Connect with us

Gülbeyaz Gergün

Almanya ‘Endüstriyel Emisyonları’ nasıl azaltılacağını tartışıyor!

ALMANYA “iklim dostu” dönüşüm yolunda sektörden beklentilerini tartışıyor. Daha düşük emisyonlara doğru teknolojik değişimi nasıl teşvik edileceği ve bunun için ne kadar finans kaynağı ayıracağı planalnıyor.

Yayınlanma:

|

Sürdürülebilirlik karmaşık yeni gereksinimler

Çimento tesisleri sera gazlarının başlıca yayıcıları arasındadır. Ancak Rüdersdorf‘taki tesis, küresel olarak aktif olan Cemex Group‘un örnek projesi olacak. Sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltmak için üretimi kademeli olarak dönüştürülmesi planlanıyor.

Cemex, ilk adımda sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde beşini azaltabilmek için sadece pilot safhaya 200 milyon avro yatırım yapmayı bekliyor. Cemex Almanya’nın başkanı Rüdiger Kuhn bunun için devlet fonlarına güveniyor. “Onlar olmadan bunu tek başımıza başaramayız.” diyor. Çünkü bu, gerçek temel işle çok az ilgisi olan süreçlerle ilgilidir. Kuhn, “Elektrolizden bahsediyoruz, sentetik yakıtlardan ve yakıtlardan bahsediyoruz.” dedi.

Çelik endüstrisi hidrojene geçmeli

Çelik sektöründe de durum benzer. Orada, kok kömürle ateşlenen geleneksel patlama fırınlarının yerini hidrojenle çalışan doğrudan azaltma tesisleri almalıdır. Thyssenkrupp ve Salzgitter AG, 2050’ye kadar büyük ölçüde iklim nötr üretim yapmak istediklerini belirtiyorlar – ancak çelik endüstrisi milyar dolarlık dönüşüme devletin katılması gerektiğini vurguluyor.

Prensip olarak, çoğu taraf bunu yapmaya isteklidir. Seçim kampanyasında, Birlik’ten SPD’ye ve FDP’den Yeşiller’e, endüstrinin Almanya’da kalması için iklim dostu dönüşümde desteklenmesi gerektiği söyleniyor.

Hükümet finansman programlarını ifade eder

CDU’dan Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, zaten kabul edilmiş olan finansman programlarına atıfta bulunuyor. “Almanya’daki modern iklim nötr hidrojen teknolojilerini bulmak için çelik endüstrisi için iki milyar avro da dahil olmak üzere toplam sekiz milyar avroluk bir kullanıma sunduk.” Şirketler, iklimden bağımsız bir şekilde üretim yapabilecekleri koşulları keşfetme sürecindeler. Altmaier ARD capital stüdyosuna verdiği röportajda, “biz Devlet olarak bu değişimin gerçekleşebilmesi için yardım sağlamaya hazırız,” diyor.

FDP, bu tür iklim yatırımlarını hızlandırmak için bunların daha vergi çekici hale getirilmesi çağrısında bulunuyor. Örneğin, tam amortisman sadece iki yıl sonra mümkün olmalıdır – ve sadece on yıl sonra değil. Sol, örneğin hidrojen teknolojilerini teşvik etmek için daha isteksizdir. Sübvansiyonları, bitkilerin orantılı olarak kamuya açık olarak işletilmesine bağlı hale getirmek istiyor. AfD hidrojen ekonomisinin teşvik edilmesini reddediyor. Sanayi konumunun bir bütün olarak iklim politikasıyla zayıflayacağından korkuyor.

Rekabet dezavantajı olarak iklim koruma önlemleri

Açık olan bir şey var: Endüstrinin iklim dostu dönüşümü henüz emekleyiş aşamasında. Bu sadece başlangıç finansmanındaki milyarların daha fazla olmasıyla ilgili değil, aynı zamanda iklim nötr çelik veya çimentonun öngörülebilir gelecekte geleneksel çelikten daha pahalı olması muhtemel olan sorunla da ilgilidir – küresel pazarlarda rekabetçi bir dezavantaj.

