Connect with us

GÜNCEL

Türkiye Birleşme ve Satın Almalar Görünümü 2023 raporu yayımlandı

Küresel ekonomideki daralma sinyalleri, birleşme ve satın alma anlaşmalarına da yansıdı. Güncel bir rapora göre 2023’te birleşme ve satın almalar toplam 3,1 trilyon dolarlık hacimle son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi. 520 anlaşmanın tamamlandığı Türkiye’de ise birleşme ve satın almalara teknoloji, medya ve telekomünikasyon damga vurdu.

Yayınlanma:

|

Rapora göre küresel ölçekte birleşme ve satın alma işlemlerinin son 10 yılın en düşük seviyesini gördüğünü ve 3,1 trilyon dolar olarak gerçekleştiğini belirten Branchout Türkiye Kurumsal Finansman ve Strateji Lideri Kürşat Doğan, “Bu hacim, bir önceki yılın %12 altında. Geçtiğimiz 10 yılın en parlak dönemi olarak kabul edilen 2021’e kıyasla ise %48’lik bir performans düşüşüne işaret ediyor. Bu durumun temel sebepleri arasında küresel ekonomideki enflasyonist ortam, yüksek faizler ve finansmana erişimdeki zorluklar öne çıkıyor. Genel görünümde ilk beş sırayı ABD, Çin, Birleşik Krallık, Japonya ve Hindistan oluşturuyor” dedi.

İşlem hacmi tahmini 7,9 milyar dolar seviyesinde

Küresel görünüme ilişkin ayrıntılı veriler sunulan raporda, Türkiye’deki birleşme ve satın alma anlaşmalarının karnesine de yer verildi. Rapora göre, 2023’te Türkiye’de birleşme ve satın alma işlem hacmi 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Açıklanmayan işlemler için tahmin yürütüldüğünde, hacmin 7,9 milyar dolara çıkabileceği belirtildi. İşlem adetleri bir önceki yılla benzerlik gösterirken, stratejik yatırımcı işlemleri 248, finansal yatırımcı işlemleri ise 272 adet olarak kaydedildi.

Finansal yatırımcı işlemlerindeki küresel azalmanın Türkiye’ye de yansıdığını, buna rağmen stratejik yatırımcıların işlem adetlerinde artış gözlemlendiğini kaydeden Kürşat Doğan, “Toplam 520 işlem arasında Koç Grubu’na ait TOFAŞ’ın Stellantis Otomotiv’i 445 milyon dolara devralması, Getir’in yaklaşık 500 milyon dolara karşılık gelen bir kısım hissesinin Mubadala Investment, G Squared, Revo Capital ve Michael Moritz tarafından satın alınması, Rusya merkezli PJSC Tatneft’in Aytemiz’in tamamını 336 milyon dolara satın alması işlemleri öne çıktı. 2023’te 1 milyar doları aşan bir işlem gerçekleştirilmedi ve en büyük işlemler, 500 milyon dolar seviyesinde kaldı” diye konuştu.

En büyük yabancı işlem hacmi finansal yatırımcılardan

Türkiye’de 2023’te gerçekleştirilen 520 işlemden 419’unun altında yerli, 83’ünün yabancı ve 18’inin yerli ve yabancı ortak imzaları olduğuna dikkat çeken Branchout Türkiye Kurumsal Finansman ve Strateji Lideri Kürşat Doğan,

“2023’ün en büyük yabancı kökenli işlem hacmi, finansal yatırımcılar tarafından gerçekleştirildi. Toplam işlem hacmi içinde yerli yatırımcılar 1,34 milyar dolar ile %41, yabancı yatırımcılar 1,29 milyar dolar ile %40 pay aldı. Getir ve Aytemiz anlaşmalarının yanı sıra, yabancı yatırımcıların yerli şirketlere yönelik birleşme ve satın alma girişimlerinde Birleşik Krallık merkezli Volex ile Murat Kablo anlaşması, Al Rawabi United Holding Company ile Burgan Bank anlaşması ve Univar Solutions ile Kale Kimya anlaşması öne çıktı. En büyük yabancı kökenli işlem hacmi, finansal yatırımcılardan geldi” ifadelerini kullandı.

