Connect with us

BORSA

Başarısı ile Harvard’da ders konusu olan 27 yıllık Holding iflas etti

Türkiye’nin önde gelen holdinglerinden EGS, küresel kriz nedeniyle iflas etti. Şirket, 27 yıllık bir geçmişe sahipti ve bir dönem Harvard Üniversitesi’nde ders konusu olmuştu…

Yayınlanma:

|

İzmir İflas Müdürlüğü’nün açıklamasına göre, Türkiye’nin önde gelen holdinglerinden biri olan EGS Holding iflas etti. Haberler.com’un aktardığına göre İzmir ve Denizli merkezli 99 tekstil şirketinin ortak dış ticaret yapmak amacıyla 27 yıl önce kurduğu EGS Giyim Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi, küresel krizin etkisiyle iflas bayrağını çekti. EGS Holding’in sahipleri arasında Kemal Zorlu, Hüseyin Özdilek, Necip Kalkan, Ali İhsan Kasapoğlu gibi tanınmış iş insanları bulunmaktaydı.

EKONOMİK ZORLUKLAR VE HALKA ARZIN ARDINDAN YAŞANAN SORUNLAR

EGS Holding, kuruluşundan itibaren hızla büyüyerek uluslararası alanda adından söz ettirmişti. Ancak 2001 ekonomik krizi, holdingi derinden etkiledi ve mali sorunlar yaşanmaya başladı. Bu süreçte, holding bünyesinde faaliyet gösteren bankanın da TMSF’ye devredilmesi kararı alındı. EGS Holding’in çok ortaklı yapısı, TMSF ile anlaşmazlık yaşanmasına neden oldu ve 2000 yılında gerçekleştirilen halka arzda küçük ortaklar ve borsa hisselerini alan yatırımcılar mağdur oldu.

EGS HOLDİNG’İN AKADEMİK İLGİ ODAĞI

Hızlı büyümesi ve dünya genelindeki etkisi nedeniyle, EGS Holding bir dönem Harvard Üniversitesi’nde ders ve tez konusu olmuştu. Ancak bu başarı, zaman içinde ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmalarına engel olamadı.

SON DURUM: İFLAS KARARI VE HİSSEDARLARIN DURUMU

Gazeteilksayfa’nın belirttiğine göre EGS Holding’in tasfiye işlemlerinin tamamlanmasının ardından İzmir İflas Müdürlüğü, holdingin iflasının resmi olarak açıklandığını duyurdu. Bu süreçte, holdingin küçük ortakları ve borsa hisselerini alan yatırımcılar büyük mağduriyet yaşadı. Şimdi ise, iflas sonrası holdingin sahip olduğu varlıkların ve hisselerin ne olacağı merak konusu olarak gündemde.

Sözcü

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED’den 50 bsp indirim fiyatlanıyor: Nerdesin âşkım, burdayım âşkım #altın

Yayınlanma:

|

Yazan:

Avrupa Merkez Bankası (ECB), Euro bölgesindeki enflasyonun yavaşlaması ve ekonomik büyümenin zayıflaması nedeniyle faiz oranlarını bir kez daha düşürdü ve önümüzdeki aylarda daha fazla faiz indirimi sinyali verdi. Ancak ECB Başkanı Lagarde, kararların veri odaklı olacağını ve önceden belirlenmiş bir yol izlenmediğini vurguladı. ECB’nin yeni ekonomik tahminleri enflasyonun 2025’te %2 olan hedefe ulaşacağını ön görürken, büyüme tahminleri ise aşağı yönde güncellendi.

