SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
‘TİM Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Komitesi’ kuruldu

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ‘Dünyayı tüketmeden, dünya için üretiyoruz’ mesajıyla duyurduğu ‘TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nın ilk hedefine yönelik TİM Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Komitesi oluşturdu. Komite, iklim Değişikliği, sürdürülebilirlik ve Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri doğrultusunda ihracatçılara yol göstermek amacıyla çalışacak.
TİM Başkanı İsmail Gülle, “Burası Türkiye İhracatçılar Meclisi. Bizim işimiz ihracat. Ama ne pahasına olursa olsun ihracat değil. Vazgeçmediğimiz en önemli unsur; insanı, dünyayı merkezine koyan, bütün değerlere saygı duyan, çevreye zarar vermeyen üretim anlayışıdır” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ALANINDA MARKA ÜLKE HALİNE GETİRECEĞİZ”
İhracatçıların sürdürülebilirlik kavramını en iyi bilen neferler olduğunu söyleyen Gülle, “Bu yola çıktığımızda, iki önemli vazifemiz bulunuyordu. İlki, sürdürülebilir ihracatı başarmaktı. Hep birlikte bunu başararak ihracatımızı sürdürülebilir bir zemine bağladık. Şimdi ise vazifemiz, sürdürülebilir dış ticaret fazlası vermektir. Geçtiğimiz yıl, 148 ülkeye dış ticaret fazlası verdik. Bu başarıyı sürdürebilir kılmak ve dış ticaret fazlası verdiğimiz ülke sayısını artırmak elimizde. Eylem Planı’mızdaki hedefleri bir bir gerçekleştirerek Türkiye’yi sürdürülebilirlik alanında marka ülke haline getireceğiz” dedi.
61 ihracatçı birliği, 27 sektör ile 100 bin ihracatçının tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracat hedefine ulaşmak, ‘Made in Türkiye’ markasını güçlendirmek ve gelecek nesillere daha iyi bir Türkiye bırakmak amacıyla çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. TİM bu kapsamda ‘Her Alanda Sürdürülebilir Türkiye’ hedefine ulaşmak için başlattığı çalışmalarda ‘Dünyayı tüketmeden, dünya için üretiyoruz’ sloganıyla ‘TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı’ hazırlamıştı. Eylem Planı’nın ilk hedefine yönelik ‘TİM Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Komitesi’ oluşturuldu. Bilim Komitesi’nin ilk istişare toplantısı, TİM Başkanı İsmail Gülle’nin ev sahipliğinde; iş insanları, rektörler, akademisyenler, İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulları temsilcileri, kamu ve özel sektörden ilgili paydaşların katılımıyla yapıldı. Komite üyelerine Eylem Planını aktaran Gülle, üyelerin görüş ve önerilerini dinledi.
“İHRACATÇILAR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAVRAMINI EN İYİ BİLEN NEFERLERDİR”
Toplantıda yaptığı konuşmada ihracatçıların, sürdürülebilirlik kavramını en iyi bilen neferler olduğuna vurgu yapan Gülle “’Dünyayı tüketmeden, dünya için üretiyoruz’ mottosuyla hazırladığımız TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı yol haritamızı 21 Haziran’da kamuoyu ile paylaştık. Burası Türkiye İhracatçılar Meclisi. Bizim işimiz ihracat. Ama ne pahasına olursa olsun ihracat değil. Vazgeçmediğimiz en önemli unsur; insanı, dünyayı merkezine koyan, bütün değerlere saygı duyan, çevreye zarar vermeyen üretim anlayışıdır. Bu yola çıktığımızda iki önemli vazifemiz vardı. Bunların ilki, sürdürülebilir ihracatı başarmaktı. Hamdolsun bunu hep birlikte başararak ihracatımızı sürdürülebilir bir zemine bağladık. Şimdi vazifemiz, sürdürülebilir dış ticaret fazlası vermektir” dedi.