“2024’te zorluklara rağmen finansmana erişim kolaylaşacak”

Raporda sektörel kırılımlara da yer verilirken, en çok işlem 264 anlaşmayla teknoloji, medya ve telekomünikasyon (TMT) sektöründe görüldü. TMT’yi finansal hizmetler, enerji, maden ve petrol, perakende ve tüketici ürünleri ve endüstriyel üretim, otomotiv ve kimya sektörleri izledi. İşlem hacmi bakımından değerlendirildiğinde ise 900 milyon dolarlık hacimle endüstriyel üretim, otomotiv ve kimya sektörü en büyük hacmi yakaladı.

2024’ün şirketlerin finansman kaynaklarına erişiminin bir ölçüde kolaylaşacağı, ancak ekonomik ve politik dalgalanmaların devam edeceği bir yıl olacağını belirten Kürşat Doğan sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Küresel olumsuzluklara rağmen, Türkiye’ye yönelik yatırım iştahının artması ve girişim ekosisteminin gelişmesi ümit verici. 6 Şubat depremleri ve genel seçimler gibi işlem hacimlerini etkileyen gelişmelere tanıklık eden Türkiye, her koşulda girişim ekosisteminin geliştirilmesine yönelik stratejik adımları ve artan işbirlikleri açısından yabancı yatırımcılar için cazip bir bölge olma özelliğini koruyor. Kurumsal finansman, strateji ve yönetim danışmanlığı alanlarında birlikte bir gelecek yaratmak bakış açısıyla hizmet veren Branchout olarak, finansal ve stratejik yatırımcıların Türkiye pazarındaki dinamikleri ve fırsatları bu perspektifle değerlendirmelerini öneriyoruz. Branchout Türkiye Birleşme ve Satın Almalar Görünümü 2023 raporumuzun ekosisteme yararlı olmasını diliyoruz.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

MEVDUATTA STOPAJIN DÜŞÜRÜLMESİ NE ANLAMA GELİR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Mevduatta stopaj düşürülmesi” ifadesi, banka mevduatlarından alınan stopaj vergisinin oranının düşürülmesi anlamına gelir.

Stopaj nedir?

Stopaj, gelir üzerinden kaynakta kesilen bir vergi türüdür. Mevduat hesaplarında bu, banka faiz geliriniz üzerinden vergi kesilmesi anlamına gelir. Yani siz bir vadeli mevduat hesabı açtığınızda ve faiz geliri elde ettiğinizde, bu gelirin belli bir oranı otomatik olarak vergi (stopaj) olarak kesilir ve devlete ödenir.

Mevduatta stopaj oranları nasıl?

Stopaj oranı; mevduatın vadesine ve para cinsine göre değişebilir. Örneğin TL mevduat için geçmişte uygulanan oranlar:

  • 6 aya kadar vadeli hesaplar: %15

  • 6 ay – 1 yıl arası: %12

  • 1 yıl ve üzeri: %10

Ancak bazı dönemlerde bu oranlar düşürülerek örneğin:

  • Tüm TL vadeli hesaplarda %0 ila %5 gibi oranlara çekilebilir.
    Bunun amacı vatandaşları mevduata yönlendirmek, yani tasarrufları bankalarda değerlendirmeye teşvik etmektir.

“Stopaj düşürülmesi” ne anlama gelir?

Bu şu anlama gelir:

Faiz geliri üzerinden daha az vergi ödersiniz.
Net faiz getiriniz artar.
Mevduat yatırımı daha cazip hale gelir.
✅ Ekonomide iç tasarrufları artırmak, dövize talebi azaltmak gibi amaçlar güdülüyor olabilir.

Örnek:

Diyelim ki 100.000 TL’lik bir mevduat hesabınız var ve 3 ay sonra 5.000 TL faiz kazanıyorsunuz.

  • Eski stopaj oranı %15 ise, 750 TL vergi kesilir, elinize 4.250 TL geçer.

  • Yeni oran %5’e düşürülürse, vergi 250 TL olur ve 4.750 TL alırsınız.