ECB’nin Haziran’dan bu yana ikinci çeyrek puanlık faiz indirimine soyunduğu günün devamında yılın geri kalanına yönelik sürecin nasıl devam edeceğini tam olarak bilmiyoruz. Bu sabah itibariyle vadeli faiz kontratları, ECB’nin 17 Ekim tarihinde düzenlenecek olağan faiz toplantısında 25 baz puan indirimine gitme olasılığına sadece %30 ihtimal tanıdığını not edelim. ECB ardından yatırımcıların dikkati FED’in önümüzdeki Çarşamba günü iki günlük toplantısının sonunda faiz indirimi kararı alması beklendiği toplantısına çevrilmiş durumda. Çeyrek puanlık indirime kesin gözüyle bakılırken, 2020’den bu yana ilk faiz indirimi olacağını da not edelim. Vadeli kontratların 50 baz puanlık faiz indirimine %50 ihtimal tanımaya başlaması ile, doların değer kaybının yeniden hızlandığını görüyoruz.

ECB kararı sonrası, küresel mali piyasalarda -günün son işlem saatlerinde- büyük çaplı bir volatilitenin hâkim olduğunu gördük. Önde gelen merkez bankalarının faiz indirimlerine başlayıp devam edeceğini beklentisinin yarattığı rüzgâr ve hâliyle FED’den 50 baz puan indirim ihtimalinin potaya girmesi,  kıymetli metal fiyatlarını yukarıya itti. Altının ons fiyatı, 2,530 dolar direncinden defalarca ‘kırmızı kart’ görmesi ardından dün yeni ufuklara yelken açarak 2,565 dolar seviyesini test etmek suretiyle tüm zamanların zirvesine yükseldi. Ons altın ile ilgili çok uzun bir süredir olumlu bir tonumuz olduğunu okurlarımız pekâlâ biliyorlar. Bir kez daha hatırlatmak gerekirse: Doların adeta ‘silah’ olarak kullanılması nedeniyle Merkez Bankalarının dolar rezervlerini azalttığını; doların rezerv kompozisyonundaki payının %70’ten %58’e gerilediğini, ABD Hazinesinin her 100 günde ~ $1 trilyon artan borcu ve bunun da yarattığı kaygılar, artan jeopolitik riskler ve faiz indirimleri öncesinde altını daha cazip bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanması… Bu görüşler ışığında altın ile ilgili uzun pozisyonlarımızı korumaya devam edeceğiz. Büyük resimde, her ne kadar kısa vadede bir miktar volatiliteye imkân versek de, zayıf dolar temasının korunmaya devam edeceğini, altının 2,550 dolar seviyesindeki hedefimize ulaşması ardından artık 3bin dolar seviyesinin radar menzilinde olacağını düşünüyoruz.

Türkiye cephesinde de, tıpkı yurt dışında olduğu üzere, günün son işlem saatlerinde volatilitenin etkili olduğunu gördük. Borsa cephesinde son yedi gündür kesintisiz bir şekilde korunan satış baskısı, sekizinci güne de taşınmaya hazırlanırken, 9,400 teknik seviyesinin altına sarkan endeks, kapanışa doğru bankalar öncülüğünde gelen güçlü alımları ile kayıplarını telafi ederek günü %1,1 artıda tamamlamayı başardı. Bankacılık endeksi ise günü %2,3 yükselişle tamamladığını not edelim. TCMB’nin kaybettiği döviz rezervlerini son bir haftadır hızla yerine koyması ardından kur cephesinde düşen tansiyonun da yardımı ile USDTRY kuru 34 seviyesinin kıyısında gün boyu salınmaya devam ederken, akşamüzeri 33,90 seviyesine kadar gerilediğini gördük. Altının rekor kırdığı, USDTRY kurunda da yönün yavaş bir yükseliş şeklinde olsa da yukarı olduğu bir ekosistemde, gram altın 2,800 TL seviyesinin de üzerine yükseldi. Bültenimizi takip eden değerli okurlarımızın, gram altında cephesinde, iki yükselen nedeniyle rekorların peş peşe gelmeye devam edeceği görüşümüzü pekâlâ hatırlayacaklardır.

Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yine dikkatle irdeledik. Bu minvalde, 6 Eylül ile biten haftada menkul kıymet istatistiklerinin ön plana çıktığın görüyoruz keza yabancı yatırımcı söz konusu haftada satış düğmesine basmış: yabancının hisse senedi portföyü 50 milyon dolar, devlet tahvili portföyü ise 863 milyon dolar azalmış. Yabancının hisse senetlerinden sene başından bu yana yaklaşık 2 milyar dolar satış yaptığını bilmemize rağmen, tahvil cephesindeki satışı pek de anlamlandıramadık. Öte yandan, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 2,6 milyar dolar düşüşle 146,7 milyar dolar seviyesine gerilerken; 11 Eylül gününe ait TCMB’nin analitik bilançosuna göre, swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon 0,9 milyar dolar artışla 15,1 milyar seviyesine yükseldi. BDDK verilerine göre ise KKM bakiyesi 0,5 milyar dolar düşüşle 46,5 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM’den çıkış kesintisiz bir şekilde Eylül 2023’den beri devam ediyor. Yabancı para mevduatlar 10 milyar dolar artışla 199,2 milyar dolar seviyesine gelirken, yurtiçi yerleşik tüzel kişilerin 1,2 milyar dolar mevduat artışına karşılık bireyseller 0,2 milyar dolar döviz çıkışı gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu veriler neticesinde, KKM’nin toplam mevduat havuzundaki payı %9, dövizin %39, TL’nin oranı ise %52 seviyelerinde göreceli olarak yatay seyretti.

Yurt dışına geçmeden önce, dün TCMB tarafından açıklanan Temmuz ayı cari işlemler dengesinin 0,6 milyar dolar fazla verdi. Geçen yılın aynı ayında cari dengenin 5,3 milyar dolar açık verdiğini hatırlatalım. Bu sonuçla birlikte 12 aylık birikimli açık 19,1 milyar dolar ile son yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu iyileşmenin arkasında altın ithalatındaki sert düşüşün ve ihracatta yaşanan artışın büyük payı olduğunu görüyoruz. Veriyi olumlu olarak ‘okuyoruz’.

Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, talep ve büyüme endişelerinin gölgesinde son üç yılın en düşük seviyesini test etmesi ardından, Meksika Körfezi’ni vuran Francine Kasırgası’nın ABD üretimini ne kadar etkileyeceği konusundaki belirsizliklerle birlikte dün günü %2’nin üzerinde yükselişle 72 dolar seviyesinden tamamladı. Doların değer kaybettiği, EUR ve Sterlin paritelerinin hafif de olsa yükseldiği dünkü günün gecesini ABD borsaları yükselişle tamamladı. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %1 yükselirken, bu sabah pasifiği diğer ucuna iyimser havanın topyekûn taşınmadığını görüyoruz. Japon Yen’i 140 psikolojik seviyesine doğru gerileyerek dolar karşısında yılın en değerli seviyesine gelmesi, ihracat odaklı Japonya şirketlerini olumsuz etkileyeceği beklentisi ile gösterge endeks Tokyo borsası %1 düşerken, teknoloji ağırlıklı Hong Kong borsası %1 yükseldi.

Reuters/Ipsos anketine göre, ABD Başkan Yardımcısı Harris, 5 Kasım’daki başkanlık seçimleri yarışında Trump karşısında %47’ye %42’lik bir üstünlük sağladı. Harris, seçmenlerin çoğunlukla kazandığını düşündüğü münazara ardından son dönemlerde kapanan farkı yeni açtı. Bu sonuç, Harris’in seçim yaklaşırken seçmenler üzerinde artan bir avantaj elde ettiğini gösterirken, piyasa dostu politikalar izlemesi beklenen Trump’ın geriye düşmesi ile bitcoin hâlen daha 58bin dolar seviyesinin etrafında salındığını ve ralliye ayak uyduramadığını görüyoruz. Yükselişin başlaması için 68-69bin dolar seviyelerinin üzerinde haftalık bir kapanışa ihtiyaç olduğunu altını peşinen çizelim. Herkese iyi bir hafta sonu dileriz.

