Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

BANKALARDA KAR REKORU VAR AMA HUZUR YOK

Yayınlanma:

|

Bankacılık sektörünün dolar bazında bilanço ve karlılıkları hesaplandığında son dört yıldır kar artıramadığını daha önce yazılmıştı. Banka bilanço rakamlarında güncel kurların kullanması bilançoları daha gerçekçi ve güncel hale getirecektir. 2022’de uygulanmayan ve 2023’e ertelenen Enflasyon Muhasebesinin uygulanması ise bankalar için de daha gerçekçi bilançolar çıkaracaktır. Bankacılık sektöründe, 2015-21 döneminde yıl sonu kapanış kurlarına göre dolar bazlı karlılık esas alınsaydı aşağıdaki tablo ile karşılaşacaktık.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image.png

Pandemi döneminde banka kurlarının ortalama kur üzerinden düzenlemesi bilançoları rahatlatırken; 2022’de Bankaların imdadına Kur Korumalı Hesaplar ( KKH ) ve bu hesapların %17 faiz oranında sabitlemesi yetişti. KKH’lardan en çok karlı çıkan bankalar oldu.

BDDK verilerine göre Bankacılık sektörü 2022 ilk çeyreğinde Toplam Varlıklarını 9,2 trilyon TL’den 10,1 trilyon TL’ye %10,2 büyüttü. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Kredileri %12,3 büyüyerek 5,5 trilyon TL’ye yükselirken; 5,3 trilyon TL olan Mevduatları da %7,4 büyüyerek 5,9 trilyon TL’yi aştı. Banka mevduatların %37’lik kısmı ise vadesiz mevduattan oluşuyor.

BANKALAR İLK ÇEYREKTE KAR PATLAMASI YAPTI

Bankacılık sektörü yukarıda verilen normal sayılabilecek büyüme sonucu Net Karlılıkta ise anormal şekilde kar patlaması yaptı. 2021 ilk çeyreğinde 16,4 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör 2022 ilk çeyreğinde % 285 büyüme ile 63,2 milyar TL karlılık açıkladı. 2021 yıllık bazda 92,9 milyar TL karlılık açıklandığı düşünüldüğüne 1 yılda ettiği karın % 68’ini üç ayda yapması dikkat çekti ve “bu nasıl oldu” sorusunu da kendiliğinden kafalarda oluşturdu.

BANKA KARLILIĞI NEREDEN GELDİ?

Bankacılık sektörünün 2022 ilk çeyrekteki karlığının nereden kaynaklandığına bakıldığında NET FAİZ GELİRLERİ’ndeki artış kendini gösteriyor. NET FAİZ GELİRİ kabaca bankaların kredilerden elde ettikleri gelirden ( ana gelir kredi faizleri ); mevduat için ödedikleri faizin mahsuplaştırılması sonucu arada kalan gelir demek. NET FAİZ GELİRİ’ndeki anormal artış da kredilerden elde ettikleri gelir artarken mevduat için ödedikleri maliyetin daha az artması anlamına geliyor. Bankalar 2021 ilk çeyreğinde 126,7 milyar TL Toplam Faiz Geliri elde ederken 2022 ilk çeyreğinde  231 milyar TL gelir elde etti. Karşılaştırılan döneme göre Faiz gelirlerini %82,3 artırmış oldular. Buna karşılık, Toplam Faiz Giderleri 2021 ilk çeyreğinde 82,6 milyar TL ilen 2022 de 115 milyar TL oldu ve % 39,2 arttı. Bu veriler sonucu, Faiz Gelir / Gider mahsuplaştırıldığında elde edilen NET FAİZ GELİRİ ise 2021 ilk çeyreğinde 44,2 milyar TL iken 2022 ilk çeyreğinde 116 milyar TL oldu. Başka bir ifade ile 71,8 milyar TL ve % 162,4 artmış oldu.