Bu nedenle tartışmada, AB Komisyonu tarafından da önerilen sözde bir sınır düzenlemesi yer alıyor. Örneğin Çin, ABD veya Hindistan‘dan gelen geleneksel çelik, bir tür iklim vergisine tabi olacaktır. Ancak, bu ticaret çatışmalarına yol açabilir.

Spd şansölye adayı Olaf Scholz bu nedenle adil rekabet koşulları yaratmak için uluslararası anlaşmalar için çabalıyor. “Hepimiz bir şey yaparsak, bir tür iklim kulübü kurmak için güçlerimizi birleştirebiliriz” diyor. Scholz, işbirliği yapmak ve öncülük etmek için yeniden inşa etmeye istekli devletlere güveniyor ve bunun için kesinlikle fırsatlar görüyor. Scholz’a göre, yeni ABD yönetimiyle birlikte böyle bir iklim kulübü daha olası hale geldi. Çin’de de hareketlilik var. Federal Maliye Bakanı, “Bir iklim kulübünün mümkün olduğuna inanıyorum,” diyor.

Teşvik olarak fark için CO2 sözleşmeleri

Başka bir kavram, fark için CO2 sözleşmeleri olarak adlandırılır. Çalıştırma maliyetlerine yöneliktirler. Bu şekilde, devlet özellikle iklim değişikliğine büyük yatırım yapan sanayi şirketlerinin ürünleri için bir tür fiyat garantisi sağlayacaktır. Bir pilot proje olarak, Federal Çevre Bakanlığı çelik veya çimento endüstrisi için bu tür sözleşmeleri zaten yayınladı – on yıllık bir süre. İklim koruması nedeniyle daha yüksek işletme maliyetleri bu şekilde sübvanse edilecektir.

Özellikle Yeşiller fark için bu tür sözleşmelere güveniyor. Ekonomi politikası grubunun sözcüsü Katharina Dröge, şirketlerin sadece on yıl içinde değil, şimdi de değişmeleri gerektiğini söylüyor. “Bu yüzden, yeni teknolojiler eski fosil yakıtlara kıyasla henüz rekabetçi olmadığı sürece bunu teşvik eden politika araçlarına ihtiyaçları var.” Dröge’ye göre, şirketler böylece planlama güvenliğine sahip olacak.

Endüstriyi büyük bir zorluk olarak güçlendirme

Bir konuda geniş bir anlaşma var: endüstriyi iklim korumasına dönüştürmek iş ve siyaset için büyük bir zorluktur. Şirketler için birkaç soru ortaya çıkıyor: Örneğin hidrojen ekonomisinde yeni, iklim dostu teknolojiler aslında büyük ölçekte ne kadar hızlı kullanılabilir – ve ne zaman rekabetçiler? İhtiyaç duyulan muazzam miktardaki ek yeşil elektrik nereden geliyor? Peki teknolojik geçiş şirketler için nasıl bir ödeme yapabilir?

Siyasiler bir yandan sanayi konumunu koruma ve modernize etme, diğer yandan kalıcı sübvansiyon sistemi oluşturmama zorluğuyla karşı karşıyalar. Rüdersdorf’taki Cemex, 2030 yılına kadar kapsamlı iklim tarafsızlığının mümkün olduğuna inanıyor, ancak bu önemli ölçüde daha yüksek yatırımlar gerektiriyor. Cemex’e göre, öngörülebilir gelecekte en büyük sorun hidrojene dönüşüm için yeterli yenilenebilir enerjinin sağlanması. Yeni başlayan pilot aşamanın başlaması için, şimdi Çevre Bakanlığı’ndan ilk finansman kararları için umut ediliyor.

Kaynak : tagesschau

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

Soğuk Savaş’tan sonra ilk: Almanya askerleri Litfanya’ya konuşlandı

Yayınlanma:

|

Almanya, 2024 yılı içinde Litvanya’ya kalıcı bir askeri birlik göndermeye başladı.

Özetle:

  • Almanya, NATO’nun Doğu Avrupa’daki caydırıcılığını artırma stratejisi kapsamında Litvanya’ya yaklaşık 4.800 Alman askeri konuşlandırıyor.