Altın

17262004541cc5ca17144bc565b42b9c3e1cb64606_1_1200.jpg

Menkul Kıymet İstatistikleri

17262004557fdf4ced52b48d47ab45ed6b2d64f966_2_1200.jpg

TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim

1726200456e863a1d8864d1e8b26a509bd00fe6306_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Türk Lirası reel faiz yükselirken, hisse senetleri negatif ayrışıyor…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Küresel mali piyasaların gündeminde dün ABD’de açıklanan Ağustos ayı TÜFE enflasyon rakamları bulunuyordu. Manşet bazda yıllık artış oranı %2,5 ile beklentilere paralel sonuçlanırken, böylelikle, dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, enflasyon son 3,5 yılın en düşük düzeyine geriledi. Çekirdek TÜFE aylık bazda beklentilerin 0,1 puan üzerinde %0,3 oranında artış gösterse de, yıllık gerçekleşme piyasa beklentileri paralelinde %3,2 seviyesinde kaldı. Enflasyonun alt kalemlerinde, konut ve diğer hizmet maliyetlerindeki yükselişler, temel enflasyonun hâlâ inatçı olduğunu gösterdi. Bu durum, gelecek hafta FED’in 50 baz puanlık faiz indirim beklentisini boşa çıkarırken, piyasaların reaksiyonu ilk nazarda bir miktar olumsuz olsa da, gecenin güzel bir şekilde tamamlandığını not edelim.

Bu sabah itibariyle 18 Eylül toplantısına yönelik 25 baz puan indirime %85 ihtimal tanınırken, 50 baz puan indirimin ihtimalinin ise gündemden hâliyle tamamen düştüğünün altını çizmekte yarar görüyoruz. Hatırlayacağınız üzere, FED’in herhangi bir panik havasına imkân vermemek adına 25 baz puan faiz indirimine gideceğini düşündüğümüzü hemen hemen her gün bültenimizde ele alıyoruz. Gelelim verinin piyasa yansımasına. FED’in geç kaldığı yönünde algının da yardımı ilk nazarda ABD Doları küresel bazda sınırlı da olsa değer kazandı. Altının ons fiyatı bir kez daha 2,530 dolara seviyesinde bulunan rekoruna yoklaması ardından 2,515 dolar seviyesine çekilirken, pariteler cephesinde de EUR ve GBP hafif de olsa değer kaybetti. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı başta talep endişeleri ile neredeyse 68 dolar seviyesine gerileyerek son 3 yılın dibini test etmesi ardından hafif de olsa tepki alımları ile 70 dolar seviyesinin hemen üzerine yükseldi. Brent cinsi ham petrolün Nisan başında 92 dolar seviyesini aştığını düşünürsek, geri çekilmenin, küresel mânâda enflasyonla mücadele kapsamında olumlu bir haber olduğunun altını çizelim.

Türkiye cephesinde ise mevzuu pek de değişmedi. Hisse senetleri dünkü günü de tatsız bir seyir izleyerek tamamladı. BIST100 endeksi art arda 7 günlük kesintisiz düşüşle 9,400 teknik seviyesine kadar gerileyerek günü %2,1 kayıpla tamamlarken son beş ayın da dibine geriledi! 9,400 seviyesinin teknik olarak savunulamaması durumunda, daha da aşağıda 8,600 – 8,700 seviyesinin ön plana çıkacağını düşünüyoruz. Yüksek seyreden faizler ve buna bağlı zayıf şirket bilançoları hisse senetlerini ya da daha doğru bir yaklaşımla reel sektörü zorlarken, gerek yerli gerekse de yabancı yatırımcı ilgisizliği de üzerine tuz biber oluyor. Döviz piyasasında ise, TCMB’nin net yabancı para pozisyonu son verilere göre 1,1 milyar dolar daha iyileşerek 14,2 milyar dolar seviyesine yükseldiğini görüyoruz. Son beş iş gününde net pozisyonun 6,4 milyar dolar daha artışı kaydetmesinden de anlaşılacağı üzere döviz piyasasında geçen haftalarda ya da Ağustos ayı genelinde egemen olan sanılcı havanın iyice azaldığını ve tansiyonun düştüğünü görüyoruz. CDS risk primi 270-275 baz puan aralığında salınmaya dün de devam etti.