MENKUL DEĞERLERDEN ELDE EDİLEN FAİZ GELRİLERİ DİKKAT ÇEKTİ

Bankaların açıklamış Faiz Gelirlerinde içinde yer alan MENKUL DEĞERLERDEN elde edilen gelirler önemli yer tutuyor. 2021 ilk çeyreğinde Gelire Yansıtılan Menkul Değerlerden Alınan Faizlerden Gerçeğe Uygun Değer ( G.U.D ) faiz geliri 14,4 milyar TL iken 2022 ilk çeyreğinde 38,7 milyar TL’ye yükselmiş durumda. Ayrıca; bankaların İtfa Edilmiş Maliyeti Üzerinden Değerlenen Menkul Değerlerden Alınan Faiz gelirleri 2021 ilk çeyreğinde 10,9 milyar TL iken 2022 ilk çeyreğinde 31,6 milyar TL’ye yükselmiş durumda. Bankalar ana gelir artışının Net Faiz Gelirinden sağladılar ama ikinci gelir artışının da Menkul Değerlerden kazandığı anlaşılıyor. Medya’da sık sık Bankalar düşük faiz ile Merkez Bankasından para alıp Hazineye satıp yüksek ar ediyorlar söyleminin somutlaşmış hali de burada saklı. 

BANKACILIK HİZMET GELİRLERİ NE KADAR ARTTI?

Bankacılık sektörünün ana gelir kalemlerinden olan Hizmet Gelirleri ise 2021 ilk çeyreğinde 13,5 milyar TL düzeyindeyken 10,1 milyar TL artarak 2022 ilk çeyreğinde 23,6 milyar TL seviyesine yükselmiş durumda. Bankaların Kredi Kartları aidat gelirleri, POS komisyonları, Sigorta ürünleri gibi gelirler bu bölümde yer alıyor.

KAMBİYO ZARARLARI KARLILIĞU DÖNÜŞTÜ, CEO’LAR HUZURSUZ

Bankalar 2021’de TL’nin değer kaybından ciddi Kambiyo zararı yazmışlardı. 2021 yılında ilk çeyreğinde sektör 33,3 milyar TL Kambiyo Zararı yapmıştı. 2022 yılı ilk çeyreğinde döviz kurlarının nispeten yatay gitmesi Kambiyo Karlılıklarında bankaların kontrolünü kolaylaştırdı ve 24,1 milyar TL Karlılık sağladılar.

ENFLASYON MUHASEBESİ ŞART OLDU

Enflasyon muhasebesi, parasal olmayan değerlerin, enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayısı ile çarpılması sonucunda, finansal tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsinden hesaplanması olarak tanımlanıyor.

2022 Nisan enflasyon oranları açıklandığında ÜFE’nin % 121,8 TÜFE’nin % 69,97’ye yükseldiği görüldü. Merkez Bankası 2022 yıl sonu Enflasyon tahminini %42,8 olarak revize etti. Demek ki  kısa vadede enflasyon beklentisinde iyimserlik söz konusu değil. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde firma dolayısı ile Banka Bilançolarının daha gerçekçi olması için ENFLASYON MUHASEBESİ ile düzeltilmesi gerekir. Türkiye’de 2001 krizinden sonra en son 2004 yılında bu yapılmıştı. Geldiğimiz noktada bunun tekrarlanması kendini dayatmaya başladı. Enflasyon Muhasebesi 2023’de uygulanması beklenmekte.

Banka bilançoların gerçek fotoğraflarının görülmesi için Enflasyon Muhasebesine tabi tutulması yerinde olacaktır. Yoksa açıklanan rakamların Enflasyondan arındırılmadan verilmesi kağıt üzerinde sanal rakamlar dışında bir ifadesi olmayabiliyor.

KARLILIK RASYOLARI DÜŞTÜ

Her sektörde olduğu gibi Bankacılık sektöründe de Karlılık Rasyoları çok önemli. 2021 sonunda Bankacılık sektörünün Dönem Net Karının / Toplan Ortalama Aktiflere oranı %1,32 idi. Bu oran 2022 ilk çeyreğinde yüksek karlılığa rağmen % 0,66’ya gerilemiş durumda. Dönem Net Karı / Ortalama Özkaynaklara oranı ise %15,48 ‘den %8,10’a düşmüş durumda. Açıklanan yüksek karlılıklarına rağmen Banka CEO’larının yüzünün niçin gülmediğinin nedeni de bu zaten.

