Connect with us

BANKA HABERLERİ

Reel Piyasada ödeme sistemi çöküyor: Karşılıksız çekler iki kat arttı

Finansman krizi nedeniyle ciroların düştüğü, istihdam çıkışlarının arttığı ve firma devirlerinin hızlandığı piyasada ödeme zinciri de risk altında… Özellikle temmuz ayında karşılıksız çekte yaşanan artış piyasayı tedirgin ediyor. Finansmana erişimin önünün açılmasını isteyen reel sektör temsilcileri, ticari kredi kartlarındaki taksit sayısı ve limitlerin ivedilikle artırılmasını talep ediyor.

Yayınlanma:

|

Finansman darboğazının hâlâ açılmaması, yanı sıra ekonomiyi soğutma hamlesinin ciroları giderek zayıflatması piyasada ödeme zincirini kopma riskiyle karşı kaşıya bıraktı. Özellikle ticari kredi kartlarında limitlerin ve taksitlerin sınırlandırılması firmaları daha fazla çek kullanmaya iterken, temmuz ayında karşılıksız çek sayısındaki patlama dikkat çekti. Piyasada tahsilatların gecikmeye başlaması, firmalarda “Alacaklarımı tahsil edebilecek miyim” endişelerini körüklerken, ödeme zincirindeki kırılganlığın artışı, iş dünyası STK’larının ekonomi yönetimi ile gerçekleştirdikleri istişare toplantılarında da sık sık gündeme geliyor. Zira finansmanda yaşanan sıkıntılar firmaların yükümlülüklerini yerine getirmesini zorlaştırıyor. Bu noktada finansman musluğunun açılmasının piyasanın sağlıklı işleyişi için elzem olduğuna işaret eden reel sektör temsilcileri, ticari kredi kartlarında limit ve taksitlerin esnetilmesini talep ediyor.

Bilindiği üzere çekler bir ödeme enstrümanı olarak son yıllarda piyasanın akışını etkileyecek seviyede öne çıkmıyordu. Ancak son dönemde ticari kredilerde akışın yavaşlamasıyla beraber çek enstrümanı piyasada yeniden öne çıkmaya başladı. Özellikle bir önceki dönemde Merkez Bankası’nın aldığı kararla ticari kredi kartlarına makro ihtiyati tedbir getirilerek taksitlendirme kaldırılmış, limitler düşürülmüştü. Merkez Bankası daha sonra bu karadan geri adım atsa da birçok banka taksit sınırını gevşetmeyip limitleri yeniden yükseltmedi. Bu da firmaların çek kullanımını son aylarda artıran en önemli etkenlerden biri oldu. Temmuz ayında karşılıksız çeklere yönelik açıklanan veriler ise piyasadaki ödeme güçlüğünü net bir şekilde ortaya koydu. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, karşılıksız işlemi yapılan çek adedi, haziranda 9 bin 946 iken, temmuzda yüzde 85 artarak 18 bin 426’ya yükseldi, böylece Haziran 2021’den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Reel sektör temsilcilerinden edinilen bilgiye göre, tahsilatlarda gecikmeler artarken, ödemesini alamayan firmalar yükümlülüklerini gerçekleştirmekte zorlanmaya başladı. Ödeme zincirinde kırılganlığın bu denli artması karşısında önde gelen iş dünyası STK’ları ve meslek örgütleri, yeni ekonomi yönetimiyle gerçekleştirilen istişare toplantılarında bu konuyu sık sık dile getirirken, ‘zincir kopmadan önlem alınmasını’ talep ediyor.

AVDAGİÇ: KIRILMA OLMADAN TEDBİR ALINMALI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı açıklamada temmuz ayında karşılıksız çek tutarının bir önceki aya göre ciddi oranda arttığına dikkat çekerek, bu gelişmenin ödemeler sisteminde kırılmaya sebep olmaması için tedbir alınmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Ticari kredi kartlarıyla taksitli yapılan işletme harcamalarının bugüne kadar sağlıklı bir şekilde işlediğini hatırlatan Avdagiç, “Ancak ticari kredi kartlarının taksit imkanı bize göre çok gereksiz bir şekilde daraltılmıştı. Sonra bu kaldırıldı, kamu bankalarınca taksit ve limitler kısmen açılsa da özel bankaların büyük kısmı bu limitleri ve taksitleri daralttığı yerde bıraktı” dedi. Küçük ve orta büyüklükte firmaların ticari kredi kartlarıyla işlemlerini yaptığını, bu sistemin ödemeyi alanı da rahatlattığını, iki tarafın da çek ve senetle uğraşmak zorunda kalmadığını aktaran Avdagiç, “Bunun tekrar eskiye dönmesi için çok yoğun uğraşıyoruz. Tüketicilerin kredi kartlarına yönelik birtakım tasarrufta bulunulması gerekebilir ama iş dünyası ile ilgili olan kısmında daha hassas davranılması gerektiğini ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

