Connect with us

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ: Enflasyon hâlâ en büyük zorluk

Yayınlanma:

|

Baştuğ, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA’ya yaptığı açıklamada, küresel tarafta, yükselen enflasyonla birlikte bir süre önce merkez bankalarının sıkılaşma döngüsüne girdiğini, sıkılaşan para politikalarının küresel ekonomide yavaşlamaya neden olduğunu, emtia fiyatlarındaki gerileme ve genişlemeci maliye politikalarının aktiviteyi desteklediğini söyledi.

Küresel ekonomik büyüme öngörülerinin 2023 için yüzde 3 olduğunu, 2024’te de benzer bir seviye beklediklerini ifade eden Baştuğ, özellikle son dönemde enflasyon ve beklentilerdeki olumlu seyir nedeniyle piyasaların, ABD Merkezi Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankasının (AMB) gelecek yıl ikinci çeyrek itibarıyla faiz indirimlerine başlayabileceğini fiyatladığını, bu durumun, küresel risk iştahını canlı tuttuğunu ancak oynaklığa da sebep olduğunu anlattı.

Baştuğ, “Öte yandan, resesyon ve finansal istikrara dair jeopolitik belirsizlikler ve Çin ekonomisindeki sert iniş ihtimali karşımıza çıkabilecek riskler olarak görünüyor.” dedi.

“Biz bu geçişi pozitif ve doğru buluyoruz, normalleşme süreci titizlikle yönetiliyor”

Recep Baştuğ, 2023’te Türkiyede yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Genel olarak 2023 yılını iki döneme ayırabiliriz. Mayıs 2023 seçimleri öncesi büyümenin daha çok önceliklendirildiği bir dönem olurken, seçim sonrasında enflasyonla mücadele odağı arttı. Ekonomide para politikası kademeli olarak normalleşmeye başladı. Faizlerin artışı ve seçici kredi politikaları burada enflasyon ve cari açık üzerindeki talep sebepli baskıyı azaltmayı amaçlıyor. Aynı zamanda bu süreç makro-ihtiyati politikalarla da desteklenmeye devam ediyor, bu da öngörülebilirliği artırıyor. Biz bu geçişi pozitif ve doğru buluyoruz, normalleşme süreci tüm taraflarca titizlikle yönetiliyor. Son dönemde atılan adımlarla TL getiri eğrisinde fiyatlamanın doğru zemine geldiğini görüyoruz. Özellikle ülkeye sermaye girişini desteklemek adına bu önemli bir adım.”

Baştuğ, içinde oldukları enflasyon sarmalının sürdürülebilir büyüme üzerindeki en büyük engellerden olduğunu belirterek, öngörülebilirliğin artabilmesinin ancak düşük enflasyonla mümkün olduğunu vurguladı.

Bankacılığın yüksek enflasyondan en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini, karlılık enflasyonun altında kaldığı sürece sektörün sermaye erimesiyle karşı karşıya kaldığını dile getiren Baştuğ, şu ifadeleri kullandı:

“Piyasa faizlerinin yeniden birbiriyle uyumlu seviyelere geldiğini görüyoruz. Sektör ana bankacılık faaliyet alanlarına daha fazla odaklanabiliyor. Ancak hala sektörün odak alanlarını yasal düzenlemeler belirliyor. Seçici kredi politikaları ile sektörün büyüme alanlarına yön veriliyor. Özellikle KKM’den çıkış kapsamında getirilen hedefler sektörün ana gündemi olmaya devam ediyor. Hedeflere ulaşmak için hızla artan mevduat faizlerine, artan zorunlu karşılık oranları da eşlik edince sektör fonlama maliyetlerini yönetmekte oldukça zorlanıyor. Ekonomi yönetiminin kararlılığı, bu politikalardan yeterli sonuç alınana kadar devam edeceğini gösteriyor. Bu sürecin sonunda ekonomideki belli zorluklar rayına oturdukça artık atılan adımlarda bir miktar sektörü rahatlatıcı konuların da ele alınmasını bekliyoruz. Bu konuda zaten ekonomi yönetimiyle tam bir uyum ve işbirliği içinde çalışıyoruz. Biz de sektör olarak, güçlü sermaye yapımızla bu döngüden de başarılı bir şekilde çıkacağız ve ana faaliyet alanlarımıza odaklanabileceğiz.”