ENFLASYON ve NPL KARLILIĞA TEHDİT

Bankalar TÜFE Endeksli Tahvillerden ciddi kar sağlıyor. Fakat Negatif Reel faiz orta uzun vadede banka karlılığını da tehdit eder. Orta uzun vadede yüksek enflasyon dönemlerinde bankalar da kaybedenler kulübüne dahil olur. Kamu otoritesinin ekonomiyi dengelemek için ortaya attığı Kur Korumalı Hesaplarda ( KKH ) %17 olarak sabitlenen faiz oraları daha önce de yazdığımız gibi bankaların işine geldi. Zira Nisan sonunda 800 milyar TL seviyesine gelen KKH’lar toplam vadeli hesapların %20 seviyesine ulaşmış durumda. Bu da bankaların faiz giderlerini ödemli ölçüde düşürmüş durumda. Bu mevduatlar %17’de sabitlenmemiş olsa bankalar en az %5 daha fazla faiz ödeme zorunda kalacaktı ve bu bankalara ilk çeyrekte aylık ortalama 2,5 milyar TL faiz gideri avantajı sağlıyor. İkinci çeyrekte bu avantaj aylık 3,5 milyar TL olacak; mevduatların ortalamada %37’lık kısmının vadesiz hesaplarda olduğu; mevduat kredi makasını bankalar lehine daha da açıldığını düşündüğümüzde bankalara kar avantaj 10 milyar TL’leri bulacak. Mevduat faiz maliyeti KKH’ler sayesinde ortalama faiz giderleri baskılanırken; Kredi Faiz oranları üzerinde bir yaptırım olmadığı için faiz gelir makası açıldı ve bu durum da banka karlılıklarının artmasına önemli katkı sağladı. Buna karşılık Takipteki Kredi Rasyosu ( NPL ) 2022 ilk çeyreğinde sektörde %2,86 olmasına rağmen yüzdürülen krediler sayesinde bu oranın baskılandığı biliniyor; zira, yapılandırılan sorunlu kredilerin oranının %15’leri geçmesi sektör için önümüzdeki süreçte en önemli tehditlerden olmayı sürdürüyor.

S&P Global Ratings bu yönde yayınladığı Raporda Türkiye için 2023’e kadar NPL oranının %9 olarak öngörüde bulunuyor. Bankacılık sektöründe vergi oranının %20’den %25’e çıkarıldığını da unutmayalım. Yıl sonunda bu karların ne kadarı bankalarda kalacak göreceğiz.    

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.bankavitrini.com     

BANKA ANALİZLERİ

DenizBank, Dünya Çiftçiler Günü’nü Tarıma Özel Kampanyalarla Kutluyor

Tarımın finansmanı ve çiftçinin üretiminin devamlılığı için çalışan DenizBank, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü, Üretici Kart ile yapılan alışverişlerde nakit avans fırsatı ve toplamda altı aya varan vade avantajı gibi çiftçinin hayatını kolaylaştıran kampanyalarla kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

DenizBank, tarımın finansmanı için geliştirilmiş yenilikçi ürünü Üretici Kart ile MobilDeniz üzerinden 1 ay faizsiz 25.000 TL nakit avans imkânının yanı sıra, anlaşmalı iş yerlerinden yapılan alışverişlerde Mayıs sonuna kadar geçerli 5 aya varan vade avantajı sunuyor. Ayrıca çiftçiler, MobilDeniz uygulaması aracılığıyla banka şubesine gitmeden, doğrudan bayiden 4 milyon TL’ye kadar traktör kredisi başvurusunda bulunabiliyor.