Hisse senetlerinin bu kadar negatif ayrışması ardından Türk Lirası’nın reel anlamda yatırımcısına son altı aydır reel getiri (faiz) sunmasının büyük payı olduğunu düşünüyoruz. Gelin üzerinden birlikte geçelim: Reel faiz, bileşik faizin, enflasyonun etkilerinin çıkarılması sonucu elde edilen faiz oranıdır. Diğer bir deyişle ‘gerçek’ faiz oranıdır. Pozitif reel faiz söz konusu ise, enflasyondan arındırıldığında bile mevduat faizinden yatırımcı ‘para’ kazanmış olur. Bu bağlamda, bizler de Mayıs başında kaleme aldığımız “Türk Lirası Sahalara Geri Dönüyor” başlıklı raporumuzda, reel getiri beklentisine işaret ederek Türk Lirasına ciddi bir ‘kredi’ açmıştık. Faiz konusunda değerlendirmede bulunurken, nominal rakamlara odaklanmak yerine ekli grafikten de görebileceğiniz üzere reel faizlere baktık. Bunu da yaparken, 3 aya kadar vadeli faiz oranını yıllıklandırmak suretiyle enflasyondan arındırdık. Bu noktada hangi faizi oranının Fisher denkleminde kullanılacağı tartışmaya açık bir konu olurken, mevduat faizden kesilen stopajı da gözardı ederek, reel faizin sadece ‘yönüne’ konsantre olmak istedik. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, 2018 yılının son çeyreğinde Papaz Brunson ekseninde ABD ile yaşanan tatsız dönem sonrası kısa bir müddet için artan reel faizin, 2021 yılının son çeyreğinden itibaren keskin bir şekilde gerilediğini görüyoruz. Hatta biz buna finansal deney demeyi de uygun bulduk.

Reel faizin derinlemesine eksi olduğu söz konusu dönemde, Türk insanı dövizi (yabancı parayı) güvenli liman olarak görürken, yabancı para mevduatın toplam mevduat içindeki payı ise %72 seviyesine kadar (dolarizasyon) yükselmişti. Akabinde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin geride kalması ile Sn. Bakan Şimşek’in de dediği üzere rasyonel politikalara geri dönene Türkiye’de, ortodox para politikasının uygulanmasına paralel reel faizin son 6 ayda pozitif alana geçmesi ile TL’nin toplam mevduat havuzu içindeki payının da %52 seviyesine yükseldiğini görüyoruz! Gelinen noktada, her ne kadar yüksek enflasyonu (kanser) çözmek için yüksek faiz (kemoterapi) uygulamadan başka bir alternatif kalmamış olsa da, şifa etkisinden ziyade yan etkinin de hisse senetleri üzerinde var olan baskıyı artırdığını görüyoruz. Bu noktada, enflasyon önümüzdeki aylarda makûl seviyelere geriledikçe, otoritenin kademeli olarak faizi indirmeye başlayacağı yönünde görüşümüz arkasında durmaya devam ediyoruz. Bunun da pek de geç olmayacağını altını tekrar çizmiş olalım.

