Connect with us

GÜNCEL

Tüketim Salgını

Yayınlanma:

|

Tükettikçe veya sahip oldukça mutlu olacağını düşünenlerden misiniz? Sistem önce ürettiği şeye ihtiyacınız olduğunu anlatır. Sonra bunu reklamlarda hafızanıza kazır ve ardından bunun bir prestij meselesi olduğunu, ürünü almazsanız sizin siz olamayacağınızı bilinç altınıza işler.

Bu anlatı, tüketim ve üretim arasında bir bağ kurar ve şirketler her sene ürettikleri ürünlerin sadece şeklini değiştirerek size yeniden satar. 10 yıl sonra çıkartacakları teknoloji hazır olmasına rağmen sizden on yıl boyunca onlarca kez para alacakları için bunu hemen piyasaya sürmezler ve sürekli olarak “Kendin ol, stilini yarat, ayrı ol, tek ol, benzersiz ol” diyerek aynı model üretimleri milyonlarca insana satarlar. Satın alan herkes de kendisini tek sanmaya devam eder.

Mutluluğun tüketimde olduğu, tüketimin gerekli olduğu, bunun için de para kazanmanız gerektiği ve hatta daha çok kazanarak daha iyilerini de elde edebileceğiniz öğretilir. Öyle bir hale gelirsiniz ki ne kadar kazanırsanız kazanın hep borç içinde kalırsınız. Çünkü kazancınız ile ilişkilendirilmiş yaşam modelleri sunulur size. Maaşınız ya da kazancınız artmaya başlayınca kıyafetlerinizin markalarının ve oturduğunuz semtin değişmesi gerektiği ve ayrıca araba almanızın şart olduğu söylenir. Biraz daha çok kazanmaya başladığınızda, yine semtiniz değişir, daha iyi bir araba alırsınız ve tatillere çıkmaya başlarsınız. Biraz daha artınca bütün bunların en lükslerine sahip olmanız gerektiği söylenir. 2 bin TL maaş alıp, simit yemeye çalışırken, binlerce TL değerinde telefona sahip olmak istersiniz. Daha yüksek gelirlerde 30 bin TL’lik kol çantası alırsınız ve bu masal böyle devam eder.

Kişiler bu yükselen standartlar içinde pek mutlu değildir. Çünkü hep daha iyisi ve daha pahalısı vardır ve her zaman ona ulaşmaları gerekir. Ekonomi, mutluluk ve insan karmaşası böylece devam eder gider. Çünkü kapitalist üretimin temel motivasyonu insan ihtiyaçlarını karşılamak değil, daha fazla kazanmak ve sürdürülebilir kârlılıktır. Böyle olunca da mutsuzluk ve sömürü kendi içinde döngüsel bir yol izleyerek milyarlarca insanı yönetmeye devam eder.

“İnsanın neyi fark etmesi gerekiyor?” derseniz; sahip olduğu yüksek fiyatlı telefonlarla değerli olmadığını, o arabaya bindiğinde zengin olmadığını, o büyük evlere girdiğinde asil olmadığını ve o pahalı kıyafetleri giydiğinde seçilebilir olmadığını görmesi, bilmesi ve içselleştirmesi gerekiyor. Daha sonrası mı? Kalıcı huzur ve dengeli mutluluk olacaktır muhtemelen. Muhtemelen diyorum, çünkü insanların arzuları ve ihtiyaçları hiç bitmez ve her zaman bir arayışı, bir mutsuzluk sebebi olacaktır.

HBR-Murat TALİ

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Tribünler TCMB’yi çağırıyor: Enflasyonda kırılmamın ilk işaretleri…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün Türk mali piyasalarının gündeminde, TÜİK tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon verisi bulunuyordu. Buna göre, yıllık enflasyon %35,05 ile piyasa beklentilerinin altında gerçekleşirken, aylık artış da %1,4 oldu. Temel enflasyon göstergeleri Eylül 2021’den bu yana ilk defa ardarda %2’nin altında artış kaydederken, manşet enflasyon da son 3,5 yılın en düşük düzeyine geriledi. Verinin alt kalemlerinde, tıpkı geçen ay olduğu üzere, gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda aylık fiyat değişiminin eksi %0,27 olması belirleyici oldu. Daha önce de belirttiğimiz üzere, Türk-İş ve İTO’nun gıda kalemlerinde anlamlı artışlar görürken, TÜİK’in iki aydır negatif fiyat açıklamasını bir miktar da olsa garip karşılandı. Diğer alt kalemlerde ise, enflasyonun müsebbibi olarak gördüğümüz kira yani konut fiyatlarında yıllık enflasyonun %66 (aylık %2,62), eğitim yıllık %73 (aylık %4,51) ve sağlık yıllık %39 (aylık %0,66) artış kaydetti. Fiyatlama anlamında yapışkanlık yaratan unsurların devrede kalmayı sürdürdüğünü görüyoruz ki bu da tablonun olumsuz tarafını gösterdi!