“Çiftçilerimiz ülkemizin geleceğidir”

DenizBank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Engin Eskiduman, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “DenizBank olarak çiftçilerimizin ülkemiz ve geleceğimiz için taşıdığı değeri biliyor; üretim güçlerini desteklemeyi öncelikli görevimiz kabul ediyoruz. Bu özel günde de, tüm şubelerimizde onlarla bir araya geliyor, ziraat odalarımızla etkinlikler düzenleyerek Dünya Çiftçiler Günü’nü coşkuyla kutluyoruz. Bugün itibarıyla 300 tarım şubemizde, çoğunluğu ziraat mühendisi ve çiftçi ailelerinin çocuklarından oluşan 1500 kişilik ekibimizle sahadayız; tüm ihtiyaçlarında üreticilerimizin yanında olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de, ülkemizin her köşesinde, özellikle kırsal bölgelerde üretimin sürekliliğini sağlamak amacıyla gerekli finansal desteği sağlamak üzere kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Emekleriyle tarımı ayakta tutan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü içtenlikle kutluyor, verdikleri emek için teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Patrona Uyarı: Banka Kredileri, Özkaynak Değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir çok şirkette hâkim olan bir anlayış var. Sipariş varsa satış vardır, satış varsa büyüme vardır, büyüme varsa işler yolundadır. Bu durum umut verici görünse de arka plandaki finansal gerçekler çoğu zaman ihmal ediliyor. Özellikle büyümenin tamamen banka kredileriyle finanse edildiği şirketlerde bu durum ilerleyen dönemlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Bilançoların %70’i banka borçlarından oluşmaktadır. Şirketlerin çoğu kısa vadeli banka kredileriyle günlük operasyonlarını döndürmeye, uzun vadeli yatırımları ise işletme sermayesiyle karşılamaya çalışıyor. Bu yapısal sorun, finansmana erişimin iyice kısıtlandığı, bugünkü gibi yüksek faizli bir ortamda daha da riskli hale geliyor.

Bugün TL faiz oranları basitte %55 – 60’lara dayanmış durumdadır. Bileşiği ise tefeci faizlerine gelmektedir. Bu faiz oranlarıyla mevcut kredi borçlarının çevrilmesi, ödenmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Peki, neden şirketler bu kadar fazla banka kredisi kullanıyor?

Çünkü çoğu patron için kredi bir tür “ öz sermaye ” gibi görülüyor. Oysa bu en büyük ve en tehlikeli yanılgılardan biridir.

Kredi, bir finansman aracıdır. Örneğin tedarikçiden alınan vadeli mal gibi bir gün ödenmesi gereken bir borçtur. Sermaye değildir. Ortakların koyduğu, özkaynak hiç değildir.

Kredi riski, şirkete değil bankaya aittir sanılıyor ama durum tam tersidir.

Üstelik bu kredi bağımlılığı, iş dünyasında “büyüme tutkusu” ile birleşince daha da tehlikeli hale geliyor. Patron sipariş almanın heyecanıyla yeni yatırımlara koşuyor, üretim kapasitesini artırıyor, yeni makineler alıyor ama bu harcamaların tamamı krediyle finanse ediliyor.

Satışlar artsa da kârlılık aynı oranda artmıyor. Çünkü artan faiz yükü, nakit çıkışlarını eritiyor. Firma büyüdükçe özkaynağı zayıflıyor, borç/özsermaye oranı bozuluyor ve finansal yapı kırılgan hale geliyor.

Bugün konkordato ilan eden firmaların çoğu “büyüme dönemlerinde” kontrolsüz borçlanan firmalardır. İşler iyi giderken alınan kredilerin geri ödemesi, ekonomi yavaşladığında ya da faizler bugünkü gibi yükseldiğinde imkânsız hale gelir. Aslında ortada bir krizden çok kötü yönetilen bir finansman yapısı vardır.

Büyüme ciro ile ölçülmemelidir. Karlılık, nakit akışı, özkaynak karlılığı, borç çevirme oranı gibi göstergelerde önemlidir. Aksi halde bilançosu hormonlu şişmiş, borç yükü altında ezilen firmalarla dolu bir ekonomik yapı oluşur.