Amerikan hisse senetleri, geceyi, kapanışa doğru gelen alımlarla yardımı ile yükselişle tamamladı. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %2 yükselişle başı çekerken, bu sabah iyimserliğin pasifiğin diğer ucunda da yansıdığını görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası, yedi günlük düşüş ardından ve YEN’in de bu sabah hafif de olsa dolar karşısında değer kaybetmesine paralel %2,8 yükselirken, teknoloji ağırlıklı Tayvan borsaları ise %3’e yakın yükselişle önde koşuyor. Asya genelinde yeşil rengin hâkim olduğunu peşinen söyleyelim. Harris-Trump müzarasının galibi olarak gösterilen Harris sonrası, kripto para birimlerinde yaşanan düşüş sonrası bitcoin iyimser havaya paralel yeniden 59bin dolar seviyesine yaklaştı.

Gözler bugün Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) olağan faiz toplantısında olacaktır. ECB’den 25 baz puan faiz indirimine kesin gözüyle bakılıyor. karar ardından mikrofon karşısına geçecek Başkan Lagarde’nin ne diyeceği önemle takip edeceğiz keza kıta Avrupasında durgunluk riski ön planda. Karar öncesi EURUSD paritesinin güne 1,10 seviyesinin diplerinde başladığını ve bu haftayı düşüşle bitirme hazırlığında olduğunu düşünüyoruz. Sene sonu için 1,1270 hedefimiz koruyoruz. Türkiye cephesinde ise her hafta Perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın verilerini enine boyuna irdeleyeceğiz. Makro cephede ise bugün menüde Temmuz ayı ödemeler dengesi istatistikleri bulunuyor.

TL reel getiri

1726114739477f2606b130f3e5d3067fc46fe01463_1_1200.jpg

Borsa Istanbul 100

17261147408856ed3b14749388fbd923b95766d4c9_2_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Petrol üç yılın dibinde, FED kararına günler kala gözler TÜFE verisinde

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de enflasyon dinamikler ve para politikası ön planda kalmaya devam ederken, bilançoların yüksek seyreden faiz oranları nedeniyle zorlandığı bir ortamda, hisse senetlerinin yönelik yatırımcı ilgisizliği de kendisini çok açık bir şekilde hissettirmeye başladı. Otoritenin hemen hemen her platformda, enflasyon makul düzeye gerileyene kadar uygulamaya kararlı göründüğü sıkı para politikasının şifa etkisi kadar yan etkisinin de hisse senetlerini baskı altına aldığını çok net bir şekilde gözlemliyoruz. Bu bağlamda, Fitch’in haftanın son iş günü Türkiye’nin kredi notunu bir basamak daha atırmasına adeta omuz silken hisse senetleri, haftanın ilk günü olduğu üzere dün de satış baskısına boyun eğerek günü %0,8 oranında düşüş ile son iki haftanın en düşük seviyesinde tamamladı. Borsanın lokomotifi konumunda bankacılık endeksi ise dün %1,7 oranında ve daha da kötü bir performans kaydederken, son dört günde %7 kayıpla negatif ayrıştı.

Döviz kuru Ağustos ayında süratli bir seyir izlemesi ardından son haftalarda psikolojik 34 seviyesinin etrafında sakin bir seyir izlemeye başladığını görüyoruz. Şöyle ki, TCMB’nin analitik bilançosuna göre, 3 Eylül günü 4,8 milyar dolar kötüleşen ve +7,8 milyar dolar seviyesine gerileyen swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon, müteakip günlerde TCMB’nin net alımları ile 5,3 milyar dolar artış göstererek yeniden +13,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Böylelikle, TCMB’nin kaybettiği rezervlerin önemli bir kısmını yerine koymasına paralel, artan döviz girişlerinin de yardımı ile kurun daha sakin bir patikada yol aldığının görüyoruz. En azından, birkaç ay daha, otoritenin faiz oranlarını sabit tutacağını, enflasyonun da baz etkisi ile gerilemeye devam edeceği bir ortamda, TL’nin sunduğu %6 civarında reel faizin azımsanmayacak düzeyde olduğunu, bunun da TL’yi bir müddet daha desteklemeye devam edeceğini düşünüyoruz. Lâkin, reel faizin uzun süre yüksek devam etmesinin yarattığı tahribatı da göz ardı etmeden, senenin son demlerinde TCMB’nin faiz indirimini gözden geçireceğini düşünmeye devam ediyoruz. Dün açıklanan sevimsiz sanayi üretim rakamlarını da bu perspektifte ele alıyoruz.

