart bilginiz mevcut kart arkasındaki bu numara bulunmuyor. Bu numarayı paylaştığınızda geçmiş olsun. Çoğu kez, “kartınıza para iade edeceğiz, sigorta yaptık iptalini isterseniz karta iade edeceğiz” diyenler sizden bu numarayı isterler. Sakın! Numarayı verdiğinizde geçmiş olsun, tüm kart limitini boşaltırlar. Özellikle cafe, otel ve restoranlarda kartı fili olarak personele vermeyin. Arkadaki 3 rakamı akılda tutmak zor değil zira!

DOLANDIRILIRSANIZ NE YAPMALISINIZ!

Bu kısa uyarıdan sonra istemeyiz ama dolandırılırsanız ne yapmalısınız sorusunu cevaplayalım. Önce tabi çalıştığınız banka ile irtibata geçin. Doğru banka ile çalışıyorsanız sizin dışınızda yapılan işlemler çözülüyor. Bunu yaşayarak deneyimledim. Örneğin, QNBFİNANSBANK kredi kartımdan 4000 USD’lik dövizli alış/veriş işlemleri vardı, aradığımda aynı gün iade ettiler. Sormadılar bile, çünkü ne mesaj gelmişti ne de uyarı. Bu olumlu örnek; kötü örnek ise AKBANK’ta yaşadım. İnternetten fiyatını uygun bulduğum bir ürün aldım, karşı tarafa ödeme AKBANK iştiraki olan AKÖDE hesabına gitti. On dakika sonra anlayıp AKÖDE’yi aradığımda KVKK gereği giden parayı bloke edemeyeceklerini, mahkeme kararı getirmemi istediler. İyi de bu ülkede mahkeme kararı ne kadar sürede çıkıyor. Hepimiz aynı şeyi yaşıyoruz aslında: ÇARESİZLİK!

İşin kötü tarafı insanlara bu çaresizliği yaşatan kurumlar üzerine düşen görevi yapmıyor. Örneğin; BDDK bir bankanın ürünün ile ilgili gelen şikayetlerde bankaya dönüp bu “güvenlik açığını kapatın, yoksa ürün hizmeti durduruyorum” demek yerine topu mahkemelere atıyor. İyi de mahkemelerde bu işi çözecek uzman kadro var mı? Ayrıca bu dijital güvenlik işi niye mahkemelerin olsun. BDDK’da denetleme var ve DÜZENLEME yok gördüğüm kadar! Israrla yıllardır bu konuyu yazıyorum, BDDK bankalarda bir açık bulduğunda bu açık nedeni ile mağdur olan herkesin şikayete bağlı kalmadan mağduriyetinin faizi ile birlikte giderilmesini toplu sağlamalı. Kamu yararı bunu gerektirir. Yoksa, “bankaya keserim cezayı, uygulama aynen devam eder” demek en basit tabiri ile insafsızlık. Sorunlar da çözülmeden devam eder bu mantıksızlıkla!

Mağduriyetinizi anladığınızda ne yapalısınız;

  • Çalıştığınız ya da mağduriyeti yaratan banka ile irtibata geçip iade isteyin, doğru banka sorunu çözüyor.
  • Mağduriyet 2024 için 104.000 TL altında ise TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ’ne başvurup iade isteyin. Buradaki süreç normal mahkemelere göre daha kısa sürede (2-4 ay) sonuçlanıyor. Her il ve ilçede var TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ var. Başvuru için fiili gitmenize gerek yok, e-devlet üzerinden başvuru yapabiliyor belgeleri yükleyebiliyorsunuz.
  • Mağduriyet 104.000 TL üzeri ya da firmanız bu duruma düşmüş ise o zaman direkt Asliye Hukuk Mahkemelerine veya semt karakollarına şikayette bulunabilirsiniz. Her İl Emniyet Müdrülüğünde Siber Suçlar Mücadele Şube Müdürlüğü var ve çok iyi çalışıyorlar. Direkt mahkemeye başvurmanız size süre kazandırabilir. Ama kötü haber bu tür davalar en az 2-3 yıl sürüyor. Dava sürecinde tüm belgeleri ekleyip Bankacı Bilirkişi Raporu talep etmeniz, Bilirkişinin tespiti sayesinde mahkeme süreciniz ciddi şekilde kısalır. Bu tür davalarda bankalar genelde lehinize karar çıksa bile temyize başvurması süreci 4-5 yıla yayıyor. Tabi bu sürede sizin maddi manevi hasarınız size tecrübe olarak kalıyor!
  • Kişisel tecrübem çalışacağınız bankayı iyi seçin, öyle “Dijital Bankacılıkta Dünya 1.’lik ödülü aldık” gibi banka reklamlarına kanmayın, benim gözlemim en fazla böyle reklam yapan bankalarda dolandırıcılık işlemleri oluyor. O nedenle Dijitale güvenliği ön planda tutan, bu tip işlemlerde hızlı hareket eden en önemlisi bu konuda sizi muhatap alan, kolay ulaşılabilir, çözüm odaklı banka çalışacağınız banka olsun! Bu bankalar hangileri mi, çevrenizde araştırın bulursunuz!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist   www.bankavitrini.com