Aradaki fark, stopaj indiriminin etkisidir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yangını TCMB bastırdı. Şimdi gözler güvenin yeniden tesisinde…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta, Türkiye’nin siyasi ikliminde yaşanan değişiklik Türk mali piyasalarında adeta erimeye neden oldu. Önünü göremeyen yatırımcıların artan güven erozyonu ile zedelenen hukuk ve demokrasi kavramlarına paralel önüne arkasına bakmadan sat düğmesine basması ve pozisyon azaltmaya gitmesi ardından Borsa İstanbul %17’ye yakın gerilerken, borsadaki şirketlerin piyasa değeri trilyonlarca TL geriledi. Belki teknik bir ibare olacak ama, bir anda USDTRY kurunun 36,60’lı seviyeden 42,00 seviyesine yükselmesi ile Value at Risk (VAR) (bir yatırımın belirli bir sürede, belirli bir olasılıkla ne kadar zarar edebileceğini tahmin eden bir ölçüdür) metriğin pek çok portföy modellemesinde tetiklenmesi ile başlayan TL varlıklardan çık yönünde emirlere paralel iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %38 seviyesinden %50 seviyesine kadar yükseldi. Uzun bir süredir TCMB’nin kuru savunarak büyük dalgalanmalar izin vermeyeceği yönünde artan güvenin de sarsılması sonrası yurt içi yatırımcıları da ruh hâlinin bozulduğunu itiraf etmek gerekiyor.

Bu minvalde, Hazinenin borçlanma maliyetinin ciddi bir şekilde artması, Türkiye’nin yabancı indinden risklerini gösteren beş yıl vadeli CDS risk priminin de 75 baz puan artışla 323 baz puan seviyesine yükselerek son bir yılın en yüksek seviyesine ya da yerel seçimler öncesi Mart 2024 seviyesine geri döndü. Yurt dışı yatırımcıların bir anda TL varlıklardan çıkıp USD taleplerine yurt içi yerleşiklerin de eklenmesi ile döviz piyasası Çarşamba sabahı kontrolden çıkarken, devamında TCMB’nin kamu bankaları ile piyasa müdâhil olması ardından ilk nazarda 11,2 milyar dolar satan TCMB, akabinde Perşembe ve Cuma günü (bugün açıklanacak veriler ile teyit edeceğiz) piyasa kulislerine göre yaklaşık 5 milyar dolar daha satarak toplam 20 milyar dolara yakın rezerv kaybı yaşadı.

Her ne kadar konu ekonomik olmasa da, uzun bir süredir uyguladığı dezenflasyon programının sekteye uğramaması adına TCMB artan riske karşı Türk Lirası’nın getirisini artırmak ve rezervlerdeki erimeyi ve CDS primindeki yükselişi frenleyebilmek üzere program dışı ya da ani bir Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı kararı alarak gecelik borç verme faizini %44’den %46’ya yükselterek faiz koridorunu genişletmek zorunda kaldı. Bir hafta vadeli repo ihale faizi olan politika faizi olan %42,50’den piyasaya para vermeyi de durduran TCMB’nin piyasada iş gören faiz oranını %45,72 seviyesine itmesi ardından  defacto olarak faizin neredeyse dört baz puan birden artmış olduğunun altını çizelim! Uzun bir süredir dövizin tek alıcısının sadece TCMB olduğu ve aldığı döviz karşılığında piyasa TL vermesi nedeniyle piyasada likidite fazlası olduğunu ve iş gören faizin TCMB’nin borç alma yani faiz koridorunun alt bandına (%41) yakın bir yerden geçtiğini hatırlatalım. Lâkin, son günlerde rollerin hızla değişmesi sonrası piyasaya TCMB’nin sattığı devasa büyüklükte döviz sonrası TL’nin de piyasadan geri çekilecek olması (sterilizasyon) ile likidite şartlarının her geçen gün biraz daha sıkılaşacağını göz ardı etmemek gerekiyor!

