Connect with us

Gülbeyaz Gergün

Almanya’da Banka krizi endişesi

Alman Ekonomistler, Pandemi sürecinde Devlet yardımlarını yeni dalgalarda yetersiz kalabilceğini, bankalar için de Zombi Şirketlerin sıkıntı yaratacağı, bankaların bilançolarında bu tür riskleri makyajlamaması, dürüstçe kayıtlar tutması konusunda hem fikri oldu.

Yayınlanma:

|

Alman Ekonomistler pandemi sürecinin Banka Krizine dönüşme endişesini dile getirmeye başladı. Ekonomistler Devlet yardımına rağmen bunların yetersiz kalabileceğini, bugüne kadar görülmemiş bir “İflas Dalgası” yaşanabileceği, firmaların temerrüt gecikmeler yaşayabilecek bir süreç yaşanma kaygıları dile getirildi.

 Ekonomi İşverenler Enstitüsü (IW) ve Federal Alman Halk Bankaları ve Raiffeisen Bankaları Birliği (BVR) tarafından yapılan hesaplamalara göre, bu yılın sonuna kadar giderek daha fazla sözde “zombi şirketleri” olacak. Bilançolarında, fazlaca kırmızı sayılar yazan ve aslında iflas başvurusunda bulunmak zorunda kalacak şirketler.

Diğer bir kaydı da, çok fazla firma aynı anda ödeme yapmayı bırakırsa, ekonomik sistemimizin kalbi olan bankalar ve tasarruf bankaları için bir tehdit haline gelmesi. Sonuçta, kredi kurumları tahsilat yapamaması halinde, kendilerini içinden çıkılamaz bir sorun içine bulabilirler.

Yüzlerce banka etkilendi

Leibniz Institute for Economic Research Halle (IWH) tarafından yaz aylarında yayınlanan bir çalışmada, mevcut Corona krizi bankaların çoğunun sonu anlamına gelebilir öngördü. İyimser bir senaryoda, Almanya’daki bankaların yüzde 6’sı kredi temerrüt riski altında olacak. Kötümser bir senaryoda, bu yüzlerce para evleri karşılık gelen kurumların yüzde 28′i zor durumda kalacak.

IWH Başkanı Reint Gropp,Devlet son zamanlarda reel ekonomiyle anlaşılır bir şekilde ilgilendi, ancak finans sektöründe gizlenen potansiyel tehlikeleri göz ardı etmemelidir” şeklinde uyardı. Bir bankacılık krizi ikinci bir durgunluğu tetikleyebilir.

2021’de iflaslar % 40 artabilir

Federal Kredi Satın Alma ve Hizmet Birliği (BKS) Başkanı Jürgen Sonder, “Devlet destek ve müdahale etmeye devam etse bile, iflasların 2021’den itibaren yüzde 40 artarak 6 binden 7 bine çıkmasını bekliyoruz” şeklinde uyarıda bulunuyor. Bu da bankaların sermaye yeterlilikleriniolağanüstü bir stres durumuna” sokuyor.

İflas başvurular ve takip süreçleri 2021- 22’ye kadar ertelendiği için nen kadar firmanın “Zombi Şirket” haline dönüştüğü ise henüz net değil. Almanya’da Mart 2020’de askıya alına İflas Başvuruları için bankaların nasıl bir durum ile karşılaşacağı henüz net değil.

Almanya’da Belediyelere ait Bankalar Kamu Bankası statüsünde olduğu için iflası söz konusu değil fakat bu süreçte birleşmeleri önünde engel yok. Önümüzdeki süreçte bu tip birleşmeler yaşanır ise şaşırılmayacak.

Pandemi uzar ise sıkıntı büyür

Özel bankalar ile ilgili; Deutsche Bank İcra kurulu başkanı Christian Sewing Eylül ayında yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki bir yıl veya bir buçuk yıl içinde bankacılık sektöründe bir krizin olası olmadığını düşünüyorum” dedikten sonra “pandemi süreci uzar ise sorun olabilir” uyarısını da yapmayı ihmal etmedi. 