Mevcut durumda politika faizinin %46, TÜFE’nin %35, sene sonu tahminimiz %28-30 olduğu hatta 12 ay sonrası ise de %25 olduğu düşünülürse, reel faizin oldukça yüksek olmasından hareketle, dışarıda jeopolitik riskler ve ticaret savaşına yönelik endişelerini de yumuşaması, içeride siyasi risklerin hafiflemesi gibi faktörlerin ışığında, TCMB’nin 24 Temmuz olağan PPK toplantısında 350 baz puan faiz indirimine gideceğini, böylelikle politika faizinin işlerin adeta altüst olduğu 19 Mart öncesine döneceğini, faiz koridorunun ise daha simetrik bir hâl alacağını düşünüyoruz. TCMB’nin, yılın geriye kalan üç toplantısının her birinde 250şer baz puan indirime gidip, sene sonu manşet faizini %35 seviyesine getirmesini baz senaryo olarak planlıyoruz.

Gelelim verinin piyasa yansımasına… İlk etapta olumlu seyreden piyasa tepkisi akabinde yerini bir miktar da olsa kâr satışlarına terk etti. Özellikle hafta başı CHP Kurultay kararının ertelenmesi ardından ortaya çıkan iyimserlik sonrası biraz soluklanma ihtiyacını da normal karşılamak gerekiyor. Son dört günde neredeyse %15 yükselen Borsa İstanbul bankacılık endeksi dün günü %0,7 düşüşle tamamladı. Borsa İstanbul ana endeksinde ise fiyat boyu kısalarak gün sadece %0,4 artışla tamamlandı. Faiz indiriminin yarayacağı sanayi hisselerinde ise (BİST-Sinai endeksi) %1 artış gördük. Tahvil cephesinde iki yıl vadeli gösterge tahvil sınırlı yükselirken, Türkiye’nin yabancı indinden risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi ise 280 baz puan ile neredeyse 19 Mart sonrası dönemin en düşük düzeyine geriledi. USDTRY kuru oldukça sakin ve yatay bir seyir izleyerek 39,80 seviyesinin etrafında dar bir bantta salınmaya devam etti.

Her hafta perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yine enine boyuna irdeledik. Ne demiştik, ölçemezsen bilemezsin, bilemezsen de yönetemezsin. Bu minvalde, 27 Haziran ile sona eren haftada, parite etkisinden arındırılmış seriye göre toplam DTH kurumsal cephede yaşanan artışın etkisi ile 0,68 milyar dolar artış kaydetti. BDDK verisine göre ise, KKM stoku azalmaya devam ederken (stok rakam 13,7 milyar dolar), toplam DTH içinde payı %2,35 seviyesine kadar geriledi. DTH ve KKM’nin toplamı %40,40, TL’nin payı ise %59,60 seviyesinde önemli bir değişim kaydetmedi. Menkul kıymet istatistiklerine göre ise, yabancıların menkul kıymet pozisyonu (hisse senedi 0,25 milyar dolar, DİBS 0,31 milyar dolar, eurobond 0,28 milyar dolar) olmak üzere net anlamda 0,8 milyar dolar artış kaydetti. TCMB’nin CHP Kurultay kararı sonrası net yabancı para pozisyonundaki iyileşmenin devam ettiğini görüyoruz. Salı günü valörlü işlemlerde yaşanan 7,6 milyar dolar artış ardından Çarşamba valörlü işlemlerde de 1,1 milyar dolar artış ile manşet rakam 29,2 milyar dolar seviyesine yükselerek dikkat çekti (bakınız grafik). TCMB’nin döviz pozisyonunun iyileşmesi, TL’nin kırılganlığını azaltan önemli bir unsur olduğunun da altını peşinen çizmemiz gerekiyor.