Buraya kadar özetlemeye çalıştığım finansal tahribatı iyi kötü finansal yazarlığı olan okurlarımız gözlemlediklerini pekâlâ biliyoruz. Asıl konu, bundan sonra süreç nasıl cereyan edecek? Siyasi iklimde yaşanan bozulma nereye kadar devam edecek, kaybolan yatırımcı güveni, hak hukuk gibi zedelenen kavramlar nasıl yeniden tesis edilecek? En son tahlilde ise TL ve TL cinsi varlıklardan uzaklaşma eğilimi ne kadar daha devam edecek? Elbette biz görevimiz gereği siyasi yorum yapmamız mümkün olmadığı gibi hukukî bilgimizin de oldukça sığ olduğunu peşinen belirtelim.

Dün, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” iddiası ile tutuklanmasına karar verildi. Karar kamuoyunda ve muhalefet cephesinde büyük tepkiyle karşılandı. Toplumsal ve siyasi tansiyon yükselirken, en çok gerçekleşmesinden endişe edilen senaryo yani sokakların ‘karışması’ ise çok şükür gerçekleşmedi. Tutuklamanın “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla olmaması, İBB’ye kayyum atanmasının da önüne geçti. İBB Meclisi vekil belediye başkanını seçeceğini de not edelim. Bu arada, CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan ön seçimde İmamoğlu’na 15 milyon oy çıkarken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş erken seçim talebinde bulundu.

Eğer yeni haftada yeni bir şok ile karşı karşıya kalmazsak, piyasa penceresinden bakılırsa, Cuma günü, hafta sonu riski almak istemeyen ya da hafta sonu korkusu ile yapılan abartılı fiyatlamanın bir nebze de olsun törpülenmeye meyil tutacağını -hatalı olabiliriz- düşünüyoruz. Gözler siyasi cepheye çevrilse de, bir taraftan da AB ve ABD ile Türkiye ilişkilerinde olacaktır ki bu cenahtan yeni haberler gelme ihtimâlini yüksek görüyoruz. Hatta, pazartesi günü kaleme aldığımız raporumuzda belirttiğimiz Türkiye pozitif ekosistem geçerliliğini korusa da, yatırımcıların takdir edeceğiniz üzere konsantrasyonu şu anda başka bir noktaya çevrildi. Hafta sonu, Trump’ın Türkiye’ye F-16 ve hatta F-35 satışına yeniden olumlu yaklaştığı, CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasının da gündeme geldiğini hatırlatmak isteriz.

Hafta sonu yaşanan gelişmeler sonrasında Türk mali piyasalarının haftaya olumsuz bir seyirle başlayabilme ihtimâlini göz ardı etmesek de, TCMB’nin devrede kalmaya devam edeceğini ve gerekli görmesi durumunda risk / getiri ilişkisine paralel TL kullanmayı daha da pahalı hâle getirmekten imtina etmeyeceğini düşünüyoruz. Bu da kur üzerinde baskının azalmaya yüz tutacağı mânâsına geliyor. Yabancı yatırımcının gelişmeleri nasıl fiyatlamaya devam edeceğini tam olarak kestiremesek de, ucuzlayan hisse senetlerine yurt içi yerleşiklerin ilgisinin yeniden artacağını düşünüyoruz. Teknik mânâda ana endekste önemli bir seviyeye olan 8,700 seviyelerine bakacağız. Faizin artış eğiliminde olması, bankacılık hisseleri ve gayrimenkul ilintili hisseler için iyi bir haber olmadığının altını peşinen çizmemiz gerekiyor. XBANK geride bıraktığımız hafta %26,50 düştü! SPK dün gece borsaya destek için birçok yeni karar açıklarken, açığa satışı bir ay süre ile yasakladı. Her zaman söylediğimiz üzere, risk yönetimine dikkat ederek mutlak surette panik eylemlerinden uzak durmamız gerekiyor. USDTRY kuru ilk işlemlerde 38,00 seviyesinde eşleşiyor.