“GEÇTİĞİMİZ YIL, 148 ÜLKEYE DIŞ TİCARET FAZLASI VERDİK”
Geçtiğimiz yıl 148 ülkeye dış ticaret fazlası vermeyi başardıklarına dikkat çeken TİM Başkanı Gülle “Bu başarıyı sürdürebilir kılmak ve dış ticaret fazlası verdiğimiz ülke sayısını artırmak elimizde. Bu hedef için öncelikli hedefimiz, yüksek katma değerli ihracat. Ancak iklim değişikliği ve çevre konusunu sürekli gündeminde tutarak hareket eden bir ihracat. Çünkü; İklim Değişikliği, gelecek nesillere olan en öncelikli sorumluluğumuz olarak; bugün artık, hayatımızın her boyutunu doğrudan etkileyen en öncelikli küresel sorun haline gelmiş durumda. Dış ticaret fazlası verdiğimiz Avrupa Birliği’nin ısrarla karbon nötr kıta olma hedefini dile getirmesi, ihracatımız için oldukça önemli bir gelişme. Kimsenin kuşkusu olmasın, ihracatçımız Yeşil Mutabakat ile mutlaka sürdürülebilir değer fazlası vermeye devam edecektir. İnşallah, Eylem Planı’mızdaki hedefleri bir bir gerçekleştirerek Türkiye’yi sürdürülebilirlik alanında marka ülke haline getireceğiz. Çalışmalarımızın sonucunda Dünyayı tüketmeden, dünya için üreten bir ülke olarak, hem sürdürülebilir kalkınma modeli sayesinde ihracatla yükselecek hem çevreye değer veren herkesin bir numaralı tercihi haline geleceğiz” ifadelerini kullandı.
“İLK ‘SEKTÖREL EYLEM PLANI’MIZI TEKSTİLDE AÇIKLADIK”
Gülle, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birlikleri ile sürecin başarıyla tamamlanabilmesi adına var gücüyle çalıştıklarını belirterek şunları kaydetti:
“Çalışmalarımıza yol göstermesi amacıyla TİM tarihinde ilk kez İklim Değişikliği Komitesi ve Kadın Konseyimiz bünyesinde “Sürdürülebilirlik ve İklim” başlıklarında alt çalışma komiteleri oluşturduk. Enerji Yoğun, Kaynak Yoğun ve Tarım Sektörü ana gruplandırması ile üç farklı “TİM Avrupa Yeşil Mutabakatı Farkındalık Toplantısı” düzenledik. İhracatçı Birlikleri bünyesinde görev yapan personelimizin iklim değişikliği konusunda yeterliliğini artırmak amacıyla Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde “İklim Değişikliği ve AB Yeşil Düzen Eğitimi” düzenledik. “Avrupa Katılım Öncesi Yardım Aracı IPA III Proje” çağrısını Yeşil Gündem ve Sürdürülebilirlik başlığında hazırladık. İSTKA proje çağrısı için, ihracatçılarımızın sınırda karbon düzenlemesine uyum sağlaması amacıyla “Sıfır Karbon Fasilitasyon Merkezi” proje başvurusunda bulunduk. COSME Programı “Avrupa Hafif Sanayisinde İnovasyon ve Teknoloji” çağrısı çerçevesinde ihracatçılarımızın dijital, teknolojik ve yeşil dönüşüm adımlarını hızlandıracak bir proje başvurusu yaptık. İlk Sektörel Eylem Planı’mızı 12 Temmuz’da tekstil sektörümüz özelinde açıkladık. TÜBİTAK Ağlara Üyelik Desteği kapsamında Avrupa İklim Ağına üyelik başvurumuz kabul edildi. Ayrıca “İklim Sohbetleri” serisine başladık. İlk programı AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Sn. Nikolaus Meyer-Landrut teşrifleriyle gerçekleştirdik. İhracatçılarımızın sektörel sorularını yanıtlamak amacıyla ALO TİM bünyesinde Yeşil Hat oluşturduk. Bu hattı tanıtmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye yoğunlaşacağız. Eylem Planımızdaki 12 ana hedefle çıktığımız bu yolda sürdürülebilirlik noktasında ülkemizi markalaştırarak, ‘Her alanda sürdürülebilir Türkiye’ hayalimizi gerçekleştireceğiz.”
“YIL SONUNDA ‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU’NU YAYIMLAYACAĞIZ”
Gülle konuya ilişkin açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
Sürdürülebilir bir dünya için, yeryüzünün nimetlerini tüm dünyanın kullanımına sunan ülke olarak, ‘Dünyayı tüketmeden, dünya için üretmek’ mottosuyla hareket ediyoruz. TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı’mızda ilk hedefimiz, TİM Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Komitesi’ni oluşturarak ilk istişare toplantımızı yaptık. Cumhurbaşkanımızın desteği, Ticaret Bakanlığımız koordinasyonu ve ilgili kurumların katkılarıyla hayata geçirilen ‘Yeşil Mutabakat Eylem Planı’na gerekli tüm katkıları sağlayacağız. Sürdürülebilir ihracat stratejisi, sektörel eylem planı ve kamu istişare mekanizmasıyla aşama aşama tüm süreci yakından takip edeceğiz. Aynı zamanda Bilim Komitesi’ne bağlı sektör kurulları oluşturarak değerlendirme toplantıları gerçekleştirecek ve yıl sonunda Komite üyelerimizin de katkılarıyla “Sürdürülebilirlik Raporu”nu yayımlayacağız.”