Dönelim yurt dışına… Dün içeride enflasyon, dışarıda ise ABD istihdam raporu yakından takip edildi. Özel sektör istihdamının pandemiden sonra ilk kez azalış göstermesi ardından dün açıklanan verinin de bir miktar zayıf geleceği düşünülmüştü ama tam da öyle olmadı. Şöyle ki, Haziran ayında tarım dışı bordrolu çalışan sayısının 147 bin artış kaydederken (beklenti +110bin) işsizlik oranı da %4,3’ten %4,1’e geriledi. İstihdam raporunu beklentilere oranla güçlü gelmesi ardından FED’in Temmuz ayında faiz indirimine gidebileceğine yönelik zaten cılız olan beklentiler iyice azaldı. Vadeli kontratlara göre, sene sonuna kadar indirim beklentisinin boyu kısalarak 52 baz puan olurken, Eylül toplantısında 25 baz puan indirime ise %72 şans tanınıyor.

Verinin piyasa yansıması ise doların hafifçe güçlenmesine, hisse senetlerinin ise beklentileri aşan güçlü istihdam ile artış kaydetmesi ile sonuçlandı.  Hisse senetlerine olumlu yansıyan bir başka faktör ise her ne kadar bütçeye 3,4 trilyon dolar etki yapması, enflasyonu artırması ve ilave borçlanma gereksinimi yaratması beklense de, Trump’ın “büyük güzel yasası” meclisten de onay almayı başardı. ABD’de vergi paketinin büyümeye yardımcı olacağı görüşünden hareketle majör endeksler dün geceyi %1 civarında yükselişle tamamladı.

Güçlü ABD istihdam raporu ile 10 yıllık tahvil getirisi hafifçe yükselerek %4,34 seviyesine gelirken, altının ons fiyatı ise 3,340 dolar seviyesine hafif de olsa geriledi. Göz bebeğimiz gümüşse 37 dolar seviyesinin kıyısında haftayı kapatmaya aday görünüyor. Daha geniş bir açıdan bakarsak, altın gümüş rasyosunda (aşağıdaki grafikten de göreceğiniz üzere) kritik seviyelere geldik. Rasyonun 90 seviyesinin altına gelmesi durumunda gümüşün koşu temposunu artıracağını düşünüyoruz. Direnişin parası bitcoin ise 109bin dolar seviyesinin üzerine yerleşirken, asıl hareketin başlaması için önünde sadece 113bin dolar seviyesindeki direnci aşması kaldı (bakınız grafik).

Wall Street’teki yükseliş, Nvidia’nın 4 trilyon dolarlık değerlemeye yaklaşması ve güçlü gelen ABD istihdam verileri ile desteklenirken, piyasalarda bir süredir hâkim olan iyimserlik, 9 Temmuz tarihinde dolacak 90 günlük tarife uzatımının sonu nedeniyle yerini biraz daha temkinli bir seyre terk etti. Reuters haberlerinde Trump’ın tarifeler ile ilgili ülkelere mektuplar göndermeye başladığın okuyoruz. Asya’nın gösterge endeksi Nikkei bu sabah yatay bir seyir izlese de, haftalık bazda %0,8 kayıpla üç haftalık yükseliş serisini sonlandırmaya hazırlanıyor. Kore borsası Kospi ise %1,3 geriledi. Genel hatları ile haftanın son iş gününde, Asya piyasalarında hafif de olsa satıcılı bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa düşüşler görülüyor. ABD piyasalarının bugün Bağımsızlık Günü nedeniyle tatil konumunda olacağını not edelim. Mali piyasaların gündeminde bugün KKTC İstatistik Kurumunu enflasyon verileri, Türkiye’de ise Reel Efektif Döviz Kuru takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.