“Son değerlendirmeler, daha olumlu bir yolda olduğumuzu teyit ediyor”

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, 2024ün, bu yılın etkilerini yaşamaya devam ettikleri ancak pek çok göstergede dengelenmeleri gördükleri bir yıl olmasını beklediklerini söyledi.

En büyük zorluğun hala enflasyon olduğunu vurgulayan Baştuğ, son dönemde parasal sıkılaşma ile burada beklentilerin daha gerçekçi bir zemine oturduğunu gördüklerini bildirdi.

Baştuğ, “Ancak, ekonomi yönetiminin vurguladığı gibi, bu bir süreç. Bu sebeple dengelenmeyi görünceye dek yüksek faiz ortamının içinde kalacağız. Yılın ilk yarısında enflasyonun tepe noktasını görüp ardından gerilemesini bekliyoruz. Yıl sonu beklentimiz yüzde 45 seviyelerinde. Bu yıl hem merkezi bütçede hem cari denge tarafında ikiz açık deneyimledik.” diye konuştu.

Talepteki yavaşlama sebebiyle 2024te cari açığın bir miktar dengelenmesini beklediklerini ifade eden Baştuğ, maliye politikasının seyrinin de bundan sonra enflasyonla mücadele için kritik önem kazandığını söyledi.

Seçim dönemi sonrası mali disiplinin sıkılaştırıldığını ancak OVPde de belirtildiği üzere deprem bölgesi yatırımlarının burada önemli bir unsur olduğunu kaydeden Baştuğ, şöyle devam etti:

“Özellikle merkezi bütçe/GSYH oranına baktığımızda dengelenmeyi daha çok 2025te bekliyoruz. Büyümede ise geçtiğimiz yıllara göre daha temkinli bir seyir bekliyoruz. Enflasyonda beklenen düşüş, iç ve dış talebin olumlu katkısı ile 2024 için yüzde 3,5 seviyelerinde sürdürülebilir bir görünüm öngörüyoruz. Piyasa fiyatlamaları ve reyting kuruluşlarının son değerlendirmeleri, daha olumlu bir yolda olduğumuzu teyit ediyor. Türkiyenin 5 yıllık risk primi seviyesi son durumda 300e kadar inmiş durumda. Faizlerin enflasyonla uyumlu olması sonucunda TL varlıklara talebin artacağı bir dönemi bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde göstergelerdeki normalleşmenin sürmesiyle daha öngörülebilir ve istikrarlı bir makro ve yatırım ortamı tesis edilmesi imkanı bulabileceğiz.”

“Sektörün TL kredi-mevduat oranı, uzun yıllar sonra yüzde 100ün oldukça altında”

Recep Baştuğ, 2023 yılında da bankacılık sektörünün rotasını ve ajandasını ekonomik gelişmeler ve makro-ihtiyati önlemlerin belirlediğini, ülke ekonomisindeki kırılganlıklarla mücadelede en kilit rollerden birini bankacılık sektörünün üstlendiğini belirterek, “En başta yüksek enflasyon olmak üzere makro ortamın sektördeki pek çok dinamiği değiştirdiği zorlu bir dönemdi. Sıklıkla değişen yasal düzenlemeler ve bunların bilançolara etkileri gündemimizi belirledi. Özellikle yılın ilk yarısında kredi faizlerindeki sınırlamalar ve hızla artan fonlama maliyetleriyle kredi-mevduat makasında negatif bir görünümle yüzleştik.” şeklinde konuştu.