EYLEM PLANI’NDAKİ DİĞER HEDEFLER
TİM Başkanı İsmail Gülle’nin komite üyelerine aktardığı diğer hedefler şöyle:
İKİNCİ HEDEF: Emine Erdoğan Hanımefendi himayesinde gerçekleştirilen “Sıfır Atık Projesi”ni ihracatımızdaki her sektöre taşıyacağız. Bu kapsamda, işletmelerin atık envanterinin oluşturulması ve ortak bir platformda birleştirilerek değerlendirilmesi; çıkarılan envanter doğrultusunda firmalara teknik destek sağlanmasına liderlik edeceğiz. Ayrıca atıkların minimize edilmesi, atıktan enerji elde edilmesi ve ihracatçılar için atık yönetimi iş modeli geliştirilmesine ilişkin mentorluk vereceğiz.
ÜÇÜNCÜ HEDEF: Sürdürülebilirlik Eylem Planı’mızın önemli projelerinden biri olan “TİM Dijital Mentorluk Programı” projemizi, İnovaTİM koordinasyonunda başlattık. Pilot firmalarımızı İhracatçı Birliklerimizle belirledik.Çok kısa süre içerisinde öncelikle 5 sektörden 122 firma başvurusu aldık. TİM Dijital Mentorluk Programı ile üniversitelerimiz ve ihracatçı firmalarımız arasında önemli bir köprü görevi görerek ihracatçılarımıza eğitim ve mentorluk vermeyi amaçlıyoruz. Dijital metnorluk programımızın bir benzerinin olmaması sebebiyle de, hem ulusal hem de uluslararası fonlarla altyapısının güçlendirilmesini çok önemli buluyoruz. Üniversitelerimizin ve akademisyenlerimizin katkılarıyla oluşturacağımız Ekolojik İhracat Akademisi çatısı altında, yıl içinde hem TİM ve İhracatçı Birliklerimizde görev alan proje uzmanları hem de ihracatçı olsun olmasın isteyen tüm firmalara yönelik pek çok eğitim almış durumdayız.
DÖRDÜNCÜ HEDEF: Kurumsal karbon ayak izi çalışmalarında, yeni bir sayfa açmak… Bu hususta, şirketlerin kurumsal karbon ayak izini bilimsel yöntemlerle ölçmesini teşvik edeceğiz.
BEŞİNCİ HEDEF: Sanayide döngüsellik ve ileri kazanımla beraber ekonomimize değer katmak… Bu başlıkta materyalleri tekrar kullanma, üretim içi atıkları ile kullanım ömrünü tamamlamış tüm malzemenin geri kazanımı gibi konularda eğitim ve farkındalık çalışmaları gerçekleştireceğiz.
ALTINCI HEDEF: Marmara Denizi’nde yaşanan tabloyla gündeme gelen kirliliğin önlenmesi adına ileri arıtma teknolojileri alanında bilim kurulu ve üniversitelerimizin atık değerlerini bertaraf etme konusunda somut projeler üretmeleri.
YEDİNCİ HEDEF: Tedarik zinciri yönetimini sürdürülebilir bir zeminde ele alma arzusundayız. Bu başlıkta, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulanan entegre çevre bilgi sisteminin yaygınlaştırılmasının takipçisi olacağız. Ayrıca değer zincirindeki tüm paydaşların davranış kalıplarını, düşünme ve çalışma şekillerini değiştirmek adına farkındalık çalışmaları gerçekleştireceğiz.
SEKİZİNCİ HEDEF: Standardizasyon… Bu konu, sadece sürdürülebilirlik alanında değil ihracatımızla ilgili her konuda en önemli başlıklarımız arasında. Çünkü standartlar, markalaşma noktasında da oldukça önem arz ediyor. Bu başlıkta, sektör kurullarında ihracatçı sektörlerimizin güncel uluslararası standartlara uygun çalışma yapmalarını ve finansmana erişimini kolaylaştıracağız. Uluslararası standardizasyon ve sertifikasyon uygulamalarını takip edecek ve yaygınlaştıracağız.
