Connect with us

EKONOMİ

Son 52 yılın en kötü ilk yarısı…

Yayınlanma:

|

  • Gündemimiz enflasyon olunca, FED’in de favori enflasyon endeksi olan çekirdek PCE piyasaların dün merceğinde idi. Kişisel tüketim ve harcamalar (PCE) Mayıs’ta %4,8 olan beklentinin bir tık altında %4,7 oldu (geçen ay %4,9). Enflasyonun bir tık da olsa piyasa beklentisinden daha iyi sonuçlanması bile son 52 yılın en kötü ilk yarısını geçiren piyasaların yaralarına merhem olamadı. 
  • ABD borsasının ana endeksleri, yılın ilk yarısında merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında atacağı adımların küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olacağına dair endişelerle geriledi. FED Başkanı Powell, FED’in faiz artırımlarının ABD ekonomisini çok fazla yavaşlatabileceğine dair risk olduğunu, fakat fiyatların daha fazla artacağı konusunda toplumda beklentiye yol açan kalıcı enflasyonun daha büyük bir risk oluşturduğunu belirtmişti.
  • 2021 yılının yıldızı olan teknoloji hisseleri ve bu bağlamda risk iştahını göstergesi konumunda Nasdaq endeksi ilk yarıyı %30 düşüşle tamamladı. Piyasaların risk off modunda olmasına paralel, güvenli liman dolar ilk 6 ayda %10 değer kazanırken, doların piyasa faizi olan 10 yıllık devlet tahvil getirisi ise neredeyse %1,5 seviyesinden %3 seviyelerine kadar yükseldi! Riskli varlık sınıfına giren hisse senetlerinden sonra kripto para yatırımcılarının da yüzü pek de gülemedi. Amiral gemi Bitcoin’in ilk yarı performansı %60 düşüş oldu! 
  • İçeride ise kafa karışıklığı tüm hızı ile korunmaya devam ediyor. BDDK‘nın geçen hafta Cuma akşamı almış olduğu kararın yarattığı uygulamada sorunlar ve kredi musluklarının kapanmasına paralel ekonomide beliren “ani duruş (sudden stop)” riski, özellikle Borsa İstanbul cepheside hissedildi. Ana endeks son 1 hafta %6 gerilerken, konunun dokunduğu bankacılık endeksi son 7 günde %13 geriledi. Teknik bir bakış açısıyla, Borsa İstanbul Bankacılık endeksinde aşağıda 1,920 seviyesine azami özen göstermek gerekiyor. 
  • BDDK‘nın yarattığı tahribatı gidermek adına kapsamlı toplantılar gerçekleştirildiğini işitiyoruz. Gerek BDDK’ya gerekse de ekonomi yönetimine ciddi eleştiriler her geçen gün artarken, alınan kararların serbest piyasa mekanizmasına müdahale olarak yorumlandı. Atılan adımlardan geri dönülmesinin getireceği kredibilite kaybının nasıl giderileceği ise ayrı bir konu başlığı. Hülasa, böyle bir adımın gelmesi, son günlerde kaydedilen sert satışları yerini tepki alımlarına terk edebileceğini göz ardı etmiyoruz. Bu arada, ekonomi yönetiminden ise gün geçmiyor ki yeni bir karar gelmesin. TCMB, Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşüm oranı belli seviyenin altında kalan bankalara uyguladığı komisyon oranını %1,5’ten %5,0’e yükseltti. 
  • Geride bıraktığımız hafta, yabancı indinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli risklerini gösteren CDS primi 800 seviyesinin altına gerilemesi ardından, ani duruş riskinin de belirmesi ile 840 seviyesine yükseldi. Söz konusu seviye, 2008 küresel kriz döneminin bile ötesinde (yıla 550 seviyesinden başladığını not edelim). 
  • USDTRY kuru dün gün boyu 16,60-16,70 bandında dalgalandı. Ay ve dönem sonu olması nedeniyle karmaşık bir gün geçiren döviz piyasasında, günün kapanışı ise işlem bandının tepesinde oldu. Biden, Madrid’deki NATO zirvesinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada Kongre’nin Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının satışını onaylayacağını inandığını açıkladı.
  • TÜİK dün Mayıs ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. İhracat %15,3 artarken ithalat ise %43,5 artış kaydetti. Bu sonuçlarla Mayıs ayında dış ticaret açığı 10,6 milyar dolar, ilk 5 ayda ise açık 43,2 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Detaylarda yüksek enerji fiyatları göze çarpa da, uygulanan para politikasının veya ultra reel negatif getiriye sahip TL’nin tüketimi teşvik ederek ithalatı da patlattığı unutulmamaldır. Cari işlemler fazlası verme hedefi ile çıkılan yolda, her ay açık rekorları kırılıyor.
  • Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve birlikte hareket eden ülkelerin oluşturduğu OPEC+, dün sona eren toplantısında Temmuz ve Ağustos ayı için daha önce açıkladıkları günlük 648,000 varillik üretim artışı hedeflerini değiştirmeden uygulamayı kararlaştırdı. Lâkin, Brent cinsi ham petrol, özellikle ekonomik görünüm oldukça bozulması ve ABD’de tüketici güveninin son 16 ayın dibine inmesi ile son 2 günde %10 gerileyerek 109 usd/varil seviyesinden işlem görüyor. Teknik mânâda, aşağıda 106,80 dolar seviyesine azami dikkat edelim!
  • Yılın ilk yarısını manşetimizden de anlaşılacağı üzere 1970 yılından bu yana en sert düşüşle tamamlayan piyasaların önünde yılın ikinci yarısından da bir miktar ‘acı’ olacağını düşünüyoruz. ABD borsalarının dün akşam %1 civarı gerilemesi sonrası,  yatırımcıların küresel ekonomik görünüm konusunda giderek daha gergin hale gelmesiyle, ikinci yarıya da ‘titrek’ bir başlangıç yaptığını görüyoruz. ABD borsalarını vadeli işlemlerinde %1 düşüşler görülüyor. Pasifiğin diğer ucunda da hava bozuk! Gösterge endeks Tokyo borsası %1,6 düşerken, Tayvan borsasında düşüş %2,7 seviyesine vardı. 
  • Mali piyasaların gündeminde bugün küresel cephede açıklanacak büyümenin öncü göstergesi imalat sanayi PMI verilerini takip edeceğiz. Euro Bölgesi TÜFE enflasyonu ile içeride İTO enflasyon verileri de önemli arz edecek.