EK OKUMALAR:

HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ

AKBANK FENA TOSLADI!

Erol Taşdelen yazdı: BANKA DOLANDIRICI PERSONELİ GİZLEMELİ Mİ, TEŞHİR Mİ ETMELİ?

BANKA HABERLERİ

MEVDUATTA STOPAJIN DÜŞÜRÜLMESİ NE ANLAMA GELİR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Mevduatta stopaj düşürülmesi” ifadesi, banka mevduatlarından alınan stopaj vergisinin oranının düşürülmesi anlamına gelir.

Stopaj nedir?

Stopaj, gelir üzerinden kaynakta kesilen bir vergi türüdür. Mevduat hesaplarında bu, banka faiz geliriniz üzerinden vergi kesilmesi anlamına gelir. Yani siz bir vadeli mevduat hesabı açtığınızda ve faiz geliri elde ettiğinizde, bu gelirin belli bir oranı otomatik olarak vergi (stopaj) olarak kesilir ve devlete ödenir.

Mevduatta stopaj oranları nasıl?

Stopaj oranı; mevduatın vadesine ve para cinsine göre değişebilir. Örneğin TL mevduat için geçmişte uygulanan oranlar:

  • 6 aya kadar vadeli hesaplar: %15

  • 6 ay – 1 yıl arası: %12

  • 1 yıl ve üzeri: %10

Ancak bazı dönemlerde bu oranlar düşürülerek örneğin:

  • Tüm TL vadeli hesaplarda %0 ila %5 gibi oranlara çekilebilir.
    Bunun amacı vatandaşları mevduata yönlendirmek, yani tasarrufları bankalarda değerlendirmeye teşvik etmektir.

“Stopaj düşürülmesi” ne anlama gelir?

Bu şu anlama gelir:

Faiz geliri üzerinden daha az vergi ödersiniz.
Net faiz getiriniz artar.
Mevduat yatırımı daha cazip hale gelir.
✅ Ekonomide iç tasarrufları artırmak, dövize talebi azaltmak gibi amaçlar güdülüyor olabilir.

Örnek:

Diyelim ki 100.000 TL’lik bir mevduat hesabınız var ve 3 ay sonra 5.000 TL faiz kazanıyorsunuz.

  • Eski stopaj oranı %15 ise, 750 TL vergi kesilir, elinize 4.250 TL geçer.

  • Yeni oran %5’e düşürülürse, vergi 250 TL olur ve 4.750 TL alırsınız.

Aradaki fark, stopaj indiriminin etkisidir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yangını TCMB bastırdı. Şimdi gözler güvenin yeniden tesisinde…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta, Türkiye’nin siyasi ikliminde yaşanan değişiklik Türk mali piyasalarında adeta erimeye neden oldu. Önünü göremeyen yatırımcıların artan güven erozyonu ile zedelenen hukuk ve demokrasi kavramlarına paralel önüne arkasına bakmadan sat düğmesine basması ve pozisyon azaltmaya gitmesi ardından Borsa İstanbul %17’ye yakın gerilerken, borsadaki şirketlerin piyasa değeri trilyonlarca TL geriledi. Belki teknik bir ibare olacak ama, bir anda USDTRY kurunun 36,60’lı seviyeden 42,00 seviyesine yükselmesi ile Value at Risk (VAR) (bir yatırımın belirli bir sürede, belirli bir olasılıkla ne kadar zarar edebileceğini tahmin eden bir ölçüdür) metriğin pek çok portföy modellemesinde tetiklenmesi ile başlayan TL varlıklardan çık yönünde emirlere paralel iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %38 seviyesinden %50 seviyesine kadar yükseldi. Uzun bir süredir TCMB’nin kuru savunarak büyük dalgalanmalar izin vermeyeceği yönünde artan güvenin de sarsılması sonrası yurt içi yatırımcıları da ruh hâlinin bozulduğunu itiraf etmek gerekiyor.