DOKUZUNCU HEDEF: İhracatımızda sertifikasyon uygulamalarını daha da öne çıkaracağız. Burada uyguladığımız başarılı modelleri tüm sektörlerimizde kullanarak çalışmaları tüm ihracatçı sektörlerimize entegre edeceğiz.
ONUNCU HEDEF: Her alanda yenilebilir enerji kaynaklarına odaklanacağız. Yenilenebilir
Enerji Kaynak Garanti Sistemi için sertifikasyon süreçlerini uluslararası geçerliliği olacak şekilde teşvik edeceğiz. Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ve Avrupa Yeşil Mutabakatı odağındaki AB fonlarından ihracatçılarımızın daha fazla yararlanmasına katkı sağlayacağız.
ON BİRİNCİ HEDEF: İşletmelerde yetkilendirilmiş kurumsal ve tedarik zinciri sürdürülebilirlik birimlerinin oluşmasını teşvik edeceğiz. Böylece üretim faaliyetlerinin, girişimciliğin, yenilikçiliğin ve kalkınma odaklı politikaların desteklediği ekonomik büyümeyi sağlayacağız.
ON İKİNCİ HEDEF: Dijital ürün pasaportu ve izlenebilirlik uygulamalarını geliştireceğiz. Bu minvalde, Sektörel Dijital Ürün Pasaportu uygulamalarının Blockchain teknolojisi ile yaygınlaştırılması adına teşvik alanları yaratılmasında öncü olacağız. Finansal ihtiyacın giderilmesi için Eximbank ve diğer yurtiçi teşvik mekanizmaları ile uluslararası finansman kaynaklarını güçlendireceğiz.
İlginizi Çekebilir
-
Erol TAŞDELEN yazdı: YILIN SON ÇEREĞİNE BANKACILIK SEKTÖRÜ VE 4 BÜYÜKLER NASIL GİRDİ?
-
TÜRKİYE’NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU
-
ESG ve Sürdürülebilirlik Müşteri Memnuniyeti ile Başlıyor
-
TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR
-
BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU?
-
BANKALARIN NET KARLILIĞI 10 AYDA % 409 ARTTI
-
ARİF ÖZTAN : TEKSTİLDE CİRONUN DÖRTTE BİRİ ELEKTRİK MALİYETİNE GİDİYOR
Erol Taşdelen
Türkiye’de Ekmek Üretimi: Katkı Maddeleri, Genetik Müdahaleler ve Kimyasal İşlemler

Yayınlanma:
2 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Ekmek, binlerce yıldır sofraların temel besin kaynağıdır. Ancak günümüzde tüketilen ekmeklerin içeriği, üretim yöntemi ve hammaddeleri geçmişe kıyasla oldukça değişmiştir. Türkiye’de ekmek üretimi Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde yapılsa da, bazı katkı maddeleri ve endüstriyel yöntemler nedeniyle halk sağlığı açısından endişeler gündeme gelmektedir. Bu yazıda, Türkiye’deki ekmeklerde kullanılan katkı maddeleri, buğdayın genetik yapısıyla ilgili gelişmeler ve ekmek üretiminde uygulanan kimyasal işlemler ele alınacaktır.
1. Ekmeklere Katılan Maddeler Nelerdir?
Türkiye’de satılan ekmeklerin büyük bölümü, sadece un, su, maya ve tuzdan ibaret değildir. Özellikle endüstriyel üretimde yaygın şekilde katkı maddelerine başvurulmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
-
Askorbik Asit (E300): Hamurun dayanıklılığını artırmak için kullanılır.
-
Emülgatörler (E471, E472): Hacim artırıcı ve yumuşatıcı etki sağlar.
-
Enzimler: (amilaz, proteaz gibi) Ekmek içi yumuşaklığını ve raf ömrünü artırır.
-
Şeker ve Glikoz Şurubu: Renk ve tat verici olarak kullanılır.
-
Soya Unu ve Süt Tozu: Kıvam ve besin değeri açısından katkı sağlar.
Bu katkılar sayesinde daha hacimli, daha parlak ve uzun süre bayatlamayan ekmekler üretilmektedir. Ancak bunların sürekli tüketimi, özellikle hassas bireylerde sindirim sorunlarına neden olabilir.
2. Buğdayın Genetiği ile Oynandı mı?
Türkiye’de GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) buğday üretimi yasaktır. Ancak bu, buğdayın tamamen doğal olduğu anlamına gelmez. Modern tarımda yaygın olan hibrit ve ıslah edilmiş buğday türleri, genetik müdahale olmaksızın yüksek verimli ve dayanıklı çeşitler oluşturmak amacıyla laboratuvar ortamında seçilmiştir.