KAYA: İŞVERENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ RİSK ALTINDA

Finansman yoksunluğunu en sert hisseden sektörlerden hazır giyimde firmalar yükümlülüklerini yerine getirmekte büyük zorluklar yaşamaya başladı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, enflasyon ve beraberinde getirdiği maliyet sorunları ile geçmiş dönemde alınan kredi borçları nedeniyle sektörün finansman ihtiyacının oldukça arttığını hatırlatırken, “Durum böyle olunca özellikle haziran ve temmuzda hem çek hem de kredilerde negatif geri dönüşlerde patlama had safhaya çıktı” dedi. Ağustos ayının, enflasyonun en fazla arttığı ve kurun sabit kaldığı bir dönem olduğunu kaydeden Kaya, “Finansmana erişemediği zaman sektörümüz işçilik ücretlerini ödeyememe durumuna geçecek, firmalar önce işçi ile karşı karşıya kalacak. Çalışma barışı zarar görecek. Bunun devamında işveren kamu ve kredi borçlarını ödeyemeyecek. Bütün bunları göreceğiz. Bununla ilgili sinyaller gelmeye başladı. İlk sinyaller istihdam çıkışlarında ve işyeri kapamalarındaki artıştı, şimdi de çek geri dönüşleri başladı” diye konuştu. Sektörde talepsizliğin körüklediği bir kârsızlık durumunun söz konusu olduğuna dikkat çeken Kaya, bunun yansımalarının yıl sonunda daha şiddetli hissedileceği uyarısında bulundu.

Gürcan: Bir firma yok olduğunda en az 8 firmaya yansıması oluyor

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi ve Mobilya Sanayi İşadamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan da sektörde ödemeler tarafında yaşanan sıkıntıları anlattı. Mobilyada normal olan vadeli çalışma imkanının azaldığını, şimdilerde firmaların tamamen kendi özsermayeleriyle iş yapmaya başladıklarını söyledi. Bu durumun bir sonucu olarak ciroların azaldığına işaret eden Gürcan, “Şu anda şirket kredi kartlarında vadeler durdu, orada da daha fazla tek çekim kullanılıyor. Kamu bankalarında görece taksit sayısı iyi, onlarla taksitli MDF, sunta vs. alabiliyoruz. Özel banka kartlarında ise taksit sayısı bazılarında hiç yok, bazılarında da en fazla 4. Bu durum üretim için gerekli hammadde alımını düşürünce kapasitelerimiz düştü. Firmaların sermayeleri kısıtlı olduğu için ufak bir darbe ile firmalar kapanabilir, yok olabilir. Bir firma yok olursa etrafındaki en az 8-10 firmaya yansıması olur. Bundan dolayı finansman imkanlarının açılması lazım” ifadelerini kullandı.

Akyüz: Çekte limit olmayınca alıcı dengeyi kaçırıyor

Geçmiş dönemde İKMİB başkanlığı yapan Akyüz Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, ticari kredi kartı taksitlendirmelerinin iptal edilmiş olmasının, firmaların çeklere daha fazla yönlenmesine neden olduğunu söyledi. Firmaların önceden tanımadığı bir firmaya da risk almadan kredi kartıyla mal satabildiğini ancak şimdilerde taksit imkanı neredeyse ortadan kalkınca taksitler boyutunda çeklerin verilmeye başlandığını aktardı. Dünyada bir tek Türkiye’de çekin vadesi olduğunu dile getiren Akyüz, “Çek normalde para taşıma riskini ortadan kaldırmak için kullanılmalı. Ama biz onu farklı yerlere getirdik. Senede olan inanç kalmadı. Piyasaya çok fazla müdahale ediliyor. Oyuncular zaten oyunu kurmuştu. Kredi kartı gibi oldukça güvenli bir enstrüman kullanılıyor ve her firma kendi limiti doğrultusunda ticaret yapabiliyordu. Ama çekte böyle bir limit yok… Böyle olunca alıcılar dengeyi kaçırmaya başlıyor” şeklinde konuştu. Süreç içinde firmaların cirolarının düşmeye başladığına dikkat çeken Akyüz, “Böyle olunca da firmaların kendi kaynaklarından harcamaları artıyor. Firmalar zayıflıyor şu anda. Bu da zincirin zayıflaması anlamına geliyor, kopmalar başlıyor” diye konuştu.