Bu minvalde, Hazinenin borçlanma maliyetinin ciddi bir şekilde artması, Türkiye’nin yabancı indinden risklerini gösteren beş yıl vadeli CDS risk priminin de 75 baz puan artışla 323 baz puan seviyesine yükselerek son bir yılın en yüksek seviyesine ya da yerel seçimler öncesi Mart 2024 seviyesine geri döndü. Yurt dışı yatırımcıların bir anda TL varlıklardan çıkıp USD taleplerine yurt içi yerleşiklerin de eklenmesi ile döviz piyasası Çarşamba sabahı kontrolden çıkarken, devamında TCMB’nin kamu bankaları ile piyasa müdâhil olması ardından ilk nazarda 11,2 milyar dolar satan TCMB, akabinde Perşembe ve Cuma günü (bugün açıklanacak veriler ile teyit edeceğiz) piyasa kulislerine göre yaklaşık 5 milyar dolar daha satarak toplam 20 milyar dolara yakın rezerv kaybı yaşadı.

Her ne kadar konu ekonomik olmasa da, uzun bir süredir uyguladığı dezenflasyon programının sekteye uğramaması adına TCMB artan riske karşı Türk Lirası’nın getirisini artırmak ve rezervlerdeki erimeyi ve CDS primindeki yükselişi frenleyebilmek üzere program dışı ya da ani bir Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı kararı alarak gecelik borç verme faizini %44’den %46’ya yükselterek faiz koridorunu genişletmek zorunda kaldı. Bir hafta vadeli repo ihale faizi olan politika faizi olan %42,50’den piyasaya para vermeyi de durduran TCMB’nin piyasada iş gören faiz oranını %45,72 seviyesine itmesi ardından  defacto olarak faizin neredeyse dört baz puan birden artmış olduğunun altını çizelim! Uzun bir süredir dövizin tek alıcısının sadece TCMB olduğu ve aldığı döviz karşılığında piyasa TL vermesi nedeniyle piyasada likidite fazlası olduğunu ve iş gören faizin TCMB’nin borç alma yani faiz koridorunun alt bandına (%41) yakın bir yerden geçtiğini hatırlatalım. Lâkin, son günlerde rollerin hızla değişmesi sonrası piyasaya TCMB’nin sattığı devasa büyüklükte döviz sonrası TL’nin de piyasadan geri çekilecek olması (sterilizasyon) ile likidite şartlarının her geçen gün biraz daha sıkılaşacağını göz ardı etmemek gerekiyor!

Buraya kadar özetlemeye çalıştığım finansal tahribatı iyi kötü finansal yazarlığı olan okurlarımız gözlemlediklerini pekâlâ biliyoruz. Asıl konu, bundan sonra süreç nasıl cereyan edecek? Siyasi iklimde yaşanan bozulma nereye kadar devam edecek, kaybolan yatırımcı güveni, hak hukuk gibi zedelenen kavramlar nasıl yeniden tesis edilecek? En son tahlilde ise TL ve TL cinsi varlıklardan uzaklaşma eğilimi ne kadar daha devam edecek? Elbette biz görevimiz gereği siyasi yorum yapmamız mümkün olmadığı gibi hukukî bilgimizin de oldukça sığ olduğunu peşinen belirtelim.