Özellikle 1950 sonrası yaygınlaşan “cüce buğday” türleri, geleneksel buğdaylara göre daha kısa boylu, verimli ve glüten oranı yüksek çeşitlerdir. Bu tür buğdaylar, özellikle ekmeklik un üretiminde yaygın olarak kullanılmakta, ancak yüksek glüten içeriği nedeniyle sindirim sorunları ve gluten intoleransı gibi sağlık şikayetlerinde artışa neden olmaktadır.
3. Kimyasal İşlemler ve Endüstriyel Teknikler
Modern ekmek üretimi, geçmişin geleneksel yöntemlerinden oldukça uzaktır. Endüstriyel üretim süreçlerinde uygulanan bazı işlemler şunlardır:
-
Unun Beyazlatılması: Bazı ülkelerde (ve geçmişte Türkiye’de de) benzoil peroksit gibi kimyasallar kullanılmıştır. Günümüzde Türkiye’de bu tür kimyasalların kullanımı kısıtlıdır.
-
Hızlandırılmış Fermantasyon: Geleneksel ekmeklerde maya 6-8 saatlik uzun fermantasyonla çalışırken, fabrikasyon ekmeklerde bu süre 30-60 dakikaya kadar indirilebilmektedir. Bu da sindirimi zorlaştırabilir.
-
Yüksek Isı ve Kısa Süreli Pişirme: Raf ömrünü uzatmak ve üretimi hızlandırmak için yüksek ısıda kısa sürede pişirme yöntemleri tercih edilir. Bu, besin değerini azaltabilir.
-
Yumuşaklık İçin Katkılar: Raf ömrünü uzatmak ve bayatlamayı geciktirmek için kimyasal yumuşatıcılar, enzim karışımları ve katkı maddeleri kullanılır.
4. Halk Sağlığı ve Eleştiriler
-
Halk ekmek gibi kamu kurumlarının ürettiği ekmekler daha güvenli kabul edilse de, katkı maddesiz değildir.
-
Ucuz ekmek üretiminde kalitesiz un, fazla katkı maddesi ve hızlı üretim döngüsü nedeniyle sindirim sorunları ve sağlık riskleri artabilir.
-
Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bünyeli bireyler için bu katkıların uzun vadeli etkileri dikkatle incelenmelidir.
5. Daha Sağlıklı Ekmek Tüketimi İçin Öneriler
-
Ekşi mayalı ve uzun süre fermente edilmiş ekmekler tercih edilmelidir.
-
Tam buğday unu veya taş değirmende öğütülmüş un kullanılarak yapılan ürünler besin değeri açısından daha zengindir.
-
Katkı maddesi içermeyen, güvenilir butik fırınlardan ya da köy fırınlarından alışveriş yapılabilir.
-
Etiket okuma alışkanlığı geliştirilmelidir. “Un, su, maya, tuz” dışında çok sayıda içerik varsa uzak durulmalıdır.
Ekmek, basit bir besin gibi görünse de üretim sürecinde kullanılan maddeler ve buğdayın yapısal değişimleri nedeniyle sağlık üzerinde önemli etkiler oluşturabilir. Türkiye’de GDO’lu buğday kullanılmıyor olsa da, modern tarım ve endüstriyel üretim süreçleri buğdayın doğallığını tartışmalı hale getirmiştir. Katkı maddeleriyle raf ömrü uzatılmış, hacim artırılmış, estetik olarak cazip hale getirilmiş ekmekler, besin değerinden ve sindirim kolaylığından uzaklaşabilmektedir. Bu nedenle, bilinçli tüketici tercihi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
BANKA HABERLERİ
Zecurion, Orta Doğu ve Ötesinde Artan Mesleki Dolandırıcılıkla Mücadele İçin Siber Güvenliği Güçlendiriyor

Yayınlanma:
6 gün önce|
18/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Dijital inovasyonun hem ekonomik büyümenin temel itici gücü hem de yeni güvenlik tehditlerinin kaynağı haline geldiği bir dönemde, Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) çözümlerinin öncü sağlayıcılarından Zecurion, artan mesleki dolandırıcılık tehdidine karşı entegre siber güvenlik ekosistemini kararlılıkla güçlendiriyor. Güney Asya gibi yüksek riskli pazarlarda elde ettiği kanıtlanmış başarılar ve bölgesel içgörülerle donanmış olan Zecurion, şimdi stratejik odağını, sistemik dolandırıcılık risklerinin Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ODKA) bölgesine benzer şekilde tezahür ettiği Türkiye pazarına yöneltiyor.
Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği (Association of Certified Fraud Examiners-ACFE) tarafından yayımlanan Mesleki Dolandırıcılık 2024: Uluslara Rapor araştırması, endişe verici bölgesel eğilimleri gözler önüne seriyor. Güney Asya, mesleki dolandırıcılık vakalarının %74’ünde yolsuzluk unsurlarının yer aldığını bildirirken bu oran, %48 olan küresel ortalamanın oldukça üzerinde bulunuyor. Bu durum, yapısal kırılganlıklara, gayri resmi işleyiş biçimlerine ve uygulama eksikliklerine işaret ediyor. Öte yandan Türkiye’nin hem coğrafi hem de ekonomik olarak konumlandığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ODKA) bölgesinde, vakaların %55’inde yolsuzluk tespit edilirken olay başına ortalama mali kayıp 181.000 ABD dolarına ulaşıyor. Bu rakam, küresel ortalama olan 145.000 doların oldukça üzerinde yer alıyor. Vakaların neredeyse yarısında iç denetim mekanizmalarının yetersizliğine dikkat çekilmesi, Türkiye’de de kapsamlı, proaktif ve sistem düzeyinde bir güvenlik yaklaşımının gerekliliğini açıkça ortaya koyuyor.
Zecurion’un etkisini gözler önüne seren çarpıcı örneklerden biri, Pakistan’ın önde gelen finansal teknoloji (fintech) girişimlerinden biriyle kurduğu stratejik ortaklıkta kendini gösteriyor. 2017 yılında kurulan bu girişim, 6.000’in üzerinde POS terminali işleterek, mobil uygulamalar ve çevrim içi platformlar aracılığıyla sunduğu geniş yelpazedeki finansal hizmetlerle Pakistan genelinde dijital ödemeler alanında köklü bir dönüşüm gerçekleştiriyor.
Ancak bu hızlı ölçeklenme süreci, beraberinde çeşitli operasyonel kırılganlıkları da gündeme getiriyor: Günlük işlem hacmindeki artışla birlikte veri maruziyeti riski yükseliyor; giderek sıkılaşan düzenlemeler daha sofistike uyum mekanizmalarını zorunlu kılıyor; içeriden gelen – kasıtlı ya da kasıtsız – tehditler hem itibari hem de finansal düzeyde ciddi riskler doğuruyor. Tüm bu karmaşık tehdit ortamında, müşteri güvenini sağlayabilmek için sürdürülebilir ve kanıtlanabilir bilgi güvenliği esnekliği kritik bir gereklilik haline geliyor. Şirket, bu zorluklarla etkin biçimde başa çıkabilmek adına Zecurion’un bütünsel siber güvenlik ekosisteminin temel bileşenleri olan Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) ve Veri Merkezli Denetim ve Koruma (DCAP) çözümlerinden yararlanıyor.
Uç nokta koruması, otomatik politika uygulaması, davranışsal analitik ve gerçek zamanlı anomali tespiti sayesinde, söz konusu fintech lideri hem risk duruşunu dönüştürüyor hem de uyumluluk kapasitesini güçlendiriyor ve böylece yoğun şekilde düzenlenen, aynı zamanda da son derece rekabetçi olan sektörde güvenilirliğini sağlamlaştırıyor. Zecurion’un yaklaşımı, dolandırıcılığa açık ortamlarda faaliyet gösteren kuruluşlar için özel olarak yapılandırılmış birleşik bir güvenlik mimarisi sunarak geleneksel, silo yapısındaki çözümlerin ötesine geçiyor. Platform, veri merkezli ve insan odaklı güvenlik kontrollerini ölçeklenebilir, bütünsel bir modelde bir araya getiriyor:
• Keşif ve Sınıflandırma: Platform, hassas verileri uç noktalardan veritabanlarına, SharePoint’ten bulut sistemlerine kadar geniş bir yelpazede tescilli dijital parmak izi teknolojileri ve düzenli ifadeler aracılığıyla envanterleyip kategorize ediyor.
• Yaşam Döngüsü Görünürlüğü: DCAP çözümü, dosyaların geçmişine ve hareketlerine dair ayrıntılı izlenebilirlik sağlayarak denetim süreçlerini ve yasal incelemeleri destekliyor.