Döviz piyasasında egemen olan sakinliğe paralel yabancı indinde Türkiye’nin risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 270 baz puan civarında kalmaya devam ederken, dün Hazine ihalelerinin sorunsuz bir şekilde tamamlandığını gördük. 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %42,20 seviyesinde yatay bir seyir izlemeye devam ettiğini not edelim.

Dünyada ise gözler 18 Eylül tarihinde sonuçlanacak kritik FED faiz kararı öncesi bugün açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi. Reuters anketine göre, ABD’de manşet TÜFE enflasyonun yıllık %2,9 seviyesinden %2,6’ya gerileyerek son 3,5 yılın en düşük seviyesini test etmesi beklenirken, çekirdek enflasyonun ise yıllık bazda %3,2 seviyesinde kalması bekleniyor. Fiyat istikrarı kadar, tam enflasyon görevi de olan FED, işgücüne yönelik son dönemlerde açıklanan verilerin beklenenden daha fazla yavaşlama göstermesi sonrası rahatsızlığını dile getirirken, piyasalar ise, FED’in yumuşak iniş senaryosunu tehlikeye attığına yönelik olumsuz bir hissiyat içinde 25 ile 50 baz puan faiz indirimi arasında kararsızlık sergilemeye devam ediyorlar. ABD enflasyon verisinin, haftaya sonuçlanacak olağan toplantıdan çıkacak karara ışık tutacağına kesin gözüyle bakıyoruz. Bu sabah itibariyle 18 Eylül toplantısına yönelik 25 baz puan indirime %70, 50 baz puan indirime ise %30 ihtimal tanınıyor. Bizler de FED’in herhangi bir panik havasına imkân vermemek adına 25 baz puan indirime gideceğini düşünüyoruz.

Haftanın ilk iş gününü alıcılı geçiren ABD’nin en büyük 500 şirketini kapsayan S&P500 endeksi, dün geceyi de, kapanışa doğru gelen alımların yardımı ile artıda tamamlamayı başardı. FED kararına ve ABD seçimlerine kadar piyasaların yön tayin etmekte zorlanacağını kanaatindeyiz. Wall Street, Kasım ayında Demokrat başkan adayı Harris’in kazanması ve vaat ettiği vergi artışlarını uygulaması durumunda, şirket kazançları ve hisse senedi piyasasının olumsuz etkilenmesinden endişe ediyor. Hatırlatma yapmak gerekirse, Trump, başkanlığı sırasında şirketlerin vergi oranını %35’ten %21’e indirmiş ve geçen hafta ABD’de üretim yapan şirketler için bu oranı %15’e düşürmeyi desteklediğini söylemişti. Harris ise geçen ay büyük şirketlerin adil bir şekilde vergi ödemesi gerektiğini belirterek bu oranı %28’e çıkarmayı planladığını açıkladı.

Ekonomik büyümenin yavaşlamasına dair endişeler ve bankaların cari çeyrek için zayıf performans uyarıları nedeniyle Dow Jones endeksi, bankacılık hisselerindeki düşüşle dün akşam geriledi. Enerji sektörü hisseleri, OPEC+’ın 2024 ve 2025 için talep tahminlerini düşürmesiyle birlikte en çok değer kaybeden sektör oldu. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 70 dolar seviyesinin de altına sarkarak son üç yılın dibini test etti. Teknoloji hisselerinde aşırı değerlemelere yapay zekânın ağır siklet şirketi Nvidia, geniş çaplı bir piyasa satışından nasibini alarak son iki haftada %20’nin üzerinde düşüş kaydetmesi sonrasında haftanın ilk iki gününde yara sararak %5 yükseldi. Son dönemlerde 2,530 seviyesindeki zirvesini dördüncü kez deneyerek geçemeyen ons altın, gerilediği seviyelerden toparlanarak yeniden 2,520 dolar seviyesine dayanırken, EUR’nun bu sabah dolar karşısında hafif de olsa yükselişle 1,1040 seviyesine geldiğini not edelim. Kalabalık laflardan kurtulursak, genel hatları ile dolar zayıflığının devam edeceğini düşünüyoruz.