  • Buna ek olarak 200’e yakın sivil destek personeli de görev yapacak.

  • Almanya’nın Litvanya’daki bu askeri varlığı kalıcı bir tugay şeklinde olacak. (Tugay, yaklaşık 4.000-5.000 kişiden oluşan büyük bir askeri birliktir.)

  • Bu kararın ana nedeni, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra NATO’nun doğu kanadını güçlendirme ihtiyacı.

  • Litvanya zaten uzun süredir Almanya’dan böyle bir adım bekliyordu. Çünkü Rusya’ya çok yakın ve kendini tehdit altında hissediyor.

  • Almanya ayrıca bu tugayın üslenmesi için Litvanya’da büyük bir altyapı yatırımı da yapıyor: yeni kışlalar, eğitim alanları, lojistik merkezleri kuruluyor.

Bu adım, Almanya için çok önemli çünkü Soğuk Savaş’tan bu yana ilk kez ülke dışında kalıcı bir askeri birlik konuşlandırmış oluyor.

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

PAKİSTAN HİNDİSTAN GERİLİMİ NİÇİN TIRMANIYOR?

Yayınlanma:

|

Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin tırmanmasının temel nedeni, 22 Nisan 2025’te Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesindeki Pahalgam kasabasında gerçekleştirilen ve 26 turistin hayatını kaybettiği terör saldırısıdır. Saldırının sorumluluğunu, Pakistan merkezli ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanınan Lashkar-e-Taiba’nın bir uzantısı olan The Resistance Front (TRF) üstlenmişti.

Gerilimin Tırmanma Nedenleri

  1. Terör Saldırısı ve Suçlamalar: Hindistan, saldırının Pakistan destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederek Pakistan’ı suçlamıştır. Pakistan ise bu iddiaları reddetmiş ve saldırıyla ilgisi olmadığını belirtmişti.

  2. Diplomatik ve Ticari Yaptırımlar: Hindistan, Pakistanlı diplomatları sınır dışı etmiş, Pakistan vatandaşlarına verilen vizeleri iptal etmiş ve İndus Suları Anlaşması’nı askıya almıştır. Pakistan ise buna karşılık olarak Hindistan ile olan ticareti durdurmuş, hava sahasını Hindistan’a kapatmış ve 1972 Simla Anlaşması’nı askıya aldı.

  3. Askerî Hareketlilik: Her iki ülkenin sınır birlikleri arasında Keşmir’deki Kontrol Hattı boyunca karşılıklı ateş alışverişleri yaşanmıştır. Hindistan, saldırıya misilleme olarak sınır bölgelerinde askerî operasyonlar başlatmıştı.

  4. Su Krizi ve Anlaşmazlıklar: Hindistan’ın İndus Suları Anlaşması’nı askıya alması, Pakistan’da tarım ve su kaynakları üzerinde ciddi endişelere yol açmıştır. Pakistan, Hindistan’ın su akışını değiştirmesini “savaş nedeni” olarak değerlendireceğini açıklamıştı.

  5. İç Siyasi Baskılar: Hindistan Başbakanı Narendra Modi, saldırı sonrası kamuoyunun baskısı altında sert önlemler almak zorunda kalmıştır. Pakistan’da ise siyasi istikrarsızlık ve ordu üzerindeki baskılar, hükümetin sert tepkiler vermesine neden oldu.

Uluslararası Tepkiler

Birleşmiş Milletler, her iki tarafı da “azami itidal” göstermeye çağırmıştır. Ancak, şu ana kadar somut bir arabuluculuk girişimi olmamıştır. Bazı ülkeler, vatandaşlarına Hindistan ve Pakistan arasındaki sınır bölgelerine seyahat etmemeleri konusunda uyarılarda buludu.

Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, Keşmir’deki terör saldırısı sonrası hızla tırmanmış ve diplomatik, ticari ve askerî alanlara yayılmıştır. Her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması, uluslararası toplumda endişelere yol açmaktadır. Taraflar arasındaki mevcut kriz, bölgesel barış ve istikrar açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.