Pozitif yönlü yavaş bir düzelme trendi içinde olduklarını kaydeden Baştuğ, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ancak hala ciddi bir yolumuz var. Enflasyon, politika faizi ve kredi-mevduat faizleri arasında sağlıklı bir ilişki oluştu. Faizlerde sadeleştik. Finansmana erişim pozitif bir gelişim içerisinde. Bundan sonrasında sektörün ana faaliyet alanına odaklanması ve sürdürülebilir büyümeye desteğini sürdürmesi oldukça kritik. Kredilerdeki yavaşlama trendi ile birlikte artan TL mevduat odağıyla sektörün TL kredi-mevduat oranı uzun yıllar sonra yüzde 100ün oldukça altında seyrediyor.

KKM, yıl boyu sektörün en büyük gündemi olmaya devam etti. Son dönemde KKMden çıkış kapsamında gelen regülasyonlar ile sektör odağını dönüşüm hedeflerine çevirmiş durumda. Ağustos sonu 127 milyar dolar olan KKM hacmi, 94 milyar dolara geriledi. Karlılık tarafında ise sektörün sermaye karlılığı, enflasyonun altında seyretmeye devam etti. Enflasyona endeksli tahvil gelirleri sektörün marjlarını desteklese de çekirdek faiz marjlarında ciddi daralma gördük. Son dönemde artırılan zorunlu karşılık oranlarının bankalara çok yüksek maliyetler getirmesi ise bilanço üzerindeki bir diğer yük ve zorluk oldu. Karlılığın baskılandığı, bankaların ağır yükler taşımak zorunda kaldığı böyle bir yılda sermaye yönetimi açısından da kritik bir dönemden geçiyoruz. Sektörün sermaye yapısının ve sermaye yeterlilik oranlarının hala çok iyi seviyelerde olduğunu düşünüyoruz.”

“Piyasa kendi fiyatlama dengesini artık bulabiliyor”

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, para politikasındaki sıkılaşma ile enflasyon, politika faizi ve kredi-mevduat faizleri arasında sağlıklı bir ilişki oluştuğuna değinerek, piyasanın kendi fiyatlama dengesini artık bulabildiğini, bunun da kredi faizlerinin yükselmesine ve talepte bir düşüşe neden olduğunu söyledi.

Seçici kredi politikaları kapsamında kredilerdeki sınırlamaların halen devam ettiğini, bunların büyüme oranlarına yansıdığını dile getiren Baştuğ, şu açıklamalarda bulundu:

“Bu nedenlerle yılın ilk yarısında gördüğümüz hızlı kredi büyümesi trendi, ikinci yarıda yerini daha durgun ve temkinli bir görünüme bıraktı. Yıllık bazda TL kredi büyümesi, yüzde 57 ile enflasyonun altında kaldı. Kredi büyümesine temel katkı özellikle yılın ilk yarısında kredi kartı alacaklarından geldi. Son verilere göre, burada yıllık büyüme kart dahil yüzde 166 (kart hariç yüzde 43). TL tüzel tarafta yıllık büyüme yüzde 47 seviyesinde ve trende bakınca son aylarda özel bankalarda ivmelenme görüyoruz. Burada seçici kredi büyümesini teşvik eden, yatırıma ve ihracata yönelik kredilerin canlandırılması için önemli bir ajanda olduğunu biliyoruz. Bankacılık sektörü burada üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.”

Baştuğ, mevduat faizlerinin, sıkı para politikası ve yasal düzenlemelerin standart mevduata dönüşüm hedefleriyle artış seyrini koruduğunu kaydederek, “Yakın zamanda politika faizinde gelinecek zirve seviyeyle beraber mevduat faizlerinde de zirveyi göreceğimizi düşünüyorum.” diye konuştu.