Dün, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” iddiası ile tutuklanmasına karar verildi. Karar kamuoyunda ve muhalefet cephesinde büyük tepkiyle karşılandı. Toplumsal ve siyasi tansiyon yükselirken, en çok gerçekleşmesinden endişe edilen senaryo yani sokakların ‘karışması’ ise çok şükür gerçekleşmedi. Tutuklamanın “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla olmaması, İBB’ye kayyum atanmasının da önüne geçti. İBB Meclisi vekil belediye başkanını seçeceğini de not edelim. Bu arada, CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan ön seçimde İmamoğlu’na 15 milyon oy çıkarken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş erken seçim talebinde bulundu.

Eğer yeni haftada yeni bir şok ile karşı karşıya kalmazsak, piyasa penceresinden bakılırsa, Cuma günü, hafta sonu riski almak istemeyen ya da hafta sonu korkusu ile yapılan abartılı fiyatlamanın bir nebze de olsun törpülenmeye meyil tutacağını -hatalı olabiliriz- düşünüyoruz. Gözler siyasi cepheye çevrilse de, bir taraftan da AB ve ABD ile Türkiye ilişkilerinde olacaktır ki bu cenahtan yeni haberler gelme ihtimâlini yüksek görüyoruz. Hatta, pazartesi günü kaleme aldığımız raporumuzda belirttiğimiz Türkiye pozitif ekosistem geçerliliğini korusa da, yatırımcıların takdir edeceğiniz üzere konsantrasyonu şu anda başka bir noktaya çevrildi. Hafta sonu, Trump’ın Türkiye’ye F-16 ve hatta F-35 satışına yeniden olumlu yaklaştığı, CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasının da gündeme geldiğini hatırlatmak isteriz.

Hafta sonu yaşanan gelişmeler sonrasında Türk mali piyasalarının haftaya olumsuz bir seyirle başlayabilme ihtimâlini göz ardı etmesek de, TCMB’nin devrede kalmaya devam edeceğini ve gerekli görmesi durumunda risk / getiri ilişkisine paralel TL kullanmayı daha da pahalı hâle getirmekten imtina etmeyeceğini düşünüyoruz. Bu da kur üzerinde baskının azalmaya yüz tutacağı mânâsına geliyor. Yabancı yatırımcının gelişmeleri nasıl fiyatlamaya devam edeceğini tam olarak kestiremesek de, ucuzlayan hisse senetlerine yurt içi yerleşiklerin ilgisinin yeniden artacağını düşünüyoruz. Teknik mânâda ana endekste önemli bir seviyeye olan 8,700 seviyelerine bakacağız. Faizin artış eğiliminde olması, bankacılık hisseleri ve gayrimenkul ilintili hisseler için iyi bir haber olmadığının altını peşinen çizmemiz gerekiyor. XBANK geride bıraktığımız hafta %26,50 düştü! SPK dün gece borsaya destek için birçok yeni karar açıklarken, açığa satışı bir ay süre ile yasakladı. Her zaman söylediğimiz üzere, risk yönetimine dikkat ederek mutlak surette panik eylemlerinden uzak durmamız gerekiyor. USDTRY kuru ilk işlemlerde 38,00 seviyesinde eşleşiyor.

Her ne kadar, TCMB’nin yapılacak olanları süratle yaptığının altını çizmek istesem de, hafta sonu Bankalar Birliği ile düzenlediği teknik toplantıda, ilgili tüm kurumların yakın işbirliğiyle, istikrarın sürdürülmesi için piyasa kuralları içinde her türlü aracın etkin bir şekilde ve kararlılıkla kullanılmaya devam edileceği belirtildi. Bu minvalde, toplantı sonrası Reuters haberlerinden de takip ettiğimiz kadarıyla TCMB’nin ‘kararlı’ duruşunu korumaya devam ettiğini, gerekenin de proaktif olarak yapılmaya devam edileceği yönünde mesajlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Daha basit bir anlatımla, TCMB’nin artan riske karşı getiriyi artırıp likiditeyi de kısarak zor günlerde büyük bir faiz vererek özveri ile biriktirdiği döviz rezervlerini de kullanarak yangını kontrol altına alabilecek araç, gereç ve gücü olduğunu unutmamak gerekiyor! Bundan sonraki sürecin yatırımcı güveninde yaşanacak güven tesisine paralel ilerleyeceğini düşünüyoruz. Yaşanan tahribatın enflasyondan büyümeye, hatta artan faiz daralan likidite ile şirket kârlarına etkisi kuşkusuz olumsuz olacaktır. Bu nedenle, ortamın süratle normalleşmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yeni gün başlangıcında, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını yaşarken, hizmet sektörü de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçti. Artan maliyetler, işgücü sıkıntısı ve küresel ticaret belirsizliği nedeniyle genel iş görünümü Ağustos 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Japonya’nın Nikkei endeksi haftaya yatay başlarken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde görülen hafif yükseliş, Asya cephesinde sınırlı yansıdığını görüyoruz. Yaklaşan ABD tarifeleri yatırımcıların temkinli kalmasına neden olurken, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını, hizmet sektörünün de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçmesi ön plana çıktı.