Dün akşam düzenlenen Trump – Harris canlı yayın münazarasının da oldukça çekişmeli geçtiğini görüyoruz. İki aday ilk defa yüze yüze gelirken, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, kürtaj, yasal sorunlar ve Trump’ın göreve uygunluğu üzerinden yaptığı sert eleştirilerle Trump’ı adeta savunmaya çekti. Harris, aynı zamanda ekonomik ve göç politikalarına yönelik saldırılarıyla Trump’ın zayıf noktalarını öne çıkararak onu tartışmalı ve çoğunlukla yanlış iddialar yapmaya zorladı. Harris’in ön plana çıktığı gecede, Trump’ın agresif tavrı bir miktar tepki çekti. Politik detaylardan ziyade, iki adayın keskin ideolojik farklarını gözler önüne seren münazara, seçimlere haftalar kala kararsız seçmenler üzerinde belirleyici bir etki yaratabilecek önemli bir fırsat sundu. Harris’in münazaranın galibi geldiği algısı ile kripto paralar dün akşam değer kaybetti.

Piyasa dostu olarak nitelendirilen politikalara Trump’ın daha yakın olduğunu, lâkin Harris’in dün akşamın galibi olduğu görüşünden hareketle, yeni gün başlangıcında Asya borsalarında ve ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Japonya Merkez Bankası (BoJ) Yönetim Kurulu Üyesi Nakagawa, enflasyonun beklentiler doğrultusunda ilerlemesi hâlinde faiz artışlarına devam edeceklerini belirtti. Geçtiğimiz Mart ayında negatif faiz uygulamasına son veren BoJ, Temmuz ayında kısa vadeli politika faizini %0,25 seviyesine yükselterek on yıllık genişlemeci para politikasından uzaklaşma sinyali vermişti. Ancak bu politika değişikliği küresel hisse senetlerinde sert gerilemeye ve YEN’in dolar karşı değer kazanmasına yol açarak carry trade olarak adlandırılan ucuz faizli parayı borçlan ve yüksek faizli paralara yatırım yap stratejisini ‘baltalayarak’ risk iştahını kesin bir şekilde azalmasına neden olmuştu. BoJ cephesinden gelen açıklamalara paralel, bu sabah YEN dolar başına 141,50 seviyesine gelerek yılın en düşük seviyesini (YEN değerlendi) test etti. Hatırlanacağı üzere, YEN dolar başına Temmuz ayı başında 162 seviyesini test etmişti. İki tarih arasında YEN %12,50 değer kazandı.

YEN’in değer kazanması, FED toplantısına kalan sayılı günler ve nihayetinde ABD seçimlerine kalan sekiz haftadan kısa bir süre öncesinde piyasalar cephesinde volatilitenin devam ettiğini ve etmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası Nikkei225 bu sabah %1’e yakın gerilerken, teknoloji odaklı Hong Kong borsasında düşüş %1,5 oldu. Mali piyasaların gündeminde bugün KKTC saati ile 15:30’da açıklanacak ABD enflasyon rakamlarının önem arz edeceğini bir kez daha hatırlatalım. Sabah saatlerinde ise İngiltere’de sanayi üretimi takip edilebilir.

ABD Enflasyon

1726028203ae2f51675b25fcc71e35fb0436b45331_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.