Önel: 15 günde gelen çek defterleri artık 60-90 günde geliyor

İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel de enflasyonla mücadele için ekonomiyi soğutma çalışmalarının doğru olduğunu ancak yılbaşından bu yana TL’deki değer kaybı, artan operasyon maliyetleri gibi nedenlerle işletme sermayelerinin cüzi seviyelere indiğini kaydetti. İç piyasada talebin zayıflamasıyla nakit akışında ciddi bozulma yaşandığına işaret eden Önel, “Öyle ki sattığımız mallar için firmalara açık hesap üzerinden taksit yapıyoruz, adeta onları fonluyoruz” dedi. Şu an çok zorlu bir süreçten geçildiğini vurgulayan Önel, “Önceki dönemde de enflasyon sorunu vardı ama ticari krediye ulaşım sınırlı da olsa devam ediyordu, maliyeti en azından düşüktü ve iç talep canlıydı. Hem kredi kartına taksitin düşürülmesi hem de limitlerin sınırlandırılması talebi zayıflattı. Cirolar reel sektörde düşüyor. Bu da ödemeleri yavaşlatmaya başladı” dedi. Çek defteri edinmede dahi zorluk yaşandığını belirten Önel, önceden bankadan 15 günde gönderilen çek defterlerin 60 ila 90 günde geldiğini aktardı. “Şu anda firmalar içeride olan bakiyelerini toplamaya çalışıyor, bakiyesi olanlara mal satmıyor” diyen Önel, “Çünkü tahsilat riski çok arttı. Şu an için bütün ibreler reel sektör için zorlu bir dönemi gösteriyor. Reel sektörün makro ekonomik dengelerinde genel itibarıyla biraz sıkıntı var, alacaklarla maliyetler hesaba katıldığında zorlu bir süreç yaşanıyor. Özellikle son birkaç aydır ödeme gecikmeleri yaşanmaya başladı. Piyasada devir işi çok artmaya başladı, maliyetlerin altından kalkamayan işini devretmeye çalışıyor. Devirlerin sayısının artması hem alacaklı firmaların tahsilatlarını zora sokabilir hem de genel olarak istihdam, üretim, kapasiteyi çok düşürebilir” şeklinde konuştu.

Merve Yiğitcan – Ekonomim

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

AKBANK’TA ŞOK AYRILIK, ING’YE GEÇİYOR

Yayınlanma:

|

Yazan:

AKBANK’ta şok ayrılık:

Banka “Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler İş Birimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Burcu Civelek Yüce, bu görevinden, 04.07.2025 tarihinden geçerli olmak üzere ayrılacaktır” açıklaması yaptı.

Burcu Civelek YÜCE, bankanın Dijitalleşme sürecinde ekibi ile dizayn etmiş ana yönetici konumundaydı. Banka sistemlerinin sık sık çökmesinde eleştirilerin hedefinde olan isimlerin başında yer alıyordu.

ING BANK’a geçiyor

ING BANK Burcu Civelek Yüce’nin kendi bünyelerinde geçeceğini duyurdu. Uzun yıllar AKBANK’ta görev yapan ve mental olarak yıpranan Yüce bu şekilde kendini yeniden kanıtlama fırsatı da yakalamış olacak.

 

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

MERKEZİ YÖNETİMİN 2025 MAYIS AYI GELİR GİDER ANALİZİ

Yayınlanma:

|

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün (15.06.2025) yayınladığı veriler baz alınarak Merkezi Yönetimin 2024 Mayıs ayı sonu (önceki dönem) ile 2025 Mayıs ayı sonu (cari dönem) kıyaslanarak değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan verilerden hazırladığımız tablo aşağıda sunulmuştur.