“(KKM) 33 milyar dolarlık azalmayla sektördeki hacim 94 milyar dolara indi”

Recep Baştuğ, ekonomi politikaları normalleştirilirken, parasal aktarım mekanizmasının daha sağlıklı işleyebilmesi için KKMnin zaman içinde kademeli olarak azaltılmasının hedeflendiğini, bu yönde atılan adımlarla KKMde hızlı bir erimenin başladığını bildirdi.

Baştuğ, “33 milyar dolarlık azalmayla sektördeki hacim 94 milyar dolara indi. TL vadeli mevduat içindeki payı da yüzde 55’ten yüzde 38’e kadar geriledi. KKM ürününü ikiye ayırırsak TL kaynaklı tarafın dönüşümü çok daha hızlı gerçekleşiyor. Burada yüzde 50 olan dönüşüm hedefimizin üstünde bir hızla ilerliyoruz. Buradaki bakiyenin çok büyük bir oranını 2024ün ilk yarısında dönüştürmüş olacağız. Yılın geri kalanında da muhtemelen bu bakiyenin bitmeye çok yaklaştığını göreceğiz.” diye konuştu.

Dövizden dönüşen KKMde ilk zamanlara göre çok daha fazla ivme kazanıldığını aktaran Baştuğ, 2024 yılında bu konunun büyük ihtimalle çözüme kavuşmuş olacağını ümit ettiklerini söyledi.

“2024te 4 temel konunun sektörün gidişatına yön vermesini bekliyoruz

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, 2024’te 4 temel konunun sektörün gidişatına yön vermesini beklediklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“2024’te sektör, ekonomi yönetiminin belirleyeceği yasal düzenlemelerin gereksinimlerini yerine getirmeye çalışacak. Burada yine bilançoların gelişimi makro politikalara uyumlu olacak. Beklentimiz, reel anlamda daralan, enflasyonun altında gelişen bir kredi büyümesi. Ekonomi yönetiminin, enflasyon ve cari açığı gözeterek kredilerde seçici büyüme yaklaşımının sürdüreceğini düşünüyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bireysel tarafta daha kısıtlı bir büyüme olurken, tüzel kredilerin özellikle ihracat ve yatırım odağıyla daha hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz. Bir diğer kritik konu, fonlama maliyeti yönetimi. Artan zorunlu karşılık oranları ve KKM dönüşüm hedeflerinin getirdiği yükleri de düşündüğümüzde, fonlama maliyetini doğru yönetmek sektörün en önemli gündemlerinden biri olacak.”

Baştuğ, bilanço gücünü korumanın en önemli bileşenlerinden birisinin aktif kalite olduğunu belirterek, “Son yıllarda sektör bu açıdan oldukça iyi bir dönem geçirdi. Önümüzdeki dönemde sıkılaşan para politikasının da etkisiyle sektörün takipteki alacaklarında bir miktar artış göreceğiz. Burada ilk etki, kredi kartı ve bireysel krediler üzerinde görünecek. Ancak sektör ihtiyatlı bir yaklaşımla bu ortama kendini önceden hazırlamıştı. Ayrılan yüksek karşılıklar sayesinde sektörün bilançosu oldukça sağlam ve bu döneme hazır.” şeklinde konuştu.

Gelecek dönemde sektörün sermaye odağını etkin bir şekilde sürdürmesinin çok kritik olduğunu dile getiren Baştuğ, şu ifadeleri kullandı:

“Yüksek enflasyon ortamında sektörün karında nominal olarak artış görsek de aslında sermayeler eriyor. Ülkemizde 2024 ile beraber bankacılık sektörünün enflasyon muhasebesine geçişinin zaruri olduğunu düşünüyoruz. Bankacılığın sermaye karlılığı enflasyonun altında kalmaya devam edecek. Sektör negatif marj ortamından kurtulmaya çalışacak. Faaliyet giderlerinin etkin yönetimi her zamankinden daha önemli hale gelecek. Geçmiş dönemde ölçüsüz dağıtılan maaş promosyon bedellerinin bilançolardaki etkisini görmeye başlayacağız.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

AKBANK’TA ŞOK AYRILIK, ING’YE GEÇİYOR

Yayınlanma:

|

Yazan:

AKBANK’ta şok ayrılık:

Banka “Bireysel Bankacılık ve Dijital Çözümler İş Birimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Burcu Civelek Yüce, bu görevinden, 04.07.2025 tarihinden geçerli olmak üzere ayrılacaktır” açıklaması yaptı.

