Connect with us

BANKA HABERLERİ

Basın meslek örgütleri dezenformasyon yasasına tepkili

Basın meslek örgütleri TBMM’de ele alınacak olan dezenformasyon yasa teklifini gazetecileri “sessiz ve nefessiz bırakma niyetindeki sansür düzenlemesi” olarak görüyor ve yasanın çekilmesini istiyor.

Yayınlanma:

|

Basın meslek örgütleri, TBMM Genel Kurulu’nda Salı günü ele alınmaya başlanması beklenen dezenformasyon yasa teklifine “gazetecileri sessiz ve nefessiz bırakma niyetindeki sansür düzenlemesi” olduğu söylemiyle karşı çıkarak, yasanın geri çekilmesini talep ediyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üç aylık aranın ardından geçtiğimiz cumartesi günü yeni yasama yılına başlamıştı. Seçim çalışmaları nedeniyle en fazla 6 ay çalışacağı tahmin edilen Meclis’in gündeminin ilk sırasında ise tartışmalı dezenformasyon yasa teklifi bulunuyor.

Kamuoyunda sosyal medya ya da dezenformasyon yasa teklifi olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanun teklifi geçen yasama döneminde AKP ve MHP’li milletvekillerinin imzalarıyla Meclis’e sunulmuş, Adalet Komisyonu’nda tartışmalar eşliğinde kabul edildikten sonra Genel Kurul’a sevk edilmişti. Teklifin Genel Kurul’da Salı günü ele alınmaya başlaması bekleniyor.

Basın meslek örgütleri, bugün düzenledikleri basın toplantısı ile taleplerini dile getirdi
Basın meslek örgütleri, bugün düzenledikleri basın toplantısı ile taleplerini dile getirdiFotoğraf: ANKA

Kanun teklifinin en çok eleştirilen maddeleri arasında “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kişilere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmesi” geliyor.

Basın örgütleri hangi maddelere karşı çıkıyor?

Basın meslek örgütleri Pazartesi günü İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Eskişehir ve Adana’da bir araya gelerek, yasa teklifine neden karşı çıktıklarını açıklayan bir dilekçe örneğini TBMM’de grubu bulunan partilere gönderdi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), DİSK Basın İş, Basın Konseyi, PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yayıncılar Birliği İstanbul’da bir toplantı yaparak teklifin geri çekilmesi için aylardır yaptıkları çağrıyı yineledi.

Basın meslek örgütleri Salı günü de bir araya gelerek ortak bir açıklama ile yasanın özellikle hangi unsurlarına karşı çıktıklarını kamuoyuna duyuracak.

TGS teklifi “Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür düzenlemelerinden birisi ve basını yok etme girişimi” olarak nitelerken, yasanın geçmesi durumunda seçime tahminen 8 aydan az zaman kalmışken basını tek sesliliğe mahkûm edeceğini ve halkın haber alma hakkını yok edeceğini de belirtiyor.

Gazetecilerin teklifte karşı çıktığı maddelerin başında hapis cezasını öngören 29’uncu Madde geliyor. Bu madde ile Türk Ceza Kanunu’na 217/A maddesi olarak eklenmesi planlanan “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun muğlak ve subjektif değerlendirmelere açık olduğu vurgulanarak, grup başkanvekillerine iletilen dilekçede şu noktaya dikkat çekildi:

“Zamana, kişilere ve koşullara bağlı olarak her uygulamacı tarafından farklı yorumlanması muhtemel bu düzenlemeyle, yalnızca gazeteciler değil tüm toplum ciddi bir cezai tehdit ile karşı karşıya bırakılmakta, ifade ve basın özgürlüğü yok edilmektedir.”