TCMB net yabancı para pozisyonu, swap hâriç

 175160306712d21c11eba09878727be2da3439d76e_1_1200.jpg

Bitcoin

 17516030675eaeea01179bad275b6a4875d1f79e9c_2_1200.jpg

Altın Gümüş Rasyosu

17516030680f22ad6e2a27d7e1879234b609887954_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ChatGPT

SURİYELİLER DÖNMÜYOR ÇÜNKÜ…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Suriye’de savaş bitti niçin normalleşip geri dönülmüyor sarusu bir çok kişinin kafasını karıştırırken gözardı edilemeyecek haklı gerekçeler de ortaya çıktı…

1. Güvenlik ve altyapı yetersizliği

Suriye’de iç savaş henüz tam anlamıyla bitmiş değil. Birçok bölgede hâlâ altyapı, elektrik ve su hizmetleri yeterli düzeye ulaşamadı. Örneğin, “Suriye’de altyapı yok, elektrik yok, su yok; dönmeleri şu anda imkânsız” ifadeleriyle vurgulanıyor.

2. Güvenlik açısından riskli ortam

BM ve uluslararası kuruluşlar, geri dönüşün fiziki olarak mümkün olması için barışın ve güvenliğin sağlanmasını şart koşuyor. Yani sadece ulaşım serbestliği değil, çatışmasız ve istikrarlı bir ortam gerekiyor .

3. Ekonomik şartlar

Türkiye’de sınırlı da olsa bir hayat kurmuş, çalışma, eğitim ve sağlık imkanlarına erişmiş Suriyeliler için Suriye’de ekonomik hayatın yeniden toparlanması zaman alacak. Birçok kişi orada iş, eğitim fırsatı bulamayacağı için dönmek istemiyor.

4. Türkiye’de kazandıkları ve sosyo-ekonomik avantajlar

Türkiye’de eğitim, burs, sosyal destek, vergi muafiyeti ve geçici vatandaşlık imkânları gibi avantajlar da geri dönmeme kararını etkileyen faktörler arasında. Bu sebepler özellikle ekşi sözlük gibi platformlarda sıklıkla dile getiriliyor .

5. Gönüllü dönüş değil, istikrarlı geri dönüş gerekiyor

Uzmanlara göre “gönüllü dönüş”ün gerçekleşmesi için Suriye’de kalıcı istikrarın sağlanması lazım ve bu süreç yıllarca sürebilir. Hatta 5 yıllık kapsamlı planlama gerekebilir.

6. Tam güven sağlanamazsa dönüş zor

Rejim ile ilişkilerde netlik olmaması, Suriyelilerin Suriye rejimiyle mukavele yaparken güven eksikliği yaşaması da bir neden. Resmî olarak Türkiye-Suriye arasındaki yüksek koordinasyon henüz sağlanabilmiş değil .

Özetle, neden dönmüyorlar?

Temel Sebep Açıklama
Güvenlik & Altyapı Eksikliği Elektrik, su gibi temel hizmetler tam olarak sağlanamadı.
Ekonomik İstikrarsızlık & İşsizlik Orada iş bulmak zor, her şey yeniden inşa edilecek.
Türkiye’deki Sosyal Avantajlar Eğitim, sağlık, çalışma, destek vs.
Uzun vadeli planlama ihtiyacı “Gönüllü dönüş” değil, sürdürülebilir koşullar gerek.
Rejim ile belirsizlikler Hukuki güvence aklı karıştırıyor.

Bugün itibarıyla Suriye’ye dönüş isteyen çok az. Çünkü geri dönmeleri için gereken şartlar —güvenli altyapı, sürdürülebilir ekonomik ortam ve hukuki netlik— hala sağlanabilmiş değil. Bu nedenle mevcut durumda geri dönüş çoğunluk için pragmatik ve güvenli görünmüyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

AKBANK’TA ŞOK AYRILIK, ING’YE GEÇİYOR

Yayınlanma:

|

Yazan:

AKBANK’ta şok ayrılık:

Banka “Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler İş Birimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Burcu Civelek Yüce, bu görevinden, 04.07.2025 tarihinden geçerli olmak üzere ayrılacaktır” açıklaması yaptı.

Burcu Civelek YÜCE, bankanın Dijitalleşme sürecinde ekibi ile dizayn etmiş ana yönetici konumundaydı. Banka sistemlerinin sık sık çökmesinde eleştirilerin hedefinde olan isimlerin başında yer alıyordu.

ING BANK’a geçiyor

ING BANK Burcu Civelek Yüce’nin kendi bünyelerinde geçeceğini duyurdu. Uzun yıllar AKBANK’ta görev yapan ve mental olarak yıpranan Yüce bu şekilde kendini yeniden kanıtlama fırsatı da yakalamış olacak.

 

 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.