Her ne kadar, TCMB’nin yapılacak olanları süratle yaptığının altını çizmek istesem de, hafta sonu Bankalar Birliği ile düzenlediği teknik toplantıda, ilgili tüm kurumların yakın işbirliğiyle, istikrarın sürdürülmesi için piyasa kuralları içinde her türlü aracın etkin bir şekilde ve kararlılıkla kullanılmaya devam edileceği belirtildi. Bu minvalde, toplantı sonrası Reuters haberlerinden de takip ettiğimiz kadarıyla TCMB’nin ‘kararlı’ duruşunu korumaya devam ettiğini, gerekenin de proaktif olarak yapılmaya devam edileceği yönünde mesajlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Daha basit bir anlatımla, TCMB’nin artan riske karşı getiriyi artırıp likiditeyi de kısarak zor günlerde büyük bir faiz vererek özveri ile biriktirdiği döviz rezervlerini de kullanarak yangını kontrol altına alabilecek araç, gereç ve gücü olduğunu unutmamak gerekiyor! Bundan sonraki sürecin yatırımcı güveninde yaşanacak güven tesisine paralel ilerleyeceğini düşünüyoruz. Yaşanan tahribatın enflasyondan büyümeye, hatta artan faiz daralan likidite ile şirket kârlarına etkisi kuşkusuz olumsuz olacaktır. Bu nedenle, ortamın süratle normalleşmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yeni gün başlangıcında, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını yaşarken, hizmet sektörü de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçti. Artan maliyetler, işgücü sıkıntısı ve küresel ticaret belirsizliği nedeniyle genel iş görünümü Ağustos 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Japonya’nın Nikkei endeksi haftaya yatay başlarken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde görülen hafif yükseliş, Asya cephesinde sınırlı yansıdığını görüyoruz. Yaklaşan ABD tarifeleri yatırımcıların temkinli kalmasına neden olurken, Japonya’da Mart ayında fabrika faaliyetleri üretim ve yeni siparişlerdeki düşüşle son bir yılın en hızlı daralmasını, hizmet sektörünün de beş ay sonra ilk kez küçülmeye geçmesi ön plana çıktı.

Asya piyasalarında hâkim renk kırmızı olsa da, satış baskısının kuvvetli olmadığını görüyoruz. Altının ons fiyatı zirve seviyelerden bir adım da olsun uzaklaşarak 3,020 dolar seviyesinden işlem görürken, gümüş ise 33-34 dolar bandında kalmaya devam etti. Gümüşte asıl hareketin eğer gücünü toplarsa 35 dolar sonrasında başlayacağını unutmamak gerekiyor. Öncesinde heyecana kapılmamak gerektiğini düşünüyoruz. Direnişin parası bitcoin yeniden 87bin dolar seviyesine toparlanırken, Avrupa cephesinde Almanya süper harcama paketi ile şaha kalkan tahvil faizlerinin, Kıta Avrupasından borçlu ve kırılgan olan diğer ülkelerin de borçlanma maliyetlerini artırarak risk unsuru yarattı. Süratli bir depara kalkan EURUSD paritesi yorulma emareleri göstermesi sonrası 1,08 seviyesinin diplerine kadar çekilirken, teknik mânâda daha da aşağıda 1,0680 seviyesini takip edeceğiz. Mali piyasaların gündeminde bugün Almanya, Euro Bölgesi ve ABD’de açıklanacak PMI verileri takip edilebilir.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BORSA

SPK: Tedbir kararları aldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Basın Duyurusu

Son günlerde Borsa İstanbul AŞ piyasalarında meydana gelen gelişmeler sebebiyle Kurulumuzca bazı tedbirler alınmıştır.
23 Mart 2025

Sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanmasını, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunmasını teminen Borsa İstanbul AŞ’de gerçekleştirilen işlemler, Kurulumuz tarafından sürekli takip edilmektedir.

Son günlerde Borsa İstanbul AŞ piyasalarında meydana gelen gelişmeler sebebiyle Kurulumuzca bazı tedbirlerin alınması gereği hasıl olmuştur.

Bu sebeple,  24.03.2025 tarihinden 25.04.2025 tarihi seans sonuna kadar,

  • Borsa İstanbul AŞ pay piyasalarında açığa satış işlemlerinin yasaklanmasına,
  • Halka açık ortaklıkların pay geri alımlarının kolaylaştırılmasına,
  • Kredili sermaye piyasası işlemlerinin devamı süresince öz kaynak oranının esnetilerek uygulanmasına

karar verilmiştir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.