• Erişim Yönetişimi: Kullanıcı izinlerini ve erişim haklarını, merkezi politika yönetimi ve gerçek zamanlı ihlal uyarılarıyla denetim altında tutuyor.
• Anomali Tespiti ve Otomatik Müdahale: Yerleşik yapay zeka ve makine öğrenimi motorları, olağandışı davranışları işaretliyor ve anında müdahale protokollerini devreye alıyor.
• Entegre Olay Yönetimi: 360° Soruşturma Modülü, işbirliğine dayalı analiz, müdahale planlaması ve olay sonrası raporlama süreçlerini entegre bir şekilde yönetiyor.
ACFE raporu Türkiye’ye özgü ayrıntılı veriler sunmasa da, ülkenin daha geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ODKA) bölgesine dahil oluşu, gelişmiş siber güvenlik çözümlerinden faydalanma potansiyeline dair güçlü bir gösterge sunuyor. Suistimallerle ilişkili yüksek maliyetler, iç kontrol mekanizmalarındaki zafiyetler ve yolsuzluğa karşı kurumsal kırılganlıklar, daha sağlam ve ileri düzeyde suistimal önleme stratejilerine duyulan ihtiyacın giderek arttığını ortaya koyuyor. Özellikle kamu ihaleleri, inşaat, sağlık ve finans gibi sektörler, sistemik suistimal risklerine daha açık görünüyor; bu da kurumsal altyapıyı güvence altına almaya yönelik proaktif adımların hem zamanında hem de zorunlu hale geldiğini düşündürüyor.
Zecurion’un kapsamlı siber güvenlik ekosistemi, bu gelişen ihtiyaçlara doğrudan yanıt vermek üzere konumlanıyor. Şirketin çözümleri, içeriden gelen tehditleri sürekli davranışsal izleme yoluyla en aza indirmeyi hedefliyor ve aynı zamanda kurumların Türk veri koruma mevzuatına ve ilgili uluslararası gizlilik standartlarına uyum sağlamalarına yardımcı oluyor. Sistem, ayrıntılı denetim izleri ve kullanıcı etkinliği analizleri aracılığıyla kurumsal şeffaflığı destekliyor; güvenli ve gizli ihbar mekanizmalarını kolaylaştırarak iç hesap verebilirliği güçlendiriyor.
Zecurion CEO’su Alexey Raevsky, Türkiye ve bölgedeki kuruluşların karşı karşıya kaldığı artan düzenleyici karmaşıklık ve gelişen dolandırıcılık risklerine dikkat çekerek şunları vurguluyor: “Kuruluşlar, yalnızca çevre tabanlı güvenlik önlemleriyle yetinmemeli; güvenliğe daha bütüncül, içgörü odaklı bir yaklaşım benimsemelidir. Zecurion olarak birleşik güvenlik ekosistemimiz, uçtan uca görünürlük, kontrol ve esneklik sağlayarak işletmelerin tehditleri yalnızca tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda gerçek zamanlı olarak bertaraf etmelerine de olanak tanıyor.”
Zecurion’un Türkiye pazarına stratejik girişi, dijital dönüşüm süreçlerini hız kesmeden sürdürürken güvenlik duruşlarını da ileri düzeye taşımak isteyen kurumlar için önemli bir fırsat sunuyor. Gelişmiş teknolojiyi durumsal farkındalıkla harmanlayan Zecurion, işletmelere operasyonel bütünlüklerini artırmaları ve dijital risk yönetimi stratejilerini yeniden yapılandırmaları için sağlam, entegre bir çerçeve sağlıyor.
Erol Taşdelen
ELEKTRONİK DEFTER ZORUNLULUĞU BAŞLADI: UYMAYAN ŞİRKETLER ‘DEFTERSİZ’ SAYILACAK!

Yayınlanma:
6 gün önce|
17/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Dijital dönüşümle birlikte iş dünyasında da köklü değişiklikler yaşanıyor. Özellikle şirketlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirirken zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan sistemlerden biri olan elektronik defter (e-defter) uygulaması, artık birçok şirket için zorunlu hale geliyor.
Elektronik Defter Nedir?
Elektronik defter, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili tebliğler kapsamında şekil şartlarına bağlı kalmaksızın; pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi belirli ticari defterlerin elektronik ortamda tutulmasını ifade eder. Bu sistem ETDS (Elektronik Ticari Defter Sistemi) üzerinden yürütülür ve kayıtların güvenli bir şekilde oluşturulmasını, saklanmasını ve gerektiğinde ibraz edilmesini sağlar.