Bankaların riskleri gizlememeleri konusunda uyarıldı

Bankaların bugüne kadar Corona krizinin zorluklarıyla büyük darbeler almadan başa çıkabilmeleri, Bundesbank’a göre, catering ve otel sektörleri gibi özellikle ağır darbe alan sektörlerin yerli şirketlere verilen kredilerin sadece küçük bir kısmını: toplam kredilerin yaklaşık yüzde ikisini veya 28 milyar Avro’yu oluşturuyor. O nedenle kaygılanmamak lazım.

Karşılaştırma yapmak gerekirse; konut ve gayrimenkul sektöründe kredi alacakları 476 milyar € değerinde, banka kredilerin dörtte biri, yüzde 23‘ü bu tür kredi.

Avro Bölgesi’nin en üst düzey bankacılık denetçisi ECB’den Andrea Enria bankaları riskleri gizlememeleri konusunda uyarıyor. “Bankalar kendi kredi kayıtlarında dürüst olmalı, müşterilerinin bir krizde hangilerinin ayakta kalabileceklerini iyi analiz etmeleri gerekir. Kötü kredi dalgasının ilk etapta çok büyük olmaması için kurumların şimdin çalışmalar başlatması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: boerse.ard.de

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

PAKİSTAN HİNDİSTAN GERİLİMİ NİÇİN TIRMANIYOR?

Yayınlanma:

|

Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin tırmanmasının temel nedeni, 22 Nisan 2025’te Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesindeki Pahalgam kasabasında gerçekleştirilen ve 26 turistin hayatını kaybettiği terör saldırısıdır. Saldırının sorumluluğunu, Pakistan merkezli ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanınan Lashkar-e-Taiba’nın bir uzantısı olan The Resistance Front (TRF) üstlenmişti.

Gerilimin Tırmanma Nedenleri

  1. Terör Saldırısı ve Suçlamalar: Hindistan, saldırının Pakistan destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederek Pakistan’ı suçlamıştır. Pakistan ise bu iddiaları reddetmiş ve saldırıyla ilgisi olmadığını belirtmişti.

  2. Diplomatik ve Ticari Yaptırımlar: Hindistan, Pakistanlı diplomatları sınır dışı etmiş, Pakistan vatandaşlarına verilen vizeleri iptal etmiş ve İndus Suları Anlaşması’nı askıya almıştır. Pakistan ise buna karşılık olarak Hindistan ile olan ticareti durdurmuş, hava sahasını Hindistan’a kapatmış ve 1972 Simla Anlaşması’nı askıya aldı.

  3. Askerî Hareketlilik: Her iki ülkenin sınır birlikleri arasında Keşmir’deki Kontrol Hattı boyunca karşılıklı ateş alışverişleri yaşanmıştır. Hindistan, saldırıya misilleme olarak sınır bölgelerinde askerî operasyonlar başlatmıştı.

  4. Su Krizi ve Anlaşmazlıklar: Hindistan’ın İndus Suları Anlaşması’nı askıya alması, Pakistan’da tarım ve su kaynakları üzerinde ciddi endişelere yol açmıştır. Pakistan, Hindistan’ın su akışını değiştirmesini “savaş nedeni” olarak değerlendireceğini açıklamıştı.

  5. İç Siyasi Baskılar: Hindistan Başbakanı Narendra Modi, saldırı sonrası kamuoyunun baskısı altında sert önlemler almak zorunda kalmıştır. Pakistan’da ise siyasi istikrarsızlık ve ordu üzerindeki baskılar, hükümetin sert tepkiler vermesine neden oldu.