TESPİTLERİMİZ

1- Toplam gelirler içinde en yüksek tutarlı kalemler: Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, İthalde ve Dahilde Alınan KDV’dir. Cari dönemde bu 4 vergi türünün toplamı, toplam vergi gelirlerinin %70,7’sini oluşturmaktadır.
2- Toplam vergi gelirlerinin önceki dönemde %17,’4’ü, cari dönemde ise %20,9’u faiz ödemelerine gitmiştir..
3- Sosyal Güvenlik Kurumlarına (SGK) Görevlendirme Giderleri ile Hazine Yardımları adı altında yapılan ödemelerde önemli artış olmuştur. SGK’ya bir önceki dönemde 593,8 milyar TL aktarılırken, bu tutar cari dönemde 891,4 milyar TL olmuştur.
4- Bütçe açığı diğer kalemlere kıyasen daha düşük artış göstermiştir. Ancak yaptığımız araştırmalarda yılların son ayındaki bütçe açığı önceki aylara göre inanılmaz artmaktadır. Örneğin yılların ilk 11aylık bütçe açıkları toplamı (milyar TL); 2022’de 20,4; 2023’te 532,4; 2024’te 1.226,9 iken Aralık aylarındaki (tek aylık) bütçe açığı 2022’de 122,2; 2023’te 848, 2024’te ise 829,2 olmuştur. Sebebini bilmiyoruz. Ancak bu bağlamda yılın bütçe açığı sene sonunda netleşmektedir.


SONUÇ

Cari dönemde, personel giderleri+SGK’ya aktarılan tutar+faiz giderleri, toplam harcamaların %54,3’ünü oluşturmaktadır. Bu harcama kalemleri ve diğer harcama kalemleri dikkate alınınca gider tarafında harcamaları azaltacak tedbirlerin alınması zor görünmektedir. Sıklıkla gündeme getirilen tasarruf tedbirlerinin de bu büyüklükteki bütçede önemli bir sonuç sağlamayacağı görüşündeyiz. Bu nedenle Merkezi Yönetimin gelirleri arttırıcı (vergi oranlarını arttırma, yeni vergiler koyma, muafiyetleri ve istisnaları kaldırma gibi) uygulamalara gideceği kanaatindeyiz.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Sıddık Kardeşler Haddecilik Konkordato Talebinde Bulundu

Yayınlanma:

|

Yazan:

İSO 500’de 304. sıradaydı, 6,8 milyar TL ciroya rağmen konkordatoya başvurdu!

1976 yılında kurulan ve Türkiye çelik sanayisinin köklü firmalarından biri olan Sıddık Kardeşler Haddecilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti., konkordato başvurusunda bulundu. 2024 yılı itibarıyla 6,8 milyar TL ciroya ulaşan şirket, İSO 500 listesinde 304. sırada yer almasına rağmen mali darboğazdan kurtulamayarak mahkemeye başvurdu.

Sektörde Şok Etkisi Yarattı

Sıddık Kardeşler’in konkordato kararı, demir-çelik sektöründe yankı uyandırdı. Yüksek cirosuna ve sektördeki güçlü konumuna rağmen böyle bir adım atılması, finansal risklerin ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Şirketin konkordato talebiyle birlikte mahkemeden süre talep ettiği ve borç yapılandırması sürecine girmeyi hedeflediği öğrenildi.

Konkordato Nedir, Ne Sağlar?

Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen firmaların, alacaklılarıyla uzlaşarak faaliyetlerine devam etmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Bu süreçte şirketin mal varlıkları koruma altına alınır ve mahkemenin onayı ile borç ödeme planı devreye girer. Amaç, iflasın önüne geçerek şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesidir.

Ekonomik Dalgalanma ve Sektörel Zorluklar

Son yıllarda artan enerji maliyetleri, kur dalgalanmaları ve iç piyasada yaşanan tahsilat problemleri; birçok sanayi şirketi gibi Sıddık Kardeşler’i de zora soktu. Özellikle çelik sektöründe rekabetin giderek arttığı ve marjların daraldığı bir dönemde, finansal yönetim becerileri daha da kritik hâle geldi.

Gözler Mahkeme Sürecinde

Şirketin konkordato başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği ve geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Sektör temsilcileri ise bu gelişmeyi sadece tekil bir iflas belirtisi değil, çelik sektörünün alarm veren yapısal sorunları olarak değerlendiriyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.