Burcu Civelek YÜCE, bankanın Dijitalleşme sürecinde ekibi ile dizayn etmiş ana yönetici konumundaydı. Banka sistemlerinin sık sık çökmesinde eleştirilerin hedefinde olan isimlerin başında yer alıyordu.

ING BANK’a geçiyor

ING BANK Burcu Civelek Yüce’nin kendi bünyelerinde geçeceğini duyurdu. Uzun yıllar AKBANK’ta görev yapan ve mental olarak yıpranan Yüce bu şekilde kendini yeniden kanıtlama fırsatı da yakalamış olacak.

 

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

MERKEZİ YÖNETİMİN 2025 MAYIS AYI GELİR GİDER ANALİZİ

Yayınlanma:

|

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün (15.06.2025) yayınladığı veriler baz alınarak Merkezi Yönetimin 2024 Mayıs ayı sonu (önceki dönem) ile 2025 Mayıs ayı sonu (cari dönem) kıyaslanarak değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan verilerden hazırladığımız tablo aşağıda sunulmuştur.

TESPİTLERİMİZ

1- Toplam gelirler içinde en yüksek tutarlı kalemler: Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, İthalde ve Dahilde Alınan KDV’dir. Cari dönemde bu 4 vergi türünün toplamı, toplam vergi gelirlerinin %70,7’sini oluşturmaktadır.
2- Toplam vergi gelirlerinin önceki dönemde %17,’4’ü, cari dönemde ise %20,9’u faiz ödemelerine gitmiştir..
3- Sosyal Güvenlik Kurumlarına (SGK) Görevlendirme Giderleri ile Hazine Yardımları adı altında yapılan ödemelerde önemli artış olmuştur. SGK’ya bir önceki dönemde 593,8 milyar TL aktarılırken, bu tutar cari dönemde 891,4 milyar TL olmuştur.
4- Bütçe açığı diğer kalemlere kıyasen daha düşük artış göstermiştir. Ancak yaptığımız araştırmalarda yılların son ayındaki bütçe açığı önceki aylara göre inanılmaz artmaktadır. Örneğin yılların ilk 11aylık bütçe açıkları toplamı (milyar TL); 2022’de 20,4; 2023’te 532,4; 2024’te 1.226,9 iken Aralık aylarındaki (tek aylık) bütçe açığı 2022’de 122,2; 2023’te 848, 2024’te ise 829,2 olmuştur. Sebebini bilmiyoruz. Ancak bu bağlamda yılın bütçe açığı sene sonunda netleşmektedir.


SONUÇ

Cari dönemde, personel giderleri+SGK’ya aktarılan tutar+faiz giderleri, toplam harcamaların %54,3’ünü oluşturmaktadır. Bu harcama kalemleri ve diğer harcama kalemleri dikkate alınınca gider tarafında harcamaları azaltacak tedbirlerin alınması zor görünmektedir. Sıklıkla gündeme getirilen tasarruf tedbirlerinin de bu büyüklükteki bütçede önemli bir sonuç sağlamayacağı görüşündeyiz. Bu nedenle Merkezi Yönetimin gelirleri arttırıcı (vergi oranlarını arttırma, yeni vergiler koyma, muafiyetleri ve istisnaları kaldırma gibi) uygulamalara gideceği kanaatindeyiz.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.