Asya piyasalarında hâkim renk kırmızı olsa da, satış baskısının kuvvetli olmadığını görüyoruz. Altının ons fiyatı zirve seviyelerden bir adım da olsun uzaklaşarak 3,020 dolar seviyesinden işlem görürken, gümüş ise 33-34 dolar bandında kalmaya devam etti. Gümüşte asıl hareketin eğer gücünü toplarsa 35 dolar sonrasında başlayacağını unutmamak gerekiyor. Öncesinde heyecana kapılmamak gerektiğini düşünüyoruz. Direnişin parası bitcoin yeniden 87bin dolar seviyesine toparlanırken, Avrupa cephesinde Almanya süper harcama paketi ile şaha kalkan tahvil faizlerinin, Kıta Avrupasından borçlu ve kırılgan olan diğer ülkelerin de borçlanma maliyetlerini artırarak risk unsuru yarattı. Süratli bir depara kalkan EURUSD paritesi yorulma emareleri göstermesi sonrası 1,08 seviyesinin diplerine kadar çekilirken, teknik mânâda daha da aşağıda 1,0680 seviyesini takip edeceğiz. Mali piyasaların gündeminde bugün Almanya, Euro Bölgesi ve ABD’de açıklanacak PMI verileri takip edilebilir.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

EKREM İMAMOĞLU TUTUKLANMASI PİYASADA NE ETKİ YAPAR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi olağanüstü bir siyasi gelişme, Türkiye ekonomisi ve piyasaları üzerinde kısa ve orta vadede önemli etkiler yaratabilir. Bu tür bir gelişmenin piyasalara etkisi, hem iç siyasi tansiyon hem de dış yatırımcıların algısı açısından değerlendirilmelidir.

Olası etkileri şöyle özetleyebiliriz:

📉 1. Borsa İstanbul (BIST) Üzerindeki Etkiler

  • Negatif Etki Beklenir: Özellikle banka ve holding hisselerinde sert satışlar görülebilir.

  • Yatırımcı Güveni Sarsılabilir: Siyasi belirsizlik, yerli ve yabancı yatırımcının risk algısını yükseltir.

  • Yabancı Çıkışı Hızlanabilir: Zaten sınırlı olan yabancı yatırımcı oranı daha da azalabilir.

💵 2. Döviz Kurları (USD/TRY, EUR/TRY)

  • Kur Şokları Görülebilir: Politik risk primi artar, bu da dövize yönelimi artırır.

  • Merkez Bankası Baskı Altında Kalır: Döviz talebindeki ani artışa müdahale gerektirebilir.

📈 3. Faiz ve Tahvil Piyasaları

  • Faizler Yükselebilir: Risk algısı arttıkça TL cinsi varlıklardan çıkış olur, bu da faizlerde yükselişe yol açar.

  • Tahvil Satışları Artar: Devlet tahvillerine olan güven azalabilir.

🌍 4. CDS (Kredi Risk Primi) ve Dış Yatırımcı Algısı

  • CDS Yükselir: Türkiye’nin risk primi artar, bu da borçlanma maliyetlerini artırır.

  • Yatırım Notları ve Raporlar Değişebilir: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bu gelişmeyi raporlarında olumsuz değerlendirebilir.

🏦 5. Bankacılık ve Finans Sektörü

  • Kredilerde Yavaşlama: Artan belirsizlik nedeniyle kredi taleplerinde azalma görülebilir.

  • Bankaların Risk Algısı Artar: Özellikle yerli özel bankalar temkinli davranmaya başlar.