>Dış Ticaret İstatistikleri

TÜİK verilerine göre, Mayıs ayında ihracat %15,3 artışla 19 milyar dolar, ithalat ise %43,5 artışla 29,6 milyar dolar oldu. Bu sonuçlarla Mayıs ayında  dış ticaret açığı 10,6 milyar dolar, ilk 5 ayda ise açık 43,2 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış oldu. Yeni ekonomik program cari işlemler fazlası vermeyi amaçlıyordu; gelinen noktada açık rekoru kırılıyor!

165664978698cbbfc6f39d61267dd6f4b5885df200_1_1200.jpg

>DTH

24 Haziran ile biten haftada, parite/fiyat etkisinden arındırılmış rakamlara göre, gerçek kişilerin DTH önceki haftaya göre 78 milyon dolar, tüzel kişilerin ise 0,7 milyar dolar arttı. Tüzel kişilerin DTH rakamlarını makul bir hızla artmaya devam ettiğini görüyoruz.

1656649787c98732a0757c4b6ca96d9136e58bcbb0_2_1200.jpg

>TCMB Rezervleri

24 Haziran ile biten haftada, TCMB’nin brüt döviz rezervleri yaklaşık 0,9 milyar dolar artışla 60,3 milyar dolar, altın rezervleri ise 41,6 milyar dolar ile yatay bir seyir izledi. Toplam brüt döviz ve altın rezervleri 101,9 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 0,9 milyar dolar arttı.

1656649787ae375a0d0eeccc544c265f4f36b49029_3_1200.jpg
1656649787c47468f9e0d7146218ee402b9b913368_4_1200.jpg

>KKM

BDDK verilerine göre, 24 Haziran ile biten haftada, Kur Korumalı Mevduat hesapları ilk kez 1 trilyon TL seviyesini aştı.

1656649788c7b85a8034613b61f1d05e02b17e69ae_5_1200.jpg

>Dolarizasyon

KKM’nin de bir yabancı para enstrümanı (YP) olduğu düşünülürse, KKM dahil yabancı para stoğun toplam mevduat içindeki payı %72 ile tüm zamanların zirvesinde yer almaya devam etti.

1656649788b364633543f2eee4397f5bf906cc973f_6_1200.jpg

>Swap Hariç Net Rezervler

BDDK kararı sonrası kamunun hafta başı döviz piyasasına müdahale haberlerinin aksinesinin, pozisyonlarda fazla bir değişim göremedik. Satışların şirket kaynaklı olduğunu düşünüyoruz.