Ve bunun en temel sebebi şudur:

Kredinin, özkaynak olmadığı gerçeğinin farkında olunmamasıdır.

Patronlar artık şunu net bir şekilde anlamalı ;

Kredi bir borçtur. Bir gün geri ödenmek zorundadır. Kâr etmeyen, nakit sağlamayan bir yapının borçla büyümesi sürdürülebilir değildir.

Bu yolun sonu konkordatodur, iflastır.

Finansal disiplini olmayan bir büyüme çöküşün habercisidir.

İş dünyasının yaşaması için “krediye değil, kârlılığa” odaklanan bir zihniyet değişimi şarttır.

Özkaynak olmadan büyümek temelsiz bina yapmaya benzer. İlk sarsıntıda yıkılır.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

HSBC TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

• Türkiye hisse senetleri, İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından artan iç siyasi belirsizlik nedeniyle önemli bir oynaklık yaşamıştır.
• Ekonomik reformlara olan bağlılığa dair son güvenceler, uzun vadeli tezi desteklemektedir.
• HSBC, Türkiye’ye yönelik “ağırlığını artır” tavsiyesini koruyor ve altı “en iyi fikir” hisseyi vurgulamaktadır: Türk Hava Yolları, Akbank, BİM, Turkcell, Migros ve Torunlar.
• Yakın vadeli zorluklara rağmen, Türkiye hisse senetleri için temel uzun vadeli katalizörün, geleneksel ekonomik politikaya olan güçlü bağlılık olduğuna inanılmaktadır.
• Türkiye hisse senetleri için en büyük risk, döviz çıkışlarından kaynaklanan sürekli baskılardır.
• TCMB’nin temel öncelikleri, dolar talebini kontrol altına almak ve döviz istikrarını korumaktır.
• Yabancı yatırımcı pozisyonları yılbaşından bu yana artsa da, nispeten küçüktür ve bu da daha fazla çıkışın sınırlı olabileceğini göstermektedir.
• 14 Mart’a kadar, yılbaşından bugüne Türkiye hisse senetlerine 860 milyon USD giriş olmuştur, ancak 2024 boyunca 2,6 milyar USD çıkış yaşanmıştır.
• Türkiye’nin öz sermaye piyasasındaki yabancı sahipliği, 2020 öncesindeki %65 seviyesinden %37’ye düşmüştür.
• Türk bankaları, makroekonomik gelişmelerle yakından ilişkili oldukları ve yüksek yabancı pozisyonlarına sahip oldukları için, devam eden gelişmelerden en çok etkilenen sektör olarak görülmektedir.
• Bununla birlikte, bankaların yıl sonuna kadar faiz indirimlerinin gerçekleşmesiyle olumlu etkileneceği düşünülmektedir.
• Türkiye ekonomisinin temelleri sağlamdır ve 2025’in başındaki veriler, kurumsal kazançlara önemli bir destek sağlayacak şekilde ekonominin dirençli olduğunu göstermektedir.
• Yüksek enflasyon ortamında, Türk tüketicileri fiyat konusunda daha hassas hale geldikçe, temel tüketim malları ve indirimli perakendeciler iyi performans göstermektedir.
• Türkiye’de havacılık sektörü, güçlü büyüme görünümüyle öne çıkmaktadır.
• Ülke, 2024’teki 62,3 milyon ziyaretçiye kıyasla bu yıl 65 milyon ziyaretçi ağırlamayı beklemektedir.
• Türkiye, Ukrayna, Gazze, Lübnan ve Suriye gibi bölgelerdeki potansiyel yeniden yapılanma çabalarından faydalanabilecek stratejik bir konuma sahiptir.
• Savunma sektörü, AB’nin savunma bütçelerini artırma yönündeki önemli çabasından yararlanmaya hazırlanmaktadır. Aselsan tavsiye edilmektedir.
• Türk savunma ve havacılık ihracatı 2024’te %29 artarak 7,1 milyar USD’ye ulaşmıştır.

RAPORUN TAMAMI: 1743143694653

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.