🔍 6. Orta Vadeli Etkiler

  • Ekonomik Reformlar Gölge Altında Kalır: Siyasi tartışmalar ekonomi gündeminin önüne geçer.

  • Seçim Güvenliği ve Demokratik Görünüm Tartışılır: Bu durum Türkiye’nin “yatırım yapılabilir ülke” imajını zedeler.

İmamoğlu gibi kamuoyunda güçlü desteği olan bir siyasi figürün tutuklanması, sadece ekonomik değil sosyal ve toplumsal tansiyonu da yükseltebilir. Bu da piyasaların kırılganlığını artırır.

BANKACILIK FİNANS SEKTÖRÜNÜ NASIL ETKİLER

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, bankacılık ve finans sektörü, siyasi belirsizlik nedeniyle doğrudan ve dolaylı birçok etkiye maruz kalabilir. Bu tür siyasi şoklar, özellikle sermaye hareketlerinin serbest olduğu, dışa açık ve kırılgan ekonomilerde bankacılık sektörü üzerinde hızlı ve ciddi baskılar yaratabilir.

Aşağıda, bu gelişmenin bankacılık ve finans sektörüne olası etkilerini başlıklar halinde detaylandırmak gerekirse:

🏦 1. Bankalara Güven ve Mevduat Davranışı

  • TL Mevduatlarda Çıkış Olabilir: Siyasi belirsizlik, vatandaşın dövize yönelmesine neden olabilir.

  • Kur Korumalı Mevduatlarda (KKM) Artış: Kur şoklarına karşı bireyler KKM’ye yönelebilir.

  • Bankaların Liralaşma Hedefi Zarar Görebilir.

📉 2. Bankacılık Hisseleri (BIST Bankacılık Endeksi)

  • BIST-BANK Sert Düşebilir: İlk günlerde yabancı satışlarıyla ciddi değer kaybı görülebilir.

  • Halka açık özel bankalar daha çok etkilenir.

  • Devlet bankaları da siyasi yönlü baskılar nedeniyle kırılgan olabilir.

📊 3. Kredi ve Finansman Faaliyetleri

  • Kredi Talebinde Düşüş: Belirsizlik ortamı yatırımları yavaşlatır, işletmeler kredi taleplerini erteler.

  • Bankalar Riskli Sektörlere Kredi Vermekten Kaçınır.

  • Kredi Geri Ödemelerinde Sorunlar Başlayabilir.

💰 4. Likidite ve Fonlama Kanalları

  • Bankaların Fonlama Maliyetleri Artar: CDS primindeki artışla yurt dışı borçlanmalar pahalı hale gelir.

  • Swap Kanalları Daralabilir: Merkez Bankası swap ihtiyacını artırabilir.

  • Yurt dışı borç çevirme oranlarında düşüş olabilir.

🔍 5. BDDK ve TCMB Üzerindeki Baskı

  • Yeni düzenleme ve müdahaleler gündeme gelebilir.

  • Piyasa istikrarı için geçici tedbirler alınabilir (örneğin likidite enjeksiyonu, döviz satışı).

  • Sermaye kontrolleri ya da TL likidite kısıtlamaları speküle edilebilir.

🌐 6. Yabancı Yatırımcı İlgisi

  • Bankacılık sektörü doğrudan yabancı yatırımcıların radarında olduğundan ilk çıkışlar burada yaşanır.

  • Sendikasyon kredilerine erişim zorlaşır.

  • Türkiye’nin “hukuk devleti” imajının zedelenmesi, uzun vadeli finansal istikrarı tehdit eder.

⚠️ 7. Reel Sektörün Bankalara Yansıması

  • Firmalar döviz kurlarındaki artış nedeniyle zor duruma düşerse, bankaların tahsilât riski yükselir.

  • Takipteki krediler oranı (NPL) artabilir.

  • Bankalar daha muhafazakâr davranarak kredi musluklarını kısabilir.

SONUÇ:

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi siyasi bir kriz, bankacılık sektöründe güven, kredi akışı, yabancı ilgisi ve fonlama kaynakları üzerinde ciddi baskı yaratır. İlk şok dalgası özellikle borsa ve kur tarafında hissedilirken, orta vadede aktif kalitesi, kârlılık ve büyüme gibi temel göstergeleri de zayıflatır.

Chat GPT

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.