1656649788323220951b0cd72a5a4d609332d843c7_7_1200.jpg

>Net Uluslararası Rezervler

TCMB’nin net uluslararası rezervleri 7,5 milyar dolar ile önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermezken, yılbaşından bu yana en düşük seviyede olduğunu görüyoruz.

16566497892bd701b2575059a1fb10a41c408ea695_8_1200.jpg

>Yabancı çıkışı devam ediyor

24 Haziran ile biten haftada, yurt dışındaki yerleşikler 98 milyon dolar hisse senedi, 58 milyon dolar ise tahvil sattıklarını görüyoruz. Yabancı yatırımcının her fırsatta pozisyon azaltmaya devam ediyor. Son 10 haftada çıkış 3,1 milyar dolar oldu!

1656649789b54ae659adb4867d29175dcfb75ace7f_9_1200.jpg

>Bir zamanlar…

Yabancı yatırımcıların Türkiye’de 152 milyar dolar vardı. Güncel rakam 16,7 milyar dolar (son 1 senede çıkış 10 milyar dolar).

1656649789abab77c1fbaf79fa5a653cbc03a0f348_10_1200.jpg

>Fiili faiz oranları

Ekonomi yönetiminin kredi genişlemesini yavaşlatmak adına attığı adımlara rağmen TL krediler artmaya  büyümeye devam ediyor. En fazla rağbet gören kredi kalemi olan taşıt kredilerinde haftalık artış %3,46 ; sene başına göre ise %90,7 oldu!

1656649790f3a4f47dc7f6c16f59672dfd847bb768_11_1200.jpg

>Gümüş

Yükseliş isteği için 22 doların geçilmesi gerektiğini aylardır bültenlerimizde değerlendiriyoruz. Yönünü aşağıya çeviren gümüşte, 20,80 teknik seviyesinin de fren görevi üstlenmemesi ile daha da aşağıda 18,65 seviyesi göz ardı edilmemelidir. 

16566497900ba48239b882770757e18d8a9a6b199d_12_1200.jpg

>Altın

Paranın geleneksel sığınağı altındı. Ama şimdi geleneksel bir zaman değil! ABD faizlerinin sert yükselişi altın üzerinde baskı kurdu. Teknik mânâda 1,885 dolar seviyesi geçilmeden, yükseliş isteği başlamayacaktır. Daha da aşağıda, 1,685 dolar seviyesini görünüyor.

1656649790d9c6a0b82afaeca590104d2079c15bfa_13_1200.jpg

>Sterlin

Sterlin cephesinde 1,2080 seviyesine azami dikkat etmekte fayda var. Dün en düşük 1,2089 test edildi. Teknik seviyenin altında bir kapanış, pandemi döneminde test edilen son 35 yılın dibinin tekrar hatırlanmasına neden olabilir!

1656649791e9714a700f6b1ce89dc97384579c3d92_14_1200.jpg

>XBANK

BDDK kararı ardından durma noktasına gelen ekonomi ve tıkanan kredilere paralel, bankacılık endeksi 1,923 seviyesini dün test ederken, son 7 günde %13 geriledi. Teknik mânâda, haftalık kapanışın 1,920 seviyesinin altında olması, daha büyük bir düzeltmenin habercisi olabilir.

1656649791ebdae18a78c15d8906bbb085ba0010ac_15_1200.jpg

>Doğalgaz

Bültenlerimizde, 6,55 usd/mmbtu seviyesine dikkat edilmesi gerektiğini belirtmiştik. Teknik seviyenin altında, aşağı yönlü baskı korunmaya devam edebilir. RSI aşırı satışa işaret ediyor. Kademeli alım yapacakların, 5,35 seviyesinin altına stop yazmaları akıllıca olacaktır.

165664979169b304b06216b265c9e8fc43cb5a8e3d_16_1200.jpg

>Brent

Son 2 günde %10 gerileyen petrolde aşağıda 106,80 usd/varil seviyesine dikkat edelim. Geniş bir açıdan bakarsak yukarıda 123 dolar seviyesi geçilmeden (defalarca kırmızı kart gördü) petrolde uzun pozisyon almayacağız. 

1656649792aca08db169e1b8b1ab56c7d8e0e4057f_17_1200.jpg

>Türkiye 5 Yıl CDS

Türkiye’nin 5 yıllık CDS risk primi yılın ilk yarısında 550 baz puandan 850’ye yükseldi. Söz konusu seviye 2008 küresel kriz döneminin de ötesinde.

1656649792a84e1dc929516a93db68b5524dc81541_18_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.