Uluslararası Tepkiler

Birleşmiş Milletler, her iki tarafı da “azami itidal” göstermeye çağırmıştır. Ancak, şu ana kadar somut bir arabuluculuk girişimi olmamıştır. Bazı ülkeler, vatandaşlarına Hindistan ve Pakistan arasındaki sınır bölgelerine seyahat etmemeleri konusunda uyarılarda buludu.

Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, Keşmir’deki terör saldırısı sonrası hızla tırmanmış ve diplomatik, ticari ve askerî alanlara yayılmıştır. Her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması, uluslararası toplumda endişelere yol açmaktadır. Taraflar arasındaki mevcut kriz, bölgesel barış ve istikrar açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Doların Sonu mu Geliyor? 11 Ülke daha ABD Dolarını Bırakıyor

Yayınlanma:

|

2025 yılı itibarıyla, 11 eski Sovyetler Birliği ülkesi Amerikan dolarını resmi işlemlerinde kullanmayı bırakma kararı almıştır. Bu ülkeler:

  • Ermenistan

  • Azerbaycan

  • Belarus

  • Kazakistan

  • Kırgızistan

  • Moldova

  • Rusya

  • Tacikistan

  • Türkmenistan

  • Özbekistan

  • Ukrayna

Bu ülkeler, 2025 ortalarından itibaren dolar cinsinden işlemleri aşamalı olarak sonlandırmayı planlamakta.

Bu adımın temel nedenleri arasında, ABD’nin finansal politikalarına olan bağımlılığı azaltma ve kendi para birimlerinin kullanımını teşvik etme isteği bulunmaktadır. Ayrıca, bu ülkeler, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların etkilerinden kaçınmak ve bölgesel ekonomik iş birliklerini güçlendirmek amacıyla bu kararı almışlardı.

Özellikle Rusya, Çin ile yaptığı ticaretin büyük bir kısmını Ruble ve Yuan üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu durum, doların bölgedeki etkisinin azalmasına katkıda bulunmakta.

Bu gelişmeler, küresel finansal sistemde doların hakimiyetinin sorgulanmasına ve alternatif ödeme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çabaların artmasına neden olmakta.

ABD DOLARI ULUSLARARASI TİCARETTE NİÇİN TERK EDİLİYOR?

ABD dolarının uluslararası ticarette terk edilme nedenleri çok boyutludur ve son yıllarda hız kazanan “dedolarizasyon” süreciyle ilgilidir. İşte bu tercihin başlıca nedenleri:

1. ABD’nin Yaptırım Politikaları

  • ABD, finansal gücünü dış politika aracı olarak kullanıyor (Swift sistemine erişimi kesmek, dolar transferlerini dondurmak gibi).

  • Özellikle Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımlar, doların politik bir silah gibi kullanılmasına karşı tepki doğurdu.

 2. Alternatif Para Birimlerinin Yükselişi

  • Çin’in Yuan’ı uluslararasılaştırma çabaları (örneğin enerji ticaretinde “petroyuan”).

  • BRICS ülkeleri kendi ödeme sistemlerini ve rezerv para birimini geliştirme sürecinde.

  • Avro, Ruble, Hindistan Rupisi, Yuan gibi alternatifler daha fazla kullanılmaya başlandı.

3. Doların Değer Dalgalanmaları ve ABD’nin Borçlanması

  • ABD’nin artan bütçe açığı ve kamu borcu, doların uzun vadeli güvenilirliğini sorgulatıyor.

  • Gelişmekte olan ülkeler, dolardaki dalgalanmalardan korunmak için yerel para birimiyle ticareti tercih ediyor.

 4. Enerji ve Hammadde Ticaretinde Yeni Dönem

  • Geleneksel olarak petrol ve doğalgaz ticareti “petrodolar” sistemiyle yapılırken artık:

    • Çin–Suudi Arabistan gibi ülkeler enerji ticaretinde yuan kullanmayı gündeme alıyor.

    • Rusya–Hindistan arası petrol ticareti artık dolar değil, ruble–rupi ile gerçekleşiyor.

5. Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni

  • Tek kutuplu ABD merkezli dünya düzeni, yerini çok kutuplu (Çin, Hindistan, Rusya gibi merkezlerin güçlendiği) bir yapıya bırakıyor.

  • Bu değişim, dolar merkezli finans sistemine duyulan ihtiyacı azaltıyor.

6. Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Yerel Para Kullanımı

  • ASEAN, SCO (Şanghay İşbirliği Örgütü), BRICS gibi örgütlerde yerel para ile ticaret teşvik ediliyor.

  • İkili ticaret anlaşmalarında döviz yerine yerli para birimlerinin kullanılması artıyor.

ABD doları hâlâ rezerv para olarak güçlü olsa da, küresel egemenliği artık sorgulanıyor. Bu süreç hızlı olmasa da, dünya ticaretinin çok para birimli bir düzene evrilmesi kaçınılmaz görünüyor.

Okumaya devam et

Gülbeyaz Gergün

UKRAYNA RUSYA BARIŞ GÖRÜŞMELERİ NASIL GİDİYOR?

Yayınlanma:

|

Ukrayna ile Rusya arasındaki barış görüşmeleri, Nisan 2025 itibarıyla oldukça karmaşık ve kırılgan bir süreçten geçmektedir. ABD’nin öncülüğünde yürütülen diplomatik çabalar, taraflar arasındaki temel anlaşmazlıklar nedeniyle çıkmaza girmişti.

ABD’nin Barış Planı ve Ukrayna’nın Tepkisi

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, savaşın sona erdirilmesi amacıyla bir barış planı sunmuştur. Bu plan, Rusya’nın 2014’ten bu yana işgal ettiği Kırım ve Donbas bölgelerinin kontrolünü elinde tutmasını, Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesini ve mevcut cephe hatlarının dondurulmasını öngörmektedir. Buna karşılık, Ukrayna’ya uluslararası güvenlik garantileri ve yeniden inşa yardımları teklif edilmektedir. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ülkesinin toprak bütünlüğünden taviz vermeyeceğini belirterek bu teklifi reddetmişti.

Rusya’nın Tutumu ve Görüşmelerin Seyri

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ilk kez doğrudan Ukrayna ile barış görüşmelerine açık olduğunu ifade etmiştir. Ancak Moskova, Ukrayna’nın silahsızlandırılması ve işgal altındaki bölgelerin Rusya’ya ait olduğunun tanınması gibi ön koşullar ileri sürmektedir. Bu talepler, Ukrayna tarafından kabul edilemez bulunmakta ve görüşmelerin ilerlemesini zorlaştırmakta.​

Londra’daki Görüşmeler ve Uluslararası Tepkiler

Londra’da düzenlenen barış görüşmeleri, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun ani çekilmesiyle sekteye uğramıştır. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, taraflara sunulan barış teklifinin kabul edilmemesi durumunda ABD’nin müzakerelerden çekilebileceğini belirtmiştir. Bu durum, Avrupa’daki müttefikler arasında endişeye yol açmış ve görüşmelerin geleceğini belirsiz hale getirdi.​

Sonuç ve Gelecek Beklentileri

Barış görüşmeleri, tarafların temel taleplerindeki uzlaşmazlıklar nedeniyle çıkmaza girmiştir. Ukrayna, toprak bütünlüğünden ödün vermemekte kararlıdır. Rusya ise işgal ettiği bölgelerin tanınmasını istemektedir. ABD’nin sabrı tükenmekte ve müzakerelerden çekilme tehdidinde bulunmaktadır. Bu gelişmeler, savaşın sona erdirilmesi yönündeki umutları zayıflatmakta ve çatışmaların devam etme riskini artırmakta.

Görüşmelerin geleceği, tarafların esneklik göstermesine ve uluslararası toplumun etkin arabuluculuk çabalarına bağlı olacak.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.