Basın meslek örgütleri Haziran ayında da protesto eylemi düzenlemişti
Basın meslek örgütleri Haziran ayında da protesto eylemi düzenlemiştiFotoğraf: Gülsen Solaker/DW

TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise yeni yasama yılının başlaması nedeniyle düzenlediği basın toplantısında teklifi desteklediğini belirtirken, “muğlaklık” eleştirilerine şöyle yanıt vermişti:

“Bir hukukçu okuduğunda sizin gördüğünüz muğlaklığı görmez. Bir hukukçu onun çerçevesinin ne olduğunu belirler. Kelime anlamları değil terim anlamlarıyla ilgili değerlendirme yapılır. Bu konuda bir sıkıntı, bir tereddüt olacağını düşünmüyorum.”

Ancak gerek basın meslek örgütleri gerekse diğer sivil toplum kuruluşları bu madde ile “yalan haberi yapanların” yanı sıra “yayanların” da suçlanabileceğine dikkat çekerek, bunun demokrasi ve ifade özgürlüğü ilkesine temelden aykırı olduğunu vurguluyor.

Basın İlan Kurumu’nun yetkilerinin genişletilmesine tepki

Teklifin 4, 5 ve 7’nci maddeleri ile de Basın İlan Kurumu’nun yetkilerinin kanuni dayanağı olmadığı halde genişletildiği ve kuruma “yayın durdurma ve internet haber sitesi vasfının olmadığının tespiti talebiyle mahkemeye başvurma, internet haber sitesinin resmi ilanın kesilmesi ile çalışanların basın kartının iptaline giden sürecin başlatılması” gibi geniş yetkiler verilmesi de eleştiriliyor. Örgütler, bu yetkilerle donatılan Basın İlan Kurumu’nun iktidarların baskı aracı haline geleceğini söylüyor.

Bu arada basın meslek örgütleri yasayla birlikte internet siteleri için yeni bir sürecin başlayabileceği uyarısında bulunarak, yazılı medyada bir dava açmak için tanınan “yayın tarihinden itibaren 4 aylık süre” şartının internet basını için yayın tarihinden itibaren değil “şikâyet tarihinden itibaren” başlatılmasının kaos ortamına yol açabileceğini belirtiyorlar.

Basın kartlarının kontrolü İletişim Başkanlığı’na

Yasa teklifinin basın meslek örgütlerince bir başka eleştirilen noktası da basın kartları ile ilgili bölümler.

Teklifin 14’üncü ve 19’uncu maddeleriyle Basın Kartı Komisyonu’nun kontrolü tamamen İletişim Başkanlığı’na verilerek, komisyonun yapısının antidemokratik hale getirildiğine işaret eden gazetecilik örgütleri, “Basın Kartı Komisyonu gazetecilerden oluşması gerekirken basın meslek örgütleri azınlık hale getirilmiş, kararları etkisiz kılınmıştır” diyerek, basın kartını basın meslek örgütlerinin vermesi gerektiğini belirtiyor.

Bu arada teklifin 15’inci maddesiyle Basın İlan Kurumu tarafından belirlenen “Basın Ahlâk Esaslarına” aykırılık halinde gazetecilerin basın kartları iptal edilebilecek. Basın Ahlak Esasları ile ilgili halen Türkiye Gazeteciler Sendikası tarafından Danıştay’da dava açılmış durumda.

Sosyal ağ sağlayıcılara müdahale kolaylaşıyor

Basın meslek örgütlerinin dilekçesine göre, teklifle “internete sansürün dozunu artıran ve sosyal ağ sağlayıcılara müdahaleyi kolaylaştıran” değişiklikler de yapılıyor.

Teklifin 31’inci maddesiyle 5651 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin yetkileri arasına internette içerik engellenmesi dışında içerik çıkarılması yetkisi de eklenirken, 34’üncü maddesiyle ise sosyal ağ sağlayıcılarının temsilci atama şartları ağırlaştırılıyor ve yaptırımlar sıkılaştırılıyor.

Yasa teklifiyle ayrıca Elektronik Haberleşme Kanunu’nda değişiklik yapılarak, WhatsApp, Telegram ve benzeri şebekeye bağlı olmaksızın haberleşme hizmeti sunan platformlara temsilci atama sorumluluğu da yükleniyor.

Teklifin Anayasa’ya aykırı olduğunu da belirten meslek örgütleri, teklifin komisyon görüşmelerinin yapıldığı sırada da itirazlarını dile getirmişti.

DW

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

MERKEZİ YÖNETİMİN 2025 MAYIS AYI GELİR GİDER ANALİZİ

Yayınlanma:

|

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün (15.06.2025) yayınladığı veriler baz alınarak Merkezi Yönetimin 2024 Mayıs ayı sonu (önceki dönem) ile 2025 Mayıs ayı sonu (cari dönem) kıyaslanarak değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan verilerden hazırladığımız tablo aşağıda sunulmuştur.

TESPİTLERİMİZ

1- Toplam gelirler içinde en yüksek tutarlı kalemler: Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, İthalde ve Dahilde Alınan KDV’dir. Cari dönemde bu 4 vergi türünün toplamı, toplam vergi gelirlerinin %70,7’sini oluşturmaktadır.
2- Toplam vergi gelirlerinin önceki dönemde %17,’4’ü, cari dönemde ise %20,9’u faiz ödemelerine gitmiştir..
3- Sosyal Güvenlik Kurumlarına (SGK) Görevlendirme Giderleri ile Hazine Yardımları adı altında yapılan ödemelerde önemli artış olmuştur. SGK’ya bir önceki dönemde 593,8 milyar TL aktarılırken, bu tutar cari dönemde 891,4 milyar TL olmuştur.
4- Bütçe açığı diğer kalemlere kıyasen daha düşük artış göstermiştir. Ancak yaptığımız araştırmalarda yılların son ayındaki bütçe açığı önceki aylara göre inanılmaz artmaktadır. Örneğin yılların ilk 11aylık bütçe açıkları toplamı (milyar TL); 2022’de 20,4; 2023’te 532,4; 2024’te 1.226,9 iken Aralık aylarındaki (tek aylık) bütçe açığı 2022’de 122,2; 2023’te 848, 2024’te ise 829,2 olmuştur. Sebebini bilmiyoruz. Ancak bu bağlamda yılın bütçe açığı sene sonunda netleşmektedir.


SONUÇ

Cari dönemde, personel giderleri+SGK’ya aktarılan tutar+faiz giderleri, toplam harcamaların %54,3’ünü oluşturmaktadır. Bu harcama kalemleri ve diğer harcama kalemleri dikkate alınınca gider tarafında harcamaları azaltacak tedbirlerin alınması zor görünmektedir. Sıklıkla gündeme getirilen tasarruf tedbirlerinin de bu büyüklükteki bütçede önemli bir sonuç sağlamayacağı görüşündeyiz. Bu nedenle Merkezi Yönetimin gelirleri arttırıcı (vergi oranlarını arttırma, yeni vergiler koyma, muafiyetleri ve istisnaları kaldırma gibi) uygulamalara gideceği kanaatindeyiz.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Sıddık Kardeşler Haddecilik Konkordato Talebinde Bulundu

Yayınlanma:

|

Yazan:

İSO 500’de 304. sıradaydı, 6,8 milyar TL ciroya rağmen konkordatoya başvurdu!

1976 yılında kurulan ve Türkiye çelik sanayisinin köklü firmalarından biri olan Sıddık Kardeşler Haddecilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti., konkordato başvurusunda bulundu. 2024 yılı itibarıyla 6,8 milyar TL ciroya ulaşan şirket, İSO 500 listesinde 304. sırada yer almasına rağmen mali darboğazdan kurtulamayarak mahkemeye başvurdu.

Sektörde Şok Etkisi Yarattı

Sıddık Kardeşler’in konkordato kararı, demir-çelik sektöründe yankı uyandırdı. Yüksek cirosuna ve sektördeki güçlü konumuna rağmen böyle bir adım atılması, finansal risklerin ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Şirketin konkordato talebiyle birlikte mahkemeden süre talep ettiği ve borç yapılandırması sürecine girmeyi hedeflediği öğrenildi.

Konkordato Nedir, Ne Sağlar?

Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen firmaların, alacaklılarıyla uzlaşarak faaliyetlerine devam etmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Bu süreçte şirketin mal varlıkları koruma altına alınır ve mahkemenin onayı ile borç ödeme planı devreye girer. Amaç, iflasın önüne geçerek şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesidir.

Ekonomik Dalgalanma ve Sektörel Zorluklar

Son yıllarda artan enerji maliyetleri, kur dalgalanmaları ve iç piyasada yaşanan tahsilat problemleri; birçok sanayi şirketi gibi Sıddık Kardeşler’i de zora soktu. Özellikle çelik sektöründe rekabetin giderek arttığı ve marjların daraldığı bir dönemde, finansal yönetim becerileri daha da kritik hâle geldi.

Gözler Mahkeme Sürecinde

Şirketin konkordato başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği ve geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Sektör temsilcileri ise bu gelişmeyi sadece tekil bir iflas belirtisi değil, çelik sektörünün alarm veren yapısal sorunları olarak değerlendiriyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İş Bankası’ndan dijital tahvil ihracı

İş Bankası Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk dijital Eurotahvil ihracını gerçekleştirdi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Euroclear tarafından işletilen Dijital Finansal Piyasa Platformu (D-FMI) kullanılarak ihraç edilen Eurotahvil, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde meydana gelen deprem felaketlerinden etkilenen illerdeki kişilerin, çiftçilerin, mikro ve küçük işletmelerin finansmanı için kullanılacak. İşlemde Citigroup Global Piyasalar ile Citibank Londra Şubesi dealer ve ajan banka rolleriyle görev aldı.

“Dijitalde doğmuş tahvil” (Digitally Native Note) olarak adlandırılan tahvil, Dağıtık Defter Teknolojisi (DLT) kullanılarak ihraç edildi. Söz konusu teknoloji; güvenli ve merkezi olmayan kayıt tutmayı sağlıyor; tahvillerin ihraç edilmesini ve takasını da kolaylaştırıyor. Bu sayede ihraç edilen Eurotahvilin takası da işlemin fiyatlandırıldığı gün içerisinde sonuçlandırıldı.

Türkiye’de ve gelişmekte olan bir piyasada özel bir banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk Eurotahvil ihracı

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, konuya ilişkin değerlendirmesinde, ikinci yüzyılına adım attıkları 2025 yılında, Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel bir banka tarafından ilk dijitalde doğmuş Eurotahvil ihracını gerçekleştirmekten duydukları memnuniyeti vurgulayarak şunları söyledi:

“Türk bankacılık sektörünün uluslararası finansal piyasalarına erişim gücü, gelişmişlik düzeyi ve yeni teknolojilere hızlı adaptasyonunun teyidi niteliğindeki bu işlem, İş Bankası’nın dünyadaki yeni teknolojileri hayata geçirmedeki öncü rolünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu ihracımızı, blokzincir teknolojisinin sermaye piyasaları işlemlerinde kullanımına örnek oluşturması açısından kıymetli buluyorum. Finansal piyasa enstrümanlarının sürekli gelişen teknolojilerle çeşitlenmesinde öncü rol oynamaktan da ayrıca gurur duyuyoruz. İşlemin dayandığı teknolojinin yanı sıra elde edilecek kaynakların deprem bölgesindeki üretici kesimlerce kullanılması ise işlemin önemini artıran bir diğer temel unsur.”

IFC Genel Müdürü Makhtar Diop da şöyle konuştu:

“Bu yatırım, finansal inovasyon alanında önemli bir dönüm noktası olup, Türkiye’nin ilk dijital tahvili olma niteliğini taşıyor. Bir blokzinciri platformunda ihraç edilen söz konusu tahvil, Türkiye’de depremden etkilenen işletmelerin finansmana erişmesine yardımcı olacak. Bu işlemle tahvil piyasasında yeni dijital teknolojileri kullanarak finansmanı daha erişilebilir hale getiriyor ve en çok ihtiyaç duyan taraflara kritik önemi haiz sermayeyi yönlendirerek depremden etkilenen bölgenin yeniden inşa ve toparlanma süreçlerini destekliyoruz.”

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.