Neden Elektronik Defter?
Faydaları:
-
Zaman ve maliyet tasarrufu: Noter, kâğıt, arşiv gibi giderler ortadan kalkar.
-
Kolay erişim: Defterler internet üzerinden yetkililerce anında görüntülenebilir.
-
Veri güvenliği: Elektronik imza ile değiştirilemez, güvenli kayıtlar oluşturulur.
-
Denetim kolaylığı: Yetkili makamlarca hızlı erişim sağlanır.
Kimler Elektronik Defter Tutmak Zorunda?
📌 01.01.2026 itibarıyla tüm yeni kurulan şirketler elektronik ortamda defter tutmak zorundadır.
📌 01.07.2025 itibarıyla, kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği Ticaret Bakanlığı iznine tabi şirketler için bu zorunluluk başlamaktadır.
📌 Örnek şirket türleri: Bankalar, sigorta şirketleri, bağımsız denetim şirketleri, SPK’ya tabi şirketler, finansal kuruluşlar vb.
Uymayan Şirketler İçin Riskler
Elektronik defter yükümlülüğü kapsamındaki şirketler, bu sisteme geçmedikleri takdirde hiç defter tutmamış sayılır. Bu durum;
-
Vergi cezası,
-
Ticari ihtilaflarda delil yetersizliği,
-
Hukuki sorumluluklar
gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.
Kullanım Nasıl Oluyor?
-
Giriş etds.ticaret.gov.tr üzerinden e-Devlet, e-imza veya internet bankacılığı ile yapılır.
-
Sistemi kullanacak kişiler şirketin yönetim organı tarafından yetkilendirilmelidir.
-
Sistem ücretsiz olarak Ticaret Bakanlığı tarafından sunulmaktadır.
Dijitalleşme artık tercihten çok zorunluluk haline gelmiştir. Elektronik defter uygulaması, hem mevzuata uyum sağlamak hem de şirket içi süreçleri daha etkin yönetmek için kaçınılmaz bir adımdır. Özellikle 2025’in ikinci yarısından itibaren bu geçişi planlamayan şirketlerin ciddi yasal ve ticari sonuçlarla karşılaşabileceği unutulmamalıdır.
📌 www.bankavitrini.com olarak şirketlerin dijitalleşme sürecindeki tüm gelişmeleri yakından izliyor ve okurlarımıza anlaşılır şekilde aktarıyoruz.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (844)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.142)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (450)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.221)
- GÜNDEM (3.197)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.246)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.056)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

ABD İran’ı vursa da, piyasalarda panik havası yok!

Aşırı Düşünmenin Zararları: Zihni Tutsak Eden Sessiz Tehlike

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?

Tennis Istanbul Open 2025 Şirketler Arası Tenis Turnuvası başladı

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

Kriz mi Dediniz? Yeni Başlangıçlar İçin En Doğru Zaman!
- SON DAKİKA HABERİ: Borsa günü düşüşle tamamladı 23/06/2025
- 23 HAZİRAN BRENT PETROL FİYATI! Brent Petrol fiyatları ne kadar, kaç TL oldu? 23/06/2025
- EK DERS ÜCRETİ 2025: Öğretmenlerin bir saat ek ders ücreti ne kadar oldu? 23/06/2025
- Piyasalar savaş senaryosunu fiyatlıyor: PANİK SATIŞLARA DİKKAT! 23/06/2025
- Türkiye ekonomisine 1,1 milyar dolarlık sendikasyon kredisi desteği 23/06/2025
- DOĞUM YARDIMI BAŞVURU EKRANI e-DEVLET: 5 bin lira doğum yardımı başvurusu nereden, nasıl yapılır? 23/06/2025
- 23 HAZİRAN 2025 PAZARTESİ ALTIN FİYATLARI: Bugün gram altın, çeyrek altın ne kadar? 23/06/2025
- Trump: Herkes petrol fiyatlarını düşürsün 23/06/2025
- ABD'de 2. el konut satışlarında zayıf seyir 23/06/2025
- Almanya savunma harcamalarını artırmayı planlıyor 23/06/2025
- IFO: Trump'ın vergileri Almanya'nın ABD'ye ihracatını %38,5 düşürebilir 23/06/2025
- Turist girişleri Mayıs'ta yıllık olarak geriledi 23/06/2025
- Erdoğan: Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmemek asli vazifemiz 23/06/2025
- Akkök, 2025'te 500 milyon dolar yatırım yapacak 23/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı